Arama     Konular    
  Üye Ol antalya escort Ana Sayfa  ·  Konular  ·  Dosyalar  ·  Hesabınız  ·  Haber Gönder  ·  Top 10  ·  T.C Karayollari Haritasi  
Ana Menü
· Ana Sayfa
· 2. El Ilanlar
· Anketler
· Ansiklopedi
· Arkadaşına Tavsiye Et
· Arşiv
· Bize Ulaşın
· Dosyalar
· Faydalı İçerik
· Forumlar
· GizlilikPolitikasi
· Haber Gönder
· Hakkimizda
· Harita
· Konu Başlıkları
· Oyun Alanı
· Top 10
· Videolar
· Web Links
· Üye Günlüğü
· Üye Listesi
· İzlenimler
· Özel Mesajlar

Kimler Sitede
Şu an sitede, 466 ziyaretçi ve 0 üye bulunuyor.

Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.

Giris
Nickname

Şifre

Guvenlik Kodu: Guvenlik Kodu
Guvenlik Kodunu Yeniden Yaziniz

Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.

Dost Siteler
www.webevi.com www.lamaorda.com www.saglikbilgisi.com www.bilgisayarbulteni.com www.thelostdownload.com www.ucretbordrosu.com


Ikiteker Motosiklet Fan Klubu - Motosiklet ve motosikletli yasam kulturu: Forums

Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi :: Başlık Görüntüleniyor - 1997 F650 Funduro Gaz yememe problemi.
 YardımYardım   AramaArama   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

1997 F650 Funduro Gaz yememe problemi.
Sayfa Önceki  1, 2
 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> Bakim,Onarim,Servis
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
KARADAYI
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Nov 07, 2006
Mesajlar: 556
Nerden: izmir

MesajTarih: Prş Oca 06, 2011 7:23 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

[/quote]en yaşıyorum bu durumu. Yatay konumda durduğunda daha çok olduğu doğru, dikey konumda durduğunda dahi olabiliyor. Sadece benzin bitip rezerve musluğunu çevirdiğimde.. Önce içi boşalmış oluyor, arkadan yeniden benzin gelince dolamıyor filtrenin içine. Şeffaf olduğu için görüyorum ve hortumu çekip biraz benzin akıtıyorum boşa, tekrar yerine takınca olay tamam. Bir dahaki hava almaya kadar herhangi bir sorun olmuyor. Olay ıslak kağıttan havanın geçiş direnciyle ilgili. Hava geçemiyor. Ama yakıt geçiyor. Yakıtın geçişi de aslında bir gaz lambasının fitilinin bir karış aşağıdan yakıtı alıp yukarı "taşımasına" benziyor.

Bu "absürd" olayda anahtar kelimeler KAPİLER ETKİ, YÜZEY DİRENCİ, ADHEZYON ve KOHEZYON ve bunların farklı molekül kombinasyonlarında ortaya çıkartabildikleri BİRBİRİNE ZIT DURUMLAR. Konuya tam hakim olmamakla birlikte , bizim filtrede üç şey etkin :

Kılcal gözenekli yapısıyla bir katı olarak filtre kağıdı, bir sıvı olarak yakıt, bir gaz olarak da hava..

* Farklı maddelerin elektronları arasında farklı farklı çekim kuvvetleri var.
* Ayrıca bir maddenin kendi içinde kendi molekülleri arasında da bir çekim kuvveti var, örneğin sıvılarda gözle de görülebilen.. Bir su damlasının yerçekimini yenerek küre biçimini alması..
* Bir de , farklı madde kombinasyonlarına göre oluşan bazı dengeler veya zıtlık durumları ve "absürd" durumlar var.

Teflon tavanın yüzeyinde su damlasının yayılamaması, suyun pipette "kendiliğinden" yükselmesi, gaz lambasının fitinindeki olay, mum yanarken olan olay, lehim yaparken olan olay.. vs. vs. Yüzbinlerce örnek vardır herhalde. Bitkiler, canlılar vs. hep bu fizik yasaları sayesinde yaşayabiliyorlar. Gerçi birkaç farklı yasayı topluca konuşuyorum ama..

Bizim filtrede olan olay şunlarla ilgili :

**Kuru kağıt filtre ile bir gaz karışımı olan hava arasında bir sorun yok.
**Islak kağıt filtre ile bir sıvı karışım olan yakıt arasında da bir sorun yok.

Ama üçlü kombinasyon oluştuğunda motor yolda kalır

**Kılcal gözenekli kağıt ve sıvı yakıt arasında kapiler etki var.
**ISLAK kağıt filtre ve hava molekülleri arasındaki sorun ise yüzey gerilimleri. Hava moleküllerinin kılcal kanallardan geçiş yapabilmesi için önce bu etkiyi, direnci yenmesi kopartması gerek. Hangi direnci? Kağıt ile sıvı yakıt arasındaki, yüzey gerilimleri ve kapiler etki olaylarıyla alakalı oluşan kuvvetin oluşturduğu direnci. Gazın bunu yenebilmesi için de basınca , yani FAZLADAN enerjiye ihtiyacı var. Nasıl ki gaz lambasında dışarıdan enerji verilmeden yakıt yukarı taşınıyor, burada da dışarıdan güç uygulanmadan olmayacak bir olaydan bahsediyoruz.


Bu durumda sen de ya basınç verip kılcal gözenekli ve ıslak kağıt ile hava arasındaki direnci kırar ve havayı oradan geçirirsin,

Veya daha kolayı , alttan hortumu çıkartırsın ve 20 cm. lik seviye basıncı bunu yapa-bilir, yapamıyorsa ya havayı bir şekilde oradan atmak, ya yukarıdan basınç vermek, ya da aşağıdan vakum uygulamak.. Başka yol yok..

Yatay ve dikey konum arasındaki fark ise aslında "üçlü kombinasyonu ortadan kaldırma" ile ilgili. Hava kabarcıklarının yukarı çıkmasını zorlaştırmazsan ortamda hava kalmayabilir, sadece gözenekli kağıt ve yakıt kalabilir, belki... Kılcal gözenekli filtre kağıdı ister ıslak, isterse kuru olsun, yakıtla arasında bu kuvvetler anlamında bir sorun zaten yok. Hava aradan çıktı mı olay tamamdır..

***

Mebatur abi filtrelerle ilgili konuştuğumuz bir başka başlıkta yağlanmanın da bu filtrelerde sorun yarattığını anlatmıştı. Olay yine aynı : yağın yüzey gerilimleri ve kılcal kanalların güçlü kapiler etkisi farklı viskozitedeki ve farklı moleküllere sahip yakıtın geçişi için kırılması gereken fiziksel bir direnç oluşturuyor.

Başka bir örnek, ıslak bir bez çuvalın içinde gaz depolanabilir. Direnci kıracak basınca ulaşılmadığı sürece gaz hiçbiryere gidemez. Veya çuval kurumadığı sürece.

Üçlü kombinasyona bir örnek, aynı bez çuvala yağ emdirdikten sonra içinde su taşımak da mümkün. Yağ yerine başka sıvı moleküllerini emdirirsek durum değişebilir.

Tersini yaptığımızda , yani bir yüzeyi yağladığımızda suyun bu yüzeyde rahatça yayılamamasının sebebi de zıt yüzey dirençleri. Teflon tavanın "mucize icat" olarak "taklidini yaptığı" şey de budur : bir katı olarak , örneğin bir sıvı olan yağ moleküllerinin yüzey direnci.. Birbirini iten molekülleri birbirlne ancak zorla yaklaştırırsın, yerçekimi olur, güç uygulayarak olur vs. Kılcal yapıdan oluşmuş bir katıda ise toplam yüzey alanı kat kat fazla olacağı için yüzey direnci veya kapiler etki ile ilgili olaylar da ... vs. vs..

Sallıyo da olabilirim , yamulduysam düzeltin.

Sevgiler...CeM...
Alıntı:


Böyle bir yoruma nasıl bir yorumla muhalif olunabilir ki. icon_biggrin.gif icon_biggrin.gif
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
ilyada
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: May 05, 2004
Mesajlar: 1614
Nerden: İstanbul

MesajTarih: Prş Oca 06, 2011 9:28 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

KARADAYI demiş ki:


Böyle bir yoruma nasıl bir yorumla muhalif olunabilir ki. icon_biggrin.gif icon_biggrin.gif


Yoruma açık olmayan bir konu olduğu için olunur. Liseden kalan fizik bilgimle ve zaten hakkıyla anlayamadığım konular..icon_confused.gif Tam doğru olduğundan emin değilim, hakim olduğum bir konu da değil, iyi fizik bilen biri olsa daha düzgün açıklar anlatır, veya hataları düzeltir.
_________________
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
Atahualpa
Yeni Kullanici
Yeni Kullanici


Kayıt: Jun 21, 2004
Mesajlar: 14

MesajTarih: Prş Oca 06, 2011 9:42 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Motoru Urla dan Sabri Usta dan alıp izmir e kadar basa basa geldik, daha sonra izmir içinde sıkışık trafikte bir süre kullanıp sıkıştırdım denemek için. Şu an bir sorun gözükmüyor.

Ustamızın dediğine göre, benzin depo kapağındaki delikler tıkanmış onlar açılmış, hatrı sayılır miktarda su varmış benzinde bu nedenle , bir de benzin musluğundaki filtre tıkalı imiş oda açılmış. Depo kısmını olduğu gibi indirmiş. Yakıt hortumları vs yenilenmiş. Vapour Effect den ustaya bahsettiğimde ise bana garip garip baktı yalnız söylemeden geçemeyeceğim icon_smile.gif Ancak bana hala bu mantıklı geliyor. Ve o filtre hala yatay durumda. Hatta daha da yatay olmuş son mudahalelerden sonra. Bilerek mudahale ettirtmedim. Kendim deneyip görmek istiyorum çünkü olacakları.

Hepinize ilginiz için tekrar tekrar teşekkürler
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
kdalak
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Nov 30, 2007
Mesajlar: 599
Nerden: İzmir

MesajTarih: Cum Oca 07, 2011 9:14 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

ilyada demiş ki:
mebatur demiş ki:
Merhaba,

Durumun matematiksel çözümü yok. Daha ziyade gözlem ve deneylere dayanan ampirik bir sonuç. Dolayısıyla, benzin hattına ek filtre takmak iyi birşey ama dik durmasına dikkat etmek de gerek, yoksa olumsuz sonuçlar verebiliyor.

Selamlar,


Ben yaşıyorum bu durumu. Yatay konumda durduğunda daha çok olduğu doğru, dikey konumda durduğunda dahi olabiliyor. Sadece benzin bitip rezerve musluğunu çevirdiğimde.. Önce içi boşalmış oluyor, arkadan yeniden benzin gelince dolamıyor filtrenin içine. Şeffaf olduğu için görüyorum ve hortumu çekip biraz benzin akıtıyorum boşa, tekrar yerine takınca olay tamam. Bir dahaki hava almaya kadar herhangi bir sorun olmuyor. Olay ıslak kağıttan havanın geçiş direnciyle ilgili. Hava geçemiyor. Ama yakıt geçiyor. Yakıtın geçişi de aslında bir gaz lambasının fitilinin bir karış aşağıdan yakıtı alıp yukarı "taşımasına" benziyor.

Bu "absürd" olayda anahtar kelimeler KAPİLER ETKİ, YÜZEY DİRENCİ, ADHEZYON ve KOHEZYON ve bunların farklı molekül kombinasyonlarında ortaya çıkartabildikleri BİRBİRİNE ZIT DURUMLAR. Konuya tam hakim olmamakla birlikte , bizim filtrede üç şey etkin :

Kılcal gözenekli yapısıyla bir katı olarak filtre kağıdı, bir sıvı olarak yakıt, bir gaz olarak da hava..

* Farklı maddelerin elektronları arasında farklı farklı çekim kuvvetleri var.
* Ayrıca bir maddenin kendi içinde kendi molekülleri arasında da bir çekim kuvveti var, örneğin sıvılarda gözle de görülebilen.. Bir su damlasının yerçekimini yenerek küre biçimini alması..
* Bir de , farklı madde kombinasyonlarına göre oluşan bazı dengeler veya zıtlık durumları ve "absürd" durumlar var.

Teflon tavanın yüzeyinde su damlasının yayılamaması, suyun pipette "kendiliğinden" yükselmesi, gaz lambasının fitinindeki olay, mum yanarken olan olay, lehim yaparken olan olay.. vs. vs. Yüzbinlerce örnek vardır herhalde. Bitkiler, canlılar vs. hep bu fizik yasaları sayesinde yaşayabiliyorlar. Gerçi birkaç farklı yasayı topluca konuşuyorum ama.. icon_confused.gif

Bizim filtrede olan olay şunlarla ilgili :

**Kuru kağıt filtre ile bir gaz karışımı olan hava arasında bir sorun yok.
**Islak kağıt filtre ile bir sıvı karışım olan yakıt arasında da bir sorun yok.

Ama üçlü kombinasyon oluştuğunda motor yolda kalır icon_biggrin.gif

**Kılcal gözenekli kağıt ve sıvı yakıt arasında kapiler etki var.
**ISLAK kağıt filtre ve hava molekülleri arasındaki sorun ise yüzey gerilimleri. Hava moleküllerinin kılcal kanallardan geçiş yapabilmesi için önce bu etkiyi, direnci yenmesi kopartması gerek. Hangi direnci? Kağıt ile sıvı yakıt arasındaki, yüzey gerilimleri ve kapiler etki olaylarıyla alakalı oluşan kuvvetin oluşturduğu direnci. Gazın bunu yenebilmesi için de basınca , yani FAZLADAN enerjiye ihtiyacı var. Nasıl ki gaz lambasında dışarıdan enerji verilmeden yakıt yukarı taşınıyor, burada da dışarıdan güç uygulanmadan olmayacak bir olaydan bahsediyoruz.


Bu durumda sen de ya basınç verip kılcal gözenekli ve ıslak kağıt ile hava arasındaki direnci kırar ve havayı oradan geçirirsin,

Veya daha kolayı , alttan hortumu çıkartırsın ve 20 cm. lik seviye basıncı bunu yapa-bilir, yapamıyorsa ya havayı bir şekilde oradan atmak, ya yukarıdan basınç vermek, ya da aşağıdan vakum uygulamak.. Başka yol yok..

Yatay ve dikey konum arasındaki fark ise aslında "üçlü kombinasyonu ortadan kaldırma" ile ilgili. Hava kabarcıklarının yukarı çıkmasını zorlaştırmazsan ortamda hava kalmayabilir, sadece gözenekli kağıt ve yakıt kalabilir, belki... Kılcal gözenekli filtre kağıdı ister ıslak, isterse kuru olsun, yakıtla arasında bu kuvvetler anlamında bir sorun zaten yok. Hava aradan çıktı mı olay tamamdır..

***

Mebatur abi filtrelerle ilgili konuştuğumuz bir başka başlıkta yağlanmanın da bu filtrelerde sorun yarattığını anlatmıştı. Olay yine aynı : yağın yüzey gerilimleri ve kılcal kanalların güçlü kapiler etkisi farklı viskozitedeki ve farklı moleküllere sahip yakıtın geçişi için kırılması gereken fiziksel bir direnç oluşturuyor.

Başka bir örnek, ıslak bir bez çuvalın içinde gaz depolanabilir. Direnci kıracak basınca ulaşılmadığı sürece gaz hiçbiryere gidemez. Veya çuval kurumadığı sürece.

Üçlü kombinasyona bir örnek, aynı bez çuvala yağ emdirdikten sonra içinde su taşımak da mümkün. Yağ yerine başka sıvı moleküllerini emdirirsek durum değişebilir.

Tersini yaptığımızda , yani bir yüzeyi yağladığımızda suyun bu yüzeyde rahatça yayılamamasının sebebi de zıt yüzey dirençleri. Teflon tavanın "mucize icat" olarak "taklidini yaptığı" şey de budur : bir katı olarak , örneğin bir sıvı olan yağ moleküllerinin yüzey direnci.. Birbirini iten molekülleri birbirlne ancak zorla yaklaştırırsın, yerçekimi olur, güç uygulayarak olur vs. Kılcal yapıdan oluşmuş bir katıda ise toplam yüzey alanı kat kat fazla olacağı için yüzey direnci veya kapiler etki ile ilgili olaylar da ... vs. vs..

Sallıyo da olabilirim icon_biggrin.gif , yamulduysam düzeltin.

Sevgiler...CeM...


Yanılgı yok. Bu durum sanayide özellikle sızdırmazlık testlerinin yapıldığı, döküm parçalarda görülür. Mesela emme manifoldları. Al döküm manifoldları işlersiniz, sonra yıkanırlar, eğer yıkamadan hemen sonra test ederseniz, 0 sızdırma bile görebilirsiniz. Ama aynı parçayı kuruduktan sonra yıkarsanız, durum değişebilir. Haaa eğer değişmesin derseniz, biraz kireçli bir suyla yıkayın falan filan.

Mesela Ateq sızdırmazlık cihazlarının kalibratörleri vardır. üzerinde kılcal bir delik olan. Adam üzerine yazmıştır. Islatılırsa işlevini yitirir diye.

Uzun lafın kısası, doğrudur, kılcal delik kıllık yapabilir.
_________________
NC700X
Oooohhh suyundan da koy.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi
ilyada
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: May 05, 2004
Mesajlar: 1614
Nerden: İstanbul

MesajTarih: Cum Oca 07, 2011 9:45 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Bana çok çok ilginç gelen motosikletlerle de ilgili iki örnek var;

lastik havalarının bir sızdırma olmadığı halde düşmesi olayı, ve hava yerine nitrojen, yani azot basınca bu olayın olmaması. Havanın zaten %70 ten fazlası nitrojen.. Oksijen sıfır olunca, yani saf nitrojen basınca kimyasal yaşlanmanın azalması gayet anlaşılır birşey. Ancak oksijenin tüm lastik katmanlarını aşarak sızmasına dair net bir açıklama ben bulamadım bu güne kadar. Ve buradan yola çıkarak da şöyle bir olasılığı düşünmek zorunda kaldım : evet lastik basıncı düşüyor ama belki de bu havanın içindeki oksijen biryerlere sızdığı için değil, sorunlardan bir diğeri olan yaşlanmaya da sebep olan o reaksiyonlar sırasında oluyor.. Belki de ikisi birden.. Bilmiyorum. Anlamak için araştırmak lazım, ben epeyce bakınıp sonunda yılmıştım.. Soru: %21 oranındaki oksijen hangi yolla ortamı terkediyor, şayet terk ediyorsa...

Bir diğer olay da .. Tamamen kapalı devre fren tesisatının içindeki yağı bozacak suyu nerden bulduğu sorusu. Yağ higroskopik özellikli. Suyla karışınca alkol gibi davranıyor, 1 litre su + 1 litre alkol 2 litre etmiyor. Tıpkı bunun gibi davranıyor bu yağın içine damlatılan su. Tabi belli bir yüzdeye kadar, sonra doyuyor ve o yüzde geçilince artık daha fazla suyu kaldırmıyor ve damlalar dipte birikmeye başlıyor. Temel amaç su damlalarının paslandırıcı etkisini yok etmek, çünkü aksi takdirde tek bir su damlası bile çok ince bir delikte çabucak tıkanma yaratabilir. Yağın değiştirilme gerekçeleri birden çok, bunlardan biri de yağın belli süre sonra suya doyması ve higroskopik özelliği yitirmesi.

Soru basit : atmosferle en küçük alakası olmayan tamamen kapalı devre bir tesisatta -atmosferle ilişki olsa sistem zaten çalışmaz- kapalı tesisatta bu yağ suyu nereden bulur? Bilimsel izah nedir?

Ben arayıp bulamamıştım. Net açıklama getirene çay, bu arada kış geçer de yaz gelirse dondurma ısmarlıyorum. Tercihan bira da olabilir.. icon_smile.gif

Sevgiler...CeM...
_________________
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
mebatur
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 03, 2007
Mesajlar: 269
Nerden: İznik

MesajTarih: Cmt Oca 08, 2011 2:21 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Merhaba,

fren sıvısı suyu havadaki nemden çekiyor. Diyeceksin ki, devre tam kapalı, hava nereden sızıyor. Contalardan sızıyor. 2 senede bozuluyorlar. Bir şişe hidrolik sıvısı al, hiç açma, kapalı tut, bir başka şişeden fren hidroliğini tam değiştir, 2 sene sonra iki sıvıdaki emilmiş su miktarını karşılaştır. Açılmamış kutu hala kuru, ama frende kullanılan sıvı hoşaf gibidir.

Fren sıvısında su olursa ne olur? Bir: fren kaliper pistonları karıncalanır (paslanır). Karıncalar fren piston lastik contalarını aşındırır, zamanla sızıntı başlar. Sızılan yerlerde paslanma yapar. İki: fren zamanında fren sıvısı içindeki su kaynar, buhar olur, buhar sıkıştırılabilir olduğundan fren basmamaya başlar. Perişanlık olur. Sonuç: iki senede bir fren sıvısını komple boşaltıp, yeni sıvı koymak caizdir.

Bilmemneredeki bilmemkim ustaya buhar kilitlemesini sorarsan çok bilmiş yanıt alabilirsin. Adam buhar kilitlemesini ne bilsin, di mi? Kime neyi soracağını da bilmen lazım. Yatık duran filtre her motorda, her zaman buhar kilitlemesi yapmaz, ama olasılıktır ve kontrol edilir.

Benzinde su varsa, ilyada'nın dediği gibi, filtre kağıdını şişirir. Doğal elyaflar hacimlerinin önemli oranında su çeker ve şişerler. Benzinin veya yağın (yağ filtrelerinde, yağa su karışmışsa) geçmesi için bırakılmış gözenekler önemli ölçüde küçülür. Filtre ya tıkanmış olur, ya da direnç çok artmış olur. Yakıt veya yağda su varsa filtre de değiştirmek faideli bir tedbirdir.

Bira soğuk olsun.

Selamlar,
_________________
Ender Batur
mebatur@gmail.com
http://ebatur.fateback.com
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
kdalak
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Nov 30, 2007
Mesajlar: 599
Nerden: İzmir

MesajTarih: Cmt Oca 08, 2011 4:06 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Anam buruda bedava bira dağıtılıyormuş icon_lol.gif

Şimdi, eğer normal hidrolik devrelerinden bahsediyorsak, Bu devrelerde genellikle yağ ekleme delikleri pek iyi sızdırmazlığa sahip olmuyorlar. hatta bazı fazla ısınan sistemlerin hidrolik depolarında genleşmeyi kompanze edecek hava alma deliği bile konulabiliyor.

Eğer kapalı sistem denilen fren hidroliğinden bahsedersek, birincisi, kaliper pistonlarının sızdırmazlık elemanları çok minimal olsa da yağ kaçırıyor olmalılar. Bu eksilen yağ yerine de dışarıdan hava giriyor olmalı. Bunlar çok minimal kısım. Asıl baba ise hidrolik deponun üstünde kalan hava. Peki, 0 boşlukla doldursam olmazmı? hayır olmaz. Paketi açtığın anda, hidrolik hava ile temas etti bile.

Ne menem bi şeydir ki bu hava? Hava aslında hiç bir zarar vermez, zararı hava içinde bulunan su buharının, hidrolik sıvılar içinde bulunan sülfür gibi yağlayıcılar ile yaşadıkları yasak aşkın meyvesi olan asitler verir. Hidrolik yağın yaşlanması yada asitleşmesi denen olaydır bu. Asitleşmiş olan bir yağ, korozyon da yapar, nitril keçeleri de bozar, adama zorla bedava bira bile içirir. icon_lol.gif

Buraya kadarki bilgiler sanayi uygulamalarından öğrendiklerim idi. Bir de bu konuda yazılmış anlaşılır bir yazıya rastladım
http://www.mmo.org.tr/resimler/dosya_ekler/94841f13010bc12_ek.pdf

Şimdi bu adama da bi bira ısmarlamak lazım. Sen onu da benim hesaba ekle Cem, ben "bira"ra iletirim.
_________________
NC700X
Oooohhh suyundan da koy.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi
ilyada
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: May 05, 2004
Mesajlar: 1614
Nerden: İstanbul

MesajTarih: Cmt Oca 08, 2011 5:48 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Biralar okey. Defterime yazıyorum, ilk uzun yolda Mebatur abinin ve Kdalak arkadaşın yanına uğranacak -veya onlar İstanbula geldiklerinde- , biralar alınacak. icon_smile.gif

Ancak benim muhalefet edeceğim bir nokta var..

Hocam rezerve depolarında üst seviyedeki hava çok az, burada ayrıca çoğu zaman körüklü veya diyafram gibi çalışan esnek bir lastik var ve kapağı kapatırken/kapattıktan sonra içerideki hava miktarı bu alanın toplam hacminden de az oluyor çünkü körüklerin amacı bu; o hacmi havadan başka bir şeyle doldurmak , sonra gerektiğinde esneyip hacim geliştirerek rezervedeki hacim değişkenine hava alma deliği olmadan çözüm bulmak. Bunca az miktardaki havanın içindeki daha da az miktardaki su buharı kapak kapandıktan sonra ne reaksiyona girecekse girer ve tüm su buharı reaksiyona girdiğinde mevzu "sonsuza dek" kapanır zaten. Biz kapağı zırt pırt açmadıktan sonra tabi..

Ama Mebatur abinin ve senin de söylediğin contalardan sızma olayı çok çok mantıklı icon_idea.gif
Özellikle de kaliper pistonlarının ve manet pistonlarının -sonuçta onlar da minik birer piston ve dış yüzleri atmosfere bakıyor- , ve evet muhtemelen budur sebep.

Ancak yine de kafam hemen zihni sinir çözüm proceleri üretmeye başlıyor, ve tek sorun bu olsa bu sorunu aşmak hiç ama hiç zor değil diye düşünüyorum. Örneğin şöyle birşey yapılabilir :

Pistonun dışa bakan yüzünde de aynı yağı dolaştırmak. Piston kafasına bir çelik pul koy, ve bu pulun etek kısmına fabrikasyon montajlı , pula sabit bir körük olsun, pistonun hareketi kadar... Bu körüğün içi de hidrolik yağıyla dolu olsun. Ne yapmış olduk, pistonun önü de arkası da aynı koşullar altında. Havayla temas yok, karıncalanma artık mümkün değil, havanın yüzeysel mikro gözenekleri kullanması veya bir biçimde yağın sıfıra sıfır sıyrılmaması gibi sebepler kalmadı.. Hiç de zor değil fren sistemi üreten için bunu yapmak, üçkuruşluk şey. Yanlışsam yanlış deyin ?

Tek sıkıntı bu olsaydı bunu çözmenin milyon tane yolunu bulurlardı diye düşünüyorum.

Eğer olay "conta" mantığı üzerinde gidiyorsa, bana öyle geliyor ki bunu sadece hareketli noktaların sızdırmazlığını sağlayan "conta"lara bağlamak tam açıklamayabilir.

Sakın lastik basıncının düşmesi olayında olduğunu sandığımız olasılıklardan biri gibi, bu olayda da oksijen molekülleri bir biçimde lastik ve plastik temelli malzemeleri "aşmanın" bir yolunu buluyor olmasınlar ?

Gerekçem, dediğim gibi ; tek sıkıntı hareketli noktaların dış taraflarının atmosfere bakıyor olması olsaydı. Kapalı bir devrede yağı bozan, yağ bozuldukça sistemi riske eden.. Tek sebep bu olsaydı.. . Bu çözülemeyecek şey değil gibi geliyor bana.

Başka temel sebepler de buna eşlik ediyor olamaz mı.. ???

Sevgiler...CeM...
_________________
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
mebatur
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 03, 2007
Mesajlar: 269
Nerden: İznik

MesajTarih: Pzr Oca 09, 2011 12:51 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Merhaba,

öncelikle bir konuyu ayırmamız lazım. Hidrolik devrelerle, fren devreleri ayrı şeylerdir. Hidrolik devrelerde hidrolik yağı denen, genellikle piyasada ucuz olsun diye 10 numara yağ kullanılan, bazan 5 numara yağ da basılan, bazan durumu iyi olan teşkilatlarca üstünde hidrolik yağ yazan kutulardan boşaltılan ama temelde ince yağ olan sıvıdır. Şahsen yağ olan bu sıvı su emer özellikte değildir, hatta su karışırsa bünyesine kabul etmez, ya üstünde köpük olarak görülür, ya da haznenin dibine çöker. Bu teşkilatta sıvının, ya da doğrusuyla yağın bozulması havanın oksijeniyle temasından, oksitlenmeden, olur.

Fren devresinde kullanılan yağ değildir. Kendisine yanlış deyimle hidrolik yağ denmesine rağmen, fiilen hidrolik sıvısıdır. Polibilmemneglikollü filan bir kokteyldir. Yağ teşkilatıyla yakından, uzaktan ilgisi yoktur. Çok katkılı olan bu sıvının özelliği, makine hızla giderken cart diye frene asıldığınızda, kinetik enerji balatalarda ısı enerjisine tahvil edilirken ortaya çıkan yüksek sıcaklıkta, kaynamamasıdır. Balatalarda 250 derece cıvarında sıcaklık oluşur ve kaliperdeki sıvı kaynarsa, buhar oluşur yani fren devresinde hava kalmış gibi olur, buhar da sıkıştırılabilen bir faz olduğundan kaliperler balataları diske bastıramaz olur ve hedefle makine arasında sıcak temasla sonuçlanan sert bir iletişim hasıl olur.

İşte bu çok katkılı hidrolik sıvısı su emici özelliğe sahiptir. Herkesin bir kusuru vardır. Bu sebepten hidrolik sıvısı 2 senede bir boşaltılıp, yerine yenisinin konması bu yüzdendir. Havadaki nemin bütün o contalardan filan sızıp, hidrolik sıvısına nasıl ulaştığını sormayın. Bu bir hikmet meselesidir, ama boşaltılan hidrolik sıvısının içindeki su miktarını laboratuvarlarda ayrıştırıp suç üstü yapmışlardır. DOT3 ve 4 sıvılarını karıştırmayın demelerindeki bir hikmet de bu farklı yüksek sıcaklıkta kaynamaya dayanıklılık ve farklı kimyasal özelliğinden gelmektedir. DOT3 ve 4 sıvıları birbirleriyle karıştırılmaz ama markası ne olursa olsun aynı DOT'taki sıvılarla karıştırılabilir veya üstüne ikmal edilebilir.

Bir başka önemli nokta da fren hidrolik sıvısını değiştirdikten sonra kutuda kalan sıvının atık yağ toplama deposuna boşaltılarak imha edilmesidir. Yani, fren sıvısını değiştirtecekseniz, başında durun, doğru DOT'lu sıvı kullanıldığını kontrol edin, yeni kutu açıldığından emin olun ve yaptırtabilirseniz artan sıvıyı da imha ettirtin ki daha sonra başkasına girmesin. Fren konusu doğrudan sizin sağlığınızı ve güvenliğinizi ilgilendiren bir konudur.

Fren haznesinin üstünde görünen bir damlacık hava boşluğu frenin çalışması için elzemdir. Bu hava boşluğu olmazsa, iki fren sonra balatalar diske yapışır kalır. Ayrılmazlar. Nasıl olduğu da bir başka hikmet olan bu duruma yalel kalan ve kamyonetle habire tamircilere taşınan epey motor gördüm. Fren sıvısı üstünde kalan o bir damlacık hava kabarcığı fren kaliperinin, frenden sonra geri dönebilmesini sağlıyor ve fren sıvısının içinde zamanla oluşan nem emilmesinin bu kabarcığın içindeki eser halindeki nemle ilgisi yok. Fren sıvısına contalardan sızan (emilen) nem vatandaşın soluduğu havadaki nem. Bu sıvı bunu contalar arasından filan emiyor. Nasıl beceriyor, rüfailer bilir.

Selamlar,
_________________
Ender Batur
mebatur@gmail.com
http://ebatur.fateback.com
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
kdalak
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Nov 30, 2007
Mesajlar: 599
Nerden: İzmir

MesajTarih: Pzr Oca 09, 2011 10:25 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Hımm Mebatur un yazısından sonra şöyle bir baktım ki biraz üstün körü yazmışım. Özür.Tekrar teknik bilgileri biraz tazeledim. Şöyle imiş...

Fren hidrolikleri aslında yağ değildir ama sistemi yağlamaları da beklenir. DOT 3, DOT 4, ve DOT 5.1 sıvılar genel olarak polietilen glikol bazlı sıvılar olup farklı kaynama noktalarına sahiptirler.

Bunlardan farklı olarak bir de DOT5 sıvılar vardır ki, bunlar silikon esaslıdır ve boyaya zarar vermez. Ayrıca denen odur ki, frenlemede süngerimsi bir his yaratırlar vs...

Peki o zaman herkes Silikon esaslı kullansın. Malesef olmuyormuş. Bu yağ bünyesine suyu absorbe edemediğinden ve suyun kaynama noktası daha düşük olduğundan, yüksek sıcaklıkta ortaya çıkan buhar yüzünden,frenleme kuvveti muazzam şekilde düşer imiş. Poliglikol bazlılar ise suyu absorbe edebilir ancak içerdiği suya bağlı olarak kaynama noktası belirgin şekilde düşüyor ve zamanla frenleme kuvvetleri azalıyor.

Peki bu kodumun suyu sisteme nerden geçiyor? Bu durum bana çok mantıklı gelmese de belki de doğrudur. Efendim teori şu. Benzer durum araç lastiklerine hava yerine azot basılması ile de ilintili. Bu kauçuk yada lastik denen zımbırtı aslına bakılırsa hiç te öyle yalıtkan felan değil. Adamın içinde hapis olmuş olan oksijen, difüzyon ile lastikten dışarı kaçıveriyor. Yani sen ne kadar yalıtırsan yalıt, lastik havayı kaçırıyor. Benzer durum sanırım betona konan basket toplarım için de geçerli. Peki fren sistemi ne ayak? Bu konuda ingilizce bir metinin yalancısıyım. Boru. yani fren boruları. Bu borular çoğunlukla lastikten yapılıyor ve havadaki su buharı zamanla borulardan içeri nufuz ediyor. Bunu azaltmak için ise 2 yöntem var. Kauçuk esaslı boruları EPDM ile değiştirmek yada çelik içine teflon kaplanmış fren boruları kullanmak. Özellikle çelik fren hortumları bu difüzyonu bariz şekilde engelliyor.

Bana mantıklı gelmeyen ise lastikte basınç içeride +. dolayısı ile dışa doğru çıkma eğilimi var zaten. ama fren sisteminde su buharı, pozitif basınçlı bir sisteme girmeye çalışıyor. Bu nokta biraz karanlık benim için.

Ama genel olarak mantıklı geldi bana
_________________
NC700X
Oooohhh suyundan da koy.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi
mebatur
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 03, 2007
Mesajlar: 269
Nerden: İznik

MesajTarih: Pts Oca 10, 2011 12:07 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Merhaba,

DOT5 silikon esaslı fren sıvısıdır. Genellikle Harley Davidson motorlarda kullanılıyor. Su bu sıvının içine emilmiyor, kürecik(ler) halinde toplanıyor ve fren boruları içinden, zamanla aşağı kalipere indiğinde, kaliperde kürecik halinde su bulunuyor. Harleyci frene asıldığında bu su küreciği sıcaklığın tesiriyle buharlaşıyor, Harleyci de katılaşıyor!

Durum böyle, fren sıvınızı düzenli olarak değiştirin. Buna Harleyciler de dahil.

Selamlar,
_________________
Ender Batur
mebatur@gmail.com
http://ebatur.fateback.com
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
ilyada
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: May 05, 2004
Mesajlar: 1614
Nerden: İstanbul

MesajTarih: Cum Oca 14, 2011 8:07 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

kdalak demiş ki:


Peki bu kodumun suyu sisteme nerden geçiyor? Bu durum bana çok mantıklı gelmese de belki de doğrudur. Efendim teori şu. Benzer durum araç lastiklerine hava yerine azot basılması ile de ilintili. Bu kauçuk yada lastik denen zımbırtı aslına bakılırsa hiç te öyle yalıtkan felan değil. Adamın içinde hapis olmuş olan oksijen, difüzyon ile lastikten dışarı kaçıveriyor. Yani sen ne kadar yalıtırsan yalıt, lastik havayı kaçırıyor. Benzer durum sanırım betona konan basket toplarım için de geçerli. Peki fren sistemi ne ayak? Bu konuda ingilizce bir metinin yalancısıyım. Boru. yani fren boruları. Bu borular çoğunlukla lastikten yapılıyor ve havadaki su buharı zamanla borulardan içeri nufuz ediyor. Bunu azaltmak için ise 2 yöntem var. Kauçuk esaslı boruları EPDM ile değiştirmek yada çelik içine teflon kaplanmış fren boruları kullanmak. Özellikle çelik fren hortumları bu difüzyonu bariz şekilde engelliyor.



Tahminim doğruymuş. Bu açıklamayı tırım tırım aramıştım bir ara nette.

Sende şüphe uyandıran kısım da ayrıca ilginç. Difüzyon dedin ya, bu başlı başına entersan bir konu olmalı..

---

Hazır aynı konuda bir soru daha sorayım. Boyayı bozan fren yağları.. Motorun üzerine fren yağı aktığında , örneğin deponun üzerine, ıslak bir süngerle siliyorum, su sayesinde yağın boyaya zarar verme olasılığı kalmadığı bilgisi üzerinden. Sonra da kuru bir bezle silip kurutuyorum. Ama aynı yağ aralıklı girintili çıkıntılı bölgelere aktığında o an yapabildiğim tek şey üstüne bi bardak su dökmek oluyor. Bu doğru mu, yeterli mi ?

Sevgiler...CeM...
_________________
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
kdalak
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Nov 30, 2007
Mesajlar: 599
Nerden: İzmir

MesajTarih: Cum Oca 14, 2011 12:33 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Fren hirdoliği için söylenen şu, olurda boyaya damlarsa kesinlikle silmeyin, su ile yıkayın sadece. Sanırım su ile yıkamak sadace damlanın alanı kadar alanın hasar görmesine sebep olacakken, silmek bu hasarı arttıracak diye bunu öneriyorlar.
_________________
NC700X
Oooohhh suyundan da koy.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi
mebatur
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 03, 2007
Mesajlar: 269
Nerden: İznik

MesajTarih: Cum Oca 14, 2011 12:46 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Merhaba,

fren sıvısı yağ değil, kimyasal sıvılar kokteylidir. Bu sayede, yüksek sıcaklıkta kaynamasının önüne geçilmektedir. Ancak, bu sıvı kimyasallar çok aşındırıcı (korozif, paslandırıcı) olduklarından plastik, elastik, boya, metal, her bi nesnenin üstüne döküldüğünde oranın canına, geri gönülmez biçimde, okur. Bunun bir çözümü, fren sıvısı değiştirilmesi ve ikmali esnasında her bir tarafı kaplamak ve bir kavanoz suyu hazır tutmaktır. Sıçradığı yer, hiç beklemeden su ile yıkanmalı, sonra tekrar yıkanmalı ve tekrar yıkanmalıdır ( 3 kavanoz etti ama olsun!). Dandik 'ustalar', bu heriflere çok gıcık oluyorum, bişey olmaz abi diye makinenizi maymun ederler. Plastikler anında opak hale döner, boyalı yerler az sonra solgunlaşır, ek yerlerine kaçan sıvı oraları tamir edilemez şekilde paslandırır. Onun için, fren sıvısı nereye dökülürse ve sıçrarsa, daha önce akıl edilip kaplanmadıysa, hemen BOL su ile yıkanmalıdır.

İnce yağ dökülmelerinde bu tür aciliyet yoktur. Hemen siler, temizlersiniz. WD40 sıkarsınız, tekrar temizlersiniz. Fren balatalarına yağ sıçraması durumunda, balata temizleyici spreyler var, beklemeden bununla temizlersiniz. Beklerseniz yağ balatanın içine işler. Ön çatal yağı contaları çatlayınca çatal yağı akar, ya da zincir yağını fazla kaçırırsanız, arka diske sıçrar, oradan da fren balatalarına bulaşır. Balatayı hemen temizlemediyseniz ve de balata yağı emdiyse, balatayı değiştirmekten başka çare yoktur, boşuna uğraşmayın.

Selamlar,
_________________
Ender Batur
mebatur@gmail.com
http://ebatur.fateback.com
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Mesajları göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> Bakim,Onarim,Servis Tüm saatler GMT
Sayfa Önceki  1, 2
2. sayfa (Toplam 2 sayfa)

 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Forums ©

   
 

All logos and trademarks in this site are property of their respective owner. The comments are property of their posters, all the rest © 2002 by me
You can syndicate our news using the file backend.php or ultramode.txt