Arama     Konular    
  Üye Ol antalya escort Ana Sayfa  ·  Konular  ·  Dosyalar  ·  Hesabınız  ·  Haber Gönder  ·  Top 10  ·  T.C Karayollari Haritasi  
Ana Menü
· Ana Sayfa
· 2. El Ilanlar
· Anketler
· Ansiklopedi
· Arkadaşına Tavsiye Et
· Arşiv
· Bize Ulaşın
· Dosyalar
· Faydalı İçerik
· Forumlar
· GizlilikPolitikasi
· Haber Gönder
· Hakkimizda
· Harita
· Konu Başlıkları
· Oyun Alanı
· Top 10
· Videolar
· Web Links
· Üye Günlüğü
· Üye Listesi
· İzlenimler
· Özel Mesajlar

Kimler Sitede
Şu an sitede, 428 ziyaretçi ve 0 üye bulunuyor.

Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.

Giris
Nickname

Şifre

Guvenlik Kodu: Guvenlik Kodu
Guvenlik Kodunu Yeniden Yaziniz

Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.

Dost Siteler
www.webevi.com www.lamaorda.com www.saglikbilgisi.com www.bilgisayarbulteni.com www.thelostdownload.com www.ucretbordrosu.com


Japonya’da Türk Yılı’nda yapılan en önemli ve etkili tanıtım bireyse
Tarih: 14.08.2003 Saat: 10:42 Gönderen: webmaster

Haberler VAP53 bildirdi: "Tur rehberi Caner Gürellier, Türk kültürünü Japonya'da tanıtmak için ilginç ve yorucu bir projeyi tamamladı. Bisikletle Japonya turuna çıkan rehber Caner Gürellier, tam 2 bin kilometre kat ederek eski tanıdığı japon turistlerin evlerine misafir oldu ve geçtiği merkezlerde halkla sohbet etti, gazete röportajlarına katıldı . Tam 2 ay boyunca nazar boncuğu ve Türk Bayrağı dağıttı. Yolculuğunun sonunda sponsor olmakta tereddüt edenlere bir de mesaj yolladı.

Ankara Üniversitesi Japonca Rehberlik Bölümü mezunu olan ve halen arkeoloji eğitimi gören Gürellier, Kyushu Adası'nın Kagoshima eyaletindeki Sata burnundan yola çıktı. 'Güneş İmparatorluğu'nda Güneyden Kuzeye Bin Bayrak Bin Boncuk' adını verdiği proje için pedal basmaya başladı. Japonya'da 'Türkiye Yılı' ilan edildiğini döneme denk düşmesine özen gösterdiği bu kişisel çabasında sponsor problemleri yaşadı. Sonunda ümidi kesecekken projesinin Dışişleri Bakanlığı tarafından kabul edildiği haberini aldı.

Gürellier yolculuğa çıkmadan önce , “2 bin kilometrelik yolculuk yaklaşık 2 ay sürecek. Bu proje, bir tur rehberi ve ülkesini seven bir insan olarak, benim için bir özlemdi. En iyi şekilde başarmaya çalışacağım. Coğrafi zorunluluklardan dolayı zaman zaman yoluna başka ulaşım araçlarıyla devam edeceğim. Japonya'yı güneyden kuzeye geçerek, insanlara nazar boncuğu ve çıkarma şeklinde Türk Bayrağı dağıtacağım” demiş ve bisikletle turu süresince Osmanlı firkateyni Ertuğrul'un battığı Kushimoto'ya da uğrayacağını ve şehitliği ziyaret edeceğini belirten Caner Gürellier, yolculuğunu ülkenin en kuzeyindeki Hokkaido Adası'nın Wakkanai eyaletinde noktalayacağını belirtmişti.

Gürellier, başvuruda bulunup sponsorluk istediği firmalardan olumlu yanıt alamayınca gezisinin sonlandırdığı noktada batıya dönerek bisikletini havaya kaldırdı ve Türkiye’de kendisine “pardon yapamayız” diyen firmaları selamladı. Haberin resmi bu selamlama anının görüntüsüdür.

Şimdi Caner Gürellier’in Japonya dönüşü Turizmdebusabah’a deyatlarıyla aktardığı Japonya Tanıtımı” macerasını kendi kaleminden yayınlıyoruz.

“Sevgili Turizmdebusabah.com okurları,

Ben bu satırları yazmaya başladığım zaman Fransa Bisiklet Turnuvasının şampiyonu Neil Armstrong beşinci kez zaferini kutluyordu Şanzelize bulvarında. Zaten onun mücadelesi örnek olmamış mıydı benim Japonya’da yapacağım bisiklet turuna .

Atasoy’ların Uzaklar yelkenlisi değil miydi beni o kadar uzaklarda bisikletle ormanlar ,tüneller ,tepeler geçmeye iten. Ağbimin aldığı çocuk dergilerinin içinde okuduğum Sadun Bora’nın ‘Kısmet’inin dünya denizlerindeki maceraları değil miydi beni bu maceralara iten?

Çocukluğumdan beri çok istediğim bu turu yapmak için beklediğim fırsat ayağıma gelmişti. Japonya’da 2000 yılında ‘ 2003 Türkiye Yılı ilan edileceğini duyunca hemen hazırlıklara başladım. Japonya’da bisikletiyle turlamış insanlarla uzun süre yazıştım. Onların web sayfalarından faydalandım. Bireysel anlamda turist rehberi ve arkeolog olarak bende Japonya’yı en güney uçtan en kuzey uca kadar bisikletle geçecek nazar boncuğu ve Türk Bayrağı dağıtarak Japon dostlarımıza Türkiye’yi tanıtacaktım. Her hazırlığım tamamdı. Ama dünyanın en az masraflı bu gönüllü tanıtım projesine sponsor bulmak bu işin hiç unutamayacağım en zor tarafıydı.

Türk Japon ortaklı firmaların bir çoğuna gittim. Japonlar sayesinde milyonlarca dolar para kazanıp büyümüş bir çok şirket ki onlar kendileri gayet iyi biliyorlar,
İki ülke arasındaki dostlukları geliştirmek için kurulmuş bir çok vakıf ve bir çok dernek gözlerinin ucuyla bile bu projeye bakmadılar. Yanımda götürdüğüm Türkiye tanıtım CD sini insanlara göstermek için ne güzel imkanlarım doğmuştu ama o kocaman bilgisayar firması ancak ‘Geri Getirmek’şartıyla bir diz üstü bilgisayar verebileceğini bana bildirmiş bende bu şartı aynen onlara geriye iade ederek böyle bir şeyi kabul edemeyeceğimi söylemiştim.

Bir adet free uçak bileti temin etmek istedim ulusal hava yolumuzdan ama sonradan giderken uçaktaki 75 yolcuyu görünce neden bir free bilet koparamadığımı anlamıştım.Doluluktan !!! Doluluktan! !!!

Kısacası yanımda olacağını umduğum kişi ve kurumların hiç ama hiç yanımda olmamasına rağmen ben ülke turizmimiz adına iyi bir iş başardığıma inanıyorum.

Seyahatim süresince beni en etkileyen şeylerin başında Japon dostlarımın hiçbir zaman unutamayacağım kibarlıkları, yardımseverlikleri ve yaptığım bu işe gösterdikleri ilgi ve saygıları oldu. Böylesine yoğun çaba ve emek gerektiren bu gönüllü işe Japon dostlarımızın gösterdiği saygıyı ve ilgiyi ömrümün sonuna kadar unutamayacağım.

Verdiğim her boncuk her bayrak bana ve ülkemize umut oldu. O dik yokuşları tırmanırken alnıma vuran güneşte,arabasının camını açarak “GANBATTEEE” yani “ha gayret , çabala” !! diyen küçük Japon çocuklarını bana verdiği o umut dolu gülümseyişleri asla unutamayacağım.

Yanımdan yavaşlayıpta geçen kibar kamyon şoförlerini , kat ettiğim iki bin km boyunca arkamdan sadece üc defa evet yanlış okumadınız sadece üç defa korna sesi duyuşumu hiç unutamıyorum.

Osaka’nın güneyindeki Ertuğrul Anıtı ziyaretim bambaşkaydı. Ufak çocuklar gibi duygulanıp hıçkıra hıçkıra ağladım.Ülkesinden bu kadar uzakta can vermii insanlarin bu kotu talihleri karsısında duygulanmamak mumkun mu?

Oradaki Japon muze gorevlisi amcanin anlattıgı sey cok ılgincti. Haluk Ulusoy’un gecen sene oraya ziyareti sirasinda hediye edip verdiği milli takım formasını çerçeveleyip tesadüfi olarak duvara asmışlar. Astıklari çerçevenin sol tarafına yanı kalp kısmına denk gelen yere yani ay yıldızlı ambleme baktığınızda Ertugrul Gemisinin carptıgı kayalıkların yansımasını goruyorsunuz cerceve uzerinde. Bunu kesinlikle ayarlamamıslar en bos ve uygun yer diye oraya asmıslar. İste bunu gozleri yaslar icinde kalarak anlatan Japon amcayı asla unutamayacagım.

Turkıyeden goturdugum lavantaları serptim anıtın cevresine ...umarım hissedilmistir memleketlerinden gelen guzel koku.
Ayni duyguların , ortak hissedilenlerin ,kulturel ve tarihsel benzerliklerin bu kadar çokluguna ragmen nasıl bu kadar uzak kalabildik Japon dostlarımızla, neden Turkiye’ye bu kadar az geliyorlar hic anlayamadim bu tur boyunca(!)

Kucuk koylerdeki pansıyonlarda yattıgım yer yatakları,Ayni bir Anadolu koyunde size sunulan cay ıkrami...Adres sormak icin durdugunuz kucuk balıkcı koylerindeki evlerin kapılarının misafirperverce sonuna kadar size acılmasi ...ortak dil benzerligi Sofa=Sofa cay=Cha iyi=ii tepe=teppen

İste butun bunları onlara defalarca anlattım. Bıkıp usanmadan anlattım zevkle. Osaka’da ilkokul cocuklarıyla gecırdıgım guzel vakitler oldu. O okulun eskiden mudurlugunu yapmıs eskı bir misafirim goturdu beni oraya yaklasık uc yuz Japon cocugu okullarinin bahcelerine toplandi.ve bende kucuk bir kursuye cıkarak Turk Bayragı ve Japon bayragının renklerindeki ortakligindan baslayarak aramizdaki tum benzer noktalari anlatmaya calistim. Sonra Birinci siniflardan altinci siniflara kadar tek tek siniflari dolasip sarkilar ogrettim onlara.Konnichi wa Toruko jin ‘Merhaba Turk ‘diye tatli bagırıslari hala kulaklarimda.

En iyimser tahminimle orada beş altı milyon Japon’a Türkiye adını bir şekilde hatirlattık.

Basinin beni orada ilk gordugu daha dogrusu gosterttigim yer en guney noktadaki donusum sırasında bir mola yerinde motorlarla ilgili program yapan bir ekibin arasina karismamla oldu. Onlara kendimi tanıttım ve cok şaşırıp benle yirmi dakikalik bir roportaj yaptılar. Bu televizyon o bolgede bolgesel yayın yapan MBC televizyonuydu..

Bundan sonra ise Ertugrul Anitinin orada elciligimizin ve Kushimoto belediyesini guzel organizasyonuyla sekiz gazeteci iki de televizyon muhabiri vardi orada. Benim
ogrendigime gore o gazetelerin oradaki toplam trajlari bir milyonu buluyor. Bir gazeteyi en az iki kis okursa ee bir de internet okuyucuları var. Bir de Japon NHK televizyonunun bolgesel yayınına gectigi sırada Ertugrul Anitinin oldugu Wakayama bolgesindeki 20.00 haber bultenine cikmisim. O bolgede kac kisin bu yayini izledigini bilmiyorum. Ama daha once Turkiye’ye gelmis misafirlerimden ikisi beni televizyonda gorunce cok sasirmislar ve kaldıgım hostele gelmisler. Daha sonra Tokyo’ya geldigimde elciligin organizasyonuyla sayin Buyukelcimiz Solmaz Hanımla bir araya geldik. O gün de iki gazeteci vardı. Bu gazetelerden birisi ulke genelinde yayınlanan iki buçuk milyon trajlı Sankei Shimbun idi. O gazeteye buyukelcimizle beraber çıkmışım. Bundan sonra İwate’de depreminin olduğu yerin batisindaki Hirosaki de ki yerel bir gazeteye gittim ve kendimi tanittim onlarda haberimi yapmışlar. Onların traji altmış bindi. Olsun yerel ama kitlesel değil mi?

Sonra en kuzeydeki ada olan Hokkaido’nun en büyük kenti Sapporo’ya vardığımda adanin en büyük gazetesi bir milyon altı yüz bin trajli Hokkaido Shimbun’a yerini turizm danışmadan ögrendim ve gittim. İyi ki de gitmişim kendimi anlatım resepsiyondaki görevliler çok ilgilendiler beş dakika geçmeden bir muhabir geldi. Dışarı çıktık.Hokkaido gazetesinin hemen karsısındaki saat kulesinin hemen önünde fotoğraflarımı çekti ve benimle roportaj yaptı.

Tüm bunlar bu projeye destek veren Dış İşleri Bakanlığı ve Erguvan Turizm’in sayesinde gerçekleşti.bu iki kuruma çok teşekür ediyorum.

Her şey çok güzel gitmiş ve en kuzey noktaya varmıştım.Zirve yapmış ve gözyaşlarını tutamayan bir dağcıydım sanki o anda.

Saygılarımla
Caner GÜRELLİER
"

 
İlgili Bağlantılar
· Daha fazla Haberler
· Haber gönderen webmaster


En çok okunan haber: Haberler:
Merkit, Bektaş Ve Şenkalaycı Dakar Rallisi’ne Gidiyor


Haber Puanlama
Ortalama Puan: 5
Toplam Oy: 2


Lütfen bu haberi puanlamak için bir saniyenizi ayırın:

Mükemmel
Çok İyi
İyi
İdare Eder
Kötü



Seçenekler

 Yazdırılabilir Sayfa  Yazdırılabilir Sayfa

 Bu Haberi Arkadaşına Gönder  Bu Haberi Arkadaşına Gönder


Başlangıç
Yorumlar yazarlarına aittir. İçeriklerinden biz sorumlu tutulamayız.

Anonim kullanıcı yorum yazamaz, lütfen kayıt olun

   
 

All logos and trademarks in this site are property of their respective owner. The comments are property of their posters, all the rest © 2002 by me
You can syndicate our news using the file backend.php or ultramode.txt