Arama     Konular    
  Üye Ol antalya escort Ana Sayfa  ·  Konular  ·  Dosyalar  ·  Hesabınız  ·  Haber Gönder  ·  Top 10  ·  T.C Karayollari Haritasi  
Ana Menü
· Ana Sayfa
· 2. El Ilanlar
· Anketler
· Ansiklopedi
· Arkadaşına Tavsiye Et
· Arşiv
· Bize Ulaşın
· Dosyalar
· Faydalı İçerik
· Forumlar
· GizlilikPolitikasi
· Haber Gönder
· Hakkimizda
· Harita
· Konu Başlıkları
· Oyun Alanı
· Top 10
· Videolar
· Web Links
· Üye Günlüğü
· Üye Listesi
· İzlenimler
· Özel Mesajlar

Kimler Sitede
Şu an sitede, 325 ziyaretçi ve 0 üye bulunuyor.

Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.

Giris
Nickname

Şifre

Guvenlik Kodu: Guvenlik Kodu
Guvenlik Kodunu Yeniden Yaziniz

Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.

Dost Siteler
www.webevi.com www.lamaorda.com www.saglikbilgisi.com www.bilgisayarbulteni.com www.thelostdownload.com www.ucretbordrosu.com


Ikiteker Motosiklet Fan Klubu - Motosiklet ve motosikletli yasam kulturu: Forums

Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi :: Başlık Görüntüleniyor - Saçma sapan herşey, herşey saçma sapan..
 YardımYardım   AramaArama   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Saçma sapan herşey, herşey saçma sapan..
Sayfa Önceki  1, 2, 3 ... 22, 23, 24 ... 59, 60, 61  Sonraki
 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> Konu Disi
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
emrerd
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 04, 2006
Mesajlar: 709
Nerden: izmir

MesajTarih: Prş Tem 21, 2011 8:42 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Ha şöyleee.
Bak isteyince oluyormuş.İsteyince apaçık ve seçik yazılıyormuş değil mi?
Yukarıdaki savunduklarınla anti milliyetçilik bağdaşmaz.Ama bunlar konumuz değil şimdi.
Çözüm önerindeki delikleri gösterme işini yüz yüze başka bir zaman yapacağım o ayrı...Benim istediğim buydu.
ilyada demiş ki:

Tamam mı? Devam mı? diye sorduğumda "artık bana dalma lütfen" diyen de sensin.
.


Yok böyle bir şey...Ben hiç bir zaman sana beni eleştirme, konuyu kapatalım filan de-me-dim/yaz-ma-dım!
Sadece bu konu başlığında 3.kez hiç olmamış hiç gerçekleşmemiş mevzuuları sanki olmuş ve gerçekleşmiş gibi yazıyorsun.Tam 3 etti...Ve bu durum benim gözümdeki güvenilirliğine ciddi sekte vuruyor bilesin!

Sen bana "benle uğraşma" dedin telefonda.Aldığın yanıtı da hatırlatayım mı?

Tekrarlıyorum.Benim bir tutarsızlığımı görürsen sen dal bana, heç kusura bakma ben de dalarım.O sebepten "Bakınıp otur, düşünüp konuş"
Haydi kal sağlıcakla...
_________________
http://www.batidispoliklinigi.com/
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger
merruse
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Oct 16, 2008
Mesajlar: 347
Nerden: Istanbul

MesajTarih: Prş Tem 21, 2011 8:59 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Sarmal halini almış etnik temele dayandırılmış bu tip sorunları demokrasi içinde sancısız çözebilme imkanı yok. Bu sadece Türkiye'de değil dünyanın hiçbir yerinde etnik temele dayalı bölünmelerin olduğu yerde kader birliği sağlanamaz. Keramet bu bölünmelere yol açacak gelişmeleri önleyebilmekte zaten. Çakma ülke Belçika'da bile buna demokrasi içerisinde çözüm bulamadıkları için valonlarla flamanlar küstüm al misketlerini noktasına geldi. Eğer bir noktada derin kültürel farklılıklar varsa, aynı dili konuşmak noktasında bile bir irade gösterilemiyorsa o yapı er ya da geç dağılır. Otonomi, özerklik, federasyon falan filan bunlar sorunu sadece erteler..

Halkları millet yapan dildir. Bir insanın milliyetini, konuştuğu anadil ile, rüyasını gördüğü dil ile, düşündüğü dil ile anlarsınız. Nenesi ile hangi dili konuştuğu önemli değildir. Kan ya da geçmiş meselesi değil bu.. Toplumların elbet kendi kaderlerini tayin etme hakları var. Ama bu öyle kafasına göre özerklik ilan ederek falan olmaz. Kürtçe konuşulan, kürtçe eğitim verilen okulların olduğu , kendi hukuk ve iç güvenlik sistemlerinin olduğu bir dünya hayal ediyorlarsa bunu benim verdiğim vergilerle ayakta duran bir ülkede yapamazlar. He şu deniyorsa, biz sizden hiçbirşey istemiyoruz, kendi vergimizide toplarız, gelir paylaşımı beklentimiz yok, herşeyimizi kendimiz yaparız o zaman halka sorulur işte. Gerçekten bunu istiyormusun yoksa istemiyormusun?


Devletlerde evlilik gibi birşeydir. Hadi gel bu noktadan hareketle mizansen yazalım.
Bir adamla bir kadın evlenmiş. Ama sevmişler ama görücü usulü ile olmuş. Bu farketmez. Sonuçta evlenmişler.. Evde aynı dili konuşarak iletişim kuramıyorlar.. Kadın Kürtçe konuşup birşeyler anlatmaya çalışıyor, adamsa Türkçe.. Bariz iletişim sorunu var. Adamda bu sorunu çözebilmek için kadının Türkçe öğrenmesi gerektiğinden hareketle onun Türkçe öğrenmesini istiyor, onu kursa gönderiyor, okuma yazma öğretiyor vs vs vs.. Neden kendisi Kürtçe öğrenmiyor? Çünkü mahallenin bakkalı manavı okuldaki öğretmeni vs vs hepsi Türkçe'den başka dil konuşamıyor. Kadının hayatının kolaylaştırılması lazım. Dahası adam buradaki hakim kişilik.. Evin reisi.. Kadının kardeşi bu durumu "ezme" olarak görüyor. Sürekli adama sataşıyor. Gelip gidip tekme atıyor çimciriyor vs vs vs...Doğal olarak damat ile gelinin kardeşi arasında kavga çıkıyor. E damat daha iri yarı. Ufaklığı pataklıyor. Arada gelin kızımız araya girip kavgayı önlemek istediğinde ona da kazara bir iki tane darbe geliyor. Bebe ise akıllanmıyor ve dayak yedikçe hırslanıp gene sataşıyor gene dayak yiyor. Sonrada ablasına bu heriften boşan artık diye baskı yapıyor..

Taraflardan birisi akti bozmaya karar verdiğinde medeni şekilde boşanırsın. Bu konuda sorun yok. Buradaki sorun kızın gerçekten boşanmak isteyip istemediğidir. Kızın "erkek kardeşi" damattan sopa yedi diye mi ablasının boşanmasının gerektiğini ablasına dikte ettiği içinmi boşanma davası açılmış, yoksa kız gerçekten boşanmakmı istiyor? Bunu öyle dolandırmaya gerek yok. Gidip kıza sorarsın. Kız ben boşanacağım yetti artık sıkıldım senden, hiçbir baskı altında kalmadan bu kararı aldım diyorsa e hayırlısı olsun der akti sonlandırırsın. Zoraki evlilik olmaz. Buraya kadar hiçbir sorun yok. Ama eğer kız gerçekte yuvasının yıkılmasını istemiyor, eşi ile kardeşi arasındaki ve birkaç tolere edilebilir küçük sorun dışında sorun yok ise ve dahası eşini seviyor, birlikte yaşama iradesini gösteriyor olmasına rağmen , yaramaz küçük kardeşinin baskısı nedeni ile bu işe kalkıştıysa o zaman o erkek kardeşini kapı dışarı edersin eğer bacadan pencereden eve girersede dahası ablasına baskı yapıp huzuru kaçırmaya yeltenirse yakalayınca alır bi güzel sopa daha çekersin, üzerine vazife olmayan şeylere burnunu sokmamayı öğrenir. En başında da dediğim gibi önemli olan kızın tavrı. Onun ne olduğunu anlamanın en kolay yolu kıza sormak. Elindeki sopayı bırakmak değil...

Sorunu çözemnin yolu aynı evin içerisinde ayrı gayrı yapmakta değil. Eğer maçan yiyorsa ayırırsın evini istediğin gibi yaşarsın. Ama kirasını adamın verdiği evde iki odayı işgal edip kardeşinle yaşamak istiyorsan, karnın acıkınca mutfaktan buzdolabındakileri tüketiyorsan bu iş olmaz. Demokratik özerklikmişmiş.. Devlet silah bıraksınmış, olmayan asimilasyon nedeni ile özür dilensinmiş, Geçiniz bunları..
_________________
İnsanlar doğduğunda dört bacaklıdır,
Sonradan iki bacaklıya dönüşür.


En son merruse tarafından Prş Tem 21, 2011 9:07 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger
ilyada
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: May 05, 2004
Mesajlar: 1614
Nerden: İstanbul

MesajTarih: Prş Tem 21, 2011 9:06 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

emrerd demiş ki:

Haydi kal sağlıcakla...


Sen de.. Görüşürüz.. Sevgiler..
_________________
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
ilyada
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: May 05, 2004
Mesajlar: 1614
Nerden: İstanbul

MesajTarih: Prş Tem 21, 2011 10:22 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

MisterNo demiş ki:
Dil meselesine yukarıdaki arkadaş gibi bakıyorum, bence de tüm insanlar tek bir dil konuşmalı, herkes, istisnasız herkes, birbiri ile aynı dili konuşarak anlaşabilmeli. Herhangi bir dil ile ilgili kültür, sanat faaliyetleri sekteye uğrar, bu yüzden herhangi bir dil ihmal edilmemeli, unutulmamalı şeklinde düşünenler de, ilgilerini çeken, unutulmadan gelişmesini istedikleri dili "insan ana dili"ne ek olarak öğrenmeli, isteyene öğretmeli...
Ben buna tüm kalbim ve beynimle inanıyorum, yeryüzünde yaşayan insanların tümü tek bir dil (insan ana dili) konuşmalı. Elbette bunun hangi dil olacağı sorunu var. Bunun eninde sonunda olacağına inanıyorum, ne zaman olabileceği konusunda elbette bir tarih biçemiyorum ama mutlaka olacak bence günün birinde...


MisterNo demiş ki:


Çok hayalciyim değil mi icon_smile.gif Olacak olacak, rahat olun biz göremeyeceğiz belki, hatta çocuklarımız bile göremeyecek ama bizden sonra gelen insanlar görecek bunları.
Hayal etmeye devam... icon_smile.gif


Babil Kulesi ve Esperanto aklıma geldi.

http://www.isa-sari.com/babil-kulesi-dillerin-kokenine-ait-eski-bir-inanis/

http://tr.wikipedia.org/wiki/Esperanto


Sevgiler..
_________________
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
erginturhan
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Feb 11, 2008
Mesajlar: 113
Nerden: istanbul

MesajTarih: Prş Tem 21, 2011 10:40 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Er geç birbirini anlayacak insanlar...
Esperanto tutmadı bir türlü nedense, elbet çok sebebi var. Ben şu beyine müdahale olayından yanayım, kolay zahmetsiz olacak, ama zorla değil elbette isteyene...
_________________
0-36500km Hyosung GT250R
0-??????km Honda VFR 800
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
ilyada
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: May 05, 2004
Mesajlar: 1614
Nerden: İstanbul

MesajTarih: Prş Tem 21, 2011 12:50 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Beyine müdahale olayı nedir abi ?? (kulağa sakat bişey gibi geliyor ama ?)

Şahan'ınki gibi birşey değil inşallah ? icon_smile.gif
http://www.youtube.com/watch?v=bD9q_brphpY
_________________
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
erginturhan
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Feb 11, 2008
Mesajlar: 113
Nerden: istanbul

MesajTarih: Prş Tem 21, 2011 1:05 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Yok öyle değil icon_smile.gif Ama ilk başlarda saçma sapan sonuçlar alınması ihtimali de mutlaka olacaktır... Şahan'ınki gibi icon_smile.gif Hayal be abicim ama sonuçta öyle bir şeyler olacaktır diye umut ediyorum...
_________________
0-36500km Hyosung GT250R
0-??????km Honda VFR 800
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
Cloud
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Sep 16, 2006
Mesajlar: 558
Nerden: Yaşayan Ölüler Ülkesi

MesajTarih: Prş Tem 21, 2011 9:28 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

En son bi kez.(Yav gidiyosan git artık Cloud, başlatma tahtandan icon_redface.gif icon_lol.gif)

Beyine müdahale de hangi beyine? Ben ettirmem kardeşim müdahale, ben zaten bu müdahale gerekli diyen adamdan da ileride düşünüyorum diyenler çıkacaktır, mesela benim gibi. icon_razz.gif
Bana etmeyin geri kalan lavuklara edilebilir diyenler de tabii, zaten müdahaleyi yapacak olanlar da aslında kendi beyinlerinin en iyi beyin olduğunu düşünenler değil midir? icon_lol.gif
Şaka maka beyne müdahalenin, deri altına çip takmanın ve benzeri tüm muhteşem buluşların sonu faşizmdir abiler. icon_wink.gif

MEMLEKET İSTERİM
Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.

Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikâyet ölümden olsun.

Cahit Sıtkı TARANCI


Ustanın şiirindeki "memleket" kelimeleri yerine "dünya" kelimesini de koyabiliriz. Kış günü herkese ev bark sağlayabildin mi 21.yüzyılda sen bana ondan haber ver ey medeniyet, ey ileri demokrasi, ey atıp tutan bilmemkaçıncı politikacı.
İşte bu şiirdeki olayı algılayıp böyle yaşayabilmeyi başarabilirse en azından insanlığın (ya da hadi yerel olsun ülkemin insanlarının) büyük kısmı işte o zaman sorun kalmaz, ama bu ilkellikle, dahası insanı eğiten eğitmenlerin şu anki yetiştirilme şekliyle filan bu işler olmaz... Çünkü şu anki kafayla şu yukarıdaki bunca insani şiiri bile kendine hasım yapıp dellenenler çıkmaktadır.
Boş muhabbettir diyecem ama aslında en dolu, en lazım muhabbettir şu tek dünya dili, herkesin aynı güzel hayata inanması meselesi filan ama günümüzde ve muhtemelen uzunca bir süre de emperyal büyük devletler yaşamaya devam ettiği sürece hatta ve hatta bugünkü şekliyle devletler yaşamaya devam ettiği sürece hiiç ama hiç bir şey değişmez, olayın şekli değişir ama özünde sömürü, kölelik ve ayrımcılık aynen devam eder.
Çünkü o emperyale özenen küçük kardeşler de fazlasıyla vardır imparatorluk yapmaya soyunan... Aslında bugünkü haliyle devlet denen kavramın kendisinde büyük sorunlar yatmaktadır ama buraya hiç girmeyeyim olay çok fena dallanıp budaklanır.
Siz sanıyor musunuz ki Kürdün kendi devleti olsa her şeyi çözmüş olacak, o zaman da o devlet içinde bazı Kürtler kendisini daha Kürt sayıp diğer Kürtleri dışlayacaktır emin olun, hani şu Beyaz Türk saçmalığında olduğu gibi. Çünkü devlet demek, o devletin kurulduğu topraklarda birilerinin imtiyaz elde etmesi demektir.

Ve bugünkü bakış açısıyla pek çok hayati sorunun çözümü neredeyse imkansıza yakındır. Ve daha acısı, bu bakış açısının genelin bakış açısı olduğudur. Bırakın bizim memleketimizi, dünyada da pek çok sorun bizim görebileceğimiz ve hatta hayal edebileceğimiz tarihlerde çözülemeyecek kadar kafalarda ve dolayısıyla uygulamalarda sarpa sarmış durumdadır.

Ve daha önce sonsöz diye yazdığım iki paragrafı yazıp umarım bu kez bir daha yazmamak üzere bırakıyorum bu konuları.
(Bizler okumuş ve de çok bilmiş gevezeleriz aslında iyi kötü hepimizin elinin altında bir bilgisayar, masamızda çay kahve atıp tutuyoz habire doluya boşa icon_smile.gif. Bizim kıçımız iyi kötü rahatta yani. Oysa reelde pek çok insan ekmeğinin, canının ve de kendi rahatının, nasıl daha iyi yaşarımın derdinde, haksız da değiller aslında, çünkü asıl gerçek o.)

O sonsözlerin,
Biri buydu:
İnsanoğlu hala çok ilkel bir yaratıktır, teknoloji, internet v.s. ne gelirse gelsin, bizim bu başlıkta mesajlar boyunca bahsini ettiğimiz zaman zaman alay ettiğimiz (ki alay edilesi şeylerdir tabular) o tabular, o insan doğasına aykırı - ama ne yazık ki insan icadı - inanışlar tarih olmadan da bu ilkellik bitmez...

İkincisi ve daha mühimi bu:
Şu anki bilgilerimizle görünen o ki, hayata sadece bi kez geliniyor ve (İnsanoğlunun geneli bunu hala kavrayamamış olsa da) hayat kavgalar ve savaşlarla ekstradan kısaltılmayacak ve çekilmez hale gitirilmeyecek kadar kısa, bu yüzden her ne halta inanıyorsanız inanın ama kendinize de başkalarına da iyi davranın, getirisi olumlu olacaktır.
(Ve kanımca bu ikincisini özellikle devletleri yönetenlerin, politikacıların, din adamlarının ve de insan eğitenlerin - ana, baba, öğretmen ve öğretmenleri yetiştirenler gibi - kendilerine ilke edinmeleri şart gibi.)


Herkese en içten Selam Ve Sevgilerimle.

UMUTLU NOT:Rahat olun, su akar yatağını bulur, birileri sinirinden bi tarafını yırtsa bile ve de biz göremesek bile yeni bir çağ elbet açılır.

(Çok bilmiş, ve bilip bilmeden fazlasıyla atıp tutmuş bir forumdaşınız olarak bana müsaade, forumlara yazı yazmama iznimin bir bölümünü - bu kez gerçekten - kullanmaya gidiyorum. Umarım dönüşüm sadece motosikletle olur. Yazdıklarınıza cevap vermezsem kusuruma bakmayın, bilerek ya da bilmeyerek kırdığım ya da ben farkında olmadan bana kırılan birileri olduysa özür dilerim)
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
erginturhan
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Feb 11, 2008
Mesajlar: 113
Nerden: istanbul

MesajTarih: Cum Tem 22, 2011 6:29 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

icon_smile.gif Güzel bir cuma gününden günaydınlar...
"Umutlu Not" Güzeldi icon_smile.gif
Gerçekten de fazla dert etmemek gerekiyor, insanlık iyiye gider eninde sonunda...
_________________
0-36500km Hyosung GT250R
0-??????km Honda VFR 800
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
theneablood
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 21, 2008
Mesajlar: 113

MesajTarih: Cum Tem 22, 2011 11:30 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Dam üstünde saksağan olacak ama hiç orjinal adıyla yazıyorum "Ancient Aliens:Extraterrastial" belgeselini izleyen oldu mu?
icon_lol.gif
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi
ilyada
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: May 05, 2004
Mesajlar: 1614
Nerden: İstanbul

MesajTarih: Pts Tem 25, 2011 1:59 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

theneablood demiş ki:
Dam üstünde saksağan olacak ama hiç orjinal adıyla yazıyorum "Ancient Aliens:Extraterrastial" belgeselini izleyen oldu mu?
icon_lol.gif


Bu belgesel Daniken'i temel alıyor değil mi? 80'lerde çok okunuyordu. Ben de iki kitabını okumuştum gençken. Her şeyin fazla güzel üst üste oturması alengirli gelmişti bana. O yıllarda benim hasta olduğum eleman başkaydı. Kromlu çelikten sıradan bir yemek kaşığının sofraya bir süpernovanın merkezinden gelmek zorunda olduğunu, hidrojen ve helyum ötesinde ne varsa o "jeneratörlerden" geldiğini satırlara döküşündeki zerafet, dili, uslubu ve müthiş örnekleme yeteneği Carl Sagan'ı gençliğimizin süper kahramanı yapmıştı. Yanlış hatırlamıyorsam eleştiriyordu Daniken'i. Olasılıkları en az onun kadar ciddiye almakla birlikte Daniken'in bilimsel kanıt olmayan örnekleri kanıt olarak ele alışını, bunların tümünü birbirine bağlama ve "kanıtlama" metodunu ereksel buluyordu. (Sagan dünya dışı yaşam ihtimalini asıl savunan, ismi bununla özdeşleşmiş adamdır, bu işle uğraşan bilimsel proje olan SETİ projesindeydi)

Faydalı adamdı vesselam. Kitaplarıyla, yapımlarıyla çok şey anlatmıştı bizim kuşağa. Öldüğünde nasıl üzüldüğümü hala unutmam.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Carl_Sagan

...

Sagan en son "4. boyutu" bizlere anlatmaya çalışıyordu :
http://www.youtube.com/watch?v=ta-HwCnUOeI&feature=related

Matematiği ana dilleri olarak kullanan insanlar bugün daha da acaip şeyler iddia ediyor. Ünlü ünsüz birçok fizikçi hemfikir, bu sonuçları veren hesaplar hawking'e göre de doğru imiş :

http://www.youtube.com/watch?v=Xkp8uK-Y_NM&feature=related

---

Sagan'ın sık sık anlattığı gibi kör saplantılarla kendimizden emin oluşumuzla, her haltı çok bilmişliğimizle, sabit fikirlerimiz ve inat eşliğinde yaşamaya devam ediyoruz dünya üzerinde. Ama aynı anda birileri de bu işlerle uğraşıyor, evreni anlayabilmek için ciddi efor sarf ediyor. (Üstelik bu iş kağıt kalemle de yapılabiliyor..) Bir şeyleri bulur, kimileri sağlamasını yapabilir, sınayabilir, hatta ileride bunu veya bir başkasını kanıtlar eşliğinde ispatlayabilirler.. Öte yandan aramızdaki zaten büyük olan fark giderek açılıyor olabilir. Matematik olmadan birşey anlayamayacağımız noktaya doğru mu gidiyoruz? Fizik ve matematik bilmeyen biz sıradan insanlar için evren hakkında bu güne dek mümkün olan sığ tasavvurlar dahi artık hızla imkansızlaşan hayallere dönüşüyor olabilir. Sagan'dan sonra geçen yıllarda anlayacağımız tek şey bundan böyle hiç bir şey anlamadan bön bön bakacağımız olmaz umarım icon_sad.gif
_________________
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
volkert
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jan 07, 2004
Mesajlar: 372

MesajTarih: Pts Tem 25, 2011 4:29 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Sürekli olarak duyduğum "hayat çok kısa" lafına kafayı taktım.Müsaadenizle bir parantez açıp bu konudaki fikrimi yazmak istiyorum.

Hayat neye göre kısa, kime göre kısa?

Ölçüt zamansa, bunu canlı dışı nesnelerin yaşları ile mi karşılaştırıyoruz? Mesela dünya yaşıyla mı! Meşe ağacına göre mi?Galapagos kaplumbağası?Hangisi?

Bence insan hayatı kısa falan değil.Tam tersine çok uzun. Hatta gereğinden uzun olduğunu düşünüyorum. Kendi adıma mesela "tamam" diyorum, "bana bu kadar yeter".Hastalıklarla boğuşmadan, birilerine muhtaç kalmadan gideyim.Hani doğum günlerinde şirketlerden kutlama mesajları gelir ya cep telefonuna; en son şu yazıyordu: "13,870 gündür hayattasınız". Mesajı okuyunca şok oldum. Oha, 13,870 gün! Vay anam, vay babam.Ulan neler yapılır o kadar günde be!Düşündüm neler yaptığımı.3-5 şey dışında keyifli birşey hatırlayamadım. icon_biggrin.gif Resmen onca günü heba etmişim.



Bu "hayat çok kısa" lafı acaba 19. yüzyılda ne kadar kullanılıyordu.18'de? Milattan önce 3500 yılında? Roma döneminde kuyudan su çekerek bir ömür geçiren köleler de acaba hayatın çok kısa olduğunu düşünüyor muydu?Ya kürek mahkumları ne derdi acaba bu lafa?
-Tam tam tam tam
- Ya Ahmet be, hayat çok kısa lan amk yeaa.
-Aslında şu küreği bir yerine sokmak vardı ama ne yazık ki ellerim zincirli güzel kardeşim.

Hayat mesela yeni evlenen Monaco prensi için oldukça kısa hakikaten.53 yaşında, 33 yaşında hatunla evlendi.Yazık değil mi şimdi bu adama. İnsan ömrü 300 yıl olsa bu adama yine yetmez.

Aynı durumda asgari ücretle çalışan Hayrettin'e bir bakalım.Yaş olmuş 95.Daha ömrünün baharında.Emeklilik yaşı 280. Askerden gelince fabrikaya girmiş. Daha önünde umut dolu 185 yıl var. Belki asgari ücrete zam gelir.Belki sayısal loto çıkar.Belki gökten altın yağar.Belli mi olur.Hayat bu.

Nasıl buldunuz? 300 yıl iyi mi? Var mı 300 yıl yaşamak isteyen?
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
ilyada
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: May 05, 2004
Mesajlar: 1614
Nerden: İstanbul

MesajTarih: Pts Tem 25, 2011 5:31 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Hayatın kısalığı süreyle ilgili değil felsefi. Tam işi çözdüğün vakit gidiyorsun sorun orada. 15 gün de olsa, bilmemne ağacı gibi 4000 yıl da olsa, böyle olduktan sonra kısa. (yakın konu başlığı olarak : bunun rövanşı da lazımdı uyduruvedik :-p )
_________________
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
theneablood
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 21, 2008
Mesajlar: 113

MesajTarih: Pts Tem 25, 2011 5:35 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

ilyada demiş ki:


Bu belgesel Daniken'i temel alıyor değil mi? 80'lerde çok okunuyordu. Ben de iki kitabını okumuştum gençken. Her şeyin fazla güzel üst üste oturması alengirli gelmişti bana. O yıllarda benim hasta olduğum eleman başkaydı. Kromlu çelikten sıradan bir yemek kaşığının sofraya bir süpernovanın merkezinden gelmek zorunda olduğunu, hidrojen ve helyum ötesinde ne varsa o "jeneratörlerden" geldiğini satırlara döküşündeki zerafet, dili, uslubu ve müthiş örnekleme yeteneği Carl Sagan'ı gençliğimizin süper kahramanı yapmıştı. Yanlış hatırlamıyorsam eleştiriyordu Daniken'i. Olasılıkları en az onun kadar ciddiye almakla birlikte Daniken'in bilimsel kanıt olmayan örnekleri kanıt olarak ele alışını, bunların tümünü birbirine bağlama ve "kanıtlama" metodunu ereksel buluyordu. (Sagan dünya dışı yaşam ihtimalini asıl savunan, ismi bununla özdeşleşmiş adamdır, bu işle uğraşan bilimsel proje olan SETİ projesindeydi)

Faydalı adamdı vesselam. Kitaplarıyla, yapımlarıyla çok şey anlatmıştı bizim kuşağa. Öldüğünde nasıl üzüldüğümü hala unutmam.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Carl_Sagan

...

Sagan en son "4. boyutu" bizlere anlatmaya çalışıyordu :
http://www.youtube.com/watch?v=ta-HwCnUOeI&feature=related

Matematiği ana dilleri olarak kullanan insanlar bugün daha da acaip şeyler iddia ediyor. Ünlü ünsüz birçok fizikçi hemfikir, bu sonuçları veren hesaplar hawking'e göre de doğru imiş :

http://www.youtube.com/watch?v=Xkp8uK-Y_NM&feature=related

---

Sagan'ın sık sık anlattığı gibi kör saplantılarla kendimizden emin oluşumuzla, her haltı çok bilmişliğimizle, sabit fikirlerimiz ve inat eşliğinde yaşamaya devam ediyoruz dünya üzerinde. Ama aynı anda birileri de bu işlerle uğraşıyor, evreni anlayabilmek için ciddi efor sarf ediyor. (Üstelik bu iş kağıt kalemle de yapılabiliyor..) Bir şeyleri bulur, kimileri sağlamasını yapabilir, sınayabilir, hatta ileride bunu veya bir başkasını kanıtlar eşliğinde ispatlayabilirler.. Öte yandan aramızdaki zaten büyük olan fark giderek açılıyor olabilir. Matematik olmadan birşey anlayamayacağımız noktaya doğru mu gidiyoruz? Fizik ve matematik bilmeyen biz sıradan insanlar için evren hakkında bu güne dek mümkün olan sığ tasavvurlar dahi artık hızla imkansızlaşan hayallere dönüşüyor olabilir. Sagan'dan sonra geçen yıllarda anlayacağımız tek şey bundan böyle hiç bir şey anlamadan bön bön bakacağımız olmaz umarım icon_sad.gif


Evet abi temelde kendisinden çokça bahsediyor ama belgeselde bir çok tanık bilim adamı ve arkeolog var.
Bu belgesel History Channel'da 2 sezon olarak yayınlandı diye biliyorum.Yaşadığımız bu coğrafyadan da sıkça bahsediliyor.Mesela ben o kadar ilgilenmeme rağmen izlerken utandığım en büyük nokta dünyadaki en eski yerleşim yeri olarak Urfa'da GÖBEKLİ TEPE' den bahsedilmesiydi.Bu adamlardan öğrendim bunu.M.Ö. 12.000 küsür senelik bir yapı.Hakikatten çok utandım kendi adıma ilk gidip görmeyi istediğim yerde Urfa şu anda.
İnsanlar olarak ister yaratana inanalım ister inanmayalım kafamızı gökyüzüne kaldırıp bir bakabilsek şu koca evrende bir tozparçası bile olmadığımızı göreceğiz sonra da belki biz neyi neyden kimden sakınıyoruz.Biz kim onlar kim falan filan diye sorma sırası gelecektir.
Bu belgesel benim hep inandığım bir tezimi güçlendirdi kafamda ben hep eskinin (neye göre eski ayrı konu),eski medeniyetlerin hep şu anki insanlık bilinç düzeyinden daha ileride olduğuna inanmışımdır.O zamanki yapılar inançlar sanki bu dünyaya ait değil gibi.Sonra sanki bişey oldu o insanlar buradan gitti yerine daha aptal bu dönem insanları geldi.Hala "ulen şu piramitleri nasıl yapmışlar" muamması konuşuluyor değil mi o dönemki şartlarla icon_rolleyes.gif
Gerçekten bazılarının izlemesi inançlarını sarsabilir ama orada konuşan bir bilim adamı şunu söylemişti."Ben uzaylıları Tanrı olarak görmüyorum.Benim Tanrı'm uzay arabalarına binerek seyahat edeceğini sanmıyorum" icon_lol.gif
Herkesin izlemesini tavsiye ederim
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi
ilyada
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: May 05, 2004
Mesajlar: 1614
Nerden: İstanbul

MesajTarih: Pts Tem 25, 2011 8:51 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Hocam yanlış anlaşılmasın biz uzaylılara karşı değiliz, bizim karşı olduğumuz mustafa topaloğlu : )

Şuna denk geldim. Ne çok ne çeşitli ihtimaller üretmişler ..
http://tr.wikipedia.org/wiki/Fermi_paradoksu

---


volkert demiş ki:


Aynı durumda asgari ücretle çalışan Hayrettin'e bir bakalım.Yaş olmuş 95.Daha ömrünün baharında.Emeklilik yaşı 280. Askerden gelince fabrikaya girmiş. Daha önünde umut dolu 185 yıl var. Belki asgari ücrete zam gelir.Belki sayısal loto çıkar.Belki gökten altın yağar.Belli mi olur.Hayat bu.



O zaman Hayrettine bir iyi haber bir de kötü haber verelim,

İyi haber, emekli olacak..

Kötü haber, tazminat yerine babayı alacak:

http://ekonomi.milliyet.com.tr/20-yillik-kideme-6-maas-tazminat/ekonomi/ekonomidetay/19.07.2011/1416023/default.htm
_________________
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
Mesajları göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> Konu Disi Tüm saatler GMT
Sayfa Önceki  1, 2, 3 ... 22, 23, 24 ... 59, 60, 61  Sonraki
23. sayfa (Toplam 61 sayfa)

 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Forums ©

   
 

All logos and trademarks in this site are property of their respective owner. The comments are property of their posters, all the rest © 2002 by me
You can syndicate our news using the file backend.php or ultramode.txt