Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kayıt: Nov 25, 2005 Mesajlar: 878 Nerden: Izmir/KarSiyaKa
Tarih: Çrş Ağu 25, 2010 10:02 pm Mesaj konusu:
Kontra somun uygula derim ben. Hem sokerken de sorun yasamazsin. Somunun ici plastikli olmasina gerek yok. Cunku isinip sogumayla o plastik (lastik) zamanla eriyip gidecektir. Bas kontrayi gec.. _________________ Ediz Uslubas ®
Bluedo ile aynı fikirdeyim(kontra görevi görecek ikinci bir somun uygulaması). Ancak, iç alnında plastik bir bileziği olan fiberli somunun da iyi iş göreceğini tahmin ediyorum. Somunun bulunduğu bölge ısınacak olsa da, somun içindeki fiberi deforme edecek bir sıcaklığa ulaşmayacaktır, veya gevrekleşme süresi uzun olacak, bu süre boyunca işini iyi görecektir.
egzos civata-saplama-somunları ısınacağı için en iyisi (yer varsa) kontra-somun kullanmaktır. Yer yoksa, saplamanın boyu kısaysa, çok damarlı elektrik telinden çıkaracağınız bir iki ince bakır damarı saplamanın dişlerine somun sıkılırken daha da sıkıştıracağı yönde sarar ve üstüne somununu biraz zorlayarak takabilirsiniz.
Egzos somun-cıvata-saplama dişleri zamanla, sıcaktan dolayı, daha hızlı paslanacağından dişlerine bakır talaşlı gres sürülmesi, ilerde kolay söküm açısından faydalı olur. Ancak, bu bakır talaşlı gres bizde bulunmuyor. Bu sebepten grese grafit tozu karıştırıp sürüyorum. Gres sıcaktan yanıp gidiyor ama grafit dişler arasında kalıyor. Bu yöntem arabaların bicon somunları için de kullanılır.
Fiberli somunla beraber rondela kullanabilirsin.
Somunu sıkarken yüksek sıcaklığa dayanan kırmızı silikonlar var onlardan sürebilirsin.
Kontra somun da iyi bir çözümdür ama sıkarken yalama etmemek gerek.
Tabi bir de tek silindirli motorların kaçınılmazı, belirli periyodlarda vida-somun sıkılıklarını kontrol etmek.
Yazılanların neredeyse tamamı işe yarar, farklı bir çözüm bulursan haberimiz olsun isterim. _________________ '03 BMW R1150R
'02 Suzuki GSX 750 F
'04 Kawasaki KLE 500
'06 Zealsun ZS200GS
0 Rh (+)
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Prş Ağu 26, 2010 10:28 pm Mesaj konusu:
Genel olarak "loctite" dediğimiz bu ürünlerle ilgili, ürünlerin üzerine yazmayan birkaç detay bilgi ekleyeyim ve aynı zamanda konuyu sıcak noktalarda kullanılan cıvata ve somunlara bağlayayım ve en çok sinirimi bozan konuya, cıvata katliamına getireyim mevzuyu.
Anaerobik ürünler diye geçiyor bunlar. Genel yapıştırıcıların tersine , ince bir film halinde iken havayla, oksijenle teması tümden kesilirse katılaşıyorlar ve emin değilim ama galiba metallerle bir nevi reaksiyona da giriyorlar, oksitlenmeye benzer bir sonuç oluşuyor. Genelde her markanın 3 ayrı güçte ürettiği ürün oluyor. Gevşeme önleyeni, orta kuvvet, ve sökülemez olanı.
BAZEN , BAZI DURUMLARDA , ÖRNEĞİN SADECE GEVŞEMEYİ ENGELLEMEK İÇİN ORTA VEYA EN ÜST KUVVET OLAN ÜRÜNÜ KULLANMAK GEREKEBİLİR, VEYA TAM TERSİ , BAZI DURUMLARDA SADECE GEVŞEME ÖNLEYİCİ OLAN ÜRÜN SÖKÜLEMEZ ETKİSİ YARATABİLİR.
Loctite markasının numaralarını bilmiyorum çünkü çok pahalılar, bu markayı özellikle almayın derim, herhangi bir üstünlüğü yok, artık birçok firma yapıyor bu ürünleri. Örneğin şu,
Birbirinden farklı iki metalde, örneğin biri demir diğeri alüminyum veya pirinç, veya döküm malzeme olsun, bu durumda daha güçlü kaynıyor.
Kromlu çeliklerde, paslanmaz dediğimiz malzemelerde pek iş yapmıyor.
Boşluk, yani aralık belli toleransların üzerine çıkınca iş yapmıyor.
---
Konuyla ilgili değil ama aklıma geldi , motosikletlerdeki cıvataları paslanmaz cıvatalarla değiştirmekle ilgili olarak, paslanmaz cıvatalar en vasat çelik cıvatadan bile zayıftır, daha fazla uzar, daha kolay sıyırır. Velhasıl paslanmamaktan başka tek bir üstün yanı bile yoktur. Bu olayı tüm cıvatalara uygulamayın, cıvatanın altında bulunduğu şartlara göre, zor gören, çok sık sökülüp açılan, veya uzamanın hayati olduğu noktalarda çelik cıvatadan şaşmamak daha mantıklı. Tüm cıvataları söküp paslanmazla değiştirmek pek doğru değil. Aslında en sağlamı üzeri kaplamalı olan çelik cıvatalar, motosikletlerin orjinal cıvataları da genelde böyle zaten, üzerlerinde galvanize benzer ince bir kaplama olan çelik cıvatalar.
Manifold ve egzos gibi sıcak noktalarda Mebatur abinin dediği bakırlı gres müthiş birşey, ve zaten bunu kullanmayınca o cıvatayı sökmek zor ama ne yazık ki küçük ambalajda satıldığını hiç görmedim. Yarım kiloluk ambalaj 500-600 lira falandı, ve elbette almak mümkün değil. Ben büyük ambalajda satın alan birinden bir miktar aldım ve kullanıyorum bu zımbırtıyı , şunu anladım , müthiş birşey ve bir kaşık bakırlı gres sıradan bir hobiciye iki ömür boyu yeter. Fakat dediğim gibi, ne yazık ki ufak ambalajda yok.
Sıcak noktalarda paslanmaz cıvata mükemmel iş yapıyor, paslanmaz genel olarak böyle, örneğin kromlu bir çelikten soba borusu yapılsa herhalde bin yıl falan dayanır çünkü demirde olan o her ısınıp soğumada tıfal atma denen olay olmuyor, veya çok çok daha az miktarlarda oluyor, ama tabi çok pahalı olurdu. Bir örnek de bmw lerin egzosları. Sıradan bir paslanmaz değil. Motor allahın günü yolda bırakabilir, veya yıllar yılı kullanılıp artık hurdaya çıkabilir ama egzosları asla delinmez, çürümez.
Cıvata sabitleyici ilaçları çok yüksek sıcaklıklara ulaşan noktalarda kullanmayın, zaten birşey sürmeyince sökülmüyor, bir de ilaç sürülürse başınıza bela olacak kadar büyük güçlerle kaynayabilir.
Sudan çamurdan oksitlenip açılmayan somunlar için, somunu sıktıktan sonra üzerine azcık sıkılacak zincir yağlama spreyi veya sıvı gres spreyler iyi iş yapıyor, aradan yıl geçse de paslanma olmuyor.
Gevşeme sorununa karşı, yer varsa elbette öncelikle kontra somunu, yer yoksa ben ilaç kullanmayı da tavsiye ederim, ama en düşük güçte olanı.
Bu ilaçlar yağlı yüzeyde kesinlikle iş yapmıyor, alkolle yıkamak gerekiyor, daha pratik birşey isteyen balata temizleme spreyi de sıkabilir, ilaç donduktan sonra yağın içinde de olsa sorun değil.
---
Herşey ama herşey cıvatalarla bağlı ve lanet olsun ki doğası gereği bunlar hafif olması gereken, toplam ağırlığın hayati öneme sahip olduğu makinalar olduğu için de çoğu cıvata bağlantısı aslında "zayıf" sayılabilecek bağlantılar. Uzun vadede motosikletleri, otomobilleri, makinaları normalden çok erken hurdaya çıkartan, çöp yapan en önemli etkenlerden biri de bu alayı yalama ve follofoş cıvata delikleri oluyor. Bu cıvata sökmeyi sıkmayı bilmeyen kazma tipleri tüm sektörlerden toplayıp sibiryaya patates ekmeye göndersek ve onların yerine işi bilen birileri gelse, yani fazladan birşey üretmek değil sadece üretilenlerin, elimizekilerin içine zıçmasak milli gelirimiz gözle görülür biçimde artar diye düşünüyorum.
Motosikletlerin ve çeşitli makinaların üzerinde yalama olmuş veya sökülmeye çalışılırken kırılmış cıvatalarla çok sık uğraşıyorum. Birinci düşman öküz gibi sıkan ustalar idi ama şimdi yeni bir düşman daha çıktı ve artık iyice ucuzladığı için en büyük servisinden en küçük tamircisine kadar herkesin elinde, ayağa düşmüş bi alet, HAVALI TABANCA Yahu resmen hayvan gibi kullanıyorlar, bugünlerde gördüğüm ne kadar ağzına zçılmış cıvata ve yuvası varsa çoğu bu havalı tabancalarla beceriliyor. Ne sökmek, ne de takmak için, özellikle de takmak veya sıkmak için, asla kullandırtmayın arkadaşlar. "Bişey olmaz aaabii" diyecekler, inanmayın. Azcık zahmet edip eliyle sıksın, başında durun yoksa ilkinde değilse bile ikincide üçüncüde veya daha sonra illaki ırzına geçiliyor bütün cıvata ve yuvalarının, yani motosikletin..
Bir konu da , müşterinin algısında havalı tabanca gibi seksi bi alet sanki bir nevi profesyonellik olarak algılanıyor. Aslında olay tam tersi, profesyonellik değil o. Acemilik veya umursamazlık, yaptığı işi sallamamak, şeyinde bile olmamak. Çektirme kullanmak yerine keskiyle rulman çıkartmaktan farkı yok. Sırf ortada bi alet-cihaz vs. var diye etkileniyoruz bizim de hoşumuza gidiyor böyle şeyler. Havalı tabancaları da artık bin tane üretici yapıyor ve toptancıda 60-70 liraya almayanı dövüyorlar. O alet heryerde kullanılabilecek bir alet değil, herkesin kullanabileceği bir alet değil, tek güçte bir adet aletin her tür cıvatayı zarar vermeden söküp takabileceği bir alet hiç değil. Elinde tabancayla motosiklet gibi bir makinaya paldır küldür dalan adamdan kesinlikle uzak durun.
patentli bi sistemleri var... cok basit ve tasarim olarak muhendislik harikasi. Bilinen her turlu vida tutma sistemleri ile karsilastirma yaptiklari bir demoda bulundum, inanilmaz idi. Locktite vs gibi bazi sistemler vidalari cok saglam tutuyorlar, fakat yuksek basincli titresimlerde, vida acilmiyor fakat yapisi bozulup kirilabiliyor vs. Bu arkadaslarin sisteminde vidalara esneme payi saglandigindan, cok daha saglikli sonuc veriyor idi.
Buyuk makina ureticileri, is makinasi ureticileri vs. servislerde bu marka somun kullanilmasini ozellikle isim vererek belirtiyorlar imis...
Pazarda hangi firmaya gostersek bayildi, ve dogal sonucu olarak yurdumda cnc de kopya uretimleri de basladi.
Su an bi distributoru yok saniyorum, ama Karakoy civarinda bu urunleri ithal edip satanlar mevcut idi (2 sene once).... bilginize
Anaerobik ürünler diye geçiyor bunlar. Genel yapıştırıcıların tersine , ince bir film halinde iken havayla, oksijenle teması tümden kesilirse katılaşıyorlar ve emin değilim ama galiba metallerle bir nevi reaksiyona da giriyorlar, oksitlenmeye benzer bir sonuç oluşuyor. Genelde her markanın 3 ayrı güçte ürettiği ürün oluyor. Gevşeme önleyeni, orta kuvvet, ve sökülemez olanı.
...
Cem selam,
404 firmasının da anaerobik civata sabitleyici ürettiğini öğrenip, test edip, aynı performansı gösterdiğini görmüştük.. Şu an şirkette 404 ürünlerini kullandırıyorum, son derece başarılı..
Türkiye'de üretiliyor, fiyatı da 1/4 düzeyinde. _________________
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Prş Eyl 16, 2010 12:08 am Mesaj konusu:
deadline demiş ki:
Bu defa egsoz borusu kırıldı flanşla birleştiği yerden
Aklıma geldi..
Bağlantının esnemesini engelleyince, güzelce sıkınca (evet sıkmak gerekiyor da) sıkınca bu defa yorulup kırılmış olabilir mi ?
Scoterlar geliyor bizim sanayiye sık sık , manifold saplamaları hep kırık, onlarla uğraşıyorlar.. Kırığı matkapla delip çıkartıp yeni saplama takıyorlar vs. Bunların bazılarında egzos borusu yamulmuş ve kastıra kastıra sıkıyorlar somunları. Bazılarında ise motorda epey vibrsayon var ama egzos baştan sona hertarafından beton gibi bağlı ve bu sebeple ya sürekli kesiyor o manifold saplamalarını, şayet orayı kesemezse zamanla bağlantı flanşının dibinden egzos borusunu yorup kopartıyor.
Kıpraşım nedenini ben de düşünüyorum ama motorda sürüş esnasında bana yansıyan bir kıpraşım hissi yok. Acaba takozlar mı yamuk falan diye bakacağım bir ihtimal hafta sonu. Kronik olarak kırılıyor diyemem, ilk kez kırıldı. Reçeteyi azalttım bu defa bir rondela+bir saclı fiberli somun. Bakalım ne kadar dayanacak
Sağol ilgin için _________________ En büyük düşmanınız kendi fikirleriniz, kendi cehaletiniz, kendi egonuzdur
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Yardım
Arama
Kullanıcı Grupları
Profil
Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın
Giriş
Yahu resmen hayvan gibi kullanıyorlar, bugünlerde gördüğüm ne kadar ağzına zçılmış cıvata ve yuvası varsa çoğu bu havalı tabancalarla beceriliyor. Ne sökmek, ne de takmak için, özellikle de takmak veya sıkmak için, asla kullandırtmayın arkadaşlar. "Bişey olmaz aaabii" diyecekler, inanmayın. Azcık zahmet edip eliyle sıksın, başında durun yoksa ilkinde değilse bile ikincide üçüncüde veya daha sonra illaki ırzına geçiliyor bütün cıvata ve yuvalarının, yani motosikletin..
