Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Pts Nis 18, 2011 1:12 pm Mesaj konusu:
merruse demiş ki:
http://www.honda.co.jp/CB400SF/spec/
4 silindir, Enjektörlü, 53 hp, ABS li. aha ne olsun ki? f650 ayarında güce sahip. Ama 4 silindirli ve japon.
ABS lisi 800 bin yen. ABS olmayanı 700 bin yen.
Türkçe meali;
7000x1.8= 12600
8000x1.8= 14400..
Ben alırdım..
emrerd demiş ki:
Görüldüğü üzere ne cevherler var.
Bu makinalar ithal edilse ve 6000-12000 etiketleri ile satılsa fena olmaz.Gidip 7-9 yaşında km si düşürülmüş, ırzına geçilmiş bi'şeyler alacağıma, o km sini aklıma uyan bir tarzdan beğenir alırdım.İşletme giderlerinin de düşük olacağı belli...
Ama bizim memlekette özellikle satılmaz bu makinalar.Hele 125-250 alırsan şakşak konusu olursun mahallede...
Mesele bu kadar basit usta. O aradığımız ara kategorilerde motor yok değil, ama bize yok. 6-12 lira arasına , şu veya bu sebeple vermezler işte o makinaları. Merrusenin yazdığı rakamlar 13-14.. Buraya gelince ne olur sen hesapla artık.. Hatta kolay hesapla, çarp ikiyle olsun bitsin..
Sohbet olarak hoş, ama karşılığı yok bu memlekette.
Kişisel tercihler anlamında ise, ben tersini makul buluyorum; 20 lira ona vereceğime gidip ikinci el temiz bir bmw alırım yine..
Diyeceksin ki , e ilyada sen de az önce Japon diyordun, yine mi bmw? Ne iş..
Benim isteyebileceğim sorunsuzluğu da belli olan Japonların ikinci eli de pahalı. Bmw de ise cart diye düşüyor fiyatlar. Matematik matematiktir abi. Alırım, yürütmesini de beceririm, nasılsa bildiğim tanıdığım motor..
Şu piyasa şartlarında, bu vergilerle, küçük veya büyük hiçbir motorun sıfırını almayı düşünemiyorum. Şimdi olsa ybr yi bile ikinci el alırdım.
Ne ybr eder o satıldığı rakamı, ne de öteki, ne beriki..
Belki de ben çok cimrileştim bilemiyorum.. _________________
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Pts Nis 18, 2011 1:22 pm Mesaj konusu:
merruse demiş ki:
ABS lisi 800 bin yen. ABS olmayanı 700 bin yen.
Türkçe meali;
7000x1.8= 12600
8000x1.8= 14400..
Ben alırdım..
Almazdın abi. Alırdım diyorsun, vitrine çıksa almazdın. O paralara hemen her motorun temizini bulursun sen zaten. E demek ki vermiyorsun işte o paraları arkadaş.. _________________
Benim isteyebileceğim sorunsuzluğu da belli olan Japonların ikinci eli de pahalı. Bmw de ise cart diye düşüyor fiyatlar. Matematik matematiktir abi. Alırım, yürütmesini de beceririm, nasılsa bildiğim tanıdığım motor..
Neden?
Becerirsin tabi yürütmesini, bi ikinci el parası daha harcar, sezonda millet geze dursun, sen anahtar elinde bempar, borusan akılda çalışırsın abi...
Gel alalım abi sana bi geyşa, bak yeminle anahtardan soğuyacak elin...Sadece zincir yağlamakla ilgileneceksin.Bööyle allengirli tamiratlarla ilgili hiç konu başlığı açmayacaksın.Varsa yoksa loobman mı yoksa scotoiler mi?
Bunlar pahalı 100-200 lira en iyisi kendim yapayım diyeceksin.Eşek gibi bineceksin alete bana mısın demeyecek.
Abi o BMW nin 0 km si alınır ya da uzunca bir süre garantisi olanı...Sayarsın 24000 avrocuk, alırsın aleti...2 yıl 60000km, verirsin borusana alırsın makyajlısını...Bi numara olursa garantiden halledersin, borusan çamura yatarsa, avukata verirsin...
Bunun haricinde olay cırt, yok şafttan yağ kaçtı, aman yan sehpaya almayım yağ yaktı, yok filtresi tıkandı, marş motoru kirlendi, ABS si üzüldü, kornası büzüldü, göstergeler göz kırptı, yağmur yağdı çalışmaz, aküsü biter çat çat çat.....Rolantide çalışırken; sanırsın şehir hatları vapuru tornistan yapıyor...Oooof ki ne of...
Bırak abi sen mi kurtaracan bi em dabulyunun imajını, alalım sana bi' geyşa, kazına kazına bin... [/b] _________________ http://www.batidispoliklinigi.com/
Kayıt: Aug 13, 2003 Mesajlar: 1833 Nerden: Nereye?
Tarih: Pts Nis 18, 2011 2:38 pm Mesaj konusu:
Vergisiz 4x4 diesel jip olan patpat'ı ilk gördüğümde şaşkınlığımı saklayamayıp ağzım açık ardından bakakalmıştım. O bir kuş, o bir uçak o bir hödö derken yanımdaki arkadaşım sol yumruğunu kaldırarak ''this is Akçakoca, this is patpat power!'' diye haykırdı. Su pompası, traktör, kepçe ve kamyonet gibi şeylerin transformers işlemini bütçe yetersizliği nedeniyle tamamlamamış bir ara formu, çiftçinin kara gün dostu olan patpat inanılmaz arazi performansı, viraj kabiliyeti, sağlamlığı ve yalınlığı ile adeta göz dolduruyordu. YBR ile başlayan bu serüvenin patpat ile sonlanması Türkçe'mize yeni bir kavram getirdi. Geyiğe saran tüm forumlar için o günden sonra 'topik patpata gelmesin beyler' dendi. Der ve gider. _________________ Nomad
Bu sıkıntı sayılmaz :
Bir takım lastiği güzel bir tatil parası kadar pahalı olmayan.
Bu da :
Korkudan kasko yaptırmak zorunda olmadığın.
Bu da hiç dert olmaz :
Çalınırsa, kaza yaparsan haşırt diye ses getirmeyen.
Buna alışığız zaten :
Ustaya gitmek zorunda olmayacağın.
Bu çoğu kişiye pis koyar :
Kedi seleyi tırmaladı veya fırlamanın biri bi tarafını kırdı çizdi diye üzülmeyeceğin.
Bu boru diil :
İstediğin zaman istediğin şartlar altında kullanabileceğin.
Bu da boru değil :
İstediğin zaman istediğin şartlar altında bırakıp gelebileceğin... vs. vs. vs. kadar "değersiz" motorları kastediyorum.
Bunların hangisi x kişi için neyin karşılığıdır bilemem, ben hepsinin çok önemli olduğunu keşfettim. O motorun adı benim için kuryelerin kullandığı motor ne ise o olsun, yarın bu ülkenin ekonomisi ve şartları değişirse o motorun cc. hacmi de artar muhtemelen. Ha, o motor başkası için bir harley de olabilir, irili ufaklı diğer onlarca şeyden biri de.
Küçük motor dediğimiz "piyasa motorlarının" toplam rahatlığından aldığım keyiften artık vazgeçemiyorum. Büyük motorum yine olur, ama asıl kilometreyi her zaman bu sıkıntısız piyasa motorlarıyla yapacağım bundan sonra. Eskiden kullandığım dönemlerde böyle sorunsuz bir ufak motor yoktu, olmayacağını sanıyordum. Bir ikinci etken olarak da, heves faktörü yüzünden gözlerim körleşmiş bütün mesele buymuş abi. Üç günlük hayatta fazla sıkıntıya gerek yok. Yani, konuyu teknik, mühendislik bir konu olarak görmüyorum.
Özetle, motosiklet ile ilgili tek sorunum şu an ybr ile bir asya seyahatine çıkamamaktan ibaret. Gerisi cidden teferruat. Olsa da olur, olmasa da..
Sen boş ver bu dombiliyi. O hala tapagaz bi yerlere gitme derdinde. Yani rotanın kendisi, içi değil de hedefinin peşinde. Otoyoldan ayrılmadığından "yolda olmak", "motosiklet sürmek" keyfine henüz varamadı. Otoyolda veya düz yolda tapagaz gitmeye kalkınca da yıbır buna hafif geldi. Öyle yola çıktığında beverly de aynı gelir halbuki. İsterse bizanstan ankaraya cbx le otoyoldan git aynı sıkıcılıkta olur.
Cüsseyle falan alakası yok halbuki. Yolun keyfini çıkaramamış işte. O da acelesi olduğundan. Halbuki zaman sıkışması baskısını yaşamasa daha keyifli yolculuk yapmış olacaktı. Asıl keyfin gittiği yerde yediği ciğerde değil, yolda hissettiği, yaşadığı, düşündüğü olduğunu da anlayacak inşallah _________________ En büyük düşmanınız kendi fikirleriniz, kendi cehaletiniz, kendi egonuzdur
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Pts Nis 18, 2011 6:03 pm Mesaj konusu:
Dombiliye ne diyeyim ki ben. Balkonda motor dağıtıp toplayan adam istediği her motora en makul çözümlerle biner zaten. Genel şeyler benim dediklerim. Kendime ve genel şartlara dair bir değerlendirme.
Merruseye bundan sonra 79 goldwing lerden bir tane alacağız. Veya r80 de olabilir. Toplasın boş durmasın. Gerçi goldwingi balkona nasıl çıkartır, yenge bu işe ne der, ufak tefek pürüzler olabilir ama .. _________________
İlyada
Galiba seni anlıyorum abi...Ve bende aynı yoldayım.Kapora verdiğim motoru satan manisa honda bayisi yüzünden acaip kızmış durumdayım.Neyseki perşembeye yeni bir motor verecekler.
Enine boyuna ölçüp tartıp yazacağım ayrı bir başlığa...Jigle hallolmuş mu, devir göstergesi nasıl olmuş, vibrasyon, tüketim, farlar artık nasıl filan...
Bakalım geçinebilecek miyiz?
Beklentilerim epey bir arttı(sorunsuzluk anlamında)
Bozulursa ekşirim başına söyliiim! _________________ http://www.batidispoliklinigi.com/
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Pts Nis 18, 2011 6:45 pm Mesaj konusu:
Baştan eksik gelen şeyler olur, dediğim gibi rahatlık yaratan faktörler bunların bir kısmını kapatacak, zamanla da fena halde alışabilirsin onlara. Özel durumlarda neler olabilir?
Şehir dışı uzun yollarda zaman açısından sorun olur, normaldir.
Şehir dışı yollarda hanımla birlikte sıkıntı olabilir, normaldir, ama şehir içinde o da çok aşırı bir sorun olmaz. Hele sizin İzmirin trafiği saygılı sevgili bir trafik. İstanbuldan rahat olur.
Bunun dışında tek kişi zaten sorun olmaz.
Sıkıntıları çözmek için de ileride bir de büyük motor alırsın imkanlar dahilinde.
Uzun yol dışında ufak motora devam edersin. Alıştıkça daha çok benimsersin.
Aradaki ekonomi farkını da tatillerde afiyetle yersin. Büyük motorun servis aralıkları iyice artar, daha az km. demek her açıdan daha az masraf demek. Diğerine ise bin binebildiğin kadar..
Şimdi sıfır aldığın için muhtemelen büyük motor alırken satmak geçecek aklından doğal olarak. Para edecek çünkü. Bu kadar parayı bağlamayayım diyeceksin. 2000 liraya bir ikinci el tavsiye ederim aslında başka arkadaşlara. Var düzgün motorlar. Ve para etmemesi bir avantajdır. Satmayı düşünmezsin, satmayı düşünmeyip kullandığın sürece de kardasın, rahatsın, sıkıntı stres sıfır. 2000 liralık, canının istediği yerde kafaya takmadan bırakabileceğin bir motor bence her motorcuya lazım artık. Durduğu yerdeki masrafı da sıfır. Lastikleri bile bi garip ; büyük motor lastikleri gibi yattığı yerde çatlaklar felan başlamıyor. Yerli iRC lastik de böyle, ithal Pirelli de. Ucuz motora dandik hamur olduğundan mıdır nedir? Olabilir valla.. Ama bence sakıncası yok.
Biniyorsun işte. Sadece biniyorsun o kadar. Ama sen sıfır aldın, şimdi koruman da lazım gelecek sağına soluna birşey olmasın diye. Bir an önce eskit, gör bak iyice konforlu olacak
Kayıt: Oct 16, 2008 Mesajlar: 347 Nerden: Istanbul
Tarih: Pts Nis 18, 2011 8:02 pm Mesaj konusu:
ilyada demiş ki:
merruse demiş ki:
ABS lisi 800 bin yen. ABS olmayanı 700 bin yen.
Türkçe meali;
7000x1.8= 12600
8000x1.8= 14400..
Ben alırdım..
Almazdın abi. Alırdım diyorsun, vitrine çıksa almazdın. O paralara hemen her motorun temizini bulursun sen zaten. E demek ki vermiyorsun işte o paraları arkadaş..
Alırdım. Bundan 3-5 sene önce olsa almazdım ama bugün alırım. Nedenmi? Alıp kıyarım nikahı, hem heryere taşır beni hemde şehiriçinde kullanabilirim. Üstelik honda. Güvendiğim bir marka... Eskiden olsa bunu alırsam kurcalayamam diye almazdım. Bugün alırım.. _________________ İnsanlar doğduğunda dört bacaklıdır,
Sonradan iki bacaklıya dönüşür.
Bu sıkıntı sayılmaz :
Bir takım lastiği güzel bir tatil parası kadar pahalı olmayan.
Bu da :
Korkudan kasko yaptırmak zorunda olmadığın.
Bu da hiç dert olmaz :
Çalınırsa, kaza yaparsan haşırt diye ses getirmeyen.
Buna alışığız zaten :
Ustaya gitmek zorunda olmayacağın.
Bu çoğu kişiye pis koyar :
Kedi seleyi tırmaladı veya fırlamanın biri bi tarafını kırdı çizdi diye üzülmeyeceğin.
Bu boru diil :
İstediğin zaman istediğin şartlar altında kullanabileceğin.
Bu da boru değil :
İstediğin zaman istediğin şartlar altında bırakıp gelebileceğin... vs. vs. vs. kadar "değersiz" motorları kastediyorum.
Bunların hangisi x kişi için neyin karşılığıdır bilemem, ben hepsinin çok önemli olduğunu keşfettim. O motorun adı benim için kuryelerin kullandığı motor ne ise o olsun, yarın bu ülkenin ekonomisi ve şartları değişirse o motorun cc. hacmi de artar muhtemelen. Ha, o motor başkası için bir harley de olabilir, irili ufaklı diğer onlarca şeyden biri de.
Küçük motor dediğimiz "piyasa motorlarının" toplam rahatlığından aldığım keyiften artık vazgeçemiyorum. Büyük motorum yine olur, ama asıl kilometreyi her zaman bu sıkıntısız piyasa motorlarıyla yapacağım bundan sonra. Eskiden kullandığım dönemlerde böyle sorunsuz bir ufak motor yoktu, olmayacağını sanıyordum. Bir ikinci etken olarak da, heves faktörü yüzünden gözlerim körleşmiş bütün mesele buymuş abi. Üç günlük hayatta fazla sıkıntıya gerek yok. Yani, konuyu teknik, mühendislik bir konu olarak görmüyorum.
Özetle, motosiklet ile ilgili tek sorunum şu an ybr ile bir asya seyahatine çıkamamaktan ibaret. Gerisi cidden teferruat. Olsa da olur, olmasa da..
Sevgiler...CeM...
Ben orada 250cc büyük değilki manasında yazmıştım.
Benim imajla falan işim olmaz. Başkasının benim motosikletim hakkında ne düşündüğüde umurumda olmaz. Beni yolda bırakmasın, saçma sapan yakıt tüketimi olmasın, ve ihtiyacım olduğunda beni tatmin edecek güce sahip olabilsin yeter. Aslında bu bağlamda f650cs ler tam benim kalemim. Alçak oturma pozisyonu, tatminkar gücü, zincirsiz olması, Önü tipsiz ama arkası hoşuma gidiyor. ABS falanda var. Her an balatayı sıyırıp birine yeşillenebilirim. Ancak normal şartlarda hem şehiriçinde kullanabileceğim bir scooter ım var, hemde beni istediğim heryere götürebilecek nitelikte olan cbx750 var. Eğer tek motora düşmeye karar verirsem bunlardan birine sulanırım muhtemelen. _________________ İnsanlar doğduğunda dört bacaklıdır,
Sonradan iki bacaklıya dönüşür.
Kayıt: Oct 16, 2008 Mesajlar: 347 Nerden: Istanbul
Tarih: Pts Nis 18, 2011 8:18 pm Mesaj konusu:
deadline demiş ki:
Sen boş ver bu dombiliyi. O hala tapagaz bi yerlere gitme derdinde. Yani rotanın kendisi, içi değil de hedefinin peşinde. Otoyoldan ayrılmadığından "yolda olmak", "motosiklet sürmek" keyfine henüz varamadı. Otoyolda veya düz yolda tapagaz gitmeye kalkınca da yıbır buna hafif geldi. Öyle yola çıktığında beverly de aynı gelir halbuki. İsterse bizanstan ankaraya cbx le otoyoldan git aynı sıkıcılıkta olur.
Cüsseyle falan alakası yok halbuki. Yolun keyfini çıkaramamış işte. O da acelesi olduğundan. Halbuki zaman sıkışması baskısını yaşamasa daha keyifli yolculuk yapmış olacaktı. Asıl keyfin gittiği yerde yediği ciğerde değil, yolda hissettiği, yaşadığı, düşündüğü olduğunu da anlayacak inşallah
Ezbere yazıyorsun gene. Gezecek etrafı seyredecek adam otobana girmez. Otobana giren adam zaman kaybetmeksizin varacağı yere varmak için girer.
Zaman baskısı falan yoktu üzerimizde. Yağmur baskısı vardı. Yağmurun içinden geçip yola devam ettik. Yolda sallanıp ıslanmak gibi bir fantazimiz yoktu. O nedenle otobana girmiştik zaten. Ama kamyon tarafından sollanıp onun rüzgarı ile savrulmak "bence" güvenlik açısından sorun yaratan bir konu...
Benim motorcu olmak gibi bir gayem yok. Ben beni en kısa zamanda, en ucuza varmak istediğim noktaya en pratik şekilde ulaştırabilecek her vasıta bana uyar. Benzin ucuzlasın, ya da arabam motosiklet kadar tüketsin arabayla gider gelirim. Dolayısı ile yolda hissetiğim ile falan değil asıl amacım olan ciğerin lezzeti ile ilgiliyim. Sen hala bunu çözemedin ya ben ona şaşırıyorum. _________________ İnsanlar doğduğunda dört bacaklıdır,
Sonradan iki bacaklıya dönüşür.
Ezbere yazıyorsun gene. Gezecek etrafı seyredecek adam otobana girmez. Otobana giren adam zaman kaybetmeksizin varacağı yere varmak için girer.
Zaman baskısı falan yoktu üzerimizde. Yağmur baskısı vardı. Yağmurun içinden geçip yola devam ettik. Yolda sallanıp ıslanmak gibi bir fantazimiz yoktu. O nedenle otobana girmiştik zaten. Ama kamyon tarafından sollanıp onun rüzgarı ile savrulmak "bence" güvenlik açısından sorun yaratan bir konu...
Benim motorcu olmak gibi bir gayem yok. Ben beni en kısa zamanda, en ucuza varmak istediğim noktaya en pratik şekilde ulaştırabilecek her vasıta bana uyar. Benzin ucuzlasın, ya da arabam motosiklet kadar tüketsin arabayla gider gelirim. Dolayısı ile yolda hissetiğim ile falan değil asıl amacım olan ciğerin lezzeti ile ilgiliyim. Sen hala bunu çözemedin ya ben ona şaşırıyorum.
Hade lennn...
Otobüsle de gidebilirdin. Daha ucuza, daha konforlu ve daha kısa zamanda. Neden gitmedin? Demek olay sadece ciğer değildi. "Gezmek" eylemiydi. Bir yeri de en iyi yürüyerek, olmadı bisikletle, o da olmadı motosikletle "gezersin". "Gezmek" ise içinde hedefin de olduğu tüm süreçtir. Sadece hedefin kendisi değildir.
Yağmur bu işin bir parçasıdır candyman. Aynı rüzgar gibi. Yağmur yemeyeyim, rüzgar yemeyeyim ucuz da olsun diyorsan otobüse bineceksin. Ha yolda kamyon rüzgarı nedeniyle güvenlik riski var diyorsun ya...Hakkaten öyle mi oluyor sende kamyon seni solladığında? Dünyada inanmam. Senin rüzgarından kamyon sarsılmaya daha müsait
Sadece ciğerin lezzetiyle ilgili olmana üzüldüm olm. Koca geziden anı olarak bir tek o porsiyon kalacak aklında demek. Halbuki tüm süreç senin yaşadıklarının bir parçası. Hepsinin illa maksimum orgazmda olması gerekmez. Tümünün keyfini çıkarman gerekir. Peşrevsiz keyfi çıkmaz, tüm önsevişme sürecinden keyif alman lazım. Yoksa 5 sn de biter işin. Diminishing Marginal Utility diyo kefereler o işe hatta İlk lokma ciğerden sonra gittikçe azalır aldığın keyif. Yazık olur tüm gün Sana motorcu ol falan dediğimiz yok. Motor sadece bir araç. Kullanması gayet keyifli bir araç. Hepsi bu. Olmasa da olur. Yeter k gezdiğinden keyif al. otobüsle bile gitsen de.
Neyse anlıcan bence de daha zamanı var nirvanaya ulaşmana _________________ En büyük düşmanınız kendi fikirleriniz, kendi cehaletiniz, kendi egonuzdur
En son deadline tarafından Pts Nis 18, 2011 8:59 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Pts Nis 18, 2011 8:57 pm Mesaj konusu:
Valla aslında ben de sana hitaben birşey demiş değilim ama alıntıyı senden alıntıyı aldıktan sonra beş beş döktürünce hakkaten sana hitaben söylemişim gibi görünüyor. Dangıl dungul yazı yazdığım için sanırım. Kusura bakma Merruse.
---
Şurda iki ybr sağlamlığı laklakı yapacaz, ybr ciler dışında herkeş burada. Ya ne işiniz var arkadaş sizin ybr sağlamlığı başlığı içinde arkadaşım ? Dağılın gidin işiniz yok mu sizin ya ? Biri sıralı4 cbx der, beverly der, öteki xt660 der, biri vfr ci .. Üstelik V motor yani.. Hem de kırmızı yanlış hatırlamıyosam.. Öteki cbf almış , bütün 400 lükleri listeler.. Dağılın arkadaşım, ybr cileri rahat bırakın ya .. Nedir bizim sizden bu çektiğimiz arkadaş.. Gidin kendi başlığınız yok mu sizin ya.. _________________
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız