Arama     Konular    
  Üye Ol antalya escort Ana Sayfa  ·  Konular  ·  Dosyalar  ·  Hesabınız  ·  Haber Gönder  ·  Top 10  ·  T.C Karayollari Haritasi  
Ana Menü
· Ana Sayfa
· 2. El Ilanlar
· Anketler
· Ansiklopedi
· Arkadaşına Tavsiye Et
· Arşiv
· Bize Ulaşın
· Dosyalar
· Faydalı İçerik
· Forumlar
· GizlilikPolitikasi
· Haber Gönder
· Hakkimizda
· Harita
· Konu Başlıkları
· Oyun Alanı
· Top 10
· Videolar
· Web Links
· Üye Günlüğü
· Üye Listesi
· İzlenimler
· Özel Mesajlar

Kimler Sitede
Şu an sitede, 443 ziyaretçi ve 0 üye bulunuyor.

Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.

Giris
Nickname

Şifre

Guvenlik Kodu: Guvenlik Kodu
Guvenlik Kodunu Yeniden Yaziniz

Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.

Dost Siteler
www.webevi.com www.lamaorda.com www.saglikbilgisi.com www.bilgisayarbulteni.com www.thelostdownload.com www.ucretbordrosu.com


Ikiteker Motosiklet Fan Klubu - Motosiklet ve motosikletli yasam kulturu: Forums

Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi :: Başlık Görüntüleniyor - Pireneler ve kuzey Ispanya gezisi raporu
 YardımYardım   AramaArama   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Pireneler ve kuzey Ispanya gezisi raporu
Sayfa 1, 2, 3  Sonraki
 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> Geziler/Toplantilar
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
viatormundi
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Feb 25, 2006
Mesajlar: 271
Nerden: Mayorka

MesajTarih: Cmt Mar 11, 2006 1:38 pm    Mesaj konusu: Pireneler ve kuzey Ispanya gezisi raporu Alıntıyla Cevap Ver

2003 yilinda yaptigim Alpler gezisinin vermis oldugu guven ve macera istegi duygusuyla (bakiniz Alpler gezi raporu, http://www.ikiteker.org/modules.php?name=Forums&file=viewtopic&t=6467 ayrica 2005 Norvec raporumu burada okuyabilirsiniz http://www.ikiteker.org/modules.php?name=Forums&file=viewtopic&t=6582&start=0)
2004 temmuz ayinda Alpler gezisi kadar uzun olmasa da, 3 haftalik bir motor gezisi yapmaya karar verdim. Yine tek basima ya da dogru soylemek gerekirse ben ve yol arkadasim TDM 900'umle. Bu sefer rotam soyle Stockholm-Göteborg-Kiel (feribot ile)-Hamburg-Narbonne (tren ile)-Andorra-Pamplona-San Sebastian-Bilbao-Zaragoza-Barselona-Mayorka-Barcelona-Narbonne-Hamburg (tren ile)-Kopenhag-Malmo-Stockholm. Yolculuk takriben 6000km surdu. Bu sefer, trenler sayesinde kilometreden tasarruf yaptik icon_wink.gif



2003 yilindaki yolculuktaki gibi mumkun oldugunca kamp kurmak yerine cunku Alplerde kampingler cok iyi kalitede ve rahatti, Ispanya'da hotel motel olaylarinin dusuk maliyetlerini goze alarak (Isvec'de yasamanin en guzel tarafi, hangi ulkeye giderseniz Japonya ve Norvec haric herseyin fiyatini ucuz algiliyorsunuz icon_lol.gif ) kamp malzemelerimi almadim yanima. Luks bir gezi oldu anlayacaginiz ama bir iki konaklama yerinde keske cadirim yanimda olsaydi dedim aslinda.

Bir evvel ki seneyle karsilastirinca ekipmandaki degisiklikler, motorumdaki yeni egsozlar (italyan mali GPR marka, cok kaliteli degil ama komsulari sabahin korunde uyandirma islevini yerine getiriyor), air-bag'li ceketim, bu ceketten daha sonra bahsedecegim, normal filmli Nikon kameram yerine Sony dijital kameraydi. (o yuzden resim kalitesinde 2003 gezisine gore bir dusus var bana sorarsaniz ama bagajdan tasarruf etmis oldum boylece, Nikon tank cantasinin yarisini kapliyordu)

Yagmurlu bir Isvec yazi sabahinda (genelde Isvec yazlari hep yagmurlu olur icon_cry.gif ) yola cikiyorum. Merak edenler icin, selenin uzerindeki kablo air-bag cekete takiliyor.



Ilk durak Göteborg sehri. Isvec'in batisinda olan bu sehir bir endustri sehri. SKF, SAAB ve VOLVO sirketleri buraya yakin. Stokholm'le karsilastirinca daha mutevazi bir sehir. Bana sorarsaniz, Stokholm Iskandinavya'nin en guzel sehri, hatta kuzeyin Venedigi diye anilir. Göteborg nesiyle unlu diye sorarsaniz kotu havasi derim, durmadan yagmur yagar burada ve tabi ki ben sehre vardigimda bir ayricalik soz konusu degildi. Isin asli neredeyse butun 500 km boyunca yagmur altinda kullandim motoru.

Göteborg'a gelince kuzey Almanya'daki Kiel sehrine giden feribota bindim. Aksam biniyorsunuz, feribotta bir seyler yiyip icip dinleniyorsunuz, ertesi sabah Almanya'dasiniz. Bu feribot ile mesafe katetme olayini seviyorum acikcasi, insanin okumaya firsati oluyor hem de enteresan insanlarla tanisma imkani var.



Cirkin Göteborg limaninin feribottan gorunusu. Yok ben bu Göteborg'un limanini sevmedim.



Feribotta iki kisilik odada kaldim. Oda arkadasim 65 yaslarinda cevat kelle vari bir Isvecli amca cikti. Elemanin yaninda yanlis hatirlamiyorsam 4 kamera vardi, anlayacaginiz fotograf manyagi. Ilk once ekipmanlar hakkinda seminer verdi bana sonra da cektigi fotoraflari gostermeye basladi. Amcam yaninda hard disk, kucuk projektor falan tasiyor, yani her an sunum yapabilecek vaziyette. Artik siz diyin 1000 ben diyim 2000 fotograf sonrasinda amcam biraz yoruldu da kendimi bara zor attim. Yok hakkini almamak lazim, iyi fotografci, ozellikle siyah beyaz insan calismalari cok hosuma gitti. Ama Iskandinavya'da feribota binip de bara takilmamak olmaz, neden mi? Simdi burada ickiler cok pahali ya, vergisi yuksek diye, gemiler acik sulara cikinca barlar acilir, benim ucuz ickiye muhtac kuzeyli dostlarim hemencecik sarhos olurlar. Karnaval ortami yani. Kim demis Isvecliler az konusur diye, bir sise votkadan sonra bulbul gibi öterler (Isvecliler icin cok soylenen bir fikrayi paylasayim sizinle konu acilmisken. Havaalaninda Isvecli olup olmadigini nasil anlarsiniz? Kulak verin etrafa, eger birilerinin ellerinde ki torbalarda sise singirdamasi duyuyorsaniz, kesin Isveclidirler)

Neyse, ertesi sabah sag salim Kiel'e vardik. Bu arada olur da feribotla yolculuk etmeyi planlarsaniz, motoru sabitlemek konusunda yaninizda bazi malzemeler olsun derim. Ilk olarak motoru feribotun zemininde ya da duvarlarinda bulunan halkara sabitlemeye yarayan kilitlenebilen kayis ve ikincisi eger tekerin onune koyacak takoz yoksa on freni kitlemek icin freni siki tutacak kucuk bir kayis ya da ip.



Devam edecek......
_________________
KTM 990 Adventure
Alpler '03
Norvec '05


En son viatormundi tarafından Sal Mar 28, 2006 4:36 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
viatormundi
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Feb 25, 2006
Mesajlar: 271
Nerden: Mayorka

MesajTarih: Cmt Mar 11, 2006 1:43 pm    Mesaj konusu: Kiel-Narbonne araba treni Alıntıyla Cevap Ver

Kiel'den Hamburg cok kisa bir mesafe. Bu sene Alman otobanlarinda zaman gecirmek ve gereksiz tehlike yasamak yerine 2003 yazinda yaptigim gezinin geri donus etabinda kullandigim autozug'u (arac tasiyan tren) kullanmaya karar verdim. (Detayli bilgi http://www.autozug.de/eindex.html)

Tren beni ve TDM'i Hamburg'dan guney Fransa'daki Narbonne sehrine gece tasiyacak.



Almanlar bu isi iyi dusunmus valla, super rahat bir olay



Biraz tuzlu ama motorun asinmasi, eskiyen lastik, harcanan benzin, konaklama ucreti ve olabilecek kaza riski goz onune alininca o kadar da pahali degil acikcasi. Motoru yukluyorsunuz trene aksam ustu, sabah guney Fransa'dasiniz. Ispanya sinirina 1 saat mesafede.

Sevgili yol arkadasim trene yuklenmeyi bekliyor.



Trene guney Isvec'den gelen bu sirin grup da binecek. Suzuki Intruder kullaniyor hepsi. Aksam trendeki Alman biralarini beraber test ettik icon_lol.gif



Motorlar trene yuklendi. Vagonun tavani alcak o yuzden kask kullanmanizi sart kosuyorlar. Dediklerine gore kafayi celik kolonlara toslayanlar olmus yukleme sirasinda, uff. Alman elemanlar kayislarla sabitleme islemlerini cok iyi yapiyorlar.



Yumusak cantalar, rulolar ve cruiser motorlarda olan buyuk on camlarin/siperlerin cikarilmasi sart. Bizim Intruder'calarla Alman gorevliler arasinda bayagi bir tartisma oldu bu on cam/siper konusunda. Bizim Svensson'un argumani soyle "yahu ben bu motorla 150km hiz yapiyorum, nasil olurda saatte 100km ile giden trende on siper kirilir?" Alman gorevlinin aciklamasi ilginc "iki tren yan yana gecince oyle bir turbulans oluyor ki, cama/sipere ruzgar tersten vuruyor, sen herhalde geri viteste saat 100km ile motorunu kullanmadin hic di mi?" Sonucta bizim Intruder'cilar roma imparatorlugu gladyatorleri ya da bizim robocop polisler gibi ellerinde intruder siperlikleriyle trene biniyorlar.

Trendeki kompartmanlar idare eder. Cuzdaninizin kalinlik oranina gore 2 kisilikten 5 kisiye kadar kompartmanlar var. Kahvalti dahil. Sansima iki tane Danimarka'li motorcuyla ayni kompartmana dusuyorum.



Bu elemanlar motorlari yukleme sirasinda ilgimi cekmislerdi. Birinde Ducati ST4 digerinde BMW R1150 RT, tertemiz touring motorlari. Ama adamlarin ustu basi dokuluyor. Kasklarina kask demeye sahit ister, yarim karpuz gibi bir seyler. Elbiseler param parca. Sanki neleri var yok satmislar, motorlari almislar. Neyse, yerlesiyoruz kompartmana. Kim altta kim ustte yatacak tartismasi kazasiz belasiz cozuldukten sonra, haritalar cikiyor ortaya, herkes nerelere gidecegini anlatiyor falan. Yok dayanamayacagim, sormam lazim bu ekipman garibanligi meselesini. "Yahu nedir sizin bu malzeme durumu, kasklar pek guvenli durmuyor hani, biraz eskimisler". Elemanlar siritiyor. Biz bunlari internetten falan cikma aldik ozellikle, hepsini atacagiz yarin Andorra'ya gidiyoruz, orada butun takimi yeniden doseyecegiz. O zaman dank ediyor kafama. Dogru ya, Andorra'da vergi yok. Her turlu malzeme cok ucuz. Eh Danimarka'da bu tip malzemeler cok pahali, iyi fikir aslinda. Yolculugun geri kismi iyi geciyor, barda Intruder'cilar beni cruiser motor kullanmaya ikna etmeye calisiyorlar ama tabiki basarili olamiyorlar. Gece biz uyurken de trenimiz bizi Fransa'nin guneyindeki Narbonne sehrine dogru tasiyor.

Yarin Pireneler'de pirelenmece icon_twisted.gif
_________________
KTM 990 Adventure
Alpler '03
Norvec '05
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
viatormundi
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Feb 25, 2006
Mesajlar: 271
Nerden: Mayorka

MesajTarih: Cmt Mar 11, 2006 1:48 pm    Mesaj konusu: Narbonne-La Seu D'urgell Alıntıyla Cevap Ver

Ertesi gun ogle saatlerinde Narbonne'a variyoruz. Motorlarin vagonlardan indirilmesi biraz zaman aliyor ama acelemiz yok. Danimarka'lilar aceleyle Andorra'ya dogru yola cikiyorlar, anliyorum adamlari, mumkun oldugunca cabuk o komik kiyafetlerden kurtulmak istiyorlar icon_biggrin.gif Intruder'cilarda Barselona uzerinden guney Ispanya'ya dogru yola cikiyorlar. Kesin pisecekler yolda, guney Ispanya'da temmuz ayinda deri kiyafetlerle motor kullanmak akil kari degil bana gore.

Bugunku rotam kisa yalnizca 300km kadar, Narbonne'un guneyine dogru yol alip, siniri gecip, La Seu D'urgell adli kayak merkezinde konaklayacagim.



Sonunda yola cikabildim. Virajli yollar, gunesli gokyuzu ve temiz bir hava hosgeldin Pirenelere diyor sanki icon_biggrin.gif



Puigcerda denen kasabaya geliyorum. Tam sinirda, Fransa tarafinda hersey Fransizca ve gercekten Fransa havasi veriyor, 20 metre sonra (sinir cizgisi, kontrolu yok artik Schengen nedeniyle) her sey Ispanyolca ve Ispanya gorunumunde. Enteresan bir goruntu.

Puigcerda'da Boules (oradaki ismiyle Pétanque) turnuvasindan bir goruntu. Kisaca agir metal toplari tahta kucuk topa yakin atma olayi, herkesin 2 topu var. Kumsalda oynamak icin uygun bir oyun.



Tekrar yollara dustum, artik Viva Espana olayi gecerli.





Aksam ustu La Seu D'urgell'e variyorum. Ok kalitede bir pansiyona yerlesip, bir seyler atistirdiktan sonra kasabayi geziyorum. Sirin bir dag kasabasi. Icinde yapay golu bile var.



Ertesi gun Pirenelerin batisina dogru yoluma devam edecegim...
_________________
KTM 990 Adventure
Alpler '03
Norvec '05
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
viatormundi
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Feb 25, 2006
Mesajlar: 271
Nerden: Mayorka

MesajTarih: Cmt Mar 11, 2006 1:56 pm    Mesaj konusu: La Seu D'Urgell-Ainsa Alıntıyla Cevap Ver

Sabah yola cikiyorum tekrar. Bugunku hedef aslinda Ainsa adindaki kasabaya ulasmakti ama oraya beklenenden erken varinca yola devam ediyorum ve Torla adindaki bir dag kasabasinda konakliyorum. Iyiki de oyle bir karar vermisim, inanilmaz derecede guzel bir kasabaydi. Toplam katedilen mesafe 350km kadar. Yaslandik mi ne, Alpler gezisinde gunde 500 km yapiyordum ortalama ancak Pireneler'de hersey biraz daha sakin sanki. Alplerle karsilastirilirsa fazla motorcu yok yollarda. Yollarin kalitesi super iyi degil ama beklentilerimin ustunde. Avrupa toplulugu paralarinin nereye gittigi anlasiliyor. N260 yolunu izliyorum. En kivrak olan oydu haritada icon_biggrin.gif



Pirenelerin zirveleri yavastan gorunmeye basladi icon_smile.gif



Amacim en kisa zamanda o tepelere yakinlasmak. Tepeler + virajlar = mutlu Ahmet icon_twisted.gif



Pirenelerde en cok hosuma giden birden karsiniza kucuk bir köyun ya da ev toplulugunun cikmasi. Alplere gore biraz daha tesadufi bir ortam burasi. Daha bir dogal sanki.





Sonunda ilk gecitin tepesine geldim. Karli yamaclardan esen soguk hava karsiliyor beni tepede. Ehh bir Pireneler hatirasi cekme zamani icon_biggrin.gif



Yola devam. Her cikisin bir inisi olurmus. Harika bir vadiye dogru inisteyim. Aliskanlik haline getirdigim kendinidikizaynadayansitmacali fotografimi cekmeden olmaz. Manzara muhtesem.



Bir sonraki duragim Ainsa adindaki tarihi bir kasaba, etrafi duvarlarla cevriliymis eskiden, duvardan arta kalan bir kesimin tepesinden Ainsa'nin eski sehrinin goruntusu. Yeni sehir daha asagida.



Tipik Ispanyol dizayni olan kasaba meydani



ve Ainsa'nin ara sokaklari, ne kadar guzel bir eski sehir ve sokaklar diye icimden geciriyorum ama Torla'yi gordukten sonra fikirlerim degisecek.



Sokaklar enteresan detaylarla dolu



Ainsa'da ogle yemegini yedikten sonra yola devam. Pireneler'in dogal yapisi biraz bizim Aladaglara benziyor, Alpler daha cok Kackarlari hatirlatmisti bana.

Masif goruntuler cikiyor bazen insanin karsisina



Torla'ya az kaldi haritaya gore, Ainsa'da kalmamaya karar verdim saat daha erken. Torla hakkinda Lonely Planet'de bir seyler okumustum. Umarim yazilanlar dogrudur.
_________________
KTM 990 Adventure
Alpler '03
Norvec '05
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
viatormundi
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Feb 25, 2006
Mesajlar: 271
Nerden: Mayorka

MesajTarih: Cmt Mar 11, 2006 2:00 pm    Mesaj konusu: Torla! Alıntıyla Cevap Ver

Sonunda Torla'ya variyorum. Gercekten cok kucuk ve sirin bir kasaba.
Cok uygun bir fiyata bu otelde yer buluyorum, acikcasi bu oteli secmemin nedeni onunde motorlarin park etmis olmasi tabi ki.



Motorlar gezginci alman bir cifte ait. Dolasmadiklari yer kalmamis. Motorlarini Amerika'ya ve Guney Afrika'ya ucurup oralarda da ulke turlari yapmislar. Tabi ki motorlari GS (1150 ve 650) Bu GS olayi kafami Alpler'de de kurcalamisti acikcasi, heryerde R 11XX GS'lerden vardi. Bir turlu anlayamiyordum, neden bu hantal alman panzerlerini millet kullaniyor diye. Gezgin alman amcaya soruyorum, o da anlatiyor. Guvenlilik, saglam sasi, frenler, boxer motorunun torku morku, saftin yarari, anlat anlat bitmiyor. Bense hala, ama bu motor bir ton kadar agir gozukuyor derken, amcam bakti ki beni ikna edemeyecek. Bekle bir dakika sen burada diyor. Otele giriyor, iki dakika sonra elinde motorun anahtarlari. Al motoru dolas istedigin kadar, kendin gor !! Elim ayagim birbirine karisiyor, adamin elini mi opsem nedir. Neyse atliyoruz alman panzerin uzerine, calistiriyorum motoru, amanin bu ne? alet sulukule dansozleri gibi sallaniyor. Merak etme diyor amcam sorunca, boxerlar oyle sallar, gazi verince gecer. Ve gazi veriyorum ve iste o an hata yaptigimi anliyorum.....Bir daha TDM 900'um, benim canim yol arkadasim, tek gozdem olamayacak. Ne nankörum ama Boxer motoru aklimi basimdan aliyor. O tork var ya o tork. Soyle 10-15 dakika dolasiyorum motorla. Gercekten amcam hakliymis, bu boxer baska bir sey. Stockholm'e varir varmaz, BMW acentasina gidilecek, belli oldu.

Aksamustunun geri kalani Torla'yi gezmekle geciyor. Sirin sirin sokaklar, her yerde cicekler. Super rahatlatici bir ortam.



Bir cafede kahvemi yudumlarken onumdeki manzara, kesinlikle sikayet edemem



Odama hava kararinca geliyorum, yorulmusum, hemen siziyorum. Sabah uyandigimda bu manzarayla karsilasiyorum, evvelsi gun fark etmemisim.



Torla, sozum var sana, ziyaret edecegim seni bir kere daha!

Haritaya bakiyorum, ilk durak Pamplona sonra da San Sebastian!
_________________
KTM 990 Adventure
Alpler '03
Norvec '05
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
viatormundi
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Feb 25, 2006
Mesajlar: 271
Nerden: Mayorka

MesajTarih: Cmt Mar 11, 2006 2:06 pm    Mesaj konusu: Torla-Pamplona Alıntıyla Cevap Ver

Sabah Torla'dan ayrilmak hic istemedi canim acikcasi. Gercekten cok huzur verici bir ortamdi. Sabah kahvaltisinda Alman ciftle sohbet ediyoruz biraz, bana yaptiklari yolculuklardaki heyecan dolu anilarini anlatiyorlar. Tam bir macera cifti. Yok efendim Amerika'da Arizona bolgesinde kaybolmalar falan filan. Guney Afrika'yi ve yollarini cok tavsiye ediyorlar. Ben internette de duymustum Guney Afrika'nin yollari cok guzel diye ama en mantiklisi oraya gidip motor falan kiralamak olsa gerek. Ucakla motoru oraya kadar tasimak hem pahali hem de eziyetli bir olay.
Kahvaltiyi erken bir saatte yapiyorum cunku amacim Pamplona'daki geleneksel bogalarin onundeki kosusturmayi seyretmek sonra da San Sebastian'a dogru yol almak. Kisaca rotam soyle: Yine takriben 300 km



Pamplona'ya yaklasirken cografya biraz degisiyor ve alcak bir ovada yol aliyorum ve hemen sicaklik artiyor. Motorun uzerinde pismeye basladim yine. Ama yapacak bir sey yok. Pamplona yolumun uzerinde, ugramadan olmaz.



Pamplona tam bir mahser alani. Inanilmaz kalabalik. Motoru koyacak saglam bir yer ariyorum, bir de ust bas degistirmek lazim, cok sicak hava, dayanilir gibi degil. Bir otelin resepsiyonundakileri ikna etmeyi basariyorum, benim motoru hotelin onune park ettiriyorlar, ustu degistirip, benzin tanki cantami resepsiyoniste birakip kosarcasina arenaya gidiyorum. Gec kaldim. Bogalar kosmaya basladi. Bu aceleyle fotograf makinami almayi unutuyorum, belki de iyi olmus. Hic de fotografi cekilecek bir olay degil hani. Tam bir hayvan eziyeti. Internetten sizler icin derledigim fotolar asagida.



Olay kisaca su, zavalli, kiskirtilmis, korkutulmus bogalari sokaga saliyorsunuz, her tarafta insanlar var. Yuzlerce insan hayvanlarin onunde kosmaya basliyor. Hayvanlar korkudan ne yapacagini bilemiyor, tam gaz onlarda kosuyorlar. Yerler arnavut kaldirimi cogunlukla ve islak (islatiyorlar nedense, toz kalkmasin diye ya da hayvanlar kaysin diye) neyse zavalli bogalar dar sokaklarda kosmaya basliyor, ayaklari kayiyor dusuyor, ya da viraji alamayip duvarlara carpiyorlar falan. Bu arada bazi insanlari da arada eziyorlar. Geleneksel kiyafet beyaz elbise ve kirmizi fular. Cok Amerikali vardi, ozellikle kolej gencligi dedigimiz, bos zamanlarini MTV Jackass seyrederek gecirenlerden. Megerse San Sebastian'dan geliyorlarmis, oraya gidince anlayacagim. Olayin en tehlikeli kismi, stadyuma gelirken ki tunel. Orada sikisma oluyor, sonradan haberlerde izledim bir iki kisi cok kotu yaralanmis o gun. Ispanya'yi seviyorum ama bu bogalara yaptiklari eziyet hic kabul edilecek bir sey degil hani. Hos butun bu olay benim cocuklugumda gordugum hic aklimdan cikaramadigim bir animi gozlerimde canlandirmadi degil hani. Kurban bayrami, buyuk bir boga kontrolden cikiyor ve herkesi onune katmis Silivri Semizkumlar'da dehset saciyor. O zaman da bogaya acimistim. Hayvanin gozunde korku okunuyordu.







Tekrar yola cikiyorum. Hedef cok ismini duydugum San Sebastian. Basklarin atlantik kiyisindaki bohem sehri.

devam edecek
_________________
KTM 990 Adventure
Alpler '03
Norvec '05
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
viatormundi
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Feb 25, 2006
Mesajlar: 271
Nerden: Mayorka

MesajTarih: Cmt Mar 11, 2006 2:12 pm    Mesaj konusu: Pamplona-San Sebastian Alıntıyla Cevap Ver

Pamplona geride kaldi, rakim artmaya basladi. San Sebastian’a gelmeden evvel oldukca yuksek bir gecit var. Gecite yaklastikca bir sisin icine giriyorum. Goz gozu gormuyor. Bir benzin istasyonunda mola veriyorum. Evet Bask bolgesine geldigim belli. Insanlarin konusmasi hatta gorunusleri bile farkli. Bask dili ise ayri bir enteresan konu. Kimse bu dilin nereden geldigini ya da tam olarak hangi dil grubuna dahil oldugunu kanitlamis degil. Kendine ozgun bir dil. Bu insanlar buraya nereden gelmisler, Ispanyollardan evvel burada olduklari biliniyor. Bir cok teori var Basklar hakkinda, Kafkasya'dan goc etmisler, tas devrinde Keltlerin bir akimi olarak gelmisler falan hatta o kadar ileriye goturenler varki teorileri, Basklarin batan Atlantis adasinin torunlari oldugunu iddia ediyorlar.

Bir de Bask’in bagimsizlik olayi var biliyorsunuz. Politik acidan ve ne yazik ki siddet kullanilan acidan yani ETA. Kisacasi Bask’lilar bagimsizlik ve kendi topraklari olsun istiyorlar ve geri kalan Ispanya’da bunu kabul etmiyor. Ilginctir, Pirenelerin kuzeyinde, yani guney Fransa’da da Bask asillilar var ama onlar o kadar bagimsizlik istemiyorlar. Is ortagimin kiz arkadasi Fransiz Bask, ona sordum, Fransa’daki Basklar Ispanya’dakilere oranla Baskliklarini daha cok kaybettikleri icin dedi bana. Basklar Ispanya genelinden daha zengin, Katalanlar (Barcelona ve cevresi) ve Basklar Ispanya’nin en zenginleri ve iki topluluk da bagimsizlik istiyor. Basklarin agir sanayisi ve bankalari cok buyuk. Dolayisiyla Madrid hukumeti bunu kabul etmek istemiyor. Tipik caliskan ve sikici kuzeylilerle, tembe ve eglenceli guneyliler catismasina ornek. Kuzey Italya ve Sicilya orneginde oldugu gibi.


Gecitin en yuksek tepesinde yagmur yagmaya basliyor. Onumde atlantik denizi beliriyor ilk once sonra San Sebastian. Sehir deniz kenarinda ve onunde tepe biciminde kucuk bir adasi da var. Yuruyerek gecilebiliniyor adaya. Her zaman ki gibi herhangi bir rezervasyon yaptirmadim, yalniz yolculuk etmenin avantajlarindan biri, nasilsa kalacak bir yer bulurum diye dusunuyorum. Yagmur iyice bastirdi, seller goturuyor. Sasmamak lazim, sehrin arkasi daglik, atlantikten gelen yagmurlu bulutlar, takiliyor o daglara.


Elimde Lonely Planet hostel mostel ariyorum, hepsi dolu, bir saatlik cabalamadan sonra, ne yapalim paraya kiyacagiz deyip otellere bakmaya basliyorum, uygun fiyatta olanlar da dolu. Ne yapacagiz, neredeyse 2 saat gecti, kalacak yer yok. Eh artik sehrin disina cikacagiz, nasilsa altimda motor var. 15km kadar uzaklikta oldukca luks bir otel buluyorum ama fiyati uygun bu sartlar altinda, 40 Euro civari. Hemen odayi kiraliyorum. Cikartilan sonuc: San Sebastian’a yazin gitmek isteyenlere tavsiyem kalacaginiz yeri onceden ayarlamanizdir, sehirde cok Amerikali ve Ingiliz vardi. Hadi Ingilizleri anladim, feribotla atlantik uzerinden geliyorlar ama bu yankee’ler ne ariyor burada. Megerse ozellikle koleje giden ogrenciler arasinda Avrupa’ya yapilan okul turlarinda San Sebastian’a ugramak populermis bir de limanda buyuk bir yuzen universite/okul gibi bir yelkenli vardi. Dunyayi dolasip, ogrencilere oceanografi falan egitimi veriliyormus.

Odamin penceresindeki bahce manzarasi fena degildi:



Odaya yerlestikten sonra tekrar sehre geri donuyorum. Etkileyici bir sehir San Sebastian. Mevsimi bizim Karadeniz kiyisindaki sehirleri animsatiyor insana, her an yagmur yagacak gibi biraz puslu. Ilk once katedralini geziyorum.



Sonra eski sehrin meydaninda bir kahve molasi ve sehrin haritasinin etud edilmesi:





Eh karnim acikti simdi, tapas yeme zamani. San Sebastian’in tapaslari meshur. Tapas dediginiz kucuk ekmek dilimlerinin uzerinde cesit cesit mezeler. Basklar tapas degil de pantxos diyorlar bu super lezzetli seylere, birayla iyi gidiyorlar.



Enerji depoladiktan sonra marina’ya dogru yurumeye basliyorum. Bilmem kac para degerindeki motorlara bakip, bunlari almak icin nasil isler yapmali, alinteriyle olur mu olmaz diye dusunup, isin icinden cikamayip, yurumeye devam ediyorum. Yagmur durdu ama hava hala puslu.



Limanin sonuna gelince dalga sorfu yapanlar karsima cikiyor. Super bir goruntu. Bir cok Amerika’li vardi dalga sorfu yapan.





Sehrin icinden gecen bir nehir denize dokuluyor burada, nehir kenarindaki evlerin mimarileri etkileyici.



Hava karariyor artik, eh ben de yorgunum. Artik otelime geri donme zamani. Sehrin uzaktan goruntusunu yakalamaya calisiyorum ama tripod yok yanimda, ne yazik ki resimlerdeki kalite kotu





Yarin Picos de Europa'ya dogru yola devam....
_________________
KTM 990 Adventure
Alpler '03
Norvec '05
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
viatormundi
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Feb 25, 2006
Mesajlar: 271
Nerden: Mayorka

MesajTarih: Cmt Mar 11, 2006 2:20 pm    Mesaj konusu: San Sebastian - Bilbao- Picos de Europa Alıntıyla Cevap Ver

Erkenden yola ciktim, aslinda San Sebastian’da bir gun daha kalinabilinirdi ama zamanim kisitli. Picos de Europa’da denen bolgeye ulasmak amacim bugun ama Bilbao’ya da ugramam lazim. Modern sanat muzesinin mimarisini cok tavsiye ettiler, gormeden olmaz.

Takriben 350-400km lik bir rota olacak bugun.



Hava puslu, her an yagmur baslayabilir. Kuzey Ispanya kiyilari bana Karadeniz’i ve Norvec kiyilarini hatirlatiyor. Ruzgar kuvvetli esiyor. Ben motor ustundeyken bu tip havayi cok sicaga tercih ederim ama biraz gunes acsaydi fena olmazdi hani.

Mumkun oldugunca kucuk yollardan ve otobandan uzak gitmeye calisiyorum. Ne kadar bakir doga, o kadar iyi. Eh, oyle yapinca da kaybolma riski artiyor tabi icon_biggrin.gif GPS mps falan yok, eski sistem harita, pusula ya da yoldakilere cat pat ispanyolcayla sormaca. Ingilizce olayini Ispanya’nin bu bolgesinde unutabilirsiniz. Neyse sorun degil, insan kaybolunca guzel yerleri buluyor nasilsa.



Bir saat kadar denize uzak seyrettikten sonra Atlantik karsima cikiyor.





Hani, rengi ve suyunun berrakligiyla kesinlikle bizim Ege ya da Akdeniz’imizle bas edemez ama gorkemli bir havasi var Atlantigin. Ruzgarindan midir, yoksa dalgalarin biciminden ya da girimsi renginden mi, ben bir okyanusum diyor acikcasi. Kisaca etkileyici.



En sonunda Bilbao’ya geldim. Bilbao tam bir sanayi sehri. Super cirkin. Tam ogle vaktine denk dustuk, trafik terelelli pictures olayi, kafadan kopmus vaziyette. Iki acil fren yapiyorum (onume firlayan ispanyol arabalar yuzunden) ve arabanin teki benim yan cantalardan birine hafifden sulaniyor. Ispanyol amcamin trafigin ortasinda cani sikiliyor, geri manevrayla cikmaya calisiyor, ben de yandaki seritteyim ama duz geri gelmek yerine yan geliyor ve benim cantaya surtuyor. Benim canta cizilmis ama arabanin boyasi uzerinde iz birakmis o kadar kotu degil. Yapacak bir sey yok, yola devam.

Bu kadar km yaptim uzun gezilerde, neredeyse en komik en gereksiz tehlike anlarinin cogunu sehir trafiginde yasadim, size tavsiyem eger zorunda degilseniz buyuk sehirlere ugramayin ve otobanlardan kacinin (bakiniz Alp gezisi Italya’daki autostrada macerasi. Ahmet'in ninja alfa romeo’lara karsi savasi!)

Bir baska tavsiyem de kamyon, otobus, minibus gibi araclarla aranizda ciddi bir mesafe birakin ve tam arkalarinda durmayin soyle biraz sag ya solda .seyir edin. Olur da bu tip araclarin suruculeri geri surmeye karar verirlerse bazen motoru goremiyorlar ya da gorseler bile motorlarin geri vitesi var zannediyorlar!

En sonunda muzeye yaklasiyorum ama bir turlu varamiyorum! Muzenin yanindaki yol megerse tek yon bir viyaduk/tunele donusuyormus. Muzeyi teget gecip en az 5 km U donusu yapilamayan bir yoldayim simdi. Boyle Bilbao’nun banliyolerini de gormus olduk! Tavsiye edemem acikcasi. Yahu ne muzeymis bu, insallah deger bu kadar eziyete.

Evet degermis, cidden enteresan bir mimarisi var. Bir amerikali mimar tarafindan yapilmis, Disindaki malzeme bir baligin uzerindeki pullari andiriyor. Gorulmeye deger. Muzenin distan gorunusuyle karsilastirinca, icindeki koleksiyon o kadar etkileyici degildi acikcasi. Ben disinda daha fazla zaman geciriyorum.





Simdiye kadar gordugum en sirin kopeklerden biri icon_biggrin.gif





Bilbao’da isim bitti, trafikten en kisa surede kendimi kurtarip doguya Picos de Europa bolgesinde dogru yola devam ediyorum.
_________________
KTM 990 Adventure
Alpler '03
Norvec '05
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
viatormundi
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Feb 25, 2006
Mesajlar: 271
Nerden: Mayorka

MesajTarih: Cmt Mar 11, 2006 2:34 pm    Mesaj konusu: Picos de Europa - Cangas de Onis Alıntıyla Cevap Ver

Picos de Europa, avrupanin zirvesi demek. Aslinda o kadar da yuksek degil bu daglik bolge, takriben 2200 mt. civarinda. Ismin hikayesi soyle: Ispanyol denizciler Atlantik’teki yolculuklarini tamamlayip tekrar Ispanya’ya geri donerlerken ilk olarak Avrupa kara kitasinda bu daglarin zirvelerini gorduklerinden ismi Picos de Europa olmus. Bu bolgenin cogunlugu dogal koruma altinda ve yazin bir cok yerli turist buraya gelip dagcilik, trekking, rafting falan yapiyor. Alpler kadar derli toplu olmasa da ben buranin dogasini da enteresan buldum. Alplerdeki goruntuler belli bir sureden sonra birbirine benziyordu, burada ki degisik cografya daha ilginc.



Cok etkileyici bir panorama var etrafimda simdi. Bu resmi kayalara belki de en az 2km oteden cektim. Dusunun o kayalik seridi ne kadar yukseklikte, bence 100mt vardir. Tirmanmak icin ideal. Bir iki tane buyuk yirtici kus goruyorum gokyuzunde herhalde kartal olacaklar.



Yol uzerindeki kasabalardan biri:



Bu aksam konaklayacagim yeri oylesine sectim, hava kararmaya basladi. Buradaki Parador’da (bu paradorlardan 70 tane kadar var Ispanya’da eski sato, villa, manastir, konak gibi tarihi evleri luks konsept otellere donusturmusler) ne yazik ki yer yoktu, aslinda kucuk odalarinin fiyatlari da uygundu. Terasi cok guzel parador’un, terasta birseyler icip, daha asagida okey kalitede bir pansiyon buluyorum. Yemegi pansiyonun restoraninda yiyip, kucuk kasabayi dolasiyorum ama bu aktivite 10 dakika sonra sona eriyor cunku buranin haritada adinin gecmesinin tek nedeni guzel Parador’uymus megerse. Kasaba kucuk, gezecek fazla bir sey yok.

Parador’un varendasinda soguk birayi yudumlarken ertesi gun gezilecek yerleri okuduktan sonra yatmaya gidiyorum. Gece 3 gibi pansiyonun sahibinin kapimi calmasiyla uyaniyorum ve uyanir uyanmaz neden kapimi bu saatte caldigini da anlamam uzun surmuyor. Benim motorun alarmi butun sokak sakinlerine seranat yapmakta. Nedeni de ilginc. Disarida bana inanmayacaksiniz ama buyuk kara uzum buyuklugunde dolu yagiyor da ondan. Ben boyle bir sey hayatimda gormedim. Insanin cani acitiyorlar. Neyse alarmi devre disi birakip, tekrar uykuya daliyorum.

Alarm konusunda ki fikirlerimi de cok kisa paylasmak isterim sizinle. Ben uzun yollarda tek basima dolasirken motoru her zaman guvenli yere park edemem mantigiyla alarm taktirmistim TDM 900’ume ama simdi ki motorumda alarm yok. Cunku uzun yolda alarm’a birsey olursa bir de alarm immobilizer (benim spyball alarm oyleydi) ozelligine sahipse o zaman isiniz is. Alarm’in kafayi yeme olayi ciddi sorunlar cikarabilir. Benim basima boyle bir olay Göteborg’da tekneye binmeden once geldi. Telefonda servisdekiler cesitli direktifler veriyorlar falan filan, tam bir stres olayi. Uzaktan kumanda sizlere omur, allahtan yedek kumanda var ki yola devam edebildim.

Ertesi gun Picos de Europa bolgesinde yola devam, ilk once Fuente De zirvesini gezip sonra amacim Cangas de Onis adli kucuk sehre varmak.

Toplam katedilen mesafe 250 km civarinda



Yola ciktiktan yarim saat sonra Picos de Europa’nin zirveleri karsimda







Eh bi Picos de Europa hatirasi cekmenin zamani geldi. Self timer’la motorcu pozu



Reklam arasi vermenin zamani, biraz malzeme tanitimi yapalim Yan cantalar orijinal Yamaha cok memnun kaldim. Hic su falan gecirmediler ve bence motorun hatlarina uyuyorlar. Tank cantasi Oxford (ingiliz). Hacmi genisleyen, miknatisli model. Ayni zamanda omuz ya da sirt cantasi oluyor ve yalnizca harita koymak icin altligi da var. Kesin tavsiye ederim.

Motorun orijinal ruzgar siperini daha yuksek olan turing modeliyle degistirdim. Yuksek hizda daha rahat oluyor. Egsozlar italyan GPR, sesi idare eder. Uzerimdeki ceket, Hit-Air adindaki japon airbag ceket. Ceketten birazdan daha fazla bahsedecegim. Kask Shoei XR-900, benim kafa yumurta seklinde o yuzden Shoei uyuyor, yuvarlak kafalara Arai tavsiye ederim.

Ve sevgili TDM 900’um. Bence cok kullanisli, harika bir allround motor. Ama asfalt motoru, GS gibi adventure ya da agir enduro motoru degil. 900 cc’lik motoru 85 beygir guc veriyor ve alet 180kg civarinda, yani ihtiyactan fazla guc var. Frenleri R1 ve R6 serisinden. 2006 modeli artik ABS’li. Sehir icinde kullanimi da rahat. %90 asfalt kullananlara tavsiye ederim.

Tekrar yola devam. Hava bir turlu tam gunluk guneslik olmadi ama yagmur yagmadigina da sukur. Yollar daralmaya ve kivraklasmaya basladi. Dar bir vadiye giriyorum.



Vadiden sonra tekrar yukselmeye basladim ve super bir manzara. Son bir saattir hic bir araca rastlamadim. Iste ozgurluk…



Cadirimi yanima alsaydim keske, simdi burada konaklardim kesin.



Manzaraya doyum olmaz, yolcu yolunda gerek...



Medeniyete vardim, Fuente de isimli zirveye teleferikle cikmayi planliyorum



Bu teleferige binerek zirveye cikacagim, takriben 2600 mt. yukseklikte







Teleferikten inince boyle bir duzluge geliyorsunuz, ay ussu alfa goruntu biraz icon_biggrin.gif





Dagci Ahmet pozu. Burada air-bag ceketi yakindan tanimis oluyoruz.



Ceketin solunda gormus oldugunuz cikinti (kancanin asili oldugu yer) karbonmonoksit tubunun bulundugu yer. Kanca motorun uzerindeki kabloya bagli, olurda motordan duserseniz, kanca tubu devreye geciriyor ve 0.3 saniyede michelin maskotuna donusuyorsunuz. Daha fazla bilgi www.hit-air.com da.


Amma da reklamini yaptim bu japonlarin, bari sirketlerinden hisse verseler icon_smile.gif

Cangas de Onis'e dogru yola devam. Yine dar bir vadiye girdim, nehri izleyerek, virajli yolda ilerliyorum. Gunluk viraj dozumu aldim, sikayet edemem icon_biggrin.gif Zamanim olsa, geri donup ayni parkuru bir daha gecerim ama zaman kisitli. Yarin aksam ustu Zaragoza’da olmam lazim.

Harika manzarayi seyrederek yoluma devam ediyorum ve dusunuyorum. Boyle gun boyunca trafik stresine girmeden motor kullaninca insanin dusunmeye firsati oluyor. Filozof oluveriyor insan biraz icon_cool.gif







Tekrar virajli yollar basladi, dusunmeye ara veriyoruz ve Moto GP moduna geciyoruz, vites kucult, 6000 devirde viraja motoru yatir, yuzundeki gulumseme kaskin kenarlarindan bile belli olsun icon_lol.gif icon_lol.gif



Yine karsima cat diye kucuk bir koy cikti.



Koyler siklasmaya basladi, ve evlerin kaliteleri etkileyici. Herhalde zengin Ispanyollarin sevdigi bir bolge olsa burasi.



Cangas de Onis'e variyorum. Kral Pelayo'nun 722 yilinda kurdugu Asturyan kralliginin 70 yil baskentligini yapmis bu tarihi sehir. Simdiyse cok populer bir turistik sehir. Bir cok tabiat severin konakladigi bir yer. Sehirde biraz dolasiyorum. Koprusu cok hosuma gitti.



Cangas'da yer bulmak zor, biraz sehir disina cikip, yol kenarindaki bir motelde kaliyorum. Lokantasindaki yemekler de lezzetliydi. Yarin sabah Zaragoza'ya dogru yola cikacagim.Yorulmusum cok cabucak uykuya daliyorum...


_________________
KTM 990 Adventure
Alpler '03
Norvec '05
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
cocacoIa
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Non 0, 0000
Mesajlar: 1078
Nerden: istanbul

MesajTarih: Cmt Mar 11, 2006 2:46 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Belgesel olsa bu kadar güzel anlatılıp fotoğraflanamazdı...

Ahmet kardeşim kıskanılacak kadar güzel bir gezi çok şanslı birisin ilgiyle gezilerini izliyoruz...
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
viatormundi
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Feb 25, 2006
Mesajlar: 271
Nerden: Mayorka

MesajTarih: Cmt Mar 11, 2006 2:50 pm    Mesaj konusu: Cangas de Onis - Zaragoza -Barcelona- Mayorka ve Stockholm Alıntıyla Cevap Ver

Ertesi gun guneye dogru yola cikiyorum. Amacim Burgos sehrine kadar virajli kucuk yollardan gitmek sonra her ne kadar istemesemde otobani kullanarak Zaragoza’ya gidecegim. Aksam ustu orada olmam lazim. Ertesi gun Barcelona'ya yolculuk ve o aradan tekneyle Mayorka adasina gecis var planimda.



Yine yagmur yagdi aksam. Benim kuzey ispanya’da bulundugum bu hafta icerisinde bayagi yagmur yagdi sansima ama kisa sureli ve yollar hemen kuruyor. Dun bir ara yuksek bir gecitten gecerken sulu kar bile yagdi. Bir an Iskandinavya’dayiz zannettim.

Her taraf hala yemyesil ve viraji donunce surprizlerle karsilasiyor insan.











Yine kucuk bir koyden geciyorum



Artik duzluge vardim, buyuk bir ovadan gececegim. Zannedersem 1 saat kadar surdu bu dumduz yolda surmem, gezinin en etkileyici anlarindan biriydi. Dumduz bir yol, etrafta yesilin ve kahverenginin farkli tonlarindaki tarlalar, aksam ustunun pastel renkleri. Insana hafif melankolik bir his veriyor. Tek kelimeyle muhtesem. Hani yillar sonra bile olsa, kendinizi mutlu hissettiginizde gozunuzun onunden guzel anilar ve goruntuler gecer ya, iste bu an onlardan biridir benim icin. Bir bakima motor uzerindeki ozgurlugun gercek anlamda tanimi.



Burgos’a vardim, buradan sonrasi otoban. Sabit 130-140km hizla Zaragoza’ya variyorum aksam 6 gibi. Stokholm’de belli bir sure yasamis arkadasim Anna’nin yaninda kalacagim.

Ustumu degistirdikten sonra, kisa da olsa Zaragoza sokaklarini gezmeye cikiyoruz. Isikli sokaklar ve telefonda kiskanc erkek arkadasini benim capkin bir motorcu olmadigima ikna etmeye calisan Anna icon_biggrin.gif



Katedralden goruntuler..





Sivil kiyafetlerde bir poz icon_smile.gif



San Sebastian’daki tapaslari cok begendigimi soyleyince, Anna kiskanip beni Zaragoza’nin favori tapas restoranina goturmek istiyor. Kesinlikle karsi cikmiyorum bu teklife icon_smile.gif

Zaragoza’yi fazla gezemedim ne yazik ki ama yazin cok sicak ruzgari ve katedraliyle unlu bir sehir. Barselona’ya gore biraz daha tutucu bir toplulugu varmis. Ic savas sirasinda pro Frankocuymus sehir.

Ertesi cok erkenden yola cikiyorum, amacim uygun bir saatte Barselona’dan Mayorka’ya gidecek olan feribotu yakalamak.

Yolda giderken karsidaki tepenin ustunde bir boga beliriyor. Dev gibi bir sey icon_eek.gif Biraz yaklasinca anliyorum ki bu bir reklam panosu. Yahu ben bu bogayi bir cok arabanin arkasinda sticker olarak gormedim mi? Megerse bir urunun reklami icin bu panolar zamaninda yollarin kenarina konulmus ama sonradan Ispanya'nin sembolu haline donusmus. Enteresan.



Eski asfalt yolu kullanarak Barselona’ya variyorum.Feribot’u bulmam pek zor olmuyor.

4 saatlik yolculuktan sonra yabancisi olmadigim Mayorka adasina variyorum.

Mayorka’da bir hafta kadar zaman geciriyorum. Balerik adalarinin en buyugu olan Mayorka (digerleri Menorka ve Ibiza, evet o cilgin partilerin oldugu ada!) cok farkliliklar gosteren bir topolojiye sahip. Adanin guneyi ve dogusu duz ve plajlarla doluyken, batisi kayalik, sarp ve daglik bir bolge (en yuksek zirve 1500 mt. civarinda) Adanin bati yakasi motor kullanmak icin cok elverisli. Daha evvelki ziyaretlerimde cross motor kullanip biraz gezmistim ama TDM’e de buralari tanitmadan olmaz.

Cok guzel bir ada Mayorka.







ve denizi akdeniz standartlarina gore tertemiz.



Adanin bati yakasi benim favorim





Adayi motorla bir iki gun daha geziyorum ama hava cok sicak, o kadar zevkli degil onun yerine deniz sporlarini denemeye karar veriyorum.



Yapilan o kadar kilometrenin yorgunlugu cokuyor uzerime bu manzarayi seyrederken.



Boylece bir motor macerasi daha sona eriyor. Geri donus kisa ve oz. Sabit hizda resim cekmeden otoban kullanarak eve yol almaca. Barselona’ya feribot, oradan guney Fransa’daki Avignon sehrine varis, motoru trene yuklemece, ertesi gun Hamburg’a varis. Sonra da Danimarka uzerinden Isvec’e gecis, Isvec’in dogusunda bulunan Öland adasindaki motorsiklet festivaline varis. Festivale en uzak mesafeden gelen motorcu odulunu kazanis icon_lol.gif ve sonra da Stokholm’e sag salim varis.



Seneye yolculuk nereye mi? 25 tane girgir guney Isvecliyle Norvec'i istila ettik desem icon_smile.gif

Umarim raporum hosunuza gider. Virajli yollarda gorusmek uzere.
_________________
KTM 990 Adventure
Alpler '03
Norvec '05
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
Grkm
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Non 0, 0000
Mesajlar: 300
Nerden: istanbul

MesajTarih: Cmt Mar 11, 2006 3:47 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Ahmet,
Ellerine sağlık nefis fotoğraflar ve doğa harikalarının yanında gayet düzgün bir Türkçe ile sürükleyici bir anlatım.
Hayatında yollar, yollarında virajlar eksik olmasın...
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
hamdi_yavuz
Yeni Kullanici
Yeni Kullanici


Kayıt: Jul 24, 2003
Mesajlar: 15
Nerden: istanbul

MesajTarih: Cmt Mar 11, 2006 3:52 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Muhteşem bir rapor aynı zamanda da oralara gitmeyi düşünenler için çok değerli bilgiler içeriyor , çok teşekkürler bizlerle paylaştığın için.

Hamdi
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
hido
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 24, 2003
Mesajlar: 1497

MesajTarih: Cmt Mar 11, 2006 4:34 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

bilbao'daki müzenin mimari frank gehry. kendisi amerikali. bilbao kenti bu müze insaa edildikten sonra turizmini patlatti haliyle. mimarinin bir kentin cehresini nasil degistirecegine dair önemli bir örnek bence. bu arada sayende torla'nin dar sokaklarina ve kent estetigine de bayildim dogrusu. darisi bizim basimiza viatormundi.

daha nice gezi raporlarina...

hido
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder
VAP53
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 28, 2003
Mesajlar: 12125
Nerden: İstanbul/Çanakkale

MesajTarih: Cmt Mar 11, 2006 4:53 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Ahmet zaten basligi gorur gormez "ooh yasasin!" dedim. icon_wink.gif
Dedigim gibi de bir rapor daha yollamissin, cok tesekkurler, emeklerine ve paylasimina.
_________________
Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli

Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal).
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder AIM Adresi
Mesajları göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> Geziler/Toplantilar Tüm saatler GMT
Sayfa 1, 2, 3  Sonraki
1. sayfa (Toplam 3 sayfa)

 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Forums ©

   
 

All logos and trademarks in this site are property of their respective owner. The comments are property of their posters, all the rest © 2002 by me
You can syndicate our news using the file backend.php or ultramode.txt