Arama     Konular    
  Üye Ol antalya escort Ana Sayfa  ·  Konular  ·  Dosyalar  ·  Hesabınız  ·  Haber Gönder  ·  Top 10  ·  T.C Karayollari Haritasi  
Ana Menü
· Ana Sayfa
· 2. El Ilanlar
· Anketler
· Ansiklopedi
· Arkadaşına Tavsiye Et
· Arşiv
· Bize Ulaşın
· Dosyalar
· Faydalı İçerik
· Forumlar
· GizlilikPolitikasi
· Haber Gönder
· Hakkimizda
· Harita
· Konu Başlıkları
· Oyun Alanı
· Top 10
· Videolar
· Web Links
· Üye Günlüğü
· Üye Listesi
· İzlenimler
· Özel Mesajlar

Kimler Sitede
Şu an sitede, 450 ziyaretçi ve 0 üye bulunuyor.

Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.

Giris
Nickname

Şifre

Guvenlik Kodu: Guvenlik Kodu
Guvenlik Kodunu Yeniden Yaziniz

Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.

Dost Siteler
www.webevi.com www.lamaorda.com www.saglikbilgisi.com www.bilgisayarbulteni.com www.thelostdownload.com www.ucretbordrosu.com


Ikiteker Motosiklet Fan Klubu - Motosiklet ve motosikletli yasam kulturu: Forums

Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi :: Başlık Görüntüleniyor - AVRUPA GEZİ RAPORU-I (Orta Avrupa) 25 Gün,10 Ülke,5555 km.
 YardımYardım   AramaArama   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

AVRUPA GEZİ RAPORU-I (Orta Avrupa) 25 Gün,10 Ülke,5555 km.
Sayfa Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7  Sonraki
 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> Geziler/Toplantilar
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
murtisi
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Oct 14, 2005
Mesajlar: 554
Nerden: İzmir

MesajTarih: Prş Ksm 02, 2006 11:26 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Gezi raporundan anlaşıldığı üzere;
Yani, Avrupa gezisi yapmak sandığım kadar kolay değilmiş,
Gezi raporundan anlaşıldığı üzere;
En ince ayrıntısına kadar yapılan planı tekrar gözden geçirmek gerekirmiş,
Gezi raporundan anlaşıldığı üzere;
El oğlunun yolu bizim ki gibi hiç değilmiş!
Gezi raporundan anlaşıldığı üzere;
İlerki tarihlerde çıkmam garantilenmiş oldu.

Sevgili Puhu, raporunu okudum ve gerçekten çok beğendim. En ince detayı raporuna eklemen, bu tip yurt dışı gezi düşünenlerin ''el kitapçığı'' niteliği kazandırmış. Fotoğraflara gelince güzel konumlanmış, fakat biraz az gibi geldi bana. Ama yinede yolları tanımak açısından yeterli sanırım.

Paylaştığınız için teşekkürler. Ellerinize ve gazınıza sağlık. Yolunuz hep açık olsun. icon_smile.gif
_________________
murtisi68@yahoo.com
Honda CBR 600 RR' 07 (satıldı)

'' GİTMEDİĞİN YER SENİN DEĞİLDİR ''
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder MSN Messenger
thunderkiller
Yeni Kullanici
Yeni Kullanici


Kayıt: Sep 24, 2006
Mesajlar: 26

MesajTarih: Cum Ksm 03, 2006 6:41 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Gerçekten tebrikler,

Önceliklemüthiş bir rapor ve harika fotolardı.

Sanırım bir çoğumuz iş güç derken hep hayallerimizi ertelemek zorunda kalıyoruz ve belki de sizin yaptığınız, bizim hep hayallerimizi süslüyep kalıyor oracıkta.
Kesinlikle birşeyleri zorlamayı (en zoru zaman) ve ileride böyle bir gezi yapmayı düşlüyorum, hele ki bir de kafa dengi kişilerle 2-3 motorla yapılırsa böyle geziler, tadına doyum olmaz herhalde. Ayrıca geziyi benim motorumun aynısı ile yapmış olmanız ayrı bir keyif verdi doğrusu.

Daha nice güzel geziler ve bol motorlu günler diliyorum.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
muhi
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Aug 10, 2003
Mesajlar: 300

MesajTarih: Cum Ksm 03, 2006 8:03 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

cok güzel bir gezi olmuş harıka banada anılarım tekrarlatınız 2000 yılında bende yaklaşık aynı güzergahları kulanarak 6000 klm yapmıştım bir aylık bir sürede.
bizim yurdumuz oralardan cok daha güzel ama malesef yollar doganın kirletilmesi ve o güzeliklerin korunmamasına yazık.

oysa o insanlar 3000 rakımlı tepelere öyle yollar yapmışlarki insan motorla gezerken keyif alıyor. ve üzerinize bir gram camur bulaşmıyor temiz ve prıl prıl yollar ve virajlar ve daha önemlisi motorcuya saygı ve öncelik olması.

darısı bizim memlektimize inşllahhhh.

tekrar teşşekürler.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
puhu
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Aug 01, 2003
Mesajlar: 185
Nerden: İstanbul

MesajTarih: Cum Ksm 03, 2006 8:30 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

FÜSSEN - yola devam...

Bölgeyle ilgili bir de film eklemeyi düşündüm, tanıtım çok güzel. Hızlı bağlantısı olanlar deneyebilirler...

http://s74.photobucket.com/albums/i276/puhu2006/?action=view¤t=KL_Sommer_v2_WMV-ISDN.flv

Bu yolda (Romantische Strasse) ilerlerken bir, üç, beş, derken geçen 20 – 30 yıllık kamyonlar dikkatimizi çekti. İnci birkaçının resmini çekebildi. Üzerindeki logolardan klasik kamyon rallisi olduğunu fark ettik. 50 den fazlaydı sanırım…








Münih’e öğleden sonra vardık. Planımız öncelikle tren programını ve yer durumunu öğrenerek bir gece Münih’te kalmak ve ertesi gün şehri gezmekti. Almanya da kuzeye çıkarken cazip bir gezi ve yer olmadığını düşünerek yolu trenle almayı hesaplamıştık. icon_surprised.gif
DB Autozug tren yolu ağı, otomobil ve motosikletinizi kuzey – güney hattında, Danimarka’dan İtalya’ya dek kendiniz de trende olmak üzere nakledebileceğiniz şekilde rotaya sahip çok uygun bir sistem.
Yazın hemen her gün, kışın ise belirli günlerde değişik şehirlere ulaşım sağlayabiliyorsunuz.

Bizim planımız Hannover’e ulaşmak olduğundan en yakın istasyonun olduğu Hildeshime’a o gece için bilet aldık.
Motosiklet için 73 Euro ödüyorsunuz. Hafta sonları, tatillerde, yazın sıcak sezonda daha yüksek olabiliyor. Son dakika fiyatlarını bekleyebilir, daha düşük fiyat alabilirsiniz.
Kalacağınız kompartman seçiminize göre fiyatlar değişebiliyor. Dört kişilik yataklı kompartmanda iki kişi 94 Euro verdik. Yanımızdaki tek yolcumuz Almanya’dan bir motorcu arkadaştı. Alpleri gezmiş bir hafta, dönüş yapıyordu. icon_wink.gif

Dikkat; motosikleti yükleme yapacağınız istasyonlar farklı olabiliyor, şehir merkezindeki Hauptbahnhof (merkez istasyon diyelim) yalnızca bilgi alıp fiyatları ve rezervasyonu yaptırabileceğiniz yerdir. Yükleme istasyonunu ve ineceğiniz istasyonun şehrin neresinde olduğunu sorun. Her zaman soracak ve doğru bilgi alacak (dil problemi de sorun olabiliyor, sizi anlamayabiliyorlar) kişi bulamıyorsunuz. icon_confused.gif


Bu erken karar, bize Münih’i yeterince gezme olanağını kaybettirdi, diğer yönden İsveç’te bir gün daha kalabilmeyi sağladı. icon_lol.gif


Gezdiğimiz eski şehir bölgesinde bölgenin sembolü Bavyera Aslanı'nı şekilden şekile sokmuşlar. Hangisinin Galatasaray'ın haline benzediğine karar veremedik.... icon_twisted.gif






Münih’de hafta sonu telaşı, yerliler, yabancılar, biz….




Bölgedeki evlerin büyük çoğunluğu dönemlerine göre aslına uygun korunmuş.



İki ara bir dere Mozart'ın evi de önümüze çıkmazmı... Kapalı olduğundan gezemedik ama, resim çektirelim bari dedik resimledik....



Bisikletler için tam bir özgürlük var. Yolları, parkları, trafiğin yayalara ve bisikletlilere saygısı inanılmaz...










_________________
PUHU
Kenan BALDOGAN

BMW R 1200 GSA
İstanbul
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
YektaAli
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Oct 14, 2004
Mesajlar: 2253
Nerden: TEKİRDAĞ

MesajTarih: Cum Ksm 03, 2006 9:15 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

tek kelime ile mükemmel tebrik+tebrik sizlere
arkadaşım blau (erdinç ) ile hayallerini kurduğumuz bir rota ,kısa bir zaman aralığında allah bana dl-650 yada f-650+ticaretten zaman+sağlık verirse bunu yaşamak isterim icon_lol.gif ,okudum ,baktım,tekrar baktım ve bir sigara bir çay daha ve ,helal olsun size ,sevgi ve sağlıkla kalın, yekta ali
_________________
www.yakurtulus.com
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
puhu
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Aug 01, 2003
Mesajlar: 185
Nerden: İstanbul

MesajTarih: Cum Ksm 03, 2006 9:17 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Trenleeee Kuzeye....

Tren 22.10 da kalkacaktı. Motorun yüklemesi 20.00 de başladığından biraz da erken orada olduk. Bizim gibi değişik şehirlere motosikletini yükleyen 20 – 30 motorcu gördük. Hepsi bizim gibi Alpleri, Dolomitileri gezmekten dönüyordu.

Tren yolculuğu için yükleme arasında birkaç saati iyi değerlendirmek ve Münih'i biraz olsun tanıyabilmek için attık kendimizi sokaklara.

Daha önce gezerken motoru yükleme yapacağımız istasyonda bir kaldırım kenarına kilitleyerek park ettmiştik. Yola çıkmadan önce kasko, sigorta vb. yaptırmamıza karşın daha yolun yarısında ne olur ne olmaz diyerek önce eşeği sağlam bağladık, sonra işi şansa bıraktık. icon_wink.gif





Tren yolculuğu ile Almanya içinde 661 km ve yaklaşık en az 7 – 8 saat sürecek yolculuktan ve yorgunluktan kazanacaktık. Üstelik gecelemeyi de trende yapacağımızdan konaklama bedeli de kar hanemize yazılacaktı.
Buna karşın; motosiklet için son dakika fiyatlarını takip edin derim, internetten alacağınız fiyatlarla lehinize farklılık olabiliyor. icon_wink.gif
Eğer yolda çok özel gezeceğiniz bir yer yoksa bu bölümde tren yolculuğu doğru seçim….



Münih - Hildeshime 660 km...

O gece sabaha kadar gayet güzel bir yolculuk yaptık. İsterseniz fark ödeyerek duş ve tuvaleti olan kompartman seçebiliyorsunuz. Sabah kaçta kalkmak istediğimizi, kahvaltıda çay mı kahve mi, almak istediğimizi soran vagon görevlimiz yatakları bile hazırlıyordu.

Sabah karanlığında Hildeshime’da olduk, trendeki sıcak çay ve kahvaltı bizi çoktan kendimize getirmişti. İstasyonda 5 motor hazırlıklarımızı bitirerek herkes birbirine el salladı, selamlaştı.
Hoş bir duygu, hiç birbirini tanımayan insanlar, birbirlerinin işini, yaşını, milliyetini, rengini, dinini önemsemeyip tek ortak payda da motosiklet duygusunda birbirleriyle konuşup, sohbet edebiliyor ve yardımlaşabiliyorlar.

Hannover’e kısa bir yolumuz vardı, sabah serinliğince çok hafif bir yağmur çiseler gibi olduysa da güneş yüzünü hemen gösterdi. Nefis bir Pazar sabahı başlıyordu…. icon_cool.gif





Bir çok kilise ve katedral ve eski yapı var, özellikle eski şehir gezilmesi gerekir.
Pazar günleri her taraf kapalı, çok az kafe, restoran açık. Alışverişinizi Cumartesi akşam saatlerine kalmadan yapın. Merkezler dışında açık tek yer bulamıyorsunuz.



Hannoverden ayrılmadan şehrin gezilecek yerlerini metroyla, tranvayla, yaya olarak dolaştık. Motoru uzun İsveç yolculuğu için biraz olsun dinlendirdik. Hem böylesi yaya dolaşım bir şehri tanıyabilmenin en iyi yolu bence.
Ara sokaklar, arka sokaklar yakından ve çok fazla haritaya da bağlı kalmadan





Şehrin merkezinde; duvarsız, parmaklıksız, park halinde bırakılmış tarihi mezar taşları olan bir mezarlık...







Hannover'de Avrupa'da yaşayan ve yaşamış olan tüm hayvanların birer örneğinin (tabi ki) doldurulmuş olarak bulundurulduğu Naturhistorichemuseum'u da gezdik.






Müze içerisinde resim çekmeyi yasaklamışlar icon_eek.gif Biz de bunları çektikten sonra gördük tabeleları. Her yerde de kamera filan vardı, izlemek amacıyla... Neyse ki kapıdaki Nazi teyzeye yakalanmadık. Pek bir höt höt konuşuyordu....



Tüm hayvanların doğal ortamlarını bitki, su, gibi ortamları canlandıracak maketlerle ve ses düğmeleri yardımıyla yaşamlarını izleyebilecek şekilde bir müze oluşturmuşlar.

Fotoğraflamanın neden yasak olduğunu da anlayamadım, hayvanlar bildiğimiz ayı, kurt, her türden kuş vb. gibi maketlerdi... icon_rolleyes.gif





Hannover de dünyaca ünlü botanik bahçelerini gezmeden olmazdı. Çok büyük bir alan üzerinde düzenlenmiş (50,2 hektar büyüklüğünde) tümünü gezmeye bir tam gün yetmez gibi geldi. 1666 yılında yapımına başlanmış. Çok bakımlı ve çok güzel.







Dünyanın hemen her bölgesinden getirilen bitkiler düzenlenmiş bahçelerde belli bir düzen ve tasarım içinde dikilmiş. Yukarıdaki tabloda göreceğiniz gibi her bölgeye bir isim verilmiş.



Yukarıdaki ilk resimde gördüğünüz fıskiyeli havuz resmini size büyüklüğü canlandırabilmeniz için çektim. Bu havuz yukarıdaki planda üst bölümde yer alan ufak mavi daire….
Bizim gezimiz yaklaşık 3 saat sürdü, yağmur hafif de olsa ahmak ıslatana döndüğünden kapalı tropikal bitkilerin olduğu bölümlere kaçmak zorunda kaldık.







Çok büyük bir bölümü Orkide bahçesi olarak düzenlemişler. Başka tropik bitkilerin de olduğu bu bölümde dünyanın her yerindeki tropik bitkiler açıklamalarla yer alıyordu.










Hannover de 3 gün kaldık. Uzun yıllardır yurt dışında yaşayan akrabalarımızı ziyaret ederek hasret giderdik. Gezdik, dinlendik, ev yemekleri yedik.
Dışarıda çok özel restoranlarda ağırlandık, sultan kebapları götürdük )

Tabi ki (Halal) dana etlerinden hazırlanmıştı. Yurt dışındaki kafe ve restoranlarda kocaman yazılarla HALAL yazısını gördüğünüzde domuz eti olmadığını anlayabiliyorsunuz. Diğer bütün et ürünleri domuz içerikli. Sorun yapanlar için tabi ki..




Planladığımız süre dolmuştu, kısa da olsa ziyaretlerimizi yapabilmiş ödünç aldığımız selamları memlekete ulaştırabilmek için yola devam etmemiz gerekiyordu…

Son bir resim daha Hannover'den... Benim ilgimi çekti.
Bizdeki sağda solda Kestane veya Mısır satan satıcılar gibi gezinerek satış yapan bir sosisci gördüm. Adamın önünde tezgah, tablasında sanırım sırtındaki tüpten gelen bir gazla yanan metal tabla ve sıcak ince borular var. Pişirdiği sosisleri sandviç arasına koyup satış yapıyordu... icon_lol.gif
Şemsiyesi de pek bir hoş değil mi. icon_biggrin.gif


_________________
PUHU
Kenan BALDOGAN

BMW R 1200 GSA
İstanbul


En son puhu tarafından Cum Ksm 03, 2006 11:09 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
torcemo
Yeni Kullanici
Yeni Kullanici


Kayıt: Apr 26, 2005
Mesajlar: 35

MesajTarih: Cum Ksm 03, 2006 9:27 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Elinize, ayaginiza saglik mukemmel bir gezi raporu olmus. Yukarida ki resimlerden ozellikle biri dikkatimi cekti. Herkes bisiklet yolunun kenarindan yururken iki eleman ceketleri omza atmis bisiklet yolundan yuruyor. Sanki bize hic yabanci degil gibi... icon_smile.gif
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi
puhu
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Aug 01, 2003
Mesajlar: 185
Nerden: İstanbul

MesajTarih: Cum Ksm 03, 2006 9:50 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

HANNOVER - MALMÖ (654 km) zorlu bir yol, uzun, rüzgarlı, yorucu...


icon_eek.gif icon_biggrin.gif icon_biggrin.gif

Bugünkü hedefimiz İsveç’ti (654 km). Yolumuz uzun, ama çok zorlu olmayacağını düşünüyorduk. Biraz kuzeyde Sulingen de yine bir aile dostumuza kısa bir çay ziyaretine uğradık. Nefis ev poğaçaları ve demleme çay bizi bekliyordu. İki saatlik bir mola sonrası Bremen’den başlayarak otobana girmeye karar verdik.

Otoban bize sürat ve sürüş güvenliği sağlayacaktı.
Bu düşüncemizi kısmen sağladık. Otobanda sürat sınırlaması olmasına karşın (130 km) biz de uymayanların arasına katıldık bir süre sonra.
Sürat ve aşırı rüzgar yorgunluk yaratabiliyor, deneyimli olmayanlar için bir günde en fazla 400 – 500 km. yol hesaplanabilir.

Motorunuzun yüklü, yolculu ve uzun bir tatil planladığınızı unutmayın. Önemli olan; gidilecek son nokta, evinizdir. Her hangi bir yerde tatsız bir mola vermek zorunda kalabilirsiniz.



YURDUM İNSANI – HASAN….
Yollar sürprizlerle dolu. Danimarka'ya yaklaşıyoruz, trafik ışıklarına doğru yavaşlamak üzereyken arkamızda birkaç kez yüksek bir korna sesi duydum.
Aynadan baktığımda hızla yanaşan koca bir TIR’la neredeyse göz göze geliverdim. Bu kadar şaşırmam hem korna sesinden (tüm gezi boyunca üç dört kez korna sesi duydum) hem de sağ şeridin dışında kamyona hiç rastlamadığımdan kaynaklanıyordu.

Pencereden neredeyse yarı beline kadar uzanan şöför “ ağabeyii, selamın aleyküm, Türkiye’den mi abi, çek sağa ne olur abi, çek sağa” diye sesleniyordu.
Yanaşıp indik motordan, Hasan akrabamızmış gibi sarıldı, öptü bizi.




Hasan 17 yıldır yurtdışında yaşıyor, yüksek öğretimli. Buna karşın Almanyaların birleşmesinden sonra artan işsizlik problemleri nedeniyle uzun süredir bu nakliye firmasında çalışıyormuş.
“Abi, ben yıllardır bu yollarda motorcuları izlerim, ilk defa Türkiye’den buralara kadar gelen birini gördüm. Gurur duydum…. Vallahi bak şu koluma, tüylerim diken diken oldu. Dur bi dakika vallahi… içimden geldi” deyip çekiciye tırmandı. Elinde bir bayrak geri geldi.

“Abi bak bu bayrağı Samsun’dan askerlik arkadaşım gönderdi, bizim patron tepki olur, kamyonuna saldırı filan olabilir diyerek asmama izin vermedi. Bunu sana hediye etmek istiyorum” dedi.
Bayrağı teslim aldık, yemek davetini kibarca geri çevirerek yolumuzun uzun olduğunu İsveç’e devam edeceğimizi söyleyince tekrar sarılıp öptü… Korna çalarak yolumuza devam ettik, yüzümüzde biraz buruk bir gülümsemeyle…



Hamburg’dan sonra yine otobandan çıktık. Küçük yerleşimlerden arka yollardan gitmeye başladık. Arka yollar sevimli, manzaralı, rahat… Ancak sürat yapılmadığından (merkezler 50 – 30 km arası) uzun ve sıkıntılı sürecek bir yolculuğa hazır olun.
Otomatik olarak fotoğrafla tespit yapan cihazları sürat ikaz işaretinden sonra çeşitli yerlere yerleştirmişler. Devamlı geçen yerel araçların süratlerini birden düşürmelerini ve sağa yanaşmalarını atlamayın. Cihazların yerlerini biliyorlar…
Aman dikkat, flaş birden çakabiliyor, gülümseyinicon_wink.gif icon_biggrin.gif



Yollarda inanılmaz çok rüzgar enerjisi için gördüğümüz modern tirübünler oldu. Bize nükleer santral önerileri getirilirken kendilerinin temiz enerji kullanması dikkate değer....



Danimarka’ya hoş geldik. Kısa bir mola verdik yol kenarında. Otoyolların bazı çıkışlarında geniş cepler var, bu bölümlerde kısa molalarla harita ve yol kontrollerini yapıyorduk. Notlar, farklı paftalar için bu kısa molalar çok yararlı oluyordu.

Eğer otoban dışında yol izleyecekseniz yol numaralarını mutlaka not alın. O bölgede yaşayanlar bile zaman zaman sizin izleyeceğiniz küçük yerleşimleri bilmiyorlar.
Eğer elinizdeki harita ve notlarınız yeterli değilse, benzin istasyonlarında mola verin.

Bölgesel ve büyük ölçekli haritalar duvarda asılı genelde, o yoksa, satılan haritalara bakarak not alın. Haritaları almaya gerek yok, nasıl olsa sadece geçiyorsunuz, hem haritaların en ucuzu 9 – 12 Euro




Her biri estetik olarak tasarlanmış bir çok köprüden geçtik, yol yorgunluğu yavaş yavaş başlamıştı. Feribot ile geçeceğimiz liman olan Puttgarden’a çok yaklaşmıştık.
Bu mola 40 dk’lık bir dinlenme demekti.
Scandilines feribot işletmesi her yarım saatte bir hareket eden lüks sayılabilecek büyük gemilere sahip. Gişeye motorla yaklaşıp 2 kişi ve motosiklet için 35 Euro ödüyoruz. Yükleme rampadan direk gemiye, bekleme yok, dolan gidiyor. Dolmasa da saatleri belli, sanırım yarım saat arayla kalkıyorlar.

Motorlar için özel yer ayrılmış, o bölgeye yanaşıp duvarda asılı gerdirme kayışları ile motoru yere sabitliyoruz. Deniz sakin görünmesine karşın biz eşeği sağlama almayı seçiyoruz.








Gemide gümrüksüz satış mağazası var, İsveç Avrupa topluluğunda olmasına karşın para birliğine Danimarka gibi girmeyenlerden. Feribot giriş gişesinde ve gemide ödemeleri kredi kartı ile yaptık. Ödemeler kron olarak ekstrenize yansıtılıyor.






Kahvemizi içtik, dinlendik. Önümüzde bayağı yol vardı, otobanı izlemeye karar verdik. Karanlığa kalmadan çok özel bir köprüyü görmek istiyorduk.





Kopenhag'ı geçtikten sonra (dış ring yoldan) yol, çok uzun ve deniz altından geçen (yaklaşık 4,5 - 5 km icon_rolleyes.gif ) bir tünele giriyor. Hava yavaş yavaş soğumaya başladığından bu tünel çok iyi geldi. İçerisi sıcak ve hafiften nemliydi... icon_biggrin.gif icon_wink.gif
_________________
PUHU
Kenan BALDOGAN

BMW R 1200 GSA
İstanbul
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
puhu
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Aug 01, 2003
Mesajlar: 185
Nerden: İstanbul

MesajTarih: Cum Ksm 03, 2006 10:21 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

HEYYY… VİKİNGLERRRR BİZ GELDİK !!!!

Tünel iyi hoş geldi de pek bir uzun geldi, insan içeride bir hoş oluyor. Kapalı yer fobisi olanlar için problem olur sanırım. Git git git git….
Her tünelde olduğu gibi burada da hız sınırlaması var (sanırım 80 km icon_lol.gif ). Yaşamadan anlatmak da zor. Yalnızca iki şerit, karşıdan gelen yolu zaten göremiyorsunuz. İyi ki yoğun bir trafik yoktu.

Yavaş yavaş tünelin sonunda ışık göründü, bir an sevindim, inanırmısınız icon_biggrin.gif

Aman o da ne, sevincim kursağımda kaldı. Çıkar çıkmaz müthiş bir yan rüzgarla karşılaştık. Kuzeyden gelen deniz rüzgarı, sert, soğuk ve uçuşan ince yağmurla birlikte buzzzz gibi içimize doldu.






Yaklaşık 2 – 3 km süren bu buz gibi yolculuk, köprünün güzelliği ve muhteşemliğini yeterince görmemizi de engelledi.
Danimarka – İsveç arasındaki bu köprü, denizdeki açıklığı su üzerinde yapılan ayaklarla geçerek, sayılı köprüler arasına girmiş. Denizle arasındaki yükseklik çok fazla olmamakla birlikte, uzunluğuyla gerçekten muhteşem.

Köprü çıkışında gişelerle karşılaştık. Bu uzun yolun bedeli, köprü ve otoyol ücreti birlikte alınıyor (130 DKK = 22,2 USD karşılığı).

Hemen gişelerden sonra bariyerli bir bölümde İsveç polisi araçları durdurarak sorular yöneltiyordu. Bize genç bir bayan polis gülümsedi ve selam vererek hoş geldiniz dedi (ya da ben, öyle demiş olduğunu düşündüm o hoş gülümsemeyi görünce icon_lol.gif icon_wink.gif )

Sonradan bunun rutin bir kontrol olduğunu ve alkollü içki olup olmadığını beyanla sorduklarını öğrendim. Bize bir şey sormadılar, hiç durmadan geçtik. icon_wink.gif




İsveç’e giriş tabelası tam köprünün orta yerinde olduğundan resim alamadık. Onun yerine hemen otoyol çıkışında yol kenarında bir tabeladaki bu ülkedeki hız sınırını gösteren işaretleri çektik.

İsveç; trafik ve düzen olarak en beğendiğim ülkeler arasında…

Kurallar, sürücüler, trafiğe ve diğer araçlara saygı seviyesi çok yüksek. Yollarda kesinlikle sol şeritte araç göremiyorsunuz. Zorunlu olarak sollama yapan araçlar hemen sağdaki şeride geçiyorlar. Sürat sınırlaması 100 km. bazı yerlerde, az olmakla birlikte 110 km. olabiliyor (Otobanlarda). Kontrol hemen hiç görmedik, ancak kurallara çok sıkı uyuyorlar.

İsveç’te iki yıldır ailesiyle birlikte işi gereği yaşayan (o da bir motosiklet tutkunu) sevgili arkadaşımız Erkan ve dünya tatlısı eşi Hümeyra bizi evlerinde ağırladılar.
Malmö merkez olmak üzere İsveç’te dört gün kaldık.

İsveç’de Malmö merkezini gezdik. Daha çok yeni yapıların yer aldığı Malmö’de şehir merkezinde eski ve görkemli yapılar da gözleniyor.




Hafta sonu gecelerinde bütün meydanı kaplayan kafelerde günün yorgunluğu geç saatlere kadar sohbet ederek çıkarılıyor. Hafta içi bu kadar yoğun kalabalık yokmuş.





Şehir merkezinin biraz dışında, İstanbul’da yapılacağı söylenen ve arazilerin sessiz sedasız arap sermayesine devriyle ilgili fırtınalar kopartılan, sonrasında neler çevrildiği halen belirsiz Dubai kulelerinin, muhteşem bir örneği var. Ünlü mimarın ismiyle anılan Torso kulesi için gerçekten çok farklı ve muhteşem bir inşaat örneği diyebilirim.







Hafta sonunda motorcular, daha çok trafiğin yoğun olmadığı güney sahillerini kullanıyorlarmış. Biz gezerken hafta içi ve çok sakindi. Ufak balıkçı limanları, sessiz, ağaçlıklı yollar, tek katlı çiftlik evleri, minik plajlar vardı. Rotamız yaklaşık 250 km.




Malmo’den güneye inerek Skanör yarımadasına gittik. Burada Danimarka ile İsveç’i birleştiren köprüyü uzaktan görünce o soğuk ve rüzgarda nasıl yol aldığımızı bir kez daha anımsadık.





Skanör’e yaklaşırken (Malmö’ye 30 km), yol üzerindeki Viking müzesi tabelaları ilgimizi çekti. Ülkenin tarihini ve yaşamını yansıtan farklı bir müze oluşturmuşlar.
Fotevikens Museum Mayıs – Ekim ayları arasında 10.00-16.00 saatleri arası açık.
Yol üzerindeki tabelalarda “Vikingamuseet” yazıyor, yanlış yerlere sapmayın. icon_lol.gif icon_lol.gif





Müzenin farklılığı şundan kaynaklanıyor. Köy içerisinde görevliler ve çalışanları o günlerin koşullarında izleyebiliyorsunuz. O zamanın giysileri ile günlük yaşamın uygulamalarını ve işlerinin yapılmasını gözlemleyebiliyorsunuz.


Ekmekler odun ateşinde pişiriliyor, tabi ki un yine taş değirmende öğütülmüş….


_________________
PUHU
Kenan BALDOGAN

BMW R 1200 GSA
İstanbul
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
puhu
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Aug 01, 2003
Mesajlar: 185
Nerden: İstanbul

MesajTarih: Cum Ksm 03, 2006 10:41 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Deri giysiler ve çarıklar, çantaları kendileri dikiyorlar… Resimleri izlerken bazı arkadaşlar görünen kişilerin mumya mı olduğunu sordu. Hayır, sanırım belli sürelerle bu merkezde görevli olan oyunculardı. Sizin tarih ve bölge ile ilgili sorularınıza açıklayıcı cevaplar veriyor, yaptıkları işleri anlatıyorlardı.





O günlerde dama ve satranç benzeri bir oyun, uzun kış gecelerinde oynanırmış…



Odin heykelini ahşaptan oyuyorlar icon_lol.gif , henüz kanı akmakta olan bir kargayı mutfak bölümünde yemek üzere hazırlıyorlardı…. icon_eek.gif icon_eek.gif



Yemeğe davet de aldık icon_eek.gif ama pişmesini bekleyecek zamanımız olmadığından dönüşte uğrayacağımızı söyleyerek ayrıldık. icon_wink.gif icon_biggrin.gif





Yine Malmö merkezde Viking gemi modellerinin ve yaşam özelliklerinin sergilendiği bir müze de limanda yer alıyor.

www.medeltidsskeppen.se
http://www.foteviken.se/
http://www.destinationviking.com/
http://www.foteviken.se/vgate/index.htm



Baktım iki ara bir dere laflamayı da ihmal etmemiş... icon_biggrin.gif

Eğer günün birinde İsveç’e gidecek olursanız, yakın gezi yapılabilecek güney sahillerini atlamayın derim. Mevsim İsveçliler için uygun olsa da (birkaç yüzen gördük) bizim için su sıcaklığı düşüktü. Ne kadar uğraştıysam da İnci’yi ikna edemedim... icon_lol.gif icon_lol.gif



Erkan’dan habersiz gittiğimiz için yine güneyde Ystad akınlarındaki minik bir limanda muhteşem deniz ürünlerinin bulunduğu balıkçı restoranını göremedik. Ama anlatırken bile ağzı sulandığını söylersek lezzetlerini bir de siz düşünün.

Ystad – Simris arasında kıyıda olan doğal park alanında her tür su kuşu olduğunu da söylediler ama biz pek bir şey göremedik, sanırım göç mevsimi geçmiş olduğundan daha güneye gitmişlerdi.

Hafta içi, yine tavsiye üzerine kuzeye doğru, deniz kıyısındaki Helsinborg’e gittik motorumuzla.
Helsinborg - Malmo arası 65 km. Otoyol olduğundan fazla uzun sürmüyor. İsveç’teki köprü girişimiz dışında bu yollarda para ödemedik. Yolların tamamı bakımlı, işaretli ve sürücü dostuydu. Tabelalar ve yol tarifleri gayet açık olduğundan bir problem yaşamadık.

İsveç’lilerin sakin, saygılı ve birbirine olağanüstü hoşgörülü olması alışık olmayanlarda sıkıntı yaratabilir. Yollarda, kavşaklarda, yaya geçitlerinde birbirlerini bıkıp usanmadan bekliyorlar. Yaya ve bisikletliler yine yolların kralı. Bisikletler için ayrı yol olmasının dışında, ayrı trafik ışığı bile var.



Helsinborg; Danimarka’daki Helsigor ile deniz komşusu. Her gün onlarca feribot ile yüzlerce turisti iki ülke arasında taşıyorlar. Yalnızca yolcu taşıyan daha ufak tekneler de her yirmi dakikada bir karşılıklı sefer yapıyorlar.









Danimarka'dan devam edeceğiz....
_________________
PUHU
Kenan BALDOGAN

BMW R 1200 GSA
İstanbul
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
puhu
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Aug 01, 2003
Mesajlar: 185
Nerden: İstanbul

MesajTarih: Cum Ksm 03, 2006 11:38 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

İSVEÇ'teyiz....

İsveç’te yaşam koşulları ve refah, üst düzeyde olduğundan kazanç ve alım gücü diğer Avrupa ülkelerine göre daha yüksek.
Bu zenginlik gezdiğimiz her şehirde belli oluyordu, pislik, açlık, dilenci, bakımsız bir kişi görmedik.





Arabalar genelde Volvo ve Wolksvagen grubundan. Station araç kullanımı bayağı çok, herkes çocukları, bisikletleri, kamp eşyalarını yükleyerek hafta sonu yakın yerlere geziler yapıyor.

Binicilik ve su sporları da yaygın. Yine araçların arkasına yüklenmiş römorklarda atlarını ve kanolarını taşıyanları gördük.
İlginç gelen bir özellik de şehir dışındaki özel düzenlenmiş çok büyük alanlarda yapılmış olan golf klüpleri. Bir üç beş değil, yol üzerinde bayağı çok sayıda klüp gördük.



Helsinborg’den yolcu taşıyan bir feribotla Danimarka’nın Helsingor şehrine geçtik. Burada yine bize çok ilginç gelen bir ayrıntıyı sizlerle paylaşayım.

İsveç’te alkollü içkilerin vergisi çok yüksek olduğundan, fiyatları da diğer Avrupa ülkelerine göre oldukça yüksek. Bu yüzden hemen karşıdaki Danimarka’da, fiyatların düşük olması bir içecek taşıma turizmini oluşturmuş.
Feribota binerken yolcuların yüzde sekseninin elindeki ufak boyutta bavullar ilgimi çekmişti. Danimarka’ya inince liman satış mağazasında ve hemen karşısında yer alan bütün mağazalarda kasa kasa, şişe şişe içecekler yollara kadar taşmıştı.
Alışveriş için yiyecek ve giysiden çok içki mağazası yer alıyordu.






Akşam dönüşte kasasını, bavulunu kapan feribotta tıklım tıkış yerini almıştı. Biz de o alışveriş kargaşasında havaya girip 3-5 şişeyi motorun topkase’e taşıyarak Erkan’ın stoklarına katmak üzere eve götürdük. icon_lol.gif icon_lol.gif

Danimarka Helsingor’de gezilecek en önemli yer limana yürüme mesafesindeki Kronbörg şatosu.
Bu görkemli şatonun özelliği; Shakespeare’nin HAMLET eserinin bu yer içinde geçmesi.














Danimarka da gezilecek yerler için; www.guide2006.dk adresinden yararlanabilirsiniz. Bizim zamanımız yeterli olmadığından İsveç’e gelirken yol üzerinde, Naestved’deki www.bonbonland.dk lunaparkını, Gavno şato ve müzesini, Holmegaard sihirli kristal üretimini göremedik. Yine güneyde geçiş yaptığımız Rodbyhavn limanına Lalandia su parkı www.lalandia.dk , veya çok yakın Maribo şehrindeki [img]Knuthenborg safari Park[/img] ilginizi çekebilir.








Plajları pek yüzülesi gelmedi... icon_confused.gif icon_cry.gif


İsveç’teki son günümüzü daha kuzeydeki Göteborg’da geçirdik.




Hafta sonu olduğundan yol kalabalıktı. Malmo – Goteborg 280 km, sürat sınırlaması da 110 km olunca biz de diğer araçlara uymak zorunda kaldık. Yol kenarındaki ceplerde bekleyen bir – iki beyaz polis motosikleti görmemizin de bunda etkisi oldu.

Göteborg gezimizin en önemli durağı tabiî ki Liseberg’di. www.liseberg.se
_________________
PUHU
Kenan BALDOGAN

BMW R 1200 GSA
İstanbul
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
puhu
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Aug 01, 2003
Mesajlar: 185
Nerden: İstanbul

MesajTarih: Cum Ksm 03, 2006 12:05 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

İSVEÇ - Göteborg - Liseberg icon_wink.gif













Bilindik eğlence makinalarının dışında bir çok yeni oyuncak da gördük, denedik.. icon_wink.gif







Dört saat boyunca kendimizi kaybettik, çocuklar gibi eğlendik. Hafta sonu kalabalığı olduğundan kalabalık kuyruklarda bekledik. Binmek isteyip de deneyemediğimiz bir çok değişik eğlenceli bölümü ardımızda bıraktık.


İkinci adresimiz bir çikolata fabrikasıydı. icon_eek.gif icon_biggrin.gif icon_biggrin.gif icon_lol.gif








Eh bu kadar izlemek yeterdi, dayanamadık sonunda.... icon_lol.gif




Çikolata ve şekerlemeler ister istemez ilgimizi çok çekmişti, o, yok yok bu, offf şu daha güzelmiş derken mağazası kapanırken kendimizi zor attık dışarıya....



Gemi ve denizle ilgili bir çok müze ve gezilecek model gemi örnekleri var...
Bizim de üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde kaç deniz müzesi var ???









Göteborg çok büyük olmamakla birlikte gezilecek birçok yere sahip. Deniz akvaryumları, doğa tarihi müzeleri, botanik parkı, tarihi yapıların yer aldığı eski şehir bölümü, kanalları ile güzel bir şehir. İki gün geçirilebilir, sonrası yolunuza devam…

http://www.goteborgplus.com
http://www.goteborg.se/
http://www.sjofartsmuseum.goteborg.se/





Limanda kısa bir gezintiden sonra akşam karanlığında ve kalabalığında Malmö’ye geri döndük.





Ertesi gün için uzun bir yol vardı önümüzde. Yine dönüş yolu, önce Danimarka, sonra Almanya’yı kuzeyden geçecek ve Hollanda’ya giriş yapacaktık.
Çantalar ayarlandı, yüklendi, zincir yağlandı, genel kontroller yapıldı. Evet sabah yola çıkmaya hazırdık.

YARIN : BİR GÜNDE 800 KM.
_________________
PUHU
Kenan BALDOGAN

BMW R 1200 GSA
İstanbul
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
puhu
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Aug 01, 2003
Mesajlar: 185
Nerden: İstanbul

MesajTarih: Cum Ksm 03, 2006 12:41 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

İNCİ’Yİ NASIL KANDIRDIM…


BUGÜN HOLLADA’DA OLACAĞIZ. BAŞKA YOLU YOK….

Akşamdan arkadaşlarımızla vedalaştık, sözleştik, sabah kalkmak yok… Biz çok erken yola çıkarız diye. Söylediğimiz gibi de yapıp sabah 6.00 da motorumuzun üzerindeydik. O kadar kaldığımız süre içinde hemen alışıvermiştik çevreye saygıya, motorumuzu çalıştırmadan, sokağın başına kadar sessizce iterek yürüdük.

Marş motorumuz, keskin sabah soğuğu ve neme karşın tık dedi basıverdi… Eh, ne de olsa Alpleri görmüş deneyimli motor bir başka oluyor canım… icon_lol.gif






Yine aynı yollardan, yine aynı köprülerden güneye indik. Feribota geldiğimizde 1,5 saat geçmişti. Yaklaşık 210 km yolu, inanılmaz soğuk ve yine rüzgarlı bir havada almıştık. Motosiklet kıyafetlerimiz olmasına karşın (kışlık, ancak içliklerimiz yoktu) soğuktan bir hayli etkilendik. icon_confused.gif

İnci feribotta iki bardak kahveyle kendine zor geldi….
Sanmıştım ama yanılmışım. Bir ara geminin tuvaletinden gelirken yüzünde beliren gülümsemeyi sordum….
Sanırım çoğunuz izlemiştir; Mr. Bean diye bir film vardı birkaç yıl önce, pantolonuna su sıçrayan oyuncu, genel tuvaletteki el kurutma cihazını kullanarak (üzerine tırmanarak)) elbisesini komik bir halde kurutmaya çalışıyordu.
İnci’de sıcak hava makinesini kullanarak makinenin hava ağızını kendine çevirerek ısınmıştı uzun süre… Gülümsemesi bu yüzdendi… icon_lol.gif


Yol programı yaparken, harita üzerinde bu iş kolay oluyor. “Haa bak burası şu şehir, geç orasını, nasıl hımm, oraya da uğrarız, sonraaa bak bir de şurası varmış, orayı da yazsana programa…” derken bu yolda kalınacak bir yer bulamadık. icon_confused.gif

Hamburg çok yakındı, Bremen cazip gelmedi, derken Hollanda sınırı, diye yol uzayıp gidiyordu.

İnci; “Yahu bu ne, biz Emok Festivaline giderken 350 – 400 km yi alırken çok uzun demiştim” diye uyanıyordu ki icon_rolleyes.gif ben, “Eh, orası ara yollardı, molalar derken uzamıştı, bak hem burasının çoğu otoban, Hamburg’da da mağazalara uğrar dinleniriz” diyerek kandırmıştım. icon_wink.gif
Ama yola çıkınca, bu rotanın uzunluğu bizi bayağı zorlayacaktı. icon_eek.gif icon_cry.gif




45 dakika sonra karşı kıyıdaydık. Güneş sımsıcak yüzünü göstermeye başlamıştı, en azından yolun geri kalanında bizi güzel bir yolculuk bekliyordu.

Almanya’da bilinen bazı mağazalara uğrayıp giysi baktım. Herhangi bir gereksinim olmamasına karşın ucuza bir şeyler bulursak kaçırmak istemezdim tabi…

www.kradblatt.de
www.touratech-nord.de
www.bfa-hamburg.de
www.suzuki-motorrad.de
www.louis.de

Sezon sonu olduğundan bazı yazlık ürünlerde (giysi) indirimler vardı. Eğer gezi için gidiyorsanız, yanınıza alacağınız eski malzemelerinizi böyle bir sezon sonunda da yenileyerek yola devam edebilirsiniz.

Fiyatlarda çok fazla bir değişiklik görmediğim için (% 15 – 20 kadar düşük, ancak kart ile aldığınızda tek ödeme olacak, Türkiye’de kış dönemi 12 taksite kadar kampanya yapan mağazalar olduğundan alırken tekrar düşünmek gerek) sadece göz gezdirmekle yetindim.

Bizim, aldığımızda malzeme koyabilecek tek yerimiz olmadığından, herhangi bir şey almadık. Yükte hafif; eldiven, ufak tefek yedek parça, belki depo üstü çanta alınabilirdi.

Motoru park ettiğiniz yerlerde şehri gezmek istediğinizde, çanta dışı bu ekstra malzemeler problem olabiliyor. Herkes bizim kadar şanslı olmayabilir. icon_confused.gif
Biz çoğu yerde taşımaktan yılarak ceket, bellik, dizlik, gibi şeyleri ahtapot file ile bağlayarak motorun üzerinde bıraktık. Yalnızca kaskları taşıdık.
Siz yine de dikkatli olun, göz önünde bir yer de olsa ne olacağı belli olmaz… icon_rolleyes.gif




Hollanda’ya uzun bir yolculuktan sonra giriş yaptık. Yol, Pazar günü olduğundan kalabalıklaşmış, yer yer kuyruklar bile oluşmaya başlamıştı.

Geziye çıkmış araçlar, tur otobüsleri, bisikletliler yolları doldurmuştu yine.
Uzun süredir otobanda gitmek yormuştu bizi.

Mola verdiğimiz bir iki yerde ilginç bir alışkanlıkla karşılaştık.
Bu özel uygulamayı Hollanda’yı terk ettikten sonra görmedik, demek bu yöreye özgü bir “uygarlık” belirtisiydi.



Mola verdiğimiz bir park yerinde hemen öncesinde benzin istasyonu olmasına karşın, mola vermek üzere duran araçlardan inen erkekler sağa sola bakmadan hemen koşup arkadaki çimenliğe doğru giderek işiyorlardı. icon_eek.gif

Araçlarında kadın veya çocuk da olsa, çevrelerindeki masalarda oturanlar da varsa bir şey fark etmiyordu. Herifler, gayet normal bir olay gibi, herkesin ortasında işlerini görüyorlardı.
Araçlardaki kadın yolcular ise yürüyerek 50 adım ilerideki benzin istasyonuna yürüyerek ihtiyaç gideriyorlardı. icon_confused.gif

Bu fotoğrafları yaklaşık 30 – 40 dakika içerisinde çektim. Öncesindeki birkaç kişiyi kaçırdım icon_lol.gif ancak baktım olay gelenekselleşmiş, asıldım makineye… icon_twisted.gif



Daha sonra Amsterdam ve Utrecht’de bu alışkanlığı yine görecektik. Gece özellikle kanal çevresindeki restoranlardan çıktıktan sonra gezerken çevreye yapmadıkları kalmıyor.

Sabah temizlik için gezen işçilerin durumu gerçekten zor, tabi onlar alışmıştır ama bizim için iş zordu, nereye basacağız diye yerleri gözlemekten bir hal olmuştuk. icon_confused.gif icon_evil.gif



Yollarda yine bir sürü rüzgar tribünü gördük…

Bremen’den sonra otoyol dışına çıkarak Saksonya bölgesinde çok güzel ufak yerleşimlerden geçerek yol aldık. Hem trafik sakinleşmiş hem görülecek yerler artmıştı. Yol üzerindeki yapay kanallar, göletler ve sıcacık hava neşemizi artırıyor, artan yorgunluğumuzu sık sık verdiğimiz kısa molalarla unutuyorduk.






Akşama doğru 16.00 gibi Utrecht’e vardık.

Tavsiyem; ertesi gün yol yapacaksanız böyle bir şeyi denemeyin. 800 km. herkes için uzun bir yolmuş.

Bir günde 1000 MilHarley’ciler motosikletlerinden birine böyle bir isim vermişti, günde 1000 mil yapmayı düşünemiyorum bile…

Gece arkadaşımız Marco’nun evinde kalacağız.

Ya yarın…
Yarın sürprizzzz….

Sizler için….
Hiçbir emek ve yorgunluktan kaçınmadık, Amsterdam’da nereleri, nereleri gezdik.

Evet, evet…
Kırmızı ışıklı sokakları, mağazaları dolaştık…
_________________
PUHU
Kenan BALDOGAN

BMW R 1200 GSA
İstanbul
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
tintinopsella2
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Feb 21, 2006
Mesajlar: 510

MesajTarih: Cum Ksm 03, 2006 1:18 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

süper tebrik ederiz artık inşallah darısı başımıza
_________________
f uzdil
Hypermotard S
K1200GT
Xt125r
istanbul
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
puhu
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Aug 01, 2003
Mesajlar: 185
Nerden: İstanbul

MesajTarih: Cum Ksm 03, 2006 1:31 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

HOLLANDA – Utrecht ve Amsterdam

Hollanda da konaklama yapacağımız şehir olan Utrech’i gezerek başladık işe. Arkadaşımız Marco’nun evi merkezde yer aldığından şehri gezmek çok kolaylaşmıştı. Utrecht; kanalları, müzeleri, kalabalık sokakları, merkezde düzenli park ve turistik gezi alanları ile büyük kentlerden biri.





Avrupanın her şehrinde yaygın olarak yapılmış Dome kiliselerinden burada da var.
Gotik mimarinin ince işlemeleri ve taş işçiliği kendini bu yapıda fazlasıyla gösteriyor.




Her ülkeden gelmiş çok genç ve kalabalık bir öğrenci topluluğu var. Tam bir üniversite şehri, nüfus oldukça genç…

Üniversite binasının girişi aynı zamanda çok eski tarihi binalarla bitişik eski şehir meydanına bakan bölümde...





Bahçeyi gezerken ilginç bir duvar yazısı da ilgimi çekti. icon_lol.gif



Utrecht'in merkeze yakın olan bölgelerinde su kanalları denize kadar ulaşıyor.





Denize uzak olmasına karşın, Eylül ortasında da olsa 24 – 25 derecelik hava sıcaklığı kanallarda güneşlenecekler için fırsat oluyor.

Çevre sokakları gezerken "Röntgen'in Evi" karşımıza çıktı.






Şehir içerisindeki kanallar akşam üzeri eğlencenin ve kalabalığın merkezi oluyor. Kanal çevresindeki kafe ve restoranlarda çeşitli kültürlere ait uluslararası mutfak (Hint ve Malezya ağırlıklı) var. Biz gecemizi İspanyol mutfağı sunan bir lokantada Tapas yiyerek kapattık. Tabi yanında Amstel biralarımızla....





Kaldığımız ev konservatuara çok yakındı, günün her saatinde bahçesinden geçerken hoş bir klasik müzik sesiyle karşılaşıyorduk...




Tabi ki bisikletler...



Merkez çevresindeki tarihi eserlerin bulunduğu yerlerde gezilecek binaların planları görme özürlüler için kabartmalı olarak plakalarla yapı duvarlarına asılmıştı.





Utrech de konakladığımız süre içerisinde bizi özlediğimiz Türk yemekleriyle tekrar buluşturan ve Hollanda için gezilecek yerler programını bıkmadan, tekrar tekrar anlatarak yapan sevgili Gülnaz ASLAN’a ve restoranı Ana’s Kuzin çalışanlarına da çok teşekkür ederiz.

www.anaskuzin.nl




Utrech’te bilgi ve kalınacak, gezilecek yerler için aşağıdaki adreslerden yararlanabilirsiniz.

http://www.culturelezondagen.nl
www.botanischetuinen.uu.nl
www.canal.nl
www.utrechtstat.nl
_________________
PUHU
Kenan BALDOGAN

BMW R 1200 GSA
İstanbul
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
Mesajları göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> Geziler/Toplantilar Tüm saatler GMT
Sayfa Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7  Sonraki
3. sayfa (Toplam 7 sayfa)

 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Forums ©

   
 

All logos and trademarks in this site are property of their respective owner. The comments are property of their posters, all the rest © 2002 by me
You can syndicate our news using the file backend.php or ultramode.txt