Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Bir iki ay evvel, Namık abi merkezi ziyaret etmiş, geçen yaz kazada ağır hasar gören motorunu satacağını, ama “çita”sına bineceğini söylemişti. Geçirdiği ağır kazaya, neredeyse kopmak üzereyken yerine tutturulan bacağına rağmen, motoru bırakmayı düşünmemişti.
Geçen motorunun ufak tefek bakımlarını yaptırmış, “Hadi!” deyince, biz de yine peşine yakıldık… Hoş geldin Namık ağa…
Kısa bir alışverişten sonra, merkezde toplandık. Evden kaldırılmak istenen Ali abi, pek tadı olmadığını söylemiş, yazık eksikliğini çok hissedeceğiz… Ekibimiz:
Biraz toparlanmamız gecikince, Ortaoba üzerinden çıkış yapmayı önerdim.
Yüksel Ortaoba üzerlerinden ormana giriş yapıyor.
Daha önce yanlışlıkla “kilisealanı” yazdığım, sonra yazılı kaynaklarda “Kirsealanı” olarak öğrendiğim düzlüğe varıp soluklanıyoruz.
Ne demiştik… Namık is back!...
Oradan hareket edip bir mini şelale başında, sigaracılar sigara molası veriyor.
Ali abim olmadığı için fotoğrafçım yok. Motor üzerindeki tek fotoğrafım…
Biraz daha ama ne kadar hatırlamıyorum, yol aldık, aşağıya doğru bir sapaktan daldık. Her zaman gittiğimiz yol sandığımız bu yol Zeytinli çayının geniş kollarından birine çıkınca, yeni bir yol keşfetmek üzere olduğumuzu anladık. GPS varken ne gam!
Önce ben, sonra arkamdan Yüksel, verdik gazı geçtik karşıya…
Fakat CG’nin, ve Namık ağanın geçişi sorundu, zira bacağı henüz tam iyileşmemişti. Orada hasbelkader ciple gelmiş hemşehrilerimiz, ve birinin ayağında da çizme olmasa bu su geçişi olamayacaktı…
Önce motoru geçti.
Sonra da Namık ağadan nefis bir su geçişi izledik.
Kendi ve motoru geçince, ağam zavallı İbo’nun CG’li geçişini keyifle izlemeye koyuldu.
Çayın karşısında “Manken” ibareleri bir jawa vardı.
Sahibi yörük kardeşimiz motoru bırakmış ne arıyordu bilemiyoruz, ama bu alçak motorun buraya gelmiş olması, yolumuzun devamının nispeten daha az kırıcı olması beklentisini yarattı bizde...
Giderek sarplaşan, yer yer akıp gitmiş ve son 80-90 cm’si kalmış yolumuz CG ve MZ’i çok yordu. Kısa bir molada yolun ortasında bitmiş genç bir çamın fotoğrafını çektim.
Bunun yaklaşık bir metre boyunda benzerleri vardı. Bu da yolun ne kadar işlek olduğunun bir ifadesi…
Bir süre sonra yine bir sel yatağı ve su geçişine vardık. Namık ağa gazladı geçti maaşallah…
Arkasında İbo
ve Savaş abi biraz tereddütlü geçiş yaptılar.
Bense zorlanmadan geçip sona kalan Yüksel’in fotoğrafını çekiyorum…
İnanması zor ama toparladı…
Derken biraz daha yol aldık, bir viraj daha döndük ki yol yine uçup gitmiş…
Ben tereddüt etmeden kolayca geçtim. fark etmeden oldukça tecrübe yapmışım, bir de uzun bacaklarımın avantajını kulanıyorum.
Diğerleri teker teker motoru devirmemek için oldukça gayret göstererek geçiyorlar…
İbo ve Yüksel’in bir handikapı da uygun olmayan lastikleri. Buraya kadar iyi gittiler.
GPS’te gördümüz anayola (!) kuşuçumu mesafemiz az görünse de bir türlü ulaşamadık. Meğerse, vadinin içinde yollar kesişiyormuş. Dağdaki derin vadiler hakkında fikir sahibi oluyorum böylece…
Beypınarı’nda terkedilmiş bir orman yerleşkesi ve suyu buz gibi bir çeşme var. 1200 metreden fazla bir irtifadayız.
Sağlam kalmış tek masayı suyun kenarına getirip sofrayı kurmaya hafiften başlıyoruz.
Şef İbrahim usta mini şezlongunu açıp tüpünün başına bir heves geçiyor.
Soğanları kavurabilirse, kıymalı menemen yapacak bize… Fakat tüpü bitince, geleneksel metoda dönüyor...
Menemen hazırlanırken, yol arkadaşları hazır beklemede…
Derken o da sofraya geliyor...
Ve sıhhatinize!..
Yemekten bir iki kaşık aldık, Namık abi “Araba geliyor.” dedi. Ne ara duydun! Hakikaten birazdan tıngır mıngır bir eski Land Rover yanımıza yaklaşıyor.
“Hoş geldiniz!” diyorum, sağda oturan güneş gözlüklü arkadaş, “ikiteker mi?” diyor. Ben sanıyorum ki, “Biz jiple geldik, siz motorla mı geldiniz?” anlamında soruyor.
Meğer Ozan Ç.kale’denmiş ve beni siteden tanıyormuş. “Dur bir fotoğrafını çekeyim…” diyorum. Sağ kapıdan adeta atlayıp arka kapıdan t-shirtünü alıp göğsüne tutuyor.
Atletle yakalayamağım için üzgünüm. Ama çok gülüyoruz halimize!
Yemek faslı bitince güneşe yayılıyoruz. Namık abi horultusuyla ormana korku salıyor.
Yattığımız yerden Kazdağı florasından örnekler gözümüze çarpıyor. Bunlar nefis kokulu Kazdağı nanesi…
Savaş abi de, kurumazlarsa bunların meyve veren yabani dağ çileği olduklarını söylüyor.
Bu arada ibo çayı hazırlamış...
Ellerin dert görmesin…
Bu arada sugeçişlerinde ıslanan tüm malzemeleri kurutuyor. Çoraplara dikkat!
Çay keyfimizi de tamamlayınca inişe geçiyoruz.
Anayoldayız ama, yine dere yatağı ve su geçişi görünce İbo isyanlarda...
Edremit usulü nefis bir geçiş yapıyor.
“Ayıderesi”ne kadar artık nispeten rahat bir yoldayız. Son molamızı burada veriyoruz.
]
Herkes mutlu...
Ben de son olarak dağın her yerinden fışkıran suların altında yeşermiş yosunları fotoğraflıyorum. Biraz elim titremiş, ama renkler hoş…
Derken aşağıya Mehmetalanı üzerinden Zeytinli’ye ve oradan merkeze geçiyoruz.
Çoook güzel bir parkur yapmış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bense GPS almama vesile olanları minnetle hatırlıyorum… İşte yolumuz…
Ortadaki track’i silemedim. Orası yok.
Yine dağda görüşmek üzere… _________________ 72' Ahmet ERTÜR
70' BMW R 75/5 (Yorgun Frolayn)
05' BMW R 1200 GS (Sarı Şekerim)
05' Kanuni 125 Cheetah (Kara Uçurtma)
CR'dan güvenli sürüş önerisi: Motorumuzu bir gün çocuğumuzun sürmesini isteyeceğimiz gibi sürelim!
voww...
cok keyifli gorunuyor.
bizim raporda yakinda gelir artik..
vakit bulursam yazacagim
ahmet mapsourceda soldaki listeden istedigin tracki cikarabiliyorsun..
h.sonu icin tesekkurler bu arada _________________ sevgiler
Altug SAYGILI
1150RT
Xcity 250
Ahmet'cigim cok guzel bir haftasonu olmus, Ozan'i da orada gorunce pek de fazla sasirmadim dersem yalan olmaz. _________________ Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli
Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal).
Sinan; Çita hakkaten iyi iş görüyor, 20 kg daha hafif olsam çok daha iyi iş görecek. Gruptaki iki Çita da hemen hiç zorluk çekmedi; kaldı ki, Namık abinin sağ bacak tam kapasite çalışmıyor. Buna rağmen, zorlu iki geçişte yardım aldı.
Daha önce de yazdım, yarış amaçlı olmayan 125'lik endurolar içinde en iyi alternatif XT125 görünüyor. Bir defa alıp keyfine bakacaksın.
Ekonomik alternatiflerin içinde ise, 4-500 YTL farka rağmen Çita güzel. 150'lik mondial mesela, daha sağır geliyor. Her şey cc farkından iabret değil.
Yakıt olarak ilaveten Akçay-Edremit yaptım gidiş geliş, hayret edilecek şey 5 lt yakmışım. Km olarak 90 km mesafede. Ama dağ koşulları hesaba katıldığında bana çok iyi geldi. 3. vitese çok uzun zaman geçemedik çünkü...
Viatormundi, 1200 GS'le bitirilmeyecek parkur değil, immerhin, bmw über alles ... Ha ama, orasını burasını kırdım, dereye düştü marş basmadı, boxerların altından 3-4 kanatçık koptu, borusan'da maliyet 2000 avro dediler demeyeceksen ...
Şaka bir yana, inan hasar almadan geçemeyeceği, dere yatağı tarzı yerler var. KLR 650 bile adamı bayabilir. Dağın motoru 125'lik, güzel lastikleri olan hafif endurolardır, nokta ...
moradam, aslında aklımdaki espri buydu. Sağol sen netleştirmişsin. Bir kaç gün takıl bizim ekiple, çizgi-roman yaparsın Edremit'li motorculardan... Ciddiyim ...
Ozan'la buluşmamız bana Invy ve altuğ ile ilk buluşmamızı hatırlattı. Raporunda, Hisar'da olsa neyse, Altınoluk'ta yoldayken tanınmanın beklenmedik olduğunu yazmıştı. Hadi o neyse, Altınoluk'ta... Kazdağı'nın tepesinde benzer bir anım olması da bana çok eğlenceli geldi. İkiteker böyle bir şey işte...
Altuğ'cum, sorun, güzergahın GE'den görüntülenmesini engelleyememekti, yol gösterebilirsen sevinirim. Hafta sonu hiç ilgilenemedim sizinle aslında, kusura bakmayın, haberli gelirseniz, telafi hakkımı sonuna kadar zorlarım ... Selamlar... _________________ 72' Ahmet ERTÜR
70' BMW R 75/5 (Yorgun Frolayn)
05' BMW R 1200 GS (Sarı Şekerim)
05' Kanuni 125 Cheetah (Kara Uçurtma)
CR'dan güvenli sürüş önerisi: Motorumuzu bir gün çocuğumuzun sürmesini isteyeceğimiz gibi sürelim!
Harika bir gezi olmuş... kazdağlarından uzakta yaşasak bile oralar bizim ilk göz ağrımız...yelli bel, karataş zirvesi... oralar cennet... emeği geçenlere teşekkür..
Çok güzel bir gezi olmuş. Kazdağının büyüleyen güzelliği ve ihtişamı adamı cezbediyor doğrusu. 1 hafta önce motorumla gidip forumlarda yayınladığım Evciler-Ayazma turundan sonra, bu hafta sonu da araba ile çoluk çocuk gittim Ayazmaya... İnsan doyamıyor. Ama hiç zirve yapmadım Kazdağ'ında. Yaptığımız o kadar plana rağmen hep son dakika aksilikleri çıktı. Duyduğuma göre Zeytinli en kolay yolmuş. Kolay dememin sebebi hani gelebilecek her türlü motorun da içinde bulunduğu bir gezi düzenlesen bize... Senin rehberliğinde turlasak dağın o yüzünü...
Bu arada merak etme senin fotolarıda ben çekerim... Senin derdini çok iyi anlıyorum. Genelde fotoları hep ben çektiğimden benim hiç fotoğrafım yoktur...
Sevgilerimle, _________________ Ahmet YILMAZ
Transalp'06
Çanakkale-Çan
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız