Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kayıt: Dec 14, 2003 Mesajlar: 1313 Nerden: Philadelphia
Tarih: Cum Eyl 16, 2005 1:04 am Mesaj konusu:
Peki Hocam, "Ne Samin sekeri, ne arabin yuzu" ifadesinin nereden kaynaklandigina dair bir ipucuna denk geldiniz mi ? _________________ Akif Ersahin
BMW R1200RT
IBA #25322
DrDakar.com www.gamsizseyyah.com
Kayıt: May 27, 2005 Mesajlar: 1900 Nerden: Istanbul
Tarih: Cum Eyl 16, 2005 1:51 pm Mesaj konusu:
Geziniz bana ileride rehberlik edecek kadar degerli ve guzel ama daha cok fotograf olsa sevinirdim, bu arada Belen gecidinden gectikten sonraki Amik ovasi goruntusu insani gercekten cok sasirtiyor ve kendini kucuk hissettiriyor bunu ben bizzat yasadim ayrica Kirikhan halki herkese ihtiyar diyor, bir gun nobetteyken yasli bir amca geldi ve bana sen ne kadar yaslisin dedi ben de dumur olmustum, bunu diyen 70 yasinda bir amcaydi o yuzden takmayin kafaniza bunu:) O bolgelerde cok fazla miktarda yatir ve turbe var e ne de olsa bircok dinin ciktigi ve yayildigi bolgeler, vahded-i vucut olayi ise tanrinin tek varlik oldugu degil de mutlak varlik oldugu ve her canlinin onun bir sekli oldugu diye biliyorum.
Sunu da bir vesileyle vurgulamak istiyorum aslinda Antakya bolgesine cok katilimli bir gezi duzenlenmesi sart gercekten cok farkli ozelligi icinde bulunduran bir yer
Bu arada Sam'da kayisi lafi nereden geliyor onu da benim icin ogrenseydiniz sevinirdim:)
Kayıt: Oct 23, 2004 Mesajlar: 1547 Nerden: istanbul
Tarih: Cum Eyl 16, 2005 9:52 pm Mesaj konusu:
sevgili doktorcum tamda cis ettigim yaraya parmak bastin . hayir hicte oyle bir durum yasamadik . halbuki suudda yasayan coktur . bu soz ingiliz in ortadogudaki basarilarinin neticesi ve kaniti olan bir sozdur . gururla soyluyorum ( irkci deyilim ) , yuzlerce sene cok genis bir cografyada " adaletle " hukumran olduk ve asla cokca kullanilan manasi ile emperyalist olmadik . olsa idik butun bu cografyada turkce konusuluyo olurdu . kimseyi satmadik . ancak ingilizlerin dahiyane oyunlarina gelen arap dunyasi kah sirt cevirdi kah arkadan vurdu . buyuzden biz de dinden imandan siyirdik . bu sozler o zamandan kalma . yapilan hatalarin cemeresini nesiller cekti cekiyor . ancak ben husumetten yana deyilim . hernekadar simdi sinusoidal in dibi yalansada ( tum bolgede ) duzeni yine biz tesis ederiz insallah . bolge ve insanlari iyi .
oteldeyiz .. ertesigun yani pazar sabah erkenden trafikzilla uyanmadan yola cikmayi planliyoruz . hazirliklarimiz var . once bidonlardaki benzini depolara aktariyoruz , bir tanesinde az kaliyor , ilerde koymak uzere yanimiza aliyoruz . bu arada agizinda sigarasi ile gelen meraklilari kislamakla mesgul sermet . obur bidonu sallayip yerine efendi sermetaga nin kutulari dikkatlice bagliyoruz . motorun arkasindaki pacoz goruntunun sebebi hikmeti bu . suriyede bindigimiz surece bizimbenzinle katkili kokteyl yaptik hep ve hicbirsey hissetmedik . bidon gereksizmis. oktan yukseltici gerekli .
sermetin yola cikmadan once apar topar aldigi yumusak cantalar dan egsoz tarafindaki sarkarak degmis erimis ve delinmisti . bunu anlatmayi unutmusum . aslinda buyuk tehlike atlatildi . cantada sentetik giyisi naylon torba vs. + 2 MOTOR YAGI vardi . efendi sermetaga sagolsun hicbirzaman canta yerlestirmez , burus kiris tikar . dusunebiliyormusunuz arkadda bagli 12 lt kursunsuz super plus .
sermet aga " tuh be " dedi .
mekanizma buradan tahrikle islese idi iyi roketlerdin yetisemezdim sana diye teselli ettim bende .
evet bagajlar yerlestirilip son suriye paralari da benzin yol ve tatlilar icin ayrildiktan sonra ( tatlilari halepten alicaz ) sabah erkenden ortalik tenha iken yola ciktik . rasladigimiz motorlu polisler bizi halep yoluna kadar cikarip ugurladilar sagolsunlar . ve donus yolundayiz . ruzgar yer yer yine kuvvetli ama dinmis biraz . gidisle kiyas kabul etmez . bundan sonra firtina mirtina kontra montra yok diye erken sevinmisim ...
sermetaga nin sabah kahvaltisi afyon patlatmaya yonelik cay+sigara ve bunu mumkun kilacak bir parca peynir den ibaret oldugundan karni acikinca acil mola ihtiyaci dogdu . bir yere daldik . ortalik tenha . arkadas hedefe kitlenmis vaziyette direk icerdeki buzdolabina dogru hamle yapip , evinde kendi dolabini karistiriyor rahatliginda calismalara basladi . cift el cift kol calisiyor ama daha cokmus gibi gorunuyor . onu aliyor bakiyor , oburunu kokluyor , digerini turkce soruyor . bizim akabimizde oraya yetisen dukkan sahibi once mudahale edecek gibi davrandi ancak biranlik gozgoze gelis neticesi hic sansi olmadigi vahametini kavrayiverdi . akilli adammis .
sozkonusu yerde baya uzun ugraslar neticesi oglu ile resmimizi ceken arkadas fotografcilik konusunda moralimin duzelmesine neden oldu ;
cok akilli bir cocuktu ;
bu arada donuste cekerim bol bol diye dusundugum fotograflari cekemeden ilerliyoruz . ne zaman davranacak olsam efendi sermetaga salak turistlere benziyorsun diye gazlayip hevesimi dumura ugratiyor .
halepte kesfettigimiz tatliciyi ararken kucuk capta iki tur atiyoruz ve ters istikamette dukkanin onunden gecerken ( genis bir bulvar ) trafikte saplanip kaliyoruz . kimildamiyor . mumkun deyil . saplandik . mantigi yakalayip uyum saglamakta ustume yoktur . tee ilerden gobegi donup gelmektense ( bize yarim saate patlar ) bir donemecteki ilk firsatta somon moduna girip tersten arabalarin icine daldim . caresiz sermette arkamda sove sove gelmekte . abartmisiz kitlendik tabi . arabalardan kafalar cikti koro halinde birseyler soyleniyor . zaten cesit cesit korna hic durmuyor . motor gurultuleri . tam progresive jazz . sulalem cinlamismidir acaba . polis geldi . ne yapiyorsun diye isaretle bana soruyor . kotu bir ifadesi yok ama . dedim ya adamlar yumusak basli . bende isaretle gitmek istedigim yonu gosteriyorum . arkadas derhal ona dur buna geri oburu ileri bizi ordan cikariyor . allah razi olsun . " sukran sukran " diye tesekkur edip siyriliyoruz ordan .
hududa yakin yol sarmallarindan turk plakali otobusleri takip ederek kolayca geciyoruz .
ve iste tekrar vilayet sinirindayiz ... selamlar suriye ... seni hos bulduk , hos gorduk ... hoscakal ...
giriste problemsizdi ama daha kolay bir cikisla memlekete intikal ediyoruz .
simdi suriye kapisindan ciktiktan sonra gayet bozuk bir bolum yol var offroad gibi . etrafta dagalmis irili ufakli kayalar , dikkat patlayici yazan levhalar . aman tam ortadan gidelimde mayina falan basmayalim tarzi geciyoruz oradan . derken bayragimizi goruyoruz . tepelerde gozetleme kuleleri . elde durbun mehmetcikler . insanin vataninin olmasi cok guzel birsey diye duygulaniyorum . bu ara bolgede durmak kesinlikle yasak . zimbalarlar valla .
bizim kapi da oburu gibi tenha ( hafta sonu cumartesi pazar boyle imis ) basimiza ususende yok . rahat rahat 50 ser $ imizida bayiliyoruz . ( dun gelse imisiz odemeyecekmisiz ) neyse bunlarin onemi yok . vatanimi seviyorum . son cikis islem noktasina geldigimizde gorevli memur gulerek karsiliyor . gecen gunde ben karsilamistim sizi diyor ama nebilimne kagidiniz yokmu , var , olmadii şimdi donucen en basa tekeer tekeer butun islem yaptirdigin yerlere damgalatacan bunu ? ? ? diyor . biz ??? koro halinde yahu lazim deyil diyorlar diye kuvvetli vokal girince ve adam sermetin yuz ifadesini gorunce ver ver diye islemi tamamliyor . aslinda her sey bilgisayar ortaminda kayitli . hamasi duygular icinde topragimi opim derken cisim geliveriyor birden ...
hamdolsun vukuatsiz memleketteyiz . sinirdan onceki son yerlesim reyhanliya benzin almak icin giriyoruz . cikarken aldigimiz benzinci . adam pompayi dayiyor sermetin motora tam basacak sermet " hoop dur " diye irkiliyor . " yahu bu kursunsuz deyil " , " kursunsuz kalmadi abi dun bitti . bu super daha iyi "
kirilmaktayiz . yerlere yatiyoruz . iste bu yuzden rabbimi cok seviyorum . latifeleri yaratiyor ve yasatiyor . sen suriyede kursunsuz varmi yokmu , bulamazsak normal koysak olurmu olmazmi diye cumle alemi internetlere kadar kas , giderayak gece yarilarina kadar bidon ara yok o olmaz daha kalin lazim larda , bosu bosuna onlari doldur bagla tasi bidolu riziko atlat gel sobelen . bunun bendeki analizi derin . burda dalacak olsam mevzu degisir .
antakya yoluna sapiyoruz . bir muddet dikenli telorgulerle seyrediyoruz . cok enteresan . film gibi . kur , oyna , yasa .
antakyaya bir onceki gun deli yagmis . yildirimli vukuatli . cok sukur biz kuru geciyoruz .
tekrar belen gecidindeyiz . bu sefer meshur " kurdoglu " nda sermet butun yore yemeklerini tattirmak niyetinde .iskenderunda kaldigi yillardan tecrubeli . burayi iyi biliyor . yore halkida baya ragbet ediyor . kendisi icin de nostalji firsati . her seyden tadimlik soylememize ragmen abarti bir sofrayi son gelen kunefe ile birlikte silip supuruyoruz allah afetsin . tuy kulturu . onun icin medeniyet dayanmiyor buralara .
sonraki halimiz kareye sigmadigindan , yemekten onceki halimiz ;
romantik bir gun batiminda arsuza iniyoruz
duygularim melankolik . " i know what is to be young , but you don't know what it is to be old " bu parca kafamda calmakta . mirildanarak seyrediyorum ...
aslinda fotolarin arasina bu sarkinin sozlerini yerlestirecektim ama resimler sarkiya eslik edecek kadar profesyonel deyil . okurken ayni seyler hissedilmeyebilir .
ve tekrar arsuz oteldeyiz . otelde bizi gayet sevecen karsiladilar . sorular cevaplar . eski motorculardan olan otel sahibi cok heveslendi .
gecen seferki gibi yine gurup vakti sicak sulara dalip kaya baligi gibi sunduk . goz kapaklari yariya kadar kapali . ilac gibi geldi .
icinde bulundugumuz romantik atmosferde tamamlayici unsurlarla entegrasyonun , ileride sunulmasi zaruri mazereti ne olabilir muhabbetine sermetten muteber bir cevap geldi ;
" o son kunefeyi yemiyecektik "
( not = suriyede bunundugumuz surece yemekten cok cesit cesit sam fistikli tatlilarla beslenmistik )
Kayıt: Oct 23, 2004 Mesajlar: 1547 Nerden: istanbul
Tarih: Cmt Eyl 17, 2005 5:09 pm Mesaj konusu:
buraya gelirken kasmayiz , arsuzdan sonra iki etap yapariz diyorduk ama sabah kalkinca aksama istanbuldayiz insallah dedik . 1150 km . sorun yok . tekrar vurduk yollara . motorda yol yaparken cok guzel hissediyoruz . da nereye kadar . yazlik montlayim , elek . ic levazimati ( ruzgar gecirmez iclik ) evde unuttum . giderken lazim olmamisti . sicakti .
tekir yaylasindan geciyoruz , disler takir takir . hava buz gibi vede sama gidisi aratmiyacak bir firtina var . yine kontra . yengec modundayiz . bu aksaraya kadar devam etti .
aksaraya geldigimizde elimi gogsume koydugumda sanki buz torbasini tutuyormusum gibi bir his geliyordu . motordan indigimde oturus pozisyonunda idim hala kaskati . temiz yayla havalarini sifa niyetine cigerlerimize ceke ceke geldik . hastalanmadik elhamdulillah . sermet tedarikli idi .
aksarayda ruzgardan yirttik ama birdaha radara yakalandik . adamlar arabayi yolun kenarindaki hendek gibi uzun bir cukura gommusler , nerdeyse yolla sifir . sagda solda yol bakiyoruz kacacak , yok . bizde yine bir kamyon arkasina siperlendik . arkadaslar son anda farketti , bizim durmaya niyetimiz yok gazladik . plakalar alinabildimi bilmiyorum . 90 la girdim . kizdim ; 80+%10=88 hesabi yapip ulen 2 km icinmi diye . gazliyorum saga sola . sonradan aklima geldi 70+%10=77 oldugu . olur sey deyil . otoban gibi yol . su kanunu cikaramadilar bir turlu . devlet ne kadar hantal yahu . cezalari avrupa standartinda aliyorsun . tamam . kanunlar niye o standartta deyil .
orhan agacli tesislerinde mola veriyoruz . 40 yillik cok guzel bir tesis . isletmesi mukemmel . sermet aga sahibi ile fi tarihinde tanismis sohbet etmis . isinin ehli biri diyor .
bir sey yemiyorum bu gun her nedense . paso redbull goturuyorum .
ve ankaradayiz . yol+ruzgar+soguk hirpaladi biraz . yorulduk . kesmeye niyetimiz yok . bundan sonrasi otoban .
kah basarak , kah sag solla kapisarak , bayrak yarisi yol aliyoruz .
boluya geldik . durmak yok , mola var ;
iskolik sermet uzaktan kumanda is yurutuyor , gunluk raporlari aliyor . yadirgamiyorum . sorumluluklari agar . dagin , tasin genel muduru . birde pis oynar ;
ve molalardan bir mola da bizim kisraklar ter atiyor ;
massallahlari var . cok rahat , cok kolay makinalar . cok guclu ve cevik . isteyen herkeze nasip olsun . tuz sorununu cozen bosuna alternatif aramasin derim ...
eveeet sonunda sag salim vasil olduk sehrimize hamdolsun . yol arkadasimla selamlasip , altunizadeden ayriliyorum beylerbeyi bogaz istikametine . cengelkoye geldigimde ya bu alet niye duz gitmiyor , yalpaliyarak gidiyor diyorum . yalpaliyan benim tabi . hemen orda cicekciden bir kirmizi gonca gul ambalajsiz malum .
evlere vardigimizda hem sermetin oglanlar hemde bizimki asagida karsilamak icin bekliyorlardi .
aile guzel bir sey ...
iste bizim hikayemiz de bukadar . her ne kadar surci lisan ettiysek af ola , onlar ermis muradina biz cikalim motorun tepesine ...
Kayıt: Dec 14, 2003 Mesajlar: 1313 Nerden: Philadelphia
Tarih: Pzr Eyl 18, 2005 6:52 am Mesaj konusu:
Yaziyi oyle etkilenerek okumusum ki, ilk defa Redbull aldim hayatimda. Gerci daha once votkalisini icmistim mecburiyetten ama, ozel olarak almamistim.
Bu sabah kahvaltidan sonra, gecenlerde yedigim baklavanin ne kadar sahane oldugunu dusundum. Bir sure sonra (afyon patlayinca ) aylardir baklava yemedigim geldi aklima. Hayir canim baklava da cekmiyor, yedigim baklavanin lezzeti hala agzimda, tabak gozumun onunde. Dusun dusun, sonra aklima geldi, VAP abimizin kan verme topigine koydugu baklava tabagi kalmis aklimda, yemis kadar olmusum yani.
Oguzhan ve Sermet agalarin gezisinde de Sama gidip geldim. Bir kez daha tesekkurler. _________________ Akif Ersahin
BMW R1200RT
IBA #25322
DrDakar.com www.gamsizseyyah.com
Kayıt: Oct 11, 2004 Mesajlar: 330 Nerden: istanbul
Tarih: Pts Eyl 19, 2005 7:48 am Mesaj konusu:
Harika bir gezi. Ellerinize sağlık Sermet ve Oğuzhan abi. Oğuzan abinin esprili dili de ayrı bir renk. Bu arada sakallı, göbekli , uzun beyaz saçlı, motor kıyafetli easy rider görüntüleri de ağır karizma taşıyor. Ama Oğuzhan abi her ne kadar fotoğrafın gereksizliğini tersi gösterilemez bir şekilde ispat etmiş olsa da ilkel güdülerimiz hala daha çok görmek istiyor maalesef.
Tekrar teşekkürler ve dediğiniz gibi birlikte yol yapmak dileğiyle(resimleri ben alırım ) _________________ Selim ERDOĞAN
Kawasaki KLR650
Two roads diverged in a wood, and
I took the one less traveled by,
And that has made all the difference.
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Yardım
Arama
Kullanıcı Grupları
Profil
Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın
Giriş
HAYAT INSANIN BAYA VAKTINI ALIYOR
malum .
) aylardir baklava yemedigim geldi aklima. Hayir canim baklava da cekmiyor, yedigim baklavanin lezzeti hala agzimda, tabak gozumun onunde. Dusun dusun, sonra aklima geldi, VAP abimizin kan verme topigine koydugu baklava tabagi kalmis aklimda, yemis kadar olmusum yani.
