Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Çok teşekkürler Rüzgariın Kızı, eline sağlık.
Bu arada teknik speklerde bir ayrıntıya takıldım. Rölanti ayarı diye sonlarda bir cümle. Böyle bir açıklamaya başka motor speklerinde hiç rastladığımı hatırlamıyorum. Servis bilgisi olmalı. Bana birşey ifade etmedi. 8900 devirde bu ayar nasıl yapılır anlamış değilim. Cehalet olsa gerek.
Bu arada CBF 1000 icin yorumlarini da eklersen cok memnun olurum.Henuz buralarda alana rastlayamadik.Sen test ettigine gore birseyler paylasabilirsin.
Simdiden tesekkurler
Evet mümkünse bir de CBF 1000 testi isteriz. Benim de merak ettiğim bir model. Bir de oradayken kulağınıza yeni Hornet ile ilgili bir şeyler geldi mi?
Katkınız için teşekkür ederiz. _________________ Kayıhan ZEYBEK
34738
R1200 GS
slm ben murat konuyla, alkası yok ama burdan bir teşekkür etmek istiyorum.izniniz olursa burdan- AŞB- çok teşekkür ediyorum.onun yazılarını okuya okuya motosiklet sevdalısı oldum ve bende bu sevda büyük bir tutku haline geldi tekrar teşekkürler bunu ne zamandan beri yazmak istiyordum kismet bugün neymiş
Arkadaşlar öncelikle çok teşekkür ederim hepinize...
Muratcım ne mutlu bana... Umarım aynı zamanda bilinçli bir motorcu olma yolundasındır, sanırım öylesin ki buradasın benim de ettiğim laf şimdi...
CBF 1000 çok özel ve ayrı bir dosya... Ben şu fotoğraflı dosya yazma acemiliğimi Deauville ile bir atayım, akabinde CBF 1000 ile ilgili de bir dosya yazacağım söz... Bir de benim test fotolarım gelsin istiyorum hani bizzat kullanırkene...
Bu arada Deauville daha bitmedi, sıkıldınız mı yoksa?
Kayıt: May 27, 2005 Mesajlar: 1900 Nerden: Istanbul
Tarih: Cum Mar 03, 2006 1:30 pm Mesaj konusu:
Sevgili ASB,
Artci olarak test imkanin oldu mu acaba, artci icin nasil durum, bir de motoru kullanirken uzun boylular icin bir dezavantaj olusturacak durum var mi? Konforlu mu kisaca?
Su da olasydi diyebilecegin baska seyler carpti mi gozune? (beygir gucu disinda..Aksesuar olabilir ya da teknik biseler falan...)
Bu gittiğim avrupa lansmanıydı ve benim dışımda gelen diğer gazeteciler olayı fena halde abarmış olduklarından hiçbirinin arkasına binmeyi gözüm yemedi... Artı durumları ile ilgili yorum yapmam çok doğru olmaz bu durumda...
Uzun boyluluk durumuna gelince aramızda oldukça uzun boylu bir arkadaş vardı. Motoru çok sevdiğini ve rahat ettiğini söyledi ancak bu konuda da yorum yapmak için uzun boylu olup kullanmak gerekir. sadece şunu söyleyebilirim sele gerçekten çok ince... Yukardan baktığınızda ince belli durumları var ciddi anlamda. Ben yere neredeyse tam taban basabiliyordum. Bu anlamda bir ihtimal uzun bacaklar için sorun oluşturabilir.
Eklenebilecek ne olabilirdi? Beygir dışında demişsin ama en bariz eksikliği bence gücü idi. Orda her modeli yapan japon mühendisler de bizimleydi. Onlara da aynı şeyi söyledim. Bunun dışında ön cam ayarı bayaa zor. Yani hop diye yükseltip hop diye alçaltamıyorsun. Sökme takma durumları var bu can sıkıcı. Bir de gidon bana çok Transalp'i hatırlattı. Cılız.. Böyle bir motorda hani şöyle biraz daha dolu dolu bir tutuş istiyo insan... Yol tutuşu değil elbet, hani ele gelsin istiyosun...
Genel görünüş olarak maksi scooter ile touring arası bir dizayna sahip. İnce bedeni trafikte oldukça büyük bir avantaj bence. Oturduğunuzda bu tip motorlara göre çok ince bir sele yere çok rahat basmanıza imkan veriyor.
4 ayrı renk seçeneği var…
Yan çantalar genellikle ciddi bir çıkıntı oluşturduğundan bazen dej avantaj haline gelir bu tip makinelerde ama Deauville’in yan çantaları biraz hacim olarak küçük olsa da böylelikle gövdeye daha bir yakın durup, bu dejavantajı azaltıyor. Ancak çantalar gövdeye tamamen entegre. Yani uzun yolda takayım şehir içinde çıkartayım diyemiyorsunuz.
Yan çantalardan sol çanta 27.4 litre, sağ çanta 26.7 litre hacme sahip. Bir de iki çantayı birbirine bağlayan bir kanal var. Yapan mühendis buna baget gözü diyordu. Uzun baget sandviçi çok seviyo galiba bu mühendis…
Desteklenmiş hafif çelik şasiyi önde 41mm lik tepkili ve kolay kontrollü ön çatal arkada ise ayarlanabilir tek amorstisör tamamlıyor. Bu arada arka süspansiyon ayarı da tek düğmeden yapılabiliyor. Ben sert konumda sürüşünden daha mutlu oldum. Özellikle virajlarda…
Oldukça büyük ve mutireflektörlü çift ön farlar öyle aman aman bir albeniye sahip değil.
İki konumlu yükseklik ayarlı ön cam 170mm yukarıya kalkabiliyor. Ancak ben yüksek konumundan hiç memnun kalmadım. Camın tam bitiği yer benim tam göz hizama geliyordu ve bu da sürüşte kafamı ya aşağıya ya da yukarıya uzatmamı gerektiriyordu. Sıkıcı bir durum. Ancak bu sonuçta benim için geçerli her motorcunun boyu bir olmadığı için benim boylarımdakiler için bir eksi diyelim…
Ayrıca bu ön cam ayarı da bayaa bir söküp takma işlemi gerektiriyor, hoş yükselteyim hop alçaltayım diyemiyorsunuz...
Grenajların rüzgar koruması oldukça başarılı. Ayna kolları da 55mm uzatılabiliyor.
Gösterge panelinde hız, devir, yakıt ve sıcaklık göstergeleri ve ayrıca LCD ekranda odometre, yakıt tüketimi göstergesi ve saat var… Bir de gösterge panelinin altında iki tane çok amaçlı gözü var.
En son ruzgarinkizi tarafından Cum Mar 03, 2006 1:57 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
bilinçli bir motorcu olucam emin olabilirsin -AŞB- .ben zaten neden bu mahalledeyimki yazılarını bir tanesini bile kaçırmıyorum .gerçi motorum yok biraz daha büyügim ondan sonra motosiklet alırım birazda motor hakkında bilgi sahibi olim dimi ....
Kayıt: Aug 08, 2003 Mesajlar: 449 Nerden: İstanbul
Tarih: Cum Mar 03, 2006 2:02 pm Mesaj konusu:
Ayşe Şule, yorumlarını aktarırken nelerden bahsedeceğini bilemiyorum o, yüzden kafamda olan bir kaç soru işareti aktarmak istedim. Yaptığın test sürüşlerden edindiğin bilgiler ışında yorumlarsan sevinirim.
1-Şaftın sürüşe tepkisi nasıl. Özellikle kalkış, yüksek devirlerde kompresyona bıraklıdığında ve vites küçültmelerde. Şaft ve şanzıman ikilisinin çalışması pürüzsüz müdür , yoksa GS lerdki gibi binbir gürültü ve parçalanma sesleri ile birlikte mi çalışıyor ? Şaft sistemi kafamda bir soru işareti. Acaba bu motor zincirli mi olmalıydı?
2-Ayak ve bacaklarda Pan European gibi ciddi bir rüzgar koruması sağlıyormu. Motorun aerodinamiği sürücüyü rüzgardan ve gürültüsünden koruyor mu? Yan çantalar çıkarılıp , takılabilme kolaylığı var mı? Çıktıklarında görüntü nasıl oluyor? Yan çantaların içi kullanışlı mı , yoksa girintiler ve çıkıtntılar olmak sureti ile şekilsiz bir içyapıyamı sahip?
3- Motosikletin ağarlık dağalımı nasıl? Motorun kafası yavaş manevralarda ağır mı? Yoksa 2 tekerede eşit ağarlık mı basıyor?
4- Amortisörlerin çalışma aralıkları bir touring göre oldukça kısa , ST ler ile hemen hemen aynı aralığa sahip. Türkiyenin , yamalı yolları amortisör performansı yeterlimdir. Yoksa Diğer ST ler gibi zıplaya zıplaya yolda geziniyor mu?
5- Üzerinde gelen lastiklerin marka ve modeli nedir ?
Malesef şu an için bırak sürmeyi yakından görme şansızmız bile yok. Sevgili honda bir tane bile vitrine koymak için bu motordan getirmemiş.
Mart sonu geldiğinde 1 tanesini bile test makinası olarak ayırıcaklarından şüpheliyim.
Teşekkürler.
EDIT: ben yazana kadar çanta kısmına cevap gelmiş. Fakat ben yineden çantaların performansını tam olarak anlayamadım. Fotolardan görüldüğü kadarı ile oldukça şekilsiz. 27 litrenin tamaını kullanmak mümkün değil gibi duruyor. _________________ "Hummerly, bupperly, zipperly, dupperly, hummerly, bupperly, zipperly, bop" -David Lee Roth
Can Yalım
Aprilia Pegaso T&T Raid
İstanbul - Kadıköy
Member of Toprrraaam Raydırs.
Kayıt: Jun 23, 2005 Mesajlar: 2823 Nerden: İSTANBUL
Tarih: Cum Mar 03, 2006 3:15 pm Mesaj konusu:
Sevgili Rüzgarın Kızı, teşekkürler bu ayrıntılar için. Fuarda motoru kurcalar gibi oldum. Şimdi bir tek makineyi görünce üstüne oturmak kaldı.
O yan çantalar ayrılsaymış daha güzel olacakmış. Gösterge paneli de Aegean_Lycan'ın dediği gibi otomobilden farkı yok... _________________ Motosiklet Teorisi ni ve Motosiklet Yol Sanatı nı okuyalım, okutalım...
Sabahın erken saatlerinde yaklaşık 30 motor, Atina’da bizim için daha doğrusu Deauville’yi test etmemiz için çizilen rotaya koyulduk. Rota motorun özelliklerine uygun olarak önce şehrin içinden geçip, sahil boyunca uzanan, çok keyifli virajların olduğu şehir dışına açılan keyifli bir yoldu.
Touring havasındaki Deauville şehrin içinde kendini bir maksi scooter gibi hissettirdi bana. Oldukça dengeli olması, ayaklarımın yere düzgün basması 259 kg.lık ağırlığını hiç hissettirmedi.
Ön panelinin dolu dolu otomobil gibi olmasına rağmen gidonlar bana Transalp’i tutuyormuşum hissi verdi. Demin de dediğim gibi böyle bir alette insan şöyle daha dolu dolu bir gidon, daha ele gelir bir şey istiyor. Fazla cılız kalmış… Elcik koruması olmaması da rüzgarla ellerinizi baş başa bırakıyor...
Uzun uzun virajların olduğu şehrin dışına doğru açılan yola geldiğimizde ilk izlenimim, uzuuun bir viraja biraz hızlı girdiğimde bu motorun kıçının başının epeyce salınacağı yönündeydi. Ancak her girdiğim virajda biraz daha süratlenmeme rağmen bu beklediğim olmadı.
Virajı konusunda beni ciddi anlamda şaşırttığını çok rahat söyleyebilirim. Özellikle süspansiyon ayarını sert konuma getirdiğimde… Ancak bunda kullandığımız yolun asfalt kalitesinin de payı bence oldukça büyük… Adamların öyle güzel yolları var ki, Allah ne verdiyse gitmek istiyor insan.
Türkiye’nin yamalı yollarında nasıl tepkiler verir, bunu ancak motor buraya geldiğinde anlayabiliriz.
Şafta gelince… Diğer şaftlı makinalardan alıştığımız huzursuzluk yerini sükunete bırakmış görünüyordu. Ne kompresyona bıraktığımda ne de vites küçültmelerinde beni rahatsız edecek homurtular ve uyumsuzluklar duymadım. Şanzımanla şaft ikilisinin oldukça uyumlu çalıştığını söyleyebilirim. Yani keşke zincirli olsaydı dedirtmedi bana.
Frenler altınızdaki güce göre fazla bile sayılabilir kanımca. Hadi abartmadan yeterli diyelim. Bunda kombine fren sisteminin de etkisi büyük. Hem ABS, hem CBS olunca frenler konusunda motoru saçmalatmak için bayağı bir uğraşmak gerekiyor…
İlk baştan beri anladığınız üzere en çok takıldığım konu aslında gücü. Tek başıma ve yüksüz seyahat etmeme, torkun da babalar gibi ‘üzülme, ben burdayım’ demesine rağmen hani keşke biraz daha olsaydı dedim kendi kendime.
Sürüş tadını en genel anlamda HUZURLU diye adlandırabilirim. Çünkü çok uslu, sakin bir mizacı var Deauville’in. Bu da insana huzur veriyor.
Aksesuarları bence yeterli hatta ön paneldeki iki adet eldiven gözü de küçük, ıvır zıvırı koymak için başarılı. Ancak yan çantaların içi öyle ferah ferah değil, 27 litre ama içi girintili çıkıntılı biraz... Top Case de takılabiliyor, orjinal top case var.
Motorun aerodinamiğine gelince… Selenin oldukça dar olması ve ön grenajın yapısı itibarıyla dizleriniz epeyce içerde kalıyor bu alette. Bu da rüzgardan ciddi şekilde korunmanızı sağlıyor. Ancak dizden biraz aşağısı için aynı şeyi söylemek zor.
Alçak konumdaki cam şehir içinde düşük süratlerde eyvallah ama uzun yolda epeyce rüzgarla başa başa bırakıyor insanı..Ben ön camımı dönüş yolunda yükseğe aldım. Evet ciddi anlamda rüzgarı kesiyor ancak benim anatomime hiç uymadı çünkü cam tam göz hizama geldiğinden altta mı kalayım yukarı mı çıkayım diye kıvranmaktan otele nasıl döndüğümü anlayamadım…
Ağırlık dağılımı konusunda her ne kadar görünüşte kafası hatta kendisi ağır gibi görünse de inanın alakası yok. Hatta ön tarafın hafifliğinden bile bahsedilebilir.. Zaten öyle fotoğraflarda göründüğü kadar cüsseli ve iri bir motor değil bu. Zarif bir kadına benzetilebilir. Çok narin ve kibar görünüyor.
2 ayrı lastik seçeneği var… Birincisi Bridgestone diğeri ise sanırım Michelin’di…
Gelelim hediyesine… Bu uslu çocuğun hediyesi 15.078 YTL
Sonuç olarak amacı; hem şehir içi ferah ferah motor kullanmak, hem de hafta sonu kaçamaklarında bulunmak olan, sakin, sürüşü güvenli, asla hiçbir agresifliği bulunmayan motorlardan hoşlanan motor sevdalıları için güzel bir motor.
tabi allah sevenlerine bağışlasın ama benim bu motorun renkleri konusunda nasıl desem bööle bi endişe değil, tereddüt değil, ama işte sevemedim sanırım nebleyim, kişisel görüş ama yine de söylemeden edemedim. fümesi en güzeli galiba.. _________________ A. Sadi TEKİN
Kayıt: Aug 13, 2003 Mesajlar: 2531 Nerden: Bruksel
Tarih: Cmt Mar 04, 2006 11:42 am Mesaj konusu:
ruzgarinkizi demiş ki:
Sonuç olarak amacı; hem şehir içi ferah ferah motor kullanmak, hem de hafta sonu kaçamaklarında bulunmak olan, sakin, sürüşü güvenli, asla hiçbir agresifliği bulunmayan motorlardan hoşlanan motor sevdalıları için güzel bir motor.
Yani diyor ki "Dövil yürümüyor"
Analiz için teşekkürler rüzgarınkızı... _________________ Entia non sunt multiplicanda praetar necessitatem¹...
Ilker Eryilmaz
2004 Suzuki SV650 S
Belcika/Bruksel
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız