Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kayıt: Jan 16, 2007 Mesajlar: 138 Nerden: Çorlu/Tekirdağ
Tarih: Sal Oca 30, 2007 1:07 pm Mesaj konusu: HAYATA DAİR.......
Bir araştırma gezisi sırasında Atlas Okyanusu'nun ıssız bir yerinde, çığlıklar atan
milyonlarca kuşun havada daireler çizerek uçtuğunu gördü.
Kulakları sağır edecek denli yüksek sesle çığlıklar atan kuşların kimileri
yoruldukça, kendilerini okyanusun dev dalgaları arasına atıyorlardı.
Onlar bu son hareketleriyle yaşamlarına Son veriyorlar, kendilerini okyanusun
dalgalarına bırakırken, çaresizlikten ölüme teslim oluyorlardı.
Bu olaya yalnızca o değil, o bölgede ki balıkçılarda yıllardır tanık olmuşlardı.
Kuş bilimcileri ise, yaptıkları araştırmalarda göçmen kuşların farklı yönlerden
gelerek okyanusta bu noktada birleştiklerini keşfediyorlar, fakat onların,
birbirleri peşi sıra kendilerini ölümün kucağına atmalarının nedenini bir türlü
çözemiyorlardı.
Gerçek, geçtiğimiz yüzyılın ortalarında anlaşıldı. Bu trajik olayın Yaşandığı yerde
bir zamanlar bir ada vardı. Göçmen kuşların göç yolu üzerinde bulunan bu ada, bir
deprem sonunda, okyanusa gömülmüştü.
İnsanların yok olduğunun bile ayırdına varamadıkları ada, göç yollarının ortasında
kuşlar için vazgeçilmez "dinlenme" durağıydı.
Kuşlar binlerce yıllık kalıtımsal alışkanlıklarıyla adanın yerini bilmekteydiler ve
yıpratıcı, uzun yolculuklarının ortasında, biraz dinlenebilmek ve toparlanabilmek
için, yine binlerce yıllık kalıtımsal güdüleriyle, okyanusun ortasındaki adaya
geliyorlardı ama...
Olması gereken yerde adayı bulamayınca, yorgunluktan bitkin bedenlerini çığlık
çığlığa okyanusun sularına bırakmak zorunda kalıyorlardı.
Söz kendini toparlamaktan açılmışken soralım.
Sizin hiç "kendinizi toparlayacağınız" bir adanız oldumu?
Yaşamın uzun "göç yolları"nda acaba sizinde bir yudum taze soluk alabileceğiniz,
yolunuzun kalan bölümüne dinç olarak devam etmenizi sağlayabileceğiniz bir adaya
sahip olabildiniz mi?
Birgün yerinde bulamadığınızda ise, ona illede ulaşmak ve sığınmak için başınız
dönercesine, dengeniz bozulurcasına çırpınıp kanat çırptığınız bir ada
yaratabildiniz mi yaşamınızda kendinize?
Herşeyi sınırsızca paylaşabildiğiniz bir dost, yola birlikte Çıkacak denli güven
duyduğunuz bir arkadaş, size her zaman huzur verecek bir eş,
Ulaşmak için yıllardır uğraş verdiğiniz bir amaç edinebildiniz mi? Şöyle daha bir
iyi bakın çevrenize...
Size gelen, size sığınan...Sizin gittiğiniz, sizin sığındığınız...Sizin bulduğunuz
dostlarınızı bir düşünüverin.
Sonra da bir gerçeği görüverin gözlerinizle:
Sizin durup , soluklandığınız ve kendinizi toparlayabildiğiniz kaç adanız var
çevrenizde ...
Durup, sığınmak ve kendilerini toparlayabilmek gereksinimi duyan kaç dostunuz için
siz bir adasınız?
Kayıt: Aug 11, 2006 Mesajlar: 326 Nerden: istanbul
Tarih: Prş Şub 01, 2007 7:38 am Mesaj konusu:
zeytin1977 demiş ki:
En iyi ada'm ODAM....
Ya sen valla çok alemsin tam böyle duygusal mod'a girmek üzere iken ,senin yazını okudum başladım gülmeye .....
Ama dediğinde de biraz haklısın sanırım evim ve eşim tek sığınağım _________________ herkese dikkatli sürüşler!!
Yok öyle hemen yorulmak! zaten kısacık ömürde birde mola vermek?
adaya ne gerek var akşam erken yat,sabah zinde kalk
yaşam denen bu küçük okyanusda ada aramayın bir başlangıcı
birde sonu vardır ve bu yolculuk da tekbir ada vardır. asri mezarlık.
üzmeyin,üzmelerine fırsat vermeyin.( KAHROLSUN ROMANTİZM)
asla yorulmazsın o zaman
fazlada bencil olmayın canım sizde.
Son iki veya üç yıldan beri zeytin gibi düşünüyorum.Daha evvelki seneler çok ama çok değişikti.Bu sığınılacak adalar veya dostlar insan ömrünün çeşitli aşamalarında zaman zaman değişiyor.
İşin ilgi bekler; eşin de öyle. Sonra çocuklara gelir sıra. Hepsi uyur bedenin yalvarmaya başlar "biraz da beni uyut" diye. Gece yarıları kalkarsın. Biraz içki, biraz tütün, belki bir film... Hiç biri kesmez. Sonra İnternete girersin. İkiteker diye bir site var. Biraz takılırsın. Taze kan alırsın. Sabahın köründe yine iş.
Rahatı ancak ölünce bulacağız. Ama dediğiniz gibi, bir adamız, en azından "bir" adamız olmalı.
Kayıt: Jan 22, 2007 Mesajlar: 265 Nerden: BALIKESİR/ GÖNEN
Tarih: Çrş Şub 07, 2007 12:27 am Mesaj konusu:
ada yalnızlıktır!
sığınmak ihtiyaçtandır,
yalnızlığı seçmiş bir şeye sığınmak ta rahatsız edicidir...
bu mantıkla nerelere varırım bir bilsem
ben inanıyorum ki!
motorcunun sığınacak o kadar çok limanı var ki, hepsini ziyaret etmeye kalksa bitiremez... ben gönen' deyim alın size bir liman, gelin demirleyin beni arayın, Ç.kale/ Yenice Yalçın/ Engin bir liman daha, Ç.kale saygıdeğer Ahmet Abi bir tane daha, Biga/ Savaş, Edremit/ Onur..... daha yazabilirim, isterseniz tabiii
Kayıt: Jan 12, 2007 Mesajlar: 132 Nerden: istanbul
Tarih: Çrş Şub 07, 2007 5:56 pm Mesaj konusu:
belgesel kanalında izleyip çok üzülmüştüm hatta bayaga zorlanmşlar çekmekte filanda evet aslın bi düşünmek lazım çok derinlemesine bir muhabbet oldu ii düşünmek lazım _________________ Honda Transalp l love enduro...
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız