Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Pts Mar 31, 2008 9:59 pm Mesaj konusu: Bmw R11xx satın alırken nelere dikkat edelim ?
11xx ler ile ilgili özel mesajlar geliyor.
"11xx satın alacağım. Ona sordum şöyle dedi, öteki böyle dedi, arada bir çelişki var, şu mu önemli, bu mu daha önemli ?" gibi sorular. Kimi detayları biliyoruz, kimilerini bilmiyoruz ve işin sorun kısmı ise bu motorların her yönüyle ayrı bir alem olması. Yapısı farklı, satıcısı, servisi, tamircisi farklı, üreten firma farklı, üreticinin anlayışı farklı, parçalar farklı, fiyatları farklı, ikinci el piyasası da açıkçası bir garip. Böyle bir başlık olsun ve buradan da konuşalım, elimizden geldiğince katkıda bulunalım.
Uzun bir yazı yazmak yerine, daha pratik olması sebiyle, son bir yıldır özel mesaj kutumda birikmiş yazıların bazı bölümlerini kırpıp, yeniden düzenleyip aşağıya ekliyorum. Umarım işe yarar.
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Pts Mar 31, 2008 10:06 pm Mesaj konusu:
Alıntı:
Debriyajı açılmış, bişey olur mu ?
Tüm bunların en başına şunu ekleyin bence : alacağınız motorun içi açılmamış olsun !
HİÇ AÇILMAMIŞ ! olması çok iyidir. 40 binde ve debriyajı değişmiş motorlardan hep huylanıım. Benim motor 90 bine geldi ve debriyajı çok hor kullandığım halde üzerinde hala orjinal debriyajı var. Şanzıman ve motor bloklarını birbirlerine bağlayan cıvataları inceleyin. Açılmış cıvata ile açılmamış bir cıvatayı ayırd edemiyorsanız, satıcıyla ilgisi olmayan, tanışmayan bir tamirci yada dost ile de bakabilirsiniz.
Debriyajın açılmasından, yapılmasından daha doğal birşey olamaz ama ben piyasanın üzerinde rakamlar vererek, düşük kilometrede, yepyeni bir motor alacaksam neden açılmış kapanmış olsun ki ?
----------------------------
Alıntı:
Abs arızası olan bir motor buldum. Lanet olsun, o kadar da temiz ve öyle hesaplı ki. Emsali olmayacak derecede pırıl pırıl bir motor. Abs bozuk diye almamalı değil mi ?
Abs arızası genelde sensörlerde olur. Onlar o kadar pahalı şeyler değil. Sensörlere su girer. Çoğu kez de tazyikli makinayla yıkarken. Sensör arızası ise çok pahalı şeyler değil.
Bazen akü zayıfken devre dışı kalır. Reset etmek gerekir. Resetlenmediği sürece çalışmaz. Bu da bir arıza değil...
Kablo fişlerine su girmiş olabilir. Halledilir.
Ama absnin merkez devresi bozuk ise , fiyatını bilmiyorum ama muhtemelen ucuz birşey değilidr. Hiç bir fikrim yok ama 1500-2500 liradan aşağı olacağını sanmıyorum. Buna rağmen motor dediğiniz kadar temiz ise alınabilir çünkü yurt dışından , Ebay dan yada kazalı motorları parçalayıp satan Amerikan, İngiliz ve Kanada sitelerinde akla gelebilecek her parçayı çok hesaplı fiyatlara bulmak mümkün. Komple motor , komple şanzıman bile var. (tabi ki büyük ve ağır parçalar. getirmek mümkün değil) 1100 gs ve 1150 gs parçası en KOLAY bulunan modellerin başında geliyor.
Abs elemanları gibi ufak tefek parçaları dışarıdan getirme yada getirtme imkanınız var ise sorun yok.
Sizin alacağınız motorun abs si sahiden bozuk mu ? Nesi bozuk ? Nereden biliyorlar ? Kim, hangi tamirci yada hangi servis bakmış ?
Arkadaş bozuldu bu deyip ... belki de hiçbirşey yoktur ? Bir reset atılınca çalışmayacağı yada sensörler sağlam olduğu halde sistemin çalışmadığı kesin mi ?
Dediğim gibi, yurtdışından istediğim parçayı getirtebiliyorum derseniz, alınmaması için hiç bir sebep yok. Dünya genelinde pert olan onbinlerce bmw var ve herkes bizim gibi tüm motorları toplamıyor. Parçalayıp raflara dolduruyorlar, batılı için yıllar boyu ucuz yedek parça deposu oluyor bu raflar. Bu tip parçalar ne kazada hasar görür ne de bunların tamamı bir daha birinin işine yarar. Onun için de çok ucuz oluyor dışarıda.
Motor dediğiniz kadar temiz ise alınabilir bence. Aslolan mekanik aksam. Diğerleri görece detay kalır. Hoşafı çıkmış bir 1100 yerine abs si arızalı 1100'ü ben de tercih ederim. _________________
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Pts Mar 31, 2008 10:19 pm Mesaj konusu:
Alıntı:
Kendim bakarken nelere dikkat edeyim ? Bakmam gereken noktalar neler ?
Senin dikkat etmen gerekenler sırasıyla :
*** Km. nin düşürülmüş olup olmadığı. Birçok şey bu konuda ip ucudur, örneğin disklerin durumu gibi.
***Kazalı olup olmaması şasisiz bu boxerlarda, diğer motorlar kadar hayati önemde değil. Önemli olan kazadan yada darbeden sonra yeni parçalarla mı yoksa düzeltilmiş , uydurulmuş yada çıkma parçalarla mı toplandığı. Kazalı olmasının bir önemi yok çünkü güzel toplandıysa , tüm parçalar değiştiği, motor baştan aşağı yenilendiği için kazalı olan tercih bile edilebilir (yüksek kilometredeki iki motorun karşılaştırmalı durumu açısından)
Şasi olmadığı için kalıcı olabilecek en ufak şey olmadan toplamak mümkün bu motorları. (sadece bu motorlara özel bir durum olarak !)
Genel şeyleri biliyorsun zaten. Tüm motorlarda önemli olan, genel ve bakılması gereken kriterler. Ben yeni nesil oilhead boxer ler için birkaç bişey ilave ederek bitireyim.
Temiz kavramı kişiden kişiye değişen birşeydir. En kıl, pirpirikli adamın bakış açısına göre temiz bir 11xx te :
***Motor ve şanzıman bloğunun hiç bir yerinde bırak yağı, yağın buharı, lekesi bile OLMAMALI !
(Yeni yıkanıp vitrine konmuş motorda olmaz zaten. Motoru iyice ısıtıp uzunca gezince bir fikir sahibi olunabilir)
*** Sesinde, vites geçişlerinde falan gariplikler olmamalı. (Aynı motoru uzun süre kullanmış herhangi biri, sebepleri değilse bile aradaki farkları kolayca görecektir)
** Abs düzgün çalışıyor olmalı.
*** Çok temiz olduğu iddia edilen bir motorda, motor bloğu, silindirleri vs. bağlayan cıvatalar hiç açılmamış olmalı. Debriyaj değişimi yapılmamışsa motor ve şanzıman kütüklerini birbirine bağlayan cıvatalar için de aynısı geçerli. (Bir not olarak : Ben olsam, debriyajı yeni değişmiş bir motor yerine , debriyajı bitmiş yada zayıflamış ama hiç kurcalanmamış olanı tercih ederim. Kazma tamirciler tarafından kurcalanmamışlık en önemli kriter)
**Jantlar, özellikle de ön jant düzgün olmalı. Tellerin boşluğu tek tek kontrol edildiğinde 3-4 telden fazla gevşek tel olmamalı. Çevirip bakınca 1-1,5 mm. den fazla salgı olmamalı (O da çok ya neyse. Belli kilometrelere ulaşmış hemen her motorda var o kadar. Çok bariz salgılar katiyen olmamalı)
**Parelever boşluğu kontrol edilebilir.
**Şaftın bariz sorunları anlaşılabilir şeylerdir.
**Şanzıman sesine özellikle dikkat. Kullanan kişi kendis duyamaz çoğunu. Bir duvarın yanından geçerken duyduğun farklı sesleri düşün. Motoru kullanan kişi senin yanından kalkış yapıp uzaklaşıyorken duyulabilen uğultuları kastediyorum.
**Vites geçişleri düzgün olmalı
**Motorun salak çalışması yada aşırı yakması genellikle çok önemli bir ölçü değildir. Yordamını bilerek ayarlandığında düzeltilebilen şeylerdir. (genellikle !)
**Final drive'ın durumu ; tespiti kolay değil. Biraz da şansa. Buna rağmen çok bariz durumlar kendini belli eder.
**Amortisörler kesinlikle sağlam olmalı !
**Yakıt pompası ciyak ciyak ötmemeli. Makul bir sesi, iniltisi de var, o normaldir.
**Yatmış ve aküsü bozulmuş olabilir, bu normal ancak yatmamış bir motor ise ve akü sağlam olduğu halde tek sefarde marş basamıyorsa , kesin sorundur demiyorum ama sebebi araştırılmalı.
**Çip yazılım modifiyesi yapılmış, yada her ne marka olursa olsun egzoz modifiyeli , optimizasyonu değiştirilmiş motorlardan ben özellikle uzak duruyorum.
Son olarak , düz bir yolda , dümdüz giderken gidona ve gidonun bağlı olduğu alüminyum gidon tablasına bak. Gidon eğrilmiş olabilir. Düşmüştür vs. Gidonun sağ yada sol ucu biraz ileride falan ise bu büyük bir dert değil. Ama gidonun bağlı olduğu alüminyum gidon tablasının pozisyonunda bir eğrilik görülüyorsa (düz giderken !) bu kötü ! Ön takımda yada bağlantı parçalarının birinde yada birçoğunda , eğriliğin oranı nispetinde bir asimetrik durum var demektir. Motora temiz diyebilmek için ön takımın muhakkak düzgün olması lazım !
*** (Aslında en faydalı şey kompresyon ölçümü olurdu ama zor iş ve öyle bir uygulama yok genel olarak)
Kompresyona dikkat edilmeli. Kilometreyi de, motorun yıpranma ölçüsünü de ele verecek olan şey budur. Sürekli aynı motorlarla uğraşan bir tamirci biner binmez anlar kompresyonun ne durumda olduğunu.
Hert detay paradır ! Tek tek saymaya gerek yok sanırım. Bir takım lastiğin 500 lirayı geçtiğini biliyoruz hepimiz. Motoruna para harcamaya kıyan, cimri olmayan bir adamdan motor almak baştan kar etmek anlamına geliyor.
Birçok detay var ve önemli olan bunların birine değil, birden fazlasına, hatta tümüne yakalanmamak. Bir, iki sorun gerekirse (mantıklıysa) kabul edilebilir. Her yanı sorunlu, hoşafı çıkmış bir 11xx i bedava da verseler, üste para da verseler alma !
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Pts Mar 31, 2008 10:33 pm Mesaj konusu:
Alıntı:
Bunların şanzımanları farklı. Ne farkediyor ?
Şanzımanla ilgili olarak şunları da söylemek gerekir :
(Ben kendi tecrübelerimden konuşuyorum, bmw international'in sitesinden vites aktarma oranlarına bakarak ve final drive oranlarıyla gerekli çarpımları yaparak sağlamasını yapabilirisniz)
1100 gs'in beş vitesli şanzımanı :
Hepsinin içinde en seri olan, özellikle 120 km. ve sonrasındaki seri hızanmalarda hepsine nal toplatan şanzıman. (Kötü yanı ; otobanda bayar)
Yüksek devir başlarken yaptığı sürat :
( 5. viteste - 4000 rpm. 118 km.)
.........................
İlk seri 1150 şanzımanları :
Bunlar biraz sorunlu olanlar. (Öyle olduğu iddia ediliyor. Çok ta kafaya takılacak şey değil aslında , çok nadir yaşıyorlar bu sorunları. Biraz efendi kullanınca hiçbirşey olacağını sanmam. Çok yaygın ve kronik sorunlar yok) farkı şu : 6. vitesi uzun. (bu şanzıman tipini tanımak için, altıya atınca göstergede "6" rakamı yerine "E" (economi) sembolü çıkar)
İyi yanı : uzun yolda (sadece otoban yolculuklarında) harika. Az yakar ötekilere göre.
Kötü yanı : En kötü yanı şudur ; otobanda değil de 100 km. civarı gideceğin, Türkiyede en yaygın bulunan yol koşullarında hangi vitesle gideceğini bir türlü bilemezsin. sinir olursun. 6. vitese atsan hızlı gelir, devir çok düşer. 5. vitese insen motor bağırır, haybeye benzin yakar, motorun ömründen yer.
Bu şanzımana sahip arkadaşlarla beraber yolculuk yaparken (otoban dışında, mesela tali yollarda) , ya arkalarında beklemekten sıkılmışımdır , yada 6. viteste devri yakalamak adına olması gerekenden hızlı gidip türlü risklere girdiklerine de çok şahit olmuşumdur.
Tartışmasız tek üstünlüğü otobandadır. 110-140 arasında süzüle süzüle giderler düz otobanda. Çekişleri , bu süratlerdeki ivmelenmeleri bir 1100'e göre oldukça zayıftır. Sollamalarda beşe düşmeden (ve motoru deli gibi bağırtmadan) sollayamazlar bu süratlerde.
Otobanda en sağlıklı sürati :
6. viteste - 3500 rpm. - 120 km. civarı (idi yanlış hatırlamıyorsam)
Bu süratler bu güçte ve ağırlıkta bir motorun, böyle düşük sayılabilecek devirlerde sadece düz yolda kaldırabildiği süratlerdir. Sorun bu hızların çok olması değil bir alt vitesin çok geride kalması bence...
.......................
"E" (economi) olmayan normal 1150 şanzımanları :
bunların son vitesi olan 6 ile , 1100 lerin son vitesi beşteki sürat tamı tamına aynıdır !
yani :
Yüksek devir başlarken yaptığı sürat :
( 6. viteste - 4000 rpm. 118 km.)
Peki altı vitesin farkı nerede ?
Birinci vites iyice yavaşlatılmış. Traktör gibi yavaş. Bu arazide iyi birşey. Sonra da diğer viteslerin araları ayarlanıp son viteste teker dönüş oranı yine 1100 ile aynı yapılmış. Birinin beşi ile , diğerinin altısı aynı.
Özetlemek gerekirse, hepsinin bir iyi, bir de kötü yanı var.
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Pts Mar 31, 2008 10:40 pm Mesaj konusu:
MOTOR SATIN ALMADAN ÖNCE TARZINA KARAR VERMEK ÖNEMLİDİR.
Alıntı:
istediğim motorun temizini bulamıyorum, 11xxR alsam ne farkeder ?
1100 R ve 1150 R için de şunu söyleyebilirim :
Hiç bindiniz mi bilmiyorum. Binmeden almayın sakın. Gs lere de binin , R serisine de. Aradaki fark motorların kontralara , kıvırmacalara verdikleri tepki farkıdır. R serisi düşük hızlarda asla GS kadar kıvrak değildir. Dar dönüşlerde zorlar, virajlarda, sokak köşelerini dönerken gidonu FAZLADAN BİR GÜÇ SARFEDEREK kontrol etmek gerekir. Üstünlüğü ise yüksek süratlerde, düz yollarda ve virajlarda ortaya çıkar. Otoban seyahatlerinde daha stabil , dengeli ve daha az yorucudur. Asla kötü bir motor değil, çok sevebilirsiniz ama tam tersi de mümkün.
Sevenler çok. Ben sevmemiştim R serisini. Bunun dışında herşeyiyle aynıdır. Final drive oranı biraz daha yüksektir. Yani biraz daha hızlıdır ve teorikte birazcık az yakar ama pratikte. O motora binince o hız farkını kullanacağınız için, motoru genel olarak biraz daha süratli kullanacağınız için aynı, yada belki birazcık fazla yakacaktır. Amortisörler düzgün yol için idealdir. Yol tutuşu Gs ten daha iyidir. Kendi akranları arasında çok güzel bir motordur ama dediğim gibi ben sevmemiştim. Bir sebep dönüşlerdeki tepkisi idi, bir diğeri de .. kaldırıma falan zor çıkıyor o motor. Altı vuruyor, amortisörler en ufak birşeyde dibi buluyor.
Bir de, tel jant çok daha sağlamdır. Alüminyum jantların en küçük hatada ne kadar kolay eğildiğine inanamazsınız.
Motor güzele benziyor. Fiyatı da fena değil ama önce ne istediğinize kesin karar verin. eğer turing ağırlıklı , şehirler arası yollarda sizi mest edecek makina istiyorsanız R yanısıra RT lere de bakın derim.
"Sade olan güzeldir" den hareketle, görünüm ve tarz olarak asla yaşlanmayacak bir motor olsun, her devrin motoru olsun diyorsanız, önceliğiniz buysa R tercih edin. Üreticinin tasarım konsepti de bu zaten.
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Pts Mar 31, 2008 10:49 pm Mesaj konusu:
Alıntı:
1100 serisi ile 1150 ler arasındaki farklar ; 1100 lerin nesi kötü ? Hiç mi üstünlüğü yok ?
60.000 kusur km. 1100 gs kullandım. Doğru olmadığını düşündüğüm yorumlar şöyle :
1150 lerden daha kötü motor değil. Bazı üstünlükleri de var ! Bana göre önem sırasına göre sıralamam gerekirse :
1- 0,5 ila 1 litre arasında az yakar. Onlarca kez denemişimdir arkadaşlarımla gittiğimiz toplu gezilerde. Örnğin ben 5,03 yakarken onlar genellikle 5,8-6,2 civarı yakarlar. (hepimiz 100-120 arası süratlerle birlikte giderken) Bu bence çok önemli bir üstünlüktür ve sanırım sebebi katalitik konvertörün ve lambda sensörünün olmayışı.
2- Katalitik konvertör ve lambda sensörü yok. Yakıt dışındaki bir başka fark ise sensörün arıza çıkartması muhtemel parça olması. Bir ömrü var yani. Zamanı gelince değişmesi gerekiyor yoksa motor çok daha fazla yakmaya başlıyor. Orta susturucunun içindeki katalitik konvertör denen zımbırtı ise , tıpkı lpg ile çalışan katalitik sobalarda gazın yandığı beyaz taş gibi bişey. O egzosun yenisi kaç paradır bilmiyorum ama bu da zamanla tıkanan, özelliğini yitiren ve değişmesi geren , aksi takdirde motorun performansını ciddi biçimde düşüren bir parça ve sistem.
3-Tüm dünyada arıza istatistikleri en düşün yağ kafa motor 1100 serisi motordur. 1150 bu konuda kötüdür demiyorum. Asıl çok arıza veren 1200 serisi boxerlar ama onların da üstünlüğü fren sistemi. Sırf o fren sistemi ve durma mesafesi için alınabilir...
4-En büyük avantajı ucuz olması. En büyük dezavantajı ise, artık temizinin kolay kolay bulunamaması.
5-Şanzımanları daha sağlamdır. Aynı kutuya 6 vites sığdırınca ilk yıllarda bazı sorunlar yaşandı. (Prizdirek mili sıyırması, grup dişlisi dağıtması gibi vs. Çok yaygın sorunlar değil.)
6- Fren sistemi daha karmaşık ama asıl fark 1200 gs lerde. Diğerlerinin durma mesafeleri çok farklı değil ! Benzer performanslar içinde ben basit dizaynı her zaman tercih ederim.
7- 1100 lerin amortisörleri biraz daha serttir. (diğerinin de avantajları var elbet)
"1100 ler şanzıman kulağı kırar" derler. Binde bir görülen vakadır. Ciddi kazalarda bile kırılmıyor. Ve touratech aparatlarıyla çözülür diyorlar. Ben makina tasarımcısıyım. Faydası olmadığını düşündüğüm için söküp arkadaşlara hediye etmiştim o aksesuvarları. Onbinlerce motor içindeki örnek vaka sayısı nedir , yada örneğin, bu forumdaki onlarca 1100 içinde kaç vaka vardır derseniz, çok ikna edici bir rakam çıkmayacaktır karşınıza
1150 lerin artıları :
1- Aydınlatma 1150 lerde çok daha başarılı.
2- Gidon üzerindeki buton tasarımı daha güzel.
3- Ön takımda kullanılan aluminyum alaşımı farklı, tasarım genel hatlarıyla da daha iyi.
4- Model her zaman modeldir ! 1100 gs arasan en yeni 99 modelini bulabilirsin , malesef onun da temizi kalmadı artık
5- egzos daha başarılı, motorun sesi çok daha güzel. (eğer bir avantaj ise : 1100 gs ler bu hacimdeki neredeyse tüm motorlar içinde en sessiz motordur !)
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Pts Mar 31, 2008 10:52 pm Mesaj konusu:
Alıntı:
Tamirciye ekspertiz yaptıracağım, yaptırayım mı ?
Ekspertiz yaptırabilirsin elbette. Borusan yapıyor mu, yada kendi sattığı, satacağı motorlar için dürüst olabiliyor mu onu bilmiyorum ama piyasadaki tamirciler pek dürüst değiller.
Örneğin, tamirci xxxx gidersin. Alacağın motoru gösteririsin, Fikrini sorarsın. Muhakkak kötüleyecektir ! Motor pırıl pırıl bir motor olsa bile, diyecek hiç bi bok bulamasa bu defa fiyatı çok pahalı deyip aklına kurt düşürecektir.
Anlamadığından değil, daha karşıdan bakınca motorun ne mal olduğunu anlar ve ondan iyi anlayan da zor bulunur. Ama temel hedef sana başka bir motoru satmak olacaktır. Seni caydırdığını hissettikten iki dakika sonra , "Biri satıyo, bundan çok daha temiz, çok daha ucuz. Şu paraya alırız sana onu" lafını illaki duyarsın bu adamlardan. (İstersen dene bi. üzgün üzgün bak, caymış ol ve bir iki dakika bekle ) Kendi sattığı motordan, aracı olduğu motordan para kazanmayan adam bulamazsın bu piyasada. En baba, en kallavi servisten, en kıytırık tamircisine kadar herkes aynı şeyi yapar : seni caydırıp, kendisinin aracı olacağı ve 100-150 $ komisyon, veya kendisi satın aldığı motoru satacaksa 1500-2000 lira kazanmak amacıyla ... Herkes para kazanmak ister !
Tüm bunlara rağmen bu tip adamlara motor baktırmanın bir zararı yoktur. Adam mümkün olduğunca kusur buluyorsa sen de bunların içinde hangilerinin önemli, hangilerinin abartılı şeyler olduğunu eleme yoluna gidersin. İyi yanı şu : olumsuz şeyleri gördüyse, farketti ise atlamayacaktır (Kızıltoprakta, komşusunun motoruna bakıp fikir beyan edecek adamlar arasında da "centilmenliğe" dayanan bi durum olabiliyor. Komşusu, arkadaşı ise olumsuz herşeyi es geçip peşinen okey verebilir çünkü yarın satacağı motora da öteki adam bakacak ve okey verecek)
Motordan hiç ama hiç anlamayan birine tavsiye etmem. Fakat sen bu işi bir ölçüde bilen birisin, işin içine dün girmiş ve her söylenene peşinen inanacak biri değilsin. Bir de adamın niyetini okuyup, sözleri de ona göre değerlendirirsen çok faydalı olacaktır.
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Pts Mar 31, 2008 10:56 pm Mesaj konusu:
Alıntı:
Motorumu aldım, şimdi ne yapmalı ?
KASKO YAPTIRMADAN BİR GÜN BİLE BİNME !
.........................
Bmw ile birkaç kere kaza yaptım ben. Bol bol düştüm kalktım vs. En az, ama en az 10.000 km. kullanmadan, motoru kullanabildiğini varsayma. Çok dikkatli ol. Şu an hevesin ve tutkun ne kadar büyükse, allah göstermesin ters bir durumda hüsranın boyutları da onunla orantılı olarak büyük oluyor.
..........................
Bakımlarını kendin yap. Tamircilere gitmek zorunda kalırsan motorun başından bir dakika bile ayrılma, gerekirse bekle akşama kadar, tanımıyorsan gece orada bırakma.
Tüm bakımları yapabiliyorum. (motor, şanz, finaldrive yağları değişimi, altenatör kayışı, yağ filtresi, benzin filtresi değişimi, sübap ayarları ve başka birçok tamirat) Herkes yapabilir, (yapıyor zaten) sen de yapabilirsin
............................
İlk bakman gereken yer sübap ayarı. Kontrol et yada ettir. (İlk sefere mahsus olarak kontrol ettir, ikinciye sen kontrol et) Muhtemelen ayar doğrudur, ellemeye gerek olmaz ama emin olmak için şart.
(Yağlardan da emin ol, yeni koyduk deseler bile değiştir hepsini !)
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Pts Mar 31, 2008 11:19 pm Mesaj konusu:
Alıntı:
Yüksek kilometrelerde illa bozulacaklar, veya hasbelkader değişmesi gerekecekler neler olabilir ?
Yakıt pompaları ite kaka 100-150 bine kadar çalışabilir .. Belki fazlası da mümkündür ama çıkış basıncı sürekli düşer .. Çok param olsa 70-80 binde bir, bence makul olanı yapmak istesem 100 binde felan değiştirmek isterim ben bunları. Tabi aynı anda enjektörleri de sıfırlamak isterim.
Çok ileri kilometrelerde yağ pompası olabilir.
Egzantrik zinciri ve gergileri olabilir .. Muhakak gidecek onlar ama dert değil, normal bir durum.
Debriyaj balatası da olabilir. Daha önce kaç balata bitirdiğiyle ilgili olarak, baskı seti de olabilir.
Devirli ve hor kullanıldı ise ve kompresyon olması gerekenden çok düşmüş ise segmanlar olabilir. Hiç olmaması gereken birşey aslında..
Yine kötü kullanılan motorlarda şaft ve onun parçaları var.
Finaldrive rulmanları var.
Şanzıman rulman ve keçeleri var.
Benim gibi, bozuk yolda çok hor kullanınca amortisörler var. (çok para)
Yaşlanan lastikler var ,
Silindir kapaklarını manifoldlara bağlayan takozlar,
Gidon elcik lastikleri, Fren hortumları vs.
Marş motoru var ama bakımla eski haline geliyor.
Fren diskleri var (çok para)
Ivır zıvır deteylar var ; debriyaj, km. gaz teli, kontak anahtarları, gidon kilidi, arka sele kilidi vs. gibi.
Gidon rulmanına pek birşey olmuyuor ama aynı gidon tablasının iki ucunda, krom milleri bağlayan esnek iki lastikli burç var ve ufacık şeyler olması gerekenden çok pahalı.
Kaliperler için tamir takımları var, yeni oluyorlar.
Sürekli yağmur altında yatan motorlarda gidon üzerindeki elektriksel kumandalar, kontaklar sorun oluyor. Çok para..
Orta sehpa ve özellikle yan sehpa çok yüksek kilometrelerdeki veya kötü kullanılan motorlarda hep sorunlu.
Abs ve krank sensörü, lambda sensörü var. Belli olmaz, piyango. Çıkar mı, çıkar..
Sürekli yüksek hararete maruz kalmadığını varsayalım,
Çizileni, bozulanı, kararanı, paslananı da saymıyoruz. Bunlar sadece işlevsel olanlar ve hepsi para. Hem de iyi para.
Bunları yıllar boyu biriktirip, bir kuruş para harcamadan sadece binip, sonra da satmak istiyorlar.
Tüm sorunları ihmal edilmiş, ertelenmiş böyle bir motor 7 liraya değil, 2,5 liraya bile verilse, bedavaya verilse bile alınmamalı çünkü üzerine 10 lira daha harcayacaksın ve yine de istediğin gibi olmayacak. Üstelik, 10 liraya da çok daha düzgün motorlar var !
Kayıt: Jan 24, 2005 Mesajlar: 2263 Nerden: İstanbul
Tarih: Sal Nis 01, 2008 5:33 am Mesaj konusu: Re: Bmw R11xx satın alırken nelere dikkat edelim ?
ilyada demiş ki:
"11xx satın alacağım. Ona sordum şöyle dedi, öteki böyle dedi, ......................................................................... Böyle bir başlık olsun ve buradan da konuşalım, elimizden geldiğince katkıda bulunalım.
Tarih: Sal Nis 01, 2008 5:53 am Mesaj konusu: Re: Bmw R11xx satın alırken nelere dikkat edelim ?
İlyada, bu kılavuz için teşekkürler.
mkelleci demiş ki:
En iyisi satın almamak.
Güzel abim, bu bahsi geçenler, 100küsürBin km'lerde olan(küsüratlar 5'erBin km'lik adımlarla ), yapılan, yapılacak şeyler, 50bin'lerde değil _________________
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Prş Nis 03, 2008 2:57 pm Mesaj konusu: Re: Bmw R11xx satın alırken nelere dikkat edelim ?
bertan demiş ki:
Güzel abim, bu bahsi geçenler, 100küsürBin km'lerde olan..........................................
Sevgili Bertan, ben yukarıdaki derlemeyi, konuya objektif bakmak mümkün olsun niyetiyle hazırlamaya çalıştım ama fanatiklik diye birşey de var, şöyle ki :
Fanatik marka hastaları var. Bir markaya takılmış kalmış arkadaşlarımız var. Tıpkı futbol fanatikleri gibi bakıyorlar olaylara. Sen teknik bir konuda birşey söylesen, adam kendisine küfür edildiği hissine kapılıyor..
Bir de marka karşıtları var. Hiç bir markanın fanatik savunucusu felan değil ama bazı markaların fanatik karşıtı. Onlar da bir markaya karşıtlar. Ama, ne olursa olsun, nasıl olursa olsun karşıtlar. Amaç zaten karşıt olmak. İşleri bu. Bu arkadaşlar da inceden dokundurmayı, işin mizahi yanını seviyorlar.
Sevgiler...CeM... _________________
En son ilyada tarafından Pts Hzr 15, 2009 9:52 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Prş Nis 03, 2008 3:47 pm Mesaj konusu:
zafer demiş ki:
İkinci el bir 1xxx BMW alınacaksa, almaya Cem ile birlikte gidilecek, daha sonra çıkacak arızaları halletmesi için de motor ona götürülecek.
Zafer Galatalı
Yok abi, aslında tam tersi bir istikamete yönlendirebilmek için yazdım ben bu yazıyı
Aslında sorulanlar hep aynı. Ben de iki yıldır aynı yanıtları tekrar tekrar yazıp duruyorum. Böyle bir başlık altında olursa daha az efor ile daha çok şey yapılmış olur diye düşündüm.
Şimdi, çoğumuz ikinci el motor alıp biniyoruz. Ya bütçemiz sıfırına elvermiyor, yada fiyat açısından çok avantajlı buluyoruz. Ama çoğumuz, çoğu kez, ikinci el bir motor alıyoruz, sonra da başkaları alıyor aynı motoru. Böyle devam ediyor değil mi ?
Bu konudaki asıl sorun da bence şurada :
Titiz ve çok pirpirikli kişiler zaten düşük kilometrede motorları tercih ediyorlar. Yani, "ikinci el olsun ama 5000 km. de olsun" yada , ikinci el olsun ama 30,000-40,000 km. yi geçmemiş olsun" vs. şeklinde bakıyorlar olaya.
İronik olan şu :
Asıl sorunsuz, sorun çıkartma olasılığı sıfıra yakın derecede güven veren motorları bu düşüncedeki arkadaşlarımız alıyor,
Ama satın alma aşamasında en çok kıllanan, en çok pirpiriklelen arkadaşlarımız da yine bu arkadaşlarımız.
Boşa pirpirikleniyorlar !
5,000-10,000 km. de bir 11xx in içine yağ yerine su, kum felan doldurulmadı ise, bir kazada paramparça olmadı ise, bu kilometrelerdeki bir motorun o korkulan vahim sorunları yaşatması olasılığı yüzde felan değil, binde oranlarıyla bile yok !
100,000 ve üzeri olsa aklım erecek , dikkat etmek lazım ama, zaten sıfır motor alıyorsun be adam. Fiyatı da yarıya inmiş. E, bunu alabilecek imkanın da var, senden iyisi yok. Bu kadar korkmanın alemi ne ?
Çok korkmanın da mantıklı bir yanı yok. Aynı makineyi kullanan bir modele binen bir arkadaşını alır gidersin. Çok abuk birşey var ise zaten hemen farkedecektir. Öyle bir arkadaşın yoksa bir tamirciye gideceksin ve adamın niyetini okuyarak değerlendireceksin söylediklerini.
Teknikten, mekanikten anlamayan birinin temiz, düzgün bir motor hakkındaki nihai izlenimi ile, çok anlarım diyen adamın nihai izlenimi zaten aynı olacaktır. Düşük kilometredeki, pırıl pırıl motorun nesine bakacaksın ki ?
(İşin aslını soracak olursan, tam, layıkı ile, hakkını vererek, hiçbirimiz çok fazla anlamıyoruz. Buna tamirciler de dahil ! )
Pırıl pırıl motorlardan çok kıllanmayalım, paranoyak olmayalım. Tam hurda olmuşlardan da uzak duralım. ikisini birbirinden ayırmak uzmanlık gerektirmiyor.
Benim haline acıdığım grup başka ; parası yetmediği için kötüsüne, hurdasına razı olan grup. En saf, en iyi niyetli olanlar onlar. En büyük kazıkları yiyenler de onlar.
Temizine para yetmiyor ise, ki hepimizin başındaki haldir, gayet insani bir durumdur. Kimimiz 5 liralık bir şeyin temizine güç yettiremeyiz, kimimiz 55 liralık birşeye..
Para yetmiyorsa alınmayacak, o paranın yettiği temiz başka bir model ve cc. alınacak bu kadar basit !
Fiyatları bir basamak aşağıda olan motorlar ne ise ona bakılacak. Temiz bir 125 cc. parasına temiz bir 650 cc. motor olmaz !
Bunun aksine inanır da o hataya düşersen, yine ironik olan şey olur ; paraya en çok ihtiyacı olan sen, paranın en büyük oranını ziyan etmiş, çöpe atmış olursun.
Yürümeyecek, hiç binemeden son sahibi olacağım "klas" bir motor yerine, yürüyecek ve satacağım zaman da satılabilecek bir scotera binmeyi tercih ederim. Paramızı çarçur edecek alışverişlerden uzak duralım. Bu iş hobi işi, heves işi. Bizdeki bu heves ve sevgi yüzünden hala varolmaya devam edebiliyor bu kazık potansiyeli. Ticari mal gözüyle bakmadığımız için hevesimizin, sevgimizin sömürülmesi de kolay oluyor.
Eldeki imkanlar ile tatmin olabilmenin tek yolu akılcı davranmak. Bütçeye ve amaca en uygun olan ne ise onunla mutlu olabilmek. Kazık yiye yiye, ağır ağır öğreniyoruz eldeki imkanlarla da mutlu olunabileceğini, bunun da mümkün olduğunu...
Sevgiler...CeM... _________________
En son ilyada tarafından Pts Hzr 15, 2009 9:58 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Yardım
Arama
Kullanıcı Grupları
Profil
Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın
Giriş
) Kendi sattığı motordan, aracı olduğu motordan para kazanmayan adam bulamazsın bu piyasada. En baba, en kallavi servisten, en kıytırık tamircisine kadar herkes aynı şeyi yapar : seni caydırıp, kendisinin aracı olacağı ve 100-150 $ komisyon, veya kendisi satın aldığı motoru satacaksa 1500-2000 lira kazanmak amacıyla ... Herkes para kazanmak ister !
