iki göl, iki adam ve 23 Nisan...

[cocacoIa]

Yarın 23 Nisan neşe doluyor insan diyerek kuzularımın bayramını kutlamak için mudurnu tarafına gitmeye karar verdim...

Bakınız kuzularım



Aldım elime telefonu sırasıyla benimle gelebilme ihtimali olan arkadaşlarımı başladım aramaya... Canım hiç yalnız gitmek istemiyor "gidersem yalnız gitmem yanımda 3-5 kişiyi de götürüm" kıvamındayım

Aradım aramasına ama hangi kapıyı çaldıysam yüzüme kapandı
23 Nisan nedeniyle tüm arkadaşlarım çocuklarıyla beraber olmak için plan yapmıştı... Evlisi, bekarı, boşanmışı, evlenmemişi herbiri bir yana dağılmış ve ne hikmettir sözleşmişçesine benimle o yolu yapacak bir allahın kulu " tamam ben geliyorum" demedi... Vardır bi hikmeti diyerek eh bende yalnız giderim dedimmmm ve ardından telefonum çaldı... Arayan sevgili Cihan'dı (Bilmeyenler için Mr_SIrItIk) sabah 09:00-10:00 gibi buluşur kıştan yarım kalan turumuzu tamamlarız dedi...

Kıştan yarım kalan turun hikayesini bilmeyenler için linkimiz aşağıda...

http://www.ikiteker.org/modules.php?name=Forums&file=viewtopic&t=6354&start=0

Rotamız ise şöyle;



Otobandan Akyazı sapağına kadar gideceğiz sonra Kuzuluk-Dokurcun derken bizim Törkiş Dolomiti yolunda ardı arkasına 30 küsür virajı alarak Taşkesti'den geçip Sünnet gölüne sapacağız... (Bu Törkiş Dolomiti yoluna bi gün kameralarla gidip bütün gün akşama kadar viraj yapmak lazım dedik...)

Sabah 10:30 gibi gişelerde tembel buluşması yapıyoruz ve Opet'te benzin ve sabah çorbası molası veriyoruz... Çorbaları içip ayılırken Fazer Boran arıyor ve bize katılmaya niyetleniyor iyi hadi gel bekliyoruz filan derken üşengeç bi anına denk gelip vazgeçiyor...

Yola çıkıyoruz ve sünnet gölüne kadar olan turun ilk bölümü ile ilgili fotoğrafları pas geçiyoruz zira önceki turdan hatırlıyorsunuz... (bkz yukarıdaki link.)

Sünnet gölüne ulaşana kadar Dokurcun-Taşkesti arasındaki virajlı yolda lastiklerimizi karartıyoruz bi güzel...Ağzımız kulaklarımızda neredeyse geri dönüp 30 km yolu yeninden gelicez...

Sonunda Sünnet gölüne geliyoruz... Etrafta çok fazla tur otobüsü var ve yaş ortalaması bizi ikiye katladığı için fazlaca oyalanmadan bir kaç fotoğraf çekip hızlıca ayrılıyoruz.







Saatlerimiz 14:00 e yaklaşırken acıkıyoruz ve yemek için acele ediyoruz...Sünnet gölüne gelmeden gördüğümüz biriniz pişirsin ikiniz yiyin şeklindeki bir mekana giriyoruz ama balıktan başka bişi bulamıyoruz...

Eh Göynük'e kadar sabredelim orda hallederiz diyip yola çıkıyoruz...Sünnet gölüne giden arkadaşlarımız bilir, gölden sonra Göynük'e devam eden toprak bir yol var... Aslında yol diyerek adam yerine koymayalım patika mı desek başka bir şey mi desek bilemedim... Geriye dönüp ana yolu kullanmak yerine Cihan'la köylerden geçen bu patikayı tercih ediyoruz... Bakalım Fazer ne kadar enduroymuş diye

Yolu fotoğraflayamadık ama stablize ve 1080 metreye kadar tırmanan dik bir patikaydı... Cihan Fazer'ın hakkını verdi, ben de benimkinin o yolu çıktık... Yol üzerinde 2 köy geçtik... Birinde düğün vardı yemek kazanları kaynıyordu... Yolda durup "Cihan katılalım mı ne dersin" dedim? Gülüştük yola devam ettik ...

Yol yolu açtı biz gazı açtık az gittik uz gittik birde baktık kışın tepemize kar yağan Hacı ayaz geçidine gelmişiz...

Kışın tam o noktada bizi böyle yakalamıştı....



Bu kez Rakım tabelasını çekmeyi unutmadık
Hava güzel ama kış gibi yine ayaz var boşuna Hacıayaz geçidi dememişler... Cihan yeleğin fişini takıyor hemen...





Soğuktan çektiğim eziyetin yüzüme yansımasıdır yok böyle bir bakış



Malzemeden kısmayayım bol resimli olsun rapor



Geçidi geride bırakıp artık asvalta dönüşen yolda gazı açıp Sessiz sakin huzurlu Göynük'e ulaşıyoruz.



Motorlarımızı park edip



Birazdan nefis yemeklerini tadacağımız Paşazade'ye gidiyoruz... Büyrüüüün diyen esnaf duruşu benimkisi...



Kapıya sticker'ımızı yapıştırıyoruz ki gittiğinizde yemeklerinin test edilip onaylandığını anlayasınız diye..



Restoran çok büyük bir yer değil aksine küçük bir yer...Ama eski ve sade havası etkileyici..



Ne yesek ne yapsak derken bakıyoruz yemeklerin her biri birbirinden lezzetli...En iyisi sen bize iki kişinin yiyebileceği kadar her birinden azar azar birer tabak servis yap diyoruz bizimle ilgilenen arkadaşa...Cihan'ın yemeklere bakışını siz yorumlayın artık



Yaprak sarmanın etlisi ayrı zeytinyağlısı ayrı geliyor .... Ver karnıyarığı ver turşuyu ver yoğurdu ver tas kebabını derken masamız coşuyor..



Dolu tabaklar geliyor boşlar gidiyor lokmaları ikişer ikişer yutuyoruz





Cihan'da boş durmuyor beni çekerken kendisi diğer eliyle " Abicim bu mantılar nefis" diyerek mantıları götürüyor...



Ev baklası geliyor ardından ama baklavanın sonunu çekmeyi başarıyoruz



Afedersiniz camız gibi yedikten sonra bizimle ilgilenen arkadaş bizdeki potensiyelin farkına varıyor ve uğut tavsiye ediyor...Hazmı kolaylaştıran sadece buğdayı öğüterek 12 saat kadar pişirip buğday marmelatı yapıyorlarmış... Hikayesi 14. yüzyıla kadar uzanan geleneksel bir yiyecekmiş... tadına bakıp dibini sıyırıyoruz...



Paşazade'den kendimiz dışarı atmamız lazım yoksa tıkınmaktan çatlıycaz Atıyoruz kendimiz dışarıya...Bu amca motorla çok ilgileniyordu belliki eskiden kalan bir tutkusu var... Fotoğrafını çekmek istediğimi söyleyip basıyorum deklanşöre...(Vural ve Barış kesecek beni...Benim çektiklerim cep telefonu kamerasından kıh kıh kıh)



Önceki gezide ısındığımız Ormancı'nın kaavesine gidip çay söylüyoruz... Hava güzel dışarı oturuyoruz Cihan'ın keyfine diyecek yok... İndirmiş mantıları mideye...



Çayları içtikten sonra bizi bekleyen bir cennet var ki ne siz sorun ne ben söyliyeyim sadece fotoğraflar konuşsun diycem ama bugünlük bu kadar...

arkası yarın

[VAP53]

Mehmet'im cok da yakismis senin Sarisin yollara. Nice km'ler ve tabii ki raporlarini bekliyoruz.
_________________
Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli

Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal).

[alsedo]

Abi bizi niye aramadın.Bizde yapacak yol bulamadık saolsun foxter bize süper bir kendin pişir kendin ye öğretti oraya gittik. Foxter,alsedo,ahmet taş ve eşleri olarak.Ama yemekten sonra ahmet bizi cok kışkırttı Şile yapalım diye ama o etlerden sonra bizde yemedi açıkcası.

Sabahtan konuşsaydık hep beraber gaz açardık.Neyse bir dahaki sefere artık.

Bu arada sarı kızın hayırlı olsun mehmet abicim yakışır sana

Gezi raporunun devamını bekliyorum...

[cocacoIa]

Raporun devamı

Ormancı'nın kahvesinde çaylarımızı içtikten sonra çubuk gölüne hareket ediyoruz...virajlı ve zaman zaman üzerinden sular geçen yolu bitirirken bir virajın arkasında birden bire çubuk gölü karşımıza çıkıyor başlıyoruz çekmeye...



Gölün sağ tarafındaki değirmenler dikkatimizi çekiyor gazı açıp bir solukta değirmenlerin yanında buluyoruz kendimizi...Bu bölgeye girerken bir kontrol noktası var ve kapısında değrmenlerin ve etrafın fotoğraflanmasının yasak olduğu yazıyor... Yasağa aldırış etmeden giriyoruz içeriye



Şu manzarayı görmek için bu yasağı delmemiz gerkiyordu



Don Kişot ve Sanço Panço muydu işte değirmenler işte biz... Utanmasak aşağıdan bize doğru koşa koşa gelen güvenlik görevlisine çektireceğiz fotoğrafları.



Meğer orası film setiymiş... KanalD de yayınlanan Rüzgarlı hede hödö dizisinin çekim alanıymış... Dizi için o değirmenler inşa edilmiş... Sonra dizi tutmuş mu tutmamış mı tam anlayamadık ama yayınına ara vermiş... Dizi yapımcısına para kazandırmış mı bilmiyoruz ama çubuk gölü çok güzel bir görüntüye kavuşmuş... Adını sonradan öğrendiğimiz güvenlik görevlisi Hayrettin bize doğru koşarken Sevgili Cihan'la bir an önce çekebildiğimiz kadar fotoğraf çekmenin telaşını yaşıyoruz...

Cihan " nasıl yapıcaz ne diycez adama" derken Hayrettin yanımıza geliyor... Selam verip hal hatır sorarak değrimenlerin ne işe yaradığından konuya giriyorum... biraz aptala yatarak biraz Hayrettinin hoşgörüsü sayesinde hemen kaynaşıyoruz... Bize değirmenlerin ve dizinin hikayesini ayaküstü anlatıyor... Fotoğraftaki dağın tepesinde bulutlar var orada bir yayla olduğunu ve görülmeye değer bir yer olduğunu öğreniyoruz... Ulaşım yolu ise karşıda belli belirsiz görülen zigzag çizen yol... Yaz sıcağında haftasonu yaylada kamp yapmaya oracıkta karar veriyoruz... O yaylaya gidilecek...




Güvenlik görevlisinin başını belaya sokmadan vedalaşıp gölün etrafından dönmeye başlıyoruz.





Sürekli kapalı hava biz göle ulaşınca birden açılıyor ve Güneş yüzünü gösteriyor.





Baharın gelmesiyle coşan ırmaklar gölü taşırmış yolumuzun bir kısmı göle karışmış... Tereddüt etmeden dalıyorum göle..





Tabi göl geçişi o kadar hoşumuza gitti ki yeniden karşıya geçip bu anı fotoğraflamak istiyoruz... Fazer'ın enduro olduğunun ispatıdır...



Varadero'nun geçemediği yerden fazer geçiyor Japon yapmış hem asvaltta hem gölde yüzüyor bu Fazer



Tabii Fazer'la o sudan geçen Cihan, Valentino Rossi edasıyla poz vermekte
çok haklı...



E tabi haliyle biraz ıslandık ama çocuklar gibi kahkaha atarak eğlendik... Durum değerlendirmesi yaparken bir kaç resim daha çekiyoruz.







Değrimenlerin gölün karşısından görünüşü



Gölün karşı ucuna ulaşınca küçük bir köyün içinden geçiyoruz köyde göz ucuyla fotoğraflanacak çok malzeme görüyorum ama aklıma bu minikler geliyor... hadi resminizi çekeyim diyorum beni kırmıyorlar... Boy sırasına ben dizmedim kendi kendilerine böyle sıralandılar



Değirmenler manzaraya çok şey katmışlar görüntülemeye doyamıyoruz





Daha fazla oyalanmadan Göynük'ten Taraklı yoluna çıkıyoruz... Bir kaç viraj sonra Göynük'ün tepeden bakan bir noktaya ulaşıyoruz.



Taraklı'ya yeni yapılan yoldan değil aksine eski yoldan gidiyoruz... Bugün geniş ve düzgün yolları sevmiyoruz anlaşılan... Sayamadığımız bi dolu virajı alırken Kazkıran Geçidi'nde buluyoruz kendimizi... Adettendir basalım deklanşöre diyoruz... Cihan burayı'da fethettim diyor.



Bense Dadaloğlu havasındayım



Bu resmi özellikle buraya ekledim kaskın içerisindeki gözlük 3M in işçi güvenliği için ürettiği basit bir gözlük... Plastik bir malzeme ve çok esnek... Kaskın içerisine rahatça giriyor ve rahatsız etmiyor... Vizörü açıp giderken gözünüze girecek börtü böceğe karşı savunma kalkanı gibi bir şey... Çok faydalı tavsiye ederim hepinize...(nerden alınır: Bauhouse İş güvenliği reyonu)



Rotamızı uzatmak niyetimiz var ama hava kararıyor ... Otobana girip eve doğru yola çıkıyoruz... Sapanca gölü kenarında güneşin kocaman ve turuncu bir renk aldığını görüyoruz, durup bir süre izliyoruz.





Güneş batarken bizde raporumuza noktayı koyuyoruz.



Gökten iki elma birde karpuz düşmüş... Sonuncusu bu güzel bahar gününde evde pinekleyenlerin başına düşmüş

[Mr_sIrItIk]

[ahmet_tas]

Mehmet Abi güzel bir gezi olmuş ve yeni motorun çok güzel maşallah.

[cocacoIa]

[AytacDundar]

Cihan kardeşim sen Fazer'ından daha çok ilgi çektiğin için motora kimse bakmıyor gibi geliyordur. Bu arada Mehmet abicim hayırlı olsun tekerini bizim taraflara da sürersen sevinirim.Gezi de mükemmel olmuş.

[taner]

Elinize sağlık, harika bir gezi olmuş... İki ay kadar önce benim de yaptığım bir rotaydı aynı güzergah ve aynı göller... Virajlı ve sakin yolları, güzel yükseklikleri ve yeşilliği (bir de buzları ile (o zamanlar soğuktu daha)) ile tadı damağımda kalmıştı

Hava yumuşadı artık, Dokurcun tarafında Sülüklügöl ve Taraklı tarafında Karagöl Yaylası var o bölgede kalabalık basmadan gidilmesi gereken...
_________________
Taner Üstün
Honda XRV 750 Africa Twin'03
yol gidilmez yaşanır

[cumbaba]

Mecburiyetten ekenlerden biri bendim

pişmanım hem de çooookkkk
_________________
Ölümlü dünya...

[Boran]

[kunduz]

Mehmet Ağabey ve Cihan bir ikiteker klasiği oldunuz artık. Elinize, dilinize sağlık...

[umitbaydar]

Üstat rapor ve gezi çok güzel olmuş...Emeği geçenlere teşekkürler..

[altugsaygili]

mehmet ve cihan elinize saglik
cok guzel bir gun gecirmissiniz.
rapor da hos...
pasazade lokantasini test etmek isterim ben de
haziran da insallah.
_________________
sevgiler
Altug SAYGILI
1150RT
Xcity 250

[sinanozgen]

Nefis yollar... Oralardan gecip de pazartesiyi senlendirdiginiz icin tesekkurler.



Bunlarin hepsini yiyebildiniz mi? Iki kisi gittiginize emin misiniz?

Bu arada raporu yazmaktan, GS'in gaga korumasi ve motor koruma demiri GSspot'a yazilamadi galiba, hayirli olsun.


Sanco
_________________
"Tomkedi"miz, Umut Akçalı'nın anısı önünde saygıyla eğilirim.
Aç Kapakları Norveç, Eicma Milano'dan banttan yayın