Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Trilye'de kiremit tepelere yolculuk...ı
Trilye'ye nostaljik bir seyahate çıkıp, yarım Marmara turu yapacağız. Tertemiz havada denizi seyrederek dinlenecek, balık yiyip, sızma yağ, salamura zeytin, taş fırın ekmeği alıp döneceğiz.!
Eski adı Trilye, yeni adı Zeytinbağı olan birinci derecede sit olanı beldede ilk göze çarpan kırmızı kiremitli damlar oluyor. Eski mimari dokusunu günümüze taşımış olan Trilye'de kendinizi tarihin içinde buluyorsunuz. Her mevsim farklı bir tatil yaşamayı vaat eden Trilye de tek çatı gibi görünen mimari doku arasında daracık sokaklarda dolaşırken kiliseler, bitişik nizam ahşap evler dikkat çekiyor. Bir zamanlar 7 kilise varken günümüze üç kilisenin ulaştığı Trilye de sokakta renkli ve güçlü bir yaşam fark ediliyor. Asırlık çınarların gölgesinde rüzgara teslim kahvelerde çaylarını yudumlayanlar, çeşmeler, nostaljik değerler taşıyan dükkanlar, ve en çok iki ve üç katlı kerpiç, kagir, ahşap cumbalı, çıkmalı evler Türk tarzının yanı sıra Bizans ve Rum mimari örneklerini yansıtıyor. Oda ve pencere önlerindeki aydınlıkları, giriş katlarında taşlık, ocak, zeytin mahzeni bulunan evlerin zemin katları serin oluşu ile ev halkının yazın tercih ettiği yerler olurken, ikinci katlar ipek böcekçiliği için açık tavanlı, üçüncü katlar ise yüksek tavanlı inşa edildiği gözleniyor.
Trilye de dağ taş zeytin ağaçları ile dolu, Tanrıların ağacı zeytin ülkesi, mavi ve yeşilin el ele verdiği, kiremit tepeleri andıran dam örtülü Trilye, kuruluşundan Osmanlıların fethine kadar Bizans kasabası olarak Rumların yaşadığı bir bölge olarak biliniyor. Rumlardan kalma 7 kilise, üç manastır, üç ayazmadan günümüze sadece üç kilise ayakta kalabilmiş. Bunlar içinde en büyüğü Fatih Camii olarak kullanılıyor.
Tarihte duvarlarına ilk kez resim yapılan kilise olarak kabul edilen Kemerli Kilise harap durumda. Yemekhane olarak adlandırılan kilisenin Bursa ve çevresindeki en güzel sahneye sahip olduğu belirtiliyor. Dündar Evi olarak anılan kilise ise özel mülk konut olarak kullanılıyor. Yunanistan'ın Rafine ve Neon kasabaları ile kardeşlik bağı kurulu olan Trilye de Türk Yunan dostluğu adına önemli adımlar atılmış, bu sayede her yıl çok sayıda Yunan turist tarafından ziyaret edilir olmuş. Trilye de bulunan bir başka tarihi bina Taş mektep ise Uludağ Üniversitesi tarafından restore ediliyor.
Trilye zeytinleri
Kendine has tadı ve özelliklere sahip literatüre geçmiş Dünyaca ünlü Trilye zeytini de sadece bu topraklarda yetişiyor. Yunanlılar ve İspanyollar arasında ki zeytin rekabeti, İspanyolları Trilye tipi zeytin yetiştirmeye zorlamışsa da bunda başarılı olamamışlar. Neden olarak da bölgedeki hava sirkülasyonu denizden esen poyraz rüzgarlarının farkı olduğunu öne sürmüşler. Günümüzde Trilye zeytini için yeryüzünün en iyisi tanımlaması yapılıyor. Trilye'nin çalışkan Belediye başkanı Hüseyin Kara kentsel sit alanı ilan edilen bölgenin mevcut yapı dokusu korunarak belirlenmiş alanda çalışmalarına hızla devam ettiklerini belirterek, ziyaretçilerin Dünya Mirası Trilye'yi açık hava müzesi olarak gezilebileceğini belirtiyor.
Üç Rivayet Var ki,
Trilye'nin kuruluşuyla ilgili üç rivayet bulunuyor.
1.Cenevizliler zamanında Sivzi, Trilye ve Kapanca da üç köy var. O yılların korsanları bu köylere sürekli saldırırlar. Köy halkı dağınık kalırlarsa korsanlarla baş edemeyeceklerini anlarlar ve üç köy şimdiki Trilye'de toplanır ve Trilye oluşur.
2.M.S. 376 Hristiyan din adamları İznik'te toplanmışlar. İznik konsülü diye tarihe geçen olaydan din adamlar arasında yorum farkları ortaya çıkmış. Aya Yani, Aya Yorgi ve Aya Satri adlarında üç papaz başpiskoposla anlaşmazlığa düşünce afaroz edilmişler. Onlarda Trilye'nin bulunduğu yere gelmişler. Bu üç papazdan ötürü (tri: üç, İlya: papaz ) buranın adı Trilya olmuş.
3.Başka bir rivayet ise Latince Trilye kırmızı balık barbunya anlamına geliyor. Dere ağzında bol miktarda barbunya balığı bulunurmuş ve buradan Doğu Roma İmparatorlarına barbunya balığı götürülmüş.
Rivayetler bir yana 1330'lu yıllara kadar Bizans kasabası olan Trilye sonraları Osmanlı kasabası olmuş, 1900 başlarında ''Mahmut Şevket Paşa'' kasabası, 1963 yılında ise Zeytinbağı ismiyle anılmaya başlamış. _________________ Sonunda hep güzel anıları hatırlayacağınız motorlu geziler dileğiyle....
S.Murat DEMİRAL
Arh.pozitif (+)
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız