Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Prş Mar 17, 2011 12:32 am Mesaj konusu:
Müzik iyidir Goran. Kandır, candır
Radiohead'ın, steril, monoton, öğretilmiş yaşam üzerine teması bir an için aklıma Fatih Akın'ın yönetmenliğini, Alexander Hacke isimli bir müzisyenin de röportajları yaptığı bol ödüllü "Crossing the Biridge the Sound of İstanbul" belgeselinden Bizon Murat lakaplı sokak müzisyeniyle röportaj yapılan sahneyi getirdi :
Siyasiyabend ve Kara Güneş adlı iki isimle biliniyorlar, gerçi kimin kiminle çaldığı söylediği de çok net değil, artık o günün şartlarına imkanlarına göre.. Buna rağmen müzikleri şaşırtıcı biçimde iyimserdir. Kendileri kötü şartlarda da olsalar müzikleri bir iki istisna dışında neşelidir, hayat doludur, güçlüdür, umutludur.
Yakıt tüplerinin eriyip Mox'un kritik kütleye ulaşması mı? Tabii ki hayır, saçmalama, bize doğru esmiyo bile.
Daha önemli olduğunu bildiğimiz bir yalın gerçek olan mafya ile karışık kurtlar vadisi arabesk çatışmaları tartışalım dediğinizi duyar gibiyim arkadaşlar. Ona da hayır, geçici hevesler bunlar. Akıllı ol doktor, hastamı kurtar yoksa kafana sıkarım!
Ünlü mankenin donunun gözükmesi mi? Memleketi biraz rahatlatır ama tam anlamıyla kurtarmayabilir.
Ülkemiz ciddi bir tehdit altında, haberiniz yok, uyuyun siz daha! Liv dı imo kids elon tamam mı!
Liiiiiv dııııııı imoooooo kidsssss elonnnn okey?!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Prş Mar 17, 2011 9:45 pm Mesaj konusu:
Evet bu sahiden de çok önemli ve barnak basılası çorba yapılası saçmasapanlıkta bir konu. Bu çocuklarımızı kim dövüyor ?
Ben dövmedim. Şiddete karşıyım. Hem ben dövmüş olamam, çünkü benim gençken punk bi kız arkadaşım vardı mahallede. Çok güzel kızdı. Punk olmasına rağmen, akımın hedefi bu olduğu halde kendisini çirkinleştirmeyi başaramamıştı. Arkadaşlarımın beni yozlaşmayla suçlaması pahasına gezerdim ben o kızla. Aykırıydı, çok da akıllıydı. Gerçi büyüyünce bıraktı o işleri, boğaziçini bitirip yazıhaneyi açtıktan sonra bıraktı pankı mankı ama.. Olsun ben yine de severim punkları. Dövmem bu çocukları. Ben sadece bir kez, turbolu falan bir araba ile trafikte makas atarken bana yandan patlatıp beni motorla beraber bariyerlerin üstünden aşırtıp karşı şeride sokan iki gencin kollarını bacaklarını kırmıştım, ama o da hepi topu bi kere oldu, hem ayağa kalkar kalkmaz önce "18 yaşından büyük müsünüz?" diye sormuştum ben. Kan şekerim çok ani değiştiği için olmuştu, her insanın hayatında böyle ufak tefek şeyler olabilir, bunlar esastan temel teşkil etmez. Şiddete karşıyım ben. Kesinlikle..
Goran da dövmüş olamaz. Tıp yemini etmiş adam. Dövemez. Tam tersine, dövülen olursa iyileştirir.
Sen dövmedin, ben dövmedim, o zaman fatmagülü kim dövdü ?
Hükümet veya polis de yapmış olamaz. Başbakan da emo, punk, grungik, zurundig gibi akımlara falan anlayışlı yaklaşıyor diye biliyorum ben.(akımlar konusu çok geniş tabi..)
Ben cemaat veya imamhatipli gençliğin de bu gençlere şiddet uygulamayacağından eminim.
Peki o zaman kim dövüyor baba bu çocukları? Asker? Polis? Halk? Dış güçler? Yabancı sermaye? Güneydoğu sorunu? Büyük ortadoğu ve himalayalar projesi? Şerefsizim ben bilmiyorum. Bildiğim tek şey, ben dövmedim, yalanım varsa şurdan şuraya gitmek nasib olmasın.
Aileler? Acaba onlar mı dövdüler? Sanmam.. Dövecek kadar bile ilgilenmiyorlar.. Aile dövmüş olamaz..
Bu konuya acilen parmak basılması gerekiyor.
----------------
Akımlar konusu çok geniş..
Biz ikitelli devrimci oto sanayi sitesi esnafı olarak bu sorunun özündeki temel çelişkiyi şuna bağlıyoruz:
1- İnsanlar şempanze gibi birbirini taklit etmeye meyilli varlıklar.
2- Aynı zamanda orangutanlar gibi farklı olmak çabası içindeler.
3- Ve bundan çok güzel para kazanılabiliyor.
Misal, bizim burada bir esnaf arazi lastikli bi araba alıp onunla yemen çöllerine mi gitti? Anında yüz tane takipçisi oluşur. Misal, yumuşak asfalt lastikli hp. canavarı bir araba aldı, şile virajlarında mı gazladı? Ula bi bakarsın haftasonu bütün ikitelli organize şilede Böyle de enteresan bir primat çelişkisi bu. Biz henüz tam bir çözüm bulamadık, ama biliyoruz ki 1. ve 2. maddeyi birlikte yapmaya kalkan maymun ruhlu varlıklarız (burada evrime gönderme falan yok, yanlış anlaşılmasın. ikitelli organizenin sosyal kültürü ile ilişkilendiriyoruz) Fekat çocukların durumu daha bi duygusal, daha bi karmaşık. Sanırsam anlamak için ilgi alaka gerekir. Ben anlamadığım için es geçiyorum burayı.
Bu gençlerin hali ne olacak ? sorunsalı konusunda..
Açıklıyorum: kabahat çocuklarda
Ben bir oto sanayi esnafı olarak bu çocuklara hep şunu önerdim: bakın çocuklar, madem siz bir akım istiyorsunuz, gelin burada biz sizi bir akım sahibi yapalım? Farklı olabilmek için dudağa dile, etinize kıçınıza delikler deldirmek zorunda değilsiniz ki? Bizim buradaki hardcore ekolümüzü ve ikiyüz yıllık köklerini neden görmezden geliyorsunuz? Koskoca İngiltere taa 1800'lerde maden ocaklarında bu modern akımlara öncülük etmiş, siz kalkmış hala "ben fake diilim" diyorsunuz..
Yukarıdaki mesajlardan birinde eklediğim "ben fake değilim" diye çırpınan kız çocuğu videosunu hatırlıyor musunuz? İşte o kız çocuğu gibi olmamanın alternatifini sunuyoruz biz size. En azından erkek çocuklar için.. Kız çocuklarımız için de siirt taraflarında imam ve cemaat eşliğinde ayrı projeler devam etmekte tabi..
Dedik ki, çocuklar, bakın, imkanlarımız çok iyi. Gelin yapmayın etmeyin..
Ustalarımız bilinçli. Burada amaç para kazanmak değil, amaç size birşeyler kazandırmak, sizleri adam etmek. Bizim geleceğimiz sizlerde. Siz de kurtarın kendinizi. Muteber vatandaşlar olarak katılın bize..
Baskı yok. Öğlen paydoslarında özgürlük. Pazar günü tam gün tatil. (çöpler için konteyner sorununu konuştum yönetimle. Akp geldikten sonra belediye çöp hizmetini parayla vermeye başladı, çöplerin alınması için para toplamamız lazım dediler, bu sorunu en kısa zamanda halledeceğiz) İmkanlarmız iki yüzyıl öncekilerle kıyas kabul etmez diyoruz, yahu mesai saatinde tatil imkanları bile var daha ne istiyor ki bu özenti fırlamalar.. ??
Şerefsizim amaç sadece sizi meslek sahibi etmek, başka bir niyet varsa ben namerdim... dedim, dinlemediler..
Çocullarımızın kurtuluşu için herşey.. Herkesin okuması şart değil ki.. Ara eleman lazım bu ülkeye. Ayrıca okuyan adam poposu kalktığı için yapamıyor ki bu işleri. Bize okumamış, poposu da kalkmamış adam lazım ki...
Zaten herkesin okuması teknik olarak mümkün diil. İmkansız bişey o. Toplum sınıflı bi kere. Bi tarafta okumamışlar, bi tarafta da okumuşlar olacak. Sınıf farkı bununla desteklenecek. Kim çalışacak bu fabrikalarda gece vardiyalarında allasen? İnşaatlarda sıvayı boyayı biz mi yapacaz? Garsonluk mu yapacaz? İneği biz mi sağacaz? Markette kasiyer mi olalım? Kuryeliği falan biz mi yapacaz? Bu okumuş etiketli çocuklar içinden şirketler gerekeni seçecek, geri kalanlar da elleri cebinde, kendilerini dahi sanarak, popolar da kalktığı için artık alt sınıftan bir iş de yapamaz vaziyette ıslık çalıp gezecek. Herkes okusa bu sistem işlemez ki.. Ayrıca masraf hep bunlar..
Okumayan çocuk çok bol, fakat sistem yine de istediğimiz gibi işlemiyor artık; bizim sanayiye gelen yok arkadaş?? Kim tamir edecek duvara tosladığınız arabayı? Kim boyayacak?
Bakın çocuklar, sunduğumuz onca imkanlar içinde çıraklık okullarımız var. Çocuklarımızın genç nufusumuzun kurtuluşu için herşey, ve herkes aynı şeyi istiyor.. Okullarımızda da, sanayide de camilerimiz var, hükümet camisini yapana imam bile atadı, hatta biz de geçen gün sanayide aramızda para toplayıp imkanı olmayan bir sanayi sitesine mescid bile açtık. Bizim sanayide cumalara gitmek için patrondan izin alma sorunları oluyordu, bunu da toplanıp konuştuk esnaf arkadaşlarla ve kesin yönetmeliklere bağladık. Bundan böyle her türlü hakların korunduğu ortamlar olacak buralar. Ben tornacıyım ama kaportacı arkadaşlarımız var, yıkamacılar, döşemeciler, motorcular, otomatikçi hüseyin usta, kaynakçı vs. Motorculardan iyi olmasınlar hepsi çok iyi engin altyapıya sahip çok münevver insanlar ve çeşitlilik açısından da ne istersen var yahu. İmaj desen allahına kadar var. Sevgili çocuklar, yağlı elbiseler ve bitli saç modeli mahalle çevresinde aykırılık imkanı sunması açısından da ötekilerden çok daha iyi değil mi ... çocuklar? dedim anlattım ben hep bunları.
Ama yok kardeşim.. Sanki burda başçavuşun eşeği osuruyo. Bu imkanları beğenmiyor bu fırlatmalar. Geçen gün internette bu çocukların emo ve punk sitelerine de bu konuyla ilgili başlıklar açıp yazdım ama çok afedersiniz -kullandıkları kelime için çok özür dilerim- ama çocuklardan benim açtığım başlığa gelen yanıt aynen şu oldu:
http://www.swfme.com/swfs/109229siklemiyoruz.swf
Çocuklardan biri özel mesaj yazmış, olduğu gibi ekliyorum:
Alıntı:
Siz tabi, altınızda motosikletler, arabalar, tekneler, güzel üniversitelerinizi de okumuşsunuz, mevkiler etiketler o biçim, veya bi biçimde ticaret micaret cukkalar sağlam, havalar binbeşyüz... Ondan sonra da kalkıp bize "ara eleman da lazım bu ülkeye, tuvalet tıkansa kim açcak, musluk bozulsa kim yapcak vik vik" ... Nedense de hep sizden gelen bi edebiyat bu.. Niçin aykırı abuk oluyomuşum.. Haaaddee len.. Sizin ara elemanınız olacağımıza emo punk grungig zurundig oluruz daha iyi. Yermiyiz lan biz bunları? Siz gidin o sanayideki salak çocuklara anlatın bunları. Ayrıca çok salaksınız yanee.. İrrite ettiniz out olun valla.. Haaaydii.. Başka kapıya..
Bu çocukların bazı türleri zeka gelişimi açısından, sürekli tv ye bakmak yüzünden epey salak, bazı türleri de işte böyle karıştırıyor herşeyi birbirine.. Ama sonuç olarak sanayide sunduğumuz bunca imkan onlara ilginç gelmiyor. Bilmiyorlar ki herkesin ait olduğu ve dönüp dolaşıp gideceği bir yer, paşa paşa kabulleneceği bir hayat var ve fakat bunu farkettiklerinde artık iş işten geçecek. Ağaç yaşken eğilir, kesilir, kuruyunca da odun olur. Valla ben onlar için üzülüyorum.
Sonuçta, gelmiyorlar.. E şimdi bu durumda biz ne yapabiliriz lütfen söyler misiniz bana? Siz ne yapabilirsiniz peki? Dövsen dövemezsin, sövsen sövemezsin ki.. Gerçi buradakileri en az haftada bir kez tokatlamazsak adam olmuyorlar o da bir gerçek ama.. Şiddet değil. İkaz. Böyle şeyler sorun değil yani. (Anasına sövmedikten sonra sorun olmaz. Anaya sövmek yok ama. Babası kalkıp geliyor sonra..)
Sayın başbakanımız en az üç tane yapın diyor. E o da haklı tabi, insanların sevişmeye de ihtiyacı var ve bir başbakanın halkının cinsel mutluluğunu düşünmesi de gerek tabi. Koskoca ülkenin erken boşalma sorunu bir yandan devam ediyor zaten.. Ama sonuçta atsan atamazsın satsan satamazsın ki bu çocukları. Ve biz de çocuklara anlattıkça rica ettikçe de böyle maymun durumuna düşüyoruz işte. Laftan anlamıyorlar, söz de dinlemiyorlar ki kafalarına ettiğimin çıkarttıkları. Biz İkitelli devrimci oto sanayi sitesi esnafı olarak artık ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız.
-----
Emo çocukları kim dövüyor kim seviyor diye tekrar soruyoruz
Goran, ben dövmedim diyor. Vallahi billahi ben de dövmedim. Herkes ben dövmedim diyor, hepsi o kadar. Ama biri dövmüş işte zavallı çocuğu... O şerefsiz her kimse bulunsun. Savcılar nerede? Elleri armut mu topluyor?
Bu emo çocuklara özenen bizim sanayide de bir takım çıraklar türedi Çırak bulamıyoruz derken elimizdekinden de olacağız bu gidişle. Bu konuyu her açıdan önemsiyoruz. Hükümeti uyarıyoruz; bu sistem çökerse elinizde patlar, ama bu emo çocuklar şirinliği bırakıp yarın işinize gelmeyen sahiden aykırı şeyler yaparsa çok fena elinizde patlar bilesiniz. Emo çocuklarımız için, milli ve dini değerlerimizi öne çıkartan özel bir çıraklık programı başlatılmalı, sigortaları da devlet tarafından ödensin, biz ödeyemeyiz. Ayrıca, özel şirkete parayla satılan çöpümüz -evet yahu resmen parayla satılıyor- bizi mal yerine koyup, sattıkları çöpümüzü toplamak için bir de bizden para istiyor bu adamlar. Çocuklar öğlen paydosunda çöplerin içinde cirit atıyor. Dükkanın içinde pis pis kokuyorlar. Müşterilere de ayıp oluyor. Parası pulu olan asıl kaymak tabakayı hızla özel servislere kaptırıyoruz. Buraya gelince vicdanları rahatsız oluyormuş.. Eğer ki bu akpli belediyeler şu parayla sattıkları çöpü toplarken bi de üstüne para isteme olayında ısrarcı olsun var ya.. Böyle mi anlaşmıştık biz sizinle? Eğer ısrarcı olursanız var ya.. Seçimler geliyor.. Aha bu kadar diyorum..
-----
Öteyandan, yiğidi öldür ama asla hakkını yeme demişler. Ben hükümetimizin birtakım medyada abartıldığı gibi sadece ihalelerle ilgilenmediğini, bu çocuklara karşı şevkatli yaklaştığını ve umursadıklarını biliyor, ayrıca sevgilerimi de iletiyorum:
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Pzr Mar 20, 2011 7:27 am Mesaj konusu:
İnternetin medya üzerindeki etkisi ve belirleyiciliği hızla artıyor.
Senelerce her türlü sansürü yapan, çocukluğumuzda çoğumuza "Necefli Maşrapa" üzerindeki işlemeleri ezberletmiş, filmlerdeki öpüşme sahnelerini sansürleyen, Türk Dil Kurumu kurallarının dışındaki en basit şeyleri bile sansürlemiş, hele hele en masum argoya dahi asla müsamaha göstermemiş, ve hala sansür konusunda katı kurallara sahip olan TRT'nin şimdi böyle "enteresan" şeyler yapması..
En küçük bir örnek verilmesi kesinlikle mümkün dahi olmayan bir içerik üzerine, ve örneklemeyi hiçbir kanalın yapamayacağı bir konu, ama röportajı yapan TRT.. Acaip..
(Bence kötü veya yanlış değil de.. Kavrayamıyor insan.. )
Kayıt: Aug 13, 2003 Mesajlar: 1833 Nerden: Nereye?
Tarih: Pts Mar 21, 2011 7:45 am Mesaj konusu:
Abi o değil de motosiklet sitelerinde adam içinde kaldık, sap sap bi sen yazıyosun, bi ben yazıyorum, akamıyoruz alemlere. Herkesin bir tarikatı var, her yer mürit. Hafız şuna ne dersin, aidatlarını sorayım mı? En azından abimizden bir yol yordam kaparız...
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Pts Mar 21, 2011 9:02 am Mesaj konusu:
İşte budur abim. Tatlı dil her kapının anahtarıdır demişler.
Adnan reyiz'in televizyonlara çıkması çok müthiş oldu. Eskiden evrime karşı bilimsel kitapları vardı, gençlere ücretsiz dağıtıyordu, okuyorduk, şimdi tv de izliyoruz, direk sandalyeden düşüyoruz. Düşmemek için direk kıça monteli sandalyeler var diyorlar ya.. Sonunda herkese onlardan aldıracak bu abi. Hey canını sevdiğim..
---
Ortamda kızların eksikliğini ben de çok hissediyorum Goran. Bi hocanın ortamlara bak bi de bizim siteye abi..
Adnan reyise bakınca kabullenmek lazım ki biz hep birlikte bu işte sınıfta kaldık usta. Sor abi sor aidatları. Bu böyle nereye kadar..
Herşeye rağmen moralimizi yüksek tutmamız lazım. Hocanın tüyoları kesin işe yarayacak.
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Sal Mar 22, 2011 12:47 pm Mesaj konusu:
Aklıma çok pratik bir fikir geldi Goran. Bu işi kıvırabilirsek yırttık abi .. Ama yardım ve bilgiye ihtiyacım var. Psikiyatri veya nörolojiden anlar mısın hocam ? _________________
Kayıt: Aug 13, 2003 Mesajlar: 1833 Nerden: Nereye?
Tarih: Sal Mar 22, 2011 4:36 pm Mesaj konusu:
Az buçuk nöroradyoloji. Herkesin kafalar karışık bu aralar, takma.
Uzman doktorların 11 yılda öğrendiği üç temel prensip:
1)Ayağını sıcak tut
2)Kafayı serin
3)Düşünme derin... _________________ Nomad
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Çrş Mar 23, 2011 3:35 am Mesaj konusu:
Usta sağa sola haber saldım, dedim sorun öğrenin, Adnan reyisin ortamlara biz de takılmak istiyoruz, aidatlar ne kadardır ve nasıl irtibat kurabiliriz? Abi malesef bizi almıyorlarmış.
Hem zaten üye olabilsek dahi ikinci planda kalacağız Goran. Bu işler gönül işiymiş, öyle bizim gibi, imkanlardan yararlanayım diye gelenlere çok sıcak bakmıyorlarmış. İmkanlardan yararlanabilmek için önce uzuun bir hizmet süresi varmış abi. Ayrıca, edinebildiğim bilgilere göre sadece zengin ailelerin çocukları veya çok güzel melek gibi güzel kızlar üye olabiliyormuş. Yani ya zengin olacaksın, ya çok güzel kız.. Bende ikisi de yok, e sende de yok bu özellikler..
Ben hocanın akıl hastası olduğuna -diğerlerinin de- kesinlikle inanmıyorum. Zaten o da, değilim beni karalamak için yaptılar bunları diyor. Güneş balçıkla sıvanmaz abi. Gerçekler er geç ortaya çıkar nasılsa. Neyse, hocayı geçelim, bizi ilgilendirebilecek yanı şudur ; biz kendi ortamlarımızı kurabiliriz abi.
Bizim kendi ortamlarımızı kuramamamız için tek bir mani yok yahu
Paranoid-şizofreni teşhisi lazım abi bize. Bak gülme hemen önce bi dinle. Anladığım kadarıyla bu bir meslek hastalığı abi. Nasıl kot taşlayanlar ve kumlamacılar silikosiz hastalığına yakalanıyor, nasıl ki kimya ve boya gibi sektörlerde çalışan işçilerde egzama ve deri döküntüleri , karaciğer sorunları felan oluyor, madenciler, cam işçileri, petrol endüstrisi vs. vs. ... Bu olay da tamamen bir meslek hastalığı abi. Yani olaya siyasi-ideolojik yaklaşmamak gerek, böyle yaklaşınca çok acımasız oluyoruz. Olay tarihsel ve insana dair en temel konulardan biri abi. Olay basit abi, yukardakiyle yakın samimiyeti olan, veya mehdilik ve kanaat önderliği gibi iddialarda bulunanların yakalanma oranları ortalamalardan onbinlerce kat daha yüksek olan bir meslek hastalığı bu. Bu insanlar aslında birer emekçi ve devlet güvencesi altına alınmaları gerekiyor abi. Bizim de, devletin de ihtiyacı var bu insanlara.. Ve devlet de en büyük sosyal özelliğini ve şevkatli yanını gösteriyor, bu insanları cezai ehliyetten muaf tutuyor ve kadrolu/kadrosuz bütün cemaatler bir arada kaynayıp gidiyor işte... Aslında bizde bu meslek hastalığına yakalanan insanlara sigorta da bağlanması lazım artık ama şu anda o kadar gelişmedik, ileride olur inşallah.. Abd demokrasisi bu konuda çok ileride abi. Kökten dinci hristiyan yaradılışçı derneklerin her türlü hakları tanınıyor, devletin koruyucu kanatları toplumu önemsiyor, değer veriyor. Tek ölçü : zararın var mı ? E yok abi.. Bu tür oluşumların tam tersine ciddi faydaları var topluma.
Neyse, ne diyordum.. Bize paranoid-şizofreni teşhisi lazım abi. Eğer bunu başarabilirsek birçok sorunu kökten çözebiliyoruz ve kendi özgün ortamımızı kuramamamız için hiç bir sebep kalmıyor.
Sakın şimdi bana "senin teşhisi almak için bişeye ihtiyacın yok ki keh keh keh..." esprileri yapma usta. Biliyorum ama huniyi takıp ebülü ebülü diye sesler çıkartmayla olsaydı herkes yapardı. Olayın bi sürü püf noktası var usta. Raporu alacaz derken hastaneye tıkılmak da var. O hocalar öyle kolay kolay külyutan tipler değil, kimbilir neler gördüler bugüne kadar bu ülkede. Bize lazım olan şey olayın avantajlarından istifade edebilecek, ama dezavantajlarından etkilenmeyecek bi format, bi şekil. Birşeyleri, en az bir şeyi, çok iyi yapmak gerekiyor, anlatırken anlatırken duygulanıp ağlamak, birden bire gözyaşlarına boğulmak mesela. Sevgiden ve dünya barışından yana olmak gerekiyor. Ve kolay da değil bunlar, ne söylenirse söylensin hiddetlenmeyecek, ananı da al git falan demeyecek kadar ermiş gönül insanı olmak gerekiyor. Detaylar çok önemli. Kaştaki gözdeki tikleri falan kontrol edebilmek gerekiyor. Ama herşeyden önce sen kendin inanacaksın ki doktorlar da sana inansın..
Bir husus da dezavantajlar.. Örneğin cezai ehliyetim gitsin, ama normal ehliyetim gitmesin abi. Ben motora binmekten vazgeçmem. Yani, "cezai ehliyeti yoktur, yaptıklarından sorumlu tutulamaz, ama trafiğe girmesinde bir sakınca yoktur, o manada sorun olmaz.." şeklinde bir teşhis.. Bunun gibi detaylar çok önemli abi. Mesela yarın terso bi durum olursa rapora itiraz da edebilmemiz gerekir. Ayrıca bizi çekemeyecek insanlar da çok olacak, durup dururken rahatsız edecekler.. Yarın ortamlarda biri kalkıp bize, "lan sen delinin tekisin hade len.." dese ne yapacaz? Bunları da hep düşünmemiz gerek baştan. Bunlar bizi karalamak için diyeceğiz. Bütün bunlara göre, rastgele değil, yukarıdaki yazıdaki gibi çok özel bir teşhise ihtiyacımız olacak ve bu teşhisi alabilmek için de önceden sıkı çalışmak gerekiyor usta. Rapor şunun için de şart, eğer cezai ehliyet olursa yurtdışından idare etmek lazım herşeyi. Ben bu ülkeden ayrılmam abi. Seviyorum ortamı. Benim uzman doktorlara da, bilimsel yönteme de, hukuka da saygım sonsuzdur, işte bu yüzden yardımın gerekiyor usta. Bilimsel yöntemle çalışalım. Zaten önemli olan bu işi bile bilimsel metodtan şaşmadan yapmak.. Şerefsiz AB bu işlere de takoz koymaya başladı ama tahmin ediyorum daha bi 10-15 sene gider böyle. Olay tamamen kapanmadan biz de ekmeğini yiyelim usta şu işin.
Çok süper olacak Goran. Misal, motosiklet ile ilgili özgün bişey var kafamda. Zengin ailelerin çocuklarını ve güzel kızları "motor sevgisi" etrafında toplayabiliriz. Kimseye bir zararımız olmayacak. Senin karizman, benim de ikna yeteneğim birleştimi bizi kimse tutamaz abi. İleride denk gelirsek bi de tatlı dil uzmanı arkadaş alırız yanımıza.. Oy oy oy.. Fakat ben hocaları ikna edip bu teşhisi kopartmanın o kadar da kolay olmadığını düşünüyorum. Ancak nihayetinde bu da bir meslek hastalığı. İnsanlığın en eski mesleklerinden biri. Bu emekçi insanlar olmasa bu dünya gerçekten çok sıkıcı yaşanmaz bir yer olurdu. Güzel çalışmamız lazım, bilimsel çalışmamız lazım, neyi nasıl yapacağımızı bilen tıp camiasından biri gerek. Yardımın gerek.
Ne diyorsun olabilitesi var mı?
Kestane kebap, acil cevap..
----
deadline demiş ki:
Ignorance is bliss
Bunu temel öğretimiz olarak almalıyız hocam
goran demiş ki:
Herkesin kafalar karışık bu aralar, takma.
Haklısın abi.. İmam osurursa cemaat .... yaparmış demiş atalarımız.. Toplum olarak bu aralar hepimizin kafası çok karışık.. Gençler apaçi dansında, yaşlılar assolistlikte.. Ben de şu an sabahın köründe birden bire içimden geldi açtım disko müziği göbek atıyorum..
Kayıt: Aug 13, 2003 Mesajlar: 1833 Nerden: Nereye?
Tarih: Çrş Mar 23, 2011 7:22 am Mesaj konusu:
Abi arkadaşlara sordum, paranoid şizofren veremem haftaya müfettiş gelecek, elde fazla alzheimer var sarayım mı didi. Kurtarmaz değil mi? Bizim teşkilat için uygun değil, bırak aşkın açamadığı kapıları tuvaletin yerini karıştırırız sahil muhafaza.
Şu konuşmayı aynen yapınca direktoman cezai ehliyet kalkar inan bana...
Ustam alem adamsın valla niye hatırlattın ki şimdi bunu saat gecenin 3 ü asabım bozuldu gülme krizindeyiim hanım, çocuk ayaklandı hastaneyi arıyorlar _________________ Tabanway
A Rh(+)
İstanbul
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Yardım
Arama
Kullanıcı Grupları
Profil
Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın
Giriş
Böyle de enteresan bir primat çelişkisi bu. Biz henüz tam bir çözüm bulamadık, ama biliyoruz ki 1. ve 2. maddeyi birlikte yapmaya kalkan maymun ruhlu varlıklarız (burada evrime gönderme falan yok, yanlış anlaşılmasın. ikitelli organizenin sosyal kültürü ile ilişkilendiriyoruz) Fekat çocukların durumu daha bi duygusal, daha bi karmaşık. Sanırsam anlamak için ilgi alaka gerekir. Ben anlamadığım için es geçiyorum burayı.
Ama sonuç olarak sanayide sunduğumuz bunca imkan onlara ilginç gelmiyor. Bilmiyorlar ki herkesin ait olduğu ve dönüp dolaşıp gideceği bir yer, paşa paşa kabulleneceği bir hayat var ve fakat bunu farkettiklerinde artık iş işten geçecek. Ağaç yaşken eğilir, kesilir, kuruyunca da odun olur. Valla ben onlar için üzülüyorum.
