Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
eveeet.bir EMOK Türkiye motosiklet festivali daha geride kaldı.buyrunuz fotolar;
rotamız işte bu
atla(dl650), eşeği(fz-6) yükledik son kontroller yapılıyor
artık yoldayız,mola bile verdik
cuma öğleden sonra yola çıktığımız için çok kısa molalarla festival alanına ulaştık.seyyar evlerimizi hazırlayıp mideleri doldurduktan sonra tekrar foto derdine düştük..
yakışır...
evimiz..
festival alanı geçen senelere göre daha boş katılım daha azdı sanki..
kortej
pazaryeri bölgesi çömlekçilikle meşhur,EMOK festivali ile eşzamanlı bir şenlikleri vardı..
çevreyi tanıma turu
bu keyfi her motorcu tatmalı
festivalde sabah başkadır
zincir bakımı,ayrılma vaktine işaret ediyor
dönüş yolunu uzatıp aızanoı'ye uğruyoruz.tahminimizin ötesinde kalıntılar,eserler karşılıyor bizi.
tekrar yollardayız
EMOK her zamanki gibi güzeldi.gel gör ki geçen senelere göre organizasyonda aksamalar vardı.tabii bunlar benim görüşlerim.
cuma akşamı rock konseri sonuçta kültürel bir mozaik olan festivale ağır kaçtı ve çok uzadı.cumartesi kortejine katılım azdı.yanılıyorsam bağışlayın,emok hafiften ticarete de el atmış gibi duruyor.hatırlatırım en son bu işi geçim kapısına çevirmeye çalışanları biliyoruz!burada saymaya değmeyecek ancak bir araya getirildiğinde anlamlı olan bir sürü ufak tefek pürüz vardı.
ekonomik kriz ya da başka bir nedenle tam bilmiyorum,8.emok motosiklet festivali geçmiş senelerin tadını vermedi.
bunun yanında festival düzenlemenin çocuk oyuncağı olmadığını biliyoruz.bu yüzden emeği geçenlere teşekkürü borç biliyorum.bu eleştirilerin 9.emok festivaline yararlı olacağını düşünüyorum. _________________ http://www.batidispoliklinigi.com/
Kayıt: Jun 23, 2005 Mesajlar: 2823 Nerden: İSTANBUL
Tarih: Pts Tem 06, 2009 8:15 am Mesaj konusu:
- Bir bilmecem var çocuklar
- Haydi sor sor
- Her sene motorla gidilir
- Acaba nedir nedir
- Festival deyince akla
- Tamam şimdi buldum
- Hemen onun adı gelir
- EMOK EMOK EMOK
Her yıl perşembe günüğnden gittiğimiz festival yine çok güzel geçti. O kadar insanı bir ormanın içinde 4 gün barındırmak ve bunu yaparken de insanların sıkılmamasını sağlamak çok kolay olmasa gerek. Emok'a ve tüm emeği geçenlere yürekten teşekkürler.
23:00'te sahne alan bir grubun 00:00'da sahneden inmesi tabii ki imkansız ama 03:00'e kadar sürmesi gerekir miydi? Sahne önündekiler sürekli devamını istediği için inmeyen gruba ne kadar söylenebiliriz?
Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da aynı taşkınlıkları yapan malum motosiklet grubu için gelecek festivalde bir ambargo uygulanabilir mi? Yoksa bu enduro ruhuna ters midir? _________________ Motosiklet Teorisi ni ve Motosiklet Yol Sanatı nı okuyalım, okutalım...
İlk Emok festivalimdi..
Bence gerek aktiviteler, gerek yiyecek içecek düzeni olsun gayet iyi organize edilmiş bir festivaldi. Keyifli vakit geçirip ' iyi ki katılmışım' dedim. Emeği geçenlere, Emok'a teşşekkürler..
Katılımcı kaynaklı yaşanan olumsuzluklar gelecek festivallerde umarm minimuma düşer.. _________________ Burcu Eriş
F650 GS
www.eris.com.tr
Kayıt: Jun 23, 2005 Mesajlar: 2823 Nerden: İSTANBUL
Tarih: Pts Tem 06, 2009 9:42 am Mesaj konusu:
Bu arada cuma akşamı sahneden geç inen gruba özellikle gitarist Murat Net'e müzik açısından haksızlık etmemek lazım. Sahneden geç indiği ve belli bir kesime hitap ettiği için azcık eleştiri alan Murat Net, Türkiye'nin en iyi, en hızlı gitarislerinden biridir. Pentagramın ilk albümünde, bir süre de Bulursuzluk Özlemi'nde çalmıştır. İnternette bir arama yaptırırsanız daha bir çok "hadi ya" diyeceğiniz bilgiye ve müthiş gitar çalış videolarına rastlayabilirsiniz. _________________ Motosiklet Teorisi ni ve Motosiklet Yol Sanatı nı okuyalım, okutalım...
Arkadaşlar ben ve eşimde ilk defa katıldık. Cumartesi gidip pazar döndük Organizasyon mükemmel yapılmıştı. Sadece iki eksik gözüme çarptı. birincisi
müzik grubunun herkese hitap etmesi gerekirdi. Biz tüm motorcular heavy metal veya rokçu değiliz. ne bileyim mesela her telden çalabilen bir grup olsaydı, hani otellerede falan olur ya yerli yabancı ne varsa söylebilen.
İkincisi ise gece tam 02:47 de racin motorunu çadırımın başında çalıştırp red line yapan densiz ve dangalakların fuara alınmamarını çok isterdim. Umarım bis dahaki sene bunlar festival alanına alınmaz. Gece yarısı eşimle otele bile gitmeyi düşündük.
Kayıt: Jul 23, 2003 Mesajlar: 1396 Nerden: Istanbul
Tarih: Pts Tem 06, 2009 3:40 pm Mesaj konusu:
Her yıl olduğu gibi mükkemel bir organizasyona imza atan EMOK a çok çok teşekkürler.
Giriş bedeli karşılığında verilen torbalardan çıkanlar bedelin üzerinde idi , bravo.
Ödeme kartlarına bayıldım, kim akıl edip yaptı ise bravo.
Yemekler yine leziz ve hesaplıydı,köfteci diğer festivallerde de standart olsun, geçen sene tadına doyamamıştık, bu yıl da aynı köfteciyi görünce sevindim
Tuvaletler yeterli sayıda ve tertemizdi, bir kez olsun tuvalet kağıdı olmayan, suyu akmayan bakımsız kabine rastlamadım, sıkı kontrol vardı..
Kamp alanı geniş , çadırların alana yayılmasına yetecek arazide ve güneşten koruyacak ağaçların altında konuşlanmıştı.
Görevli arkadaşlar her an heryerde idi , özveri ile çalıştılar.
Sinarit arkadaşımın bahsettiği müzik olayında kendisine hak veriyorum, adı her ne kadar festival de olsa , neticede kamp a gidiyorsunuz ve ertesi gün motosikletiniz ile yola çıkacaksınız, o yüzden biraz uykuyada ihtiyaç var, ancak sayıları her festivalde biraz daha artan ,bazı kendini bilmezlerin saat 02:30 dan itibaren yaptıkları çağdışı hareketler çıkartııkları gürültüler, ve sabah 6:00 dan itibaren toparlanıp,'' eksozlarına sonuna kadar abanıp '',yola çıkanlar da olunca haklı olarak tepki vermek doğal hale geliyor.
Sevgiler
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 2535 Nerden: İstanbul
Tarih: Pts Tem 06, 2009 7:19 pm Mesaj konusu:
Bende uyuyamayanlardanım gece 3 lere kadar yüksek volume sarkmayaydı iyiydi ama seneye yinede gidicem gene dostları görücem gene keşif yapıcam EMOK cok cok zor bir is yapıyor, tebrik ederim.
Seneye cadırı biraz uzaga kurarız ey huzur severler _________________ Ümit Yayla
İstanbul
Ben erken yatanlardanım ve çadırımı en uzak yerlere bunu düşünerek kurdum. Festivale katılıyorsam diğerlerini de erken yatırmaya zorlamayı düşünmem bile. O zaman festivale değil de bir kaç arkadaşla dağda kamp yaparım. Festivalde her türlü gürültü olacaktır. Bunu ya uzak durarak ya da belirtildiği gibi tıkaçlarla çözebilriz.
Müzik olmasını beklediğim gibiydi. Tüm yorgunluğumu alıp götürdü.
Şimdi geleyim kendi fotoromanıma:
İlk başta Uşak ve Kütahya üzerinden gitmeyi düşündüğüm rotayı yolda mola verirken daha da motorcu rotası haline getimeye karar verdim. Kısa mola verişim sırasında Uşak ve Kütahya içine girmemeye karar verdim ve yeni rotayı hemen oluşturdum. Rota: İzmir-Turgutlu-Salihli-Kula-Uşaktan önceki Sanayi Bölgesi-Gediz-Çavdarhisar-Tavşanlı-İnegöl öncesi sağa dönüş-Pazaryeri şeklinde oluştu.
Yolda giderken arasıra haritaya ve GPS'e bakmak için duruyordum. İşte o sırada 4 tane İzmir'li motorcu yanımdan durumumu sorarak geçti. Ben de "devam ediyorum" işaretini verdim. Onlar gittikten sonra, onlara katılmaya karar verdim ve yetişip arkalarına katıldım. Kendi iç sıralarını bozmamak için hep en arkada kalmaya özen gösterdim. Onlar benim rotaya göre gitmiyorlardı. Onlar Gediz-Emet-Tavşanlı üzerinden gidiyorlardı. 2 motorlu önden gidiyordu, tahminen biraz performans sürüşü yapıyorlardı. en arkada kalan ikiliyle beraber yol alırken arkadaki motorlardan birinde bir sorun oldu. Hemen durup yardıma koşarken öndekiler de kendi aralarında telsizden durumu öğrenip geri geldiler. Sorunu çözdükten sonra tanışıp hep beraber devam ettik. Çok ilginç ve zorlu yolları seçerek yerinde spontane kararla ilerledik. Daha sonra ileride hızlı giden ikili önden basınca ben de onlara performans sürüşüne katılmaya karar verdim, nasılsa yetişirim dedim ve arkadaki ikisini geçtim. Ancak hesaba katmadığım bir şey vardı; meğer telsizle aralarında haberleşmişler ve meğer öndekiler benzin almaya gitmişler. Tabii o kadar gaza bastım fakat göremedim onları. O zaman gene tek başıma olduğuma karar verdim ve son rotamı hemen anında oluşturdum. Bir ara yüksek rakımlı bir yerden geçtim, 1500m yükseklik vardı. Her 200m'de bir 1C sıcaklık düşüşü olmaktadır, yani bu yükseklikte deniz seviyesinden 8 derece daha az bir hava sıcaklığı var demektir. Üzerimde yazlık fileli montum vardı ve çok üşüdüm. Ayrıca hava da kapanıp sisli hale gelmişti. Bu bölgeyi geçip olası yağıştan kurtulmak zorundaydım. Zaten tüm yol boyunca hep hava serin gelmişti. Neyse, bir çok viraj sonunda kamp alanına ulaştım.
Gidiş yolu (Ankara yolu): 442 km
Saygı duruşu için kasabaya gidiş-geliş: 24 km
Geliş yolu (İstanbul yolu): 412 km
Toplam: 878 km
Toplam benzin: 31.43 lt
(Gezinin başında ve sonunda ful depo yaptım, böylece harcadığım benzini buldum).
Yakıt tüketimi: 3.58 lt/100km (Çok iyi bir tüketim değeri. Demek ki yavaş gidince epey az yakılabiliniyormuş)
Cuma 09:59'da İzmir'den çıktım ve kamp alanına 19:08'de vardım
9 saat 9 dakika sürdü
Molalarla birlikte 48.3 km/saat ortalama hız yaptım
Pazar 11:30'da kamp alanından çıktık ve İzmir'e 19:09'da vardık
7 saat 39 dakika sürdü
Molalarla birlikte 53.9 km/saat ortalama hız yaptık
Şimdi fotoğraflarla geziyi özetleyeyim:
İzmirli motorcu arkadaşlarla karşılaştığım yerde beklerken lastiklerden birinde bir misafir vardı:
Festival alanının havadan görünümü:
Festival alanına vardım ve akrabam Kerem’in kurduğu çadırın yanına kurdum.
Yığma barajın üzerinde yol var ve kenarında üstü açık restoran var:
Odun ateşiyle sigara yakmak başka bir zevktir:
Akşam çok iyi bir grup çıktı. Solistin İngilizcesi biraz daha az şivesiz olsa tam olacaktı. Tüm diğer şovları 1 numaraydı:
Head bang zamanı geldi:
Sabah kahvaltıdan önce bir cappuccino iyi gelir:
Bu nedir:
Reçineymiş:
Kerem’i çadırında rontladım:
Kerem’in çadırında misafiri var:
Kerem’in solunda motorcuların duayenleri Mr. Necdet ve Mr. Savaş var:
Mr. Necdet’in 1955 model BMW’sı üzerinde poz verdim. Bu arada Mr. Savaş’ın da 1954 modeli var ama onunla gelmedi:
1955 BMW:
Çadır görüntüleri:
Motorcu yardımlaşması:
Saygı duruşuna gitmek için beklerken:
Pazaryeri’nde saygı duruşu için gittik. Bu ilçede en çok çocuklar sevindi. Hepsi motorlarla ilgili tonla soru soruyorlardı:
Bira severlerin önünde saygı durması gereken bir anıt! Biranın yapımında kullanılan şerbetçiotunun yetiştirilmesi böyle olmaktadır. Ek bir not: Dünyanın en iyi şerbetçioğlu üretimi bu ilçede yoğun olarak yapılmaktadır:
Yavaş sürme yarışması:
İzleyenler:
Emok’a katılanların genel bir potpurisi:
Şimdi de motorlar:
Barajın dolu savağı:
Göle girenlerin yukarı tırmanması için kenarda ip merdiven var:
Barajın üst kısmında uzaktan garip bir makine gördük:
Ava giden avlanır:
Barajın su olmayan kısmı:
Bu kuşun cinsini bilemedim:
Barajın üzerinde ağaç bile var:
Karşı sahile zoom yaptım:
Kamp alanın esas sahipleri:
İşte zevk budur:
Kerem son kalan 80 sayfasını okurken:
Bıçakla cappuccino karıştırmak da başka zevkli oluyor:
Kampta aynı anda bir çok aktivite vardı:
Kilden çömlek yapmak bile vardı:
İşi bitenlerin ellerini yıkayacağı bir sebil çeşme vardı:
Kalas yarışması:
Tenis topuna kafa atma yarışması:
Köpek bile dayanamadı, o da oyuna katıldı:
Veeee işte en sonunda İzmir’den beklediğim arkadaşlarım gelebildiler. Alper giriş yaparken:
Ardından Kenan da giriş yaptı:
Hemen kenara çekip kayıtlarını yaptırdılar:
Alper ve Kenan’ı hemen bizim çadır alanına götürdük ve çadırlarını kurmaya başladık:
Çadırın etrafına o kadar uzun mesafeli ip çektiler ki tam tuzak kurmuş oldular. Hatta kurduktan 5 dakika kadar sonra Kenan kendi bağladığı ipe takıldı. Ancak ilginç olan, gece kimse takılıp yıkmadı çadırı:
Kenan yastığını şişirmekten neredeyse patlayacaktı
Geleceğin motorcusu değil, çünkü o şu anda bir motorcu:
Başka bir küçük motorcu:
Dakar Ekibinden Kemal Merkit:
Dakar Ekibinden Kutlu Torunlar:
Akşam olduktan sonra sucuk yapacaktık, onu beklerken ay da güzelce kendini göstermişti:
İşte sucuk zamanı:
Ne kesecek masamız var, ne oturacak yerimiz, ne masa örtüsü niyetine gazete kağıdımız ama bu sucuk partisi o kadar zevkli geçti çünkü doymanın verdiği fiziksel hazzın yanında arkadaşlığın verdiği duygusal mutlulukla birlikte pişti:
Kamping alanında olmadığımız ve doğada olduğumuz için çadırların olduğu yerde ışık yoktu ve bu yüzden herkes sırayla tepe lambası görevi gördü.
]
Alın lambası çok pratik bir alet oldu:
Odunla sigara yakmaya devam:
Sıra kavunda:
Çay bardağı yoksa dünyanın sonu değil:
Sucuktan sonra gene meydana gittik:
Başka bir grubun konseri vardı:
Sabah kalktığımızda çadırların ve motorların üzerinde çiğ vardı:
Kamp alanına en eski ayakkabımı getirmiştim fakat dağ koşullarına dayanamadı ve patladı. Ben de motorumda olan telle festival boyunca dayanabilecek hale getirdim:
Sabah kahvaltısında gözleme yedik:
Kerem son gün arkadaşlarını gördü:
Kamp alanında para geçmiyordu, onun yerine para dolumu yapılmış kartlar geçiyordu.
Ben kartımı sıfırladım, bana geri verdiler, gelecek sene gene kullanabilirmişim:
Her harcamada son kalan parayı görebiliyorsunuz:
Çadırı topladıktan sonra eski ayakkabılarımı çöpe atarken:
Şu amca kurnaz çıktı. Cumartesi günü festivalin tek tuvaletinin önüne bir tane masa ve sandalye attı ve toplayabildiğinden 50 kuruş topladı:
Alper’in motorunun önünde değişik bir plastik cihaz vardı:
Motosiklet havayı yararken sinekleri uzaklaştıran bir ses çıkarıyormuş, ama yakından bakınca sanki sinekleri çekiyormuş gibime geldi:
Gidenlerin motosikletlerini nasıl yüklediklerini fotoğrafladım:
3 tane matı almış:
Ve bizim gruptan Alper:
Kenan:
Kerem:
Ben:
İnegöl’den geçerken bir köftecide durduk:
Susurluk ayranı içmeden olmaz:
İzmir’de Bornova’da Burger King:
Oradan da ayrıldık, evlerimize gittik. _________________ Ne ekersen onu biçersin.
İlk EMOK festivaline 2006 yılında katılmıştım. ikinciside bu yıla kısmet oldu. Ben kendi adıma çok güzel 2 gün geçirdim. Organizasyon komitesinin işi gerçekten çok zor. Herkesi memnun etmek korkunç zor
festival alanında zaruri ihtiyaçların hepsi eksiksizdi, ayrıca ekmek arası olarak yediğim köfteyi hala lezzetle anıyorum:)
Müziğe gelince konu özgürlükse rock olması kaçınılmaz, c.tesi sahnesi harikaydı, keyifle dans ettim. Gecenin sonunda kapanış parçası Pİnk Floyd dan ' Wish You Were Here' bundan kim şikayet edebilir ki:)
Ayrıca Ağaçlara asılan Zagor un fotoğrafları çok güzel düşünülmüştü, duygulandım. Bunun için ayrıca teşekkürler.
Yalnız bişeyi öğrenmek gerek; içki içmeninde bir adabı var kanımca!
Gönül isterdiki bu yıl kendi motorumla gelebileyim, fakat olamadı, Bizim bütün nazımızı çeken, serviste kusur etmeyen ulaşım sponsorumuz Turgut a ve hoş sohbet yol arkadaşlarıma sonsuz teşekkürler, çok keyifli bir yolculuktu.
Kayıt: Jun 23, 2005 Mesajlar: 2823 Nerden: İSTANBUL
Tarih: Sal Tem 07, 2009 6:46 am Mesaj konusu:
Mr. Cool, güzel özet olmuş eline sağlık. Hiç gitmemiş gibi merakla okudum. O 3 matlı vara bizim ki. Yan çantaların içini görebilsen 2 çadır taşıdığımı da görürdün. Üç kişilik, 2 çadırlık kamp malzemesi yükledim motora. Yolda maliye çevirip irsaliye istedi zaten. _________________ Motosiklet Teorisi ni ve Motosiklet Yol Sanatı nı okuyalım, okutalım...
Bu sene cok istememe ragmen buyuk misafirimin Geyikli'ye gelis zamanlamasi sebebiyle, birlikte olamadigim icin uzulmustum. Ama keyifli gecmis olmasi sebebiyle, sizlerin acisindan cok memnun oldum sahsen. Kismet seneye insallah.
Bu da "buyuk"(!) mazeretim iste! Ne yaparsiniz...
_________________________
Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - Ist. & C.kale
Kayıt: Nov 10, 2006 Mesajlar: 341 Nerden: Reyhanlı/HATAY
Tarih: Sal Tem 07, 2009 4:51 pm Mesaj konusu:
Ahmet abi bu kız seni motordan edecek çok tatlı Allah bağışlasın analı babalı büyür inşallah _________________ 0535 794 6012
ELİNDEYSE HAYATA DUR GEÇME DİYE DAYAT
BİR SİGARA İÇMEKTEN KISADIR BU HAYAT
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız