Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Hakan Erkal’dan bir mail geldi; “Pazar günü, çantasız, tempolu, az molalı, gurmesiz, solo performans gezisine var mısınız? İşte rota diye...
Böyle bir kadroya ve böyle bir teklife kim hayır diyebilir?
Bu güzide kadro;
İlker İskenderoğlu Caponord
Kemal Ertem R1150GS Adv
Burak Şansal R1150GS
Hakan Erkal R1150GS Adv
Bülent Selek R1200GS
Uluğ Abi R1100GS
Armağan Albayrak R1100GS
Kaya Güçmen R1200GS
Selami Eralp Transalp
olarak planlandığı üzere sabah saat 07:00 de Eskihisar feribot iskelesinde buluştu.
Rotanın baş mimarı İlker o sabah sanki boyu uzamış gibiydi.
Aerostich takımı biraraya gelince durum anlaşıldı.
Motorum henüz temiz haldeyken....
Motorlar feribota yüklendi ve rota üzerinde son görüşmeler yapıldı...
İlk molamızı Geyve civarında çiçekli bir yerde verdik.
Motorlarımızı da düzgün bir şekilde park ettik.
Bu motorun bizden ayrı park etmesi marka ayrımcılığından değil, kendi tercihidir.
Rota hakkında görüşmeler ve heyecanlı sabırsızlık devam ediyordu.
Her ne kadar gurubun yarısının (ben dahil) stabilize toprakta 40-50km den fazla tecrübesi olmasa da, bizi Acelle yaylasına çıkaracak “o” off-road etabı hepimizi heyecanlandırıyordu. Bu bölgede dün biraz yağmur yağmıştı ama olsundu, bize koymazdı, korkutamazdı... mı acaba ??? Yoksa bazıları az sonra yaşanacakları hissetmişmiydiler ?
Dokuz errrkekten oluşan bu kadronun bu enstantaneyi pas geçmesi beklenemezdi.
Hatta durum kontrolden çıkmıştı... Yoksa kimsenin bu resimde hicvedilen "tutma" eyleminin kısa bir süre sonra aynen başlarına geleceğinden henüz haberi yoktu...
Gurme gezisi değildi bu... ama aç kalamazdık herhalde. Eh, Mudurunu'ya kadar gelmişken piliç yemek kaçınılmazdı. Ama ilginçtir, Mudurnu'da piliç yiyebileceğiniz yer bulmak hiç de kolay değilmiş. Uzun uğraşlardan sonra yemek işini de hallettik ama hala ana sohbet konusu, az sonra kavuşacağımız ve bir daha hiç unutamayacağımız toprak parkur ve oraya bir an evvel ulaşma isteğimizdi.
Sonunda Dokurcun kasabasından yaklaşık 10km batıda yer alan Beldibi köyüne ve oradan da bizi toprağa kavuşturacak olan Boztepe köyü çıkışına büyük bir memnuniyetle vardık. Artık yönümüz ve yolumuz Acelle yaylası... Bir sonraki molamız, yaylada Armo'nun doğum gününü kutlamak için planlanmıştı.
Yolun bu kısmı haritalarımızda görünmediği için GPS devreye girmişti.
Nihayet, "o" beklenen yaklaşık 30-35km lik bir toprak yola vurduk kendimiz. Ben ve bazılarımız için yeni olan bu deneyim, her anı ile çok keyifliydi. Motorun kimi zaman önü, kimi zaman arkası kayıyor ama (meğer !) her kaymanın düşme ile sonuçlanması gerekmiyormuş. Challenge Team yazılarında hep okuduğum gibi "korkmayıp, gazı vermek gerekiyormuş". Acelle yaylasına vardığımızda 2 süpriz bekliyordu bizi... Biri muhteşem bir manzara....
Diğeri de "bot koparan" çamuru...
Bu çamuru biraz anlatmam lazım... Cam macunu kıvamında, killi toprak. Üzerine çakıl serilmiş. Yağan yağmurun etkisiyle çamur değil beton harcı haline gelmiş. Bastığımız yerden ayağımızı kaldırmak bile dert oldu... Hepimiz botumuzun tabanında 10-15cm kalınlığınca çamur tabakası ile dolaşmaya alışmak zorunda kaldık. Kısa süre sonra yaylanın keyfini çıkartmaya başladık ve Armağan'ın sıradışı doğum günü kutlamasını piknik şeklinde yaptık.
Eğlence ve pikniğimizi, çamurlu yolun daha yavaş(!) katedileceğini öngörerek, kısa kesip tekrar yola koyulduk. GPS rotamız (çok kesin olmasa da) başka yolu gösterse de, daha az çamurluymuş gibi görünmesi sebebiyle biz tam karşıdaki yolu tercih ettik.
Ama çamur, bize yeni bir süpriz hazırlamıştı.... kitlenen ön tekerlek... Lastikle çamurluk arasında birikip sıkışarak sertleşen çamur ön tekerleği dönmez hale gitiriyordu.
E tabi du durumda da düşmek kaçınılmazdı.
Belirlediğimiz yeni yoldan da gidemeyeceğimiz kesinleşince geri dönmek kaçınılmazdı. Ama indiğimiz yokuşu çıkamayacağımız için tepenin etrafından dolaşan bir yolu tercih ettik. Bu aşamada herkes ön tekerleğinden çamur temizliyordu.
Bu işlem hiç de kolay değildi. Çamur, çamurluğun içinde beton gibi sertleşmişti ve elimizde dal parçaları ve yayladaki tek köylünün verdiği bir adet maladan başka bir şey yoktu. En akılcı çözüm; ön çamurluğun sökülmesiydi ve bu iş Caponord ve Transalp'de hemen yapıldı. GS'lerde ise maalesef önce lastiğin sökülmesi gerekiyordu ve bu iş o şartlarda pek mümkün görünmüyordu.... Adv'ler yola devam edebildiler ama diğer GS'lerin ön tekerleği çamurdan kitleniyordu. Artık ilerlememiz motor başına 10-50metre ile sınırlıydı ve her defasında lastiğin temizlenmesi gerekiyordu. Bu arada hava hızla kararıyor, sis basıyor ve soğuyordu.
Saat 16:00 da başladığımız geri dönüş yolculuğumuzda, 4 saat sonra yaklaşık 1(bir) km ilerleyebilmiştik. Ve artık gece karanlığı çökmüştü, hava buz gibi soğumuştu (her ne kadar üşüyemeyecek kadar terlediysek de)... Yolculuğumuz, sıra ile en arkada kalan motoru çamurdan kurtarıp sürükleyerek ilerletmek, ön tekerleğin dönmesi sağlanabilirse, uzun bacaklı Hakan'ı bindirip boy avantajı sayesinde devrilmesini geciktirerek (örümcek tekniği!) gittiği kadar sürmek sonra geri dönüp en arkadakinden yeniden başlamak şeklinde geçiyordu. Çamura yapışmış bir GS yerden sökmekle, tırnağı etten sökmek arasında az fark var. O 250kg lik "kamyon", tam bir "tır" haline gelmişti. Ama biz 9 kişiyiz ve gemileri karadan Haliç.'e indirmiş Fatih'in ahvadıyız... İyi de bu bünyelerin de bir sonu var di mi? Ve o 4 saat sonunda hiçbirimizin ne kolunda ne bacağında derman kalmamıştı. Ama en ilerideki (1,5 km) motorun sürücüsünden artık sert zemine ulaşıldığı müjdesi her defasında son bir gayret daha üretiyordu. Nihayet tüm motorları müjdelenen sert zemine getirdiğimizde devam etmek için gerekli kudretin damarlarımızdaki asil kanda olduğunu hatırlayabildik. Birbirimizi tebrik edip şans dileyerek yeniden yola çıktık. Artık kimsenin fotoğraf çekmeyi düşünecek, esprileriyle ortamı şenlendirecek hali kalmamış, herkes "olur da bu gece aşağı varabilirsek, sıcak bir çorba için neler verebilirim" hayallerindeydi.... ki..... sert zemin sadece 1 viraj boyu devam etti.... 100metre sonra kabus geri döndü... Çöken sis bulutu, sert zemini de gevşetmiş ve aynı çamuru yeniden yolumuza engel etmişti. Tükenmiş bedenler, zifiri karanlık, susuzluk; önceki sıkıntılarımıza eklenmişti. Bundan sonrası yaklaşık 1,5km daha aynı kabus içerisinde geçti. Sıradışı bir dayanışma ile tüm motorları hemen hemen tam ve eksiksiz olarak gerçek sert zemine kavuşturduğumuzda saat 22:30 olmuştu ve GS'lerden birinin ön çamurluğu, çakı ile kesilerek çamura kurban edilmişti. Hepimiz eline - koluna giren kramplara aldırış etmeden olağanüstü bir dikkatle, çıkarken zevkten türküler çığırdığımız toprak yoldan aşağıya süzüldük. Yolun sonunda asfalta vardığımızda kendimi Paris-Dakar'ı bitirmiş gibi hissediyordum. En yakın benzincide basınçlı su yıkama makinesini kullanmamıza izin verdiler. Çamurluklarımızın içinden sökülen topraklarla bir hektar tarla yapılabilirdi. Sürücüler ve motorlar, bir nebze olsun çamurdan kurtulunca, aslında evlerimizden ne kadar uzakta olduğumuzu farkettik. Bir gurup arkadaş hemen en yakın pansiyonda konaklamayı tercih etti, kalanlarsa sağdan sağdan eve döndük. Motoru park edip terk ettiğimizde saat 04:00 olmuştu. 22 saat süren ve 20 saati motor üzerinde geçen yorucu ama bir o kadar da keyifli bir gezi yapmıştık.
Challenge Team faaliyetleriyle kıyaslanamayacak bir gezi bile olsa, lastiğini ilk kez çamura değdiren bir kısım sürücü (ve benim) için çok büyük bir macera oldu. Böyle olacağını bilsem asla gitmeyeceğim bir gezi... ama şimdi Acelle yaylasıyla görülecek bir hesabımız var... hele bir havalar biraz daha ısınsın, GS'leri çamurdan aşırmış, yaylanın fatihi olarak çıkacağım bu sefer.... ve aşıp diğer tarafına ineceğim.
Bu geziye katılan tüm arkadaşlarla aramızda Çamur Kardeşliği oluştu... Yeni bölümlerimizi bekleyiniz.
Kayıt: Non 0, 0000 Mesajlar: 3352 Nerden: New York
Tarih: Sal Nis 26, 2005 2:29 am Mesaj konusu:
Vallahi iste arka bahcede macera ancak bu kadar olur... Tebrikler. Demek ki o GS lerin on alt camurlugunu ve arka "hugger" aksesuarini sokmek, hatta bir cift Conti disli lastik takmak lazimmis...
Devamini merakla bekliyorum...
Bu arada R1 forumundaki daki bir macerayi hatirlatti bana sizinki...
Guzel bir gezi olmus, yasli basli Ulug kardesimi kim aldatip soktu o camurlara merak ettim vallahi?
Utanmaz adamlar sizi, neydi o tabela onundeki poz bakayim?
Armagan'cigim, sana da nice saglik ve mutluluk dolu seneler dilerim, 29 yasin hayirli olsun... _________________ Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli
Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal).
Tarih: Sal Nis 26, 2005 5:46 am Mesaj konusu: haziranda acelledeyiz
Evet beklenenden biraz (!) uzun sürdü ama ben çok eğlendim.
Bir iki sonuç çıkardım. Adv lerde forka bağlı çamurluğu tutan parça daha yüksekte bu yüzden çamur lastikle çamurluk arasına sıkışmıyor. Veriyosun gazı alet gidiyor. Hechlingen den Tomas sağolsun "you don't can do this"
Ön çamurluğun kolay sökülüp takılabiliyor olması Caponord ve Transalp için büyük avantaj.
Haziranda kuru havada kampa gideceğim Acelleye, tercihan dolunayda, bu sefer yere bakmaktan kafamızı kaldırıp gökyüzüne bakamadık.
Kayıt: Jul 24, 2003 Mesajlar: 402 Nerden: ISTANBUL
Tarih: Sal Nis 26, 2005 6:20 am Mesaj konusu:
Benim icin unutulmayacak bir yaş günü anısı oldu Her ne kadar bu gezi bana bir kesik çamurluğa mal olduysa da her dakikası ayrı bir heyecandı, tükendik, bittik, yıldık derken tam bir grup çalışması ile sonuca kayıpsız ve hasarsız bir şekilde ulaştık Tekrardan tüm gruba teşekkürlerimi iletiyorum, sağolun varolun... YAŞASIN MOTOSİKLET KARDEŞLİĞİ
Ahmet abicim iyi dileklerin için çok teşekkür ederim
not: Bir süre çamur görmek istemiyorum
sevgiler _________________ ARAL
C.ARMAGAN ALBAYRAK
ISTANBUL
Kayıt: Oct 06, 2003 Mesajlar: 749 Nerden: istanbul
Tarih: Sal Nis 26, 2005 6:43 am Mesaj konusu:
demek kesilen çamurluk senindi Armağan . Valla okurken bile yoruldum. İyi ki yakıtınız bitmemiş o debelenme içinde. yine de enteresan bir yaşgünü olmuş sana. Rapor için teşekkür. Armağan nice senelere
Kayıt: Mar 31, 2004 Mesajlar: 741 Nerden: istanbul
Tarih: Sal Nis 26, 2005 7:25 am Mesaj konusu:
Tam bir macera olmuş, çok da zevkli geçmiş belli ki... Rotayı tam anlayamadım haritadan (Dokurcun üzerinden gittiniz, Geyve tarafından mı döndünüz?), bir de yaylaya nerden ulaşıldığının detayını öğrenebilir miyim...
Elinize ayaklarınıza sağlık, çok güzel olmuş , Armağan mutlu yıllar _________________ Taner Üstün
Honda XRV 750 Africa Twin'03
yol gidilmez yaşanır
guzel macera olmus
biraz ugrastirmis ama ,yinede keyiflidir.
acilen Touratech on camurluk+TKC 80 lazim sizlere eger boyle geziler devam edecekse
happy birthday armo
rapor icin tesekkurler...
eski kurtlari da burada gormus olduk _________________ sevgiler
Altug SAYGILI
1150RT
Xcity 250
Kayıt: Jul 25, 2003 Mesajlar: 141 Nerden: Istanbul
Tarih: Sal Nis 26, 2005 8:51 am Mesaj konusu:
Alıntı:
Rotayý tam anlayamadým haritadan (Dokurcun üzerinden gittiniz, Geyve tarafýndan mý döndünüz?), bir de yaylaya nerden ulaþýldýðýnýn detayýný öðrenebilir miyim...
Alıntı:
Sonunda Dokurcun kasabasından yaklaşık 10km batıda yer alan Beldibi köyüne ve oradan da bizi toprağa kavuşturacak olan Boztepe köyü çıkışına büyük bir memnuniyetle vardık.
Taner,
haritanda, Mudurnu'nun kuzeybatısında DOKURCUN'u bul. Bu kasabadan batıya doğru BELDIBI köyünü bul. Burada yoldan ayrılıp guneye doğru BOZTEPE köyünü bul... Asfalt yol bu Boztepe köyünün çıkışında bitiyor. Bizim çamur sahnemiz haritalarda görünmeyen ve Boztepe'den güneye doğru TARAKLI istikametine giden yayla yolu.
Kayıt: Jul 24, 2003 Mesajlar: 147 Nerden: İSTANBUL
Tarih: Sal Nis 26, 2005 9:13 am Mesaj konusu:
Alıntı:
Guzel bir gezi olmus, yasli basli Ulug kardesimi kim aldatip soktu o camurlara merak ettim vallahi?
En-Sevgili-Riders-Gamsız grubundakileri biraz tanıyorsam ki iyi tanırım hepsini EN-maceraparasti Uluğ abidir...
Yine çok güzel bir gezi yapmışsınız....Çamurlukları kesmek olmamış ama...Demekki en kısa zamanda çamurluk nasıl sökülür dersi alınacak...Ya da çamura girmeden önce çamurluklar sökülüp gidilecek...Hele arazi lastiği takılarak bu yollardan geçilebilseydi TADINDAN YENMEZDİ amiyane tabirle...
Erkancım kesilen çamurluk olsun, öğrendiklerimizin ve yaşadıklarımızın yanında hiç önemi yok
yaşgünü şerefine kestik gitti
Tekrar doğum günün buradan da kutlu olsun Armom Eeeee pasta bulamayınca çamurlukla idare ettiniz yani Nefis gezi olmuş..Şöyle bi baktımda Pankardeşimde yüzünün akıyla çıkmış Benzer gezilerin devamını bekliyoruz..
Bu mücadelenin hemen hemen tamamında keyfimiz yerindeydi ve çamur savaşını şen şakrak gülüşmeler içinde yapıyorduk (son kısımlar hariç tabi), bu eğlenceli mücadeleden aklımda kalanlar;
- Abi düş düş nereye kadar ???? (bilmem kaçıncı düşüşten sonra...)
- beyler cana geleceğine mala gelsin !!! (Burak birisi malayı getirsin demek istiyor)
- arkadaşlar programın gerisinde kaldık hızlanmamaız lazım (İlker... 4 saatte 1km yol gitmişiz, saat 8e 10 var, 8 feribotunu hatırlatıyor...)
- ulan bi chopper alip boğazda turlamak varmış, ne işimiz var bu dağda bayırda bea !?!? (hepimiz, muhtelif anlarda)
- millet Fener maçına yetişseydik yaw !!!... (maç başlamasına 15 dakika kalmış ve biz son 3 saattir ayni yerdeyiz)
- bitti beyler bitti, şu virajı döndük mü sert zemin... (bu laf en az 50 virajda tekrarlandı)
- ulan Fatih gemileri nasıl taşıdı yaw ?
- ne oldu niye durdun ?
- ön teker kitlendi ?
- yapma yaw? neden acaba ???
Sizlerin de aklına gelen anektodlar varsa yazın da ileride hatırlar gene güleriz...
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız