Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Allahtan Motosiklette gece surmek gibi bir sorunum yok ve hicbirinize de tavsiye etmiyorum (keza mecbur kalmadikca, yagista da).
Arabada da; 2004 senesinde gecenin karanliginda koyu kahverengi bir atin karsima cikmasiyla carpmamak icin attigim 4,5 takladan sonra, zorunlu olmadikca yine surmem. Ve yine sizlere de onermem...
Uzun lafin kisasi, gunduz yedigimiz radar cezalariyla idare edelim ama Allah hicbirimize onu da nasip etmesin insallah.
_________________________
Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - Ist. & C.kale
www.kolinhotel.com
SAGLIK, HUZUR, MUTLULUK, BEREKET ve BERABERLIK. ®
R 1150 GS
GSM : 0-532/264 17 30
mail: vap1953@yahoo.com Is : 0-286/218 08 08 Kaplumbagaya dikkat et! Ancak kafasini cikartip risk aldiginda ilerleyebilir...(James B. Conant)
Sizinle aynı düşüncedeyim ahmet abi. Çok mecbur kalmadıkça gece sürmeyi sevmiyorum. Bu gece radarı uzunca bir süredir vardı. 4 yıl önce Gölcük ten geçerken öpülmüştüm. O zamandan bu yana farları açık park halinde yol kenarında duran bir araç görsem ayağım otomatikman gazdan çekiliyor.
Kayıt: Aug 13, 2003 Mesajlar: 1833 Nerden: Nereye?
Tarih: Pts Hzr 14, 2010 7:38 pm Mesaj konusu:
Ezine-Küçükkuyu arasında yola atlayan eşşeklere de dikkat ediniz. Bölgede onlarca serbest gezen eşşek ailesi var. Şaka değil, gece seyrederken 2 farklı zamanda iki ciddi risk atlattım. Radar dedektör sensörü faydalı bir icat (vg2+ saptanamamazlık özelliğine dikkat edin, çünkü ülkemizde kanunen yasak). _________________ Nomad
Ankara eskişehir yolu, sivrihisar dalmasında da gece radar bulunur.Aydınlatılmış bir yoldur ve sınır 70 km/h dir.Radar aracı koyu renk siena.Neredeyse hiç ayrılmaz oradan.Afyon yönünden gelen yolla, eskişehir yönünden gelen yolun tam birleşme yerinde kıçı size dönük durur.Şöförler federasyonunun karşısında çevirirler!
Cobra diye bir dedektör satılıyor.Tespit edilemediğini okudum forumlardan.Ancak şehir geçişlerinde hastane, alış veriş merkezi, otel v.s. kapılarını radar olarak tanımlayabiliyormuş.Sadece alıcıymış bu alet.Ebay da satılıyordu.. _________________ http://www.batidispoliklinigi.com/
radar detektörü kullanmak Türkiye'de yasak. Neden yasak bilmiyorum ama cezası epey yüksek. Radar var diye tabela koymak serbest ama radar detektörü kullanmak yasak. Amerika'da da bazı eyaletlerde serbest, bazılarında yasaktır.
Gece motor kullanmak genelde yoldaki taşları ve çukurları ta yanına gelinceye kadar fark edememenin getirdiği risklerden dolayı pek tavsiye edilmez. Mecbur kalınca kullanıyoruz ama alınan riskin farkında olup, en azından daha düşük hızlarda kullanılması tavsiye olunur.
Gece radarının uzun menzilli olabilmesinin pek kıymet-i harbiyesi yok. Yol kalabalıksa zaten sorun olmaz ama çevirme noktasına plaka bilgisi geçebilmesi için göz menzilinde olması ve plakayı okuyabilmesi lazım. Motorlarda durum biraz farklı, çünkü yoğun motor trafiği olmadığından tarifi daha kolay oluyor. Otomobilde, nasılsa gece yarısı basar giderim dediğinizde radarlı gece kuşuna yakalanırsanız uykusuz kalmasının bütün hırsını sizden çıkarır. Evde televizyonda yerli dizi seyretmek varken yolda sazan avlamaya yollanması vatandaşı kasıyor haliyle.
Ezine Küçükkuyu serbest eşşek ailesi epey aktif bir cinsel yaşam sürüyor olmalı ki yavruları tüm Türkiye'ye dağılmış. Yolda eşşekten geçilmiyor. Dikkatli olun.
Arabayla Ankara-Konya yolunda Kulu sapağı'na yaklaşırken Trafik denetleme istasyonunun olduğu tepenin hemen altında gece radarına bir kere yakalandım bir kere de yoldaki ağır vasıta trafiği sayesinde kurtuldum.Buradan geçeceklerin bilgisine. _________________ Ferhat EKEN Arh+
Suzuki V-Strom DL650 '06
Kdz.Ereğli
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Sal Hzr 15, 2010 9:46 am Mesaj konusu:
mebatur demiş ki:
Amerika'da da bazı eyaletlerde serbest, bazılarında yasaktır.
Amerikadaki bir enteresanlık da satışının serbest, kullanımının yasak olması.
mebatur demiş ki:
Evde televizyonda yerli dizi seyretmek varken yolda sazan avlamaya yollanması vatandaşı kasıyor haliyle.
Nöbet kasıyordur ama makbuz kesmeyi sevdiklerini düşünüyorum.
Vilayet ceza makbuzlarını koçan koçan ayarlıyor ve paylaştırıyor. Bilmemne ilçesine 30 koçan, ötekine 45 koçan şeklinde. Söylenen şey basit : 3 ay içerisinde bu koçanlar bitecek..
O üç ay içerisinde daha az sayıda kural ihlali olması falan bu durumu değiştirmiyor, bitecek. Sürenin sonlarına doğru eğer o zamana kadar gereken hızla tüketilmemişse amcaları bir telaştır alıyor. Bazen ota boka bile dayıyorlar cezayı. Motosikletle dar ve neredeyse hiç kullanılmayan bir sokakta ufacık bir manevra , bir u dönüşü bile makbuzu elinize almanıza sebep olabiliyor, yakın zamanda çok trajikomik bir ceza yedim bu şekilde. Bu kadarı da saçma dediğinizde cevap olarak "bu bir kural ihlali. sen ihlal ettin mi etmedin mi ?" şeklinde bir yanıt geliyor. Diyecek birşey yok, paşa paşa ödüyorsunuz..
---
Bir diğer konu da , bunu net bilmiyorum , bilen varsa detayını anlatsın , deniyor ki polisler kestikleri ceza miktarından bir pay alıyorlar. Rüşveti önlemek için çıktı diyorlar. Doğru mu bunu bilmiyorum ama bildiğim şu , ceza kesmekten mutlu oluyorlar son yıllarda. Gözlerinin içi gülüyor makbuzu yazarken. Esasen , ülkem memurunun bu mesut yüzünü görebilmek için arada ceza yemeye değer. Öyle kibar, öyle naifler ki artık. Güle oynaya dayıyorlar cezayı. Ne güzel , maliye bu "sektörden" de güzel para toparlıyor. Sanki tüm amaç kazaları önlemek gibi görünmüyor ama .. Trafik cezalarını sevelim, sevmeyenleri uyaralım..
---
Bir ufak sorun kaldı , onun da pek ehemmiyeti yok , aslında yazmaya bile değmez ama .. Trafiği riske ederek manyak gibi makas ata ata araç kullanan tipler.Ölümlü kazaların çok büyük bir yüzdesi bu manyaklar yüzünden oluyor ama bunlara dur diyen kimse yok.
---
Ben de genel görüşün aksine gece yolculuğunu çok seviyorum. Amaç gezmek değil de a noktasından b noktasına ulaşmak ise yıllardır özellikle geceyi tercih ediyorum. Sadece birkaç koşul var bana göre ; şehirler arası otobüslerin çalıştığı güzergahlar ideal, yan yollar, ara bağlantılar ise tam tersine gece çok riskli. Çok iyi harbi bir aydınlatma lazım. Yeri geldiğinde butona dokunduğun an uzun mesafeyi gündüze çevirecek bir farın o iyi aydınlatmaya ayrıca ilave olarak bulunması şart. Bir de uykusuz olmamak gerek. Sabah 9-10 gibi ulaşacağım yerde olacak şekilde kendimi ayarlayıp, saati kurup kafayı vurup yatarım o saat gelene kadar.
Yaz hariç tüm mevsimlerde sahici ekipman lazım yoksa salakla avanak filmindeki gibi buz tutmak her zaman mümkün. Mesut abinin ısıtmalı kıyafetleri buradan bir kez daha selamla anıyorum. İlk fırsatta alıp deneyeceğim.
Daha güvenli bulmamın sebepleri ise , yani elbette birçok dezavantajı da var ama bunların bir kısmını karşılayacak avantajları da var diye düşünüyorum.
Örneğin, şehirler arası yollarda gece şöförlerinin yapacağı hareketler üç aşağı beş yukarı bellidir. Otobüs şöförü otobüs şöförüdür. Kamyoncu da aynı şekilde. İstisnalar hariç hemen hepsi adam gibi araç kullanır. Çok abuk sürprizlerle karşılaşılmaz.
Sabahın üçünde beşinde şehirler arası bir yolda uykulu adam olabilir ama iti kopuğu sarhoşu pek bulunmaz. Hemşerim olan 34 plakalardan uzak durmanın da daha kolay olduğunu düşünüyorum.
Bazı güzergahlar gündüz öyle kalabalık oluyor ve manyak ile salak oranı o kadar yüksek oluyor ki o trafik akışı içinde.. Hele ilçe merkezlerinden , vilayetlerden geçerken.. Gece sakin. Üç kamyon, iki otobüs, yıldızlar ve mehtap.. Şiir oku, ıslık çal, can sıkıntısı başlarsa kaskın içinde patlat nihavent bir şarkı, stresten uzak devam et. Tekdüzelik karşısında canın sıkılmıyorsa, yolda uyumuyorsan sorun olmaz. Tek kişi özellikle daha iyi, kendiyle baş başa bir yolculuk imkanı tanıyor insana. Sabah gün doğarken otur bir yerde güneşin doğuşunu izle. Sevilmez mi ya.
Ama bana göre en önemi avantaj kavşak noktaları. Ölümcül kazalar en çok bu noktalarda olur ve gece far ışıkları herkesin birbirini daha etkin ve erken farketmesini de sağlar. Gece sabaha kadar 10-12 saat süren çok fazla yolculuk yaptım, özellikle geceyi bekleyip yola çıktım ve çok büyük bir risk yaşamadım bugüne kadar fakat dediğim gibi , körü bile ayıltabilecek güçlü bir sellektör ve çok iyi aydınlatma şart ve ne yazık ki motosikletlerin çoğunda da bu yok. Görmeden körükörüne veya ne idiüğü belirsiz sürprizlerle dolu ara yollarda gitmektense gece hiç çıkmamak daha iyi.
Sonuç olarak bence de evet, elbette gündüz her zaman tercih edilir fakat bazı uygun şartlar altında gece yolculuklarının da kendine göre bazı güvenlik avantajları ve kendine göre bir keyfi var diye düşünüyorum.
---
Radar cihazlarında uyarıyı nasıl alıyor motor kullanan adam ? Kulaklıkla mı ?
Radar cihazları eskiden kulaklıkla ve küçük bir sinyal ışığıyla uyarıyordu.Son jenerasyon yine kulaklıkla ve çok güçlü ışıkla uyarıyor.Uyardıktan sonra otomatik kapanma özelliği de var cihazların.Hediyesi ebay da 99$...Kargoyla getittirmeyin zira gümrüğe takılır.Yasal değildir.Yurt dışına bizzat çıktığınızda ya da bir eş dost çıktığında aldırmalısınız.
İlyadaya gece yolculuğunda tamamen katılıyorum.Eğer amaç bir noktadan bir noktaya gitmekse gece yolculuğu ideal.Sadece saatler konusunda eklemeliyim ki, ne kadar uykunuzu almış olursanız olun özellikle doğuya sürerken günün ilk ışıkları çok tehlikelidir.Genelde direksiyonda uyuma sanılanın aksine bu sabahın ilk saatlerinde gerçekleşir.Ben planlamamı hep saat 05:00 da hedefe varacak şekilde yaparım.Yok bu olmuyor ise sabahın ilk ışığıyla mutlaka mola verir kahve içerim, hafif bir şeyler atıştırırım.
Hatta kamyoncular(Pederden biliyorum.Saatli sebze meyva taşırken kontak kapatmadan 22-23 saat kullanırlardı.1 takviye çıkılan rampalar kamyonda çay demlemek ve karın doyurmak için kullanılırdı.Takoz gazın üzerinde, piknik tüpünde çay kaynasın, ekmek arasını götür.Dizinle de direksiyonu tutarsın ) mutlaka ilerlemeleri gerekse bile tan ağarırken durup bir 15 dk kestirirler.Bu sanılandan çok daha iyi gelir.
Yine katılıyorum, A tipi geniş yolların kullanılması daha güvenli.Ara yollarda evcil ya da yabani hayvan, park lambası olmayan traktör ve pat pat, yoldaki hayvan pislikleri, mıcır vs. oldukça tehlikeli.Ayrıca yolda kalma v.s. durumlarında yardım çok daha geç gelecektir.BMW cilere duyurulurAna yollar daha rahat, bir kere acemi takımı mışıl mışıl uyur o saatlerde.Genelde en büyük risk yol çalışmaları ve büyük araçların yolda bıraktığı hayvan leşleridir.Karşıdan gelen ayarsız farlı araçlar kendi şeridimizi görmeyi tamamen engelleyebileceğinden ve tek farın her zaman için daha az dikkate alınacağından kanımca mutlaka farlar desteklenmelidir. _________________ http://www.batidispoliklinigi.com/
gece yolculuğu için sarı camlı gözlükler tavsiye edilir. Karşıdan gelen veya aynadan yansıyan uzun farların gözü almasını bir miktar önlüyor. Ben gündüz de sarı kullanıyorum. Bulutlu havada kontrast arttırıyor ve siyah camlarla aniden gölgeye girince kör gibi olmuyorum. Kara gözlüklerle gölgeye, tünele filan girince göz alışıncaya kadar kör gibi nereye gittiğimi göremiyorum. Birkaç kere virajda düz gitmekte olduğumu dehşetle fark ettikten sonra kara gözlük kullanmamaya başladım.
Hız radarı, adı üstünde, radar sinyalleri gönderen bir cihaz. Makineye çarpıp geri dönme süresine göre makinenin hızı konusunu hesaplıyor. Radar detektörü de aynı radar sinyalini okumaya ayarlanmış bir cıhaz. Radar dalgaları yayan makinenin sinyal şiddetine göre uzaklığını, cep telefonu sinyal gücü göstergesi gibi, farklı renklerde fare gözü LED lambalarla sinyalin gücünü, dolayısıyla radar alanına girmek üzere olduğunu sürücüye bildiriyor. Kırmızı LED yanıp, ciyak, ciyak ötmeye başlayınca zaten sakata gelmişin demektir. Yalnız, bir eksik yanı var. Çalışması için devamlı sinyal veren radar makinesi olması lazım. Hani şu yol kenarına park eden, içindekinin şöför koltuğu içine doğru kaykıldığı arabaların kullandığı tipten. Tabanca tipi, hız ölçerler yalnız o an nişan alınan makinenin hızını ölçtüğünden tedbir alma vakti kalmıyor. Eğer tesbit edebilirsen, hemen yoldan çıkıp, yan tarafta çadır atıp, mangal yapmaya başlarsan belki yırtarsın.
Türkiye'de kullanılan radar cıhazlarının daga boylarını bilmek lazım. Buradaki dalgaları okuyamayan bir detektör getirirseniz neden cıhaza rağmen ceza yemeğe devam ettiğinizi buluncaya kadar biraz zaman geçebilir. Detektörün işık sinyallerini motorun gösterge tablosuna monte edip, makineyi de ön düzeneğin içine yerleştirmek, hatta dış anten çekmek de mümkün ama şahsen bunlarla uğraşmak yerine hız sınırlarına uyarak olayı çözmeyi tercih etmiş bulunmaktayım.
Cezalarda teşvik tedbirleri var mı, bilmiyorum ama koçan bitirerek görevi tamamlamış olmanın verdiği mesleki huzur ve takdirnamenin bazı teşvik edici yanları olması lazım.
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Çrş Hzr 16, 2010 2:42 pm Mesaj konusu:
mebatur demiş ki:
Türkiye'de kullanılan radar cıhazlarının daga boylarını bilmek lazım. Buradaki dalgaları okuyamayan bir detektör getirirseniz neden cıhaza rağmen ceza yemeğe devam ettiğinizi buluncaya kadar biraz zaman geçebilir.
Radyo dalgaları yerine lazer kullanan cihazlar da var ve asıl mesele bunların hangi oranda kullanıldığı. Yüzde kaçı nedir bilmiyorum ama geçen aylarda okuduğum birkaç yazıda türkiyede çeşidin arttığını söylüyordu.
---
Radyo dalgalarıyla işleyen klasik radar cihazına karşı iki tip dedektör var ; aktif olanlar kendisi de bazı radyo dalgaları yayıyor ki yakalanıyor. Pasif olanlar daha yeni teknoloji ve başarılı olduğu söyleniyor. İkisi de görece ucuz.
Pasif olanların birçok dalga tipinde çok başarılı iş yapanları var , iyisi biraz pahalı.
Başarılı bir pasif radyo dedektör + lazer ikisi bir arada modeller de var galiba ve işte bunlar pahalı.
---
Kullanılan cihazların büyük bir yüzdesi radyo dalgalarıyla çalışan radarlar ise sorun yok aslında. Ama diğerleri de yaygınlaştıysa bu iş yaş anladığım kadarıyla..
---
"Radara karşı dikiz aynasına CD as, polisin cihazını yanılıtıyor" şeklinde bir geyik dönmüş birzamanlar biryerlerde. İnsanlar buna inanıp asmışlar cd leri ön camlara.
Hatta , ya cd ipin ucunda sallanırken boyalı tarafı öne denk gelir de sakata gelirsek ? olayını bile düşünen olmuş bu memlekette. Bu insanlar iki cd yi sırt sırta kullanma tekniğini geliştirmişler. Adam cd ile çözmüş olayı. Emre de başlık açmış gece radarına dikkat diye. Peeehh.. _________________
Kayıt: Mar 28, 2005 Mesajlar: 137 Nerden: Istanbul / Anadolu
Tarih: Prş Hzr 17, 2010 9:11 am Mesaj konusu:
Radarlar çalışma prensibine göre 900 mhz sinyali atar ve araca çarpıp geri dönüş süresine göre hız hesaplar.
Dedektörler ise bu çarpan sinyali yakalarlar. Eğer sizden önde bir araç radar sinyaline maruz kalmamışsa yani siz ilk geçen araç iseniz dedektör yakalamaz.
Ayrıca her gsm radyolink istasyonu yakınından geçerken de dedektör çıldırır.
Her adım başı gsm baz ve radyolink istasyonu mevcut. En son Ayvalık a giderken dedektörü kapatmıştım zira hiç susmuyordu artık.
En güzeli motorlu iseniz plakayı sökün ben yola çıkarken öyle yapıyorum _________________ Yolunuz Açık, Şansınız bol olsun
_______________________________
Murat TUĞTEKİN
BMW R1150 GS ADVENTURE
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız