Arama     Konular    
  Üye Ol antalya escort Ana Sayfa  ·  Konular  ·  Dosyalar  ·  Hesabınız  ·  Haber Gönder  ·  Top 10  ·  T.C Karayollari Haritasi  
Ana Menü
· Ana Sayfa
· 2. El Ilanlar
· Anketler
· Ansiklopedi
· Arkadaşına Tavsiye Et
· Arşiv
· Bize Ulaşın
· Dosyalar
· Faydalı İçerik
· Forumlar
· GizlilikPolitikasi
· Haber Gönder
· Hakkimizda
· Harita
· Konu Başlıkları
· Oyun Alanı
· Top 10
· Videolar
· Web Links
· Üye Günlüğü
· Üye Listesi
· İzlenimler
· Özel Mesajlar

Kimler Sitede
Şu an sitede, 451 ziyaretçi ve 0 üye bulunuyor.

Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.

Giris
Nickname

Şifre

Guvenlik Kodu: Guvenlik Kodu
Guvenlik Kodunu Yeniden Yaziniz

Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.

Dost Siteler
www.webevi.com www.lamaorda.com www.saglikbilgisi.com www.bilgisayarbulteni.com www.thelostdownload.com www.ucretbordrosu.com


Ikiteker Motosiklet Fan Klubu - Motosiklet ve motosikletli yasam kulturu: Forums

Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi :: Başlık Görüntüleniyor - BALKAN TURU-2011
 YardımYardım   AramaArama   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

BALKAN TURU-2011
Sayfa 1, 2, 3 ... 14, 15, 16  Sonraki
 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> Geziler/Toplantilar
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
dominator
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 23, 2003
Mesajlar: 1288
Nerden: Çanakkale-Çan

MesajTarih: Pts Eyl 05, 2011 3:57 pm    Mesaj konusu: BALKAN TURU-2011 Alıntıyla Cevap Ver

Tevfik'in Anısına;

Arkadaşlar Merhaba,

28 Haziran 2011'de başlayıp, 12 günde tamamladığımız Balkan turunu sizlerle paylaşmak istedim. Gezimizde yaklaşık 4.000 km yol yaptık. Gün gün yapılan km değerleri ve konaklama yaptığımız noktalar aşağıdadır;





Turumuzda 6 ülke sınırlarından geçtik;




Turun kararı aslında bir yıl önceki Kızıldeniz turunda alınmıştı ( Turun raporu için http://www.ikiteker.org/modules.php?name=Forums&file=viewtopic&t=15257 ) Mart 2011’den itibaren de turu planlamaya çalışıyorduk. En zor nokta, 3 kişinin de izinlerini ve iş planlarını kesiştirebilmesiydi. Alternatif tarihler belirlendi. Bu tarihlerde Hasan Abi ile ikimiz mutabık kaldık ama Levent maalesef izin işini ayarlayamıyordu icon_sad.gif . Bu işten hoşnut olmasak ta, tur planını Hasan Abi yapmaya başladık. Sonraki günlerde İstanbul’dan tura katılmak isteyen Tuncay arkadaşımız ekibe dahil oldu. Ekip yine 3 kişi olmuştu.

Aramızda yeşil pasaportlu olmadığı için çıkış ülkesi olarak Bulgaristan’ı seçtik. Transit vize alarak geçişimizi kolayca halledecektik. Ayrıca babamın 5 yaşındayken geldiği ata topraklarını görme şansına sahip olacaktım. Hiç görmediğim akrabalarımı bulma şansım vardı.

Normalde 1 haftada çıkması gereken vize için, pasaportlarımızı gezi için planladığımız tarihten 20 gün önce ilgili firmaya gönderdik. Bu arada Levent’ten de sürpriz haber geldi. İznini ayarlamıştı. Tura beraber çıkacaktık. icon_biggrin.gif Fakat tur tarihi yaklaştıkça, vize için verilen kesin tarihler, hep 2-3 gün ötelendi. Gezinin en büyük problemini, basit dediğimiz vizede yaşadık.

Planımıza göre 24 Haziran Cuma, yola çıkış günümüzdü. Her gün vize için firmayla görüşüyoruz, her defasında da “Merak etmeyin, Cuma gününe kadar vizeler kesin elinizde olacak” diyorlardı. 23 Haziran Perşembe akşamı motorlarımızı yükledik. Ertesi gün pasaportlarımız hazırlanıp, sabahtan otobüse verilecek, biz de öğleden sonra yola çıkacaktık. Levent ise Denizli’den yola çıkacaktı. Kendisinde yeşil pasaport olduğu için Yunanistan’dan girmeye karar verdi. Makedonya’da buluşacaktık. 24 Haziran sabahı Levent Kuşadası’ndan feribotla Yunanistan’a geçti. Bizde sabırsızlıkla vize firmasından gelecek telefonu bekliyorduk. Fakat sonuç yine hüsran oldu icon_sad.gif . Bulgaristan’ın uygulamaya aldığı yeni çalışma sebebiyle vizeler gecikiyordu. Bizim gibi bekleyen yüzlerce insan olduğunu öğrensek te sonuçta bizim iznimiz eriyordu… icon_evil.gif Cumartesi, Pazar ve Pazartesi stres tavanda geçti. Levent Makedonya’ya çoktan ulaşmıştı. Sonunda Salı günü müjdeli haber geldi. Vizeler tamamdı. Pasaportlarımız öğleden sonra elimize ulaşacaktı.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
dominator
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 23, 2003
Mesajlar: 1288
Nerden: Çanakkale-Çan

MesajTarih: Pts Eyl 05, 2011 3:58 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

1.GÜN ( 28 Haziran 2011 Salı )

Son hazırlıklarımı yapıp eşimle vedalaştım;



Bugün yapılan yol toplam 276 km;



Çan-Biga arasında çok sevdiğim yoldan Biga’ya ulaşıyorum. Hasan Abi Biga terminalinde Bursa’da gelecek otobüsü, tabi ki pasaportlarımızı bekliyor. İki yoldaş buluşuyoruz;



Ve geziyi anısına adadığım Tevfik kardeşimiz de bizi yolcu etmek için orada. Bir önceki yıl Kızıldeniz’e giderken bizi yolcu etmek için üşenmemiş, sabah 05:00’te kalkıp bizi yolcu etmişti. Yine yanımızdaydı. Ve kendi sözleriyle “Bir önceki yılın fotoğrafını tekrar çekelim” demişti. Ve Tevfik’le son fotoğrafımız;




Beklenen otobüs geliyor. İstanbul’da bizden haber bekleyen Tuncay arkadaşımıza da bilgi veriyoruz. Kendisiyle akşam Edirne’de buluşacağız. Biz yola çıkamadan çok şiddetli bir yağmur başlıyor. Terminalde 10 dakika kadar mahsur kalıyoruz. Bu arada müjdeli haberi Balkanlarda bizi 5 gündür bekleyen Levent’e bildirmek istiyoruz. Bir önceki akşam izin süresinin kısaldığını, bizden ümidi kestiğini ve belki bugün için Türkiye’ye dönebileceğini söylemişti. Biraz korkarak telefon açıyoruz. Maalesef Levent’ten kötü haberi alıyoruz icon_sad.gif . Pasaportların elimize geçtiği dakikalarda o Türkiye’ye giriş yapmış. Tekrar 3 kişi kaldık. icon_confused.gif

Yağmur durunca Tevfik’le vedalaşıp yola çıkıyoruz. Daha 5 km bile gidemeden Balkanlardan gelen icon_wink.gif yağmur yüzünden ufak bir mola daha veriyoruz;



Terslikler devam ediyor… İnşallah sonu güzel olur diyoruz. 10 Dakika sonra yine yoldayız. Gelibolu’ya geçmek için önce Çardak feribotlarında şansımızı deneyelim diyoruz. Ve işte şansımızın ilk defa bize güldüğü yer burası oldu. Biz feribota bindik. Daha kaskları bile çıkarmadan feribot hareket etti.



Trakya’da bulutlar dağılıyor. Artık yağmur yok. Benzin aldığımız bir istasyonda motorlarımızın üzerindeki yağmur kirlerini yıkıyoruz. Ne de olsa ülke dışına çıkacaklar. Temiz olmaları lazım icon_cool.gif ;




Uzunköprü’de foto ve telefon görüşmeleri için ufak bir mola veriyoruz;

Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
dominator
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 23, 2003
Mesajlar: 1288
Nerden: Çanakkale-Çan

MesajTarih: Pts Eyl 05, 2011 3:59 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Edirne’de buluşacağımız hem şehrim Beytullah Hocam, bizi bekliyor. Kendisine kısa bir yolumuz kaldığını söylüyoruz. İstanbul’dan yola çıkan Tuncay’ın nerede olduğunu sormak için onu arıyorum. Zaten o da birkaç kez beni aramış, cevapsız aramaları görüyorum. Fakat tam bir şok haber alıyorum. Yoldan İstanbul’a geri dönmüş. icon_eek.gif icon_sad.gif İşleri ile ilgili acil bir durum çıkmış. Kaldık yine 2 kişi… icon_confused.gif

Hava karardığında Edirne’ye ulaşıyoruz. Beytullah hocam bizi karşılıyor. İlk iş olarak kendime yağmurluk bulmaya çalışıyorum. Neden mi; yağmurluğumu Tuncay İstanbul’dan alıp getirecekti. Tabi o saatte yağmurluk bulamıyoruz. icon_sad.gif

Yönümüzü Öğretmenevine çeviriyoruz. İlginçtir ama turun en pahalı konaklamasını burada yapıyoruz; kişi başı 37 TL. Devamında Beytullah Hocam bizi ciğer yemeğe götürüyor. İşte Edirne’nin meşhur ciğeri;







Bu ziyafet ve misafirperverliğin için çok teşekkürler Beytullah hocam;




Yemek yerken Tevfik’ten bir telefon alıyoruz. Geçen yıl gittiği Bosna Hersek gezisinde tanıştığı bir arkadaşına ve babasına, Saraybosna’ya selam götürmemizi istiyor. Bakırcılar Çarşısında bahsettiği kişiyi bulabilmek ümidiyle isimleri not alıyoruz.

Yemek yediğimiz yer Selimiye Cami’ine çok yakın. Yemek üstü camiye doğru ilerliyoruz.



Miraç gecesi olduğu için cami çok kalabalıktı. Mevlüt programı bitince içeriye girme şansı bulabildik;









Cami gerçekten büyüleyici. Mimar Sinan’ın muhteşem eseri;







Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
dominator
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 23, 2003
Mesajlar: 1288
Nerden: Çanakkale-Çan

MesajTarih: Pts Eyl 05, 2011 4:00 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Beytullah Hocamın rehberliğinde kısa da olsa bir Edirne turu yapıyoruz. Selimiye Camiinden aşağıya doğru ilerlerken ilk olarak Eski Cami’yi görüyoruz. Bu cami, Edirne’de, Osmanlı’lardan günümüze ulaşan en eski anıtsal yapıymış ;



Diğer tarafta ise 3 şerefeli cami var. Cami’nin dört minaresi mevcut ve dördü de birbirinden farklı özellikler sahip. En meşhuru ve camiye adını veren ise 3 şerefeli olan;







Caminin hemen karşısında ise Mimar Sinan’ın eseri olan Sokullu Hamamı;



Daha sonra Edirne’nin günümüzdeki yüzünü görüyoruz;



Gece yaptığımız bu kısa tur ile Edirne’nin tadı damağımızda kalıyor. En kısa zamanda en az 2 günlük bir gezi için Edirne’ye gelinecek. Beytullah Hocam’a teşekkür edip otelimize dönüyoruz.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
dominator
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 23, 2003
Mesajlar: 1288
Nerden: Çanakkale-Çan

MesajTarih: Pts Eyl 05, 2011 4:01 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

2.GÜN ( 29 Haziran 2011 Çarşamba )

Bugünkü hedefimiz Bulgaristan’ı transit geçip Üsküp’e ulaşmak. Gün içerisinde yaptığımız yol toplam 531 km;



Sabah erkenden kalkıp Kapıkule’ye doğru yol alıyoruz. Kısa bir süre sonra sınır kapısına ulaşıyoruz. Turun gerçek anlamda başlamasına dakikalar kaldı. Motosikletlerimizi park edip Green Card ( sigorta ) işlemleri için Touring binasını arıyoruz. ( Ek bilgi; Free Shop’ların olduğu yerde ).



Hasan Abi işini 5 dakikada hallediyor. Sıra bana geldiğinde ise yeni bir aksilik ile karşılaşıyorum; motosikletim kayıtlarda “İş Makinası” olarak gözüküyor. icon_sad.gif icon_question.gif Nasıl yani derken görevli 2-3 kez daha giriş yapmaya çalışıyor ama sonuç hep aynı. Sigortacımı arayıp, Tramer kayıtlarının düzeltilmesi gerektiğini söylememi istiyor. Sigortacım ile yoğun bir telefon trafiği başlıyor. Kayıtlar onlarda normal gözüküyor ama touring ekranlarında sonuç düzelmiyor. Çıldırmak üzereyim. Yaklaşık 1 saat burada uğraştıktan sonra touring görevlisi, sigorta işini gümrükte bulunan diğer firmadan denememi istiyor. Tarifi üzerine 300-400 metre geri dönüp bahsedilen yeri buluyorum. Çok şükür bu firmanın kayıtlarına göre plakam motosiklet olarak görünüyor. Tabi bu işlemler bize yaklaşık 2 saat zaman kaybına sebep oluyor. Sizlere tavsiyem, Green Card işlemini sınıra gelmeden bir sigortacıda halletmeniz. Bunun yaşanan son aksilik olmasını dileyerek evraklarımızı tamamlayıp çıkış kapısına geliyoruz. İnşallah artık tur başlayacak;



Evet, pasaportlarımıza çıkış mühürleri vuruluyor ve artık Bulgaristan kapısına doğru ilerliyoruz. Bulgarlar hoş geldin şakası yapar gibi steril havuzdan geçerken fotoselli fıskiyeler çalıştırıp bizleri ilaçlıyor. Allah’tan kasklarımız var… icon_eek.gif İlaçlı su gözlerimize de gelebilirdi. Bulgaristan kapısından da kolayca geçiş yapıyoruz. Sanki günlerdir vize için bizleri uğraştıranlar onlar değilmiş gibi. Bu arada Bulgar sınır kapısında birçok dilde yazan bir uyarı dikkatimi çekti. Uyarıda; Bulgaristan polislerinin sadece beyaz Opel Astra kullandıklarına, bunların dışındaki araçlara riayet edilmemesi gibi bir yazı vardı. Önceki yıllarda basında, polis kılığına girmiş bazı kişilerin Bulgaristan’dan geçen kişileri soyduğunu okumuştum. Sanırım bu konu yüzünden yapılan bir uyarı.

Artık Bulgaristan topraklarındayız. Bulgaristan otobanları için gerekli olan Vinetka kartının motosikletler için gerekli olup olmadığını soruyoruz. Motosikletler için gerekli değilmiş. Sınırı geçer geçmez hemen ucuz benzinle depolarımızı dolduruyoruz. Burada benzin ( yerine göre fiyatlar değişiyor ) 2,36 levha. 1 Euro = 1,92 / 1,96 Levha



Yolumuz uzun minimum mola ile yola devam etmeye karar veriyoruz. Otoban görünümlü yol kısa bir süre sonra bitiyor. Plovdiv’e kadar sanki köy yollarında gidiyor hissine kapılıyorum. Takip ettiğimiz tabela Sofya. Yani bir problem yok ama yoldaki gurbetçi arabaların yoğunluğunu görmesem kesinlikle yanlış yolda olduğumuzu düşüneceğim. Şehir içlerinde polisler çok sık radar kontrolü yapıyorlar. Ama tüm Balkanlarda olduğu gibi burada da diğer sürücüler çok yardım sever . icon_biggrin.gif Radarlara yaklaştığımızı bize yapılan selektörler ile anlıyoruz… Plovdiv’e yakın bir yerde gerçek anlamda otobana ulaşıyoruz. Yol boyunca her yer günebakan tarlaları;




Sofya’ya yaklaşık 50 km mesafede Makedonya sınırı için Ihtiman sapağından otobandan ayrılmamız gerekiyor. Aman dikkat, bazı tabelalarda Latin harfler yok. Kıril alfabesine göre tabelalarda bu yeri tarıyorum ve sapağı görüyoruz. 15-20 km sonra muhteşem bir doğanın içindeyiz;





Hava serinliyor. İçimize bir şeyler giyiyoruz;



Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
dominator
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 23, 2003
Mesajlar: 1288
Nerden: Çanakkale-Çan

MesajTarih: Pts Eyl 05, 2011 4:02 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Dupnitsa’ya girerken, daha önce birkaç kez ufak ufak bizi ıslatan yağmur tekrar çiselemeye başlıyor. 2 Dakika içinde iş değişiyor ve bardaktan boşanırcasına yağmaya başlıyor. Hemen bir benzin istasyonuna kendimizi atıyoruz.





Bu defaki yağmur kısa sürede duracağa benzemiyor. Hasan Abi yağmurluğunu çıkarıyor. Ama bende yağmurluk yok, Tuncay’ın kulaklarını çınlatıyorum… icon_evil.gif Biraz daha beklemeye karar veriyoruz. Gözümüz gideceğimiz Kyustendil taraflarında. Sanki oralar açık gibi. Bu arada yanımızdan geçen biri konuşmalarımızı duyunca selam verip muhabbete başlıyor. Kendisi burada yaşayan bir Türk’müş. Epey sohbet ediyoruz. Bize yardımcı olmaya çalışıyor. İstersek bizi misafir edebileceğini de söylüyor. Kendisine teşekkür edip hava kararana kadar Üsküp’e ulaşmamız gerektiğini söylüyoruz. Bize telefon ve adresini verip yolu buradan geçen tüm arkadaşlarımıza seve seve yardımcı olabileceğini söyledi ama ben şu anda bu bilgileri bulamıyorum. Bu yakın ilgisinden dolayı kendisine çok teşekkür ediyoruz;



Az sonra yağmur şiddetini azaltıyor. Yola çıkma zamanı. Çok vakit kaybettik. Şansımızı deneyerek tekrar yoldayız. 10 dakika sonra yağmur tamamen duruyor. icon_smile.gif Bulgaristan’dan çıkmadan son noktamız Kyustendil;





Kısa bir süre sonra Makedonya sınırına ulaşıyoruz. Önümüzde bir otobüs var. Bulgar gümrükçü tüm yolcuların çantalarına tek tek bakıyor. Sıra Hasan Abi’ye geliyor. Adam büyük bir heves ve iştahla motoru aramaya başlıyor. O kadar ki seleyi bile çıkartıp altına bakıyor. Eğer aynı şeyi bana yaparsa yandım. 2 Sosis çantayı indirip bindirmek ölüm. Ben biraz ukala ve kendimden emin tavırlarla adamı bekliyorum. Zaten boş olan arka çantayı açıp gösteriyorum. Adam motorda bağlı duran sosis çantalar yöneliyor. Bakıyor benim çantaları sökme gibi bir niyetim yok, eliyle sağını solunu yokluyor. Sert bir bölümü gösterip ne olduğunu soruyor. Ayakkabı olduğunu söyleyince o da uğraşmak istemiyor ve “Geç” diyor. icon_wink.gif

Makedonlar çok daha misafirperver. Direkt pasaportlarımıza giriş mührünü vuruyorlar. İşte Makedonya’dayız. Uzunca bir inişten sonra ilk yerleşim yerine ulaşıyoruz;





Devamındaki ufak yerleşim yerlerinin birinden geçerken uzakta gördüğüm polis aracından bir polis yolun ortasına gelip elindeki “STOP” tabelasını bana gösterip durmamı istiyor. “Hay Allah radara mı girdim acaba” derken tüm masumiyetimle selam veriyorum. Polisin hız limitini aştığımı söylediğini anlamama rağmen anlamazlıktan gelip Hasan Abi’den tercüme istiyorum. Sonrasında yine tüm masumiyet ve şirinlikle çok çok özür dileyip, aslında dikkat ettiğimi, nasıl oldu anlamadım ayaklarına yatıp, bundan sonra daha dikkatli olacağımı söylüyorum. Polis 2-3 saniye düşünüp “Okey” diyor ve yola devam etmeme izin veriyor… icon_biggrin.gif Aslında araçlar radar için bizi uyarmış ama güneş yüzünden ben fark edememişim. Bundan sonra gözlerim daha da açık… icon_wink.gif

Ufak bir telefon molası; Hasan Abi evle görüşüp son dakika bilgilerini veriyor;



Yolda bir benzin molası daha veriyoruz. Burada para birimi Dinar. 1 Euro = 60 Dinar. Benzin alırken yine bize Türkçe “Hoşgeldiniz” diyenler oluyor. Balkanlar süper, Türkçe konuşan ne kadar çok insan var. Bu arkadaşlar Makedon’muş. Türkçe’yi çok iyi konuşuyorlar. Ticaret için sık sık İstanbul’a geliyorlarmış;

Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
dominator
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 23, 2003
Mesajlar: 1288
Nerden: Çanakkale-Çan

MesajTarih: Pts Eyl 05, 2011 4:03 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Tekrar yoldayız. Üsküp’e hava kararmadan ulaşıyoruz. “Old Town” tabelalarını takip ederek eski şehrin olduğu yere ulaşmaya çalışıyoruz. Meşhur Taş Köprü’nün yanından geçiyoruz. Evet eski şehir bu bölgede. Uygun bir yerde durup otel soruyoruz. Tam bu sırada Makedon bir ikitekerci karşımıza çıkıyor. Kendisinden otel bulma konusunda yardım talep ediyoruz. Telefonla birkaç görüşme yapıyor ama bulduğu oteller bizim gezi bütçemizde konaklama için düşündüğümüz limitlerin üzerinde. Bize ufak bir tur attırıp eski çarşının olduğu yere götürüyor. Buralarda sorarak otel bulabileceğimizi söylüyor. Bize gösterdiği ilgi ve yardımlarından dolayı kendisine çok teşekkür edip, yanımızda getirdiğimiz Türk Bayrağı çıkartmalarından kendisine hediye diyoruz;





Ben park etiğimiz yerde motosikletleri beklerken, Hasan Abi çarşının olduğu bölüme girip otel aramaya başlıyor. Çarşıda birçok Türk firmasının tabelasını görüyorum. 15 Dakika sonra Hasan Abi yanında Türkçe konuşan bir arkadaşla geliyor. Kişi başı 15 Euro’ya, eski şehrin göbeğinde güzel bir yer bulmuş. Hemen otele gidip yerleşiyoruz. Otelin adı Santos. Motosikletlerimizi kapısı kilitli olan arka bahçeye koyuyoruz. Resepsiyondaki sempatik arkadaş, çat pat Türkçe konuşuyor. Patronunun Türkçesi ise süper. Güzel bir duştan sonra Üsküp’ü görmek için dışarıdayız. Türk çarşısı olarak ta bilinen eski çarşıda önce yemek yiyelim diyoruz. Lokantaların olduğu geniş bir meydana geliyoruz.




Yemekler bize tanıdık geliyor. İnegöl köfteye benzer meşhur köfteleri , güveçte kuru fasulye, mücver ve birçok çeşit var.



Meydanın en meşhur lokantası olduğunu iddia eden kişinin lokantasına oturuyoruz. Üç kuşaktır burayı çalıştırıyorlarmış. Türkçe'si süper. Lokantasına ülkemizden birçok devlet adamı ( başbakanlar, cumhurbaşkanları) gelmiş. Onlar kadar önemli şahsiyetler olmasak ta ilgi itibar süperdi doğrusu icon_lol.gif

Tavsiyeleri üzerine güveçte kurufasulye üzerine 1 porsiyon köfte söylüyoruz. Baştan iki lezzeti aynı anda düşünemesem de sonuç çok güzeldi. Ayrıca “Schopska” dedikleri özel peynirli salataları da çok güzeldi. Bir de siz istemeden ikram olarak közlenmiş biberden sirkeli çok güzel bir meze geliyor.




Yemeklerimiz geliyor;





Bu sofra için ödediğimiz ücret kişi başı 7 Euro’dan az. Gerçekten ucuzdu. Zor bitirdiğimiz yemekleri ( porsiyonlar bize göre çok fazla ) eritmek lazım. Gece Üsküp'ü keşfe çıkıyoruz. Çarşıdan meşhur Taşköprü'ye yaklaşınca tarihi Üsküp kalesini görüyoruz;





Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
dominator
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 23, 2003
Mesajlar: 1288
Nerden: Çanakkale-Çan

MesajTarih: Pts Eyl 05, 2011 4:04 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Ve kentin simgesi haline gelen, Sultan I.Murad zamanında, 15.yy. yapılan Taşköprü'nün üzerindeyiz. Ecdadın bıraktığı bu eser Vardar nehri üzerinde bir gerdanlık gibi duruyor.



Köprü üzerinden Vardar Nehri;



Nehrin kenarında heykeller ve otel olduğunu tahmin ettiğimiz çok büyük bir inşaat vardı;





Nehrin karşı tarafındayız. Tura çıkmadan 10 gün önce haberlerde izlediğim ve Yunanistan ile Makedonya'nın paylaşamadığı Büyük İskender için yapılan gerçekten çok büyük heykel karşılıyor bizi;



Yeni şehri çok gezmeden, nehir kenarında ufak bir tur atıyoruz. Yarın sabahtan da burada olacağımızdan ve Üsküp, dönüş yolumuzda da olduğu için rahatız. Kale farklı bir açıdan tekrar karşımızda;



Sizlere göstermeden geçemeyeceğim güzel bir sigara küllüğü;



Köprüyü geçip tekrar eski şehir tarafındayız. Kulağımıza eğlencenin bol olduğu her halinden belli olan, Türkçe parçaların çaldığı müzik sesleri geliyor. Yönümüzü bu tarafa çeviriyoruz. Burası barlar sokağı formatında bir yer. Çok yorgun olduğumuzdan 2 turlayıp otele dönüyoruz.





Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
dominator
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 23, 2003
Mesajlar: 1288
Nerden: Çanakkale-Çan

MesajTarih: Pts Eyl 05, 2011 4:06 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

3.GÜN ( 30 Haziran 2011 Perşembe )

Bu günkü rotamızda Matka Kanyonu, Kalkandelen ( Tetova ), Manastır ( Bitola ) ve Ohrid var. Gerçi zamanlama konusunda problem yaşadığımız için Manastır’ı turdan çıkarmak zorunda kalıyoruz ama olsun, tekrar gelmek için bir sebep olur… icon_wink.gif Toplamda 194 km yol gitmişiz, işte 3. gün yol izimiz;



Sabah Üsküp’ü gündüz gözüyle görmek için erkenden gezmeye çıkıyoruz. Çarşının içinde otelimize çok yakın olan Murat Paşa Camii çıkıyor önümüze;



Daha sonra gezdiğimiz yerlerde de dikkatimizi çekti, camilerin kapıları genelde kilitli. Sadece ibadet saatlerinde açılıyormuş. Sebep olarak ta usülü bilmeyen yabancıların ayakkabılarla içeri girmelerini önlemekmiş. Tam caminin içini göremeyeceğiz diye üzülürken sonradan tanışıp arkadaş olduğumuz biri gelip caminin kapısını açıyor. Bu kişi caminin hemen yanında çay ocağı olan kişi. Hem de Türk çayı. Tadı tam damak tadımıza uymasa da ülke dışında bunu bulmak büyük nimet.



Camiye girerken üniversiteli 4 Türk arkadaşta bizimle beraber içeriye giriyor. Tanışıp sohbet ediyoruz. Uçakla Balkan’lara gelip bazen otobüsle, bazen araç kiralayarak Balkanları geziyorlarmış. Bu arkadaşlarla çok ilginç buluşmalarımız oldu. Devamı raporda. Caminin içindeyiz;





Arkadaşlar kaleye gideceklerini söylüyorlar. Açıkçası bizim o kadar vaktimiz yok. Eski ve yeni şehrin ana bölgelerini görmek istiyoruz. Vedalaşıp ayrılıyoruz. Sabah boş olan çarşının sokakları;

Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
dominator
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 23, 2003
Mesajlar: 1288
Nerden: Çanakkale-Çan

MesajTarih: Pts Eyl 05, 2011 4:07 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Biraz yürüyünce akşam yemek yediğimiz meydana geliyoruz;





Bu bölgede herkes Türkçe konuşuyor ve çok sayıda Türk var. Yanımıza bir abi gelip selam veriyor. Üsküp’lü bir Türk’müş. İstanbul’da da evi varmış. Haritada birkaç yer sorunca üşenmedi bizi kendi gezdirmek istedi;



Lokantaların hemen yanında tarihi Kapan Han var;





Hanın içi gerçekten çok güzeldi;





Eski çarşının içinde gezmeye devam ediyoruz;





Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
dominator
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 23, 2003
Mesajlar: 1288
Nerden: Çanakkale-Çan

MesajTarih: Pts Eyl 05, 2011 4:08 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Sonrasında Sultan Murat tarafından 1436 yılında inşa ettirilen Sultan Murat Camii ve yanındaki saat kulesini görmek istiyoruz. Bize çarşıyı gezdiren abi, camiyi görebileceğimiz yere kadar bizi götürüp yolu tarif ediyor;





Ana yolun karşısına geçip çok eski ve bakımsız bir mahallenin içinde kalmış olan Sultan Murat camisine ulaşıyoruz. Cami ve saat kulesi yan yana. Daha doğrusu kule caminin avlusunda. Caminin ve kulenin kapısı kilitli. Bu defa bize yardım edecek birileri de yok. icon_sad.gif Dışarıdan birkaç fotoğraf alıyoruz;





Bu da camdan çekebildiğim caminin iç fotoğrafı;



Bu arada saat kulesi ile şu bilgiyi verebilirim; kule 1566-1573 yılları arasında inşa edilmiş. Osmanlının ilk saat kulesi olarak biliniyormuş.

Tekrar Eski Çarşı yakınlarına dönüyoruz. Karnımız epey acıktı. Forumlarda okuduğum şu meşhur böreklerin tadına bakalım diyoruz. Tavsiye üzerine gittiğimiz Müslüman börekçide ilk defa Türkçe bilmeyen bir esnafla karşılaşıyoruz… icon_rolleyes.gif Her börekten çeşit yap, karışık bir tabak istiyoruz diyoruz ama anlaşamıyoruz. Meğerse burada börekler porsiyonlukmuş ve gramla değil adetle satılıyormuş icon_smile.gif Bizde farklı çeşitlerden sipariş verip test ediyoruz. Gerçekten anlatıldığı kadar güzelmiş, tavsiye ederim;



Karnımız doydu, tekrar sokaklardayız. Taşköprü’ye doğru ilerliyoruz. Dün gece motosikletlerle ilk geldiğimiz nokta olan, çarşının hemen girişinde bulunan Davut Paşa Hamamının yanına geliyoruz. Şu an sanat galerisi olarak kullanılıyormuş. II.Beyazıt zamanında sadrazamlık yapan Davut Paşa tarafından yaptırıldığı için bu ismi almış;



Ve Üsküp’ün her yerinden görülen dev haç;

Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
dominator
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 23, 2003
Mesajlar: 1288
Nerden: Çanakkale-Çan

MesajTarih: Pts Eyl 05, 2011 4:09 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Tekrar Taşköprü’deyiz;






Köprüyü geçip Üsküp’ün yeni şehir bölümüne geliyoruz. İnşası hala devam eden dev Büyük İskender Anıtını gündüz gözüyle görüyoruz;



Üsküp’te, Üsküp kızları ile çektirebildiğim tek fotoğraf icon_wink.gif



Cadde boyunca bir çok heykel var;





Üsküp’lü olan Rahibe Terasa için yaptırılan anıt evin olduğu yere geliyoruz;









Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
dominator
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 23, 2003
Mesajlar: 1288
Nerden: Çanakkale-Çan

MesajTarih: Pts Eyl 05, 2011 4:09 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Üsküp caddeleri;



Hasan Abi hazır boyacı varken ayakkabılarımı boyatayım dedi icon_wink.gif



Taşköprünün olduğu yere geri dönüyoruz;





Buranın porsiyonları gibi simitleri de büyük;



Tekrar Eski Çarşı’dayız. Yavaş yavaş otele gidip yola çıkacağız. İşte dün gece eğlencenin koptuğu sokak;



Üsküp’te bu deri ayakkabılar çok meşhur. 40 Euro civarlarında satıyorlar;



Çarşı hareketlenmeye başlamış;



Sakın bizdeki Mado sanmayın, sadece isim benzerliği icon_wink.gif



Murat Paşa Caminin yanındaki çay ocağında yolculuk öncesi bir Türk çayı içelim diyoruz;



Yine yanımıza biri gelip “Merhaba” deyip sohbete başlıyor. icon_smile.gif Sanki Türkiye’deyiz… Beraber çay içerken eski Yugoslavya ile şimdiki durumu değerlendiriyor gelen arkadaş. Eskiden çok daha iyi durumda olduklarını anlatıyor. Bizde büyük bir merakla sorular yöneltiyoruz. Tam kalkmak üzere iken sabah burada vedalaştığımız üniversiteli arkadaşlar geliyor. Birer çay da onlarla içip yola çıkmak için ayrılıyoruz. Motosikletlerimizi yükleyip yola çıkmak için oteldeyiz;

Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
dominator
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 23, 2003
Mesajlar: 1288
Nerden: Çanakkale-Çan

MesajTarih: Pts Eyl 05, 2011 4:11 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Üsküp’le tekrar görüşmek üzere vedalaşıp ayrıldık. İlk gideceğimiz yer Üsküp’e yaklaşık 20 km mesafedeki Matka kanyonu. Gezi planlaması yaparken notlarıma burayı da almıştım. Treska nehrinin olduğu bu kanyonu metheden birkaç yazı okumuştum. Matka kanyonuna giden yol;



Kanyonun başlangıç bölümüne geliyoruz. Açıkçası biraz hayal kırıklığına uğradım. Önümüzde çok güzel bir nehir vardı ama etraf çöplerle doluydu. Nehir boyunca birkaç km daha gidebileceğimizi ama sonrası için yürümemiz gerektiğini öğrendik. Vaktimizin sınırlı olması ve ortamın çok ilgimizi çekmemesi sebebiyle birkaç fotoğraf almakla yetiniyoruz.









Kalkandelen ( Tetova ) yolundayız;






Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
dominator
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 23, 2003
Mesajlar: 1288
Nerden: Çanakkale-Çan

MesajTarih: Pts Eyl 05, 2011 4:11 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Kalkandelen’de Türk nüfusun yoğun olduğu bir bölge. İlk olarak Alaca Camii’ne gidiyoruz. Burası gerçekten görülmesi gereken bir yer. 1495 yılında iki kız kardeş tarafından yaptırılan cami, 1833 yılında Abdurrahman Paşa tarafından büyük bir onarımdan geçmiş. Bu onarım sırasında Osmanlı barok ve neoklasik stilinin karışımında bir yapı ortaya çıkmış. Caminin iç ve dış duvarları resimlerle donanmış. Bu resimler için 30.000 üzerinde yumurta ve bol miktarda hayvan kanının kullanıldığı rivayet ediliyormuş;








Caminin içindeyiz;













Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
Mesajları göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> Geziler/Toplantilar Tüm saatler GMT
Sayfa 1, 2, 3 ... 14, 15, 16  Sonraki
1. sayfa (Toplam 16 sayfa)

 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Forums ©

   
 

All logos and trademarks in this site are property of their respective owner. The comments are property of their posters, all the rest © 2002 by me
You can syndicate our news using the file backend.php or ultramode.txt