Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
1- Kullanımı giderek azalmış ve gönderilen mesaj sayısı haftada 1-2 taneye kadar düşebilen bir forum biraz olsun canlanıp hareketlenebilir mi ?
2- O olmasa bile bizler en azından kendimiz burada bir şeyler paylaşıp birbirimizden yeni şeyler öğrenip iyi vakit geçirebilir miyiz?
Diye düşünmüştüm.
Bu başlığa Kürt meselesi ile ilgili tek birşey dahi eklemedim (bu konuyu konuşabilecek olgunlukta olmadığımızı biliyordum o yüzden özellikle dikkat ettim, bir müzik dahi olsun eklemedim.)
Şimdi "birşeyler çakma", "servis verme" iddiasından sonra sıkıldım bu başlıktan da, bu forumdan da. Vakit değerli bir şey. Bu son mesajımdır. İstediğiniz gibi yazın çizin, kilitlenmemesini istiyorsanız kavga etmekten özellikle kaçının, saldırı suçlama kavga vs. yoksa sorun olmayacaktır. (İmha etmek istiyorsanız tam tersini yapın olsun.)
Gezilerde yollarda tesadüf etmek ümidiyle, hoşçakalın, sağlıcakla kalın arkadaşlar.
(Admine, gösterdiği demokratik sabır için teşekkürler.)
Kayıt: Sep 16, 2006 Mesajlar: 558 Nerden: Yaşayan Ölüler Ülkesi
Tarih: Prş Tem 14, 2011 9:58 pm Mesaj konusu:
Aha sonunda benim birbirine benziyor sandığım insanlar da birbirine girdi.
Ülen ne zaman daldınız bu konulara, benim Banu Güven linkinin ettiklerine bak.
Hay koymaz olaydım.
Bak şimdi bişey yazacaktım ama servis kaçacak eve gitmem lazım. Evden okurum artık kalanını ama cevap yazmam. Yazmak da istemem artık agalar...
Bi şeylerin içinde olmadan bişeyleri anlamak çok güçtür, şemsiyenin açılmadığını başına gelmeden anlamaz insan bu her taraf her insan için neredeyse geçerlidir, önemli olan başkasının derdini anlayabilmek, onun yaşadıklarını yaşamadan da anlayabilmektedir sanırsam, ben bunu bilir bunu söylerim... Bu yaşıma kadar öğrendiğim şeylerin en önemlilerinden biri aha şu son paragrafta yazdıklarımdır.
Ve sonsöz: İnsanoğlu hala çok ilkel bir yaratıktır, teknoloji, internet v.s. ne gelirse gelsin, bizim bu başlıkta mesajlar boyunca bahsini ettiğimiz zaman zaman alay ettiğimiz (ki alay edilesi şeylerdir tabular) o tabular, o insandoğasına aykırı - ama ne yazık ki insan icadı - inanışlar tarih olmadan da bu ilkellik bitmez...
Hoşçakalın, sağlıcakla ve sağlıklı bir beyinle kalın, daha ne diyeyim...
[/u] _________________ Göremiyor musun? At gözlüklerini çıkartmayı dene!
Kayıt: Sep 16, 2006 Mesajlar: 558 Nerden: Yaşayan Ölüler Ülkesi
Tarih: Prş Tem 14, 2011 11:36 pm Mesaj konusu:
Yazmayacam dedim ama dil dursa el durmuyor, dalıyor klavyeye...
Arkadaşların yazdıklarını ancak okudum. Gecenin bu saatinde yine dayanamadım, aşağıdakileri yazdım. Sorun KONU DIŞI'nda abiler, bu kadar tek bir şey odaklı(yani motosiklet) kurulmuş sitelerde konu dışı olmamalı derim başka da bişey demem...
Bu arada bir de doğrucu davutluk edecem dayanamayacam, yine burada da ve bu sitede başka bir başlıkta da verilen şu asker dayak atma videosunda duvarda Azerbaycan bayrağı var haberiniz ola, hatta yorum yazanlardan biri de belirtmiş; demiyorum ki Türk askeri dayak atmaz, ama bizim orduda bi çavuş bunu yapmaya kalkarsa erler onun anasını beller, en azından ben bunu gözlemledim askerken. Haa bizde bunu rütbeliler yapabilir o da ayrı dava, yani bir önceki mesajımda dediğim şey işte insan doğasına aykırı işler, kurumlar, kuruluşlar, inanışlar. Dedim ya bu işler değişmeez, düzelmeeez, sadece göstermelik olur her şey...
Bu sebeple bir kez daha diyorum ki, bir motosiklet forumunda konu dışı diye başlık olmamalıdır, olduğunda neler oluyor, neler neler olmuyor ki aha bu site, yukarısı örnek, onlarca forum örnek. Pek çok forumdan bundan kaçtım ben yaaa. Motosiklet sitesinde "Cumanız hayırlı olsun" diye başlıklara şahit oldum ve ısrarla her Cuma yineledi abi iyi dileğini, acaba dedim motosikletlerle topluca Cuma Sürüşü mü yapılacak, sonu namazda biten, dumurdan dumura koştum agalar.
Aha bu da naçizane benim o aralarda yazdığım yazımdır. Kanımca bu çelişkileri yaşayan her motosiklet forumu bu yazıyı okumalıdır, kendimi övmek için değil, ne kadar hevesli başlayıp ne kadar sıkıldığımı anlatmak için veriyorum linki, eminim pek çok insan da benzer sebeplerden kaçtı forumlardan.
Motosiklet siteleri aslında birbiriyle tamamen farklı dünya görüşü ve yaşayış biçimlerine sahip insanların sadece motosiklet ortak paydası ve motosiklet sevdası uğruna bir araya gelidği mecralardır, haa orada kazara kendiniz gibi düşünen insanlara da rastlayabilirsiniz ama unutmayın iki insan hemen her konuda asla tamamen aynı düşüncede olamaz ve bu da çatışmanın temel sebebidir. Forumların pek çoğunun ıssızlaşmasının ya da başlangıçtaki üyeleri kaybetmelerinin de temelinde bu bahsettiğim şey yatar.
Bizim yanlışımız belki de şu, motosiklet sitesi adı üstünde motosiklet konusu için açılmış bir mecradır, orada konu dışı diye bir bölüm açtığınızda iş başka yerlere uzaaar gider... Konu dışı ne demek aga ben burada motosiklet için bulunuyor(d)um, bak şimdi nelere bulaştım durumları benim canımı sıkmaya başladı. Haa denecektir ki girme o zaman o başlıklara, girmesi yok aga doğuştan bir merak var içimizde ulen orada ne dönüyor bi bakayım deyip giriyoruz, sen açma o mecrayı ki ben de meraklanıp girmeyeyim di mi ama? Biliyorum çok ilkel bir savunma oldu, tamamen insani zaaftır bu, kapı açıksa bi içeri bakmak istersin aga.)
Bunca forum enflasyonunda pek çok forum bir gün ölümü tadacaktır.
Sustum artık tamam... Selamlar yeniden.
NOT: Üç Beş kişi de olsak her şeye rağmen bizi susturmayan sayın admine ben de bir teşekkür edip ayrılayım. Sanırım bu başlık da misyonunu tamamladı, zira ilyadasız artık müşteri uğramaz bu dükkana.
Şu anki bilgilerimizle görünen o ki, hayata sadece bi kez geliniyor ve (İnsanoğlunun geneli bunu hala kavrayamamış olsa da) hayat kavgalar ve savaşlarla ekstradan kısaltılmayacak ve çekilmez hale gitirilmeyecek kadar kısa, bu yüzden her ne halta inanıyorsanız inanın ama kendinize de başkalarına da iyi davranın, getirisi olumlu olacaktır, ben denedim işe yarıyor...
VE PERDE !
BU MACERANIN SONU.
HOŞÇAKALIN!
_________________ Göremiyor musun? At gözlüklerini çıkartmayı dene!
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Cum Tem 15, 2011 2:12 am Mesaj konusu:
Ben de dayanamadım kusuruma bakılmaya.
Cloud demiş ki:
NOT: Üç Beş kişi de olsak her şeye rağmen bizi susturmayan sayın admine ben de bir teşekkür edip ayrılayım. Sanırım bu başlık da misyonunu tamamladı, zira ilyadasız artık müşteri uğramaz bu dükkana.
Uğrar. (gerek yok sevmiyorum bunu insanı mahçup ediyorsun )
Olayın özü şu : son yazdığım yanıtları tekrar okuduğumda farkettim ki, kendi uslubumu da beğenmiyorum Cloud Biraz mola verip öfkemi kontrol etmeyi öğrenmem gerek. Özellikle de değer verdiğim insanı daha kolay hırpalayabilirim. Kendi yazdıklarımı okuduğumda bu potansiyelin olduğunu görüyorum kendimde. Kızıp saçmalayabilme, sonra da utanma potansiyeli.. Biraz uzaklaşmak başka şeylerle vakit geçirmek iyi olur. Yazarak tartışarak değil, tartışılmışları okuyarak. İnternetteki gezileri takip ederek değil, yaylaları köyleri gezerek. Biraz zaman geçsin. Sonra yine konuşur yine tartışır yine düşünceleri paylaşırız abi.
---
Video konusunda haklısın, bizden değil. Ama olmaz deme abi, daha beterlerini gözümle gördüm. (bugün olmuyordur) O kadar çok yerde askerlik yaptım ki. Seyyardık, sürekli ihtiyaç olan başka birliklerin yanına gönderilir ya aynı binalarda kalır ya da komşu olurduk. 6-7 farklı vilayet, jandarma, topçu, tankçı, piyade vs. Envai çeşit birlik gördüm. Seninle aynı dönemiz biz. Tam da bu olayın artık yasaklandığı ve iyice ciddiye alınıp hukukun bile işletilmeye başladığı döneme denk gelir. Birkaç yıl öncesine göre çok azaldığı anlaşılıyordu ama yine de vardı.. Bu videonun Türkiye'den çıkmamasına çok sevindim, fakat dayak sonrası parkalarının önü çarşaf gibi kan olmuş asker de gördüm, ağzı burnu patlayıp dikişler atılan da.. Bazı birliklerde o devrecilik denen olay ve şiddet bire bir vardı. Hatta rütbeliler daha çok sevilirdi erler kadar şiddet düşkünü olmadıkları için. Tabi onlar da bu sisteme göz yumuyorlardı. Hatta şöyle diyeyim, bir iki tokat vakasından başka hiç bir rütbelinin eratı dövdüğünü görmedim ben. Asıl tehlike erler arasında idi. Ohal bölgesinde çok çok daha azdı, ohal dışında gördüğüm bir marmara bir de anadolu vilayetindeki iki birlikte çok daha fazla. Askerin şikayet hakkı vardı, yeni yeni de olsa kara kuvvetleri komutanlığı kitabı ne diyorsa o yapılırdı bir şikayet halinde. Fakat asker ya haklarını bilmezdi ya da korkudan razı olurdu, çünkü şikayet demek içinde bulunduğun tüm koğuşa, o bölüğe ihanet etmek olarak yorumlanırdı Öte yandan, şikayetini yapıp netice alan yeni asker de gördüm. Harbi aldı neticesini ve bir zarar da görmedi. Artık tamamen bitmiş olmasını diliyorum.
---
Cloud demiş ki:
bir motosiklet forumunda konu dışı diye başlık olmamalıdır
Madem olmamalı, aslında olmaması daha iyi olacak birşey ile ilgili neden teşekkür ediyorsun ?
Dördüncü boyut olan zaman faktörünü atlıyor olabilir miyiz ?
Motosiklet pek derin bir konu sayılmaz aslında. Önünde sonunda sıkar bayar. Tüm forumlarda olan budur; zaman faktörü !
Niçin zaman içinde kendini yenileyemiyor ?
Nereye kadar konuşabilirsin ki ? Kontra tekniğini nereye kadar konuşabilirsin mesela ? Motosiklet (veya başka birşey) bir süre sonra kendini tekrar eden bir konuya dönüşecektir. Konu dışı bölümleri olmasa bu defa "konu içi" bölümlerde "konunun" dışına çıkmaya başlayacaktır insanoğlu. Bunu bulamadığında ise sıkılıp başka arayışlara girecek veya basıp başka taraflarda arayacaktır.
Peki neden ? Neden bu alanları sadece birer kullanma kılavuzu gibi, birer bilgi kitapçığı gibi kullanmakla yetinmiyoruz ?
Öyle kullananlar da var. Sadece bilgi almak ve vermek amacıyla.
Ama öyle kullanmayanlar da var.
(Ya usta ben de sana benzedim sonunda : ) )
Gözlemlerine katılıyorum, yani sıklıkla sorunların çıkış noktası olduğu konusuna. Fakat şunu da hatırlayalım : insanlar enduro şudur şu değildir diye de kavga etmediler mi bu alanlarda?(Ya usta ben de sana benzedim sonunda : ) )
Yani demek ki konu dışı alanları tamamen yok etsek de sonuçlar pek değişmeyecek yanılıyor muyum?
Bana öyle geliyor ki forumların sunduğu veya sunmadığı alanlarla değil, bizim toplumsal gelişimimiz ile daha yakından ilgili. Bu sonuca şuradan varıyorum : internet kullanımının ilk birkaç yılında, konu dışı bölümlerini sunan ve sunmayan forumların tümünde saçma sapan sorunlar çok fazlaydı. Ve şimdi azalıyor, yavaş da olsa.. Azalıyor çünkü biz insanlar yavaş da olsa öğreniyoruz en komik hataları tekrar etmemeyi. Bu forumların (bizim örneğimizde motosiklet forumu) asıl büyük faydası kendi konuları üzerine değil, bizlere internet kullanımını ve insanlarla iletişimin etiklerini öğretmesi oluyor. (tersini düşünmeden önce geçmiş dönemleri şöyle bir hatırlayın derim)
Admine soralım.. Şunu :
Eskiden mi daha çok başlık kilitlemek zorunda kalıyordun bugün mü ?
Eskiden mi daha çok ithama maruz kalıp yanıt vermek zorunda kalıyordun bugün mü ?
Eskiden mi daha çok baskı altında hissediyordun kendini bugün mü ?
---
İnsanoğlu olarak sorunlu varlıklar olduğumuzu kabul ediyorum, haklısın. Farklı ölçülerde de olsa hepimizde sorun var, sürüsüne bereket.
Ancak bu gerçek yüzünden kendi kendimizi kısıtlayıcı çerçevelere mahkum eder isek, bu sorunlarda bir ilerleme kaydetme şansımız kalmaz. Ayrıca daraltacağımız o çerçeveleri muhafaza da edemeyiz; adam geziler bölümünde konuşur, bakım onarım bölümünde devam eder vs.
İlerleme yoktur sonucuna varsam, oradan da evet çerçeve fazla geniş sonucunu çıkartırdım. Hepimizde ilerleme vardır, hem de öyle böyle değil ciddi ilerleme vardır diye düşünüyorum. Ve devam edecektir, yavaş da olsa..
Peki niçin bir ana tema birkaç yıl sonra sığ gelmeye başladığında başka şeyler konuşuyoruz? Motosiklet konusunu geçip neden saksıda çiçek ana temasıyla ilgilenmiyoruz? Neden zamana karşı direnebilecek geniş konulara geçiş yapıyoruz?
İletişim insan ilişkileriyle, arkadaşlıklarla, dostluklarla sonuçlanan bir süreç.
Aslında baktığımız motosiklet değil. Buradaki insanlara karakterlere bakıyoruz. Yıllarını motosikletle geçirmiş bir insanın akşam eve geldiğinde bu forumlara bakmasının sebebi bir şeyler öğrenmek değil, geçmişte bir şeyler paylaştığı insanların o gün neleri paylaşmış olduğunu görmek ihtiyacı.
Motosiklet bu forumların içinde tabir caiz ise bir hiç..
---
Peki sorunlar ne olacak ?
Zamanla azalacak. Yaptığımız her hatadan ders aldıkça. Misal benim çok oldu..
Emin olduğum şunlar hocam :
Beş yıl önceki insanlar değiliz, keza on yıl sonra da bugünkü insanlar olmayacağız.
Bu alanların çoğalması bir zenginlik bir çeşitlilik. Kavga gürültüyle olsa dahi. Binlercesi bile kurulabilir, doğal ayıklanma süreci işleyecek, ve ancak o vakit ayakta kalanların daha doğru bir şeyler yaptığına dair tespitlerimizin elle tutulur bir dayanağı olacak.
Her konuda olduğu gibi bu konuda da popülarite veya rakamlar saygınlığın ve değerin uzun vadeli ölçüleri olmayacak. (basın sektöründesin, en iyi sen biliyorsun bu işleyişin kurallarını aslında)
Sonuç olarak.. Her türüne, her tipine, çeşitli çerçevelere sahip olan modellere ihtiyaç var derim. Tıpkı her türden, her sınıftan, her tipten, kullanıcıya, yazara çizere üreten insana ve onları barındıracak mecralara ihtiyaç olduğu gibi. Toplamdaki değerine baktığımda bu forumun kendi benzerleri içinde en iyilerinden biri olduğunu düşünüyorum. Doğal ayıklanma sürecine uzun zaman fırsat tanıyabilen çok fazla örnek yok. Popülarite kaygısı gütmeden, veya sınıf ayrımı yapmadan kendini bu doğal süreç içinde sınamayı göze almış örnek dersen, yok denecek kadar az. En iyi sen biliyorsun ; sınıf ayrımı yapmadan bu işi yapmak özellikle g.t ister abi. (veya ortalamanın epey üzerinde bir olgunluk gerektirir..) İyidir bizim forum..
(iyidir hoştur da.. teknolojisi çok eski.. giderek de eskiyor.. millet uzaya gitti, bizim forum hala taş devrinde.. takılır, çalışmaz.. monitöre iki tane patlatmadan mesaj ulaşmaz.. admine sorarsan internet işinin içindeki en eski adamlardan ilklerden biri olmasıyla övünür.. Ama bizim forum utanmasa telgraf üzerinden mors dönüştürücüsüyle devam edecek.. Sırf bu sebeple ileride antika motorlarla özdeşleşebilir)
Neyse.. uzattım. Asıl olan insan faktörüdür abi. Motosiklet bir hiç sayılabilecek kadar küçük ve detay bir konudur. Önünde sonunda herkesin sıkılacağı, kendisini tekrar etmeye başlayacağı bir konu. Ama dostluklar bakidir, tıpkı çatışmaların da daima var olacağı gerçeği gibi. Biz değişiriz, toplum değişir, verdiğimiz tepkiler değişir, biz sürecin içinden adım adım geçtikçe.. Zaman..
Tam aksine bırak oy vermeyi, yaşam şekli ve hatta saç sakal dizaynına kadar her halta maydanoz olan sensin!!!
Ben sadece kendi görüşümü yazdım.Bu en meşruu, en doğal hakkım.Sana ya da başkasına telkinde bulunmadım.
"Yanılmak" gayet doğal bir durumken, "yanıltmak" çirkindir!
Ve sen benim ne yazdığımı bilmeyen insanları yanıltıyorsun, kasıtlı!
Gelelim konuya;
İşine gelmeyince, bu konular tehlikeli, aman günümüzle ne ilişkisi var, bu konuları tartışacak kadar olgun değiliz noktasına geldin...Hayırlısı...
Verdiğim linkler ve attığım fikir ortada, seninkiler de...Laf kalabalığına luzum yok.Benim ekleyeceğim başka bir şey de yok. _________________ http://www.batidispoliklinigi.com/
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Cum Tem 15, 2011 4:07 pm Mesaj konusu:
emrerd demiş ki:
Ben sadece kendi görüşümü yazdım.Bu en meşruu, en doğal hakkım.Sana ya da başkasına telkinde bulunmadım.
Tamam, telkinde bulunmamış ol. (aradaki çizgiyi kanırtacak değilim) Elbette en doğal hakkın, herkesin de hakkı. Ama bir yandan uğur mumcu'dan, deniz gezmiş gibi ülke tarihine ve topluma mal olmuş isimleri kullanırken, bir yandan da "benim için x=y, ötesi yok" gibi şeyler söylersen, üstüne bir de beni hıyanet içinde şeylere "servis veren" biri olarak suçlar isen, kusura bakma o zaman sorarlar adama. Hart hurt belden aşağı saldırmadan önce bi düşüneceksin.
Evet en meşru doğal hakkın. Bir yandan o eklediğin toplum vicdanına mal olmuş örnekleri koyup bir yandan da pavyon karılarıyla yaptığı siyaset muhabbetleri deşifre olan, şunun kafasını koparttık, bundan haraç aldık diye konuşmaların ortaya saçıldığı otopark mafyası kılıklı adamlar hakkında ve seçmeni bire bir ilgilendiren, bilmesinden daha doğal birşey olmayan kasetlerin ortaya çıkmasının "etik" bir ahlaksızlık, bir komplo olduğunu söylemek de hakkın, istediğini desteklemek de hakkın. Benim ise ilk andan itibaren sana dediğim şey basit : bana dalmaya, beni vatan haini ilan etmeye ne hakkın var senin
emrerd demiş ki:
"Yanılmak" gayet doğal bir durumken, "yanıltmak" çirkindir!
Ve sen benim ne yazdığımı bilmeyen insanları yanıltıyorsun, kasıtlı!
Ah canım benim şimdi canın yanınca mı aklına geldi ?
Karşımdaki insan sözümü beğenmediği zaman beni sıradan bir vatandaş olarak kabul etmeyip başka bi taraflara çekecek suçlayacak ve bu ilkellik ayıp olmayacak, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diye sorunca çirkin olacak.. Hadi len..
emrerd demiş ki:
Gelelim konuya;
İşine gelmeyince, bu konular tehlikeli, aman günümüzle ne ilişkisi var, bu konuları tartışacak kadar olgun değiliz noktasına geldin...Hayırlısı...
Jargonun bu olduktan sonra ne yapayım ben senin düşünceni? Jargonu bu olmayan birinin en saçma sözleri bile daha değerli nazarımda. Neyi tartışayım ki bu suçlayan itham eden jargon karşısında? Ne alayım ondan? Ne öğreneyim?
Ben kalbini kırmak istemiyorum ama sana anlatamadım bunu. Bir ikinci nokta da şu, insanların birbirini servis vermeyle bilmemneyle suçladığı tartışmaların içinde olmayacam. Çünkü bu model tartışma ilkelliğimiz yüzünden onbinlerce insanın yok yere canı yandı bu ülkede. İnsanlar birbirlerini itham ettikçe birbirlerini anlamaları imkansız hale geldi.
---
Bu tartışmamızın temelindeki asıl gündemi özetleyeyim ben : Hazımsızlık ! Adamlar mecliste giderek artan biçimde temsil yeteneği kazanıyor ve bunu toplum olarak hazmedemiyoruz.
---
Toplumsal yapının değişimine dair bu hazımsızlığı çekersem..
(Ne yalan söyleyeyim ben de çekiyorum. En son seçimlerde kafayı yiyecektim..)
Ve hiç bi halt edemeyip de birilerini hain ilan etmeye falan başlarsam şu haptan iki tane atıyorum. Gargara yapılmaz, suyla direk yutulur :
İyidir.. Düşüncesini ortaya koyma ayaklarıyla kişilere saldırmaya, hain ilan etmeye karşı bire bir ilaçtır. En son seçimlerden sonra iki tane içtim iyi geldi. Demoralize olup saçmalamama , denize düşüp yılana sarılmama falan mani oluyo. Reçetesiz satıyolar. Doktor beynimizdeki sabit fikir alanlarını yeni bakış açıları geliştirebilecek şekilde aktive ettiğini, sabit fikir nöronlarını tamamen yok etmediğini ama nöronlar arası elektro kimyasal kutuplaşmayı kontrol altında tutarak yenilerine alan açmaya ve bunları birbiriyle kıyaslamaya imkan tanıdığını söylüyor..
---
emrerd demiş ki:
Ben sadece kendi görüşümü yazdım.Bu en meşruu, en doğal hakkım.
Başkasının da hakkı olduğunda hemfikir değiliz sadece..
Bir özür dileyeceğine...
Bu geri zekalı tartışmanın ilk başlangıç noktasına dönelim. Sadece şunu demiştim :
Alıntı:
Çok yaşlanmış ama hala en ufak dansözlük yok adamda. Kimseden korkması kıvırması olmayan adamın hiç kimsenin hoşuna gitmeyecek şeyler söylemesi durumu.. Röportaj yapanla uğraşmak yerine sıkıyosa 93'lük Türkali ile uğraşsınlar.. : )
Soru basit :
Bana dalmaya, beni vatan haini ilan etmeye ne hakkın var senin ?
Önümüze geleni hain, ajan, servis veren vs. ilan etmeye kalkıp...
"kimsin sen kendini açık et.." gibi, keskin ve taraflı politik yayınlarda (ve gazete köşelerinde) gündelik hesaplar peşindeki ucuz yazılarda okuduğumuz bu türden klişe lafları tutar da her önümüze gelene karşı kullanmaya kalkarsak olacağı budur.
---
"kimsin sen kime hizmet ediyorsun kendini açık et.."
Ezberlenmiş, aklımıza hükmeder hale gelmiş bir jargon.. Üstelik bir hafta önce aynı yemeği paylaştığımız, onca zamandır tanıdığımız kim olduğunu bildiğimiz ve hep görüşeceğimiz adama karşı.. Her yanda koca puntolarla kullanılan bu jargon öyle iliklerimize işlemiş ki pörtlemesine hiç bir biçimde mani olamıyoruz. Türkiyenin köküne kadar kutuplaşmış sabit fikir dünyasının bizleri dönüştürdüğü en "ileri" seviyedir bu. (en seviyeli olan biçim bu.. daha altını düşünmekten bile korkarım.)
İzah da edilemez.. Bunun karşısında susarsan görmezden gelirsen ne ala.. İtiraz edip bu nedir diye sorarsan bir yanıt bile verilmez. Soru yok sayılır.. Veya inkar edilir.. Veya düşüncesini ortaya koyma ayakları ile geçiştirilmeye çalışılır.
Saçma sapan başlığımızın en saçma sapan sayfasından hayata selam olsun. Yakışır..
---
(Bu defa cia, mossad ve bilumum örgütler talimat verdi. Daha fazla yazmayacakmışım. Yoksa maaşımdan keseceklermiş. Sağlıcakla kalın.) _________________
Şu ajan olayı nereden çıktı hakkaten anlamadım.Kendin çalıp kendin oynuyor bir de üstüne söylüyorsun ya...Bu yaz mevsimini forumlarda değil düğünlerde değerlendirsen bi motor parası çıkarırdın...
Bu felsefe kabiliyeti ile seni seneye sörvayvır da görmek isteriz, nihat doğanın boşluğunu dolduracağından şüphe yok...
Kayıt: Feb 11, 2008 Mesajlar: 113 Nerden: istanbul
Tarih: Pts Tem 18, 2011 12:45 pm Mesaj konusu:
Geçtiğimiz hafta tatildeydim son günleri burnumdan geldi desem yeridir gencecik çocuklar can verirken tatil yapmayı insan içine sindiremiyor...
Kızım 14 yaşında, bu başlığı tamamen okuduğum geçtiğimiz günlerde yavaş yavaş onu da haberdar etmeye karar vermişken son günlerde ortaya çıkan tartışma yüzünden tekrar düşünmeye başladım, okutsam mı okutmasam mı diye ve şu an için okutmaktan vazgeçmiş durumdayım...
Umuyorum tekrar faydalanılabilecek bir başlık haline dönüşür... _________________ 0-36500km Hyosung GT250R
0-??????km Honda VFR 800
Kayıt: Oct 16, 2008 Mesajlar: 347 Nerden: Istanbul
Tarih: Pts Tem 18, 2011 8:41 pm Mesaj konusu:
Kocaman kocaman adamlar işi gücü bırakmış birbirlerine aleni hakaret ediyorlar. Ara ara girip bu başlığa göz gezdiriyordum, genelde başlıkta da yazdığı gibi saçma sapan şeylerden ironi yakalanmaya çalışılıyordu, hatta zaman zaman eğlenceli bile olabiliyordu ama seviye hiç bu kadar yerlerde sürünmemişti. Yakıştıramadım. Belkide yakışmıştır ne biliim..
Dipnot: Demokratlık kimsenin tekelinde olan bir kavram değildir. _________________ İnsanlar doğduğunda dört bacaklıdır,
Sonradan iki bacaklıya dönüşür.
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Pts Tem 18, 2011 10:45 pm Mesaj konusu:
Yahu susayım kapansın diyorum ama müsade etmiyorsunuz. Hariçten gazel okuma Merruse. Duyan da sanacak ki sahiden hakaret edilen zamanlarda bi kez olsun çıkıp hop demişliğin var..
merruse demiş ki:
Kocaman kocaman adamlar işi gücü bırakmış birbirlerine aleni hakaret ediyorlar.
Ben bana hakaret edildiğini hiç düşünmedim.
Emre düşünürse, onun da yanıtını o verir.
Hakaret olarak algılasak eveli gün, dün, bugün sohbet etmeyiz. Hakaret olarak algılasak çocuğumuzu ilk kez motora bindirmeyi düşündüğümüzde, veya yaşamla ilgili bir derdimiz bir sıkıntımız olduğunda arayıp birbirimize danışmayız.
Ben bu şekli sevmedim dersin veya bırakın bu ayakları birbirinize laf sokmayın falan dersin.
Sana mı kaldı burada iki kişi arasındaki tartışmayı karşılıklı hakaret olarak yorumlamak ? _________________
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Sal Tem 19, 2011 1:41 am Mesaj konusu:
Başkalarının arasındaki tartışmalara en tepeden sazan balığı gibi atlamayın beyler. Başkalarının tartışmaları üzerinden seyirci olup (ve kolay anda müdahil olarak) ortaya fırlamayın, bu derece basitleştirmeyin kendinizi. Özgün ve yaratıcı katkılar beklenir insandan. Mümkünse ortamın ateşini körüklemeye değil, daha iyiye yönelik katkılar. Sosyal maymunlar tehlike süresince adım adım yaklaşarak seyrederler. İzlerler.. Onların birbirini taklit eden dürtüleriyle davranmayın. Bir tartışmaya katılmayıp uzaktan izleyen adam o tartışma sonlandıktan sonra taraflar arasındaki ateşi körükleyecek sözde etik ahlaki gazeller okumasın. Çünkü her an sen ne düşünüyorsun peki? diye sorulabilir kendisine. Sorduğun anda da tık çıkmaz o adamdan. Anca yine bekler, en kolay zamanda en kolay yerinden.. Elinde de körük.. _________________
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Yardım
Arama
Kullanıcı Grupları
Profil
Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın
Giriş
(bu konuyu konuşabilecek olgunlukta olmadığımızı biliyordum o yüzden özellikle dikkat ettim, bir müzik dahi olsun eklemedim.)
Biliyorum çok ilkel bir savunma oldu, tamamen insani zaaftır bu, kapı açıksa bi içeri bakmak istersin aga.) 
)
Öte yandan, şikayetini yapıp netice alan yeni asker de gördüm. Harbi aldı neticesini ve bir zarar da görmedi. Artık tamamen bitmiş olmasını diliyorum.
