Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Borusan'ın kurumsal kimliği ile yazılan cevap hakikaten ilginç. Bmw'nin tek ithalatçısı ve yetkili servisi değil mi bu kurum? İstanbul dışında yaşayan insanların, bu kurumun kendi binasında yapmış olduğu iyileştirmelerle ne gibi bir alakası var? İsterlerse masöz tutup sauna da açsınlar, bana ne yahu? Klüp mü orası, tatil köyü mü?
İşlerini düzgün yapsınlar başka bir isteğimiz yok. Ben işim görülüyor mu görülmüyor mu ona bakarım. Orada yaratılmaya çalışılan illüzyon ortamı ile vatandaşın kafası karışabilir, farklı duygular harekete geçebilir ama sonuçta oradan çıktıktan sonra herkes evine gittiğinde olan biteni oturup düşünecektir. Aslında karmaşık bir şey de yok ortada, çok basit:
-İşim halloldu mu?
-Hayır, olmadı.
Ne oldu peki?
-Kek yedim, pasta yedim, çay içtim. Havalı koltuklarda oturdum. Çok güzel motorlar gördüm.
-Başka?
-Çok güzel ortam vardı, sohbet muhabbet o biçimdi. Çok eğlendik.
-Motor nerede?
yine biraz uzak kaldım bu ara 1-2 günlük istanbul kalışımda aklıma geldi hem bir bakayım hemde şu "s. borusan servis şefinin" bana motoru teslim ederken -bütün LT lerde böyle- dediği yamuk benzin kapağının 2006 mayısında US forumlarına danışmak için çektiğim fotolarını ( bu arada LT nin en çok bulunduğu US forumlarından "benimkide böyle" diyen çıkmamıştı o zamanlar) koymak istedim ama yine beceremedim. Bir de en son servisten sonra (7.ci kez) hallettikleri ni iddia ettikleri hararet sorununun servis tarihinden 1 hafta sonra mahkemede isbatı için çekilmiş hararet göstergesinin fotosu vardı ama olmadı...Neyse bir ara becereceğim
Ancak sevgili İlyada hatırlarmısın seninle bir sohbette "Bu sahtekarlığın bana denk gelmesinin kader" olduğunu zira birçok kişinin bu işin üzerine gitmeyebileceğini konuşmuş ve hatta ben de ortaya, tüm motorsiklet sevdalıları adına sonuna kadar gideceğime söz vermiştim...
Şimdi bir gelişmeler oldu ki ben de bunun Borusanda ki ilgili S. Personelin kötü kaderi olduğuna inanmaya başladım...
Zira ilginçtir, Sayın Asım Kocabıyık benim peder beyin İstanbul Erkek Lisesinden aynı dönemi olduğunu, ve de Sayın Mehmet Betil in de yine İstanbul Erkek Lisesi nden ağabeylerimden olduğu ve aynı zamanda da İEL liler derneğimizin kurucu ve başlarından olduğunu öğrendim... Bu demekdir ki yakın zamanda bir şekilde aynı ortamda bulunacağız ve bu insanların, 60-70 senelik emekle kurdukları Borusan isminin, oraya buraya müdür ve şef diye koydukları insanlar tarafından ne amaç ve şekilde kullanıldığını bilmediklerinden eminim... Şimdi merak ediyorum bütün bu belgelerle onlara bu soruyu sorduğumda nasıl bir reaksiyon gösterecekler.. Çok eminim ki bu farkında bile olmadıkları rezillikleri duyduklarında çok mutlu olmasalarda işlerine yarayacaktır...
İlginç bir rastlantı deil mi Sanırım kader denen şey bu
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Çrş Ekm 20, 2010 5:42 pm Mesaj konusu:
highwayguide demiş ki:
Şimdi bir gelişmeler oldu ki ben de bunun Borusanda ki ilgili S. Personelin kötü kaderi olduğuna inanmaya başladım...
Akıl ve mantık öyle olmadığını söylüyor bana abi. Uzun yıllardır ayyuka çıkmış sağır sultanın bile duyduğu şeylerden sözederken çok mantıklı gelmiyor. Profesyonel şirketlerde böyle şeyler olmaz. Bugünün kapitalist dünyası çalışanlarına babasının hayrına maaş vermez. Bugünün dünyasında böyle büyük kuruluşlarda patronun (ya da ara kademelerde onu temsil edenlerin) adam yerine konmaması veya olan biten gelişmelerden haberdar olmaması gibi bir durum da olmaz. Devlet kurumlarında olur o işler ama sermaye yemez bunları..
Ha , olur. Bir olur iki olur. Sürekli hale gelmişse şirketin görmezden gelme ve göz yumma politikası demektir, öyle olmasa bile ben bir birey olarak öyle kabul ederim (etmeliyim) ve tek kuruşluk alışveriş yapmam. Çünkü bunları görmek bizim vazifemiz değil. Sorunsuz olanı, tüketiciyle çatışma halinde olmayanı örnek alırım. Ortada klasikleşmiş , artık herkesin kabul ettiği bir çatışma varsa, hele hele bu çatışma ve müşteri menuniyetsizlikleri , toplumda "x" şirketin adıyla veya bir markayla özdeş halde anılmaya başlanmışsa..
Sabancı ve Koç grubu da araç satıyor. Ayrıca onlarca motosiklet satıcısı var. Bir şikayeti olan var mı ? Bana benzer bir tek çok eleştirilen ve ismi şikayetlerle özdeşleşen örnek gösterebilir misiniz ? (Yukarıda arkadaş örnek vermişti , Aprila bir tek kırık şasi olayında canına okundu. Tek bir vakada ve tek bir müşteri haksızlığa uğradığı anda ipini çekti tüketici. Bin tane şikayetçisi yoktu Aprilanın.)
Benzer örnek bulamazsınız..
Ben bir tüketici olarak buna şirket politikası olarak bakarım, gayrısına da aklım ermez.
Öteyandan , tüm bunları en yetkili en tepedeki kişilere iletebilecek olman da gerçekten ayrı bir şans. Anlat bakalım ne diyecekler abi. Sonrasındaki gelişmeleri izleyelim ne değişecek. Eğer birşeyler değişirse, insanlar memnuniyet ifade etmeye başlarsa .. Aslında , tepedekilerin ne diyeceklerinden ziyade reel anlamda neyin değişeceği önemli
Birkaç elemanı işten çıkartarak ve reklam kampanyalarına ayrılan bütçeyi falan arttırarak mı değişim ve yeni bir imaj yaratma yoluna giderler, yoksa sistem ve temel mantalite üzerinden değişime gitmeye mi cesaret ederler.. Kimbilir , belki de iyi yönde değişen birşeyler olur. (Ben olsam kendi algıma göre karar vermez, bu kanalları kullanıp, yazıp direk tüketiciye sorardım şikayetleri ve beklentileri)
Önyargılı olmayalım bekleyelim görelim. Nasılsa hepimiz buradayız, ve motosiklet bizler için birkaç aylık, yıllık değil, hayatımızın çok büyük alanını kapsayan birşey. Birşey değişirse muhakkak farkına varacağız. Ben hiç umutlu değilim çünkü değişemeyecek kadar köklü ve dev bir yapı görünüyor bana. Ama gelecek hakkında önyargılı da olmamak gerek. Bekleyelim görelim.
Yerden göğe haklısın yine Cem kardeşim ama yine de ben o kadar büyük bir şirkette, o kadar tepedeki adamlara "ya bir adam var biz onu dolandırdık sonuç böyle böyle oldu" diye bir bilgi ulaşacağını sanmıyorum.. Yukarıdan sadece rakamlara bakılıyordur diye düşünüyorum; ama bu rakamların daha farklı da gözükebileceğinin farkına vardırılırlarsa belki de (bu sadece iyi niyetli bir umut tabii) işin altına da bakmaya karar verirler .... denemeye değer bence... bakarsın iyi birşeyler olur...
Kayıt: Oct 13, 2003 Mesajlar: 1101 Nerden: Bandırma
Tarih: Pzr Ekm 31, 2010 11:49 pm Mesaj konusu:
ilyada demiş ki:
Farkında mısınız, eğer Selim bey haklılığını kanıtlarsa işiniz sahiden zor görünüyor. Örneğin, netten kaldırılan bir test raporunun gerçekliğini kanıtlamak için ille de o raporu nete geri koymak gerekmeyecek, o raporu geçmişte okumuş kişilerin mahkemede vereceği ifade bile yeterli olacak bu durumda..
Herkes çok güzel şeyler yazmış.Ben 1-2 cümleyle demek isterim ki;
Çevremde motor konusunda BMW modellere bayılanları BORUSAN yüzünden bir şekilde vazgeçiriyorum.
Keşke adam gibi " evet bu bizim bir kabahatimizdir.Ve tüketicimizden ve motosiklet camiasından bir özürü borç biliriz "diyebilseniz.
Burada kimseyi inandırabileceğinizi sanmıyorum ama bu çok samimi olurdu.
Saygılarımla
Buradaki konu sayesinde, Yaklaşık bir ay önce GS 1200 ADV (sıfır) almak üzereyken vazgeçtim. Bu güne kadar bir çok motosikleti denedim. Bunların içinde BMW nin modelleri de dahil. Tüm motosikletlerimin Honda olması ve problemsizliği yanı sıra servis ile ilgili memnuniyetimden dolayı yine bir HONDA dan şansımı denedim. Bir GOLDWING in beni gerçekten mutlu edeceğini düşünmezken gittim beyaz 2011 modelini aldım. Sonuç tek kelime ile SÜPEEER.
Allah derim Necdet kardeş, Allah ikinizi mesut ve kazasız-belasız birbirinize bağışlasın. Benim hayalimdi sen becermişsin. Ben de bu yaz düşünüyorum aynısını umarım yollarda denk gelir buluştururuz beyaz küheylanları. Ama seçiminden dolayı binlerce kez kutluyorum seni. Şimdiden dertden tasadan uzak olacağına emin olabilirsin
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız