Arama     Konular    
  Üye Ol antalya escort Ana Sayfa  ·  Konular  ·  Dosyalar  ·  Hesabınız  ·  Haber Gönder  ·  Top 10  ·  T.C Karayollari Haritasi  
Ana Menü
· Ana Sayfa
· 2. El Ilanlar
· Anketler
· Ansiklopedi
· Arkadaşına Tavsiye Et
· Arşiv
· Bize Ulaşın
· Dosyalar
· Faydalı İçerik
· Forumlar
· GizlilikPolitikasi
· Haber Gönder
· Hakkimizda
· Harita
· Konu Başlıkları
· Oyun Alanı
· Top 10
· Videolar
· Web Links
· Üye Günlüğü
· Üye Listesi
· İzlenimler
· Özel Mesajlar

Kimler Sitede
Şu an sitede, 675 ziyaretçi ve 0 üye bulunuyor.

Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.

Giris
Nickname

Şifre

Guvenlik Kodu: Guvenlik Kodu
Guvenlik Kodunu Yeniden Yaziniz

Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.

Dost Siteler
www.webevi.com www.lamaorda.com www.saglikbilgisi.com www.bilgisayarbulteni.com www.thelostdownload.com www.ucretbordrosu.com


Ikiteker Motosiklet Fan Klubu - Motosiklet ve motosikletli yasam kulturu: Forums

Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi :: Başlık Görüntüleniyor - 4 Gün - 1000 KM - Şarköy - Gelibolu - Çanakkale - Uçmakdere
 YardımYardım   AramaArama   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

4 Gün - 1000 KM - Şarköy - Gelibolu - Çanakkale - Uçmakdere
Sayfa 1, 2  Sonraki
 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> Geziler/Toplantilar
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
1st2rule
Yeni Kullanici
Yeni Kullanici


Kayıt: Apr 21, 2009
Mesajlar: 23
Nerden: Beşiktaş

MesajTarih: Çrş Nis 28, 2010 3:26 pm    Mesaj konusu: 4 Gün - 1000 KM - Şarköy - Gelibolu - Çanakkale - Uçmakdere Alıntıyla Cevap Ver

22 Nisan Perşembe akşamı saat 17:00'de motoruma atladım. İstikamet: Şarköy.



Planım rahat bir şekilde Şarköy'e varıp geceyi orada geçirmekti, öyle de oldu. Şarköy Öğretmenevi'ne saat 22:00'de giriş yaptım, 3 kere yarımşar saatten mola vermeme rağmen yorulmuştum. Az değil, 250 km yol yapmıştım. Geceyarısına kadar dergi - kitap okuyarak dinlendim ve ardından uyudum.











Ertesi sabah saatimi 9:00'a kurmama rağmen saat 08:30'da uyandım, temiz hava yaramıştı sanırım. Kahvaltımı yapıp eşyalarımı toparlayarak Şarköy'e 10 km uzaklıkta olan Aşağı Kalamış'taki ananemlerin yazlığına kontrole gittim. Sitede bir Allah'ın kulu yoktu. Ben de etrafı biraz kolaçan edip yazlıktan 3 km uzaklıktaki Mürefte'ye doğru yola koyuldum. Amacım sahilde oturup çay içmekti ama meydanda 23 Nisan kutlamaları olduğu için amacımı gerçekleştiremedim.


















Kutlamaları biraz seyredip dolaşma amaçlı Tepeköy'e çıkmaya karar verdim. Çünkü saat daha 10:00 bile değildi ve asıl hedefim olan Gelibolu bulunduğum noktadan sadece 65 km uzaklıktaydı. Motoruma atladığım gibi Tepeköy'e çıktım.








Tepeköy'ü geçtikten sonra yolun sonunda karşınıza 3 yol ağzı çıkar. Biri geldiğiniz yoldur ve Tepeköy - Yukarı Kalamış üzerinden Mürefte'ye iner. Sağa dönerseniz Yörgüç - Yayaköy üzerinden tam ortadaki tepenin yamaçlarından dolanarak tekrar Mürefte'ye varırsınız. Ben bu iki yoldan da daha önce gittiğim için keşif ruhum da kabardığı için daha önceden gitmediğim yoldan gitmeye karar verdim. Çok geçmeden dün gece Şarköy'e gelirken kullandığım yola vardım ve sevindim. Çünkü geldiğim yoldan geri dönmeye kalksaydım 25 km gitmek zorunda kalacaktım. Bu şekilde yolu 20 km azalttım. Şarköy yoluna çıktıktan sonra kısa sürede Şarköy'e vardım ve uğramadan 50 km uzaklıktaki Gelibolu'ya gitmeye başladım.





Gelibolu yolundaki köylerde de 23 Nisan kutlamaları vardı, her yer bayraklarla donatılmıştı ve çocuklar okullarının bahçelerinde oyunlar oynayıp şarkılar söylüyorlardı. Büyükleri de onlara alkışlarla eşlik ediyorlardı. Bu yolu motosiklet ile ilk defa kullandığımdan dolayı temkinli gidiyordum ama aynı zamanda manzaranın da tadını çıkarmayı ihmal etmiyordum. Rahat bir şekilde Gelibolu'ya vardım ve gezmeye başladım. Çok güzel bir yer Gelibolu, daha önce hiç gitmediyseniz mutlaka ama mutlaka tavsiye ederim.



















Meydanı dolaşıp fotoğraf çekerken yorulduğumu fark ettim ve bir çay bahçesine oturup çay içtim. Yan masada oturan iki yaşlı amcadan Camii Kebir'in 5 dakikalık yürüme mesafesinde olduğunu öğrendim. Çayımı bitirdikten sonra motorumu meydanda bırakıp Camii Kebir'e ziyarete gittim. Camii Kebir'in girişinde fotoğraf çekerken çevre okullardan gelen bir sürü çocuk caminin bulunduğu sokaktan ezberledikleri şiirleri ve şarkıları okuyarak geçtiler. Çok güzel bir manzaraydı. Camiden sonra tekrar meydana inip acıkan karnımı doyurdum.























































Saate baktım, daha 14:30'du ve ben hala gezmeye doymamıştım. Akşama kadar çok vakit vardı, önce abideleri gezip ondan sonra da Çanakkale'ye gitmeye karar verdim. Yemek yediğim yerdeki iki Gelibolulu'ya Çanakkale'ye gitmek istediğimi ve Lapseki üzerinden mi, Eceabat üzerinden mi gitmemin manzarasal olarak daha hoş olacağını sordum. Kesinlikle Eceabat'ı önerdiler, ben de onların sözüne inandım ve pişman olmadım. Müthiş manzaralar var. Gelibolu üzerinden Çanakkale'ye gitmek isteyenler kesinlikle Eceabat üzerinden gitmeliler. Yolda daha önce hiç gitmediğim Akbaş Şehitliği'nin tabelasını gördüm ve ziyaret etmeye karar verdim. Akbaş Şehitliği yol kenarında uzun çam ağaçlarının gizlediği, orada yatan şehitler sayesinde huzur dolu bir yer. Şehitlerimizi ziyaret ettikten sonra kendimi garip bir şekilde çok huzurlu hissettim. İçimdeki huzurla motoruma atladığım gibi Eceabat'a doğru yola koyuldum.














23 Nisan koşu yarışları dolayısıyla Eceabat merkeze ve çoğu şehitliğe giden yollar trafiğe kapalıydı. Ben de daha önce hiç gitmediğim Kilitbahir Kalesi'ne gitmeye karar verdim. Kaleye vardığımda çok yorulmuştum, kalenin hemen karşısında deniz kenarında güzel bir çay bahçesi olduğunu görünce hemen daldım. Havanın sıcaklığı yüzünden terlemiştim, bu şekilde kaleyi dolaşamazdım. O yüzden montumu ve diğer ekipmanlarımı çıkarıp yarım saat kadar hem dinlendim hem de serinledim.











- 1. Bölüm Sonu -
_________________
Tüm hakları saklıdır, yazar bu konuda haklıdır.

TK - Honda CBF 150
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
1st2rule
Yeni Kullanici
Yeni Kullanici


Kayıt: Apr 21, 2009
Mesajlar: 23
Nerden: Beşiktaş

MesajTarih: Çrş Nis 28, 2010 4:23 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Kilitbahir Kalesi karşısındaki çay bahçesinde çayımı içip esen rüzgar sayesinde serinledikten ve boğaz manzarasının tadını çıkardıktan sonra motosiklet montumu giyip, kaskımı da omzuma aldıktan sonra (arka çantam ağzına kadar doluydu, o yüzden kaskımı koyacak yerim yoktu) heybetli kalenin surlarını gezmeye başladım. Bu surlar kalenin yapılış tarihinden yaklaşık 80 sene sonra kaleyi inşa ettiren Fatih Sultan Mehmed'in büyük torunu Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmış. Surlar kalenin etrafını sardığı için ben de kalenin içine girmeden önce etrafını dolaşmış oldum.
















Surları ve kalenin etrafını dolaştıktan sonra kalenin içine girmeye karar verdim. Giriş ücreti 4 liraydı, parayı öderken görevlinin uyarısı tüylerimin ürpermesine neden oldu. Zira görevlinin dediğine göre 2 sene önce kalenin iç surlarında bir kız gezerken düşmüş ve canını kaybetmiş. Bir elimde fotoğraf makinesi, diğer omzumda kaskım olduğu için ben de her zaman olduğumdan daha fazla dikkatli olmak zorunda olduğumu anladım ve Kilitbahir Kalesi'ni gezmeye başladım.
































Tam kalenin içine girdiğimde fotoğraf makinemin şarjı bitti ve aynı anda da 1 gb'lik hafıza kartım doldu. Hafıza kartının dolacağını bildiğim için kaleye girmeden hatıra eşyası satan yerden 28 liraya 2 gb'lik bir hafıza kartı almıştım ve yanımdaydı ama yedek pilim motosikletimin arka çantasındaydı. Bu yüzden kalan yerleri cep telefonumla çekmek zorunda kaldım. Kalite düşüklüğü için özür dilerim.










Kaleyi gezmeyi bitirdikten sonra motorumun başına geldim ve ilk işim fotoğraf makinemin yedek pilini takmak oldu. Geziye çıkmadan 2 gün önce yedek pil almayı akıl ettiğim için kendi kendimi takdir ettim. Çünkü makinem şarjlıydı ve Kilitbahir Kalesi surlarının dibinde makinemi şarj edecek elektrik prizi aramıyordum. Hazırlıklı olmak gibisi yoktu. Yaşadığım kıvanç dolu anlara bir an önce son vermeyi başarıp Gelibolu yarımadasında işimin bittiğinin farkına vardım ve kalenin hemen 200 metre gerisindeki Çanakkale feribotuna bindim. Kilitbahir - Çanakkale feribotu motosikletler için 4 lira. Motorumu merdiven altına çektim ve üst kata çıktım. Saat 16:30'du, yani tam 1 saattir ağzıma bir damla su koymadığım halde sırtımda mont, omzumda kask, elimde fotoğraf makinesiyle, 23 derece sıcaklıkta o sur senin, bu sur benim, yüzlerce basamak inip çıkmıştım. Yani anlayacağınız; susuzluktan ölüyordum! Hemen su almak için kendimi kantine attım, bir de baktım ki bir sürahi dolusu taze sıkılmış portakal suyu var. 2 bardak portakal suyunu hemen oracıkta kafama diktim ve anında kendime geldim. Oturacak güzel bir yer bulup manzaranın tadını çıkarmaya başladım. Karşı kıyıya geçmek yarım saat sürer sanırken 15 dakikada kendimi Çanakkale'de buldum. Hemen motoruma atladım ve Çanakkale'yi gezmeye başladım. Ancak pek tat alamadım çünkü yollar çok dardı ve her yer araba doluydu.













Bir an önce kendimi ara sokaklara atmayı başardım ve bir otopark/yıkamacı gördüm. Aklıma 2 gündür böcek katliamı yaptığım geldi ve motorumu böcek cesetlerinden arındırmaya karar verdim, delillerden kurtulmalıydım.






Motorum yıkanırken 14.000 km'yi devirdiğimi fark ettim ve hemen fotoğrafladım. 29 Mayıs 2009'daki Uçmakdere solo gezimde 5.000. km'yi devirdiğimi hatırladım ve zamanın ne kadar çabuk geçtiğini anladım. O halde Çanakkale'de fazla vakit kaybetmemeliydim. Bir an önce cillop gibi temizlenmiş motoruma atladım, yıkamacıya 5 lira yıkama parası verip Çanakkale'nin civarını gezmeye çıktım.



Yola çıktıktan sonra Troya tabelasını fark ettim ve daha önce 2 kere gitmeme rağmen yine Troya'ya gitmeye karar verdim, özlemiştim tahta atı doğrusu. Rahat bir sürüşün ardından saat 17:50'de Troya'ya vardım. Giriş ücreti 15 liraydı, girip girmemekte tereddüt ettim. Ancak sonradan Müze Kart'ın (1 sene boyunca istediğiniz müzeye, istediğiniz tarihte, istediğiniz kadar ve ücretsiz şekilde girebilmenizi sağlayan kart) öğrencilere 10 lira olduğunu öğrendim. Bilet parasından daha ucuzdu, bu fırsatı kaçırmak istemedim ve hemen bir Müze Kart çıkarttım. Kartım çıkar çıkmaz da Troya'yı gezmeye başladım.
























































Troya'yı gezmeyi bitirdikten sonra havanın kararmaya başladığını fark ettim ve geceyi Çanakkale'de geçirmeye karar verdim. Çanakkale Kipa'ya gidip seyahat diş macunu ve fırçası aldım. Kipa'dan çıkarken bir çiğ köfte reyonunda bana çiğ köfte ikram ettiler, böyle bir ikramı reddetmem olanaksızdı. Çiğ köfteyi çok beğendiğim için bir dürüm yaptırdım ve akşam yemeğini de o şekilde hallettim. Motorumun başına gittiğimde 5 metre ileride yeni alınmış mavi bir CBF 150 gördüm ve fotoğrafını çektim. Ardından motoruma atladığım gibi merkeze gittim ve kalacak otel aramaya başladım.





- 2. Bölüm Sonu -
_________________
Tüm hakları saklıdır, yazar bu konuda haklıdır.

TK - Honda CBF 150
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
VAP53
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 28, 2003
Mesajlar: 12125
Nerden: İstanbul/Çanakkale

MesajTarih: Çrş Nis 28, 2010 5:29 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Cok guzel bir gezi yapmissin ama keske bir ugrasaydin ya telefon edip, neyse bir sonraki sefere insallah... icon_rolleyes.gif
_________________________
Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - Ist. & C.kale
www.kolinhotel.com

SAGLIK, HUZUR, MUTLULUK, BEREKET ve BERABERLIK. ®

R 1150 GS
GSM : 0-532/264 17 30
mail: vap1953@yahoo.com

Is : 0-286/218 08 08
Bir insanin bildigini zannettigi bir seyi ogrenmesi, imkansizdir(Epiktetos)
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder AIM Adresi
1st2rule
Yeni Kullanici
Yeni Kullanici


Kayıt: Apr 21, 2009
Mesajlar: 23
Nerden: Beşiktaş

MesajTarih: Çrş Nis 28, 2010 6:56 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

VAP53 demiş ki:
Cok guzel bir gezi yapmissin ama keske bir ugrasaydin ya telefon edip, neyse bir sonraki sefere insallah... icon_rolleyes.gif
_________________________
Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - Ist. & C.kale
www.kolinhotel.com

SAGLIK, HUZUR, MUTLULUK, BEREKET ve BERABERLIK. ®

R 1150 GS
GSM : 0-532/264 17 30
mail: vap1953@yahoo.com

Is : 0-286/218 08 08
Bir insanin bildigini zannettigi bir seyi ogrenmesi, imkansizdir(Epiktetos)


vallahi aklıma gelmedi, kusuruma bakmayın. bir dahaki sefere inşallah.

Çanakkale merkeze geldiğimde girdiğim her otel, her pansiyon bana aynı şeyi söylüyordu: "Malesef yerimiz yok."

Anzak Haftası dolayısıyla Çanakkale, Yeni Zelandalı ve Avusturalyalı turistlerin akınına uğramış, o yüzden tüm oteller 2 ay önceden rezervasyonla dolmuş. "Eceabat'ta yer var mıdır?" dedim bir otel sahibine, "Yoktur." dedi. "Gelibolu'da var mıdır?" dedim, "Yoktur." dedi. "İyi o zaman, ben de Lapseki'ye giderim." dedim ve motorumun tepesine atladığım gibi Lapseki yoluna koyuldum.

Günün yorgunluğunu had safhada hissediyordum. Saat 20:30'du ve ben sabah 9:00'dan beri toplam 350 km yol yapmıştım. Hatta yol yapmakla kalmayıp bir de Kilitbahir Kalesi'ni ve Troya'yı gezmiştim. Kısacası, kendimi gördüğüm ilk yatağa atmayı planlıyordum ama bir türlü o yatağı bulamıyordum. Hava kararmıştı ve ben Lapseki'ye varmıştım. Ancak havanın kirliliğinden mi yoksa karanlıktan dolayı mı bilmiyorum, Lapseki gözüme hiç güzel gözükmedi. "Gelibolu'da illa bir yer bulurum." diyerek feribota atladığım gibi Gelibolu'ya geçtim.

Saat 22:00 olmuştu ve ben Gelibolu'da otel otel, pansiyon pansiyon kalacak yer arıyordum ama bir türlü bulamıyordum. Aklıma iki seçenek geldi, birincisi tekrar Şarköy'e dönmek ve geçen gece kaldığım öğretmenevinde geceyi geçirmekti. Ama Gelibolu - Şarköy yolunun gecenin karanlığında motosikletler için hiç uygun olmaması beni korkutuyordu, çünkü ne bir ışık zerresi vardı ne de 500 metre boyunca düz bir yol. "Bu yorgunlukla ben bir virajı alamayıp şarampole yuvarlanırım, bu da benim son gezim olur." düşüncesi kafamda dört dönüyordu. Öbür seçeneğim ise Keşan'a gidip orada kalacak bir otel bulmaktı, Gelibolu - Keşan yolunu bilmediğim için geçen yaz Gelibolu'ya Keşan üzerinden gelen Yaşar Abi'ye (34CBF34) telefon açıp durumumu anlattım. Keşan yolunun nasıl olduğunu sordum ve karanlık olmasına karşın dümdüz ve tertemiz bir yol olduğu cevabını aldım. Yaşar Abi Keşan'a gitmemi salık verdi, benim de aklıma yattı ve 22:30 gibi tüm günün yorgunluğunu sırtıma yüklenip Keşan'a doğru yola çıktım.

Bu arada Yaşar Abi'yle yaptığım telefon konuşmasında Yaşar Abi ve Oğuz Abi'nin (ozzy) cumartesi ve pazar için gezecek yer aradıklarını öğrendim ve hemen onları Şarköy'e davet ettim. Öğretmenevinde kalabileceğimizi ve fahri bir Şarköy'lü olarak onları güzelce gezdirebileceğimi söyledim. Teklifim hoşlarına gitmiş olacak ki gelmeyi kabul ettiler ve yarın için sözleştik.

70 km'lik yol boyunca sadece bir kere durdum, o da elimde olmayan bir nedenden dolayı. Bana kalsa hiç durmayacaktım çünkü yorgunluktan ölüyordum ama malesef polis yolu trafiğe kapamıştı. Arabaların arasından sıyrılıp olay yerine geldiğimde iki aracın kaza yaptığını gördüm. Amacım hiç takılmadan devam etmekti ama polis beni durdurdu ve amacımı anlayamamış olacak, ne yaptığımı sordu. Ben de "Aralardan geçtim, gidiyorum." dedim. Öyle bir şeyin olmayacağını söyledi ve bana kenarda bir yerde beklememi söyledi. İçimden "Eyvah!" dedim, "Bir de bu eksikti." Neyse ki 2-3 dakika sonra bana seslenerek "Yavaş yavaş devam et." dedi. Kulaklarıma inanamadığım için "Ben mi?" diye sordum, o da "Evet sen, devam et." dedi. Arkama bakmadan gazladım, bu sefer şanslıydım ama dersimi öğrendim. Bir daha aynı şey başıma gelirse ben de durup eşek gibi bekleyeceğim.

Keşan'a vardığımda Lapseki'ye ilk vardığım zamanki duyguların aynısını hissettim. "Bu kadar çirkin bir yerleşim merkezi mi olur kardeşim?" dedim kendi kendime. Ama yapacak bir şey yoktu, saat 23:45 olmuştu ve ben 14 saatte toplam 450 km yapmıştım. Gördüğüm ilk otele daldım, dışarıdan eli yüzü düzgün bir otele benziyordu, "Yaşadım!" dedim kendi kendime. Ancak resepsiyonistin "Malesef yerimiz yok." cevabı sonrasında "Yapma yaa!" gibi bir tepki vermek zorunda kaldım. Bulunduğum duruma inanamıyordum, sokaklarda yatacaktım galiba. Daha sonra Keşan'ın içini gezmeye başladım ve dışarıdan hiç tekin gözükmeyen bir otele girdim. Yerlerinin olduğunu söylediler, her ne kadar oteli beğenmesem de başka bir alternatifim yoktu. Girişimi yapıp motorumu da otelin hemen arkasındaki pasajın içine çektim ve odama çıktım. Odam 10 metrekareden ibaretti ve apartman boşluğuna bakan tek bir penceresi vardı. Tüm bu olumsuzlukları sineye çekip kendimi yatağa attım ve kuryelerin günün sonunda kendilerini nasıl hissettiklerini tahayyül ettim, Allah onlara yardım etsin.

Sabah saat 8:00'de apartman boşluğunun karanlığına uyandım ve bir an önce bu çirkin kasabayı terk etmek için eşyalarımı toparladım. Lobiye inip kahvaltımı yaptıktan sonra saat 9:00'da yola çıktım, amacım Tekirdağ - İpsala yolu üzerindeki Şarköy sapağına gidip oradaki BP benzin istasyonunda Yaşar ve Oğuz Abi'yi beklemekti. Yarım saatte BP'ye vardım ve yağ değişim zamanımı 250 km kadar geçtiğimi fark ettim. Misafirlerimin gelmesine daha çok vardı, hem vakit geçsin hem de motoruma faydam dokunsun diye yağını değiştirmeye karar verdim. Markete girip Castrol Magnatec 10W-40 yağ alıp motoruma boca ettim. Artık kafamda hiçbir sıkıntı kalmamıştı, o kafa rahatlığıyla dün geceden beri bir fotoğraf bile çekmediğim aklıma geldi ve birkaç fotoğraf çekeyim dedim.




Saat 11:00'e gelmişti ve misafirlerim hala ortada yoktu. Ben de sıkıntıdan "Tekirdağ'a doğru gideyim, belki yolda karşılaşırız." dedim kendi kendime. 30 km kadar gidip Üner Tesisleri'ne girdim ve acıkmaya başkayan karnımı tost ve çayla susturdum. O arada misafirlerim de geldi, yarım saat boyunca hasret giderdik, çay içtik, sohbet ettik. Ama artık yol bizi çağırıyordu, harcayacak fazla zamanımız yoktu. Şarköy'e doğru yola koyulduk.







Çok rahat bir grup sürüşü gerçekleştirerek kısa sürede 70 km'yi devirdik ve Şarköy'e vardık. Hemen öğretmenevine yerleşip eşyalarımızı boşalttık ve biraz dinlendik. Yeteri kadar dinlendikten sonra misafirlerime Mürefte'yi gezdirmeye karar verdim, motorlarımıza atladığımız gibi Şarköy'e 13 km uzakta olan Mürefte'ye gittik. Önceki gün 23 Nisan kutlamaları olan meydana motorlarımızı çektik ve öğle yemeğimizi pidecide pide yiyerek hallettik. Pidelerin ardından sahildeki bir çay bahçesine gidip çaylarımızı yudumladık. Bu hareketsizlik beni rahatsız ediyordu, bu yüzden çaylarımız bittikten sonra iskeleye çıktık ve yediğimiz pideleri hazmettik.

















Mürefte'yi ayaklarımızın altına alabilmek ve muazzam manzaranın tadını çıkarabilmek için Tepeköy'e doğru yola koyulduk. 1. bölümde bahsettiğim 3 yol ağzına vardığımızda sağa döndük ve Yörgüç üzerinden ortadaki tepenin etrafından dolaşarak tekrar Mürefte'ye indik.








Kısa bir Mürefte turunun ardından saatimiz 17:00'yi gösteriyordu, biraz da Şarköy'ün içini dolaşmak için geri dönmeye karar verdik. Ancak Mürefte'den çıktıktan 3 km sonra ananemlerin yazlığının bulunduğu sitenin hemen yanındaki siteye sürpriz bir giriş yaptık çünkü benim dün şahit olduğum doğa güzelliklerini misafirlerimin de görmesini istedim. Motorlarımızı park edip denizde taş sektirdik, 50 metre ötedeki balıkçı iskelesine çıktık.
























Aşağı Kalamış manzarasına doyduktan sonra Şarköy'e geldik ve sahildeki Veis Dondurmacısı'nda dondurma yedik. Hava yavaş yavaş kararıyordu, o yüzden güneş tamamen batmadan tüm sahili gezelim istedik. Motorlarımızı meydana park edip iskeleye çıktık, ardından iskelenin hemen başındaki çay bahçesine oturup bir güzel çay sefası yaptık.


























Çaylarımızı içtikten sonra havanın da iyiden iyiye kararmaya başlamasıyla üstümüze yorgunluk çöktü ve tekrar öğretmenevine dönüp dinlendik. 1 saat kadar dinlendikten sonra öğretmenevine ait çay bahçesine indik ve bir yandan sohbet ederken diğer yandan Beşiktaş - Sivasspor maçını seyrettik. Maç sonucu: 2-2. Maç bittikten sonra sahile inip turladık, yaz gelmiş gibi cıvıl cıvıldı sahil. Şarköy sahili neşeli bir havaya sahipti ve biz de sahil boyunca hem yürüdük, hem de muhabbet ettik. Ardından saat 23:00 civarında bir bakkaldan çekirdek, cips ve kola alarak odamıza çıktık ve televizyon seyrettik. Çekirdeklerimizi ve cipslerimizi bitirdiğimizde saat 00:30'a geliyordu, bir yandan uyku da bastırmıştı. Yatıp uyumaya karar verdik, zira yarın bizi uzun ve yorucu bir gün bekliyordu.






- 3. Bölüm Sonu -
_________________
Tüm hakları saklıdır, yazar bu konuda haklıdır.

TK - Honda CBF 150
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
1st2rule
Yeni Kullanici
Yeni Kullanici


Kayıt: Apr 21, 2009
Mesajlar: 23
Nerden: Beşiktaş

MesajTarih: Prş Nis 29, 2010 6:43 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

- 4. Bölüm -
Son Gün


Şarköy'ün temiz havası hepimize yaramış olacak ki saat 8:00'de uyandık ve kahvaltıya indik. Yorgunluğumuz hepimizin yüzünden okunuyordu. Erken uyanmamız dolayısıyla yola çıkmak için acele etmedik. Öğretmenevinin avlusunda biraz sohbet edip fotoğraf çekildik. Ardından misafirlerin kullanması için konulan 2 bilgisayarın başına oturup medeniyetten uzakken neler olup bitmiş onlara bir göz attık. Saat 11:00 gibi eşyalarımızı toplayıp Şarköy'e veda ettik. Amacımız Uçmakdere'ye kadar gidip manzaranın tadını çıkartmak, ardından tekrar Şarköy'e dönüp İstanbul yoluna çıkmaktı. Ancak misafirlerime Uçmakdere üzerinden de Tekirdağ'a ve sonrasında İstanbul'a dönebileceğimizi, bu rotanın yolumuzu bulunduğumuz noktadan itibaren 120 km kısaltacağını söyledim. Uçmakdere sonrası Kumbağ'a kadar yolun asfalt olmadığını, bu yüzden de 2. vitesten yukarı çıkamayacağımızı, ama manzaranın kesinlikle değeceğini de ekledim. Tüm bunlardan sonra Uçmakdere yolundan dönmeye karar verdik ve Uçmakdere'ye doğru yola koyulduk.


























Uçmakdere'ye varır varmaz bir lokantaya girip çay içtik ve gözleme yedik. Biraz sohbet ettikten sonra sahile inip dolaştık ve bir balıkçıyla karşılaştık. Balıkçı bize tuttuğu balıkları gösterdi ama tabii ki en ilginci yavru köpek balığıydı. Bu şekilde 20 senedir her yaz yüzdüğüm Marmara Denizi'nde köpek balığı olduğunu da öğrenmiş oldum.
















Saat 12:30 gibi yola koyulmaya karar verdik çünkü saat 15:00'deki Kasımpaşaspor - Fenerbahçe maçına Mimarsinan'a yetişmeyi planlıyorduk. Üstelik önümüzde bize enduro becerilerimizi sergileyebilme olanağı sağlayan 15 km'lik toprak bir yol vardı. Uçmakdere'ye veda edip toprak yola kavuştuk ve enduro testimiz başladı. Geçtiğimiz yollarda çok toz kalktığından aramızda 50-60 metre mesafe bırakarak 2. viteste 30 km/s hızla yol alıyorduk. Manzarayı seyredip fotoğraf çekebilmek için sık sık durduk. Yeniköy sapağına gelince fazla vaktimiz kalmadığını anladık bu yüzden toprak yolu terk edip Naipköy üzerinden gitmeye karar verdik.



















Tekirdağ yoluna çıkınca Oğuz Abi ve Yaşar Abi Petrol Ofisi'nde benzin aldılar ve maçı seyretmek için Mimarsinan'a yetişemeyeceğimize karar verdik çünkü saat 14:00 olmuştu bile. Biz de Silivri'de bir yer bulup izleriz diyerek tekrar yola koyulduk. Ama o da ne?! Silivri'ye yaklaştıkça inanılmaz bir rüzgar kendini göstermeye başladı, motorlarımız 90'ı geçemiyordu ve bizi sürekli yalpalıyordu. Bu açıdan çok sıkıntılı bir sürüş sonrası Silivri'ye varabildik ve maça da tam zamanında yetiştik. Fenerbahçe'nin lider olduğu maçı seyrettikten sonra tekerlerimizi yerden kesmek isteyen rüzgara karşı koymaya çalışarak Beylikdüzü'ne doğru yola çıktık.












Zorlu ve bol kopmalı bir grup sürüşünden sonra Beylikdüzü'ne varabildik ve Oğuz Abi'nin sürekli motorunu yıkattığı yıkamacıya gidip motorlarımızı yıkattık. Motorlarımız yıkanırken yıkamacının hemen yanındaki büfeden bir şeyler atıştırdık ve geziyi değerlendirdik. Saat 19:00 gibi benim yolumun uzun olduğunu ve hava kararmadan evime varmak istediğimi söyleyip Yaşar Abi ve Oğuz Abi'den ayrıldım. Onlar da evlerine dağıldılar.










Bol rüzgarlı bir 40 km'yi devirip motorumdan indiğimde keşke her yol toprak olsaydı da trafikteki magandalarla uğraşmak zorunda kalmasaydık diye iç geçirdim. Yine, her zamanki gibi, ıssız yolları ve muhteşem manzaraları özlüyordum ama malesef ne tarafıma baksam ya araba ya da bina görüyordum. Kendi kendime doğayı bir daha bu kadar ihmal etmeyeceğime dair söz verdim ve 4 günde hiçbir olumsuzluk yaşamadan 1000 km'yi devirmenin verdiği kıvançla evime doğru yürümeye başladım.




SON
_________________
Tüm hakları saklıdır, yazar bu konuda haklıdır.

TK - Honda CBF 150
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
NORMAL-TRAKYALI
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Nov 26, 2006
Mesajlar: 455
Nerden: EDİRNE

MesajTarih: Prş Nis 29, 2010 9:33 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Duble bravo.. Detaylar çok ancak mükemmel fotolar ve anlatım.. Ellerine ve emeklerine sağlık.. Paylaşım için teşekkürler..
_________________

S.Hakan C.TUNA
A rh (+)
"NORMAL TRAKYALI"

2005 BMW K1200GT
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
VAP53
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 28, 2003
Mesajlar: 12125
Nerden: İstanbul/Çanakkale

MesajTarih: Cum Nis 30, 2010 5:58 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Cok guzel raporlanmis bir gezi, tesekkurler ama keske biraz daha bazi seylerde aciklayici bilgi olsaydi. icon_smile.gif
Kopekbaligi elinde poz veris favorimdi, o bakislar cok sey ifade etmis gibi geldi bana sanki... icon_wink.gif
_________________________
Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - Ist. & C.kale
www.kolinhotel.com

SAGLIK, HUZUR, MUTLULUK, BEREKET ve BERABERLIK. ®

R 1150 GS
GSM : 0-532/264 17 30
mail: vap1953@yahoo.com

Is : 0-286/218 08 08
Bir insanin bildigini zannettigi bir seyi ogrenmesi, imkansizdir(Epiktetos)
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder AIM Adresi
pycu
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Kayıt: Nov 12, 2005
Mesajlar: 64

MesajTarih: Cum Nis 30, 2010 7:56 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Güzel hazırlanmış bir rapor.
Bizlerle paylaştığınız için çok teşekkürler
saygılar sevgiler. icon_wink.gif
_________________
İNSAN HAYATTA HATIRLAYABİLDİĞİ GÜN KADAR YAŞAMIŞTIR.
SEN KAÇ GÜN HATIRLIYORSUN ?
...PyCu...
05369710921
2004 yamaha YBR 125
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
altugsaygili
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 31, 2003
Mesajlar: 1861
Nerden: Muğla

MesajTarih: Cum Nis 30, 2010 8:32 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Rapor için teşekkürler.
Sardalya mevsimi buraya bir tur düzenlemek lazım. icon_smile.gif
_________________
sevgiler
Altug SAYGILI
1150RT
Xcity 250
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
Tamericel
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 24, 2003
Mesajlar: 450

MesajTarih: Cum Nis 30, 2010 12:56 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Güzel geziydi, paylaşım çin teşekkürler
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder
KARADAYI
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Nov 07, 2006
Mesajlar: 556
Nerden: izmir

MesajTarih: Cum Nis 30, 2010 1:15 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Gezdiğiniz yerlerin alayına gitmek en büyük arzumdur. Özellikle Gelibolu yarımadasının tamamını.Ama o kadar güzel fotoğraflanmış ve raporlanmış ki sayenizde gitmiş kadar oldum.Ellerinize ve tekerlerinize sağlık.Teşekkürler.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
Cloud
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Sep 16, 2006
Mesajlar: 558
Nerden: Yaşayan Ölüler Ülkesi

MesajTarih: Cum Nis 30, 2010 8:43 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Sevgili Tuğrul, bu raporu cbf150.net'te okudum, bunu sen de biliyorsun o yüzden burada aynı duyguları tekrarlamayacağım. Sadece nice gezilere diyorum, tekrar ellerine sağlık. Ben de yakında, nihayet göreceğim Çanakkalemizi.

Bu arada Ahmet Abi'nin o tarafa her gidene bu kadar misafirperverce sitem koyması ne kadar güzel bir şey. Ben bi aksilik olmazsa Haziran ilk haftası o tarafa doğru geleceğim, gerçi otomobille eşimle geleceğiz, abi fırsat yakalarsak senin de bir çayını içmek ve yakından tanımayı isteriz, tabii müsait olursan. Büyük ihtimal 31 Mayıs ya da 1 Haziran'da Çanakkale'de olacağız . Yola çıkmadan senin imzandaki bilgileri yanıma alacağım...
(31 Mayıs - 6 Haziran arası bir gün seni rahatsız edebiliriz icon_smile.gif )
_________________
Göremiyor musun? At gözlüklerini çıkartmayı dene!
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
metin22
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Nov 13, 2006
Mesajlar: 526
Nerden: Edirne

MesajTarih: Cum Nis 30, 2010 9:11 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Güzel bir gezi olmuş..

Fotolarda nefis çıkmış.. daha nice keyifli geziler,paylaşım için teşekkürler..

Edirneden selamlar..

metin22

Suzukİ V-StroM
XT660R
Vespa P125X
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
VAP53
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 28, 2003
Mesajlar: 12125
Nerden: İstanbul/Çanakkale

MesajTarih: Cmt May 01, 2010 5:03 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Cloud demiş ki:
Bu arada Ahmet Abi'nin o tarafa her gidene bu kadar misafirperverce sitem koyması ne kadar güzel bir şey. Ben bi aksilik olmazsa Haziran ilk haftası o tarafa doğru geleceğim, gerçi otomobille eşimle geleceğiz, abi fırsat yakalarsak senin de bir çayını içmek ve yakından tanımayı isteriz, tabii müsait olursan. Büyük ihtimal 31 Mayıs ya da 1 Haziran'da Çanakkale'de olacağız . Yola çıkmadan senin imzandaki bilgileri yanıma alacağım...
(31 Mayıs - 6 Haziran arası bir gün seni rahatsız edebiliriz icon_smile.gif )
Cagri gercekten memnun olurum, 30 Mayis'ta galiba Bursa Enduro'nun senliginden donmus oluyoruz cok guzel rast geldi.
Rahatsizlik kelimesini bile kullanma lutfen, aksine seni ve esini tanimaktan cok memnun olurum.

Muhakkak telefonlasalim, bekliyorum (Allah saglikla gidip donmek nasip ederse, Dogubeyazit ve Bursa anilarini da konusuruz hem). icon_wink.gif
_________________________
Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - Ist. & C.kale
www.kolinhotel.com

SAGLIK, HUZUR, MUTLULUK, BEREKET ve BERABERLIK. ®

R 1150 GS
GSM : 0-532/264 17 30
mail: vap1953@yahoo.com

Is : 0-286/218 08 08
Bir insanin bildigini zannettigi bir seyi ogrenmesi, imkansizdir(Epiktetos)
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder AIM Adresi
1st2rule
Yeni Kullanici
Yeni Kullanici


Kayıt: Apr 21, 2009
Mesajlar: 23
Nerden: Beşiktaş

MesajTarih: Cmt May 01, 2010 3:13 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

değerli yorumlarınız için teşekkür ederim. beğendiğinize sevindim icon_smile.gif
_________________
Tüm hakları saklıdır, yazar bu konuda haklıdır.

TK - Honda CBF 150
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
Mesajları göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> Geziler/Toplantilar Tüm saatler GMT
Sayfa 1, 2  Sonraki
1. sayfa (Toplam 2 sayfa)

 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Forums ©

   
 

All logos and trademarks in this site are property of their respective owner. The comments are property of their posters, all the rest © 2002 by me
You can syndicate our news using the file backend.php or ultramode.txt