Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Tarih: Çrş Arl 02, 2009 9:56 pm Mesaj konusu: motosiklet kazası, dibe vuran bir hayattan zirveye yolculuk
Selamlar. Çok uzun bir zamandır yazdığım ilk yazı. Hayatın içinden bir kesit. Hem acı, hem tatlı anıların olduğu bir parçası hayatımın. Dibe vuran bir hayattan, adım adım zirveye yolculuğunun hikayesi.
Bu zirve yolculuğu hikayesi birkaç yıl öncesine dayanıyor. Ampute
olmadan öncesine kadar gidiyor aslında.
İlk zirve maceram 11.Haziran 2006'da Orta Torosların Medetsiz
Zirvesiydi (3524m). Bu zirve sonrası 3 kişilik ekibimiz ile başka
zirvelerin planlarını yaptığımız dönemlerde gözümüzü Aladağlar'a
dikmiştik. Ekipteki en tecrübesiz dağcı ben olduğum için seçilen
zirvenin bana uygun olmasına dikkat edilmişti. Planımız Ekim 2006'da
Emler Zirvesine (3723m) tırmanmaktı. O günlerde planlanan çıkış
tarihini birtakım sebeplerden ötürü bir hafta ertelememiz gerekmişti.
O hafta aniden kış bastırdı. Tırmanışı 2007 baharına erteledik.
Kim bilebilirdi ki 2007 baharının ne süprizler getireceğini.
Süpriz denince akla hep hoş, toz pembe süprizler geliyor tabi. Benimki
ise biraz farklıydı.
19.Mart.2007'de sabah işe giderken bir motosiklet kazası yaptım.
Geçirdiğim kaza sonucunda sağ ayağımı diz altından kaybettim.
Sol dizim ancak 5 ameliyat sonrası toparlandı. Toplamda 107 gün hastanede
yattım ve aylar sonra tekrar ayağa kalkmayı başardım.
27 yaşında, ayakta durmayı, yürümeyi sil-baştan öğrendim.
ilk ayaga kalktıgım an
Bu kaza bir seferde o kadar çok şey götürmüştü ki!
Hastanede geçirdiğim günlerde hep birşeyi düşündüm durdum.
Kaybedilenlerin boşluğunda kaybolmak mı? Yoksa bu boşlukları
dolduracak birşeyler bulmak mı?
Alınacak en önemli karar buydu.
Ben boşlukları doldurmayı tercih ettim. Bunların boşluğunda
kaybolmamak, bu boşlukları dolduracak birşeyler bulmak için çok çaba
sarf ettim.
Kaybedilen bir uzuv, motosiklete binememek, yada ertelenmiş bir Emler
Zirvesi tırmanışı ve daha neler neler olabilirdi. Olabilirdi diyorum
çünkü kaybedilenlerin neler olduğunu düşünmek yerine ben mevcut
şartlarla neler yapabileceğime odaklanmakta kararlıydım. Neleri
yapamıyorum değil, neleri yapabilirim di asıl mesele.Böyle de yaptım...
Bence "hayatta ki tek engel bir engel olduğunu düşünmekti!"
İnsanlar engelleri kafalarında yaratıyorlar. Ne kendiniz ne de bir baskası icin bu engelleri yaratmayın.
Hastane günlerinde, dim dik ayakta duracağım gunleri beklerken, bir
hayalim vardı.
Kaza öncesinde ertelediğim bir tırmanış - EMLER ZIRVESİ tırmanışı.
Birşeyleri yarına ertelenmesi durumunda onları sonsuza kadar kaybetme
riskinin nedemek olduğunu çok iyi anlamıştım yaşadığım kazada.
Protez rehabilitasyonu, sonrasında yürümeye tekrar başlamam ve
çarşakta ilk adım, karda ilk adım derken ilk birkaç km'lik yürüyüşler
gerçekleşti...
karda ilk adım
çarşakta ilk adım
Emler öncesinde bir zirve denemem daha olmuştu. 13.Temmuz.2008'de
Medetsiz'e tırmanmayı denedim. Ancak 4 saatlik bir yürüyüş ardından
havanın bozması ve fiziksel olarak tükenmem sebebi ile dönme kararı
aldım. Bu tırmanışımda bana 3 dağcı arkadaşım eşlik etmişti
temmuz bolkar'lar denemesi
Dönmek, çok zoruma gitmişti.
"Vazgeçeceğin noktayı bilmekte bir erdemdir" diyerek kendimi içten içe teselli etmeye çalıştım.
İnanmıştım, çabalamıştım, bırakmam gereken yeri de bilmiştim...
İşin özünde önemli olanda buydu.
Artık zirvelere sadece uzaktan bakmaya karar vermiştim. Bu beni sık
sık dağlara gitmekten, yürüyüşlerden, kamplardan alıkoymadı. Dağlardan
vazgeçmemiştim. Heybetli dağların büyüleyici görüntüsünden, temiz
havada yürüyüşlerden vazgeçmemiştim.
Genelde Toros'larda bildigim patikalarda yürüyüşlerime devam ettim.
Kimi zamanlar 5-6km bazen 12km'lik yürüyüşler yaptım arkadaşlarla.
Dağcılık oynuyorduk bi nevi. Genelde 2800~3000 metre rakımlara
çıkıyorduk. Biraz mangal keyfi biraz spor...
daglarda devam
yürüyüşlere devam
EMLER ZİRVESİ - Hayal'di... Hedef'e dönüştü...
22.Ekim Perşembe günü gelen bir telefon ile aldığım Emler Zirve
Tırmanışı daveti bir anda herşeyi değiştirdi.
Kim bilebilirdiki vazgeçmemenin bukadar önemli oldugunu.
Son haftalarda yapmış olduğum antrenmanlar bu tırmanış için hazır
olmamı sağlamıştı. Şansımı deneme konusunda beni cesaretlendirdi.
Tekrardan hedef belirlemiştim. Emler Zirvesi - Aladağlar.
Yüreğimde derinlerde hissediyordum. Olacaktı. İnanıyordum. Önümde
hiçbir engel yoktu.
24.Ekim cumartesi saat 13:00 sularında Ortapedia Hastanesinin önünde
katılımcı grup ile bulustuk. Adana'dan harekete geçtik.
Demirkazık Dağ Evinde bir traktöre binerek Sokullu Pınar'da kamp
yerimize doğru harekete geçtik.
Akşam sakin geçti. Sırtımı kamp ateşine dönerek tüm gece zirvelere
baktım. Bir aksilik çıkmaması için, bana güç vermesi için dua ettim.
Sabah 06:00'da harekete geçtik. Rehber Mehmet Şenol ve Ortapedia
hastanesi kadrosundaki dağcılardan oluşan bir ekiple yola çıktık.
Yolun bir kısmında katır sırtında devam ettik. Her adımda heyecanım
biraz daha artıyordu.
Kapı, Karayalak Vadisi, Çelik Buyduran derken Emler Zirvesine giden
patika yol görünmüştü.
İlk kez o zaman kesin olarak emin oldum. Bu zirveye çıkacaktım.
Gerekirse sürüne sürüne...
Kazadan önce çıktığım en yüksek nokta Medetsiz'di - yükseklik 3530m'yi
gösterdiğinde her adımda bir ilke imza atmaya başlamıştım. Yan
tarafımda Göller Platosu, Direk Taş manzarası beni büyülüyordu.
Yukarıda da EMLER.
Kısa bir sure sonra 13:30 sularında EMLER ZİRVESİNE (3723m) çıkmıştım.
Demirkazık ve diğer zirveleri izledim. Çamardı, Çukurbağ tarafına
doğru baktım.
Bir HAYAL'di EMLER, yılmamış, vazgeçmemiştim. Bir HEDEF olmuştu. O
anda ise GERÇEKLEŞMİŞTİ.
emler zirvesi - 3723 metre
Kendime, aileme, sevdiklerime bir söz vermiştim. Kaza veya başıma
gelenler beni yıkamayacaktı. Ben dimdik ayakta duracaktım. Bunu
başardığımın en somut örneğiydi EMLER ZİRVESİ.
Herkes için geçerlidir! Hayatta ki tek engel bir engel olduğunu düşünmektir.
Inanmak, çabalamak, zorluklardan yılmamak önemlidir, gereklidir.
ATATÜRK'ün de dediği gibi - "MUHTAÇ OLDUĞUN KUDRET, DAMARLARINDAKİ
ASİL KANDA MEVCUTTUR !"
Zirvede çektirdiğimiz hatıra fotoğrafları ile bu anı ölümsüzleştirmiştik.
Kim bilir, belkide zirveye çıkan İLK TÜRK AMPUTE DAĞCI olmuştum.
İnsanın hayatında başına gelebilecek büyük olaylar vardır. Benim
yaşadıklarım gibi.
Bizler çoğu zaman bu olayları herşeyin bittiği an olarak kabullenir ve
hayatımızı yaşamamak yönünde kararlar alırız...
Halbuki bu olaylar en çok bir satır sonudur. Bir sayfa sonudur.
Yapılması gereken, yeni bir satır başı; yeni bir sayfa başıdır...
Hayatı doya doya yaşamak yönünde kararlar almaktir.
Bu zirve bu şekilde alınan kararlar zincirinin neticesidir.
Yaşanan bu olaylar neticesinde alınması gereken dersler nelerdir peki?
Biraz da bundan bahsetmek istiyorum.
1. Tesadüf eseri yaşar şekilde hareket etmeyin.
Bu şekilde motor, araba kullanmayın. Yaptığınız her ne ise, tesadüf
eseri yaşar şekilde yapmayın.
2. Tedbirli olmak pişman olmaktan iyidir.
Sonradan üzülmek ve hataları telafi etmek için çabalamak yerine, en
baştan tedbirli olun arkadaşlar.
3. Tek dileğim "Dilerdim ..." ile başlayan cümlelerle yaşanmasın hayat.
Keşkeler, inanın hiçbirşeyi düzeltmemekte. Her ne olursa olsun daima
ileriye bakın. İnanın, sadece anı değerlendirmek ve geleceğe şekil vermek elimizde.
4. Trajediler ve kötü süprizler de en az iyi süprizler kadar doğaldır.
En kötüsüne de hazırlıklı olun.
Dedim ya, trajediler en çok bir satır sonu / sayfa sonu olabilir. Bir
nevi yeni bir başlangıçtır aslında.
(Trajedileri komediye cevirin, bu pozitif enerji ruhunuzu besleyecektir. Gerekirse kendi kendinizle dalga geçecek kadar cesur olun.)
fotograftaki sır
5. Hedefler tek hamlede ulaşılır olamaz her zaman.
Küçük küçük adımlar atacak kadar sabırlı olun. Hedefiniz her ne ise
bunu başaracağınıza inanarak atın bu küçük adımları. Başarıya inanmak,
sabırlı olmak ve vazgeçmemek anahtarınız olsun.
(ben yürümeye 27 yaşında yeniden başladım, ilk adımları paralel barlarda attım, sonunda 3723 metreye çıktı bu adımlar)
6. Doğa da temel bir kanun vardır. Akım dirençsiz yolu tercih ederek,
kısa devre yapar ve tamamlar devreyi. Siz bu kanuna inanmayın,
uymayın. Zorluklar karşısında yılmak kısa devredir, siz dirençli - zor
olan yolu tercih edin. Yılmayın zorluklar karşısında.
7. Ertelemeyin. Hayallerinizi, hedeflerinizi, aklınızdan geçenleri
ertelemeyin. Bugün ertelediklerinizi, yarın için yapabileceğinizin garantisi yok.
8. Her yeni gün, dün den daha iyi olacak diye bakın hayata. Yarını daha iyi yapacak tek şey sizin bakış açınızdır.
---
Zamanında bir mesajımda kaza sonrası süreci şu şekilde ifade etmiştim
Yuce Allah’in hayatımı bagişladigi korkunc kaza sonrasi, aranıza donusumun ilk asamasi (hastanede yatıs) tamamlandı. simdi tekerlekli sandalyede gececek ve ayaga kalkısın altyapısı olacak 2 nci asama basladi.
Bundan sonrasında 3ncu asamada koltuk deynekleri ile ayağa kalkmak ve fizik tedavi geliyor. Daha sonra 4ncu asamada protez secimi ve rehabilitasyonu… veee sondan bir onceki asamaada -5nci asama- protez ile yasama alışmak – calısmaya baslamak, serbestce yurumek,eglenmek vb – eski gucumu ve reflekslerimi yakalamaya calısmak…
Gelelim 6nci asamaya – simdilik surpriz olarak kalsin. Ama isteyenler hayal gucunu bir kullansin… benim yerimde olsaniz siz ne yapardiniz???
Artık 6ncı aşamanın ne olduğunu biliyoruz.
Bundan sonrasında ne var peki hayatımda?
Artık daha yükseklerde gözüm yok. Belki bir kısmınızın basın kaynaklarından okumuş olacağı üzere Emler Zirvesinden evlenme teklif ettiğim bir kız arkadaşım var. Bende bu kervana katılıyorum yani. Bundan sonra tüm enerjimi yeni kuracağım bu ailenin temellerinin sağlam olmasına harcayacağım.
biz
Hepinizin hayatta tüm dileklerinin gerçek olmasını ve sağlıklı mutlu bir hayat dilerim…
Selamlar
Kemal
basında gecen söz konusu haberler
star haber bulteni
Kayıt: Oct 14, 2004 Mesajlar: 2253 Nerden: TEKİRDAĞ
Tarih: Çrş Arl 02, 2009 10:12 pm Mesaj konusu:
Seni şahsen tanımak isterdim Çelikkol. Konuşmak veya elini sıkmak için değil. Sadece alnından öpüp sessizce oradan ayrılmak için. _________________ www.yakurtulus.com
benim de ilk zirvem emlerdir. 2008 mayıs ayında tırmanmıştık Adana' lı arkadaşlarla.
çok güzel bir yazı ve çok güzel nasihatlar buldum yazında. aslan bir yüreğe sahip olmak buna derler sanırım. iyi geceler...
çok memnun oldum bunları okuduğum için. tebrikler. ben scooterla devam edersin diye düşünmüştüm ama sen zirve yapmışsın =) _________________ http://serhatgursoy.com
r1200GStar
Gurur duydum, icim costu, sabah sabah butun iyilik duygularimi ayaga kaldirdin. Sen cok yasa ve bu olumsuzluklar icine gark olan insanlara MUTLULUK/GURUR/ONUR ve GUC aşıla hep boyle.
Tek kelimeyle, MÜTHİŞSİN, MUHTEŞEMSİN!!!
Ve bizlere verdigin evlilik mujdene inan can'ı yurekten MUTLULUK duyarak katiliyorum.
Sana ve sevgili mustakbel esine, bugune dek yasadiklarinizdan COOOK DAHA MUTLU bir yasam diliyorum.
_________________________
Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - Ist. & C.kale
SAGLIK, HUZUR, MUTLULUK, BEREKET ve BERABERLIK. ®
R 1150 GS
GT 200
GSM : 0-532/264 17 30
mail: vap1953@yahoo.com Is : 0-286/218 08 08 www.kolinhotel.com Bir insanin bildigini zannettigi bir seyi, ogrenmesi imkansizdir(Epiktetos)
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1396 Nerden: Istanbul
Tarih: Prş Arl 03, 2009 8:42 am Mesaj konusu:
azmin zaferini paylaştığın için teşekkürler, zaten seni ilk günden itibaren takip ediyorum ve talihsiz olaydan sonra her mailinde ayrı bir azmin zaferini görüyordum,ama bu son aktiviteye şapka çıkartılır ,helal olsun, başarılarının devamını dilerim.
Anlattiklarinizin her satiri gercekden buyuk anlam tasiyor. Su hayatta insanin sadece yurekten inanip istedigi hayaller gercege donusuyor. Size evlilik hayatinizda mutluluklar dilerim
Kayıt: Jun 23, 2005 Mesajlar: 2823 Nerden: İSTANBUL
Tarih: Prş Arl 03, 2009 10:02 am Mesaj konusu:
Hürriyet gazetesinde o yazıyı okurken de gözlerim dolmuştu. Şimdi bu yazdıklarını okurken de.
Aladağlar'da Büyük Demikazık'a tırmanmıştım ben de zamanında. Emler, Kaldı, Alaca, Küçük Demirkazık, Direktaş, Parmak Kaya, Sokullu Pınar. Şu an gözümün önünde canlandırabildiğim müthiş coğrafyalar. O kazadan sonra oralarda olmak, hem de zirveye dokunmak, ayakta alkışlanacak, şapka çıkarılacak bir şey.
"Düşmek, sadece yere düşmek değil, düştüğünde yerden kalkamamaktır" diye sevdiğim bir söz vardır. Bunun en güzel, en çarpıcı örneği olmuşsun. Yolun açık olsun.
Kayıt: Feb 09, 2006 Mesajlar: 661 Nerden: Maltepe/istanbul
Tarih: Prş Arl 03, 2009 10:18 am Mesaj konusu:
Çok anlamlı bir yazı olmuş,ben uzaklardan sana geçmiş olsun derken,kısa bir zaman dilimi sonrasında böyle dağa çıkabileck azimde olduğunu tahmin etmemiştim.
Yılmadığın ve tek ayakla bile yere sımsıkı basma azminde olduğun için çok mutluyum,dünya da kendine acıyan ne kadar fiziksel açıdan sağlıklı insan var,her şeyleri sağlam olduğu halde "yapamam,dayanamam,kalkamam..vs." düşüncesi ile kendilerini miskin bir şekilde kısıtlamışlar.
Bravo,çok hoşuma gitti,başarılarının devamını diliyorum, ve mutluluklar..
Başarmak istemek başarmanın yarısıdır. _________________ sevgiler
Tuncay Topkara
ata007@e-kolay.net
HERKES İSTEDİĞİ HAYATI MUTLU YAŞASIN...
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız