Arama     Konular    
  Üye Ol antalya escort Ana Sayfa  ·  Konular  ·  Dosyalar  ·  Hesabınız  ·  Haber Gönder  ·  Top 10  ·  T.C Karayollari Haritasi  
Ana Menü
· Ana Sayfa
· 2. El Ilanlar
· Anketler
· Ansiklopedi
· Arkadaşına Tavsiye Et
· Arşiv
· Bize Ulaşın
· Dosyalar
· Faydalı İçerik
· Forumlar
· GizlilikPolitikasi
· Haber Gönder
· Hakkimizda
· Harita
· Konu Başlıkları
· Oyun Alanı
· Top 10
· Videolar
· Web Links
· Üye Günlüğü
· Üye Listesi
· İzlenimler
· Özel Mesajlar

Kimler Sitede
Şu an sitede, 547 ziyaretçi ve 0 üye bulunuyor.

Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.

Giris
Nickname

Şifre

Guvenlik Kodu: Guvenlik Kodu
Guvenlik Kodunu Yeniden Yaziniz

Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.

Dost Siteler
www.webevi.com www.lamaorda.com www.saglikbilgisi.com www.bilgisayarbulteni.com www.thelostdownload.com www.ucretbordrosu.com


Ikiteker Motosiklet Fan Klubu - Motosiklet ve motosikletli yasam kulturu: Forums

Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi :: Başlık Görüntüleniyor - Suriye - Lübnan - Ürdün gezisi 23 Kasim - 8 Aralik 2005
 YardımYardım   AramaArama   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Suriye - Lübnan - Ürdün gezisi 23 Kasim - 8 Aralik 2005
Sayfa Önceki  1, 2, 3, 4, 5  Sonraki
 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> Geziler/Toplantilar
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
toofun
Yeni Kullanici
Yeni Kullanici


Kayıt: Sep 22, 2003
Mesajlar: 28
Nerden: Istanbul

MesajTarih: Pts Şub 13, 2006 9:47 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

27 Kasim 2005 Pazar

Sabah erkenden kalktik. Bu kalkislara kendi yorumumu eklemek istiyorum. Cok ilginç çünkü.. Ben Seko ile ayni odada kaliyorum. Bizim uyanmamizda bir sorun yok. Hemen erkenden ayaga dikiliyoruz. Ama diger odadaki 2 Cem firavun gibi. Biraksan fosil oluncaya kadar yatacaklar:)

Kavga dövüs onlari rahatsiz ederek ayaga dikiyoruz. Hemen bir gece önceden midelerinde eksilen boslugu doldurmamiz gerekiyor ki yolda mirin kirin yapmasinlar.. Adamlarin kahvaltilari bir alem.. Varsa yoksa nohut uzerine cesitlemeler..



Lazkiye limaninin otelden gorunusu:



Bu Cin’liler her tarafta kardesim. Aramizda Cin’li varsa alinmasin ama her tasin altindan bu adamlar cikiyor. Limana baksaniza..

Kahvaltimizi yaptiktan sonra turizm bürosundan Suriye haritalarimizi da aliyoruz ve planladigimiz sekilde tarihi ve kültürel yerleri görmeye basliyoruz. Bir tespitimiz de 80 yillik Hatay’in hala Suriye haritasinda yeralmasi.. Avuçlarini yalaya yalaya doymadilar anlasilan..

Rotamizda Selahattin Eyyubi’nin Selahattin Kalesi var. Suriyeliler burayi Seladin Citadel seklinde belirtiyorlar haritalarinda..






Selahattin Kalesi, Lattakia’ya 35 km uzaklikta. Oldukça iyi korunan ve çevreye hakim bir noktada insa edilmis. Çik çik bitmeyen merdivenlerle en yukariya çiktik. Resimlerimizi çektik.




En son toofun tarafından Çrş Şub 15, 2006 7:03 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
toofun
Yeni Kullanici
Yeni Kullanici


Kayıt: Sep 22, 2003
Mesajlar: 28
Nerden: Istanbul

MesajTarih: Pts Şub 13, 2006 10:18 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Buradan sonraki hedefimiz Syrgilla.





Burasi da oldukça eski bir yerlesim bölgesi. Bilinmeyen bir sebeple birden bire terkedilmis. Cem abiyi motorlarin basinda bekçi biraktiktan sonra Cem, Seko ve ben bir hayli etkilenmis halde resimler çektik.







Hele bir resim var ki… Allahtan Buyuk Iskender bugunleri gormedi..



Yumurtaya can veren Allah'im. Sen nelere kadirsin:)

Buradan sonra hava kararmadan yolumuz üzerinde buyuk yerlesim merkezlerinden biri olan Hama’ya ulasmak ve geceyi burada geçirmek üzere yola cikiyoruz.



Aksam saat 17.00 gibi Hama’ya vardik. Gene ilk isimiz bir otel bulmak.



Motorlarimizi saglama almak. Ardindan sevgili devlerin midelerini doldurmak.. Yolculukta dikkatimi çeken bir konu da yol arkadaslarimin yemek meraki:)



Her molada basta Cem abimiz olmak üzere nerede tatlici var, nerede kebapçi var gözler orada..



Hama aksamlari cok soguk olan bir sehir. Tipik kara iklimi.. Gündüz epeyce sicakken gece dondurucu soguk hakim. Aksam yemeginden sonra solugu gene Cem abimizin rastgele gözüne takilan tatlilardan odaya paket olarak aldigimiz tatliciya ugradik. Zaafiyet gecirecegiz. Umarim Istanbul’a dönene kadar 5’er kilo eklenmeyiz..
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
ruzgarinbabasi
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 25, 2003
Mesajlar: 506
Nerden: Zonguldak

MesajTarih: Sal Şub 14, 2006 7:35 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

abicim ne güzel yemekler onlar öyle yaaa.
sabah sabah canım çekti bak oldumu şimdi. icon_biggrin.gif
_________________
Tümer Tombuloğlu
http://ruzgarinbabasi.wordpress.com/
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
cumbaba1
Yeni Kullanici
Yeni Kullanici


Kayıt: May 18, 2005
Mesajlar: 37
Nerden: Istanbul

MesajTarih: Sal Şub 14, 2006 10:11 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

yok yok olmayacak böyle
kıskançlıktan çatlayacağım
böyel güzel geziler böyle güzel anlatılmaz ki .
8 aylık 2 tekerli olarak imreniyorum sizlere. Umarım en kısa zamanda bende gezi notlarımı sizlerle payalaşacağım.
2 tekeriniz daima yerde olsun icon_smile.gif
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
toofun
Yeni Kullanici
Yeni Kullanici


Kayıt: Sep 22, 2003
Mesajlar: 28
Nerden: Istanbul

MesajTarih: Sal Şub 14, 2006 11:22 am    Mesaj konusu: suriye-urdun-lubnan gezisi chapter 3 Alıntıyla Cevap Ver

28 Kasim 2005 Pazartesi

Bugun benim için cok önemli bir gün. Bugun benim dogumgünüm. Dolayisi ile kendimi bugüne daha iyi hazirlamam lazim. Yol arkadaslarimi hizlica uyandirma asamasindan sonra esyalarimizi toplayip otelden çikisimizi yaptik. Bugun Suriye topraklarinda görülmesi gereken birkaç yeri daha görüp güneye, yani Lübnan sinirina dogru yol alacagiz.

Otelden cikinca yolda gordugumuz triportor araclar bayagi ilgimizi cekti.



İlk istikametimiz Apamea.. Apamea tarihin cok eski zamanlarindan bugune kadar kendisini korumus bir yerlesim yeri.






Ögrendigimize gore Apamea’daki cadde, sagli sollu sutunlarla çevrelenmis dümdüz uzanan yolu ile o dönemin en uzun caddesiymis. Gözalabildigine uzundu gerçekten. Ayrica Iskender’in 2 sevgilisinden birisi olan Apamea adi buraya verilmis. Digerinin adi da Lattakia imis.. Adamdaki ihtirasa bakin.



Benim gibi tarih konusunda oldukça zayif bir insan, bu bilgileri nasil derledi topladi derseniz hemen söyleyeyim. Hakkini vermek lazim, sevgili Cem Koçak elindeki Lonely Planet isimli Suriye’yi anlatan rehber kitabini oldukça iyi çalismis ve bizi profesyonel rehberlerden farksiz bir sekilde bu bilgilerle donatarak gezdirdi.



Apamea’da da bolca resim çektikten sonra ayrilmak üzere hazirliklarimizi yaparken oranin güvenlik görevlisi bir arkadasla tanistik. Kendisinde ufak CC’li bir motorsiklet vardi. Enteresan olan seye simdi geliyorum:)
Motorsikletin marsina her basista, hoparlörden kur’an sesi geliyordu. Yani anlayacaginiz adamcagiz her marsa basista Allah’in adini zikrediyordu. Eee tabi o dururken cennete biz gitmeyecegiz..

Apamea’dan ayrildiktan sonra yolumuz üzerinde olan kalelerden öncelikle Hasan El Sabah’in kalesine ugradik.






Söyle bir resmini çekerek burada fazla zaman kaybetmeden görülmesi sart olan diger kaleye, yani Krak Des Chevaliers kalesine dogru yola ciktik. Krak Des Chevaliers Kalesi Suriye’nin Lübnan sinirina cok yakin bir yerlesim merkezinde bulunan ve o dönemin en önemli kalelerinden birisiymis.








Gerçekten tarih boyunca hiçbir sekilde fethedilememis. Konumu itibariyle son derece çevreye hakim bir yerde bulunan bu kale en son Osmanlilar’in eline gecerken bile savasilmamis. Osmanlilar, kalede yasayan sovalyelerin saglikli bir sekilde ülkelerine gitmelerini garanti ederek, savasmadan kaleyi devralmislar. Kaleden asagiya dogru baktiginizda Lübnan topraklarini görebiliyorsunuz.








Isin enteresan tarafi, Cem abi ile Seko bu guzelim kaleyi sadece disaridan izlemekle yetindi. O kadar basamagi tirmanmak islerine gelmedi. Ama buradan onlarin yakin dostlarina sesleniyorum. Sayet “biz bu kaleyi gorduk” falan derlerse, bilin ki sadece asagidan gorduler.. Iste ispati:



Burada da yeteri kadar resimlerimizi çekerek Lübnan sinirina dogru yola koyulduk.

Devami yakinda..
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
toofun
Yeni Kullanici
Yeni Kullanici


Kayıt: Sep 22, 2003
Mesajlar: 28
Nerden: Istanbul

MesajTarih: Sal Şub 14, 2006 7:50 pm    Mesaj konusu: suriye-urdun-lubnan gezisi chapter 4 Alıntıyla Cevap Ver

Lübnan sinirina vardigimizda saatlerimiz 15.30’u gösteriyordu. Suriye sinirini kolayca gecip Lübnan kapisina girdik. Lübnan kapisinda oldukça uzun bir sure beklemek zorunda kaldik. Bunun sebebi aynen Suriye’de oldugu gibi burada da Lübnan sinirlari dahilinde geçerli olan Mali Mesuliyet Trafik Sigortasi’ni yaptirmak zorunda olmamizdi. Adam basi yaklasik 30 usd tutan bu sigorta poliçelerinin basilmasi ve bize teslim edilmesi 1 saatimizi aldi. Hava kararmisti. Beyrut’a kadar 150 km’lik mesafeyi gece sürüsü ile asmak zorundaydik. Son derece dikkatli bir sekilde yola koyulduk.





Lübnan gerek yollari, gerekse kültürü ile seyahatimizde gördügümüz yerler içinde en medeni olaniydi. Özellikle Beyrut, tam bir Avrupa sehrini andiriyordu. Savas sonrasinda yeniden yapilanan sehirdeki tarihsel geçisi rahatlikla hissedebiliyorsunuz. Bir yanda savas zamaninin tüm acimasizligiyla mermi izleri ile tahrip edilmis virane durumundaki binalar, diger yanda teknolojinin tüm imkanlari seferber edilerek yeniden insa edilen gökdelenler.. Birarada tarihe taniklik ediyorlar.









Aksam 18.30 gibi Beyrut’a ulastik. Otel ararken birhayli zorlandik. Beyrut gece isil isil. Son derece hareketli bir sehir. Tabi kalabalik. Zaten rehber kitabimizda Beyrut’daki en büyük tehlike olarak sehir trafigini gösteriyorlardi. Bu arada trafik polislerinin herbirinin altinda Harley’ler afili afili dolasiyorlar trafikte..



University Hotel isminde bir otel bulduk. Otelin altinda Mc Donald’s ve hemen karsisinda Beirut American University’nin kapisi.. Özellikle anlatmamin sebebine simdi geliyorum.. Otel o kadar güzel bir yerde ki, üniversite sabah 08.00’den aksam 24.00’e kadar ari kovani gibi. Giren çikan insanlara bakarak zamani gecirseniz sikilmazsiniz. Ben bu kadar güzel kizlari en son 4 ay once Moskova’da görmüstüm. Gerisini siz düsünün.. Herbiri moda dergilerine kapak olacak guzellikteydi. Abartmiyorum.

Ilk aksam lux bir Ermeni lokantasinda yemek yedik. Yogun programdan dolayi o kadar yorulmusuz ki kendimizi bir an once otele attik ve dinlenmeye cekildik..


Devam edecek..
_________________
-----------------
Tufan Ozdogan
R 1200 RT

"life is a fun, chase Too Fun"


En son toofun tarafından Çrş Şub 15, 2006 8:59 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
okinord
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 16, 2005
Mesajlar: 501
Nerden: İstanbul

MesajTarih: Çrş Şub 15, 2006 7:51 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Oooo Tufancım sen bu ısı kapmıssın. Emegıne saglık cok guzel bır rapor olmus... Devamını arayı fazla acmadan yazmanı beklıyorum.

Saygı ve Sevgılerımle,
_________________
Oktay Ciğer
R 1200 GS Adventure
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
canozzy
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Non 0, 0000
Mesajlar: 104
Nerden: Istanbul

MesajTarih: Çrş Şub 15, 2006 12:44 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Süper gidiyor devam kardeşim eline sağlık icon_wink.gif

Bu arada ortak bir nokta daha çıktı benim doğum günüm de 29 kasım

yaylara gezi var de herşeyi iptal edip gelsinler.

Sevgilerimle,
Ozan
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Yahoo Messenger
gkstmr
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Mar 30, 2004
Mesajlar: 157
Nerden: Ankara

MesajTarih: Çrş Şub 15, 2006 4:35 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Gezilen yerler çok güzel görünüyor, endurocuların ille de Suriye, Lübnan (ve Ürdün) diye tutturmalarının nedenini gayet iyi anlatıyor. Çok çok güzel olmuş,

İki şey rica edeceğim,

1- 2. sayfanın ilk mesajını "edit" ederek resimleri yan yana değil alt alta koyabilir misiniz?

2- Maliyet bilgisi verebilir misiniz? Yeme-içme, konaklama vs (afişteki eğlence mekanında eğlenme falan icon_smile.gif)

Teşekkürler
_________________
Göksenin
'06 Suzuki Hayabusa
'06 R1200RT
'06 KTM 950 ADV
... olsa fena olmazdı
----------------------------------------------------
Üç paket mısır patlattım, tecrübeli üye oldum.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Yahoo Messenger
toofun
Yeni Kullanici
Yeni Kullanici


Kayıt: Sep 22, 2003
Mesajlar: 28
Nerden: Istanbul

MesajTarih: Çrş Şub 15, 2006 8:34 pm    Mesaj konusu: suriye-urdun-lubnan gezisi chapter 5 Alıntıyla Cevap Ver

29 Kasim 2005 Sali

Bugun de Beyrut’da olacagiz. Bunun sebebi grup olarak kendimizi yorgun hissetmemiz ve 1 günlük dinlenmenin bize cok iyi gelecegine kanaat getirmemiz. Bunun için de Beyrut gibi medeni ve güzel bir sehri seçmekten cok mutluyuz.

Kaldigimiz otelden stratejik bir manzara.. Seko oltayi atmis denize:)




Beyrut’ta gozumuze carpan en onemli nokta savas yillarinin izlerini halen tasiyor olmasi. Savas süresince harab olmus binalar ve bu binalardaki mermi izleri halen duruyor. Hemen yanibasinda ise gunumuzun modern binalari yukseliyor. İki farkli donem ve bu doneme taniklik eden binalar savasin ne kadar acimasiz oldugunu apacik gozler onune seriyor.











Hani insan bazan kendi kendine düsünür. Bir daha gelir miyim buralara diye.. Yolculuk boyunca yaptigim gözlemlerim sonrasinda bir daha gelinebilecek bir sehir Beyrut.. Geceleri son derece hareketli. Insanlar resmen uyumuyorlar.

Downtown’a indik. Burada da resim cekmeden olmaz..

Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
toofun
Yeni Kullanici
Yeni Kullanici


Kayıt: Sep 22, 2003
Mesajlar: 28
Nerden: Istanbul

MesajTarih: Çrş Şub 15, 2006 8:46 pm    Mesaj konusu: suriye-urdun-lubnan gezisi chapter 6 Alıntıyla Cevap Ver

Cem’in Shadow’una es baktik:)



Yeni icatlar:)




Kilise ve cami yanyana.. Farkli dinlerin kaynasmasi..




Biraz gunah cikaralim:) icon_smile.gif icon_smile.gif





Bazi binalar gorduk. Hemen fotograflamak geldi icimizden. Mesela Cem abi’nin bayildigi, her balkonu farkli tasarlanmis bu bina




Gun boyunca motorlari dinlenmeye birakip yürüyerek Beyrut sokaklarini turladik.






Duraklarimizdan birisi de Beyrut’un simgelerinden biri olan Guvercin Kayaliklari’ydi.






Yoruldukca dinlendik, kahvelerimizi yudumladik.. Sohbet ettik.





Sohbet ettikce keyiflendik.. Eglendik.






Öglene dogru acikan Cem abimiz çölde vaha arayan bedeviler gibi kebapçi ariyordu. Çaresizligi dayanilamayacak duruma geldigi her halinden belli bir sekilde “kebapcii diye sayiklamaya basladi. Önüne gelene “where is the Kababjiiii” diye sorarken birileri haline acidi ki yarim yamalak el kol hareketleri ile biryerleri tarif etmeye basladilar.

Biz de Cem abi önderliginde tarif edilen yere dogru yola koyulduk. Bir sure sonra gözlerimize inanamadik. Gerçekten de tabelasinda Kabab-ji yazan son derece temiz bir restaurant gördük. Tabi biraz saskinlik biraz da muziplikle Cem abimizi ti’ye almaya basladik.. Söylene söylene buldu aradigini.. Gene de bravo..




Arap mutfagini artik ögrenmis olmanin verdigi rahatlikla kendi dillerinde siparislerimizi veriyor olmak cok keyifliydi. Kirmizi biberin filefli ahmar, maydonoz salatasina tabule dendigini ögrenince onlarin diliyle siparislerimizi zenginlestirmis olduk..

Lubnan rakisi



Yemekleri goruntulemezsek olmaz degil mi:)







_________________
-----------------
Tufan Ozdogan
R 1200 RT

"life is a fun, chase Too Fun"
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
cenkkut
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Sep 26, 2003
Mesajlar: 157

MesajTarih: Prş Şub 16, 2006 6:55 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Tebrik ediyorum sizleri, kutluyorum. Siradan bir persembe sabahimi nasil aydinlattiniz! Yazilarinizi zevkle okudum icon_smile.gif
_________________
Sitenin en kararsiz, aceleci ve maymun iştahlı üyesi =)

Son kararım cross istiyorum.
Ya aslında enduro fena değil...
Son kararım kesin,cruiser alıcam...
Tamam tamam naked daha güzeeel =)
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
toofun
Yeni Kullanici
Yeni Kullanici


Kayıt: Sep 22, 2003
Mesajlar: 28
Nerden: Istanbul

MesajTarih: Prş Şub 16, 2006 8:14 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Sevgili Arkadaşlar.. Daha bitmedi.. Bu kadar uzun süreli bir geziyi kırparak ufaltmak istemedim.. Aynen ve aynı hızla devam edeceğim..

Az sonra:))
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
toofun
Yeni Kullanici
Yeni Kullanici


Kayıt: Sep 22, 2003
Mesajlar: 28
Nerden: Istanbul

MesajTarih: Prş Şub 16, 2006 3:58 pm    Mesaj konusu: suriye-urdun-lubnan gezisi chapter 7 Alıntıyla Cevap Ver

30 Kasim 2005 Çarsamba

Bugunkü programimiz oldukça yogun.. Beyrut ve dolayisi ile Lübnan’a veda edip tekrar Suriye sinirina dogru yola koyulduk. Yolumuz üzerinde Bekaa Vadisi var. Yillarca teror örgütlerine ev sahipligi yapan bu bölge günümüzde sarapçilik ve turizm alanina yatirim yaparak kendini yenileme gayretinde..



Yörenin en güzel saraplarinin üretildigi Ksara isimli tesise ugruyoruz.







Burada once video film esliginde kisa bir tanitimin ardindan bu essiz saraplari tadim asamasina geciyoruz.



Sonrasinda görevli kizlar bizi yeraltinda dogal magaralarda bulunan mahzenlerine indiriyor ve buralari müzik esliginde geziyoruz. Gerçekten hersey düsünülerek hazirlanmis, muhtesem bir tanitimdi.





Seyahatimiz boyunca ihtiyaç duyacagimiz sarap ve rakilardan tasiyabilecegimiz oranda satin alip, rehber kizlara tesekkür edip Bekaa Vadisi’nden ayriliyoruz.

Kisa bir sürede Lübnan sinirini geçip Suriye sinirina ulasiyor ve burada fazla oyalanmadan kolayca Suriye topraklarina giris yapiyoruz.

Önümüzde 90 km’lik bir mesafe var. Ardinda baskent Sam..

Sam’a vardigimizda farkettigimiz 2 sey var. Oldukça kalabalik, deyim yerindeyse arap saçi bir trafik. Digeri ise sari rengin hakim oldugu eski tozlu toprakli binalar. Sam bir dagin etegine kurulmus cok eski uygarliklara evsahipligi yapmis bir sehir. Burada Al-Majed oteline yerlesiyoruz. Motorlarimiz için oldukça uygun bir otel. Arkasinda otoparki var. Sehir merkezinde, yürüyerek heryere ulasacagimiz konumda bir oteldeyiz. Esyalarimizi ve yorulan Cem abimizi otelde birakarak Sam’i turluyoruz.

Önce Selahattin heykeli ve hemen yanibasindaki Kapali Çarsi’larini ziyaret ediyoruz.







Çarsilari bizim Beyazit’taki çarsimizi andirsa da ülkemizin her yönden zengin ve gelismis oldugunu itiraf etmeliyim..









Ardindan Sam’daki Hicaz istasyonuna geliyoruz. Burada da resimlerimizi çektiriyoruz.





Gene Cem tarafindan bilgilendiriliyoruz. Ögrendigimize gore bu demiryolunu Hacca kolay gidebilmeleri için Osmanli’lar insa ediyorlar. Son dönemlerinde Arabistan’li Lawrence araplari Osmanli’lara karsi kiskirtirken bu demiryolunun her çivisi için 1 altin vaad ediyor. Söylentilere gore 1 gecede söküyorlar demiryolunu.. O gundur bu gündür araplarin yan gelip yatmalarinin bir sebebi de bu olsa gerek. Hala harciyorlar sanirim altinlari:)

Demiryolu sökülmüs istasyon ise günümüzde merhum Hafiz Esad ve ogullarinin propogandasinin yapildigi bir kitaplik halini almis. Heryerde Esad ve ogullarinin resimleri.. Suriye’liler çok milliyetçi.. Bunu her yerde görebiliyorsunuz. Hemen hemen tüm minibuslerinde, arabalarinda Suriye ve Filistin bayraklari var.

Otele döndügümüzde oldukça yorgun haldeydik ve ertesi sabahki yorucu program sebebiyle hemen dinlenmeye çekildik.


DEVAM EDECEK...
_________________
-----------------
Tufan Ozdogan
R 1200 RT

"life is a fun, chase Too Fun"
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
toofun
Yeni Kullanici
Yeni Kullanici


Kayıt: Sep 22, 2003
Mesajlar: 28
Nerden: Istanbul

MesajTarih: Cum Şub 17, 2006 1:43 pm    Mesaj konusu: suriye-urdun-lubnan gezisi chapter 8 Alıntıyla Cevap Ver

01 Aralik 2005 Persembe

Sabah bir degisiklik olmadi. Grup üyelerini kibarca silkeleyerek uyandirma görevi gene bana düsmüstü. Bu sefer fazla nazlanmadilar. Hepimiz 08.30 gibi otelden cikis yapmis ve motorlarimizin tepesindeydik.

Bugunkü programimizda sabahtan meshur Golan Tepeleri ziyareti var. Burasi halen Israil – Suriye sinirinda Birlesmis Milletler Baris Gücü komutasindaki birliklerin kontrolünde ateskes sahasi. Buraya giris yapmak için İçisleri Bakanligi’ndan özel izin almamiz gerekiyordu. Sabah erkenden kahvaltimizi bile yapmadan sora sora bu merkezi bulduk. Pasaportlarimizi verdik. Beklemeye basladik. Yaklasik 45 dk sonra herbirimizin kimligi, motorsiklet bilgileri vs ile adimiza düzenlenmis izin kagitlari ile görevli kapidan cikti.



Belgelerimizi teslim alinca gönül rahatligi ile kahvalti yapabilecegimiz biryere geçtik. Ayak üzeri atistirdigimiz pide ve meyva sularindan hemen sonra Golan Tepeleri’ne dogru yola ciktik.







Golan Tepeleri Quanetra isimli bir yerlesim yerinin hemen arkasinda yeraliyor. Bu yerlesim yerine yaklasmaya basladiginizda etrafta askerlerin ve sivil güvenlik görevlerinin, UN logolu araçlarin sayisinin arttigini gözlemliyorsunuz.






Golan Tepeleri’ne dogru son kontrol noktasinda sivil güvenlik görevlisi tarafindan durdurulduk. Belgelerimizi kontrol ettiler. Sonra bize ziyaretimiz sirasinda rehberlik ve gözcülük etmek üzere
bir sivil polis verdiler. Cem abi görevliyi artçi olarak arkasina aldi. Bu arada yolda kurdugu samimi sohbet ve dostluk esnasinda günes gözlüklerini de hatira olarak kaptirdi:)



Quanetra kentine girdigimizde tüyler ürpertici görüntülere sahit olduk. Israil ile Suriye arasinda “6 gün savaslari” olarak isimlendirilen çatismalar sirasinda Israil ordusunun yerle bir ettigi yerlesim merkezini dünyaya ibret olmasi amaciyla oldugu gibi birakmislar. Gerçekten insanin kani donuyor. Her tarafta yikilmis evler, camiler, kiliseler. Bu yerlesim merkezinin ortasinda kenarlarinda kalin sari çizgiler ile son derece kaliteli bir asfalt yol mevcut. Bu sari çizgilerin disina, yani topraga cikmak, yürümek kesinlikle yasak. Yikintilarin arasinda hala mayinlar oldugu söyleniyor. Bu sebeple asfalt yolun disina çikmiyoruz.



Resimlerimizi buradan çekiyoruz. Gerçekten insanin sinirleri bozuluyor. Savas cok kötü birsey. Bizi en etkileyen manzarayi Golan Hastanesi’ni ziyaret ettigimizde görüyoruz. Hastanenin sadece tastan duvarlari ayakta kalmis. Binada heryer agir makinali silah mermileri ile darmadagin edilmis. Duvarlar yikik dökük. Resimlerimizi çekip hastanenin içine giriyoruz. Artik resimler konussun icon_sad.gif











Sivil polis bizi buradan alip tam merkeze yani, Suriye ve Israil arasindaki ateskes bölgesine götürüyor. Bir tarafta Israil bayragi, diger tarafta bizim bulundugumuz Suriye bayragi. Arada da mayinli bölge. Birlesmis Milletler baris gücü askerleri iki nokta arasinda sürekli bir gidis gelis içersinde..





Burada birkaç resim sonrasinda Golan Hatira Ormani’na geciyoruz. Burasi cok enteresan bir alan. Yaklasik 40 dönümlük bir yere dünyadaki önde gelen ünlüler birer agaç dikmisler. Bunlar arasinda öldürülen Isveç Basbakani Palme, Papa 2. Jean Paul, Muhammed Ali vs gibi cok ünlü insanin diktigi agaçlari gördük. Resimlerini çektik.



Golan Tepeleri’ndeki etkileyici ve iç burkan manzaradan ayrilarak Ürdün’e dogru yola cikiyoruz. Saatlerimiz 13.00’ü gösteriyor. Siki bir sürüs ile 120 km ilerdeki sinir kapisindan Suriye’yi terkedecegiz. Ürdün’e geçecegiz.

Suriye – Ürdün arasinda düzgün bir otoyol var. Tabi otoyol kelimesi bizim otoyollarimizi çagristirmasin. Bu otoyollar ücretsiz. Aslinda bizim sehirlerarasi duble yollarimizi andiriyor.





Ürdün sinirina saat 15.00 gibi variyoruz. Korkarim gene aksam karanligina kalacagiz. Ürdün’de de araçlarimiz için zorunlu mali mesuliyet sigortasi yapiyoruz. Burada odedigimiz rakam biraz daha can acitici. Araç basina 35 usd civarinda para oduyoruz. Yaklasik 20 usd de ülkeye giris parasi veriyoruz.

Gerçekten de Ürdün sinirinda islemler oldukça uzun sürüyor. 16.30 gibi buradan hareket ederek ederek en yakin yerlesim merkezi olan baskent Amman’a dogru yola çikiyoruz. Gundüz 35 derece civarinda olan sicaklik gece 12 derece seviyesine düsüyor. Tipik çöl iklimi.

Hepimizde bir an once Amman’a ulasma istegi yolculugumuzun nesesini kaçiracak bir aniyi paylasmamiza sebep oluyor. Aksam karanliginda günün yorgunlugu, biraz gereksiz ve yüksek sürat, öncesinde hiçbir ikaz ve uyari levhasinin olmamasi, yolun birden bire tarakli hale gelmesi ve karanlikta en onde olan sevgili Cem Koçak’in kontrolünü kaybetmesi.. Bütün bunlar ne oldugunu anlayamayacagimiz kadar kisa sürede gerçeklesiyor. Hemen motorlari saga çekiyoruz. Etraf oldukça karanlik. Korkarak Cem’in yanina dogru gidiyoruz. Sükürler olsun ayaga kalkmaya çalisiyor. Kendinde ve birseyi olmadigini söylüyor. Buna ragmen bir sure daha yatmasini, kimildamamasini sagliyoruz. 3 dk gecmeden yanimiza gelen sinir polisi ve yüksek ilgi bizi sasirtiyor. Neyse Allah’a tekrar sükrediyoruz. Cok tehlikeli bir kazayi cok ucuz atlattigimiz için. Gerekli dersi çikarmak, ne kadar tecrübeli olursak olalim tedbir ve motorsiklet sürüsündeki dogrulardan asla vazgeçmememiz gerektigini anlamak bize düsüyor.

Cem’in deri kiyafeti kendisini maksimum derecede koruyor. Sadece kol dügmeleri sicak sebebiyle açik oldugu için sürtünme esnasinda siyriliyor ve asfalta degen kisimlarinda ufak çapli siyriklar mevcut. Bunun disinda bir sorun yok çok sükür. Motorsiklete gelince ön camindaki kirik ve sol aynadaki kayip disinda herhangi bir hasar yok. Honda Shadow.. Masallah takoz gibi motor..

Toparlanip tekrar yola koyuluyoruz. Tabi olmasi gerektigi gibi temkinli ve dikkatli.. Amman’a vardigimizda saat 21.00 civarinda. Hemen bir taksi rehberliginde kalacagimiz Caravan Oteli’ni buluyoruz. Motorlarimizi saglama aldiktan sonra Cem Koçak’i istirahat etmesi için odada birakarak Cem abi ve Seko ile birlikte aksam yemegi yemek üzere sehir merkezine iniyoruz. Dönerken Cem’e de karnini doyuracak birseyler paketletiyoruz.


DEVAM EDECEK:)
_________________
-----------------
Tufan Ozdogan
R 1200 RT

"life is a fun, chase Too Fun"
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
Mesajları göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> Geziler/Toplantilar Tüm saatler GMT
Sayfa Önceki  1, 2, 3, 4, 5  Sonraki
2. sayfa (Toplam 5 sayfa)

 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Forums ©

   
 

All logos and trademarks in this site are property of their respective owner. The comments are property of their posters, all the rest © 2002 by me
You can syndicate our news using the file backend.php or ultramode.txt