Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Yazınızdaki şu ifadeleri özellikle SALAK yazan kısmını değiştirmenizi rica edeceğim.
Çoğu firmada şirket aracı kullanılıyor artık, ben de kullananlardan biriyim. Şirket aracını teslim alırken, cezalar size aittir. Bir ceza yediğinizde bunu maaşınızdan kesiyorlar. Kullanan kişi emin olun ki cezaların anlamını sizlerden daha iyi, biliyor. Zira gün içerisinde en fazla km yapan onlar. Kırmızı ışıktır, radardır yakalanma ihtimali dolayısyla en fazla şirket araçları. Yeri geliyor günde 150km yol yapıyorum şehiriçi. Şehirdışına da sıklıkla gitmekteyim. Canımın yanma ihtimali emin olun ki sizden daha fazla.
emrerd demiş ki:
34 plaka olan özellikle şirket araçlarına kesinlikle güvenmeyin.bunlar yola çıkarken yiyeceği radar cezasını göze alıp,hesaba katan salak tiplerdir.hızlı gitmeleri kesinlikle radar olmadığı anlamına gelmez.
emrerd demiş ki:
mümkünse tavşanı yukarıda bahsi geçen 34 plaka şirket arabalarından seçmeyeceğiz.(malesef genelde tam da tavşan kıvamında oluyorlar)
Kivanckaplan;
"salak" kelimesini çıkardım, ayrıca bu konuda afedersiniz.34 plakalı şirket araçları ile ilgili konuda yazdıklarım ise şahsi tespitlerim olup, değişmeyecektir.
Nasıl dolmuşçular, taksiciler, kuryeler ile ilgili bir gerçek var ise ortada; durum aynıdır.Malesef yiyecekleri cezanın tahmini ücretini yolculuktan önce cüzdanının ayrı bir köşesine sıkıştırıp yola çıkanları gördüm.Genellikle tek problemleri fazlaca radar cezası ile elhiyeti kaptırmak ki, kaptıran arkadaşlarım var!
Tamamı böyledir, şöyledir diyemeyiz ancak bir gerçek var ki o da yazımda ifade edilmiştir.
Sevgiler. _________________ http://www.batidispoliklinigi.com/
Kayıt: Jul 19, 2006 Mesajlar: 376 Nerden: İstanbul
Tarih: Çrş Tem 14, 2010 7:57 am Mesaj konusu:
Buradaki "salak" ifadesi şirket aracı kullananlar için değil, cezayı göze alıp Allah ne verdiyse gidenler için kullanılmış diye anlıyorum, o yüzden çok takılmamak lazım
Ceza olayına gelince, otomobille bir ay kadar evvel Antalya'da, kurallara uyarak gidilmiş bir 700 km sonunda, rampa aşağı kurulan bir "tuzakta" 102 km hızla gidiyorum diye ceza yedim.
Benimle birlikte ceza yiyenler arasında bir de motorlu vardı, Fazer ile 96 yapıyor diye katmerli ceza yazdılar adama. Polislere o kadar kamyon arasında 70le mi gitsin, ölsün mü dediğimizde bir cevap vermediler, zaten söylenecek çok birşey de yok.
En güzeli, yukarıda uzun uzun tariflendiği gibi olabildiğince kanundan kaçmak, başka çaremiz yok. Hem her zaman kanundan kaçanlar kazanmıyor mu bu memlekette??? _________________ Ceyhun
Kawasaki Versys
En güzeli, yukarıda uzun uzun tariflendiği gibi olabildiğince kanundan kaçmak, başka çaremiz yok. Hem her zaman kanundan kaçanlar kazanmıyor mu bu memlekette???
Doğru söze ne denilebilir ki?
Burada bir önemli husus da şu.Hız sınırı 70 km/h olduğu için -kendi adıma- ihlal kaçınılmaz!
Ve ihlal etmişken doğruyu söylemek gerekirse fazlaca ihlal ediyorum.Şöyle ki A tipi geniş karayollarında 100-160 km/h arası seyrediyorum.Hem otomobille hem de motosikletle.
Eğer ki duble yollar için hız sınırı 110km/h olarak onaylanır ve motosikletler de bu sınıra çekilirse hiç bir zaman ihlal yapmam.Ve radar aracına vereceğim konsantrasyon bana kalır.110 km/h bence gayet uygun bir hız.Diğer karayollarında zaten 90-100 km/h yi pek aşmıyorum.
Ayrıca ülkemizde kurulan radarların olayı bağcıyı dövmek olayıdır.
Bir örnekle açıklayım;
Afyondan sivrihisar yönüne giderken, Afyon çıkışında büyük olasılıkla radar vardır.Yol bölünmüş ve beton yoldur.Riskler göreli olarak çok azdır.Köroğlu beline tırmanmaya başlarsınız ve köroğlu geçidinde hiç radar yoktur!
Bu geçit çok tehlikeli tırmanma şeritli gidiş geliş bir yol olup, bir takviye 10-15 km/h ile çıkan kamyonları sollayan 70-100 km/h la seyreden araçlar vardır.Bazen sollamak için 3.şeridi kullananlar bile çıkar.Sağdaki kamyonu sollayan 70 ile giden bir araç ve en sol şeritte her iki aracı sollamaya çalışan bir araç daha.
Yukarıdan gelen kamyonlar da frenleri ısınmasın diye düşük vites ve hızda inerler(tabii 20 tonluk kamyona 33 ton atarsan fren ne halt etsin bu da ayrı mevzuu)Bu düşük hızlı kamyonları da sollamaya çıkan (yasak olduğu halde) hızlı abiler de vardır.
Bu kaos anlatılmaz yaşanır.Ve ne radar kontrolü ne de bir trafik ekibi vardır.Gözü kara bir araç sürücüsü bu geçidi inanılmaz hızlarda geçer ve yaptırımı yoktur.
Köroğlu dağlarının eteğinde ise şerit sayısı 4 e çıkar ve ip gibi temiz asfaltlı bir iniş vardır.Görüş yaklaşık 3 km açıktır.Yol bal dök yala cinsinden.Sollama için yeterli alan sağlayan temiz bir yol...
Ve radar tam da buradadır!
Trafik ekiplerinin radar yerlerini belirlerken ki öncelikleri kesinlikle kazaları önlemek değil, burası kesin!
Yukarıdaki yazımdaki fotoyu uşak-izmir bölünmüş yolunda çektim.Hız sınırı yetmiş.Düşünün motor kullanırken foto çekilebilecek kadar temiz, geniş bir yol...
Daha yarım saat önce kula rampalarını 90-140 ile geçmiştim oysa.Çünkü çok tehlikeli kula rampalarında hiç radara rastlamadım daha! _________________ http://www.batidispoliklinigi.com/
Kayıt: Jun 16, 2004 Mesajlar: 537 Nerden: İzmir/Karşıyaka
Tarih: Çrş Tem 14, 2010 9:47 am Mesaj konusu:
Emrerd, yukarıda yazdıklarına 34 pakalı satışçı arabası kullanan ve ve yine tüm ege, akdeniz ve hatta artık doğuyu araba ile sürekli kateden biri olarak harfiyen katılıyorum.
Benim şehirler arası yollarda en güvendiğim şeylerden biri bu türk sürücüleri arasındaki emsalsiz "sellektör dayanışması". Mutlaka karşı şeritteki radarı görünce karşıdan gelenleri uyarırım. Uyarmazsam karma döner dolaşır beni bulur uyarılmadığım için ceza yerim gibi geliyor
Benim yukarıdakilere ekleyeceğim tek şey, siz de demişsiniz araba sürücüleri motorcuları uyarmaz ama araba sürücülerini uyardıklarından şehirler arası yolda tek başınıza değil mümkün mertebe bir arabaya yeterince yakın sürün ki uyarılardan nasibinizi alabilin _________________ Murat İŞGÖREN XT660R
Benim şehirler arası yollarda en güvendiğim şeylerden biri bu türk sürücüleri arasındaki emsalsiz "sellektör dayanışması". Mutlaka karşı şeritteki radarı görünce karşıdan gelenleri uyarırım. Uyarmazsam karma döner dolaşır beni bulur uyarılmadığım için ceza yerim gibi geliyor
Benim yukarıdakilere ekleyeceğim tek şey, siz de demişsiniz araba sürücüleri motorcuları uyarmaz ama araba sürücülerini uyardıklarından şehirler arası yolda tek başınıza değil mümkün mertebe bir arabaya yeterince yakın sürün ki uyarılardan nasibinizi alabilin
Ben de bu kısma tamamen katılıyorum.Mutlaka karşı yöne kısa ve sık selektörler ile bilgi vermeye çalışıyorum.
Çünkü!!!
Türkiyede kurulan hiç bir radarın vatandaşın can güvenliği kaygısı ile kurulmadığını düşünüyorum.Tamamen tuzak mantığı ile ve para toplamak için kurulduklarından hiç şüphem yok!
Ve nasıl polis beni radarın kucağına oturtmak için çalılıkların arasına saklanmaktan tutun, boş viteste bile aracın 120 km/h hıza ulaştığı ip gibi bölünmüş yollara radar kurma gibi hileleri kullanıyorsa; ben de her türlü hile ve dolap ile kendimi savunacağım.Bu en tabii hakkımız.
Sevgiler. _________________ http://www.batidispoliklinigi.com/
Kayıt: Jul 25, 2003 Mesajlar: 1119 Nerden: Kükürtlü - Bursa
Tarih: Çrş Tem 14, 2010 4:11 pm Mesaj konusu:
cebefe demiş ki:
Oto yollarda plaka karartmak, normal yollardada maalesef radar kontrolu yaparak gitmek en akılcı çözüm....
Plaka karartmak resmi evrakta sahtecilik veya tahrifat anlamına gelmekte. Ceza yemenize sebep verir.Tecrübe ile sabittir.Fena kilitliyorlar vallahi. _________________ Saygılarımla
Şenol SEL
O.M.M. Gold Member
Lütfen her zaman Full koruma ve KASK kullanın.
“Beyninin beş saniye önce olmadığı yere asla motorunu götürme”
Yaşlanarak değil yaşayarak tecrübe kazanılır, zaman insanları değil armutları olgunlaştırır.
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız