Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Tarih: Prş Tem 29, 2004 1:44 pm Mesaj konusu: 7 ülke, 7 gün, 2500 kilometre: Batı Alpler Geçişi-Film ekli
Herşey, bahar sonuna doğru-baharın etkisiyle olsa gerek-başladı. İlker Brüksel'den, ben Berlin'den, bir motosiklet turu ile ilgili sanal yazışmalara başladık. En başında birbirimizi hiç tanımazken, bu sayfalar sayesinde konuştuk, anlaştık.
İlker'in halihazırda bir motoru vardı, benim ise yoktu. Kaldı ki Berlin'den motorla Alpler'e inmek imkansız gibi bir şeydi, daha doğrusu bir hafta için uzun mesafeydi. Araya neler girmedi ki; bizim Assen Moto GP gezisi, İlker'in ve benim yoğun şahsi işlerimiz, benim kiralık motor arayışlarım...
Programımız şöyle idi:
Almanya'nın batısında bir yerde; Aachen, Karlsruhe civarinda bulusup aşağıya güneye, Monaco civarına inecektik. İlker kendi motoru ile gelecek, ben ise Aachen veya Karlsruhe'ye kadar olan dümdüz alman ovalarını trenle aşıp oradan motor kiralayacaktim. Benim buralara gelmek istememin sebebi:
-henuz alman ehliyetine geçemediğim için Almanya'da araç kullanmak istememem,
-kiralık motorlarda 1500 kilometre gibi bir sınır olması, sonrası için 0,20 veya 0,30sent gibi ekstra kilometre parası istemeleriydi.
Haziran'da İlker'e Brüksel gittiğimde ilk defa karşı karşıya geldik. Oturup geziyi programladık. Haritayı açtığımızda farkettik ki Monaco'ya öyle 1 haftada inmek mümkün değil. Daha doğrusu ancak inebiliyoruz, geri dönecek vakit kalmiyor. Son sınırımızı Batı Alpleri'nin en yüksek noktası olan Mont-Blanc olarak belirledik.
Ehh bir nal bulmuştuk, şimdi sıra 3 nal ile bir attı...
Sinan Ozgen
En son sinanozgen tarafından Cmt Eyl 11, 2004 2:21 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Haziran ayina kadar beyin firtinasi biciminde; "oraya da gidelim, buraya da gidelim" konusundan bahsettigimiz e-posta trafigimiz programin kagit uzerine dokulmesi ile birlikte yavasliyor, benim ise motor arayislarim hizlaniyordu.
Benim Turkiye'de motorum var. Ancak bu araci hem getirip hem goturmek, bir de araci almak icin Turkiye'ye gitmek cok masrafli idi. Almanya disindaki ulkelerde ise genel olarak motor kiralama cok pahali. Orta sinif bir 500-600cc. lik touring motorun bir haftalik 1500 kilometrelik fiyati 400 euro civari idi. Bu yuzden Almanya'dan kiralamam sart olmustu. En iyi imkani BMW bayileri 279-299 euro arasinda fiyatlarla BMW bayileri F650CS Scarver ile sunuyordu.
17 Temmuz cumartesi baslamaya karar verdigimiz geziden onceki pazartesi, asil is olan kiralamayi sona biraktigim icin dona kaldim. Bir cok bayinin elinde motor yoktu. Bir cogu da en az bes hafta oncesinden siparis edilmesi gerektigini soyluyordu. Aachen'da Kohl adinda bir firmada her tur motor vardi ancak buyuk motorlarin kasko muafiyeti(kaza sonucu suc sizde ise size dusen odeme miktari) 2000 euro oldugu icin(BMW ana bayilerinde bu miktar bin euro) digerlerinde de motor olmadigindan, Ilker'i arayarak agladim. Bir Smart Coupe kiralayip pesine takilayim dedim, Ilker de "anca beraber kanca beraber" edi ve geziyi erteleyip, daha sonra motorlu yapabilecegimizi soyledi, beni teselli etti.
Geziden 2 gun once, aylardir planladigimiz gezinin suya dusmus olmasinin verdigi eziklikle mevcut kiralama fiyat listelerine son bir goz atarken yine Kohl firmasinda bir Aprilia 125 Atlantic gordum. Ben scooterlari oldum olasi sevmisimdir. Once Ilker'i aradim ve yavas gitmeye sabri olup olmadigini sordum. Ilker'den olumlu yanit alinca, Kohl'u aradim. Motor vardi ancak Avrupa uretimi oldugu icin 80 kilometre/saat ile sinirli hizi vardi. "Bir diger secenek de SH 125, Honda" dedi adam. O kisitlamasiz idi. SH Avrupa'nin en cok satan scooteri..., gozumu karartip "ok" dedim. Tren biletimi ve kiyafetlerimi cuma gunu icinde hazirlayip, cumartesi sabahi 5:43'de Aachen'da motorla ve İlker'le bulusmak uzere trene bindim.
Asagidaki hikaye SV 650S'li Don Kisot ile Sanco Panconun 125'lik eseginin hikayesidir. 2500 kilometre ve maksimum 2600 metreden 125 lik ile gecmenin dayanilmaz hafifligi, SV ile yerlere diz surtme hikayeleri pek yakinda burada:
Bu sayede "yukseklikten motor etkilenir mi?/125 lik ile uzun yola gidilir mi?" gibisinden enteresan sorulara da yanit bulunabilecegini dusunduk, Ilker ile...
Asagidaki hikaye SV 650S'li Don Kisot ile Sanco Panconun 125'lik eseginin hikayesidir. 2500 kilometre ve maksimum 2600 metreden 125 lik ile gecmenin dayanilmaz hafifligi, SV ile yerlere diz surtme hikayeleri pek yakinda burada:
Sinan Ozgen
StarWars3'un reklami gibi mubarek. "May2005, in theatre near you".. DonKisot ve SancoPanco benzetmesi kopardi beni _________________ 05' FZ6 Fazer
Oraya kadar tekerlekli bir bavul ile gitmiştim. Mağazanın içinde bir yeri işgal ederek bavuldan Louis sosis çantaya geçiş yapmıştım ki İlker geldi.
Merhaba İlker:
Benim Dül(düldülün kısaltılmışı)'ün benzin deposu sele altında olduğu için yolcu kısmına sosis çantayı bağlamak istemedim. Çünkü her benzin alışta seleyi kaldırmak için sökmek gerekecekti. Sağolsun İlker'in atına bağladık. Onda da Krauser'in sert iki yan çantası vardı. İçinde bulunduğumuz mağaza 3 katlı ve her türlü motor ile kıyafet vardı. Dolayısıyla içeride çok oyalanarak ancak 14'ü biraz geçe yola çıktık. 10 dakika geçmeden de Belçika'ya girdik.
İlk durağımız 50 kilometre ilerideki Spa adlı kasaba:
Yollar motosikletçi kaynıyor, burası doğal müzesi olan bir ormanın içinde yer alıyor. Meşhur F1 pisti Spa-Franchorchamps da bu bölgede:
Kasabanın içine girer girmez duruyor ve bir şeyler yeme işine girişiyoruz. Bu gezide yemek fotoğrafı ne yazık ki hiç yok.
Spa Kasabası:
Devamı yarın sabah, ohooo daha ancak 50 kilometre gelebilmişim...
Kayıt: Oct 06, 2003 Mesajlar: 749 Nerden: istanbul
Tarih: Cmt Tem 31, 2004 8:58 am Mesaj konusu:
Yahu tam olaya odaklanmışken başladığı gibi bitti yazı...
neyse, spa kasabası çok güzelmiş... bir de bişeyi merak ettim, ICE'ın 250 km hız yapmasına izin veriliyor demişsin, yani daha fazla yapar ama bu kadarına izin veriliyor anlamına mı geliyor?
Yahu tam olaya odaklanmışken başladığı gibi bitti yazı...
1-2 gündür fotograf yukleme programıyla ilgili sorunum var. O yuzden azar azar yazabiliyorum. Umarim yakında çözeceğim.
nwanda demiş ki:
neyse, spa kasabası çok güzelmiş... bir de bişeyi merak ettim, ICE'ın 250 km hız yapmasına izin veriliyor demişsin, yani daha fazla yapar ama bu kadarına izin veriliyor anlamına mı geliyor?
ICE(Inter City Express)'nin hiz rekoru normalde 408 km/s. Kendine ait özel yolda 280km/s. hıza kadar çıkabiliyorsa da, her zaman bu yolu değil diğer trenlerle ortak olan yolu kullandıkları için 250km/s. maksimum hızla gidiyorlar. En iyi ortalama hızları ise 200km/s.
Kayıt: Aug 13, 2003 Mesajlar: 2531 Nerden: Bruksel
Tarih: Pzr Ağu 01, 2004 6:01 pm Mesaj konusu:
Don Kisot'un gunlugu:
Gun -4:
Sinan: Abi F650 kiralamiyorlar, ne yapalim? Smart kiralayayim ben. Ayni para.
Ben: Olur mu canim oyle sey? Motor yoksa, gezi de yok. Baska zamana erteleriz -Icimden: Baska zaman var mi ki Ilker? Temmuz'da yaptik yaptik bu isi, yoksa seneye kalacak. Hay takayim boyle sansa yaa
Sonrasinda fukara tesellileri, "Zaten hava kotu. Temmuz ortasindayiz, hala yagmur yagiyor. Ceketle dolasiyoruz. Kimbilir yolda olsak nasil sefil olacagiz!"
Bir yandan da "E tatili de aldik. Bon-bon evde mi oturacagiz bir hafta? Nerden cikti bu simdi ya? Neden kiralamiyor ki adamlar? Offff!!!"
Don Kisot bilgisayarinin basina donerken ekran kararir... Uzuntu ve muz kabugu hakimdir mekana!
Gun -3:
Zirrrrr!
Ben: Efendim.
Sinan: Alo, Ilker merhaba. Aachen'daki adamlarla konustum. Buyuk motor yok ama 125'lik scooter varmis. Ne dersin?
Ben: Kac yapiyor ki bu alet? Sismesin yolda?
Sinan: Adam diyor ki otobanda 100 yapar rahat. Ne yapayim, kiralasak mi?
Ben: Scooter baymasin seni hoca? O kadar km, sevmedigin motorla cekilmez.
Sinan: Yok ya, ben scooter'lari daha cok seviyorum zaten. Bana uyar.
Ben: Tamamdir, Cumartesi Aacehen'da bulusuyoruz.
Don Kisot bir yandan tepinirken gokyuzune bakar. Hava hala kapali ve yagmurludur. Acar mi ki acep Cumartesine?
Gun 1:
Deli gibi gunes, 30 dereceye varan sicaklik vardir evden cikarken. Don Kisot daha motora binmeden sucuk gibi terlemistir
Kendi kendine: Deri ceketin altina coolmax sweat-shirt giydik ama coolmax'in kendine hayri yok, birak beni sogutmayi. Neyse, saat 11 olmus, 12'de Sinan bekler Aachen'da, gidelim artik kuheylan.
Sonraki 1 saat boyunca, 130km ortalama surat, tatli tatli esen ruzgar, hafif trafik, hersey saat gibi calisiyor.
Kohl magazasinin kapisinda maviler giymis bir arkadas el sallamaktadir. Ana! Sinan. Motor kiyafetleri icinde gormemisim ya hic, sasiriyorum. Benim ufakligi dev anasi gibi BMW'lerin yanina park edip magazaya yoneliyorum. Sinan ufacik kirmizi birseyin yaninda duruyor. Bunu kiraladigini inanmiyorum once. Gozlerim maxi scooter tarzi birsey ariyor. Ama yok, gercekten bunu kiralamis. "Bu mu 100 yapiyormus otobanda?" diyorum, "Oyleymis" diyor. Iyi gorecegiz bakalim.
Magazanin icine bir serinlemek icin giriyorum, ama cikmamiz 1 saate yakin suruyor. 3 katli magaza. Her marka motor var iceride. Ustelik 0km ve ikinci el motorlar da bir arada. 7600 Euro'luk Aprilia Tuono'yu gorunce deliriyorum. Benim alete 7200 odedigim aklima geliyor. Motor olayi Almanya'da cok ucuz coookkkk!
Saati 2-2:30 yaptiktan sonra nihayet yola cikiyoruz. Ilk istikamet Ardennes'lerden gecerek Luxemburg'a inmek.
Ardennes dedigim seyi siradaglar filan sanmayin. En yuksegi 600-700 metre olan tepecikler silsilesi. Ama Belcika'da adam gibi motor surulecek yer olmadigindan herkes burada. 70-80 gibi bir tempoyla, tatli virajlari done done gidiyoruz. Aklima Spa'ya ugramak geliyor. Yolu 20km kadar uzatiyor ama ogle yemegi molasi icin deger diyorum. Spa rotasi cizmek icin haritayi cikartiyorum. Sanco Panco anI olumsuzlestiriyor.
Tekrar yola koyuluyoruz. Tepelere inip cikmak, agaclar arasinda viraj almak ne de zevkliymis. Spa'dan onceki son tepe inisinde fazla gaza geliyorum, Sinan'la aramizdaki mesafe artiyor. "Viraji alamadi mi acaba?" diye senaryolar kurarken bakiyorum yavastan da olsa geliyor. Ne de olsa 8 aydir ata binmemis, biraz alismasi gerekiyor tabii.
Spa meydanda mese agaclarinin altinda hafif birseyler yiyoruz. Nereden devam etsek diye bakiyoruz. Saat olmus 4. Onumuzde Strasbourg'a kadar uzanan 5 saate yakin yol var. Vaktinde varamazsak kalacagimiz evin anahtarini alacagimiz adami kacirma ihtimalimiz var. En hizli rota olan otobandan gitme karari aliyoruz. Yola cikmadan once Sinan'i motoruyla beraber cekiyorum. Yanlis anlamayin, Sinan'in motoru soldaki
Uff hava da ne sicak yahu! Pisiyorum deri icinde. Biraz bulut-mulut gelse keske...
Don Kisot ile Sanco-Panco yola koyulurken onlari neyin beklediginden habersizdir. Serinleme istekleri bir sonraki kosede onlari beklemektedir
Bir sonraki bolumde...
Deri suya ne kadar dayanir? Yagmurda birbirinizi kaybederseniz ne yapmaniz lazim?
_________________ Entia non sunt multiplicanda praetar necessitatem¹...
Ilker Eryilmaz
2004 Suzuki SV650 S
Belcika/Bruksel
İlker'in yüzünü gördük sonunda.. Evet istediğim oluyor, Avrupa grubu başladı aşık atmaya..
Bekliyoruz devamını
İlkay, dostlarımızı yalnız bırakmamak lazım. Bu sene geçti de seneye ziyarete gitmek gerek, baksana gezilecek güzel yerleri nasılda keyifli seyrediyoruz
Ellerinize sağlık ama biraz daha ballandırırsanız bir gezi daha düzenlemenizi isteriz, tabi biz de burdan eşlik ederiz
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız