Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kayıt: Jun 03, 2005 Mesajlar: 223 Nerden: İstanbul
Tarih: Pzr May 07, 2006 10:51 am Mesaj konusu: Sülüklü Göl, Sünnet Gölü ve Çubuk Gölü
Aslında hiç adetim olmamasına rağmen cumartesi saat sabahın beşinde uyanıverdim. Yatakta bir sağa döndüm bir sola ama faydasız, uyuyamıyorum. Kalktım. Sıkılmış limon gibi, kamburumu çıkara çıkara evde dolanmaya başladım. Gazete de gelmemişti henüz. Evde ekmek de kalmamıştı. Korkunç bir bezginlik ve üşengeçlik içinde mutfakta bir sandalyeye çöktüm: Birden aklıma "yahu şu ne zamandır görmek isteyip de göremediğim Sülüklü Göl'e gitsem mi acaba?" fikri düşer düşmez hepimizin bir çok defalar yaşadağı "o değişim" gerçekleşti. Muthiş bir enerji ile giyindim, yağmurluğumu ve karayolları harıtasını çantama sıkıştırdım va saat altıyı biraz geçe pompacı depoyu doldurmuştu bile. Kafamdaki plan şöyleydi: Önce otobandan Adapazarı. Ardından sırasıyla Sülüklü göl, Sünnet gölü ve Çubuk gölü görülecek. Göynükte yemek yenip akşam üstü beş civarı yuvaya dönülecek. Yani:
Haftalardır İstanbul'da esen poyraza nanik yapan bir İstanbul sabahı, TEM'de en ufak bir esinti yok, yol boş. 130 km/s civarı bir süratle, 160 km sonra Akyazı çıkışına geliyorum. Kuzuluk üzerinden Dokurcun köyünden geçip Sülüklü Göl için tırmanmaya başlıyorum. Toprak yol ilk başlarda gayet güzel:
Miniskül köprülerle üstünden geçilen ve mevsimin torpiliyle ucundan ırmaklaşmaya çalışan çay yolun bir sağından bir solundan akıyor. Taşan çay sularının yıkadığı yolda irili ufakla taşlar var. Resim çekmek aklıma gelmiyor. Tüm dikkatimi yola veriyorum. Yolda taşlar gittikçe azalıyor. Çamur artmaya başlıyor. Zamin iyice yumuşuyor. Trailwing'ler bu durumdan hiç hoşnut değil. Dar bir viraj sonrası pozitif eğim artıyor. Yol vıcık vıcık. Yengeç gibi tırmanmaya çalışıyorum ama bu zemin için TA fazlasıyla ağır. Botlarım çamurun içinde kayboluyor, sağ ayağım çamurda yana doğru açılıyor ve motoru yatırıyorum. Ayakta bile durmak güç. O çamurda motoru kaldırmam on dakikamı alıyor. Herhangi bir hasar yok. 15 metre sonra zemin nispeten düzeliyor. Hava puslu. Aynalarımdan su damlaları damlıyor. 3-4 km'nin ardından harika bir yere geldiğimi anlıyorum. Huzurlarınızda Sülüklü Göl:
Motorumun taşan çayın yolda yarattığı minik göletten geçtikten sonraki temizlenmiş hali:
Resimlere devam:
Gölü ve manzarayı o an için paylaştığım tek insan:
Ve göle son bir bakış:
Sırada mudurnu yolu üzerinden devam ederek gidilen Sünnet Gölü var.
Yoldaki geçitlerden bir az evvel geçtiğiniz yolları görebiliyorsunuz:
Sünnet gölü tabelasından ayrılıyorum. Yol asfalt. 6-7 km sonra göle varıyorum. Sülüklü gölden sonra burası daha çok bir baraj gölünü andırıyor. Hayal kırıklığına uğruyorum. Bir tur otobüsü ile gelmiş bir grup insan gölün girişindeki meydanda bulunan tesisde dinleniyorlar.
Gölün etrafından dolaşan toprak yolda ilerliyorum ve gölü fotoğraflıyorum:
Fazla oyalanmadan Çubuk Gölü'ne doğru haraketleniyorum. Yine ana yoldan 5-6 km. içeriye, asfalt yoldan ilerliyorum. Gölün girişinde sağ tarafınıza bakarsanız Mr_SIrItIk ve cocacola'nın gezi raporundan öğrendiğimiz,( http://ikiteker.org/modules.php?name=Forums&file=viewtopic&t=7046) bir TV dizisi için yapılmış değirmenler hemen dikkati çekiyor:
Gölün etrafında mini bir tur:
Sülüklü gölün ardından diğer iki göl bana oldukça yavan geldiğinden sülüklü gölde çektiğim resimler dışında, diğer resimleri makineyi otomatiğe alarak ve kaskı çıkarmadan çektim. Özensizliğim fotorafın yamukluğunda kendini belli etmiş :
Gölün kıyısında minik bir köy:
Çubuk gölünden sonra Göynük'de karnımı doyurmak amacındayım. Göynük'ü oldum olası çok severim. Göynük girişinden iki fotoğraf:
Paşazade Restoran'da karnımı doyuruyorum. İçeride bisikletle Almanya'dan gelmiş ve Türkiye'yi dolaşan dört Alman Turist var. Ayaküstü sohbet ediyoruz. Nereye kadar gideceklerini kendileri de bilmiyorlar. Kısaca "yorulana kadar" deyiveriyorlar. Restoranda servis yapan Harun, cocacola ve Mr_SIrItIk'a selam söylüyor. Benden iletmesi.
Dönüş yoluna koyuluyorum. Gene hemen her yer yemyeşil. Baharı seviyorum.
Dönüş yolu bir ara oldukça rüzgar alıyorum. Nereden estiği belli olmayan "sağanak" niteliğinde bir rüzgar bu. Akşam üztü beş civarı, 550 km'nin ardından bir hafta sonu gezisi de mutlulukla son buluyor... _________________ 1200 GS
Tolga Saraç
Tebrikler Tolga , çok güzel kareler yakalamışsın hele ki gölde balık tutan adamın fotosuna bayıldım.. Emeğin ve paylaşımın için teşekkürler..
NOT: Umarım TA'i kaldırmakta zorlanmamışsındır.. hele ki kaygan zeminde tam olarak çileye dönüşebilir . _________________ MESUT DOĞRUÇ / ADANA
Husaberg FE 450 2004
BMW F650 GS DAKAR 2003
505 4654905
Kayıt: Mar 31, 2004 Mesajlar: 741 Nerden: istanbul
Tarih: Pzr May 07, 2006 12:20 pm Mesaj konusu:
Sıkı bir gezi olmuş, özellikle Sülüklügöl resimleri çok güzel... Sülüklügöl'ün dokunulmamış bir göl olması ve ulaşımın zor olması güzelliğini arttırıyor, bence de Sünnet ve Çubuk Gölleri'ne göre daha orjinal bir göl
Sülüklügöl'e bu mevsimde tek başına motorla çıkabilmek de ayrı bir başarı, çıkan bilir o yolun zorluğunu , teşekkürler rapor için... _________________ Taner Üstün
Honda XRV 750 Africa Twin'03
yol gidilmez yaşanır
Ellerine sağlık. Haritadan sonra gelen 1 ve 2inci resimler çok çok güzel. O lastiklerle çamurda zor zaman geçirmişsindir, devirmediysen ne ala. Bakıyorum da resmin değişmiş, kedi oluvermişsin, ufaklık senin kedinin resmi mi yoksa öylesine mi? Bir de, resimlerde ne kedi var ne de çörekotu, sen neredesin kardeş?
Manzara ve resimler harika. En kisa surede gitmek uzere Suluklugol u gezi listeme aliyorum. _________________ Emre OZPACACI
FZ6 FAZER
Let the truth be told!
hocam harıkasın yawww..canımız cektı valla resımler harıka tam bir doga harıkası yer gusel yurdum..emegıne saglık.. _________________ ***** SEVGİLERLE *****
Iyiki erken kalkmışsın Ctesi sabahı.. Keyifli gezi raporun için teşekkürler.. _________________ "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi"
Kayıt: Jun 03, 2005 Mesajlar: 223 Nerden: İstanbul
Tarih: Pts May 08, 2006 9:49 am Mesaj konusu:
mdogruc demiş ki:
Tebrikler Tolga , çok güzel kareler yakalamışsın hele ki gölde balık tutan adamın fotosuna bayıldım.. Emeğin ve paylaşımın için teşekkürler..
NOT: Umarım TA'i kaldırmakta zorlanmamışsındır.. hele ki kaygan zeminde tam olarak çileye dönüşebilir .
Teşekkürler Mesut. Balık tutan adam ilginçti gerçekten. Gölün yakınında ne bir araç ne de binek hayvanı vardı. Yürüyerek gelmiş olsa gerek köyden o kadar yolu
Haklısın, TA'yı kaldırmakta oldukça zorlandım. İnsan o zeminde ayakta duramıyor ki motoru kaldırsın
taner demiş ki:
Sıkı bir gezi olmuş, özellikle Sülüklügöl resimleri çok güzel... Sülüklügöl'ün dokunulmamış bir göl olması ve ulaşımın zor olması güzelliğini arttırıyor, bence de Sünnet ve Çubuk Gölleri'ne göre daha orjinal bir göl
Sülüklügöl'e bu mevsimde tek başına motorla çıkabilmek de ayrı bir başarı, çıkan bilir o yolun zorluğunu , teşekkürler rapor için...
Rica ederim Taner. Ben de senin gibi düşünüyorum; yolun zorluğu göl için doğal bir koruma oluyor. Umarım hep böyle kalır. Ne zamandır yağmur yağmadığından yolu bu halde beklemiyordum açıkcası. Taşan çayı hesaba katmamışım. Normal şartlarda yalnız çıkmak doğru değilmiş aslında.
Goblin demiş ki:
Ellerine sağlık. Haritadan sonra gelen 1 ve 2inci resimler çok çok güzel. O lastiklerle çamurda zor zaman geçirmişsindir, devirmediysen ne ala. Bakıyorum da resmin değişmiş, kedi oluvermişsin, ufaklık senin kedinin resmi mi yoksa öylesine mi? Bir de, resimlerde ne kedi var ne de çörekotu, sen neredesin kardeş?
Bridgestone Trailwing'lerden asfaltta da memnun değillim, oldukça da eskidiler. Çamurda neredeyse hiç tutmuyorlar, bir kere yattırdım zaten rampada. Kedi bizim kedimiz. Yavruyken sokakta bulmuştuk. Ölmek üzereydi. Üç defa 6. kattan atlayınca adı da "Kanat" oldu. Kendi fotoğrafımı çekmek hiç aklıma gelmedi, haklısın en azından bir kare çekseymişim
tommasi, NECEF, ezine, Serrex, Zorba-, Rica ederim. Paylaşmak benim için de çok keyifli oluyor.
cocacoIa demiş ki:
Sevgili Tolga çok güzel bir gezi olmuş...Fotoğraflardan anlaşılacağı gibi baharın gelmesiyle yeşiller coşmuş yeşilin binbir tonu birbirine karışmış...
Çok güzel fotoğraflamışın (gölde balık tutan adam gerçekten harika)Göynük'ten Harun'un selamını aldık kabul ettik... Yemekleri beğenmişindir umarım?
Haklısın Mehmet, şu aralar oralarda yeşilin her tonuna rastlıyor insan. Ama çiçekler açmamıştı henüz. Havalar soğuk gitti, herhalde ondan.
Yemekler gayet güzeldi, teşekkürler. Yalnız mantı olarak normal mantı değilde Göynük mantısını deneyeyim dedim bu sefer. Bir tek onu beğenmedim. İçi boş hamur parçalarını haşlayıp, üzerine fazlaca sıvı yağ döküp, biraz lor peyniri ile bolca ceviz rendeliyorlar. Siz yemişmiydiniz?
hasafrica demiş ki:
Tolga. Balık tutan eleman neyin üzerinde oturuyor..?? Bot gibi bişey mi?
hasafrica, balık tutan adam, ince bir salın üzerinde oturuyor. Göl çok durgun olduğu için ıslanmıyor. Sanırım karaya iple bağlı. İşi bitince ipi çekerek kıyıya dönüyor. Selamımı almak için elini kaldırmak dışında bir saat boyunca ne adam ne de sal kıpırdadı. Balık ta tutamadı o zaman dilimi içinde. _________________ 1200 GS
Tolga Saraç
guzel goller gercekten.
sunnet golunun etrafini dolassaydin keske
guzel manzaralar mevcut...
suluk yolu gercekten cok kirici hele yagis olursa aman aman...
rapor icin tesekkurler _________________ sevgiler
Altug SAYGILI
1150RT
Xcity 250
Kayıt: Jun 23, 2005 Mesajlar: 2823 Nerden: İSTANBUL
Tarih: Pts May 08, 2006 10:02 am Mesaj konusu:
Tolga çok güzel gezmişsin. Eline, ayağına sağlık. Rotanı çaldım hberin olsun... _________________ Motosiklet Teorisi ni ve Motosiklet Yol Sanatı nı okuyalım, okutalım...
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız