Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Tarih: Cum Ekm 15, 2004 2:06 pm Mesaj konusu: İlk Heves
Biraz uzun bir yazı oldu ama, ne yapayım bu kadar kısaltabildim.
Küçüktüm ufacıktım.
Bir gün babam beni ata bindirme gafletinde bulundu. Babamın işi icabı İskenderun’dayız. Bir yaylaya gezmeye gidiliyor ama araba yolu olmadığı için at ve eşek kullanılıyor. Araba yolunun bittiği yerde abim ve annem eşeğe, babamla ben ata bindik. At ile o kadar iyi anlaştık ki o gün, medeniyete ulaştığımızda, beni atın üzerinden parça parça aldılar. Israrla at istememin sonucunda bana bir köpek alındı. Bir süre eğlendik, koştuk, ben onu kundakladım, o beni minik minik ısırdı. Küçükken en büyük düşmanım galiba abimdi (aramızda 7 yaş var. Ben 5 yaşındayım). Evde garip bir döngü hatırlıyorum. Abim bana bir şey yapar – döver, ittirir, alay eder, oyuncaklarımı saklar vb.-, ben anneme yetiştiririm, annem abimi suçun ağırlığına göre cezalandırır (ben zevkten dört köşe), abim beni cezanın ağırlığına göre tekrar cezalandırır,.......Annem abime bir bisiklet alınmasının zamanı geldiğini babama söylediğinde oldukça fazla yaygara koparmış olmalıyım ki beş buçuk yaşında dünyanın en güzel bisikleti benim oldu. Altı yıl sonra boyuma uygun yeni bisiklet almak için satıldığında çok üzülmüştüm.
Babam eve bir dergi getirmiş, içinde motosiklet resimleri, aksesuarları, giyim kuşam, uzaylı adamlar, kadınlar olan. Ben derginin resimlerine bakıyorum ve bisikletimden daha güzel bir şey görüyorum. Üstünde tam kıyafet bir kız oturmuş gülümsüyor. Pırıl pırıl, gümüş renginde bir motor. O zamana kadar hep tutan, yaygara çıkarıp tepinme metodu bu sefer pek sonuç vermedi. Babam, benim için büyük olduğunu göstermek amacıyla özellikle büyükçe bir motor üzerine bile oturtmuştu. Ama atlarda büyüktü, yapabilirdim, arabanın direksiyonunu bile kullanabiliyordum şeklindeki daha yumuşak hatta yalvarma düzeyindeki ikna çalışmalarım bile boşa gitti.
İstanbul’a dönüş. Okul. İç Levent’te okul zamanları dışında bisiklet turlarımız, hatta küçük bir tıfıllar çetesi kuruşumuz falan filan....zaman geçti. Motor konusu, benim arada bir motor talebini tazelemem, annemin bana, sen ortaokulu güzel güzel bitirip liseye başla motor o zaman alırız vaadiyle bir kenara atıldı.
Bir gün ortaokul bitti. Biteceğine hiç inanmıyordum ama pat diye bitiverdi. Hatta lise bile bitti. Üniversite sınavları falan derken, anneye motor hatırlatıldı.
Heyhat !
Bahaneler şunlardı: “Artık eskisi gibi değil yollar, insanlar, trafik çok tehlikeli.”, “Kızlar için özellikle tehlikeli, ipsizi var sapsızı var, iti var kopuğu var.”,
Ve karşı çıkamayacağım bir bahane “Zaten pahalı bir şey, o kadar paramız yok”.
Üniversite yılları, çalışma yaşamı, kızımı büyütmek şeklinde koşturmaca ile geçen yıllar, motorlara hüzünlü bakışlar. Dört yıl önce tatildeyim. Arkadaşlarım haydi motor kiralayalım dediler ve herşey yeniden başladı.
En son belebrien tarafından Cum Ekm 15, 2004 2:26 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Kayıt: Mar 31, 2004 Mesajlar: 741 Nerden: istanbul
Tarih: Cum Ekm 15, 2004 2:28 pm Mesaj konusu:
Uzun bir yazı oldu diye başlayıp, dörtlübeşli yaşlar başlayınca "hmmm" dedim ama başlayınca da devam ettim, sonra birdenbire kesildi yazı , detay ve devamı vardır herhalde, yoksa güzel geziler yapanların parça parça yazmasına mı özendiniz
Bekliyoruz... _________________ Taner Üstün
Honda XRV 750 Africa Twin'03
yol gidilmez yaşanır
Anlatmak istediğim, motora olan hevesimin nasıl sonuçlandığıydı. Evet sonunda, artık motora biniyorum. İşe gidip gelirken, gezerken, aşırı yağışlı havalar dışında olabildiğince çok.
Ha, abimle artık aram eskisi gibi değil tabii ki. Her ne kadar uzakta da olsa- ki aramıza denizler dağlar var- senede iki üç kez yanyana gelip uzunca süreler sohbet ediyoruz, serserilik yapıyoruz, vb.
Annemle olan durum ise çok fazla değişmedi. Anneme motorla gitmek gibi bir lüksüm yok. Motora hala ve de kesinlikle karşı.
Güzel bir hikaye ve mutlu sonla bitmesi ise çok çok daha güzel...Beni umutlandırdı. Ama bende ölümüzü çiğnersin diyen bi adet anne ve bi adet baba var...
Darısı benim başıma... Motorunla sağlıklı ve mutlu günler dilerim...
Evet biliyorum,bu motor aşkları genelde hep mutlu sonla noktalanır... _________________ Hayatı seviyorsan, zamanını boşa harcama ! Çünkü zaman hayatın ta kendisidir ! . .
emeline ulaşanları gördükçe daha iyi hissediyorum kendimi belebrien tebrikler:)
YAĞMUR123 sen de bendensin bende de az destekli baba ve ooollmaaaaazzzz diyen inatçı bi anne ve erkek kardeş var
yok mu bize destek çıkacak abiler ablalar?
''inatçı aile fertleri yola getirilir'' diye bi bölümü falan yok mu sitemizin?
((
İşin aslı belirli kalıpları kafasında oturtmuş heleki benimki gibi yaşı 70 i geçmiş bi babayı ikna etmek bence imkansız... O yüzden herkez kendi başının çaresine bakmalı. Ben haberleri olmadan A2 imi aldım. Şimdi de motora maddi açıdan yaklaşabilmek için çaba gösteriyorum. Motoru da yine haberleri olmadan alıcam. Böylece ben sağ onlar selamet... Bazı şeyler için fazla kasıp keyif kaçırmamak lazım. Herkezin kendi anlayışı ve herkezin kendi yolu var bence... Sözkonusu olan ailen bile olsa
Kayıt: Feb 18, 2004 Mesajlar: 148 Nerden: İstanbul-Cihangir/Sile
Tarih: Cmt Ekm 16, 2004 8:57 pm Mesaj konusu:
Bu yazıdan sonra sanırım aileme büyük bir teşekkür borçlu olduğumu anladım.
teşekkürler her ikinize de
belebrien demiş ki:
Annemle olan durum ise çok fazla değişmedi. Anneme motorla gitmek gibi bir lüksüm yok. Motora hala ve de kesinlikle karşı.
Annem de en başında öyleydi ama babam trafik konusunda sorumluluk sahibi ve güvenilir olduğumu düşünür şimdilerde annemde de biraz yumuşama söz konusu zaten Onun bu tavırları benim motorda daha dikkatli olmamda bir araç oluyor benim için
Kayıt: Dec 14, 2003 Mesajlar: 1313 Nerden: Philadelphia
Tarih: Cmt Ekm 16, 2004 9:07 pm Mesaj konusu:
YAGMUR123 demiş ki:
Bazı şeyler için fazla kasıp keyif kaçırmamak lazım. Herkezin kendi anlayışı ve herkezin kendi yolu var bence... Sözkonusu olan ailen bile olsa
Bence en guzel yaklasim bu. Motor baskasinin izniyle alinmaz. Her ne kadar kabul etmeyecekler varsada, tehlikeli bir ugras bu. Aklinda sorular olan bir aile cocuguna tabiki izin vermez. Ama cocuklar motoru alip geldiginde dirdiri kesmek ve olan olmus hic olmazsa bu andan sonra yaninda olalim demek gerekiyor.
Belebrien, ya soyle cicek bocek yagmur gibi bir nick bulsaydin ya Sende kesin cruiser var, ben soyliyeyim. _________________ Akif Ersahin
BMW R1200RT
IBA #25322
DrDakar.com www.gamsizseyyah.com
Motorum 98 virago 535. Alalı dört hafta oldu. Öncesinde bir arkadaşımla ortak LS Savage 650 vardı. Bana zor geliyordu biraz. Kullandığım ilk vitesli motordu. Zorluk, cc si ile ilgili değil. Savage 650 lik bir motor olmasına rağmen ufak ve hafif(160 kg). Boyutları, aynı tür motorların 250 liklerinin bazılarından bile daha ufak. Seri, manevra kabiliyeti yine bu tür motorlara nazaran yüksek. Virajlarda oldukça rahatlık sağlıyor. Bana zor gelen tarafı vites aralıklarının esnek olmaması. Buda çok fazla vites değiştirmek anlamına geliyor. Virago savage dan sonra çok hantal ve ağır kalıyor. Ama vites aralıkları oldukça esnek ve hataları affedebiliyor.
utkuh demiş ki:
Niye hocam ya, çok hoş bir isim. Anlamı ne acaba? Elfçem çok iyi değildir de
Belebrien isminin hiç bir anlamı yok. Daha önce arkadaşlarımızla oynadığımız bir frp(fantasy role playing) oyununun karakterlerinden biri olarak benim adımdı. Karakter yarı-elf bir savaşçı idi.
Aslında bu başlığı yazarken amacım, başkalarınında, nasıl motora heveslendiklerini yazmaları idi. Yazan olursa sevinirim.
Kayıt: Mar 03, 2004 Mesajlar: 328 Nerden: İSTANBUL
Tarih: Pts Ekm 18, 2004 8:55 am Mesaj konusu: İşte bu da bir "başlangıç" hikayesi
Ben neredeyse 7 ay olacak bu spora başlayıp, deli gibi de "aşk" derece-
sinde tutulan ,moderatörümüzün de uygun bulduğu gibi "yeni kullanıcı"
bir sürücüyüm.Belki de hepinizin en yaşlısıyım,kimbilir.Yaş 57.Boy 1.84
ağırlık 85.İçimde başladı bir kıvılcım ,her sezon açılışında senelerdir
çakıp duruyordu.Eşim ve annem bu işe kesin muhalif.Onlara tek kelime etsem başımın etini yiyecekler.Hiç birine sırrımı vermeden başladım eni konu bilgiler toplamağa(sağolsun ikiteker beni ihya etti) ve motor model-
leri hakkında bilgilenmeğe. Tecrübelilere kulak verdim ve Martta bir vespa
et4 aldım.Bir öğleden sonra Bağdat cad.nde eşimle yürürken parketmiş
bir cruısere alıcı gözüyle bakışımı yakaladı eşim.Ve ben de fırsat budur deyip "biliyormusun,ben de motor aldım" dedim.Önce dudaklarında bir gülümseme ve ardından "hadi canım,doğru değilsin değilmi?" sözleri döküldü."Yook.çok ciddiyim.Ruhsat işlemlerini yapıyorlar.1-2 gün sonra teslim alacağım" diyerek içimi rahatlattım.Neyse motor geldi ve 3-4 hafta anlatılmaz bir zevkle kullanmağa başladım.Yaz geldi.Tuzladaki yazlığımıza ben motorla , eşim ve annem araba ile yanyana, arka arkaya bir kaç gidip geldik.Bir gün eşim bana "Motora çok yakışıyorsun" diyerek adeta beni taltif etti.Sanki dünyalar benimdi artık.Daha sonra
benim motora neden binmemi istemediğini açıkladı.Bu sporun çok tehlikeli olaması,benim bu yaşa dek hiçbir alt yapımın olmaması , kaza riskinin yüksek olması...vs...vs. onu korkutan şeylerdi.Ben de bilinçli bir sürücü olarak , onun bu sözlerini hiç kulak arkası etmeden motoru-
mu kullanıyorum.Hız kesinlikle yok.Mx. hız 80km. Şehir içinde yoğun trafikte (bağdat cad. gibi) kalabalığa girmek yok. Alternatif yollara saparak yol uzasa da tenhayı tercih ederek kaza riskini azaltıyorum.
Sonuç:Şimdi kendimi daha deneyimli biri olarak bulduğum ve bu sporu çok sevdiğim için vespamı satarak Beverly250 gibi bana göre süper bir motora terfi ettim. Eşim daha olumlu. Annem 85 yaşının verdiği tedirginliği daha az taşıyor. Yani hepimiz daha mutluyuz.Darısı
imrenenlerin başına.
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız