Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Cum May 27, 2011 7:15 pm Mesaj konusu:
Öve öve sonunda nazar geldi değdi benim Ybr ye kıyısından. 111500'deyim, son 1500 km.dir ikinci vitesten atıyor. Benim hainliğimden ve motoru kullansın öğrensin diye verdiğim arkadaşların .. Neyse hepimizin müşterek kazmalığından kaynaklı. Bugüne kadar bir tane düzgün sürücü tanımadı garibim. Üçe geçmek istemediği zamanlar da oluyor ama artık ikiden daima atıyor. Pes etmek yok, teste devam, nerde trak orda brak. Komple şanzıman 120 lira. Harcayamam o kadar para. İyice dağılsın bakarız. İkinci vites çok luzumlu bişey değil zaten, birden üçe devam, yokuşsa yokuş bitene kadar bire devam. Uzun yolda zaten sorun yok. Bir gitseydi kötüydü ; kalkış için hafif yokuş aşağı yer bulup oralarda durmak gerekecekti, 4 veya 5 gitseydi yol çekilmezdi, ama ikiden bişey çıkmaz..
(bozlağı sana değil ybr ye söylüyordum zaten daha çekelicek çilesi var garibimin demek ) _________________ En büyük düşmanınız kendi fikirleriniz, kendi cehaletiniz, kendi egonuzdur
Kayıt: Feb 09, 2006 Mesajlar: 661 Nerden: Maltepe/istanbul
Tarih: Cmt May 28, 2011 9:23 am Mesaj konusu:
ilyada demiş ki:
Öve öve sonunda nazar geldi değdi benim Ybr ye kıyısından. 111500'deyim, son 1500 km.dir ikinci vitesten atıyor. Benim hainliğimden ve motoru kullansın öğrensin diye verdiğim arkadaşların .. Neyse hepimizin müşterek kazmalığından kaynaklı. Bugüne kadar bir tane düzgün sürücü tanımadı garibim. Üçe geçmek istemediği zamanlar da oluyor ama artık ikiden daima atıyor. Pes etmek yok, teste devam, nerde trak orda brak. Komple şanzıman 120 lira. Harcayamam o kadar para. İyice dağılsın bakarız. İkinci vites çok luzumlu bişey değil zaten, birden üçe devam, yokuşsa yokuş bitene kadar bire devam. Uzun yolda zaten sorun yok. Bir gitseydi kötüydü ; kalkış için hafif yokuş aşağı yer bulup oralarda durmak gerekecekti, 4 veya 5 gitseydi yol çekilmezdi, ama ikiden bişey çıkmaz..
Sevgiler...CeM...
Çok alem adamsın sen.. _________________ sevgiler
Tuncay Topkara
ata007@e-kolay.net
HERKES İSTEDİĞİ HAYATI MUTLU YAŞASIN...
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Çrş Hzr 08, 2011 11:01 am Mesaj konusu:
Düzeltme..
111850.. Şanzımanda hiç bir sorun yokmuş. Şıkır şıkır geçiyor bütün viteslere. Neden? onu da anlatmak zaruri şimdi. Ağlamak istiyorum.
Motorun vites levyesi eğikmiş. Manivelayı takıp düzeltince bişey kalmadı. Levye en üst noktaya ancak alüminyum kapağın oval kısmına sürterek çıkabiliyormuş. Orada bir kertik oluşturmuş. Kertik dediğim 4 mm. derinliğinde bir oyuk ve 90 derece bir köşe. Şu anki hali bu yani. Az kaldı kapak delinip yağ çıkacakmış oradan dışarı. Levye artık o kertiği aşamadığı için ikinci vitese tam geçemiyormuş. İkinci vitesin tam geçmesi için gereken seviye birkaç mm. daha yukarıda. Ben çekiyorum, sonuna dayıyorum, bazen geçiyor, bazen yarım geçiyor ikiye. Gazı verince atlıyor, tutuyor, bi daha atlıyor falan.. Nasılsa artık şanzıman gitti , komple değişiriz diye bu şekilde çatır çutur hırpalıya hırpalıya 2000 km. den fazla kullandım motoru. Sağlam şanzımanın anasını belleye belleye E yuh yani di mi? Evet yuh yani
Kafamı çevirip motora bakınca ve yan kapağın üzerinde o delinmek üzere olan yeri ve orada oluşan kertiği görünce farkettim. Demek ki arada bir dönüp bakmak gerekiyor motora.
Sağlam motora b.k atmış olmamak için yazıyorum, yoksa motörcü adam anlatmaz böyle şeyleri. Bir motörcü ne kadar salak olabilir sorusunun yanıtını da vermiş olduk. Şerefsizim ağlamak istiyorum. _________________
"Yıldız tarihi 111850.Atılgan'ın şanzımanı sağlammış.Hemen ışık hızına geçiyoruz."
Yamaha'ya mektup yazacam alsınlar o motoru elinden.Yazıktır yav!
Benim km 60,000'e yaklaşıyor.İlk zinciri ile devam ediyorum.Bir kere ön bir kere arka dişli değiştirdim. Dişliler 3-5 lira olduğu için "zincir değişmezse yeni dişlileri de bozar" öğretisini kulak ardı edebiliyorum.Zaten öyle birşey de olmadı.
Vites kolu benimde bir dönem sürtmüştü.Sebebini sonradan çözdüm.Kışın çizme yada bot ile vites kolunun altına pabucun burnunu sokmak zor oluyordu.Bir diş yukarı almıştım.Meğer o yüzden sürtmeye başlamış.O kol kapağa çok yakın.
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Çrş Hzr 08, 2011 10:39 pm Mesaj konusu:
Ceze den falan elli kere yüz elli kere sağlam. Ben Ceze ile başladım 14-15 yaşımda. Piyasadaki tek küçük hacimli ve 4 zamanlı motosiklet suzuki GN ler idi. Çok az sayıdaydı, çok değerliydi. Öyle ulaşılmaz, öyle uzak bir hayaldi ki, düşünmedik, aklımızdan dahi geçiremedik onları. Ceze'nin hatırası bile arıza yapıp yolda bırakabilir, bu yeni nesil 4 zamanlı commuterler ile kıyaslayınca. Bakma şimdi kıymetini bilmiyoruz, nasılsa bozulmuyor diye etmediğimizi bırakmıyoruz. Gaz lambasından ampule geçiş gibi bir nimet bunlar abi. _________________
Ceze den falan elli kere yüz elli kere sağlam. Ben Ceze ile başladım 14-15 yaşımda. Piyasadaki tek küçük hacimli ve 4 zamanlı motosiklet suzuki GN ler idi. Çok az sayıdaydı, çok değerliydi. Öyle ulaşılmaz, öyle uzak bir hayaldi ki, düşünmedik, aklımızdan dahi geçiremedik onları. Ceze'nin hatırası bile arıza yapıp yolda bırakabilir, bu yeni nesil 4 zamanlı commuterler ile kıyaslayınca. Bakma şimdi kıymetini bilmiyoruz, nasılsa bozulmuyor diye etmediğimizi bırakmıyoruz. Gaz lambasından ampule geçiş gibi bir nimet bunlar abi.
Sen böyle yazınca aklıma geldi.. 1978 yılında CZ'ye binmeye başlayınca Edirne de 125'lik Honda lar vardı.. 1. viteste mümkün değil kaldıramazsın kafa kaldırırdı mecbur (tek kişi) 2. viteste kalkardı(k)lar. Devir 12000 KIRMIZI bölge 9000. Sevemedim o makinaları zaten piyasa da yoktu. Ancak aklım sıra kapışmaya kalkardık CZ malum son 80-90. Olmadı akıl aldık dişli değiştirdim. Honda ile kapış CZ iptal dayanamadı garip.. Sonra Babam 250 Kaliforniya (Jawa) aldı (ki breh breh üstelik HOR-HOR rölanti tek tek sayar) yalnız buji dayanmaz. Yunan sınırında Dedemin tarlaları var Yunan dan buji istedim. BOSCH buji ile müşerref olduk. Taktık tabi Jawa'ya Anam Jawa bir gidiyor Hondalar geride ancak buji kendi kendini yakıyor. Sordum Yunanlılara söylediler; benzin oktanı: motora ve bujiye uygun değil. Asıl makara Honda kullananlar (5 kişi zaten) Edirne ye yayın yaptılar: "Kızan bujileri Yunanistan'a ısmarlamış Onlar da Amerika dan getirtmişler" . Ben de havalar 1500 (çaktırmadık tabii o bujinin haşat olduğunu). Ardından Babam duymuş (bu konu önemli değil zira raunt meselesi ve Dedeme intikal var) nedense Jawa'ya binmem yasaklandı. (Ardısıra Kont ve Halim le Bir "modeli meçhul" şaftlı, şanzımanı olan, motorun üstü olmayan ve diğer hiçbir aksamı olmayan BMW kasası bulup toplayıp trafiğe çıkış hikayem var o mevzuya girmeyeyim Zira Kont'un 500 lük BSA'sı vardı).
ÖZ olarak "Ey biz ne idik eskiden: (Breh breh ayriyetten tey tey) Yerdik içerdik kuzu çevirmeylen, karnımızı doyururduk ziytin ekmeklen" _________________
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Cum Hzr 10, 2011 8:57 am Mesaj konusu:
O iki zamanlılardaki buji bozmalarına sebep olabilir mi bilmiyorum ama bendeki Ceze'nin platin ve megzefesi de sorun çıkartırdı. Daima.. Ve yenisini alıp taksan da.. Yola çıkarken cepte yedek buji, yedek megzefe ve yedek platin taşırdık. Hatta o derece ki, artık bujiyi söke taka kapağı yalama ettiğimizi, sonra da içine çelik gömlek atıp tamir etmeye uğraştığımızı hatırlıyorum. Hararet yaptırınca da aynen kalınırdı yolda, yaptırmayıp efendi kullanınca da. Kapağı aç, platin sök, memeyi zımparala (yanlış anlaşılmasın, platin memesi. Gerçek meme değil. Gerçek meme daha çok uzak bişey, fikir sahibi olunan tek meme platinin memesi, o da tercih edilen birşey değil) , yan kapağı aç, sök tak.. Şimdi bu küçük motorların sorunsuzluğu dehşete düşürüyor insanı.
Abiler hiç unutmadığım bir anımı anlatayım. Elektronik ateşleme olmadığı için yukarıda anlattığım sıkıntıları yaşıyoruz, idare ediyoruz durumu. Doğu bloğu malı olduğu için alüminyum kalitesi pek yüksek değil, tuttuğun yer yalama olabiliyor, onu da idare ediyoruz, babam kasten uğraşmıyor ama yalvara yakara rahmetli amcama yaptırıyoruz yalama olan yerlerin tamirini. Ayrıca bunların şarz ve konjektör sistemi de sorunlu, arada ne oluyorsa oluyor bazen şarzı kesmeyip aküyü kaynatıyor, yüksek voltajdan ampulleri patlatabiliyor. Bazen oluyor, nedenini bilemiyorum o yıllarda. Yanlış hatırlamıyorsam Çorlu taraflarında bir yerdi, İstanbula dönüş yolunda akü iflas etti yolda kaldık. Akü sıfır voltaj üretiyor, kısa devre edince minicik bir çıt bile kalmamış. Aküde hiç elektrik olmayınca ilk ateşleme olmuyor bu modelde, bazıları akü olmasa da çalışır, bizimki onlardan değil. Ya alternatör tiplerindeki farktan, ya da belki bir röle falan var önce onun çekmesi mi gerekiyor artık neyse.. Yanımdaki arkadaşla birlikte bakkaldan pil alıp takmak gibi zihni sinir bi fikir geliştirdik. O ilk seferinde eski yassı pillerden mi bulmuştuk, yoksa sıklıkla yaptığımız gibi normal silindirik pilleri kıç kıça birbirine bantla sarıp bir pil grubu mu yapmıştık onu tam hatırlamıyorum ama evet resmen bakkaldan pil alıp akü yerine pil takıp geri dönmüştük.
Marş motoru zaten olmadığı için kaç amper olduğunun önemi yok, 12 voltu tamamlayacak kadar pil.. Bmw nin marş motoru için olsa bi kamyon pil ancak yeterdi herhalde.. Teknik tavsiye olarak şu an işe yaramaz o kesin de.. O pilleri sürekli bağlı bırakınca ısınır ve piller de akü gibi ısınıp bozulur, hatta yangın çıkartabilir. Her 10 km. de bir pil almak masraflı olur. Yukarı bir kablo uzatıp, yolda giderken ayırıyorsun devreyi. Durunca, tekrar çalıştırmak lazım olduğunda birleştiriyorsun.
Dün bütün bunları hatırlayınca duygulandım, ybr ye bi kıyak yapasım geldi. Yağını değiştirdim, tam sentetik en pahalı yağa boğdum garibi, bir de ne zamandır ihmal ediyordum, farını sildim. _________________
Benim cbf 2500 km oldu...
-İki kere zincir yağladım.
-100 km de 3 lt ortalama tüketimi var.
-Frenler sınıfına ve parasına göre müthiş!
-Viraj sınıfına ve parasına göre müthiş!Orta sehpayı erittim 2500 km de:lol:
-1000 km rodaj bakımı yetkili honda servisinde 24 TL tuttu
-GPS ile denedim 126 km/h sürat yaptı.Bu arada kadranda 135 gibi bi'şey okudum.Tabii bayır aşşaa...
-Düz yolda 110 yapıyor, o da rüzgar yoksa.Artçı bu hızı pek etkilemiyor.Rüzgar yoksa...GPS ile 102...
- Farlardan oldukça memnunum.
-Şanzıman kadife gibi..
-Gaz dozajlamak çok kolay ve keyifli.
İlyada gibi kullanmıyorum.Arkadaşa büyük motor muamelesi yapıyorum.Kendini küçük hissetmesin diye pan ın girmeyeceği deliğe sokmuyorum _________________ http://www.batidispoliklinigi.com/
a) Duygusal tepki; banane kardeşim ben Motorsikletimden memnunum,
b) Yöresel; Banane beya yemişim CBF'yi de YBR'yi de...
c) İKİTEKERİMSİ; Anaa; Emre CBF'yi patlattı...
d) Kişisel; Mevzuya takıl .. Du bakali sütümü içeyim de _________________
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Sal Tem 12, 2011 4:35 pm Mesaj konusu:
Öyle bir çukur ve öyle bir girdim çıktım ki ön çamurluk tam ortasından çatladı, on dakika sonra da uçup gitti bir taraflara. Ön jantı zaten önceden eğilmiştim ve hafif yalpalıydı, bu çamurluk uçuran çukur vakasınan sonra hafif düzelme var. Acaba bir devasa çukura daha hızlı girsem tamamen düzelir mi ? : )
---
Yedek parçası gani olan motorun yedek parça sorunsalı :
(ybr'ye özgü olabilir...)
Rulmanı üzerinde komple bir krank, ve
Piston, kol, gömlek, segman seti..
Nasılsa lazım olacak alayım bir kenarda dursun dedim.
Piyasada bulunan çeşit çeşit yan sanayi parçaların kalitesizliği üzerine türlü detaylar öğreniyorum. Adam ojinalin parasını alıyor ama verdiği parça orjinal değil en uyduruklardan yan sanayi. Yamaha bayisi ve orjinal yedek parçaları satıcısı olarak geçen bir adres, herifin bana uzattığı tüm poşetler açılmış, zımbalanmış veya bantlanmış, içindeki parçanın ise tipinde bile meymenet yok, yüz metreden belli uyduruk bir üretim olduğu. Biraz soru sorunca da "beğenmediysen alma .. herkese satıyoruz bunları.." diyor.. Herkese satıyorsunuz ama herkes de şunu diyor: "aldım taktık 35,000 km. sonra elimde patladı.."
Bu parça nerenin üretimi??? deyince, "sen galiba pek anlamıyorsun bu işlerden, motorun kendisi çin malı zaten" diyor.. Evet ama bu parça şu marka yan sanayi üretim olan parçanın tamamen aynısı ve nette 120, yan dükkanda 180 liraya satılan ve çok çabuk dağılan parça, aynı üretim aynı mal. Bunu orjinal parça fiyatından satmak istiyorsun, ben ise bu parçanın gerçekten orjinalini (veya en azından piyasada zaten olan ucuz ve alınmaması gerektiğini öğrendiğim alternatifler dışında, bu parçaya özel bir durum olarak farklı bir şeyi) görmek istiyorum .. diyorum.. Yok abi anlamıyor adam.. Anlaşamıyoruz herifle.. İlle yan dükkandan alıp getirip kafasına vurmak lazım "aha işte lan tamamen aynı mal, yan sanayi bu.." diye..
Sağlamlık ve kalite garantisi aradığım mekanik parçaları nereden alacağımı şaşırmış vaziyetteyim. tüm parçalar ya Tayvan, ya Çin. (çok büyük oranda çin, fakat çin malı parçanın da kırk çeşidi olabiliyor) "Orjinal parçalar" ucuz değil, bazı şeyleri orjinal, bazılarını yan sanayi almak istiyorum. (özellikle krankı açmak yerine sıfırını alıp koymaktan yanayım, tabi aradığımı bulabilsem..) Piyasada yan sanayi parça kıyamet gibi. Orjinal poşetinden çıkan ve gerçekten "orjinal" olan parçanın ise fabrikada bu motorun içine konan parça ile kalite açısından hiç bir alakası olmayabileceğinden şüpheliyim. Yani gidip anasının gözünden arayıp bulsam ve iyi para versem o parçaya, yine de beni 110 bin km. götüren (ve hala da giden) o parça değil, çok daha kısa sürede su koyverecek kalitede bir üretim olabilir. Buna ilave olarak bir de yukarıda dediğim açıkça göz göre göre üçkağıtçılık yapan "Yamaha parça satıcıları" var.
Bu heriflerden birini dövebilirim yakında şerefsizim çok az kaldı..
Tamirci arkadaşlardan edindiğim bilgi üzerine, bu motorun sorunu benim anladığım şu : fabrikada motorun içine konan orjinal parça kalitesinde parça yok. En, en, en, en bi orjinal yedek parçalar da buna dahil. Yapılan tamiratlardan sonra ilki kadar gitmeyen çok fazla sayıda örnek duyuyorum. Adam orjinal motorla hiç ellemeden 150-200 bin yapıyor, sonra herşey komple elden geçiyor ve 30-40-50-60 bin sonra motor yine kucakta.. Bu kadar yaygın olmasının sebebi yedek parçadan başka birşey olamaz diye düşünüyorum. Fabrika için özel üretim, sonra hiçbiri o kadar kaliteli olmayan çeşit çeşit mal :
Biraz ucuz ve daha düşük kaliteli mal.. (bu "orjinal")
Görece "iyi" olan yan sanayi..
En ucuz ve en adi mal.. Üç on para ama mekanik parçalarda direk çöp. Hiç olmasa daha iyi yani.
Orjinal parça satan bir yerle muhabbet şöyle :
- Siz sürekli satıyorsunuz bilirsiniz, ne kadar gidiyor bunlar ?
- Orjinale yakın gider..
- Neden orjinal "kadar" değil "yakın" ? Hani yan sanayi değil orjinal parçaydı bunlar?
- Orjinali bu kadar gider zaten, yan sanayi o kadar da dayanmaz..
Bunları söyleyen orjinal parça satıcısı adam.
Ve hiçkimse garanti falan vermiyor sattığı parçaya !
Bir yandan o kadar hatırası var motorunu toplayayım bir bu kadar daha bineyim 300-400 binleri yaparım bu motorla diye geçiyor içimden, bir yandan da mantığım sat gitsin kim ne bok yerse yesin bırak başkası uğraşsın diyor. Bilmiyorum.. Yedek parça konusunda oluşan güvensizlik fena..
Ybr orjinal parçalarının (fabrikada, üretim bandında kullanılan parçanın kalitesinde ve ömründe parçadan bahsediyorum) bu arkadaşlar o orjinal parçaları değil, o parçaların sadece fiyat listesini getirmiş olabilirler Türkiyeye.
(Bir ara boş vakitte yurt dışında durum nedir, hangi parçası kaç paradır vs. diye bakmak lazım.)
---
Kasaba bisikletçilerinde bile parçası var. Bu harika birşey.
Ama sıra motor içindeki mekanik parçaya gelince işler değişiyor.. Bolluk içinde yokluk var çünkü bu defa adam gibi kalite ve eskisi kadar ömür arıyorsun ..
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız