Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Bilindigi uzere ilk olarak 1980 yilinda uretilen BMW GS serisinin gectigimiz yil 25. yas gunu idi. Bu baglamda Almanya genelindeki pek cok dergi konuyla ilgili ekler yayinladilar.
Bu bilgilerden bazilarini, kisa da olsa derledim. Ilgilenenlerden, kullanicilardan, nefret edenlerden bir istegim var:
BMW GS'in halihazirdaki kullanicilari, herhangi bir modelini kullanmis suruculer, herhangi bir modeline ilgi duyanlar kisa veya uzun bir sekilde:
-Polemige girmeksizin aracin kendileri icin dusundurduklerini, neden bu araci tercih ettiklerini,
-Urun kimliginin(markanin), secimde(veya gelecekte) etken bir rol oynayip oynamadigini,
-Yuzdeye vurursak(yaklasIk) daha cok hangi yol sartlarinda kullandiklarini,
-Asagida yer alan modellerden secmeleri gerekse, tercihlerinin hangisi olacagini ve cok kisaca nedenlerini
yazabilirlerse, Ezine icin toparlayip, bir arastirma yazisina donusturmeyi dusunuyorum.
GS sevmeyen arkadaslarin da katilimi gerekli. Onlar da:
-Polemige girmeksizin, "cirkin", "ben duydum kotuymus" gibisinden kisa ve gercek oldugu kesin olmayan cevaplar haricinde, neden begenmediklerini,
-Kullanip kullanmadiklarini yazarlarsa konuyu iki acidan ele alma firsati bulabilirim.
Lutfen, ilgilenen herkes bu konuya tek bir mesaj atsin, sadece kendi fikrini yazsin. Baskalarina cevap, yorum, bravo, +1 yazmak icin etrafta bir suru baslik var
Yazida, katilan herkesin ismi yer alacaktir. Simdiden tesekkurler.
-BMW'nin iki subapli hava-kafali motorunu kullanan bir BMW tasarimcisi,
kendisine arazide kullanabilecegi, yuksek suspansiyonlara sahip bir
motosiklet yapar. Bu motor R80 G/S'in ilk prototipi olacaktir.
-R80 G/S, 1980 tarihinde 8900DM Almanya satis fiyati ile piyasaya cikar.
1987'ye kadar 21 bin adet uretilecektir. Onde klasik catal, arkada ise
monolever adi verilen tek kollu saft aktarma uygulanmistir. Motorun
agirligi 191kg., gucu ise 50HP'dir. Bildigim kadari ile bu motordan
Turkiye'de yoktur. 1984 senesinde Dakar'da yarisan BMW'nin, tek seleli,
32 litre depolu Paris-Dakar versiyonu cikar. Agirligi ise 205kg.'dir.
Paris-Dakar'dan Turkiye'de vardir.
-1987 senesinde G/S uretimi durur, R80 GS gelir. Bunun yani sira 10HP
daha guclu R100 GS'de uretilmeye baslamistir. Motordaki en onemli
degisiklik monolever arka saftin, paralever yani guncel BMW safti ile
yer degistirmesidir. Bugun Istanbul'da Polisin kullandigi siyah
motorlarin cogu R100 GS'dir.
Motorda artik kick start kalmamis, agirligi 210kg.'ye yukselmistir.
Ikinci eli ulkemizde genelde polis motoru olarak bulunabilir. R100GS
Paris Dakar, 35 litrelik deposu ve tek selesi ile 1988 Munih Fuari'nda
tanitilir. Paris-Dakar organizasyonunun mizikcilik cikartmasi sonucu
motorun adi PD olarak degistirilecektir.
-Bu serilerin uretimi, 1994 senesinde bildigimiz enjeksiyonlu, R259 kodu
verilen yeni 4 subapli motorun kullanildigi 1100GS serisinin gelisi ile
durur.
-2 yil sonra genel istek uzerine yine iki subapli motor ile 1996-97
yillarinda R80GS Basic uretilir. Bu arac guncel teknolojilerin eski
motora uyarlandigi muhtesem bir urundur ve Paris-Dakar'dan iki gomlek
ustundur. Yukarida da soyledigim gibi son arac 97'de satilir, 2
subapli-karburatorlu motorlarin uretimi durur.
Mavi saseye sahip motorun lastikleri tubeless lastik kullanimina
uygundur. Asfalta uygun bicimde alcak camurluga sahip olan da vardir.
R259 kodlu R1100GS 1994 senesinde üretilmeye baslar. Motor tamamen yenilenmis, 4 subapli, iki silindirli motor artik yag agirlikli sogutulmaya ve enjektorle beslenmeye baslamistir. Eskiden hava agirlikli sogutuldugu icin "Hava Kafa" olarak adlandirilan motor simdi "Yag Kafa" ismini almistir.
Motor eski seriye gore cok agirlasmistir ancak daha gelismis paralever ve yeni gelistirilen telelever on suspansiyon sistemi sayesinde yol tutusu eskiye oranla daha stabildir. Elbette bu sistemlerin agirligi negatif yonde bir getiridir. Motorun gucu 80HP'dir.
2000 senesinde ayni motora ancak 5 yerine 6 vitese sahip vites kutusu ile 1150GS piyasaya surulur.
Aracin sasesindeki bazi sorunlar da bu model ile duzeltilmistir. Motor gucu 85HP'dir.
Son olarak 2004 yilinda, 30 kilo hafiflemis, motoru tamamen yenilenmis 1200GS gelir.
Kayıt: Dec 14, 2003 Mesajlar: 1313 Nerden: Philadelphia
Tarih: Pts Şub 06, 2006 3:52 am Mesaj konusu: GS
-Polemige girmeksizin aracin kendileri icin dusundurduklerini, neden bu araci tercih ettiklerini,
1100GS ilk gordugum anda hosuma gitmisti. Adventure Touring kategorisinde buyuk hacimli bir makina almaya karar verdigimde 1150GS ler bir kac yildir yollarda boy gosteriyordu. Egitimim ve meslegim geregi motosiklette normal bir kullanicinin belki de ilk bakista ilgisini cekmeyecek "farkli" teknolojiler benim ilgimi cekiyor. Paralever ve Telelever gibi "degisik" sistemlerinin sadece BMW de olmasi ve bu sistemlerin sagladiklari GS e yonelmem de ilk etken oldu. Motorun saftli olmasi secimimdeki onemli faktorlerden bir digeriydi. Ayrica, motor blogunu sase olarak kullanip butun hareketli parcalari bu buyuk bloga baglama dusuncesi, detay tasarimlarindaki kalite ve ozen cok hosuma gitti. Birbirini andiran buyuk hacimli diger Adventure Touring makinalarin yaninda kendi tarzini yaratmis durusu da makinayi begenmemi sagladi.
Okudugum butun testler, bu sinifta GS in rakipsiz bir viraj performansi ve mukemmel bir fren hakimiyeti oldugunu soyluyordu. Kullanmaya basladiktan sonra virajlarda 600 luk endurolardan daha kolay yatip kalktigini farkettim ve deneyen pek cok kullanicidan da ayni yorumlari duydum. Virajlarda daha onceki motorum F650 den cok daha hafif ve kolay kontrol edilebilir bir surus sagliyordu.
Ilk GS imi butcemi zorlayarak aldim, o donem gidip gelip inceledigim ve fiyatlarindan dolayi kendimi ikna etmeye calistigim Caponord ve Varadero nun pek cok detayda birbirlerine benzemekle birlikte, GS in sundugu teknolojiyi, ve GS in " farkli kimligini" sunmadiklarini farkettim.
Buyuk makinalarla dunya turuna cikan insanlarin cogunlukla GS kullandigini gordum ve bazilariyla yazisarak motorla ilgili dusuncelerini, yasadiklari sorunlari sordum. Amerikada tesadufen tanistigim ve defalarca dunya turu yapmis, Caponord ve 1150 GS ADV sahibi Hannes Haller le (www.hanneshaller.com) yazismalarim sonucu kararimi kesinlestirdim ve bir 1150GS ADV aldim.
-Urun kimliginin(markanin), secimde(veya gelecekte) etken bir rol oynayip oynamadigini,
BMW nin GS i secmemde fazlaca bir etkisi olmadi, ancak GS in diger motorlarimi BMW secmemde etkisi oldu (RS ve GT). Kisa sure icinde yine bir GS almayi planliyorum.
-Yuzdeye vurursak(yaklasIk) daha cok hangi yol sartlarinda kullandiklarini,
GS i %90 Asfaltta %10 koy yollarinda kullandim. Hic off road yapmadim, meraklisi da degilim. Turkiye de bozuk yol kosullari beni bu tarz bir makinayi secmeye zorlamisti. Ancak RS ve GT tecrubemden sonra, bu tarz icin illa bozuk yollarin gerekmedigi, kaldirima inip cikmak, refujden atlamak, otobomiller icin koyulmus engelleri asmak icin de cok rahatlik sagladigini farkettim.
-Asagida yer alan modellerden secmeleri gerekse, tercihlerinin hangisi olacagini ve cok kisaca nedenlerini
1200GS i secerdim. Her zaman en yeni teknolojiyi tercih etmek gerektigini dusunuyorum.
Hangi kanalda yayinlancak abi bu roportaj? Saat kacta? _________________ Akif Ersahin
BMW R1200RT
IBA #25322
DrDakar.com www.gamsizseyyah.com
ben de bu basliga entegre olayim sinan, izin verirsen
BMW, GS serisinin 25. yildönümü icin 100.000km'lik bir dünya turu planladi. bu tura toplam 120 sansli motosiklet kullanicisi dahil oldu. (bu arada bunlardan biri de türk: kazim -aka kazoom- uzunoglu). bildigim kadariyla 12. etabi ispanyol bir arkadasi ile yapacak. tur programi asagidaki gibi:
01 Madrid-Dakar >> 3 - 17 March
02 Dakar-Seville >> 18 - 26 March
03 New York-Miami >> 26 April - 10 May
04 Miami-Chicago >> 12 - 24 May
05 Chicago-Los Angeles >> 26 May - 7 June
06 Los Angeles-Seattle >> 15 - 27 June
07 Seattle-Anchorage >> 29 June - 11 July
08 Anchorage-Salt Lake City >> 14 - 26 July
09 Salt Lake City-Mexico DF >> 28 July - 10 August
10 Mexico DF-San José, C. Rica >> 21 August - 2 Sept
11 San José, C. Rica-Bogotá >> 4 - 16 Sept
12 Bogotá-Quito >> 25 Sept - 7 October
13 Quito-Lima >> 9 - 21 October
14 Lima-La Paz >> 25 October - 8 Nov
15 La Paz-Santiago >> 10 - 24 Nov
16 Santiago-Buenos Aires >> 4 - 16 Dec
17 Buenos Aires-Ushuaia >> 18 - 30 Dec
18 Ushuaia-Santiago >> 5 - 17 January 07
19 Sydney-Sydney >> 23 Feb - 7 March
20 Sydney-Auckland >> 9 - 24 March
21 Auckland-Auckland >> 26 March - 7 April
22 Auckland-Sydney >> 10 - 25 April
23 Sydney-Sydney >> 27 April - 9 May
24 Islamabad-Dunhuang >> 31 May - 13 June
25 Dunhuang-Beijing >> 14 - 27 June
26 Beijing-Jekaterinemburg >> 4 - 17 July
27 Jekaterinemburg-Helsinki >> 18 July - 31 July
28 Helsinki-Berlin >> 4 - 16 August
29 Berlin-Paris >> 21 - 27 August
30 Paris-Madrid >> 29 August - 4 Sept
VIP Madrid-Baqueira >> 10 - 15 Sept
Kayıt: Jan 24, 2005 Mesajlar: 2263 Nerden: İstanbul
Tarih: Pts Şub 06, 2006 9:16 am Mesaj konusu:
Borusan'ın daveti üzerine geçen sene R1200GSi kullandım veya test ettim.
İlk önce
eksiler:
*İlk çalıştırdığımdaki sallantı beni çok ürküttü.
*Ön camın aşırı derece (konsantrasyonu bazacak kadar) titremesi.
*Sağ sinyali kapatırken bir kaç sefer gaz açtım.
Artılar:
*Birinci vites oranı çok iyi.
*Gidon tutuş şekli ve gidona hükmetme çok güzel.
*Dördüncü viteste bağırmadan 120Km cok rahat görüyor.
*Viraja giriş ve çıkışları çok güzel.
*Vites pedalının konumu çok güzel yerde.
*Panik frende tepkisi çok iyi.
%100 asfalt kullanıcısıyım.
Sahip olmaya gelice, bütcem müsait olsaydı R1200GS ye sahip olmak isterdim.
Sevgili sinanozgen kullanıcılardan sıkıntı yaşadıkları arızaları da sorsan daha objektif bir değerlendirme yapabilirsin.
(Bmw'nin sırasıyla R60/6, R60/7, R65, R75, R80Rt, R80Gs, R11oo Gs ve K11oo Lt modellerini kullandım)
(1)-Neden bu model tercih edildi ?
- 4 mevsimde ve değişken yol şartlarında rahatlıkla kullanılabiliyor (Yagmur, çamur ve makul olculerdeki toprak yollar)
- Performansi ile iri cusseli olmasi handikapini affettirmesi
- Periyodik bakımları zamanında yapılmak şartıyla çok az sorun çıkarması
saglam ve uzun ömürlü olması
(İlk kullandığım R11oo Gs 1996 model ve 65.000 km deydi. 115.ooo km de biraktiğimda kötü benzin almamdan dolayı sadece supapları ve buna bağlı olarak contaları değişmişti.)
- Sürüş hatalarını bir noktaya kadar tolere etmesi ve boksör motorun sesi ile buyumem gibi sebeplerden dolayı tercih ettim.
(2)-Urun kimliginin(markanin), secimde(veya gelecekte) etken bir rol oynayip oynamadigi ?
-Kendini yukarıdaki özellikler neticesinde kanıtlaması büyük etken oldu.
(3)-Yuzdeye vurursak(yaklasIk) daha cok hangi yol sartlarinda kullanıldıgı ?
%70 Asfalt %30 diger
(4)-Asagida yer alan modellerden secmeleri gerekse, tercihlerinin hangisi olacagi ve cok kisaca nedenleri ?
-Tatmin edici oranlara sahip şanziman, yeni modellere kıyasla daha sağlam şaft tertibatı, Klasik tip debriyaj sistemi, Evo'suz Abs fren sistemi, Yeni modellere oranla daha saglam şasi ve baglantilar, Klasik tipteki elektrik tesisatı, Yuksek alternator gucu gibi özellikler içerdiğinden Tartışmasız R11oo Gs diyorum. _________________ Metehan YILMAZ
Kayıt: Aug 14, 2003 Mesajlar: 773 Nerden: istanbul
Tarih: Pts Şub 06, 2006 1:52 pm Mesaj konusu:
GS i tercih etmemde en büyük etken bu motorun güvenlik konusunda diğer motorlara göre üstünlüğü oldu(abs, tele/paralever, şasi, evo fren vs...). Diğer etkenler; uzun motor ömrü, alman mühendisliği, sorunsuz makine olması, sürücü hatasını tolare edebilmesi...
BMW olması seçimimde etken olmadı.
%70 asfalt, %25 toprak yol, %5 arazi.
Ağırlığı -1200gs e göre- dezavantaj olsa da, 1150gs i seçerdim. Tasarımını seviyorum .
GS i tercih etmeme sebeplerim. (Test Sürüşleri Yapmış biri olarak)
Vibrasyonlu olması.
Akıcı yol almaması
Yağ yakması
Mekanik gürültünün çok fazla olması
İvmelenmesinin düşük olması
Test motoru olarak aldığım GS 1200 ün 3000 km de olmasına rağmen sekron ayarlarının kaçık olması.
Kuyruk kırılması
Sürüş konforunun şu an kullandığım motosikletimden iyi olmaması
Artçı konforu yine şu an kullandığım motosikletimden iyi olmaması
Sağından ve solundan çıkan boxer silindirlerin olması ve silinidrleri sağa sola çarpılabilir korkusu
Uzun yol sürüşlerinde rüzgar ile çok fazla muhattap olunması.
Ön kafanın çok sallanması.
Kontrol düğmelerinin yeri standartların dışında olması.
Uzaktan görünüşünün güzel olmasına rağmen aynı görselliği üstüne oturulduğunda yakalayamamış olmam.
Sürüş esnasında kendimi bir motosiklet kullanıcısı gibi hissetmemem.
Kalitesi ile fiyatının birbirleri ile tam olarak örtüştüğüne inanmamam.(Fiyatını belirleyen unsurun Avrupa ülkelerindeki işçiliğin yüksek olması)
Kalitesinin fiyatı ile örtüştüğünü var sayarsak , yukarıdaki olumsuzlukları nedeniylede fiyatı ile örtüşmediğini düşünmem.
Bütün bunlara rağmen bir tercih etmem gerekirse ben kesinlikle GS 1150 ikinci seçenekte GS1100 derim.Çünki GS 1200 den kalite olarak çok daha iyi olduklarını düşünüyor olmamdır. _________________ Necdet YETİŞGEN
TORUK MACTO
GL 1800 GOLDWING
34 BVG 67
Halen 2000 model bir TA ile 2001 model 1150 GS kullanıyorum. Daha çok şehir içinde TA uzun yolculuklarda GS tercih ediyorum. Arada GS ile şehir içinde de dolaştığım oluyor. TA'ya her binişimde oh be dünya varmış diyorum. 1150 GS bana göre kesinlikle bir şehirçi motoru değil. Ama şehirdışında son derece rahat ve konforlu geliyor bana.
Yine de olumsuz bulduğum yönlerini yazayım:
- 6. vitese kadar sarsıntı, evet var. 6ya geçince dünya değişiyor. Pürüzsüz bir sürüş başlıyor. Ancak 6. vites 90km altında pek iş görmüyor ve ani hızlanmalarda etkisiz kalıyor. Sollamalarda vites düşürmek daha sağlıklı.
- Kumanda düğmeleri kendine özgü, ama Japon konumlandırmasına alıştıktan sonra GS kumandalarına alışmak güç. Korna çoğu kez sol sinyal ile karışıyor. Kornaya basayım derken sinyale (daha çok) veya sinyale basarken kornaya (daha az) pek mümkün.
- 200 kg bir makineye alışanlar için çok ağır. Şehiriçinde zorluyor.
- Vites geçişleri bildiğim diğer tüm makinalardan daha kemikli ve gürültülü. Takır tukur. Ayrıca vites geçiş sonrası gaz açarken, belki de ben beceremiyorum, sarsıntılı. Gazı kesip tekrar açma anında motor yığılıp sarsıntıyla tekrar gaz yiyor. Yumuşak geçiş yapamadım bir türlü. Benden kaynaklanıyor olabilir diyeceğim ama neden TA'da olmuyor bu?
Şimdi de olumlu yanları:
- Şaftlı olması. Benim için başlı başına bir seçim kriteridir. Şaftlı seçenek varken zincirle uğraşıp durmayı ve her halükarda diyelim 20, olmadı 30 bin km'de, hadi o da olmadı chain oiler vs kullanılıyorsa 40 binde zincir ve dişli setinin değişecek olması, bunun da bütçede yaklaşık 400 YTL delik açmasını kabul edemiyorum.
- Paralever, telelever, elcik ısıtma, ABS gibi özellikler. Bunları konfor ve emniyet açısından gözardı edilemeyecek artılar olarak değerlendiriyorum.
- Silindirlerin açıkta olmasının ben bir sakıncasını yaşamadım bugüne kadar. TA ile geçtiğim heryerden GS ile de geçtim. Ama yine de yüksek bir kaldırım çıkıp inerken altımda TA olsun tercih ederim.
- Görünüşündeki heybeti de seviyorum. Diğer hiç bir motora benzemiyor. Elbette son derece sübjektif bir bakış açısı.
Yeni motor alacak olsam seçimim 1200 GS olurdu. Zira hem daha güçlü hem daha ekonomik tüketimi var ken de daha hafif. Bu sonuncusu en önemli kriter olurdu 1200 seçmem için. Böylece hem şehir içinde hem dışında çok rahat edeceğim bir motor kullanmış olurdum. Görünüşü ise 1150den bile daha güzel bence.
BMW markasının bende etkisi yoktur. Hatta çok da sevimli göründüğünü söyleyemem marka imajı olarak gözüme. Malum nedenlerle. Aynı Mercedes gibi.
Kayıt: Oct 23, 2004 Mesajlar: 1547 Nerden: istanbul
Tarih: Pts Şub 06, 2006 4:49 pm Mesaj konusu:
bmw r 1200gs ' i secmeden once cok genis bir istisare , okuma arastirma yapmistim . istisare ettigim ve fikirlerine deger verdigim kisiler 2. jenerasyon motorcu , birkac motorlari var ( her cesitten ) asagi yukari hermarka ve tur motora binmisler edinmisler cocukluktan bu yana . butun bu cabalar akabinde enduro almaya karar verdim . 2. etap hangi enduro idi . ustune oturdugumda emsal makinalarin hepsi kutuk gibi kazik gibi gelmisti . kullanimlari da oyle . en cok bu gs leri beyenmistim . ancak en garibime giden bu boxer motorlar bilhassa ilk 25-30 K.km. de yag eksiltirler ( 1000 km de 0,5 - 1 lt ve gittikce azalir 25-30 a geldimi bicak keser gibi kesilir ve modifiye etmis gibi performans artar ) denmisti bastan . bunu bastan kabul ettim . benzin gibi yaga da ihtiyaci var tamam anlasilmistir . bunun haricinde olumsuz soylenenler beni etkilemedi cunku surusu cok hosuma gitti .
simdi gelelim benim izlemimlerime ( ~ 1,5 sene = 1200gs le 35.000 km ) ;
tecrubelerimden anladigim bu almanlar okyanusu gecip kiyida boguluyorlar . soyleki ; butonladan ariza cikiyor ama hemen degisiyor . ( imalatta degisiyor ) birdaha da yapmiyor . tam suriye gezimizden 1 gun once oldu . hemen gittim , 10 dakika icinde komple uzerinde butonlarin oldugu kafayi degistirdiler . servis super , cok ciddi . leb demeden leblebi hallediliyor . daha once bende 2004 u vardi 14000 iken cagirdilar komple sanzimani degistiler . bostayken tikirti seklinde ses geliyordu . istinyede cango usta arkadas o soyledi aslinda hicbirsey yok ama degisiyorlar diye . gostermek istedi ilgilenmedim . bu onlarin cagirmasi ile yapildi . 35.000 de topcase i degistirdiler mekanizmasi tutukluk yapti diye . butun bunlar cok guven veriyor . cok sahip cikiyorlar . zaten 2005 den itibaren ucretsiz yol yardim garantisi var 2 yil . velevki lastigin patlasin ister motor tahsisi , ister istedigin vasita ile istedigin yere nakil , ister istedigin yerde konaklama bir telefon ile ucretsiz .
olumsuzluk olarak soylenen on camin titremesi bu hicbirsey deyilki . ama gorsel oldugu icin karsitler tarafindan titrek diye cok kullaniliyor .
birde vites gecislerinin cok daha oturakli olmasi tok bir klak diye . ben dahil kimi buna bayiliyor kimide hic sevmiyor . sordum bunlarda ara disli yoktur japonlar gibi dediler . cok daha uzun omurlu ve saglamdir dediler .
+ yonlerini siralamak istersek ;
-cok rahat sele ve kullanim . hafifliginin de etkisi var bunda . uzun yol hic yormuyor . emsal endurolarla kiyas kabul etmez .
-cok dengeli . senin bir uzvun gibi . yatiyor kalkiyor . hemen ve akabinde ters yone . istesende deviremiyorsun . hatalarini ortuyor . bu ozelligide emsalleriyle kiyas kabul etmez .
-her turlu viraji kendi aliyor . istedigin hizda . bu bambaska bir sey anca kullanan bilir digerleri ile aradaki farki . dogal olarak bu ozelligi de emsalleri ile kiyas kabul etmiyor .
-arazi ve bozuk yolda nasil olduda dusmedim dedirtecek kadar iyi . hele bir gece riva duble yol insaati gibi bir yerlere dalmistim diz boyu balcik , artcimla . onu indirdim hemen . asagi yukari 1 km kadar devirmeden gittim ama cok sasirdim . bu da emsallerinde yok .
-5000 devirden sonra aleti taniyamiyorsun . bunu dl650 den 1200gs e gecen bir arkadas soyledi . vara da kullanmis . otobanda 210 la nal topluyorum ben . beysin ( onunki de ayni makina ) 230 gidiyor . esimle ankara yolunda mutemadiyen 200 uzerine cikip oyniyarak gidiyoruz . bilmem emsal makinalar nasil ama vara ayak uyduramiyordu mesela .
-sehir icinde squter gibi cevik . kilo da 650 lik bir makina kadar olunca . kaldirim asa kaldirim yukari , refuj mefuj atla sicra korsanin bini bir para . slolom filtre vs . ( bunlar yanlis kotu seyler siz yapmayin ) . buda emsallerinde olmayan bir sey .
-eski modellerine nazaran %30 daha saglamlastirilan sasi ( vasifli celik cekme borular daha ince daha hafif ancak daha saglam ) ki evelden al alasim dokum kullanilan yerlerdede bu sekil degisiklige gidildigi yaziyor , beni etkilemisti .
- tam olarak anlayamadigim yeni elktrik sistemi tek kablo ile dagitim falan gibi birseyler , butun kalabaligi kaldirmis olmasi . baska hicbir motorda bu teknolojinin olmamasi da beni etkilemisti
-agarlik merkezinin asagida olmasi , dengesi cocuk oyuncagi bir kullanim sunuyor . yine diger markalarla kiyas kabul etmez .
-bakimsiz saft sorunsuzluk . emsallerinde yok
-paralever + arka teker gobegi emsallerinde yok
-telelever in sagladigi ustun gidon , yon hakimiyeti ve hata ortme kabiliyeti . emsalleri ile kiyas kabul etmez
-fren mesafesi . emsalleri ile yari yariya .
velhasil daha neyini sayayim . aklima geldikce yazmam lazim . ancak sunu soyliyeyim bir cocuk bile bu makinayi kullanabilir . kullanimi en rahat en kolay en eylenceli motordur . atla sicra bas git bas dur bas don . her halti ye cok eylenceli . diger emsal makinalar bunun yaninda kazik gibi kutuk gibi .
butun bunlarin otesinde mitolojik bir hayvan gibi geliyor bana . boxerlari sesi havasi canli gibi . bu yuzden konusuyorum bazen onunla . nefis bir makina ...
Bu çok özel motosikletler için ben BMW mühendislerini tebrik ediyorum.
R-GS ler travel-enduro motosikletlerinin en güzellerinden.
Çok kısa 1150gsadv ve epey bir 1200gs deneme şansım oldu.
Karakterleri benzer bu iki motor arasında epey bir fark var kanımca.
1150gs benim gibi iri kalıplı(187/90kg) bir için bile ağır. Arazi motorunun ağırının çamur vs. gibi zeminde fazla iş görmeyeceği inancında olduğum için bu motor baştan kaybediyor benim için. Ayrıca üst devirlerde vibrasyonu, çok gürültülü geçen şanzımanı çok hoşuma gitmedi. Motoru geri çekmek,park etmek bilhassa depo doluyken zor.
Gelelim 1200gse bence bu motor çok özel bir makine:
Bu tipte hangi 1200cc şaftlı absli vs.'nin kuru ağırlığı 199kga inebilmiş? Motor çok güzel bir hafifletme operasyonundan geçmiş. Boxerlar sayesinde epey bir ağırlık merkezi aşağıda zaten, düşük hız manevralarında filan kesinlikle ağır hissettirmiyor.
Anti vibrasyon milleri sayesinde 1150de olan titreşim bunda kesinlikle yok. Rölantide hafif sallantısını yüksek devirlerdeki rahatsız edici titreşimi ile karıştırmamak lazım.
Yiğidi öldür hakkını yeme demişler. Necdet ivmesi zayıf demiş Googledan aratın 0-100ü 3,4 3,6 arası değerler görürsünüz. Bu sınıfta hangi motor bu kadar iyi hızlanıyor?
Şanzımanındaki dişliler helis şeklinde kesilmiş vites kutusu hiç ses yapmıyor. Vitesler hiç karışmıyor. Ben bu makinada hiçbir mekanik gürültü duyamıyorum. (Düşük hızda verilen gaz esnasında şaftlı aktarmaya haiz tak tuk sesini kusur olarak görmemek lazım)
BMW patentli telelever-paralever'e hayran olmayan var mı bilmiyorum? Debriyajı bırakıp kalktığınızda motor bir kuş oluyor..
Absli servo destekli freni de bir o kadar güzel.
Ancak diğer bütün BMW motorları gibi bu marka maalesef sorunsuzlukta japonların gerisinde kalıyor.
Kuzenim 2006 model 1200gsinde 2500kmde yaşadığı sorunlar:
1- Çamurda hafif yatış; abs lambası 1 hafta sönmedi.
2- Motoru 10 gün yatırdı. 11.gün marş verince tık sesi Bu nasıl akü kardeşim?
3-Korna 1 günlüğüne sustu.
Gerçekten ayıp.
Fiyatı aslında eleştirmemek lazım. BMW1200gs İngilterede, Amerika vs. baya ciddi satış rakamaları yakalıyor. BMW benim olsa malım satıyorsa ne diye indereyim, müşteri çıksın 35000 ytle satarım
Sorunsuz olmayan bu motoru ben gene de alırdım. (Şimdi Toyotada arıza istatistiklere göre dünyanın en sorunsuz arabalarını üretiyor mercedesleri bile geride bırakıyor. Bu durumda Avensis E kasadan iyi mi oluyor? )
Bu aletlere zevk için biniyoruz. Bunlar hobi motorları ve bu 1200gs bana göre çok çok zevkli bir motor.. _________________ Engin
Kayıt: Oct 23, 2004 Mesajlar: 1547 Nerden: istanbul
Tarih: Pts Şub 06, 2006 11:14 pm Mesaj konusu:
1- Çamurda hafif yatış; abs lambası 1 hafta sönmedi.
bunun nedenini biliyorum ; elcik koruma donunce debriyaj kolu surekli basili kaliyor ( sensoru uyaracak kadar hafif basili ) buda onceden debriyaj sIkili bir sekilde kontak acildigi icin abs yi devre disi birakiyor .
3-Korna 1 günlüğüne sustu.
bu dedigim buton meselelerinden ( olmamasi lazim tabi )
2- Motoru 10 gün yatırdı. 11.gün marş verince tık sesi Bu nasıl akü kardeşim?
mars dugmesindeki elektrik kesme anahtari kapali tutulmayip alarm acik olunca bosaliyor . ancak bundan once kullanimda cok fren yapip akuyu yormak lazim ( ayak arka fren uzerinde unuturuyorsa da ) . cok elektronik devamli elektrik besleme aktif . stop ve park halindede beyin aktif . tabi bunlarinda olmamasi lazim .
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız