Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Fuardan önce bot alıcam diye bir soru sordum, sitede birçok kişi bu botu kullanmasına rağmen yanıtlamadı (tabii ki kimse illa cevap vermek zorunda değil) ama belki genel forumuna "oxtar terletir mi" yazsaydım cevap alırdım.... Nitekim kimseden cevap gelmeyince ben de biraz daha araştırma (yurtdışı) yapıp botumu (oxtar matrix) aldım. _________________ Murat İŞGÖREN XT660R
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Çrş Nis 19, 2006 7:02 am Mesaj konusu:
asifan demiş ki:
Sinan sen süpermişsin ... Her topiği search yardımıyla buluyorsun . Herhalde sen yeni üretimsin bize göre bu kadar gelişmiş olduğuna göre . İnan çok sıkıcı olmaya başladı ve forumu her okumak için açtığımda karşıma işte sen search a basmamışsın bassan bulurdun ben bastım buldumlardan birçok insan sıkılmaya başladı . Senin burada anlayamadığın yeni heyecanlı motor almış yada almak isteklisi arkadaşlar genelde bu şekilde girişler yaparak hem meraklarını gidermeye hemde bakın bende buradayım demeye çalışıyor , okursan eminim bunada bir kulp bulursun , mesela search etsem illaki sana benim yazdıklarım benzeri şeyler bulurum değilmi !!!
Süper mi?
Aynen öyle, sahiden süper !
Bu forum denen şey bi işe yarıyorsa ortamı Sinan gibi değerlendiren adamlar sayesinde işe yarıyor...
Sorduğum en alakasız sorulara da yine ya Sinan, yada onun gibi "süper" adamlar yanıt verdi (en sıkıcı sorulardan biri olan "resim ekleme" sorusuna da Sinan ve üç beş kişi daha yanıt vermişti)
Üretim tarihiyle ilgili değil, kendi kendini modifiye edip geliştirmekle ilgili.
uyarılardan sıkılmak la ilgili olarak :
Ben kendi adıma, hiç sıkılmadım, çünkü uyarılan olmamaya özen gösteriyorum ve hiç ikaz edilmedim , bu örnekte olduğu gibi makul ölçülerde ikaz edilsem de buna razıyım, çünkü önemli olan , bazı değerleri genele yayıp , bunları mümkün olduğunca hep birlikte yaşamak ve paylaşmaktır.
"Yeni motor almış heyecanlı arkadaşlar" konusuna gelince ;
Emin olunuz, kimsenin tenezzül edip yanıt vermeyeceği en absürt soruları bile Sinan gibi "yeni üretim, aşırı gelişmiş " arkadaşlar , severek , emek harcayarak yanıtlayacaktır...
Bir sürü arama yaptım, merak ettiklerimi öğrenmek adına yüzlerce sayfa ıvır zıvır okumak zorunda kaldım...
Sonuçta hangi konuya göz gezdirsem ...
Birkaç adam var, ortak özellikleri şunlar :
Söylenmişi değil, söylenmemişi söylüyorlar,
Kuru gürültü arasında "işte buldum ! " dediğim her bilginin altında bu adamların adı yazıyor ,
İşin ilginç yanı , merak edip aynı adamların bu güne kadar yazdıklarını
tarıyorum , bu adamların "boş konuştukları" tek bir yazı yok !
Her topik , gerçekten arama butonuyla bulunabiliyor, ve ben hangi konuya baksam Sinan ın ve onun gibi adamların bıkıp usanmadan verdikleri bilgilerden istifade ediyorum...
Motosikletler ile ilgili bir makale okumuştum bir yıl önce , motosikletlerle hiç ilgisi olmayan bi dergide yayınlanmıştı ve bu konuda bu güne dek okuduğum en iyi makale idi...
Geçen gün bi başlık açıp bu makaleyi paylaşayım sizlerle dedim, aradım buldum dergiyi, tüm hazırlıklarımı yaptım gönder butonuna basmadan önce, "yahu bide yazan adamın ismine bakayım, en başta bi teşekkür edeyim " dedim....
Kimin ismini gördüm dersin ?
Sinan Özgen....
Bu kadar şeyden sonra , bu adamlardan birinin "boş konuşmak" ile
suçlanması biraz haksızlık olmuyor mu ?
Bu iş aslında gönül işi , ve kimse kolay kolay bu kadar gönlünü koymuyor, koyamıyor, zaten koysa.... Sinan gibi "farklı üretim" olacak....
Kayıt: May 18, 2004 Mesajlar: 239 Nerden: Istanbul
Tarih: Çrş Nis 19, 2006 8:42 am Mesaj konusu:
Sinan, Ilker, Hido gibi arkadaslar bu forumlarda hicbir zaman bos konusmayan ve daima arti bir deger katmaya calisan arkadaslar. Yeni katilimcilardan tek istenen site kurallarina uymalari (Mesela search butonunu kullanmak gibi) ki bu kurallarin coguna da bir iki topic okundugunda ulasilabilir. Bircok arkadas ‘’merhaba ben yeniyim su tur bir bilgiye ihtiyacim var’’ diyerek hic arastirmadan topic aciyor. Zaten yine bircogu da sorusuna cevap aldiktan sonra bir daha forumlarda veya sitede gorulmuyor. Bir nevi danisma hattina dondu yani forumlar. Israrla uymayanlarinda buyuk bir cogunlugu yine Sinan gibi arkadaslar tarafindan nezaket cercevesinde uyariliyor. Soruya karsilik verilen eski linkin yaninda bunun search butonu ile bulunabileceginin belirtilmesi de yine egitme amaclidir. Hemen kirilip gucenmek yerine ogrenmeye calismak daha faydali olabilir _________________ Turgut Birdal
Search ile Sinanın gezilerini bulup, resminlerinden yüzünü görebilirsin
Ne garip değilmi ?
Aynı satırlar üzerinde ama başka başka yerlede geziniyoruz ,
Birbiriyle hiç ilgisi olmayan ,
Ve birbirini anlamamakta çok ısrarlı ....
Benim üzüldüğüm birşey , bir başkası için eğlenceli olabiliyor..
Ve eğlence insanı üzebiliyor...
Sağlık olsun, senin de canın sağ olsun...
Offfffff... Of
Bunda bu kadar alınacak ne var. Konuyla ilgili bir espri yapalım dedik konuları nerelere çekmişsin. Her lafı, espriyi bu kadar ince analiz edersek "off"lar dururuz.
Bu arada senin de canın sağolsun _________________ Engin
Bügün eve geldim ve merakla önce ikitekeri açtım. Önce kendimi de tanıtayım. 39 yaşında müzisyenim. 6 yıldır motora biniyorum, 52 bin km yaptım. Aerox ve DL650 sahibiyim. Elektronikten iyi anlarım. Bugüne kadar(3 yıldır) ikitekeri sadece takip ettim. Dediğiniz gibi her türlü konuyu arayarak internetten ya da ikitekerden okuyarak öğrenmeye çalıştım. Birçok ihtiyacımı da yılda bir kere iş için çiktığım Almanyadan alıyorum.Ama alarma gelince; İkitekerin search ünden tam faydalanamıyotum. Sakın benim bu başlığı yazmadan en az yarım saat buraya ve internete bakmadığımı düşünmeyin sakın.Sosyal biri değilim klavyeyle yazı yazmayı da hiç sevmem ve hazır cevap varsa bunu okumakla yetinirim. Evet saerch yazdım ve sinan beyin bana gönderdiği linteki yazı dahil okudum. Çok iyi bir yazıydı. Ama nedense tatmin olmadım. Burada yazanları zaten aşağı yukarı tahimin ediyorum. Dikkat ederseniz üç adet link vermiştim.Louise Poloya falan gittim ama adamlar doğru dürüst İngilizce konuşmuyorlar, anlaşamıyoruz neyin ne olduğunu tam anlayamadığım için oradan almadım.(Yazarken çekiniyorum bu arada.Birisi kalkıp imla kurallarına hiç dikkat etmiyorsun diyecek diye).Neyse, benim istediğim bu linklerdeki( ki evet arama yaptım bunları da kullanan resmini koyan ve yorum yapan olmuş) alarmlar hakkında daha fazla bilgi veren olur belki diyeydi.Belki istediğimi daha ayrıntılı yazabilirdim. Fakat insan buraya takılma-kendini tanıtma-boşboğazlık etme değil de gerçekten samimi olunca biraz yaralanıyor. Daha önce devamlı keçe değiştirdiğim,yağ kaçıran en500 ümün sağ amortisörüyle ilgili yazmıştım ki iki yıl önce , bir iki tanesi hariç alaylı ve küçümser cevaplar geldi(sevimli ve düzeyli esprileri hariç tutarım her zaman). Ben gereksiz başlıklara olan kızgınlığınızı anlıyorum ve katılıyorum.Ama bu başlığın tüm siteye baktığımda o kadar da kötülerden olmadığını bu kadar tepki çekmeyen bin sürü başlık olduğunu ve bu başlıklara daha anlayışlı cevaplar verildiğini görüyürum. Arkadaşlar,ben bu başlığı attım ve linkteki yazıları okudum ve hala bu üç alarmı almalı mıyım, alırsam hangisini almalıyım bilemiyorum.Ama burada sadece aynı tartışma yazıları var. Belki yazı yeterince açık.Ben kafamda çözemedim, anlayamadım. Bu kargaşalığı görünce ürktüm açıkçası, kendimi kötü hissediyorum ve sanırım bundan sonra da eskisi gibi sadece izleyici olacağım sitenizde.
Louise Poloya falan gittim ama adamlar doğru dürüst İngilizce konuşmuyorlar, anlaşamıyoruz neyin ne olduğunu tam anlayamadığım için oradan almadım. Neyse, benim istediğim bu linklerdeki alarmlar hakkında daha fazla bilgi veren olur belki diyeydi.
Louis'deki alarmlara baktım. 30 euro ile 100 euro arasında değişen fiyatlar, alarmların çeşitli özellikleri var.
Bir de sizin verdiklerinize tekrardan baktım. Uzerlerinde gorulen anahtarlar bende iyi bir izlenim birakmadi. Gerci "garantisi var" diyor ama bu tip elektronik urunler cok anlamsizca bozulup insani cileden cikartabiliyorlar.
Tahminim hem Louis hem Turkiye'de satılan malların Çin malı olduğu yönünde. Ancak Almanya'dakiler gerçekten daha kaliteli.
Eee peki nereye vardık? Benim önerim garantisi geçerli bir mal almanız yönünde. Mal bozulursa -ki bu elektronik aletlerde çok muhtemel-, gidip geri verebileceğiniz bir yer olmalı. Almanya'ya sürekli gidip geliyorsaniz Louis'dekiler benim hoşuma gitti açıkçası ancak dayanıklılık durumlarını bilemiyorum.
Kayıt: Feb 02, 2004 Mesajlar: 688 Nerden: Tuzla / İstanbuL
Tarih: Çrş Nis 19, 2006 4:38 pm Mesaj konusu:
Kaliteli alarm konusunda ben de ikilemde kaldım.
Zaten Denizli gibi bir yerde fazla seçeneğiniz de yok.
Çin motosikletlerinde kullanılan ucuz alarmlardan kullanmak istemiyorum.
DL'nin elektrik sistemini bu tip adi ürünleri takmak için elletmek istemiyorum. Takmışken adam gibi bir ürün takayım dedim.
Bizim burda oto alarm işine yoğunlaşmış bir firma var sanayide.
Genelde kalburüstü arabalara alarm, döşeme, aksesuar vs.. işleri yapıyorlar.
Geçenlerde gidip onlarla konuştum. Durumu anlattım. Zaten kendileri de bu konuda titiz olduklarını Taiwan malı ve garantili alarmlar kullandıklarını söylediler.
Fiyatları çin mallarına göre farklı tabi ama bişey oldumu gidip adamların başına ekşiyebilmek güzel bişey.
Bugünlerde fırsat bulup ta gidemedim ama taktırınca marka ve fiyat bilgisi veririm.
Bence siz de bu şekilde kalite çalışan oto alarmcılar ile görüşün.
Kendileri takıp garanti de veriyorlarsa alın. Bir sorun çıktımı karşınızda bir muhatap olur hiç olmazsa. _________________ Ahmet NesiL "78
Kayıt: Aug 13, 2003 Mesajlar: 2531 Nerden: Bruksel
Tarih: Çrş Nis 19, 2006 4:41 pm Mesaj konusu:
Alternatif olmasi acisindan, Hein Gericke'deki alarmlara bakilabilir. Onlarin urunleri Louis'de satilanlardan daha kaliteli. Louis'de iyi urunlerden fazla "kullan-at" mantikli urunler var. 30 Euro'luk alarmin aku oldurenden oteye gitmeyecegini zannediyorum. Eger Almanya'ya gelip gitme imkaniniz varsa, herhangi bir Hein Gericke magazasinda kataloglarini karistirabilirsiniz. Nerelerde HG oldugu web sitelerinde yaziyor. _________________ Entia non sunt multiplicanda praetar necessitatem¹...
Ilker Eryilmaz
2004 Suzuki SV650 S
Belcika/Bruksel
Alarm ve sensör toplam $129. Türkiye'ye posta masrafı 40$ alıyorlar. Ben bir arkadaşa getirttim. Fiyatı biraz tuzlu ama özellikler oldukça iyi.
1-Tilt sensör: Motor sallandığı zaman alarm çalmaya başlıyor. 5 kademeli hassasiyet ayarı var. Uzaktan kumanda ile ayarlanabiliyor. En hassas konumda durumda motor birazcık sallanınca ötmeye başlıyor. 3. kademede motoru yan ayaktan alıp dikleştirdiğiniz anda ötmeye başlıyor.
2-Perimeter sensör: Çevre sensörü diyeceğim buna. Elektromanyetik bir cihaz! çevredeki "kütle değişimlerine" duyarlı. Üzerindeki vida ile hassasiyet ayarlanıyor. Standard konumda motora 50cm yaklasınca bik bik öterek uyarıyor. Eğer 3 kere daha bu olay tekrarlanırsa alarm ötüyör.
3-Alarm kurulurken siren bik bik öterek ve sinyal lambaları yanarak uyarıyor. Başka bir butonu kullanarak sessizce kurmak da mümkün. Ayrıca sadece tilt sensörü aktif olacak şekilde alarm kurulabilir (Alış veriş merkezi gibi yerlerde çevre sensörü çok gürültü çıkartabilir)
4-Alarm uzun süre kurulu kalırsa 10 gün sonra çevre sensörünü, 21 gün sonra alarm üzerindeki alıcı akünün boşalmasını engellemek için (uzaktan kumandayla konuşan şey) iptal ediliyor. Alarm hala kurulu. Alarmı çözmek için motoru sallayıp alarm vermesini sağlıyorsunuz, böylece alıcı tekrar aktif hale geçiyor ve uzaktan kumandayla alarmı susturuyorsunuz.
5- Alarm kuruluyken 6mA akım çekiyor, çevre sensörü kapatılınca 4mA. . FZ6'nın 10AH'lik aküsü yaklaşık 11 hafta dayanır 6mA akıma. Hadi immobilizer ıvır zıvırda bi bu kadar çeksin desek kalır 5 hafta. Zaten ayda bir motor çalıştırmak farzdır. O vakit akümüz bitmez diyebiliriz. (imşallah)
Aşağıdaki resimde alarmın bütün parçaları bir A4 kağıt üzerinde görülebilir. Yanına bir Digiturk zaktan kumandası koydum ki gerçek boyutlar daha iyi anlaşılabilsin.
Alarmın toplam 5 bağlantısı var
* Akü (+) ucu
* Motorun herhangi bir yerinden alınabilecek toprak bağlantısı
* sağ ve sol sinyaller için 2 adet sinyal bağlantısı
* Park lambası veya kontak çevrildiğinde +12V olan herhangi bir yere olan bağlantı
Akü bağlantısını yapmak için FZ6'nın plastik aksamını ve deposunu söküp akü'ye ulaşmak gerekiyor.
Servislerin "panzolot" dediği bu plastik zımbırtıyı sökmek için 3 adet alyen viday sökmeniz gerek. 2 tanesi motorun yanında, 1 tanesi göstergelerin arkasında.
Ayrıca aynanın Şasiye bağlandığı yerde, aynanın vidalandığı yeri gizleyen plastiğin altında da bir yıldız vida var.
Depoyu sökmek için önce selenin depoyla birleştiği yerdeki somunu gevşetmek gerek.
Daha sonra deponun diğer ucundaki iki adet alyen somunu sökmelisiniz.
Depoyu alyen somunları söktüğünüz yerden tutup geri yukarı doğru çekerseniz aküyü göreceksiniz.
Depou iyice kaldırıp altına bir adet Schweppes tonik şişesi koyarak depnun sürekli havada kalmasını sağlayınız. Depoyu çok kaldırmamaya özen gösteriniz aksi taktirde benzin hortumları yerinden çıkabilir başınız ağrıyabilir.
Akü bağlantısını yapmak üzere önce akünüm (-) ucunu sonra (+) ucunu sökünüz. Önce (+) ucu sökerseniz tornavidanın ucu hem akünün (+) ucuna hemde motorun metal kısmına temas ederse akünün uçları kısa devre olur başımız ağrıyabilir.
Alarmın aküye bağlanacak ucu halka şeklinde sonlandılımıştı. O halkayı (+) uca vidalayarak akü bağlantısı yapıldı.
Alarmın sağ ve sol sinyal bağlantıları için motorun üzerinde açıkta duran bir konnektörden faydalandım. Sanırım Yamaha alarmının bağlanması için oraya konmuş. 4 girişli dişi bir konnektör. Avometre/Multimetre ile ölçtüm iki uç sağ ve sol sinyallerin artı ucuna bağlanmış. REsimde biraz bulanık çıkmış, könnektör tırnağı size doğru bakarken solda kalan iki adet uç. Alarmla beraber gelen "tap-in" denen şeyleri bu iki kabloya bağlıyoruz.
Resimde konnektör sağa yatık durduğunda üstteki iki uç.
Toprak bağlantısı ve park lambalarından alacağımız bağlantı için tapin konnektörleri stop ve park lambasına giden siyah (toprak) ve mavi (kontak açıldığında 12V) kablodan yine tap-in konnektörle yapıyoruz.
Alarmla birlikte gelen kablolardan gri olanları sinyallere, siyahı toprağa ve turuncuyu kontakla beraber 12V olan kabloya bağlıyoruz. Alarmın görünüşü şöyle oluyor.
Yaklaşık 2 saatimi aldı montaj. Akü bağlantısı için gelen kablo yeterince uzun olmadığından ek yapmam gerekti. En çok kabloları nerden geçireceğim için düşünerek vakit kaybettim. Bir de hassasiyet ayarı vs onlarla uğraştım 15-20 dakika.
Şu an seleye elimi yaklaştırısam veya topcase ile oyayıp motorun sallanmasına sebep olursam alarm ötüyor. Faydalı bir eser olarak gördüm. Ama hırsıza kilit dayanmaz demişler. _________________ 05' FZ6 Fazer
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Pzr May 14, 2006 8:48 am Mesaj konusu:
Sağolasın Memet , güzel anlatmışsın.
Uzun süre bir alarm alıp takmayı düşündüm , ancak son cümlende söylediğin gibi "Hırsıza kilit dayanmaz" diye düşünüp en sonunda vazgeçtim.
Alarma rağmen çalınan kaç motor vardır ? Yada çarçabuk susturulması mümkün müdür ?
Bilmiyorum ama "çalınma olasılığı" nı ciddi biçimde azaltır sanırım, en azından kurcalanmasını kesinlikle önleyecektir.
Bir de, motosiklet alarmlarının , otomobil alarmlarına göre daha uyduruk sistemler olabileceğini tahmin ediyordum..
Bu sahiden iyi bi alarm sistemine benziyor , paylaştığın için teşekkürler.
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız