Arama     Konular    
  Üye Ol antalya escort Ana Sayfa  ·  Konular  ·  Dosyalar  ·  Hesabınız  ·  Haber Gönder  ·  Top 10  ·  T.C Karayollari Haritasi  
Ana Menü
· Ana Sayfa
· 2. El Ilanlar
· Anketler
· Ansiklopedi
· Arkadaşına Tavsiye Et
· Arşiv
· Bize Ulaşın
· Dosyalar
· Faydalı İçerik
· Forumlar
· GizlilikPolitikasi
· Haber Gönder
· Hakkimizda
· Harita
· Konu Başlıkları
· Oyun Alanı
· Top 10
· Videolar
· Web Links
· Üye Günlüğü
· Üye Listesi
· İzlenimler
· Özel Mesajlar

Kimler Sitede
Şu an sitede, 487 ziyaretçi ve 0 üye bulunuyor.

Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.

Giris
Nickname

Şifre

Guvenlik Kodu: Guvenlik Kodu
Guvenlik Kodunu Yeniden Yaziniz

Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.

Dost Siteler
www.webevi.com www.lamaorda.com www.saglikbilgisi.com www.bilgisayarbulteni.com www.thelostdownload.com www.ucretbordrosu.com


Ikiteker Motosiklet Fan Klubu - Motosiklet ve motosikletli yasam kulturu: Forums

Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi :: Başlık Görüntüleniyor - Hayat
 YardımYardım   AramaArama   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Hayat
Sayfa 1, 2  Sonraki
 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> Konu Disi
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Independent
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Kayıt: Nov 28, 2008
Mesajlar: 63
Nerden: İstanbul

MesajTarih: Pts Ksm 02, 2009 12:16 pm    Mesaj konusu: Hayat Alıntıyla Cevap Ver

Hayat
Hayat çetele tutmak değildir...
Hayat;
Seni kaç kişinin aradığı, kiminle çıktığın, çıkıyor olduğun veya çıkacağın demek de değildir.
Kimi öptüğün, hangi sporu yaptığın, kimlerin seni sevdiği de değildir.
Hayat, ayakkabıların, saçın, derinin rengi de değildir.
Nerede yaşadığın veya hangi okula gittiğin de değildir.
Aslında hayat; notlar, para, giysiler, girmeyi başardığın ya da başaramadığın okullar da değildir.
Hayat;
Kimi sevdiğin ve kimi incittiğindir.
Kendin için neler hissettiğindir.
Güven, mutluluk, şefkattir.
Arkadaşlarına destek olmak ve nefretin yerine sevgiyi koymaktır.
Hayat;
Kıskançlığı yenmek, önemsemeyi öğrenmek ve güven geliştirmektir.
Ne dediğin ve ne demek istediğindir.
İnsanların sahip olduklarını değil, kendilerini olduğu gibi görmektir.
Her şeyden önemlisi hayatı, başkalarının hayatını olumlu yönde etkilemek için kullanmayı seçmektir.
İşte hayat bu seçimden ibarettir.
İnsanların en acizi dost edinemeyen,
ondan daha acizi ise dost kaybedendir.

Charles Eguone
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi
VAP53
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 28, 2003
Mesajlar: 12125
Nerden: İstanbul/Çanakkale

MesajTarih: Pts Ksm 02, 2009 1:12 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Hemen arsivime aldim cok guzelmis, tesekkurler. Ben de hayat'a dair bunu bir yerde okumus ve begenmistim, paylasayim. icon_smile.gif


_________________________
Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - Ist. & C.kale

SAGLIK, HUZUR, MUTLULUK, BEREKET ve BERABERLIK. ®

R 1150 GS
GT 200
GSM : 0-532/264 17 30
mail: vap1953@yahoo.com

Is : 0-286/218 08 08
www.kolinhotel.com
Bir insanin bildigini zannettigi bir seyi, ogrenmesi imkansizdir(Epiktetos)
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder AIM Adresi
Independent
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Kayıt: Nov 28, 2008
Mesajlar: 63
Nerden: İstanbul

MesajTarih: Sal Ksm 03, 2009 8:06 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Bu yazi da tam arsivlikmis icon_smile.gif

En son Independent tarafından Sal Ağu 16, 2011 7:42 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi
frogy_dreams
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Oct 13, 2003
Mesajlar: 1101
Nerden: Bandırma

MesajTarih: Sal Ksm 03, 2009 8:22 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Eğer
Eğer, bütün etrafındakiler panik içine düştüğü
ve bunun sebebini senden bildikleri zaman
sen başını dik tutabilir ve sağduyunu kaybetmezsen;

Eğer sana kimse güvenmezken sen kendine güvenir
ve onların güvenmemesini de haklı görebilirsen;

Eğer beklemesini bilir ve beklemekten de yorulmazsan
veya hakkında yalan söylenir de sen yalanla iş görmezsen,
ya da senden nefret edilir de kendini nefrete kaptırmazsan,
bütün bunlarla beraber ne çok iyi ne de çok akıllı görünmezsen;

Eğer hayal edebilir de hayallerine esir olmazsan,

Eğer düşünebilip de düşüncelerini amaç edinebilirsen,

Eğer zafer ve yenilgi ile karşılaşır
ve bu iki hokkabaza aynı şekilde davranabilirsen;

Eğer ağzından çıkan bir gerçeğin bazı alçaklar tarafından
ahmaklara tuzak kurmak için eğilip bükülmesine katlanabilirsen,
ya da ömrünü verdiğin şeylerin bir gün başına yıkıldığını görür
ve eğilip yıpranmış aletlerle onları yeniden yapabilirsen;

Eğer bütün kazancını bir yığın yapabilir
ve yazı-tura oyununda hepsini tehlikeye atabilirsen;
ve kaybedip yeniden başlayabilir
ve kaybın hakkında bir kerecik olsun bir şey söylemezsen;

Eğer kalp, sinir ve kasların eskidikten çok sonra bile
işine yaramaya zorlayabilirsen
ve kendinde 'dayan' diyen bir iradeden
başka bir güç kalmadığı zaman dayanabilirsen;

Eğer kalabalıklarda konuşup onurunu koruyabilirsen,
ya da krallarla gezip karakterini kaybetmezsen;

Eğer ne düşmanların ne de sevgili dostların seni incitmezse;

Eğer aşırıya kaçmadan tüm insanları sevebilirsen;

Eğer bir daha dönmeyecek olan dakikayı,
altmış saniyede koşarak doldurabilirsen;

Yeryüzü ve üstündekiler senindir

Ve dahası

sen bir İNSAN olursun oğlum...


Rudyard Kipling

(Yanlış bilmiyorsam çeviri Bülent Ecevit'in)
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
taklamakan
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Nov 14, 2007
Mesajlar: 858
Nerden: Şişli

MesajTarih: Sal Ksm 03, 2009 9:50 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Hayat Güzeldir

Roberto Benigni
_________________
v-strom 650
emreboztekin@hotmail.com
532 336 36 79
Seyahat Ya Rasulallah (Evliya Çelebi)
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder AIM Adresi MSN Messenger
VAP53
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 28, 2003
Mesajlar: 12125
Nerden: İstanbul/Çanakkale

MesajTarih: Çrş Ksm 04, 2009 6:37 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Hayat hakkinda coook seyler var, bu da begendigim baska bir bakis acisi. "Sorun varsa, Cozum de vardir!" ve...


_________________________
Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - Ist. & C.kale

SAGLIK, HUZUR, MUTLULUK, BEREKET ve BERABERLIK. ®

R 1150 GS
GT 200
GSM : 0-532/264 17 30
mail: vap1953@yahoo.com

Is : 0-286/218 08 08
www.kolinhotel.com
Bir insanin bildigini zannettigi bir seyi, ogrenmesi imkansizdir(Epiktetos)
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder AIM Adresi
Independent
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Kayıt: Nov 28, 2008
Mesajlar: 63
Nerden: İstanbul

MesajTarih: Prş Ksm 12, 2009 11:25 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Guzel gunler, guzel mevsimler dilegiyle ....

Bir zamanlar 4 Oğlu olan bir adam varmış. Çocuklarının çok erken karar vermemeleri ve önyargılı olmamaları için onları bu konuda eğitmek istemiş. Böylece her birini uzak bir yerde duran ağacın yanına gidip ona bakmalarını istemiş.
İlk oğlan kışın gitmiş, İkincisi ilkbahar, üçüncüsü yazın ve sonuncusu sonbaharda. Geri döndüklerinde hepsini bir araya çağırmış ve ne görüklerini sormuş.
İlk oğlan ağacın çok çirkin, yaşlı ve kupkuru olduğunu söyledi.
İkinci oğlan hayır yeşillikle doluydu ve canlıydı dedi.
Üçüncü oğlan başka fikirdeydi .Çiçekleri vardı ve kokusuyla görüntüsüyle o kadar muhteşemdi ki daha önce hiç böyle bir şey görmemişti.
Sonuncu oğlan hepsinin haksız olduğunu ve ağacın meyvelerle dolu, canlı ve hayat dolu olduğunu belirtti.

Yaşlı adam oğullarına hepsinin haklı olduğunu söyledi. Çünkü hepsi farklı mevsimlerde ağacı görmeye gitmişti. Onlara bir ağacı veya bir insanı kısa bir süre veya bir mevsim tanıdıktan sonra yargılayamayacaklarını anlatmaya çalıştı. Ya da neye sahip olup olmadıklarını ..... Gerçekleri ancak sonunda 4 mevsimi gördükten sonra görürsünüz .
Eğer kışın vazgeçersen, ilkbaharın nimetinden olursun, yazın güzelliğinden ve sonbaharın bütünlüğünden de...

Bir mevsimin acısının, diğer güzel mevsimleri parçalamasına izin vermeyin.
Hayatınızı bir mevsim yüzünden yargılamayın...

(Kime ait oldugunu bilmiyorum icon_smile.gif )
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi
defne
Yeni Kullanici
Yeni Kullanici


Kayıt: Dec 20, 2005
Mesajlar: 17

MesajTarih: Cum Ksm 13, 2009 2:54 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

hayat; mutlu edemeyeceksen meşgül de etmeyeceksinn icon_wink.gif
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi
goran
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Aug 13, 2003
Mesajlar: 1833
Nerden: Nereye?

MesajTarih: Cum Ksm 13, 2009 5:33 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Büyük bir ciddiyetle yaşayacaksin. Bir sincap gibi mesela! Atıyor da olabilirim...
_________________
Nomad
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Yahoo Messenger MSN Messenger
zeytin1977
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Aug 03, 2006
Mesajlar: 2738
Nerden: İSTANBUL

MesajTarih: Cmt Ksm 14, 2009 8:55 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Hayata dair ne varsa yaşa yaşayabildiğin kadar.
_________________
Honda CBF 250
-------------------
Sevgi , Saygı , Birliktelik bizimle olsun...
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
erkansen196
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Dec 06, 2005
Mesajlar: 1083
Nerden: ist.

MesajTarih: Cmt Ksm 14, 2009 10:10 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

zeytin1977 demiş ki:
Hayata dair ne varsa yaşa yaşayabildiğin kadar.



Hooooppp !!! Dikkatli olmak lazım hayata dair olan herşey insana dair olmayabilir icon_biggrin.gif Çok felsefik bir açılım oldu benimkisi de icon_smile.gif


Bende değişen hayatla ilgili benimde bir kısım duygu ,düşünce ve çocukluğumu yansıttığına inandığım bir yazıyı eklemek istedim alıntıdır.


....
Benim çocukluğumda annelerimiz çalışmazdı.
Okuldan eve geldiğimde boynumdaki anahtarla kapıyı hiç açmadım.
Hatta babamın bile anahtarı yoktu. Annem evimizin bir parçası gibiydi, hep evdeydi.
Her yere birlikte giderdik, zaten öyle çok da gidilecek bir yer yoktu ki... En büyük eğlencemiz sokaklarda oynamaktı.
"Sokakta oynamak" diye bir kavram vardı yani.
Cafelerde, alış-veriş merkezlerinde buluşmazdık.
Okula arkadaşlarımızla gider, birlikte çıkar, oynaya-zıplaya yürüyerek gelirdik eve...
Servis falan yoktu.
Ayakkabılarımız eskirdi.
Hatta öyle olurdu ki; çantalarımızı kaldırımlara koyar, oyuna bile dalardık...
Annelerimiz bu durumu bildiklerinden, kardeşlerimizle bizlere ekmek arası bir şeyler hazırlar gönderirdi.
Mahallemizdeki teyzeler annemiz gibiydi. Susayınca girer evlerine su içerdik.
Ya da pencereden bir sürahi bir bardak uzatılır, hepimiz aynı bardaktan kana kana içerdik...
Kısacacı içimizden evine gidip gelen elinde mutlaka yiyecekle dönerdi.
Anneleri o arada çocuğuna verdiği şeyden bizlere de gönderirdi.
Bu bazen bir kurabiye bazen bir meyve olurdu...

Cebimizde harçlığımız olduğunda düşmesin diye çıkarır çantamızın üstüne koyar, oyun bitince geri alırdık.
Çok garip ama kimse almazdı...

Sokaklarımız evimiz kadar güvenli idi.
Düşünce kaldırılır, kavga edince barıştırılırdık.
Polisler gelmezdi kavgalarımıza, zabıtlar tutulmazdı...
Sonra kavgalarımız da öyle usturayla falçatayla olmazdı,
onlar nedir bilmezdik bile, asla kanla falan da bitmezdi;
en fazla birbirimizin saçından çeker, hayvan adları sayar, tekme atar, yine oyuna dalardık...
Birbirimizin suyundan içer, elmasından dişlerdik.
Misket oynamaktan parmaklarımız kanar yine de mikrop kapmazdık.
Azar işitip, acillere taşınmazdık...
Düşerdik kafamızı çarpardık, ekmek çiğner basarlardı alnımıza, oyuna devam ederdik.
Röntgenlere, ultrasonlara girmezdik...

Ben bizim çocukluğumuzu çok özledim.
Sokaklarımız ruhsuzlaştı sanki...

Komşumu tanımıyorum ama evinin camında temizliğe gelen kadını haftada bir görür kolay gelsin der konuşurum.
Onun dışında orada kim oturur hiç bilmem...

Evimizi kendimiz temizlerdik, hepimizin elinde bezler güle oynaya bitirirdik işleri...

Evlerimiz var içinde yaşayan yok.
Parklarımız var içinde oynayan çocuk yok.
Ama her yıl sökülüp yenilenen kaldırımlar, lüks binalar, ışıl ışıl vitrinler ve buralara girip çıkan yapay insanlar...

Ruh yok, buz gibi; bu biz değiliz...

Tahta iskemlelerimiz de oturan yaşlılarımız; onlara dede, nene diye hatırını soran çocuklarımız yok oldu.

Ben kapılarında ''vale''lerin, ''badigard'' ların beklediği yerlerden hep korkmuş çekinmişimdir.
Kapısını çarparak örtüyor diye çocuğuna kızıp, taksidini bitiremediği arabanın anahtarını, hiç tanımadığı birine vermek ters gelir bana.
Benim değildir bu kültür.
Ne ruhuma, ne kültürüme ne de cüzdanıma hitap eder.
Nedir bunlar?

Reklamlarla desteklenen beyni ve ruhu ele geçirilmiş insanlar olduk.
Birbirimize yabancı, yalnızlıklarımızla yaşar olduk.
İyi de neden böyle olduk?
Biz mi istemiştik? Yoksa hak mı ettik?

Ya sizce?
_________________
KTM LC4 620
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
flyfish
Site Admin
Site Admin


Kayıt: Jul 23, 2003
Mesajlar: 1030

MesajTarih: Cmt Ksm 14, 2009 10:50 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

motosiklete binmek gibi.

motorada bir an biner baska bir an inersiniz.

hayata da bir an gelir baska bir an da gidersiniz...

bu iki an arasındaki surecin nasıl gelistigi seçimler ile alakalı...

ote yandan hayatı bir sayı doğrusu olarak dusunursek ( evet evet ilkokulda ogrendigimiz)

bir insan hayatı yanında ( ortamala 75 sene) 24 saatlik ömru ile bir kelebek hayatı kendi hayatımızda ancak bir nokta olarak ifade edilebiliyor.


insanlık tarihi icerisinde bir insan omru gene bir nokta oluyor.

dunyanın yaşı yanında insanlığın yaşı gene bir nokta ile

gunes sistemi yaşı yanında dunyanın yaşı gene bir nokta
evrenin yaşı yanında gunes sisteminin yaşı gene bir nokta ile ancak ifade edilebilecek surecler degilmidir.


hadi bakalım cık isin icinden

maksimalist dusunursen bir nokta ile bile ifade edilemeyecek bir yasam surerken.
minimalist olarak dusununce bir kelebege gore ortalama 75 x 365 x 24 daha fazla yasıyoruz..

ee kelebek ne dusunuyordur bu duruma... ki oda doguyor buyuyor uruyor oluyor. ve bunları 24 saatte yapıyor...

cokmu konsantre yasıyorlar yoksa bu isin baska bir sırrımı vardır...

matematiksel gercekler boyle. felsefi gercekler ise herkesin kendi içinde diyip uzayayım ben en iyisi..... zira yukarıdaki matematiksel gercekler benim icin halen cozmeye ugrastıgım bir paradoksu ifade ediyor.
_________________
Egemen Ergel
Honda Foresight 250 - pirpir
İstanbul
www.webevi.com

Deneyim hicbir zaman yanilmaz, yanilgiya düsen yalnizca kendi
sonuçlarini doguran ve nedeni deneyimleriniz olmayan kararlarinizdir.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi
V-Strom
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: May 05, 2004
Mesajlar: 2535
Nerden: İstanbul

MesajTarih: Cmt Ksm 14, 2009 1:53 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Halil Cibran günlerime döndüreceksiniz beni icon_lol.gif

Yaşadıkça kendimi değil hayatı ciddiye almayı öğrendim . "Sunshine sunshine raggy, take it easy" diye bağlayalım,
_________________
Ümit Yayla
İstanbul

BMW R 1200 GS 2005

A Rh (+)
0 212 334 57 00 (iş)
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
cyclist
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Apr 26, 2005
Mesajlar: 1118
Nerden: Istanbul

MesajTarih: Sal Ksm 17, 2009 10:57 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

"don't worry, be happy!" icon_biggrin.gif
_________________
...ece... ciçek motorcu
CBF 150 - "taYYare"
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder MSN Messenger
defne
Yeni Kullanici
Yeni Kullanici


Kayıt: Dec 20, 2005
Mesajlar: 17

MesajTarih: Çrş Ksm 18, 2009 1:04 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Hooooppp !!! Dikkatli olmak lazım hayata dair olan herşey insana dair olmayabilir Çok felsefik bir açılım oldu benimkisi de


Bende değişen hayatla ilgili benimde bir kısım duygu ,düşünce ve çocukluğumu yansıttığına inandığım bir yazıyı eklemek istedim alıntıdır.


....
Benim çocukluğumda annelerimiz çalışmazdı.
Okuldan eve geldiğimde boynumdaki anahtarla kapıyı hiç açmadım.
Hatta babamın bile anahtarı yoktu. Annem evimizin bir parçası gibiydi, hep evdeydi.
Her yere birlikte giderdik, zaten öyle çok da gidilecek bir yer yoktu ki... En büyük eğlencemiz sokaklarda oynamaktı.
"Sokakta oynamak" diye bir kavram vardı yani.
Cafelerde, alış-veriş merkezlerinde buluşmazdık.
Okula arkadaşlarımızla gider, birlikte çıkar, oynaya-zıplaya yürüyerek gelirdik eve...
Servis falan yoktu.
Ayakkabılarımız eskirdi.
Hatta öyle olurdu ki; çantalarımızı kaldırımlara koyar, oyuna bile dalardık...
Annelerimiz bu durumu bildiklerinden, kardeşlerimizle bizlere ekmek arası bir şeyler hazırlar gönderirdi.
Mahallemizdeki teyzeler annemiz gibiydi. Susayınca girer evlerine su içerdik.
Ya da pencereden bir sürahi bir bardak uzatılır, hepimiz aynı bardaktan kana kana içerdik...
Kısacacı içimizden evine gidip gelen elinde mutlaka yiyecekle dönerdi.
Anneleri o arada çocuğuna verdiği şeyden bizlere de gönderirdi.
Bu bazen bir kurabiye bazen bir meyve olurdu...

Cebimizde harçlığımız olduğunda düşmesin diye çıkarır çantamızın üstüne koyar, oyun bitince geri alırdık.
Çok garip ama kimse almazdı...

Sokaklarımız evimiz kadar güvenli idi.
Düşünce kaldırılır, kavga edince barıştırılırdık.
Polisler gelmezdi kavgalarımıza, zabıtlar tutulmazdı...
Sonra kavgalarımız da öyle usturayla falçatayla olmazdı,
onlar nedir bilmezdik bile, asla kanla falan da bitmezdi;
en fazla birbirimizin saçından çeker, hayvan adları sayar, tekme atar, yine oyuna dalardık...
Birbirimizin suyundan içer, elmasından dişlerdik.
Misket oynamaktan parmaklarımız kanar yine de mikrop kapmazdık.
Azar işitip, acillere taşınmazdık...
Düşerdik kafamızı çarpardık, ekmek çiğner basarlardı alnımıza, oyuna devam ederdik.
Röntgenlere, ultrasonlara girmezdik...

Ben bizim çocukluğumuzu çok özledim.
Sokaklarımız ruhsuzlaştı sanki...

Komşumu tanımıyorum ama evinin camında temizliğe gelen kadını haftada bir görür kolay gelsin der konuşurum.
Onun dışında orada kim oturur hiç bilmem...

Evimizi kendimiz temizlerdik, hepimizin elinde bezler güle oynaya bitirirdik işleri...

Evlerimiz var içinde yaşayan yok.
Parklarımız var içinde oynayan çocuk yok.
Ama her yıl sökülüp yenilenen kaldırımlar, lüks binalar, ışıl ışıl vitrinler ve buralara girip çıkan yapay insanlar...

Ruh yok, buz gibi; bu biz değiliz...

Tahta iskemlelerimiz de oturan yaşlılarımız; onlara dede, nene diye hatırını soran çocuklarımız yok oldu.

Ben kapılarında ''vale''lerin, ''badigard'' ların beklediği yerlerden hep korkmuş çekinmişimdir.
Kapısını çarparak örtüyor diye çocuğuna kızıp, taksidini bitiremediği arabanın anahtarını, hiç tanımadığı birine vermek ters gelir bana.
Benim değildir bu kültür.
Ne ruhuma, ne kültürüme ne de cüzdanıma hitap eder.
Nedir bunlar?

Reklamlarla desteklenen beyni ve ruhu ele geçirilmiş insanlar olduk.
Birbirimize yabancı, yalnızlıklarımızla yaşar olduk.
İyi de neden böyle olduk?
Biz mi istemiştik? Yoksa hak mı ettik?

Ya sizce?

katılıyorum bu ÇOK güzel yazıya,
okuyunca;hayatım bi film şeridi gibi geçti gözümün önündennn, mutlu oldum bi an... ama bitti..
nefes alıp vermek değildir yaşamak amaa icon_rolleyes.gif
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi
Mesajları göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> Konu Disi Tüm saatler GMT
Sayfa 1, 2  Sonraki
1. sayfa (Toplam 2 sayfa)

 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Forums ©

   
 

All logos and trademarks in this site are property of their respective owner. The comments are property of their posters, all the rest © 2002 by me
You can syndicate our news using the file backend.php or ultramode.txt