Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Sanıyorum bu motorda da PAN'da kullanılan teknik kullanılmıştır. O plastik çıkıntıların altında demir korumalar var. 300Kg'lık PAN bile düştüğünde müthiş bir koruma sağlıyor. Kaldı ki bunu haydi haydi korur diye düşünüyorum.
Bunu soyleyince aklima birsey geldi. Fuar esnasinda motorlarin cevresindeki bazi tipler, "Turk usulu" diye nitelendirdigimiz kalite kontrolu yapiyorlardi. Motora yanasiyor ve orasina burasina "tok tok" biciminde el vurarak yoklayanlar oldu.
Biz de bu korumalari soyle elle bir kanirttik, pek bir bukulebilir gibiydi. Demir oldugunu bilsek soyle iyi bir yoklardik.
zakcay demiş ki:
Nefis bir dizi olmuş bu. Sabahtan beri gözümü ayıramadım yaw. Ellerinize sağlık...
Tabii ki yoklayacağız kardeşim. Türkiye'de karpuz bie alınırken şöyle lop lop bir kucaklanır
O plastikler sadece içerideki demirlerin kılıfları. Biraz daha sert yoklasaydınız çıkıverirlerdi zaten. İçindeki U şeklindeki demiri görebilirdiniz böylece. Tabi ben PAN'dan bahsediyorum. Güzel bişey yani _________________ Zafer AKÇAY
OMM-IAM Senior Observer
İzmir
Kayıt: Feb 19, 2004 Mesajlar: 313 Nerden: Köyceğiz/Muğla - Çanakkale
Tarih: Pts Ksm 28, 2005 9:51 am Mesaj konusu:
O kadar alışmışım ki buradaki yazılarınıza ve diğer gezi yazılarına,başka bir dergi falan okuyamaz oldum artık. Bu kadar uğraşarak; bizlere günümüzün en azından belirli kısmını keyifli geçirttiğiniz için çok teşekkürler...
not: Düşünceme katılan bütün arkadaşlar adına... ki bu da en az sitenin %99'dur herhalde... _________________ Tiger 250 (Mt-07)
--67-70--
DL 650 L4
--------------------
Murphy says:
Anything that can go wrong will go wrong...
Kayıt: Aug 13, 2003 Mesajlar: 2531 Nerden: Bruksel
Tarih: Pts Ksm 28, 2005 9:03 pm Mesaj konusu:
Bu fuarda dikkatimi en çok çeken olay, neredeyse kimsenin cruiser/chopper motorlara alâka göstermemesiydi. Yamaha'sı, Suzuki'si, Honda'sı herkes cruiser getirmiş ama standın o tarafı hep boştu. Belki İtalya pazarında cruiser gitmiyordur.
Her neyse, Buell'dan çıkarken gözümüze Harley'ler ilişti. Saatin geç olmasının da etkisi var herhalde, yaşlılar evlerine gitmiş, standta kimse kalmamıştı. Fuardaki her motora oturmuşken, kaba etimiz bir de Harley selesi görsün istedik ve başladık motorları kurcalamaya. O sırada uzaktan Harley görevlilerinin süpheci bakışlarını fark ettik. Biz motorların teknik özelliklerine, frenlerine, süspansiyonalarına filan bakınca adamlar kıllandı haliyle. Harley müşterisi olmadığımız anlaşılmasın diye hemen tedbil-i kiyafet konumunu aldık.
Sinan performansı, ben de oturuş stilini(bir kare ileride Sinan bana muz atıyor ama kadraja girememiş maalesef ) tutturunca adamlar bize bakmayı kesti. Daha fazla işkilledirmeden Harley'i bırakıp Kawasaki'ye geçtik.
Bu sene Kawasaki'de iki büyük yenilik var. İlki Viktorya zamanında tasarlanan ER-5'in yeni hali, ER-6N. Üzerinde 650cc, 8V, sıralı iki silindir motor olan ER-6 70HP güce sahip. Kuru ağırlık 178kg. Fiyatı ucuz tutmak için çelik şasi kullanılmış. Günümüzde neredeyse her motor alaşım aluminyum şasi ile gelince dikkatimizi çekti.
Sürüş pozisyonu oldukça rahat. Dik, hafif öne uzanarak kullanıyorsunuz. Uzun mesafe yapmayı düşünenlere uyacağını sanıyorum. Egzoz Buell tarzı motorun altında. Zaten bu yüzdendir ki orta sehpa koyamamış Kawasaki. Aynı motorun bir de F modeli mevcut. N modelinden farklı olarak tam karenaja ve geniş rüzgarlığa sahip. Mekanik olarak N ile aynı olsa da F modelinin tipini çok sıradan bulduk. N kadar göze çarpmıyor.
Kawasaki'nin bir diğer yeniliği Hayabusa'nın tahtını ele geçirsin diye piyasaya sunulan ZZR1400. 170HP güce sahip motorun son süratini henüz açıklamadı Kawasaki. Ama karşılaştırmak gerekirse, Hayabusa'dan daha kısa tekerlek açıklığına sahip ve 20kg daha hafif. Hemen üstüne atlayıp gazı yokladım. Debriyajı bırakmamla boynum kırılıyordu neredeyse
Aletin çirkinliğine diyecek laf yok elbette...
Oturuş? diye merak edenler varsa, spor-touring filan değil, düpedüz SS pozisyonundasınız. Nereye gidiyorsanız, depo ile ilişki halinde ama oldukça hızlı gidiyorsunuz.
Standda racing modellerinin 2006 versiyonları da bulunuyordu. Hem ZX-10R hem ZX-6R test ettim. Tüm fuar boyunca uturduğum en rahatsız aletin ZX-6R olduğunda karar kıldım. Gidon o denli aşağıdaki motorun tepesinden uçacakmışsınız gibi geliyor. Virajlara iyi giriyor, ona birşey demiyorum
Kawasaki'den sonraki durağımız KTM. Bu sene KTM'in gözdesi şüphesiz ki 990 Adventure. SuperDuke'tan tanıdığımız enjektörlü 990cc'lik V2 motor üzerine geliştirilen yeni Adventure görsel olarak eskisinden pek farklı değil. 2005 model Adventure'larda kullanılan alçak ve jelli konfor selesi sayesinde oldukça rahat olduğunu söyleyebilirim.
Aynı motorun S versiyonu da mevcut. BMW'de GS ADV neyse, KTM'de de S eki aynı anlama geliyor. Yerden yüksekliği abartılan Adventure S'de ayakları yere koymak mümkün olmadı. Sanırım millet üstüne tünemesin diye aleti döner platforma koymuşlar ama bir Türk olarak kural tanımazlık şartını yerine getirdim ve atladım üstüne. Bakın, arazide böyle görünüyor.
Eski 950 Adv'nin LC8 kodlu motoru bu sene yepyeni bir süpermoto'da yaşamını sürdürecek. Onu da Sanço sizler için test etti. Hep diz açacak değiliz ya, biraz da ayak açalım.
Hoca, taban gösteriyor! Sarı kart yok mu?
Son olarak denediğimiz ve bizi bizden alan motor SuperDuke idi. Üstüne oturduğunuz anda kanınız kaynamaya başlıyor. "Hancı, motora kurşunsuz, bana da viraj getir!" diye haykırıyorsunuz
Devami? Var elbet. Bitmez bu macera... _________________ Entia non sunt multiplicanda praetar necessitatem¹...
Ilker Eryilmaz
2004 Suzuki SV650 S
Belcika/Bruksel
2005 model Adventure'larda kullanılan alçak ve jelli konfor selesi sayesinde oldukça rahat olduğunu söyleyebilirim.
Arkadasim bir saniye (arkadasim kisvesi altinda yanasip, bogrunden girmeye hazirlaniyorum)!!!
Bu mat siyah KTM'yi test ederken nasil sasirdigimizi anlatmayi unutmussun... Don Kisot motora soyle bir oturdu. Ayak tabanlarinin tumu neredeyse yere degiyordu. Cogunun lastikleri topraga degmeyecegi halde KTM'in bu daha once bu motoru heyula yukseklikte yapmasina anlam veremiyordum. Simdi ise muhis olmus. Selenin gorunusu guzel, motorun mat rengi guzel, oturus pozisyonu enfes, bravo KTM!!!
KTM'den bir diger bilgi de su motor uzerine:
LC8 motoru ile uretilen Super Moto'nun bir de BMW HP2'ye cevaben 950 Super Enduro'su yapilmis. Disli lastiklerin yani sira onde 21 inc jant kullanmislar. Topic'in basinda da belirttigim gibi arac HP2(bunu sanirim Gokhan yazmisti), Ducati Hypermotard ve oteki kardesi Super Moto'ya asiri benziyor.
Diger LC8 motorlular ve Super Moto'dan farklari:
-White Power suspansiyonlar
-Yeni bir egzos yolu ve cikisi tasarimi
-17,5 yerine 14 litre yakit deposu
-Elcik korumalar
-98HP...
Ayrica kucuk modelleri de dahil pek cok modeli bu aracin on far sistemi ile donatmislar, hepsi 950'ye, 950 ise 600'e benzemis.
Tahmini fiyati ise yaklasik 16.000 euro'cuk(daha asagida olsa sasardim zaten).
Benim bir baska tahminim de KTM'nin bu iki modelinden sonra(Super Moto-Super Enduro), BMW'de kesin HP2'nin super motosunu yapar.
19 Mayis'ta Turkiye'nin batisindan dogusuna gitmek icin simdiden yola cikmis olan 1000 atlinin arasindan siyrilan Don Kisot ve Sanco Panco, Piaggio standina varirlar.
Isi tarihe cevirdik ya, ne rastlanti ki Piaggio da Vespa'dan bugune kadar olan tarihcesini bir film seridi gibi sergilemekteydi.
1945'ten 2005'e gelen Vespa, bu fuarda 60.yilini kutluyordu. Vespa markasi bugun Piaggio'ya donusmus durumda ve Avrupa'nin dev motosiklet ureticilerinden bir tanesi. "Selpak"ın kagit mendil olarak anilmasi gibi Vespa'da scooterlara verilen genel bir isim haline geldi.
Fuarin en degerli parcalarindan bir tanesi V98 olarak anilan ve seri olarak uretilen ilk Vespa:
Bilindigi uzere Vespa, 2. Dunya savasi sonrasinda ucak enkazlarindaki tekerleklerin ve artiklarin kullanilmasi ile yapilmis bir ulasim araciydi. V98 ise bu araclarin tutulmasi uzerine seri olarak uretilmis bir model.
Debriyajli, 4 vitesli, yedek lastikli, 2 zamanli bir diger efsane PX125 de halen uretimde ve yillara meydan okumaya devam ediyor:
Eski Italyan imparatoru 14. Marcellino doneminde tasarlanmis bu arac beyaz, gumus gri, lacivert renklerinde, disk fren vb. gibi teknolojik yeniliklerle uretilmeye, calisirken de arkadan beyaz duman atmaya devam ediyor.
Peki bugune gelindiginde ne oldu?
Ulkemizde de pek sevilen ET4 uretimden kalkti. Yerini LX125 ve LX150 aldi. Farkliliklar yok denecek kadar az, gucu normlara uysun diye dustu, on lastik 10'ken 11 inc oldu, on far GT'ye benzetildi, arka stop degisti. Iki lastik arasi mesafe de kisalmis gibi geldi bana. Daha yuksek guclu ET4'ler cok yasasin, henuz ikinci elde uygun fiyatlara bulunabilirken birer tane alip hem sorunsuzca kullanin, hem de gelecegin koleksiyoncusu olun derim...
Fuarda GT serisinin tumu oradaydi. Ulkemize GT200 olarak ithal edilen ve yukaridaki beyaz PX'i andiran otomatik vitesli aracin son versiyonu enjeksiyonlu 250cc.'lik bir motor ile donatilmis. Aractaki bir diger yenilik de ABS'li olmasi. Ancak 4300 euroluk(ABS+500euro) fiyati ile Turkiye'ye pek gelecegini, gelse de "bu paranin motoru degil bu arkadas"cilarin egemen oldugu motosiklet camiasinda satilabilecegini sanmiyorum.
Vespa standinin en nadide iki parcasi 60.yil serefine uretilmis LX60 ve GT60 idi. Cok ilgi cekici buldugum bu iki aracin uretilecegini pek sanmiyorum.
Hemen arkadaki Piaggio standina gectigimizde, guncel modeller yanyana siralandigini gorduk. Ulkemizde satilmadigi icin 50cc.'lik modellere hic yaklasmadik. Oldsmobile Super Kupe gorunumlu, acayip bagaj hacimli X8'in simdi 250cc.'lik bir model yapilmis. 250cc'lik modellerden X9 250 ve Beverly 250'nin henuz enjeksiyonlu versiyonlari gelmemisti ama GT'de kullanilan enjeksiyonun onlara da uygulanmasi sanirim an meselesi.
Piaggio Motor Departmani pek cok diger firmaya urun satiyor. O yuzden stand icinde ayri ve devasa bir bolumu vardi. Butun motorlardan bir ornek, kesitleri cikartilarak konmustu. Iste ET4 ve LX150'de kullanilan 4 zamanli otomatik vitesli motor:
Bu arada Don Kisot sizler icin kurcalamayi da ihmal etmedi tabi...:
Piaggio'nun yan kurulusu Gilera'nin standinda boy boy Nexus 500 diziliydi ama motorda herhangi bir degisiklik yoktu. En buyuk yenilik yillardir bir damla bile degismeyen Runner'in Nexus'a benzetilmis kasasinda idi. Motor olarak da 4 zamanli 125 ve 200cc.'lik makinalar kullanilmis:
Piaggio'nun satin aldigi Ispanyol kokenli firma Derbi'de de yenilikler vardi. 250cc.lik Piaggio motorunun kullanildigi, motosiklet benzeri, arkada ortadan suspansiyonlu, onde cift diskli su urune bayildik:
Tek silindirli bir baska Derbi de bu fuarda ilk kez gorucuye cikti:
Bir diger enteresan yenilik de Michelin standinda X8'in uzerine takilmis havaya gereksinimi olmayan lastiklerdi. Tasarimi 5-15 yil arasinda sonuclanacakmis, kim oleeeee, kim kalaaa... (bence seneye cikartacaklardir da diger firmalar hizlanmasin, aksine gevsesinler diye boyle yazmislardir).
Suzuki'ye dogru yelken acacagiz da, neredeyse hic fotograf cekmemisiz, kara kara dusunuyoruz. Bunun baslica sebebi:
-Standi en sona biraktik, yorulmustuk ve vakit kalmamisti.
-Yeni GSR disinda pek bir yenilik yoktu, ona da sadece mankenler oturabiliyordu...
Neyse, Suzuki diyelim bakalim:
Dun Kisot'un R2d2'su SV650S, populer ve dinamik bir arac. ancak bana sorarsaniz kesinlikle naked versiyonu suruse daha uygun. Gecen seneden beri siyah sase ile uretilen SV, halen genc gorunumunu koruyor:
Yeni GSR 600, uretimine milattan once 900'lu yillarda baslanan Bandit'in yerine gececeginden midir bilinmez, 600'luk Bandit ya yoktu ya da cok azdi biz farkedemedik. Yeni, (yine, yeniden, beni yeniden sev) Bandit 1200S, yine yeniden ciktigi icin bol bol oraya buraya serpistirilmisti.
GSR600'de ise Gixxer 600'un motoru kullanilmis, yani Fazer ve Hornet'deki mantik asirilip uygulanmis. Ohhh.
Tabii ne olmus, devir sayisi yukselmis, maksimum devir 16 bin olmus, 14 binde kirmiziya giriyor. Tabii bu arada ne olmus, yumurta tavuktan, tavuk yumurtadan cikmis. O ne demek derseniz, sase aynen Fazer'e benzemis, hatta on far FZ1 ile ayni olmus, ama kim kimden calmis orasini bilemem:
Derken bir Speed Triple gelip aliyor bizi, ucup gidiyoruz Triumph standina...
Kayıt: Aug 13, 2003 Mesajlar: 2531 Nerden: Bruksel
Tarih: Sal Ksm 29, 2005 10:01 pm Mesaj konusu:
Fuarda olmasa da rapordaki son durağımız Triumph.
İlk olarak şahsi favorim olan Speed Triple'a yöneliyorum. SuperDuke kadar anlamsız ve kullanışsız olan bu alet, biraz uzun yol yapabilir olsa GS yerine tercih edecektim. O derece yakındım almaya. Ama seleden görüleceği üzere arkaya yolcu almayı bırakın, çanta bile bağlayamazsınız. Pratikliği sıfır olsa da ne motor ama Hastasıyım
Üzerinde 1050cc, 3 silindirli (Triumph karakteristik özelliği) 113 beygir motor var. Kuru ağırlık 189kg. Tork manyağı olması sayesinde en kolay tek tekere kalkan alet olarak gösteriliyor.
Triumph klasik motorları ile dikkat çeken bir firma. Bonneville ve Thruxton'ları ile çıplak motorda güncel teknik görmek isteyenleri hedefliyor.
Bir Cafe Racer olan Thruxton'a atlıyorum ilk.
Nikelajları, alçak ve kırık gidonu ile tam bir Cafe Racer. Rahatsız olduğunu söylememe gerek yok herhalde.
Sırada modifiyeli kurye motoru kılıklı Scrambler var. Modifiyeli diyorum çünkü motora sağdan bakınca normal bir alet gibi gözüküyor ama sol tarafta seleye paralel giden kocaman iki adet egzoz borusu var. Adamın bacağını nasıl yakmıyorlar, merak ettim. Bana hitab etmese de oturuş ve selesi çok rahat. Bakınız, bünyede alerji yapmamış, fren tutuşumdan belli.
Triumph standında ummadığım bir sürpriz göze çarpıyor. Paul Smith tasarımlı Bonneville'ler. Normalden ne farkı var derseniz, üstündeki boya deseni sadece. Ha, bir de sınırlı sayıda üretilecek olmaları. Göstereyim, güzel mi çirkin mi siz karar verin.
Standta turlarken bir bakıyorum, ana! Paul Smith orada. El ediyorum
- Şşşşt, Paul!
- Efennim abi?
- Gel bakiim buraya. Sen mi boyadın lan bunları?
- He abi, beendin mi?
- Nerden mezunsun olm sen? Nerde öğrendin fırça tutmayı?
- Abi Cambrigde'ı bitirdim, ayıptır söylemesi.
- Deme? Sorsam diploman filan var yani, ha?
- Eeee, abi orayı açmayalım istersen. Çay-kaave bişiiler içer misin?
- Eh, varsa bir oraletini içerim...
şeklinde bir muhabbet geçiyor aramızda.
Triumph standında soluklandıktan sonra ciddi makinelere bakmak için fuarı turlamaya başladık. Maksat, kaçırdığımız son birşeyler var mı diye bakmak. Bir anda önümüze en eğlenceli motorların olduğu stand çıkıyor. Her eve lazım abicim bunlardan bir tane. Sürmesi kimbilir ne eğlencedir?
Pocketbike'lardan da hevesimizi alınca saate baktık, 18:30 olmuştu neredeyse. Kapıyoruz tükkani, acele edin anonsları duyulmaya başlamıştı. İstemeye istemeye, ayaklarımızı sürüye sürüye çıkışa yöneldik. Keşke bir gün daha olsaydı da daha kapsamlı gezebilseydik. Biz çıkışa yönelirken fuar güzelleri arkamızdan el sallıyordu, Seneye gene geliiiin!
Gelecek bölümde: Batarken güneş ardında tepelerin, geldi veda vakti Teletubbilerin... _________________ Entia non sunt multiplicanda praetar necessitatem¹...
Ilker Eryilmaz
2004 Suzuki SV650 S
Belcika/Bruksel
Tork manyağı olması sayesinde en kolay tek tekere kalkan alet olarak gösteriliyor.
Arkadasim merhaba, cok kolay tekere gelir demissin. Benim merak ettigim bir nokta var:
Simdi bu araci kopru girisinde tekere kaldirsak, kopru gecisi nasil olur? O halde OGS'nin en sagina yanassak da para odemesek olabilir mi? Hem zaten arka taraf asagida oldugu icin plaka da okunamaz.
Merak ediyorum, bana verilebilecek butun cevaplari yaz, motor Speed Triple...
Alis harikalar diyarında gibi bir rapor olmuş. Ellerinize sağlık. Lakin Suzuki de tek yenilik GSR demişsiniz. Pek üzüldüm. Çünkü GSXR 600 ve 750 bu yıl tamamen yenilendi. Nefis nefaset makineler oldular. Gelecek yaza her şey yolunda giderse GSXR600 sahibi olmayı planladığım için ilk gözüm onu aradı ama o kadar motorun içinde illaki birkaç eksik olacak.
Kayıt: Aug 13, 2003 Mesajlar: 2531 Nerden: Bruksel
Tarih: Çrş Ksm 30, 2005 4:00 pm Mesaj konusu:
sinanozgen demiş ki:
Merak ediyorum, bana verilebilecek butun cevaplari yaz, motor Speed Triple...
Sanco
Arkadasim,
Sen kimlerdensin? Gecen MotorManyaa'nda da yazan adam degil misin sen? Amacin nedir senin? Bizim sitede olsan simdiden ban'i yemistin (uyarayim, Ingilizce kullanabiliyorum). Ayrica avatarina dikkat ettim, cok kucuk. Bilmez misin ki bu sitede "hevesini alincaya kadar" at nali boyunda avatar kullanmak kurallar dahilinde.
son olarak yazdigin konulari hep bir baslik altinda topladigini goruyorum provakorluk yapma cok rica edecegim bugibi seylree papuc briakmayiz uyariim _________________ Entia non sunt multiplicanda praetar necessitatem¹...
Ilker Eryilmaz
2004 Suzuki SV650 S
Belcika/Bruksel
son olarak yazdigin konulari hep bir baslik altinda topladigini goruyorum provakorluk yapma cok rica edecegim bugibi seylree papuc briakmayiz uyariim
Arkadasim, oncelikle biz burada duzgun Turkceye dikkat ediyoruz. Bir de arada sirada
. ve ,
gibi isaretleri kullanirsan yazdigin daha anlasilir olur. Bir de provakorluk ne yahu? Provokatör olmasin o?
Ayrica tek teker ile ilgili dogru durust bir yanit alamadim. Yarin sabaha kadar bu yaniti alamadigim takdirde "Genel" basligina yeni bir konu acip sormak durumundayim.
Kayıt: Aug 13, 2003 Mesajlar: 2531 Nerden: Bruksel
Tarih: Prş Arl 01, 2005 8:26 am Mesaj konusu:
sinanozgen demiş ki:
Ayrica tek teker ile ilgili dogru durust bir yanit alamadim. Yarin sabaha kadar bu yaniti alamadigim takdirde "Genel" basligina yeni bir konu acip sormak durumundayim.
Sanco
Arkadasim,
Sana gerekli cevabi bu aksamki olaganustu yonetim kurul toplantimizda alacagimiz karar dogrultusunda verecegim.
Imza,
"Dun neydim, bugun ne oldum" motor klubu kurucu uyesi, ihtiyar heyeti baskani, encumen azasI _________________ Entia non sunt multiplicanda praetar necessitatem¹...
Ilker Eryilmaz
2004 Suzuki SV650 S
Belcika/Bruksel
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız