YBR İle 2727 Km Istanbul-Trabzon

[erguvan]

Karadeniz Otoyolu, Karadeniz'in büyüsünü gölgelese de, nehirler ve dağlar ve hep dalgalı deniz orada duruyor, hepimizi bekliyor.
Karadeniz'de yollar denize kavuşan dereler ve nehirlerle kesiliyor, buna alışacaksın. Her suyun denizle buluştuğu yerde insan durup seyretmek istiyor ama yol bitmez deyip devam ediyor. Dağları dolaşa dolaşa gelen, çok yükseklerden ve uzaklardan gelen suların denizle buluştuğu yerleri geçiyorsun bir bir.


Bazen dayanamayıp duruyorsun.


Burası Çarşamba.


Ve dedelerimin dünyada mekan tuttukları pederimin ve amcalarımın çocukluklarının geçtiği memleketime vardım. İnsan her ne kadar bir yaşantısı olmasa da hep oralıymış olduğu hissine kapılıyor, memleketim diyor. Orada bir köy var uzaktaya varmak güzel bir duygu.


Yalıköy'deyiz.

[erguvan]

Yalıköy'de fazla kalmadım. Öğleden sonra Giresun'daydım.


Giresun'da bir arkadaşla oturduk muhabbet ettik. Arkadaşın işler iyi ben yoluma devam ediyorum.


Trabzon'a vardım. Trabzon'da ilk çektiğim fotoğrafın havaalanı kulesi olmasından bazı arkadaşlar aha işte açığını yakaladık YBR ile gitmemiş Trabzon'a demiş olabilir ama bu yokuş kardeşimin evine çok yakın ve şehrin doğusunda olan kardeşimin evi havalimanı üniversite üçgeninden bir enstantane. Bir kısım öğrenciler böyle bir üçgenden çıkmadan Trabzon merkezine fazla uğramadan yaşam sürdürmekteymiş, kardeşimin yalancısıyım.
Trabzon ilginç bir yer. Sahil şeridine çöp döken bir belediyeleri olduğundan Ordu'daki gibi Karadeniz Sahil Yolu Projesine karşı çıkış da dolayısıyla yok. Karadeniz sahil yolu liman, havalimanı, çimento fabrikasıyla beraber şehri denizden ayıran bir başka unsur olacak.
Bu fotoğraf kardeşimin evden çıkıp iki adım ötedeki markete giderken her zaman gördüğü bir şey ve ilginç bence.
Aslında o kadar da uçaklara meraklı olmayan birisi olarak bir uçağın iniş ve kalkışını izlemek gerçekten zevkli ve Katü'de denizi ve havalimanını gören oturma alanları var. Ben evdeyken uçak sesini duyunca pencereye ahan da uçak geçiyor diye koştum iki gün boyunca.


Katu'den bir görünüm

[erguvan]

Trabzon'a kadar gidip kardeşimin üniversitesini gezmemek olmazdı. Bir kaç fotoğraf ve cümleyle bahsedecek olursak:


Katu planlı yapılanmış bir üniversite. Öğrencilerin bir çok imkanı var.



Ve yemyeşil.



İşte böyle bir yer.

[serkand]

Hakikaten bir solukta okunuyor. Tebrikler; yazı ve fotoğaflar için ve teşekkürler bizimle paylaştığın için.

Demek ki neymiş, motorun hacmi değil, yüreğin hacmi önemliymiş.

Benim motor sevdasına kapılmama sebep olan arkadaşım, kardeşim, Ali İsa da ilk motoru XL200 ile İstanbul'dan Antalya'ya gitmeye kalktığında "saçmalama abi!" demiştim.

Gitti. Gitti ve gezmediği yer kalmamıştı geri geldiğinde. Patara, Eğirdir Gölü'nün çevresindeki patikalar, hiç kimsenin girmediği dağ yolları, Olimpos.

Bravo size ve sizin gibi yüreğinin hacmi büyük olanlara...

Sevgiler.
_________________
Serkan Dilver
532 4336965
---------------------------------------------------
"Hızlı gidip birini değil, yavaş gidip hepsini..."

[erguvan]

Trabzon şehiriçi çok çarpık bir yapılanmada olsa da Uzun Sokak var, yakında araç trafiğine de kapatılacakmış. Öğrenciler bu sokakta takılıyorlar.


Trabzon'a gidince Boztepe'ye çıkmalı. Çok ahım şahım bir yer değil ama manzara güzel.


Uçaklar yanından geçiyor. Sanırım Trabzon'da bu uçak konusu ben de hafiften takıntı oldu .

[erguvan]

Trabzon'a gidenler Sümela'ya da gitmeli. Gerçekten muhteşem bir yer. Yolu da çok güzel. Dağların o kadar dik oluşu ve yeşil oluşu gürül gürül akan sular insanı büyülüyor. Maçka'nın içinden geçin. ( Maçka yoları taştan değil, gidildi görüldü. ) Yol sizi götürecek zaten.


İşte bu da "motorcu"nun kendini gerçekleştirdiği an. binlerce km yol gidilmiş ve engin bir yeşillik insanın başını alıp gitmiştir. Nasıl böyle profilden poz verince karizmatik çıkıyorum değil mi?


Sümela'dan aşşağıya saldım çayıra


Dayanamadım soktum ayaklarımı suya. Haketmişti gariban ayaklarım. Bu arada objektiflere botsuz yakalanmak felan derken giderek açılıyoruz. Çorap bile yok yahu ayağımda.


Su soğuk abiler ablalar, soğuk ama güzel.

[erguvan]

Sumela'nin girisinde alabalık yiyoruz. Ertesi sabah erkenden yola çıkacağım.

Böylece geri dönüş başlıyor. Giresun'da arkadaşla kahvaltı yapıyorum. Giresun'dan Yalıköy'e.

[erguvan]

İşte Yalıköy'de köyümün plajında yaz aşkımla eleleyiz. Dalgalarla oynuyoruz. Karadeniz'in denizinin en güzel yönü dalgalar. Güney'in havuza benzeyen durgun sularında hep bu dalgaları arıyorum.

[erguvan]

Yollar geçiyorum.


Bazen duruyorum.


Durduğumda haritayı bir bardak çayla inceliyorum çoğun. Sonra bir gün bir bakıyorum yol bitmiş. Harita artık anlam kazanıyor. Sonra bir kenarda çektiğim bu haritalı fotoğraf en güzel fotoğrafım oluyor.
Bir daha haritayı alıp elime yola çıkmak istiyorum. Canım sıkıldığında alıp elime haritayı geçtiğim yollara bakıyorum. Geçmediğim yollara bakıyorum. Geçebileceğim yollara bakıyorum. Uzunca haritaya bakıyorum işte. Aklımda hep alıp başımı gittiğim ama sonuna kadar gittiğim sonuna kadar memnun kaldığım yeberemle İstanbul-Trabzon, yeberemle İstanbul geçip gittiğim tabelalar her birine hoş bulduk dediğim tabelalar, yeberemle İstanbul ve İstanbul'dan uzakta orada bir köy varlara yaptığım yolculuk. Hep aklımda gidilmiş yollar ve yollar bana başka yolları gösteriyor. İşte haritaya bakıyorum böyle ve bu resim altı yazısı bu yüzden biraz uzun oldu, bu yüzden bu en sevdiğim en sona sakladığım fotoğrafım.

[erguvan]

Bitti.

[chaos]

[V-Strom]

Keyifle okuduk, ne güzeldi... !!
_________________
Ümit Yayla
İstanbul

BMW R 1200 GS 2005

A Rh (+)
0 212 334 57 00 (iş)

[Uzay]

Tebrikler dostum, gezi ve fotograflar cok guzel

[susir]

cok guzeldi, anlatim, fotolar...
tesekkurler...
_________________
Hakan Yasar
Denizli

[BLAU]

Seni ayakta alkışlıyorum. Helal olsun
_________________
ERDİNÇ HARAÇ
DL 650 V-STROM
TEKİRDAĞ
532 3112914