Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kayıt: Mar 23, 2006 Mesajlar: 253 Nerden: İstanbul
Tarih: Cmt Tem 07, 2007 5:34 pm Mesaj konusu: Dikkat!!! Körler ve Sağırlar da RESMEN trafikteler!
Belki zaten biliyorsunuzdur ama ehliyet kurslarının bu yeni maddeleri kullanarak müşteri aradıklarını internet sitelerinde görünce tüylerim diken diken oldu. Zaten "çarpışan araba pisti" modundaki yollarımız olduğundan da daha tehlikeli hale gelecek korkarım...
Ehliyer alımına ilişkin yönetmelik 26.09.2006 tarihinde yayınlanmış. Buradan ulaşabilirsiniz...
http://mevzuat.meb.gov.tr/html/26301_0.html
Aşağıdaki maddelere özellikle ilginizi çekerim. Yakında trafik kurallarını da kaldıracağız zaten, nasılsa pratikte değerleri yok. Madem denetlemiyoruz, o zaman yasallaştıralım; değil mi???
Madde 5 :
(6) Gece körlüğü olanlar gün doğumundan bir saat önce, gün batımından bir saat sonra araç kullanabilirler.
(7) Renk körlüğü olanlar, herhangi bir koşul aranmadan sürücü olabilir.
Madde 7 :
f) Bedenen ve ruhen sağlam, görme derecesi sürücü belgesi almaya elverişli olan işitme ve konuşma engellilere, ticari olmamak koşuluyla sadece otomobil kullanmak üzere H Sınıfı Sürücü Belgesi verilebilir. Bunların kullandıkları aracın arka camının sol ve sağ üst köşelerine işitme ve konuşma engelli olduklarını belirleyen işaretler (Ek:2) yapıştırılması ve yeterince dikiz aynaları ile araçların donatılması gereklidir. Ayrıca, her iki kulakta 50 dB’den fazla işitme kaybı olan ve/veya işitme cihazından fayda görmeyen olgular bu kapsamda değerlendirilir.
Allah sonumuzu hayır etsin... Sağlıcakla kalın... _________________ FireStarter
Kanuni Caracal 200
ARA Bronz
B Rh(+)
Kayıt: May 11, 2005 Mesajlar: 921 Nerden: İstanbul
Tarih: Cmt Tem 07, 2007 10:24 pm Mesaj konusu: Re: Dikkat!!! Körler ve Sağırlar da RESMEN trafikteler!
firestarter demiş ki:
Belki zaten biliyorsunuzdur ama ehliyet kurslarının bu yeni maddeleri kullanarak müşteri aradıklarını internet sitelerinde görünce tüylerim diken diken oldu. Zaten "çarpışan araba pisti" modundaki yollarımız olduğundan da daha tehlikeli hale gelecek korkarım...
Ehliyer alımına ilişkin yönetmelik 26.09.2006 tarihinde yayınlanmış. Buradan ulaşabilirsiniz...
http://mevzuat.meb.gov.tr/html/26301_0.html
Aşağıdaki maddelere özellikle ilginizi çekerim. Yakında trafik kurallarını da kaldıracağız zaten, nasılsa pratikte değerleri yok. Madem denetlemiyoruz, o zaman yasallaştıralım; değil mi???
Madde 5 :
(6) Gece körlüğü olanlar gün doğumundan bir saat önce, gün batımından bir saat sonra araç kullanabilirler.
(7) Renk körlüğü olanlar, herhangi bir koşul aranmadan sürücü olabilir.
Madde 7 :
f) Bedenen ve ruhen sağlam, görme derecesi sürücü belgesi almaya elverişli olan işitme ve konuşma engellilere, ticari olmamak koşuluyla sadece otomobil kullanmak üzere H Sınıfı Sürücü Belgesi verilebilir. Bunların kullandıkları aracın arka camının sol ve sağ üst köşelerine işitme ve konuşma engelli olduklarını belirleyen işaretler (Ek:2) yapıştırılması ve yeterince dikiz aynaları ile araçların donatılması gereklidir. Ayrıca, her iki kulakta 50 dB’den fazla işitme kaybı olan ve/veya işitme cihazından fayda görmeyen olgular bu kapsamda değerlendirilir.
Allah sonumuzu hayır etsin... Sağlıcakla kalın...
Allah sonumuzu hayır etsin amin de, engelli vatandaştan ne istiyorsunuz anlamadım.
Nice sağlamlar vardır ki bakarlar ama göremezler, akılları yoktur düşünemezler, yaptığı dikkatsizliğin nelere mal olacağını hesab edemezler.
Özürlü-engelli insanlar, pek çok engelsizden daha dikkatli ve farkındalıklı araç kullanır.
Sağır insanın ehliyet almasında ne mahzur olsun. Duyarak değil, görerek kullanıyoruz.
Renk körlüğü sürüşte bir engel değildir.
Tavuk karası olan da kendini bilir.
Ölülerden korkanlar için bir söz vardır: "Asıl, bunun dirisinden korkacaksın" derler.
Kayıt: Mar 23, 2006 Mesajlar: 253 Nerden: İstanbul
Tarih: Pzr Tem 08, 2007 7:35 am Mesaj konusu:
Merhaba Remzi,
Yıllarca zihinsel ve bedensel engelliler ile ilgili konularda gönüllü olarak çalışmışlığım var. Halen de çok sayıda engelli arkadaşım olduğunu söyleyerek başlayayım. Yani engelliler ile ilgili hiç bir sorunum yok, aksine onların hayatlarını daha kolay yaşamaları için yapılması gerekenlerin yerine getirilmesini savunuyorum.
Ancak taşıt kullanmak, bence silah kullanmaya benziyor. Engelliler ile sıkı fıkı olduğum için de, çoğunun içinde bulunduğu fiziksel ve psikolojik durumu biliyorum. Bu konuda hassas olduğuna göre sanırım sen de bu konuda ilgilisin. Öncelikle, engelliler genelde kendi engellerini kabul etmemek veya olduğundan hafif görmek eğilimindedirler. Bu, psikolojik olarak da aşmaları çok zor olan bir durumdur, ve ne yazık ki çoğunlukla aşamazlar. Bu büyük bir problem, çünkü belirttiğinin "engelli olduklarını bildikleri için daha dikkatli olurlar" tezinin karşısında bir durum yaratıyor ve dikkat etmiyorlar.
Detayda tartışırsak:
- Tavuk karası : Gece görüş kaybı olduğu için gerek arabaları, gerekse de (özellikle) yaya ve Motorları görmeme ve kaza yapma olasılığı çok yüksektir.
- Renk körü : Nispeten daha hafif bir kusur ama özellikle trafik ışıklarını göremeyenler (yeşil-kırmızı) ciddi bir sorun oluşturur.
- Sağırlık : Sana bu konuda katılamıyorum zira araç sadece görerek kullanılmaz. Araç kullanmanın çok büyük bir bölümü de duymaktır. İşitme engelliler bunu, zaten duymadıları için, bilemeyebilirler, ama gerek arkadan, yandan gelen bir aracın motor beya korna sesini duymak, gerekse kendi aracından gelen arıza seslerini duymak hayati önemdedir.
Trafik kuralları hem sürücünün kendisini, hem de kamuyu (diğer sürücüleri) korumak için vardır. Düz ve açık yolda herkes gider ama önemli olan sorunlu durumlarda olaya hakim olabilmektir. Görüş ve işitme kısıtlarının bu imkanı tanıyacağını düşünmüyorum. Kullanılacaksa bile motor güçleri vb. kısıtlanmış özel araçlar kullanmalıdırlar, kanımca.
Bir öndeki post'umda da söylediğim gibi, "kötü örnek, referans kabul edilemez" ve "zaten sağlamlar da kötü kullanıyorlar, boşver sakatlar da kullansın. 3-5 kaza daha fazla oluversin" gibi bir yaklaşımı kabul etmem mümkün değil. _________________ FireStarter
Kanuni Caracal 200
ARA Bronz
B Rh(+)
Yakında trafik kurallarını da kaldıracağız zaten, nasılsa pratikte değerleri yok. Madem denetlemiyoruz, o zaman yasallaştıralım; değil mi???
Trafik kurallarının pratikte bir değerinin olmaması acı ama gerçek. Hicven söylediğiniz yasallaştırma da ne yazık ki gerçek. Özürsüz görünümlü (ancak toplumsal özürlü) insanlarımızın araç kullanmadaki becerilerini de biliyoruz. Cep telefonu ile konuşurken tek elle akıcı trafikte araç sürenleri mi konuşalım, ön koltuğa hatta bazen kucağına ufacık bebesini (mutlaka oğlandır) oturtanları mı? Gümbür gümbür müzik dinlerken kornaları duymayan duysa da duymamazlıktan gelen biri ile duyma özürlü bir insan arasında tartışmasız fark fardır. Bir kere biri duyma özürlü, diğeri toplum özürlüdür. Ama gelgelelim fiziksel bakış açısından ikisi de aynı derecede trafiği tehlikeye sokacaktır. Sadece kendilerini değil, potansiyel kazaya karışabilecek diğer araçtakileri de. Kimsenin insan hayatı ile oynamaya hakkı yoktur. Bizi yollarda biçenlerin toplumsal mı yoksa fiziksel engelli mi olması bizim biçilivermemiz gerçeğini değiştirmeyecektir.
firestarter demiş ki:
Bir öndeki post'umda da söylediğim gibi, "kötü örnek, referans kabul edilemez" ve "zaten sağlamlar da kötü kullanıyorlar, boşver sakatlar da kullansın. 3-5 kaza daha fazla oluversin" gibi bir yaklaşımı kabul etmem mümkün değil.
Ama oluyor işte. Mutlaka bir bildikleri vardır. Belki de özürlü oylarının birden bire farkına varıvermişlerdir. Kimbilir.
Hangi fiziksel engelin araç sürmeye engel olacağı, hangisinin olmayacağı oldukça detaylı araştırma konusudur. Bu araştırmaları kanun koyucularımız yapamıyorsa bari yapılanları okusunlar. Bizden daha gelişmiş ülkelerin bizden çok önce başlayan trafik sorunlarına buldukları çözümleri bizden çok daha geri ülkeler bile bizden daha iyi uyguluyorlar. (Tavuk karası ve işitme kaybı olan özürlüler trafikte araç kullanamaz. Renk körü kullanabilir, çünkü trafik ışıkları hep aynı sırada dizilirler, arka lambalar hep kırmızıdır ve sinyaller yanıp sönerek arka lambalardan farklı olduklarını gösterirler. Trafikte renge gereksinim yoktur.)
Şunları hatırlamakta fayda var:
2004'e kadar ülkemiz araç başına düşen ölümlü kazalarda %14 ile dünya birincisiyken (ikinci %3,5 ile ABD'ydi) son yıllarda birinciliği Rusya'ya kaptırmıştır. Yetkililer, ölümlü trafik kazalarındaki nicel azalmanın nedenlerini; araçların yenilenmesi, otoyolların artması ve tercih edilmesi olarak sıralıyorlar. Halen dünyanın en kötü ikinci ülkesi olmamızı neye borçluyuz acaba?.. Sanırım bunu hepimiz biliyoruz.
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız