Önceki başlık :: Sonraki başlık |
Yazar |
Mesaj |
|
steppenwolf Tecrubeli Uye


Kayıt: Feb 02, 2005 Mesajlar: 147 Nerden: İSTANBUL
|
Tarih: Cmt Ekm 20, 2012 12:12 am Mesaj konusu: Uzun Bir Aradan Sonra Kısa Bir Tatil |
|
|
Siteye uzun zamandır hiç yazmadım. Galiba biraz da çok kısa geziler ve tatiller yapmak zorunda kaldığım için.
Artık bu yaz sonu iki haftalık tatili hak ettim deyip 2 Ekim Salı günü Güney'e doğru yollandım.
İlk gün Umurbey'den çıkıp Pamukkale'ye gitmeyi planlamıştım. Orada Antik Havuz'da biraz yol yorgunluğumu da atarım dedim.
Genelde tali yolları daha çok seviyorum. O nedenle Bursa, İnegöl, Domaniç yolunu seçtim. Dumlupınar'a kadar her şey gayet keyifliydi. Dumlupınar'dan sonra yol inşaatı canımdan bezdirdi. O zamana kadar olan yol için kısa bir video...
http://youtu.be/a-XB_Xt0iPU
Yolda kona göçe, Tavşanlı'dan leblebimi de alıp Pamukkale'ye ulaştım. Otele yerleştim ancak havuzun bu saatte çok kalabalık olacağını söyledikleri için hiç tepeye çıkmadım.
Ertesi sabah kahvaltıdan sonra travertenlere yürüdüm, tepede havuz da oldukça tenhaydı. Biraz havuzda oyalandım ancak ardı ardına gelen gruplar havuzu bir anda doldurdu. Ben de çıkıp eski tiyatro kazısına gittim ve sonra da aşağıya otele inmeye başladım.
Sabah çıkarkenki sakinlik kalmamış. Her yerde Rus turist kaynıyor. İşin ilginç yanı, orta yaş altındaki Rus hanımların neredeyse tümü travertenlerde bikini mankeni pozları verip resim çektiriyorlar. Ben de neresini çeksem mutlaka kareye bir amatör manken giriyor...
Bir süre sonra otele geldim ve fotoğrafları bilgisayarıma aktarayım dedim. Bilgisayardaki eski resimleri silip makinadakileri transfer etmekti niyetim. Ancak o kadar amatör mankeni bir arada görmek bünyeye yaramaış olmalı ki ben bilgisayardaki resimler yerine fotoğraf makinasındaki resimleri silmişim iyi mi? O nedenle yoldan ve Pamukkale'den fotoğraf yok malesef. Ben de Antik Havuz'un içindeki eski sütun ve benzeri kalıntıları çektiğim videoyu koyuyorum mecburen.
http://youtu.be/GbvHXGuZN6c
Pamukkale'den sonra hedef Çıralı...
4 Ekim Perşembe günü sabah kahvaltıdan sonra yola çıktım. Keyifli bir sürüşten sonra Çıralı'ya ulaştım. Ana yoldan Çıralı'ya iniş çok güzel. Dar ve eski, bolca virajlı ancak her virajdan sonra orman ve deniz bir arada nefis manzaralar...
Orada güzel bir otel buldum. Odile Otel. Tertemiz ve sakin bir yer.
İlk gün otelin oradan denize ve havuza girerek geçti.
5 Ekim Cuma günü Olimpos'a yürüdüm. Oradan birkaç fotoğraf...
Ceneviz Kalesi'nden Çıralı'ya bakış.
Olimpos'a demirlemiş bir küçük balıkçı motoru.
Buralarda dağların başı hep dumanlı.
O günü Olimpos'ta palet, gözlük, şnorkelle geçirdim ancak dip adeta bir çöl.
Bugün İstanbul'dan bir telefon geldi. Haftaya Perşembe günü İstanbul'da olmam gerekiyor
6 Ekim Cumartesi. Bugün otelin önünden denize girdim. Hep başlayıp ta bir türlü bitiremediğim Masumiyet Müzesi bitti. Kara Kitap'ta da böyle olmuştu. Esas kahramanın adı Galip olduğu için inat ve sabırla okuyup bitirmiştim kitabı. Akşam üzeri Yanartaş'a gidilecek.
Otelden yürümeye karar verdim. Yol çok güzel.
Çamlar da adeta birer anıt gibi.
Sonunda Yanartaş'ın girişine ulaştım. Esas yol bundan sonra. Yaklaşık 1 Km dik bir yol...
Ancak tırmanmaya deyiyor doğrusu.
Eh be hanımlar, bu kıyafetler ve bu ayakkabılarla buraya nasıl çıktınız? Helal olsun size...
Güneş yavaştan tepelerin ardına doğru kaçıyor.
İşte henüz hava aydınlıkken ilk alevler...
Biraz daha karardı ortalık...
Artık karanlık çöktü iyiden iyiye. Dikkatli bakarsanız sağ üst kösede hayal meyal ben de varım.
Bu da bir başka alev grubu.
Karanlıkta aşağıya inmek te bir dert. Allahtan yanıma kafa lambasını almışım. O karanlıkta Yanartaş'tan Çıralı'ya yürüyordum ki, yolu yarılamışken geçen bir araba beni alıp Çıralı girişinde bıraktı. Bu akşam eminim yattığım yeri çok beyeneceğim
Şimdi bu güzel oteli nasıl bırakacağım ben?
7 Ekim Pazar Sabah kahvaltıdan sonra Kaş'a hareket...
Yollar inanılmaz derecede güzel. İnsan yola mı baksın, manzaraya mı baksın şaşırıyor. Bir olumsuzluk, her yer yeni asfalltlanmış, adım başı gevşek malzeme uyarı levhası. Lastiklerin altında mıcırın patır patır sesini duyunca insan tedirgin oluyor.
Bu arada neredeyse her kasabanın ya girişinde ya da çıkışında radar var. Ayrıca üç kez de rutin denetime takıldım. Allahtan her şey tamam da sorun çıkmadı. Radara da hiç çarpılmadım. Selektör uyarılarının da yardımını unutmamak gerekiyor elbette.
Demre'ye yaklaşırken bir motosikletli arkadaş trafik ışıklarında beni çay içmeye davet etti. Kısa bir sohbetten sonra tekrar yola revan oldum. Bu arada Demreli Ergün yani motosikletçi arkadaş bana Kaş'ta bir de pansiyon ayarladı. Motosikletçi dayanışması...
İşte sonunda Kaş...
Hemen pansiyona yerleşip kendimi dışarıya attım.
Limanda dolaşırken bu balık yavrularını gördüm. Limanın içi yavru balık kaynıyor da bunlar büyüyünce nereye kayboluyor bilmem.
Fazla oyalanmadan kendimi denize atayım.
Bu da denize girdiğim yerin ehli keyf kedisi.
Burada kayalarda su seviyesinde şerit halinde ilginç renkli bir yosun oluşuyor. Suyun yüzü de hafif kırışınca adeta mozaik gibi bir görüntü oluştu.
Güneş artık batıyor. Etraf önce altın sarısına boyandı.
Sonra da şarap kırmızısı oldu.
Güneş kaybolunca da gökyüzü adeta bir tabloya dönüştü.
8 Ekim Pazartesi. Sabah kahvaltıdan sonra kısa bir Kaş turu attım.
Meşhur kaya mezar.
Kaya Mezar'dan aşağıya doğru Uzun Çarşı.
Uzun Çarşı'ya paralel bir ara sokak. Yemyeşil.
Gece çarşı meydanından renkli bir köşe.
Bu fot0ğrafı çekmek için çok uğraştım. Makinayı masanın üzerinde objektifin altını hafif besleyarak ancak bu kadar ayarlayabildim.
Uzun Çarşı'nın gece hali.
Bu da aynı sokak. Ön soldaki siluet aslında bir hayalet. Dikat ederseniz kafası yok
8 Ekim Pazartesi. Öff ki ne öf. Sayılı günler çabuk geçiyor. Dönüş günü yaklaşıyor. Neyse, biz günün keyfini çıkaralım. Sabah kahvaltıdan sonra Üçağız'a gittim. Oldukça uzun bir yol. Ancak buralarda her viraj çıkışında başka bir güzellikle karşılaşıyor insan.
Kısa bir tekne turu yaptım. Klasik yerler işte götürdükleri yerler. Tersane koyunda hayatımda ilk defa denizde canlı kalamar gördüm dört tane. Gözleri ne kadar kocaman ve de güzel? Artık zor kalamar yerim mi acaba?
Yine bir grup turistin baskınına uğradık.
Eskiler nerede yaşanacağı kadar nereye gömüleceğini de iyi biliyormuş.
İnsan asırlardır her türlü doğal / insani tahribata rağmen halen ayakta duran bu merdivenleri görünce İstiklal Caddesi'nin içler acısı halini anlamakta güçlük çekiyor. Bu vesile ile altı ayda delik deşik olan yollar nedeni ile karayolları genel müdürlerini, doğru dürüst gezi yolu bile döşemeyi beceremeyen belediye başkanlarını, yüklenicileri, denetim elemanlarını buralara getirip kafalarına vura vura anlatmalı mı ne yapmalı?
Burası da batık şehrin hamamı imiş.
Bu arada Kaş'ın meydanında camdan böyle ilginç şeyler satan bir yer görüm. Meğer bunlar ithalmiş Ben de bizden birileri yapmıştır diye sevinmiştim.
9 Ekim Salı. Yola çıkarken nerede kalacağım konusunda bir plan yapmadığım için çadırım, uyku tulumum ve matım hep yanımdaydı. Son gün Kaş Kamping'te çadırda kalmaya karar verdim. Kahvaltıdan sonra kampinge gidip çadırımı kurdum. Ardından da bolca deniz.
Pansiyonda, yaralandığı ve çokça da hırpalandığı için Kaş'tan galiba Saroz'a rehabilitasyon için götürülen caretta Osman'ın Kaş sularına döndüğünden ve bir kadını ısırdığından söz etmişlerdi. Kampingden denize girerken nasıl olsa dip çöl gibi diye kamerayı almadım. Beş dakika sonra 7 - 8 metre aşağıda bir caretta gördüm. Muhtemelen Osmandı. Önce hafif tıstım ancak yüzmeye devam ettim. Tabi kamerayı almamama hayıflanarak.
Bu akşam Kaş'ta son akşamım. Yarın sabah erkence yola çıkacağım. Her güzel şey gibi bu tatil de çarçabuk bitti.
10 Ekim Çarşamba. Bütün gece hava hafif sert esti, durdu. Sabah uyanıp ta çadırın kapısını açtığımda puslu ve biraz serin bir sabahla selamlaştık. Allahtan hava biraz bozuk. Yoksa aklım fikrim çok çok buralarda kalacaktı. Hava bozuk ta kalmadı mı sanki? Kaldı ancak daha az.
İşte sabah beni bunca yol sorunsuz taşıyan Küheylan ve çadırım.
Dönüşün en keyifli tarafı, Denizli'de Kebapçı Enver'de yediğim kebap ve üstüne Hacı Şerif'te yediğim dondurmalı ılık irmik helvasıydı. İkisi de müthişdi.
Dönüşte havanın soğuyacağını tahmin etmiştim. Öce üstüma polarımı sonra da altıma yün içliği giydim. Ancak idare ettiler.
Dönüşün en kötü tarafı ise, Kütahya'dan sonra gayet sürarlice gelip TEM'den İzmit çıkışında inşaat nedeni ile normal yola girmek zorunda kalmam oldu. Onca kamyon ve otobüsün arasında mıy, mıy Eskihisar'a kadar tam bir eziyetti. Neden döndüm ki ben buralara? Her şey müstahak bana  _________________ O iyi insanlar o güzel atlara bindiler, çektiler gittiler |
|
Başa dön |
|
 |
VAP53 Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 28, 2003 Mesajlar: 12125 Nerden: İstanbul/Çanakkale
|
Tarih: Pzr Ekm 21, 2012 6:23 pm Mesaj konusu: |
|
|
Sevgili Galip ne guzel gezmissin ve fotograflar bir harika. Çok tesekkurler ve GSA'n hayirli olsun gule gule kullan, son durak budur iste..!  _________________ Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli
Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal). |
|
Başa dön |
|
 |
Narada Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 24, 2003 Mesajlar: 399 Nerden: Ankara
|
Tarih: Pts Ekm 22, 2012 7:08 pm Mesaj konusu: |
|
|
Resimler çok güzel.
Bence Antalya ve çevresinin en güzel zamanı. Bu haftasonu biz de motor ile gitmeyi planladık ama hava durumunun kötü olması bizi engelledi. Biz de Kastamonu tarafına kampa gittik... (ne alaka... )
Paylaşım için teşekkürler...  _________________ Fikret
F650 Ankara |
|
Başa dön |
|
 |
steppenwolf Tecrubeli Uye


Kayıt: Feb 02, 2005 Mesajlar: 147 Nerden: İSTANBUL
|
Tarih: Sal Ekm 23, 2012 2:01 pm Mesaj konusu: Uzun Ara Kısa Gezi |
|
|
Teşekkür ederim sevgili VAP. Bence son nokta bunlardan sonra şirin bir scooter
Güzel şeyler nedense çabuk bitiyor. Böyle bir tatili, biraz daha uzun olarak çok özlemiştim. Bu kadarmış kısmet.
Sevgili Narada,
Bundan sonra Güney'e ekim dışında her halde pek gitmem. Hava tam şurup kıvamındaydı. Ne çok sıcak yapıp terletti, ne de aşırı serinlik yapıp üşüttü.
Bu arada kamp olsun da neresi olursa olsun. Hele şimdi oralarda yapraklarda binbir renk dans ediyorken... _________________ O iyi insanlar o güzel atlara bindiler, çektiler gittiler |
|
Başa dön |
|
 |
toaxe Tecrubeli Uye


Kayıt: Jan 07, 2004 Mesajlar: 193 Nerden: istanbul
|
Tarih: Pts Ekm 29, 2012 10:39 am Mesaj konusu: |
|
|
Merhaba,
Kıskanmadım inanın ama bakarken içim gittii... Çok güzel bir yolculuk olmuş. kutlarım.
Saygılarımla. _________________ Toaxe / Ercüment Oğuz
34 DM 1706 - C 800 (Tortor) |
|
Başa dön |
|
 |
ikiz Katilimci Uye


Kayıt: Feb 06, 2004 Mesajlar: 99 Nerden: bursa
|
Tarih: Çrş Ksm 07, 2012 3:18 pm Mesaj konusu: |
|
|
Paylaşım için teşekkürler. _________________ Erhan Uğurluoğlu
B Rh(+)
BMW R1100RT |
|
Başa dön |
|
 |
oktay33 Yeni Kullanici


Kayıt: Jan 07, 2007 Mesajlar: 35 Nerden: Mersin
|
Tarih: Cum Ksm 09, 2012 7:29 am Mesaj konusu: |
|
|
Güzel bir gezi yapmışsınız.
Resimler ve yorumlar güzel ve detaylı.
Paylasıma ideal.
tekeriniz daima düz bassın. |
|
Başa dön |
|
 |
erkansen196 Tecrubeli Uye


Kayıt: Dec 06, 2005 Mesajlar: 1083 Nerden: ist.
|
Tarih: Çrş Arl 12, 2012 4:32 pm Mesaj konusu: |
|
|
Güzel bir gezi ve rapor ,çok keyifliydi. _________________ KTM LC4 640 ADV |
|
Başa dön |
|
 |
vosvosmania Tecrubeli Uye


Kayıt: Sep 21, 2004 Mesajlar: 556 Nerden: İstanbul
|
|
Başa dön |
|
 |
Yucel59 Tecrubeli Uye


Kayıt: Aug 21, 2008 Mesajlar: 423 Nerden: Çorlu
|
Tarih: Çrş Şub 13, 2013 10:01 pm Mesaj konusu: |
|
|
Paylaşım için teşekkürler. Fotoğraflar profesyonel işi gibi geldi bana ; ne dersiniz ?  |
|
Başa dön |
|
 |
steppenwolf Tecrubeli Uye


Kayıt: Feb 02, 2005 Mesajlar: 147 Nerden: İSTANBUL
|
Tarih: Cum Şub 15, 2013 10:59 am Mesaj konusu: Uzun bir aradan sonra kısa bir tatil |
|
|
Geçen senenin yaz sonu başlıkları okunduğuna göre galiba yazı özledik
Böyle kısa kaçamakların tadı insanın damağında kalıyor ki hoş bir şey. Sizlere de o duyguyu yaşatabildiysem ne mutlu bana. Demekki paylaşım amacına ulaşmış.
Fotoğraflar sadece biraz meraklı bir amatör işi. Vaktim olunca oynamayı seviyorum. Özellikle gece çekimlerinde birçok deneme yapmak hoşuma gidiyor.
Hepinize teşekkür ederim.
Umarım daha keyifli gezi raporlarında buluşuruz. _________________ O iyi insanlar o güzel atlara bindiler, çektiler gittiler |
|
Başa dön |
|
 |
V-Strom Tecrubeli Uye


Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 2535 Nerden: İstanbul
|
Tarih: Cmt Şub 16, 2013 2:57 pm Mesaj konusu: |
|
|
Ne güzel gezi olmuş  _________________ Ümit Yayla
İstanbul
BMW R 1200 GS 2005
A Rh (+)
0 212 334 57 00 (iş) |
|
Başa dön |
|
 |
|