Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kayıt: May 11, 2005 Mesajlar: 921 Nerden: İstanbul
Tarih: Sal May 09, 2006 11:02 pm Mesaj konusu: Bir günde iki düşme.
Sevgili ikitekerciler.
Kronikleşen sorunlarına bakım onarım çaşıması yapmayı düşündüğüm FJ1200'ü masaya yatırdığımda, motorsuz kalmamak için yaklaşık 1 hafta önce çiçeği burnunda çinlilerden ASYAMOTOR - AS 200 GY-2 aldım. Onu kullanıyorum.
Şu an 650 km. de.
Bugün, onunla Hisardaki buluşmaya gidereken, Fındıklı hizasında, sıkışık tarfikten bir nebze olsa kurtulmak için tramvay yoluna girdim. Bu esnada tramvay yolunun kullanmanın cezası ne kadardır acaba diye düşünüyorken, az ilerdeki ilk kavşakta trafik polisini gördüm.
Kavşaktan yola çıkmak için hızlandım, hem de telaşlandım. kaçar gibi yola çıkmaya çalıştım. Yol da dolu araba ile nereye gideceksin.
Telaşlanmanın etkisi ile saçmaladım.
Gazı bağırta bağırta ön freni sıktım. Gözlerim kaldırım kenarına kitledim.
Ön tekerleği dar açı ile kaldırımın sarıya boyalı cilalı bordür taşına kaptrdım. Jjiiyt diye kayarak soldan, bölünmüş toprak alanda, yeni dikilmiş bir karış boyunda yaban mersinlerinin üzerine uçtum.
Polis geldi "acele etmeseydin hoca, ne gerek var" dedi. "Bir şeyin var mı diye" ekledi.
Yoktu çok şükür, kalkıp üstümdeki tozu toprağı sildim. Zaten motor enduro idi ama toprakla tanışan ben oldum.
Motora baktım, çalışıyordu. Fakat vites kolu 90 derece yukarı bakıyordu.
No problem, alet takımı vardı, vidasını gevşetip eski konumuna alabilirdim.
İşe koyuldum. Motordan bir sıvı damlıyordu. Elimle baktım.
Yağ değildi, benzin de değil di. Ne olduğunu anlayamadım. Yarım saat önce motoru yıkamıştım, su olsa gerek diyerek işime devam ettim.
Vidanın dönüşünü daha rahat görebilmek için iyice aşağı eğildim.
O damlayan sıvı sol gözüme sıçarması ile derin bir acı hissetim. Ateş gibi yanıyor.
Damlayan sıvıyı tekrar kontrol ettim kokusundan anladım. Asit. Aküden damlıyordu.
Koştum az ilerdeki büfeden su alıp yıkadım.
Vites kolunu düzeltip, yolda rastladığım Necdet abiyle Hisara vardık.
Bir süre sohbetten sonra, baktım, batma şeklindeki ağrının geçeceği yok,gece karanlığa kalmamak için erken ayrıldım. Sürüş iyi geldi biraz sakinledi. Sanırım bunda kasktan giren serin havanın veya sürüş boyunca gayri ihtiyari göz kırpmanın azalmasının rolü var.
Eve dönerken yolumun üstünde hastaneye uğrayıp bir gösteremeye karar verdim.
Karanlık iyice çökmüştü.
Gündüz pazar kurulan bir yoldan geçiyorum. Yol kağıt çöpleri ile dolu, yer yer çürük meyve ve sebze suları yola akmış, yol ıslak. Pazarcılar tezgahları kaldırıyorlar.
Rahvan bir hızla yoluma devam ediyorum.
Birden, solda pazarcı tezgahlarının üzerinden birisi yola atladı, mesafe var ama ben yine de emniyet olarak fren sıktım.
Ön freni....
Dokundum sadece. Motor dümdüz dü.
Sen tut kitlen ve kay. Bu seferkisi göstere göstere geldi. Sağa yandan düştük bu kez de.
Düşüşler şöyle oluyor. Kollarınızı ileri uzatın, havuza atlar gibi kendinizi bırakın.
İleri sürüklendim, hemen sağ tarafımdan yuvarlanıp sırt üstü konuma geldim ve kalktım.
Pazarcıalr geldiler yardıma. Bişeyim yoktu yine.
Birisi omuzumu elleyip "sende bu korumalar varken bişey olamaz tabi" dedi.
Bu kez gidon geriye doğru eğilmişti, düzelttik.
Am en kötüsü o bulaşık, o ıslak o çürük kokulu, o pis sıının içinde yuvarlanmaktı. Dönüşte oto yıkamacıda tazyikli suyla kendimi yıkattım.
Sürüş esnasında farkettim, far sağa dönük aydınlatıyor, sol elim viraj alır gibi ilerdeydi, ama motor düz gidiyordu. İstermisin şaşi eğilmiş olsun? Buna da gündüz gözü ile bakacağız artık.
Tüm düşüşlerde, korumalı mont, dizlik, eldiven, bot ve kask vardı.
Gözümdeki ağrı azaldı.
Moralim yerinde, ama çinli beni düşündürüyor, FJ yi çok acele hayata döndürmem lazım.
Tarih: Çrş May 10, 2006 4:28 am Mesaj konusu: Re: Bir günde iki düşme.
Remzi_ demiş ki:
Sürüş esnasında farkettim, far sağa dönük aydınlatıyor, sol elim viraj alır gibi ilerdeydi, ama motor düz gidiyordu. İstermisin şaşi eğilmiş olsun? Buna da gündüz gözü ile bakacağız artık.
Büyük ihtimalle amortisörlerin baglı olduğu üçgen bağlantıların içinde amortisörler döndü. Şase ile bir alakası yoktur.
Amortisör borularını sıkan imbus (alyen) civataları biraz gevşetip, ön tekerleği eksenine getirdikten sonra sıkılmalı.
Geçmiş olsun.
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Çrş May 10, 2006 4:40 am Mesaj konusu:
Remzi abi, çok geçmiş olsun..
İnan başından sonuna gülerek ve güldüğüme kızarak okudum.
Tramvay yolunda bir kez de ben düşmüştüm ; iki ray arasından çıkmam gerekiyor ve dört parmak yüksekliğinde parlak metal raya mümkün olduğunca dik açıyla dalıyorum, hiç aklıma gelmiyor ki bu beton yada kaldırım taşı değil... Pırıl pırıl , kaygan demir... Ve düşüyorum...
Asıl komedi bundan sonra başlıyor....
Yerde toparlanmaya yeltendiğim anda, motorun fırıldak gibi kendi ekseni etrafında döndüğünü görüyorum. Boxer koruma demirinin üzerinde ve birinci viteste , olduğu yerde deli gibi dönüyor, gaz elceği takılı kalmış , devir yüksek ve karterdeki yağ bir kenara toplanmış, yağ pompası boşa çalışıyor, motorun sesinin değiştiğini farkediyorum...
Panikle kalkıp motoru stop etmek istiyorum ama ben gidondaki ateşleme şalterini kovalıyorum motorun çevresinde iki metre çaplı bir dairede koşarak... O benden daha hızlı kaçıyor...
Üç dört tur , son derece gülünç bir şekilde kendi motorumu "yakalamaya" çalıştım... Olmadı , en sonunda üzerine atlayıp durdurabildim 250 kiloluk topacı
Sultanahmet meydanı, günlerden pazar... Kıyamet gibi insan var heryerde, hepsi kahkahalarla gülüyor , beş yaşındaki veletler parmakla gösterip makarasını geçiyor...
Motordan çok düştüm ama ömrümde bu kadar komik duruma düşmemiştim.
Senin yazdıklarını okuren o olayı hatırladım , gülmeme de engel olamadım
Remzi abicim, abuk subuk hangi olasılık varsa benim başıma bir kez ya gelmiştir, yada kaçarı yok , muhakkak gelecektir.
Ama sendeki şansızlık ta benden aşağı değil galiba .
Asla şaka konusu değil , feci üzüldüm ama, bir de Eralp var...
Üçümüz bir araya gelsek neler olur, düşünemiyorum bile !
Tekrar geçmiş olsun...
Remzi_ demiş ki:
....... FJ yi çok acele hayata döndürmem lazım.
Not: Motor tamircide mi ?, Sen mi yapıyorsun ?
Elimizden gelen bir yardım olabilir mi ? Atelye , hemen her tür takım , alet , edevat var yada temin edebilirim... Yada şu an aklıma gelmeyen başka herhangi birşey ?
Kayıt: Non 0, 0000 Mesajlar: 3352 Nerden: New York
Tarih: Çrş May 10, 2006 5:16 am Mesaj konusu:
Hay allah, gecmis(ler) olsun...
Alıntı:
Üçümüz bir araya gelsek neler olur, düşünemiyorum bile !
Sakin boyle bir sey denemeye kalkmayin
Ilyada, basina gelen hakikaten gorulesi bir olaymis... Turkiyeye gelirsem Evrim in apartman bahcesine bakan bir daire almam lazim demistim, tramvay yoluna bakan bir tane alsam daha iyi olacak galiba...
Kayıt: Jul 16, 2004 Mesajlar: 1074 Nerden: İstanbul
Tarih: Çrş May 10, 2006 5:26 am Mesaj konusu:
Geçmiş olsun Remzi abi! Bir günde iki düşüş talihsizlik olmuş. Sanırım gözün için duyduğun endişe bütün dikkatini dağıtmış. Dönüşte hastaneye uğrayabildin mi?
Abi daha öncede bir anahtar mevzusu ile ilgili yazın vardı. Normalde okuduğumuzda üzülüp/sıkılmamız gereken olaylar üslubun sayesinde sanki sevinçli/neşeli bir hale dönüyor. İnsan kaza raporunu gülerek okur mu abi, bu işte bir anormallik var _________________
Kayıt: Non 0, 0000 Mesajlar: 321 Nerden: Çanakkale/Tekirdağ
Tarih: Çrş May 10, 2006 5:56 am Mesaj konusu:
Remzi abi geçmiş olsun.Sanırım Asya ile sorunun büyük senin.Yanlış hatırlamıyosam pazar günkü Bahara merhaba şenliğinde de asyanın arka tekerini almıştın koltuk altına Çok acil FJ nin çıkması lazım bence de Neyse yinede büyük geçmiş olsun...
Kayıt: Jun 09, 2005 Mesajlar: 680 Nerden: İstanbul-Çanakkale
Tarih: Çrş May 10, 2006 6:00 am Mesaj konusu:
Heyt be Remzi Abicim, senin ağzından "düşüş" bile okumak çok eğlenceli.
Hani o, motor bir tarafa sen bir tarafa giderken hissetiklerini nasıl bastırıyorsun bilmiyorum.
Yaz abicim, senin yazman için sana çinli motor lazımsa, biz aramızda toplayıp sana bir çinli alırıız... Sen yeter ki yaz.. _________________ Vural Çelikoğlu
-. MOTOZAR .-
"hoc volo, sic iubeo, sit pro ratione voluntas"
Kayıt: Jun 22, 2004 Mesajlar: 542 Nerden: ISTANBUL
Tarih: Çrş May 10, 2006 6:05 am Mesaj konusu:
Remzi cok gecmis olsun.
İlyada senin basina gelen de supermis yani.Tam kameraya alinip defalarca seyredilip guluncek cinsten.
Bazen bazi olaylar bekler bekler ve ust uste gelir.Nedenini bende bilmem ama Sencer bilir, otobusun arkadan bana dokunmasindan sonra kaza ustune kaza atlattim.Kimi benim hatam kimi de baskasinin hatasindan.
geldimi ust uste geliyor.
Bize egitimde ogretilen (arka freni unut diyorsunuz ya) arka frenin durus mesafesinin uzun olmasina karsin daha stabil ve surusu bozmadan durmayi sagladigiydi.Evet belki cabuk kitleniyor olabilir ama freni kullanmayi iyi bilen biri burda iki freni dogru kullanarak sorunzuz tehlikeyi bertaraf edebilirdi.
Umarim gozun iyidir.En onemlisi o cunku.
Tekrar gecmis olsun. _________________ Serrex
Honda CBF 600 S '06 (Afalina)
Tarih: Çrş May 10, 2006 8:27 am Mesaj konusu: kulağıma küpe olsun
abi geçmiş olsun. yeni bir motorsikletçi olarak ileride başıma gelebilecek kimse yaralanmadığı için komik ama bir o kadar tehlikeli olan, aynı zamanda 1 günde 2 kere olması nedeni ile nazara geldiğinizi düşündüren bu ilgin deneyim kulağıma küpe oldu. sanırım ben yaramazlık yapmayacağım ve tramvay yolunu kullanmayacağım (yani ankara dan istanbul a gelecek tecrübem olunca) saygılarımla
Kayıt: Aug 13, 2003 Mesajlar: 2531 Nerden: Bruksel
Tarih: Çrş May 10, 2006 8:28 am Mesaj konusu:
ilyada demiş ki:
Sultanahmet meydanı, günlerden pazar... Kıyamet gibi insan var heryerde, hepsi kahkahalarla gülüyor , beş yaşındaki veletler parmakla gösterip makarasını geçiyor...
1 ay once Amsterdam'dayiz. Gunlerden Cumartesi. Ortalik hinca hinc dolu. Ara sokaklarda yuruyoruz. Ileriden yesil-siyahli bi Rockster geldigini gordum. Cok severim Rockster'i, ozellikle o rengini. Hayran hayran bakarken adam yanimizdan gecip koseyi dondu. Donerken de kallavi bir gaz verdi, herkes ona bakiyor, karizma yapacak elbet. Ancak hesaba katmadigi bir durum vardi. Ara sokaklarin tozdan kaygan halde olmasi ve 1150 motorunun dusuk devirde ne denli yuksek tork urettigi. Bizimkinin gaza abanmasiyla yere kapaklanmasi bir oldu. Nasil bir metalik ses, anlatamam. Koruma demiri filan da yok. Dogrudan silindir kafasinin ustune inip 180 derece dondu.
Bu aletlerin ne denli agir oldugunu kullananlar bilir. Ancak uygun teknik uygularsaniz tek basiniza kaldirabilirsiniz. Yoksa hoppacik diye kucakladiniz mi, yerinden kalkmaz. Gavur olusu gibidir. Ama Amsterdam'in yarisi sana bakiyorsa, isler degisiyor. Adama nasil bir iman gucu geldiyse, kucakladigi gibi kaldirdi koca Rockster'i . Bir yerinede kirik dokuk var mi diye bakmadan marsa basip gozden kayboldu. Artik bu ona birkac sene yeter herhalde _________________ Entia non sunt multiplicanda praetar necessitatem¹...
Ilker Eryilmaz
2004 Suzuki SV650 S
Belcika/Bruksel
En son Ilker tarafından Çrş May 10, 2006 8:33 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız