Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Tarih: Çrş Tem 06, 2005 8:25 pm Mesaj konusu: Merhaba Herkese, Enduro Ruhu ve "Allah yine uçuyorummmm
Merhaba İkitekerciler,
Ben yeni bir üyeyim ve aynı zamanda yeni bir motosiklet kullanıcısıyım. İlk önce herkese teşekkür ederim. Çok keyifli sohbetler var forumlarda ve bu sitedeki motosiklet ve kullanımı ile bilgilerin çok faydasını gördüm... (Tabii bu her tarafım ezilmesine engel değil.. )
Kısaca motosiklet kullandığım iki ayın özetini yapayım.... Yok ben kısa yapamam onun için uzun uzun anlatayım. Hmmmm... Gene bir tepe üstündeyim ve ben buraya nasıl çıktım? Hadi çıktım da nasıl ineceğim? Umarım bunu bir tek ben yaşamıyorumdur.
Normal yürürken bile düz yolda gitmesini sevmeyen ben, tabii motosiklet alınca beni gözüme kestirdiğim dağlara taşlara taşıyacak bir motosiklet almaya karar verdim. Sağolsun Yavs'ında (Goblin) ön ayak olması ile bir tane Honda XL 200 aldım.. (Yazık benim motoruma... ) Gene sağlson Yavs'ın desteği ile 3-5 yukarı kullanmaya başladım ve onun tecrübeleri sayesinde yapmamam gerekenleri bilerek bu işe başladım... (Ama yaparak öğreneriyorum, çaktırmayın.)
Ehliyetsiz kullanma diyeceksiniz, haklısınız. Motosikleti dağda taşda kullanacak olsam bile ehliyet almanın kesin olarak gerektiğine inandığımdan, ilk önce, motosikleti bile almadan önce ehliyet kursuna başlamıştım. Aylar geçti ancak yazılı sınavı yaptılar, biraz daha beklerlerse direksiyon sınavına ne ben, ne de motorum varabilecek... Allahtan Robocop gibi giyinip kuşanıyorum. Ankara'nın Ümitköy semtinde ne kadar dağ tepe varsa dolanıyorum...
Eminim çoğunuz benim geçtiğim yollardan çoktan geçtiniz ve belkide "Al sana bir çömez daha, susturabilene aşk olsun diyorsunuzdur." Neyse gene de anlatayım. Genel olarak izlenimlerim şunlar...
1) Enduro tam bana göre...
2) Her uçusun bir düşüşü olduğunu unutmamam gerekli... :
3) Moturuma yazık oluyor... Eski sahibi pırıl pırıl, hatta bir cruiser özeni ile bakmış (sağolsun), şimdi 2. Dünya savaşından çıkmış gibi duruyor.... ama şimdi kendini benim kadar mutlu hissediyor...
4) Niye ben hep sağa düşüyorum... Sağımda moracak yer kalmadı, biraz da sola düşmem lazım..
5) Motora binemeden önce tamirciler depoyu reservde mi bırakmış kontrol et yoksa o 15-20 km sonra o motor değil sadece pedalsız bir bisiklet olur...
6) Hmmm... Acaba bende mi bir yanlış var yoksa her endurocu gördüğü her tepeye, taşa, toprağa dayanamayıp dalıyor mu... ?
7) Her uçuşun bir düşüşü var, kanatlarım yine eridi... Gelecek sefere başka bir malzemeden yapayım şu kanatları unutturmayın... Gene sağ ayna kırıldı.. Bu sefer demirden kırıldı.. Nasıl becerdim ben bu işi... ?
9) Allah, bu Cordura, Kevlar vb ıvırı zıvırı icat edenlerden razı olsun, hala tek parçayım...
10) Bu motosiklet işinin bir virus olduğuna karar verdim. Bana bulaştığı için değil, etrafıma bulaştırmaya çalıştığım için... Yavaş v derinden...
11) Elimin yumuşak dokusunun ne kadar şişebileceği konusunda yaptığım deneyi bugün sonuçlandırım... Davul yapıp çalabilirim ama canım çok yanıyor... (Eldivenlerimi çok seviyorum... Nazar değmesin... )
12) Sürekli gülüyorum çünkü bulaştı bir kere elim iyileşsin (yani 4-5 gün sonra) gene Ümitköy semalarında olacağım.. İnşallah...
11) Her uçusun bir düşüşü var unutmamalıyım, unutmamalıyım... Ben düşmüyorum ki sadece uçakların inişinde olduğu gibi kontrollü çarpışma yaparken bir ara bu eylemin bir kısmını kontrolsüz yapıyorum.
12) Bu iş düşe düşe öğreniliyor... O yüzden tam koruma en güzeli... Motosiklete binen herkes elbet birgün düşecektir... İşte koruma düşmediğiniz günler için değil, düştüğünüz o birgün için demişler büyüklerimiz ve ne güzel demişler... Sağolsunlar..
Şimdilik benden bu kadar herkese selamlar ve saygılar... Kendinize çok iyi bakın ve umarım düşmezsiniz...
Selamlar,
Özgür ÖZEL
Honda XL 200 (En azından bir zamanlar öyle idi... )
Not: Yavs çok sağol, beni bu işe başlattın vede her konuda çok yardımcı oldun... Orkun sende yardımların için çok sağol.. Özellikle Montların iç kısmındaki kışlık astarın çıkarıldığını bana söylediğin için... (ne yapayım kimse bana söylememişti... )
NOT: araziye çıkarken -ki sadece arazide kullanıyorsun sanırım- sinyallerini ve aynalarını sökersen, hem "orası kırıldı, burası çatladı" üzüntüsü yaşamazsın, hem de parçaya vereceğin para cebinde kalır
ha bu arada yan kapakların falan yan sanayi olanlarını alıp arazide onları kullanabilirsin/ polyesterden kendin yaptırabilirsin (kalıplarını aldırarak), kafayı sökebilirsin gene araziye çıkarken...
bunlar, satış durumu olursa motorun hırpalanmış görünmesini engeller
- Donald Duck abi, İyi bir öneri... ama 30'unda sonra azıp Mx kursu alıp yarışa katılanı ne paklar ben bilmiyorum...
- Chaos, Hoş bulduk... İçten teşekkür için teşekkür ederim...
- Evrim, öneriler için teşekkür ederim... Sadece arazide kullanmıyorum ama en azından arazi yoğunluklu kullanacağım zaman dediklerini yapacağım... Honda XL 200 için yan sanayisi malzeme var mı? Hmmm... esasında bu saatten sonra çok da fark etmez... çünkü yan kapak vb. için arka bahçede mezar kazmaya başlıyacağım... Herhalde ben de sonunda motoru parça parça satıcam.. Yada geçenler de BBC'de gördüm, Araba, motor parçalarından mobilya yapıp satıyorlar. (Kırpıp Kırpıp yıldız yapıyorlar... ) Aracın kendisinde daha çok para ediyor...
Herkese selamlar ve sevgiler...
Özgür ÖZEL
Honda XL 200
Suleyman Memnun ile irtibata gecip MX kursu almani tavsiye ederim. Hem cok seversin, hemde iyi bir yarisci olabilirsin...
Ohoo olmadı dd ne kursuymuş bizim burda kendi yarışçımız var s.memnun'a ne gerek var abi orkun varya
Yürü be koçum kim tutar senii
Ayrıca Goblin var kendisi de uçuş uzmanıdır her çeşit uçar motorlu ,motorsuz. Rivayete göre motorla uçup motorsuz inebilen nadir enduroculardanmış _________________
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız