Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Tarih: Sal Nis 06, 2010 8:52 pm Mesaj konusu: Motor tekleme, yığılma, stop etme arızası
27-28 Mart Eskişehir Sarıcakaya kampına giderken Mihalgazi Shell’den depoları doldurduk. Kamp alanına giderken bazı motorlarda sorun olmuş. Bende bir şey yoktu. Ankara’ya döndüğümüz akşam sorunlar başladı. Motor gaz yememeye, gaz verince ileri atılacağına yığılmaya arada teklemeye başladı. Bu olay artarak 31 Mart Çarşamba akşamına kadar sürdü. Tekleme nedeninin elektrik arızası olabileceğini düşünerek sistemi kontrol edip gerekli ölçümleri yaptım ama her şey normaldi. En son Çarşamba akşamı eve zar zor gelebildim ve bir daha da çalıştıramadım. Bu arada benzin filtresi, buji, buji kablosu kontrollerimi de yapmıştım. Hatta buji piposu denen buji başlığını değiştirmiştim aklım orada kalmasın diye.
Neyse… Cuma günü Ankara Efe Motor’dan arkadaşlar kamyonetle motoru aldılar. Bu arada periyodik bakım zamanı da gelmişti ve değişmesi gereken (amortisör keçeleri, gidon boyun rulmanları, yağ filtresi, yağ, fren balataları, hava filtresi, hidrolik vs) parça ve sıvıları kendim değiştirecektim. Arıza çıkınca hepsini halletsinler diye düşünüp hepsini Efe Motor’da yaptırdım. Bakım ile ilgili sorun çıkmadı. Motorun çalışmaması ile ilgili olarak enjektörün sökülüp temizlendiği ve tüm yakıt sisteminin temizlendiği, neredeyse kurum bağladığı söylendi. Muhtemelen bugüne kadar (9 yıl,47000km, bunu 21000km si bende iken 1,5 yılda) yakıt sistemi hiç temizlenmemiş ve temizleyici katkı da kullanılmamış. Kurum bağlayacak kadar (abartı yoksa) kirlendiğine göre en son aldığım benzin işin tuzu biberi olmuş ve motor çalışmayacak kadar yakıt sistemi iyice tıkamış.
Bugün motorumu alınca sorunların çözüldüğünü gördüm. Sadece hava filtresi değişmemiş o kadar. Bu arada 6 gündür motora binememiş oldum. İnsan özlüyormuş
Ön amortisör keçeleri (2 adet), gidon (boyun) rulmanları (2 adet), yağ filtresi, ön fren balatası, arka fren balatasını ben almıştım. Motor yağı ve hidrolik Efe motordan. Tüm parçalar ve işçilik toplam masraf 400TL
Özellikle gidon rulmanları değişince gidonda ciddi bir rahatlama olmuş. Daha önce gidon dönmüyormuş meğer. Yeni duruma alışmam zor olacak gibi. Çok hassas olmuş.
Kayıt: Nov 06, 2004 Mesajlar: 212 Nerden: İstanbul
Tarih: Çrş Nis 07, 2010 5:28 am Mesaj konusu:
Geçmiş olsun. Çok pahalıya çıkmamasına sevindim. Kazasız, Masrafsız, Keyifli sürüşler.
Eğer benzin konusunda problem olduğunu düşünüyorsanız shell e şikayette bulunabilirsiniz. Bu konuda shell baya iyi kontrol ediyor. Hatta bazı yerler için buranın benzininde prooblem var diye düşündüğüm her yer artık shell değil.
Kayıt: Nov 17, 2008 Mesajlar: 132 Nerden: istanbul-hadımköy
Tarih: Çrş Nis 07, 2010 5:54 am Mesaj konusu:
bence sorun en son aldığınız benzinden kaynaklanmış solventli benzin almış olabilirsiniz.her ihtimale karşı depoyu boşaltıp yeni benzin alın fakat herzaman aldığınız yerden değil başka yerden alın _________________ behiç yüksel.
94 1100 gs
Benzin ve benzinci konusu beni de hep düşündürmüştür. Şişli-Shell yüzünden bende servise gitmek zorunda kaldım. Pazarbaşı Honda kötü benzin yüzünden her ay 4-5 motorun onlara geldiğini söyledi, bana mümkün mertebe opetten benzin almam salık verildi. Başka hangi benzincilere güvenilebilinir bilmiyorum?
6 ay veya senede bir depoya temizleyici benzin katkısı eklemek faideli olacaktır. Karbüratörlüler için karbüratör temizleyici, enjektörlüler için enjektör temizleyici uygun seçim olur. Dolu depoya yarim şişe katkı, üstüste iki depo muamelesi benzer olayların oluşmaması için tavsiye edilir.
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Çrş Nis 07, 2010 8:40 am Mesaj konusu:
Sulu benzin almak asıl sıkıntı değil bence. Asıl sıkıntı sistemde biriken sorunlarda. İkinci olarak da , sulu benzin alınca sisteme müdahale imkanlarının çok kısıtlanmış olmasında. Bunlarla ilgili birşeyler yazayım.
Hangi istasyon konusunu pek bilmiyorum ama bu güne kadar en sık denetlendiğine denk geldiğim istasyon (kendi şirketlerinden gelen ve pompa çıkış litrelerini milimetrik ölçekli kalibrasyonu yapılmış hassas kaplarla kontrol eden elemanları kastediyorum) ve genelde en düzgün, bakımlı, temiz istasyon gurubu olduğunu varsaydığım için ben de Opeti tercih ediyorum. Bulamazsam Petrol Ofisi..
---
Türkiyede yakıtın genelde kirli ve sorunlu olduğu söylenir, başka bir konuya değineyim ; Mesutun motordaki ana sorun olan sistem içi pislik ve tıkanmalar sıkıntısı belli yaşın üzerindeki çoğumotorda var, yolda kalmadığımız için henüz farkında değiliz..
Depoda veya sistemin biryerlerinde su olması için illa da sulu benzin almaya veya yağmur suyunun depo kapak kenarlarından içeri girmesine gerek yok. HERKESİN DEPOSUNDA SU VAR !
Her benzinin içinde ama çok az ama az su olur. Belli orana kadar yakıtın içinde askıda kalır su. Yakıtın bir taşıma kapasitesi var, bu oranı geçerse damlalar dibe çökmeye başlıyor ama bundan öncesi askıda kalır ve çok çok az da olsa illa var.
Mükemmel, fantastik derece temiz yakıtı bile bulsak depo zamanla yine su yapar. Havanın içindeki su buharı selenin üzerinde nasıl yoğunlaşıyorsa , uygun durumlarda ve genelde yavaş olmak şartıyla depoda ve sistemin geri kalan her tafaında yoğunlaşır.
Şu veya bu şekilde yavaş yavaş artan su damlaları uygun buldukları noktalarda birikme eğilimi gösterirler. Buna örnek olacak bir uygun nokta yaratalım şu an. Bir yakıt filtresi yapalım zihnimizde. Çay bardağı kadar olsun, veya daha küçük silindirik bir kutu. Bunun bir yanının tam merkezine giriş hortumunu, diğer yanına da yine tam merkeze çıkış hortumunu bağlayalım.
Şimdi bu filtreyi bir açıyla yerine koyacağız. Ben derim ki yan dursun. Yani giriş ve çıkış hortumları yere paralel olsun. Ve şimdi bu filtremizin içine her 40 litrede bir tek damla olmak üzere sulu benzin verelim. Askıdaki su sistemden geçer ve yakılır ama fazlası, veya dibe çökme eğilimine giren kısım yakıttan ağır olduğu için biryerlere çöker ve enjektörlere ulaşamaz. Bizim yan duran filtremiz de bu pekçok çökme-birikme noktasından biri. Bir zaman sonra filtremiz yarı eksenine kadar sadece suyla dolacak ve ancak bundan sonra arada su damlaları da yakıtla karışıp yakılacak. (ama yakılamayacak çünkü bu epey bir zaman sonra olacak, açıklayacağım)
Peki yakılıyorsa sorun ne ki ?
O zamana kadar durduğu yeri paslandırması, oksit yapması, sürekli pislik üretmesi ve sistemin adamların dediği gibi leş gibi olması.
Enjektörler normal şartlarda az miktarlarda ve nadiren , ara ara gelen suyu da püskürtür, motor da benzinle beraber çatır çatır yakar ve kimseye de bişey olmaz (Dizel hariç. Dizel yakıt pompasının ve enjektörlerinin sonu olur. Bizimki gibi 3 bar ile değil, 200 bar basınçla çalışan başka bir sistem , çok başka bir pompa ve çok başka enjektörler sözkonusu. Zaten dizellerde bu su olayı çok büyük riskler taşıdığı için buna karşı harika sistemler geliştirilmiş, önlemler alınmıştır. Çoğu benzinli motorda suya karşı hiçbir teknik önlem yok, olanlarda ise dizellerdeki önlemlerle kıyaslayınca yine bi numara yok..)
Evet, bizim enjektörler azar azar gelen suyu yakar ama gelen su olmaz, Eğer su geliyorsa çok büyük olasılıkla gelen paslı, içinde pislikler olan sudur. Paslı suyu, pisliği yakamaz. Oksit kalabalığı karşısında biryerler tıkanmaya mahkumdur. ENJEKTÖR ÜZERİNDEKİ EN İNCE VE SON FİLTREYİ KORUMAKTIR TÜM AMAÇ !
Aslında tüm sistem boru ve elemanlarını plastik, lastik ve paslanmaz çelik malzemelerden üretmek gerek. İlk ikisi kullanılıyor ama metal kısımlarda kaplamalar tercih ediliyor, paslanmaz çelik kullanmıyorlar. Maliyeti yükseltir, tankı felan da yapmaya kalkarsan maliyet tam anlamıyla uçabilir..
---
Biz neler yapabiliriz ?
Birikme noktalarını biliyorsak arada açarak, sökerek, vida gevşeterek vs. orada biriken damlaları dışarı alabiliriz.Dibe çöken suyun çıktığı yerden pasın da aktığını, pislik tanelerinin de geldiğini göreceksiniz. O su hep orada. Aylarca, yıllarca orada bekliyor o bir kaşık su ..ve sürekli o pası üretiyor.
Benzini dibine kadar bitirmeyelim. Senede bir deponun dibini bir kaba alabiliriz ve kabın dibindeki su damlalarını dikkatli bakınca göreceğiz.
Örneğin, 11xx lerdeki birikme noktalarından biri depo içindeki filtredir ve ulaşması zordur. O filtreyi dışarı alabiliriz. El altında olursa senede bir onun da kelepçesini söküp biriken pisliği ve suyu temizleyebiliriz veya yenisi takıveririz.
İç boyası özelliğini kaybetmiş motor bu anlamda iflah olmaz, sürekli pas ve pislik üretir.
Çok eski motorlarda ilk çürüme ve delinme noktası da hep suyun biriktiği en alt seviye olur.
Temizlik malzemeleri ve yakıta karıştırılan zerzevatlar hakkında hiç bir bilgim yok. Bunlar içinde üçkağıt birsürü şey olabileceği gibi iş yapacak şeyler de olabilir.
Sökük vaziyette bekleyen depoları kupkuru bırakmayalım, içerideki boya hızla bozuluyor.
Vs. vs.
--
Velhasıl ,susuz benzin diye bişey yok. Aldığımız her benzinin içinde su var ve bu da doğal bir durum. Bu su yavaş yavaş birikiyor bazı noktalarda. O noktaları bilir arada oradan yakıt tahliye edersek biriken suyu boşaltmış oluruz. Depo indirdiğimizde hazır inmişken çalkalayıp ters çevirmek de iyidir.
Yavaş ve ağır bir paslanma , motorun kalitesi ve yaşına göre değişse de her zaman olacaktır. Sulu benzin, iklim vs. gibi şeyler , arada temizlik yapılması bu paslanmanın hızını tayin eder. Ama ne yaparsak yapalım önünde sonunda olacak.. Örneğin, deponun içindeki , bu anlamda hayati öneme sahip epoksi boyanın yıllar içinde dökülmesine hala çare bulunamadı.
---
Mesut, senin motorda son aldığın sulu benzin sadece tetiği çeken faktör. Oluşan pislik çok daha uzun bir süreç..
---
Sırf bu sebepler yüzünden Gs in depo içindeki filtresini dışarı alacağım ama onu değil , içi görünen şeffaf Bosch marka plastik filtre takacağım. En azından kirlenme ve su birikme durumunu gözle takip edebileceğimi düşünüyorum ve müdahale, bakım kolay olacak..
Benim motora adam şöyle bir filtre koymuş ve onu da deponun içine iyice saklamış. Filtre değiştirmek veya durum kontrolü resmen uzmanlık işi haline getirilmiş. Pak anlamıyorsan veya yanında takım taklavat yoksa servis çağırıyorsun :
Şu büyük motorlar için şasi tipi bir benzin filtresi ve sadece pisliği değil suyu da süzmek için tasarlanmış ve tüm sorunların yüzde 95ini bu tek başına çözer :
Hadi bunun ufağını tasarlayıp koymadın motora ama .. Hadi bunları çok gördün.. Japon Alman ayrımı olmadan, çoğu motorda, en kalite motorlarda bile zatan çok abuk subuk birsürü şey yapıyorlar. Millet sorun yaşasın diye midir , maliyet midir artık orasını bilmiyorum..
Denebilir ki, bu Avrupa ve Japon standartlarında yakıt kullanıyorlar vs. Ama hesapta dünyayı dolaşsın diye tasarlanıyor bu motorların çoğu ? Tüm dünyaya satılıyor.. Göz önünde, her an ulaşlılabilir bir yerde olması lazım. Şeffaf olması da ayrıca faydalı ve bunların maliyetle ilgisi yok, hatta daha kolay. Filtre değiştirmek de çok daha kolay, yolda kalınca söküp temizlemek, sökünce oradan boşa akıtıp biraz yakıt tahliye etmek de çok çok daha kolay ama yok işte..
Şeffaf tipler :
Tam şeffaf olan ve içi cam gibi görünen tipleri ve çeşitli ebatları var. Eğer filtre ve regülatör tümleşik sistemlerden biri değilse, yani ilk filtre olarak kullanılırsa işe yarar.. Bunlardan birini kullanmanızı tavsiye ederim. Filtrenin kirliliğini takip etmek mümkün olacak. Erken servis masrafı çıkmayacak, aslında bu konuda servis masrafı diye birşey kalmayacak. Sulu benzin alınca da dipte biriken su damlalarını kolaylıkla göreceksiniz..
Kayıt: Jun 23, 2005 Mesajlar: 2823 Nerden: İSTANBUL
Tarih: Çrş Nis 07, 2010 8:50 am Mesaj konusu:
Aynı yerden aynı haftasonu ben de benzim aldım. Hiç bir sorunla karşılaşmadım. Motorumda düzenli olarak enjektör temizleyici benzin katkılarından kullanıyorum. Belki bu sebeptendir. _________________ Motosiklet Teorisi ni ve Motosiklet Yol Sanatı nı okuyalım, okutalım...
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Çrş Nis 07, 2010 9:04 am Mesaj konusu:
mebatur demiş ki:
Su benzinle karışmaz. Daha ağır olduğundan dibe çöker. Yedek depo diye bilinen, aslında deponun dibindeki kısımda toplanır. Havadaki nem de zamanla motorun deposunda yerini alır. Depo çelikten yapıldıysa zamanla paslanmaya sebep olur. Yeni ve hiç benzin konmamış depoların içini epoksi kaplama yöntemi vardır ama pratik olmadığından genelde uygulanmaz. 2. el motor alanlar genellikle bu pası da beraber alırlar. Bunu önleyecek bir yöntem yoktur. Pas bir kere başladımı delinceye kadar devam eder. Deponun dibinde biriken bu suyun sakıncası depo bitip, iş yedek depoya kaldığı zaman ortaya çıkar. Su benzin gibi motorda yanma özellikleri taşımadığından, motor pat-pat-pat eder durur ve bir sonraki benzinciye epey uzak yerlerde durur ki zevki çıksın. Bu sebepten 4-5 depoda bir, benzin aldıktan sonra musluk yedek depoya çevrilir ve önce bu kısımdaki benzin kullanılır. Bu sayede depo dibinde motoru durduracak kadar su birikmesi engellenir. 5-6 depoda bir benzin katkısı veya yarım çay bardağı kadar alkol (içki değil, ispirto veya etil veya metil alkol) depoya katılır. Su alkolle birleşir, alkol benzinle birleşir, dolayısıyla su karambola getirilip yakılır. Benzin hattında su ve benzinde erimeyen yağlı atıklar da bu şekilde eritilmiş olur. Karbüratör memesi veya enjektör memeleri temizlenir. Depoda paslanma sonuçu küçük pas parçaları benzin hattı yoluyla karbüratör memesini veya enjektör memesini en olmadık yer ve zamanda tıkarlar. Bunlar sökülüp temizlenmeden motor tövbe çalışmaz. Benzin hattına bir filitre takarak ve de 10bin km.de bir değiştirerek bu risk de nisberten kontrol altında tutulur.
Etil veya metil alkol olayı çok önemli bir bilgi
mebatur demiş ki:
Bu sebepten 4-5 depoda bir, benzin aldıktan sonra musluk yedek depoya çevrilir ve önce bu kısımdaki benzin kullanılır. Bu sayede depo dibinde motoru durduracak kadar su birikmesi engellenir.
Muslukları falan kaldırıyorlar hocam.
Filtlerler açılamasın , bakılamasın diye anasının nikahına saklanıyor. Filtreyi tek bir eleman olarak kullanmayı da bırakıyorlar yavaş yavaş ; başka sistem elemanlarını filtrelerle tümleşik çalışır hale getiriyorlar ki modifiye de yapamayalım..
Yakında pompa+filtre+regülatör beraber , tek gövde üzerinde çıkartırlarsa ona bile şaşmam. Öteyandan hala demir ve kaplamasız yaylar, çelik misketler, harika oksit üreten alümiyum malzemeler falan kullanılmaya devam ediyor yakıt ortamında. Ben de en çok bunlara kızıyorum işte. Bu bizim sıkıntı dediğimiz şeylerin çoğu, buna sulu yakıt da dahil, aslında sıkıntı olmayabilir ama ..
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Prş Nis 08, 2010 4:27 pm Mesaj konusu:
bertan demiş ki:
Ejektör temizleyici benzin katkıları konusunda da tecrübeleri olanların bilgi ve tecrübelerini aktarmalarını rica ederim.
Bertan, hedefin enjektörleri TEMİZ TUTMAK ise, düzenli kullanımda bunda başarılı olabilirler belki, bilmiyorum. Ama hedef bugüne kadar temizlenmemiş kirli enjektörü temizlemek ise o katkılar hikaye. Genel olarak enjektörler ve enjektör temizliği ile ilgili bir yazı yazdım. Şurada :
Teşekkür ederim arkadaşlar. Umarım bu kadar masrafla geçmiş olur.
Bu arada bir düzeltme yapayım.
Gidon rulmanlarını yanlış göndermişler dolayısıyla fiyat da yanlış olmuş. Doğru fiyat benim aldığımın 3 katı imiş. Ancak müşteri memnuniyetini ön planda tuttuklarından olsa gerek fiyat farkını bana yansıtmadılar. Son gönderdikleri rulmanlar ise helikopterlerde kullanılan bir rulmanmış 10 yıl rulman değiştirmezsiniz dediler. _________________ Mesut KORKMAZ
BMW F650GS
05324625892
www.msttech.biz www.mesutkorkmaz.com
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Yardım
Arama
Kullanıcı Grupları
Profil
Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın
Giriş
:
