Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kayıt: Mar 08, 2006 Mesajlar: 185 Nerden: Bursa - FENERBAHCE CUMHURIYETI
Tarih: Prş Tem 31, 2008 9:16 am Mesaj konusu: Ege'ye kuzeyden bakmak..
Klasik hale gelen hadileşmeler..
"Yunanistan'a gidelim"
"Hadi.."
"Hadi.."
"Hadi.." şeklinde gelişen hadileşmeler sonunda , Hasan ile karar verdik, hazırlıkları yaptık ve 3 günlüğüne Yunanistana gitmek için karar verdik. Cuma sabah erken yola çıkma planı, önce, daha sonra perşembe akşamı yola çıkıp sınıra yakın yerde konaklayıp, cuma sabahı erken başlamaya, ordan da perşembe öğleden sonra çıkıp Kavala'ya kadar gitmeye döndü.
1. gün rotamız : Bursa - Yalova - İstanbul - Tekirdağ - İpsala(sınır) - otobandan Kavala
hazırlıklar tamam. istanbul yoluna daha yakın olan benim işyerimde buluşuyoruz:
yalovada yenikapıya hızlı feribotla geçiyoruz:
ipsalaya kadar pek mola vermeden devam ediyoruz. sınıra geldiğimizde eksik olan evraklarımız için Turing Kurumu ofisini girip işlem yaptırıyoruz:
uluslararası ehliyet, uluslararası sigorta ve triptik hazır :038:
Gümrüklü alan girmeden Türk tarafına son bakış:
15 dk Türk kontrol, 5 dk Yunan kontrol sonrasında, 20 dk içinde Egenin tepesinden bakmaya hazırız :002:
ucuz dediğmiz yunan benzinide baya pahalılanmış(100 oktan 1.50avro). ilk benzin molamız sınırdan 5 km içerde:
Akşamın karanlığında hedef belirlediğimiz kavala ya varmak üzere gaz açıyoruz. Düüümdüz otoyol, pürüzsüz asfalt fazla zorlanmadan bizi istediğimiz yere getiriyor. Gözümüze bir otel kestirip, hemen içeri dalıyoruz. Odalar , güzel. Manzara şöyle:
binaların arkası kavala kordon boyu, herkes orda.. bizde hemen çıkıyoruz, acıktık galiba :tongue:
Foto biraz sarsıntılı olsada, siz anladınız ay-deniz manzarasının güzelliğini :002:
Yemek için yer bakınırken, gözümüze yüzlerce motosiklet arasında, bir varadero takılıyor.bir de cies adv lere kamyon derler, bakın adam varaderoya kamyonların önüne takılan kılıf gibi deri depo kılıfı takmış yoktur :
Hemen kordon boyunda, Türkçe menülü bir restorana oturuyoruz ve mükellef bir yemek yiyoruz:
yemek sonrası sindirmek için çevredeki cool mekanlardan birinde hafif birer içki alıyor (Jack, single barrel) ve yorgunluk atmak üzere otele dönüyoruz.
-- 1. gün sonu -- _________________ Osman UYAN
BURSA
Kavala sabahı oldukça gürültülü başladı. Limana yakın olmamız, sabah küçük saatlerde balıkçıların gidişi, sabah dönüşü limanı oldukça hareketli bir yer haline getiriyor:
Kavala limandan birkaç enstantane:
Limandan, tepedeki kalenin görünüşü:
Kavalanın içinde birkaç tur atıyoruz.Kavalalı Mehmet Paşa, lakabı üzerine burası doğumlu. Selanikten sonra bölgenin 2. Büyük şehri, oldukça yoğun.
Osmanlı zamanında,Pargalı İbrahim Paşa teşvikiyle yapılan su kanalı bölgenin gelişiminde çok büyük rol oynamış:
Yol bekliyor ve biz Kavaladan çıkıp otoyola giriyoruz:
Yol kavala çıkışı hariç dümdüz nerdeyse, asfalt daha öncede dediğim gibi pürüzsüz. Selanik – Kavala 180 km sürüyor. Selaniğe girer girmez ilk işimiz, Yüce Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ümüzün doğduğu evi ziyaret etmek oluyor:
Atatürk’ün Selanikteki eviyle ilgili biraz bilgi vermek istiyorum.
Ev selanikte Aghiou Dimitriou caddesi üzerinde olup bitişiğinde Türk Konsolosluğu vardır. Ev, bodrumu ile birlikte üç katlı ve bir avlu içerisindedir. Balkan savaşından sonra, Selanik Yunanlıların elinde kalmış o güne kadar Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'ın oturduğu ev de Lozan antlaşması hükümlerince Yunan Hükümetine intikal etmiştir. Yunan Hükümeti de evi Yunanlı bir aileye satmıştır.
Cumhuriyet'in Onuncu yıl dönümü (29 Ekim 1933) dolayısıyla, Selanik Belediyesi, Türk-Yunan dostluğu ve Balkan Konferansının bir hatırası olarak, Atatürk'ün doğduğu evin çift kanatlı kapısının sağ köşesine mermer bir plaka yerleştirmiştir. Plakanın üzerinde Türkçe, Yunanca ve Fransızca olarak şu ibare yazılıdır;
(Türk milletinin büyük müceddidi ve Balkan ittihadının müzahiri GAZİ MUSTAFA KEMAL burada dünyaya gelmiştir. İş bu levha Türkiye Cumhuriyetinin onuncu yıldönümü münasebetiyle konulmuştur. Selanik, 29 Birinciteşrin 1933)
4 Kasım 1933 tarihinde Türkiye'nin Atina Elçisi ve elçilik mensupları Makedonya Genel Valisi, Selanik Belediye Başkanı ve Yunan ileri gelenlerinin katılmasıyla bir tören yapılmış, plaka bu törende yerine konmuştur. Selanik Belediyesi , daha sonra evin, Yunanlı sahibinden satın alarak Atatürk'e hediye edilmesini de kararlaştırmış ev ancak 19 Şubat 1937 de boşaltılabilmiş ve anahtarları Selanik Konsolosluğumuza teslim edilmiştir.
Bu olaydan sonra, Atatürk Evi, Selanik'teki Türk Konsolosluğu'nun bakımına verilmiş ve evin zemin katında sonradan açılan dükkanlar kaldırılarak eski şekline getirilmiş, sonradan sarıya boyanan ev yine pembe renkle, boyanmış, çatısı aktarılarak onarılmıştır. 1950 yılında daha geniş çapta büyük onarım gören Atatürk Evi'nin (Atatürk Müzesi) olarak tanzimi düşünülmüş ve bu konuda Dışişleri Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı çalışmalara başlamıştır.
Atatürk Evi'nin tanzim ve teşhiri konusunda fikirlerini almak üzere milli Eğitim Bakanlığınca bazı kişilere baş vurulmuş gerekli eşya İstanbul Dolmabahçe ve Topkapı Saraylarından seçilerek Selanik'e gönderilmiştir. Böylelikle Evin bütün odaları eski şekline göre ayrı ayrı değerlendirilmiş 10 Kasım 1953 günü törenle ziyarete açılmıştır.
Bugün Müze olarak ziyarete açık bulunan Selanik'teki Atatürk Evi, Selanik Başkonsolosluğumuzun da bulunduğu etrafı duvar parmaklıklarla çevrili bir bahçenin ana caddeye bakan köşesi üzerindedir. Ev üzeri tuğla çatılı, çıkartmalı, eski Türk evleri tipinde ve zemini ile birlikte üç katlıdır. Zemin kat üzerindeki birinci ve ikinci katlar dikdörtgen şeklinde kafesli pencerelerden ışık almaktadır.
Zemin Kat: Kapıdan tuğla döşemeli bir hole girilir. Sağdaki birinci oda, kiler, ikincisi mutfaktır. Kilerde mutfak eşyaları (Bakır kaplar, toprak testiler, çömlekler, balta, havan ve küpler, sandıklar) teşhir edilmektedir. Mutfakta dolap ve raflar vardır. Soldaki birinci oda
, ikinci oda (Merdivenli Sofa) dır. Buradan birinci kata çıkılır.
Birinci Kat: Buraya bahçedeki çıkartma taş merdivenle girildiği gibi zemin kattaki merdivenli Sofadan da girilmektedir. Girişte ahşap tavanlı geniş sofa vardır. Sofanın bahçeye bakan atlas perdeli üç penceresi önünde yastık ve işlemeli yaygılarla döşenmiş bir sediri bulunmaktadır. Sofanın orasında yuvarlak ahşap bir masa durmaktadır.
Sofanın bahçe girişinde, sağda (Misafir odası) ve bu odadan geçilen küçük bir (Sandık odası) bulunmaktadır. Misafir odası, kadife koltuk ve kanepeler, atlas perde, aynalı komodin, bakır mangal ve sehpalarla döşenmiştir. Duvarda ibrişim işleme bir yazı levhası, bir duvar saati asılıdır.
Soldaki birinci küçük oda (mutfak) tır. Burada ocaklar ve çeşitli mutfak eşyaları yer almaktadır. İkinci oda Yatak odasıdır. Odanın bir köşesinde , çift kişilik demir bir karyola bulunmaktadır. Yatağın baş uçundaki duvarda, gümüş kılaptanlı, kırmızı atlas cüz kasesi içerisinde bir Kur'an-ı Kerim ve bir levha asılı, Levhada Fetih Süresinin ilk ayeti olan (inna fetehnaleke fethan mübina) yazılı. Karyolanın önünde pirinç bir mangal, caddeye, bakan atlas perdeli pencereler boyunca da döşenmiş bir sedir bulunmaktadır.
İkinci Kat: Birinci katın sandık odası bitişiğindeki merdivenli sofadan ikinci kata çıkılır. Buradaki sedirli sofa da birinci kat sofasının aynı olup yalnız daha küçüktür.
Girişte sağdaki alçı işleme tavanlı oda (çalışma odası) olarak yarılmıştır. Atatürk'ün doğduğu bu odada, Atatürk'ün tunç bir büstü ile, bir yazı masası, pirinç mangal, koltuklar yer almaktadır. Duvarlarda Atatürk'le ilgili levha ve tabaklar asılıdır.
Sağdaki (Yatak odası) Atatürk Müzesi haline getirilmiştir. Vitrinlerde Atatürk'ün kullandığı elbiseler ve şahsi eşyaları görülür. Atatürk'ün hayatına ait fotoğraflarla, okul çağlarına ait belgeler sıralanmış, bir de küçük Atatürk kitaplığı kurulmuştur. Yatak odasının bitişiğinde tahta parmaklıklı bir teras mevcuttur.
Selanik'teki Atatürk Evi'nin son onarımı, düzenleme ve sergilemesi 1981 yılında yapılmıştır.
Duygu yüklü bu ziyaret, bizi o günlere götürmeye yetti. Yaptığı önderlik ile vatanımızı kendi egemenliğimizde tutmamızı sağlatan Yüce Önderimiz ATA’mıza saygılarımı sunuyorum. _________________ Osman UYAN
BURSA
Kayıt: Mar 08, 2006 Mesajlar: 185 Nerden: Bursa - FENERBAHCE CUMHURIYETI
Tarih: Prş Tem 31, 2008 2:37 pm Mesaj konusu:
Gezimiz sıcak günlere denk gelmişti. Serinlemek için Selanikte yer aramaya başladık:
sahil boyu kordon bu iş için uygundu. Hafif birşeyler atıştırdık, serinledik bu güzel mekanda:
sonra tekrar yollara devam.. selanik içinde motosiklet malzemeleri satan dükkanlar aradık. Çok aramamız gerekmedi, heryerde var zaten. Bir Suzuki mağazasında ktm ve bmw dükkanı sorunca, içerden müşteri “takılın peşime götüreyim sizi” dedi. Takip ettik:
Bizi yaklaşık 25 motosiklet mağazasının olduğu bir yere getirdi, “teşekkürler kardeş” leştik ve dükkanlara bakındık. Bir sure gezip bakındıktan sonra yola devam ettik. Selaniğin sıkışık trafiğinden geçerek kendimizi Kozani’ye giden otoyola attık.
Kozani den sonra Grevena ya doğru devam ettik.
Grevena-Kalambaka arası , muhteşem virajlı bir yol, keyifli bir sürüş oldu bizim için. Alttaki fotoda tır ın beklediği viraj o kadar güzel geldiki, Hasan si**ra molası verdiğinde ben geri dönüp o virajı tekrar ettim :
Yolumuz güzel bir şeklide devam ediyor:
Bir aynadaki poz klasiği :
..ve bugünün son hedefi görünüyor:
Hasan bir an once varmak için açıyor gazı:
Kalambakada otel bulup yerleşip ondan sonra etrafı gezmeye çıkmayı düşünüyoruz. Kalambaka girişi direk ve kablolarla dolu olsada güzel bir manzara veriyor biz eve bizde bunu değerlendiriyoruz:
Otellerden birine yerleşiyoruz.
Motorlar karşı kaldırımda dinleniyor:
Dinlence fazla uzun sürmüyor. Hep fotolarda gördüğümüz yeri keşfetmeye hazırız. Motorlarımıza atlıyoruz ve Kastrakiden geçerek Meteoraya doğru yollanıyoruz...
Meteora nın özelliği nedir, neden burdasınız derseniz, buranın “UNESCO Dünya Mirası Listesi”ndeki yerden biri olarak ilgimizi çekmiş olması. Meteoradaki 6 adat manastırın öyküsü M.S. 11-12 yy zamanlarına gidiyor. Daha öncesinde yine buradaki mağaralarda yaşayan münzevi keşişler, ulaşılması zor kayalar üzerindeki bu manastırları ideal birer inziva ve korunma yeri olarak inşa etmişler. Ulaşımları zamanında aşağı sarkıtılan halatlar ve merdivenlerle sağlanan manastırların ilk yapıldığında 20 teneymiş. Günümüze ise 6 adedinin sağlam ulaşmıştır.
Bugüne kadar meteora fotoğrafları genelde mekanı anlatıyordu. Biz motosikletli gezinin farkı belli olsun diyerek bolca motorlarımızıda katarak foto ile ölümsüzleştirmeye çalıştık buraları. İzleyin:
Favorim olan 2 pozu özellikle belirtmeden geçemiyeceğim:
..ve devamı:
benzer olacak ama ikimiznde hatrı kalmasın ☺
Kurtlar gibi acıkmıştık. Günün sonunda güzel bir yemek yedik, ardındanda hazmettirmesi ve günü değerlendirmek için, Kalambakanın kalabalık meydanına gittik ve jak danyal singıl berıl eşiliğinde geceyi bitirdik.
Kayıt: Mar 08, 2006 Mesajlar: 185 Nerden: Bursa - FENERBAHCE CUMHURIYETI
Tarih: Prş Tem 31, 2008 2:41 pm Mesaj konusu: 3. gün
3.gün
Kalambaka – Larissa üzerinden Selanik – Halkidiki (Kalithea)
Kaldığımız otel dıştan 4yıldız havası veriyor ama daracık odaları ile 2yıldızlık hizmetten öteye geçmiyordu. Otelde kalan fazla kişide görmedik zaten. Kahvaltıda sadece biz vardık. Ama otele girip çıkan müşteriler oluyordu. Biraz ayıldıktan sonra, Meteoraya Kastraki den değil diğer taraftan çıkalım dedik, böylece bir önceki gün yol kapalı olduğu için gelemediğimiz taraftaki 2 manastırıda görecektik.
Buraya kadar gelmişken hepsini olmasada bir manastırı gezmemiz gerekiyordu.
Birkaç binadan oluşan bu manastırda, ikonalarla süslenmiş bir büyük kilise, Buyrun birkaç görüntü:
.. ve Meteoraya motosikleti gezi veda pozu:
Bu kültür mirasını arkamızda bırakarak, Selanik e doğru yola çıkıyoruz. Değişik yol ve yer görme isteği, bizi geldiğimiz yoldan değilde, Larissa üzerinden Selanik e gitmeye yönlendiriyor. ☹ Kötü karar. Larissa ya kadar dümdüz sıkıcı yollar, Larissa sonrası ise sıcak hava+cumartesi trafiği+otoyol inşaat çalışmaları, yolu tam bir sıkıntıya dönüştürüyor. Yinede canımızı sıkmasına izin vermeden, yola devam ediyoruz. Hedef Halkidiki...
Düzlüklerle dolu kocaman bir alan, ağırlıklı olarak tarım yapılıyor. Selanikten sonra yaklaşık 90 km gittik. Haritada görünen 3 parmaktan en soldakinin ucuna doğru devam ettik. Yeni Foça , Yeni Mudanya gibi yerler yolumuzun üstündeydi. Nea Moudania da mola verdik. Ortalık bomboştu, c.tesi olmasının getirdiği gevşeklikle herkes çalışmayı bırakmış sahile koşmuş yada otoyollardaydı. Mola yerinde, Türkçe bilen birilerinin hoş sohbetine denk geldik. Bize oldukça yardımcı oldular, ve konaklamamız için çok güzel bir tatil yeri olarak Kalithea yı önerdiler. İyiki karşılaşmışız ve önermişler. Hemen yola koyulduk. Her iki şeridi dolu otoyolda 90-100 ile ilerlerken araçların aralarını açıp bize yol vermeleri yunanistanda motosiklete olan saygıyı bize birkez daha kanıtladı.
Sonunda vardık, hemen üstümüzdekileri değişip, denize koştuk:
Akşam gerçekten çok uygun fiyata bir akşam yemeği, ardından jak danyal singıl berıl, ve mışıl mışıll harika bir uyku tüm günün yorgunluğu üstüne....
Kayıt: Mar 08, 2006 Mesajlar: 185 Nerden: Bursa - FENERBAHCE CUMHURIYETI
Tarih: Cum Ağu 01, 2008 10:45 am Mesaj konusu: 4.gün
4. gün
Kalithea – Poligyros – Apollonia – Drama – İpsala(gümrük) – Eceabat – Bandırma – Bursa
Tatilin iyi kısa olanıdır. Dönüş günü, Pazar, yolumuz uzun olacak; 760km. Saat 9 gibi yola çıkıyoruz. İlk hedef, Drama. Garmin in haritası buraları kapsamıyor. Tomtom dada güncel değil, avrupa fonlarıyla yeni açılan yollar haritada yok. Kalıyoruz bilgisayar çıktısı haritalara Pazar sabah erkende olunca yollar bomboş, tatlı tatlı gazlıyoruz dümdüz yollarda:
Sonunda Halkidiki bitiyor ve otoyolu buluyoruz. Biraz otoyolda devam ettikten sonra, Drama ya yolumuzu çeviriyoruz. Neden Drama? Yoldaşım Hasan ın dedesi burdan göçmüş. Hasan da doğal olarak göçmeden önce dedesinin oralarda nele yaptığını , Hasan a benzeyen vatandaşların oralarda dolaşıp dolaşmadığını merak ediyor. ☺ Sonunda muradına eriyor:
Dramanın köprüsünü ararken, mahalle aralarında geziyoruz, osmanlıdan eski evler dikkatimizi çekiyor. Pek fazla kalmamışeski ev, yıkık dökük, bakımsız bir çoğu:
Bir de dükkanların arasında görüdüğümüz ibadethane, eskiden camiymiş gibi göründü bize.
Drama nın çıkışında Hasan aradığını bulamamanın hüznünü yaşıyor:
Dramadan Kavala yönüne doğru devam ediyoruz otoyoa çıkmak için. Az bir süre kala, Filippoi şehri yakınında “Philippi kalıntılarına” denk geliyoruz:
(dış kaynak fotoso)
Makedon kral ı Philip tarafından kurulmuş olan bu şehir, zamanında yakınlardaki altın madenlerini elde tutmak, ve Makedon topraklarının ortasında olduğundan dolayı, gelen geçen bağlantı yollarını kontrol altında tutmak için yapılmış bir şehirmiş.
Kısa bir aradan sonra, otoyola Kavalanın orda çıkıyoruz. Artık gazlama zamanı. Pek vakit kaybetmeden, önce sınır öncesi benzin, yunan gümrüğünden çıkış, Türk gümrüğünde öğle yemek molası ve çıkış, Gelibolu ya doğru devam ediyoruz. Günlerden bu yana hasret kaldığımız trafik terörü hemen yakalıyor bizi. Trafik ışıklarında bizi bir tır sıkıştırıyor, ısıklardan sonra bekleyen polis ekibide bizi durduruyor. Seviniyoruz, ama nafile, olay için değilde, evrak kontrolü! için taa yolun soluna koşa koşa geliyor bizi kaçırmasın diye sayın! yetkili:
Sonrası youğun Pazar trafiğinde ve bol rüzgarda Gelibolu-Çardak vapuru:
ve ardından Bandırma üzeri Bursa ya dönüş. Bursa da bizi bekleyen arkadaşlarla yol değerlendirmesi için toplanıyoruz. Hoş sohbet muhabbet derken eve dönme zamanı geliyor, yeter yorulduk ☺
---
4 gün boyunca esas amacımız yol yapmak olunca ortaya böyle bir gezi çıktı. Sevgili Hasan a uyumlu sürüşü için teşekkürler. Daha nice gezilere.
Hepinizin km si bol olsun!
Kayıt: Mar 08, 2006 Mesajlar: 185 Nerden: Bursa - FENERBAHCE CUMHURIYETI
Tarih: Cum Ağu 01, 2008 10:55 am Mesaj konusu:
Beykozlu demiş ki:
Kısa zamanda,..
Grand Finale 'yi merakla bekliyoruz.
Pek dişe gelecek bir son yok malesef. Esas amacımız yol yapmak, bunuda güzel asfaltta yapmak olunca tercihimiz Türkiye de bir yer değilde orası oldu. Yoksa ne macera ne yol dışı ne çok gezip görme nede gurme zevklerine pek hitap edemedik.
Yolda Türkiye den giden ve gelen bir çok motorcu gördük, pek durup konuşacak durumlarda olamadık, hakikaten komşu , koşuluk adının hakkını veriyor bir çok Türk motorcuyu ağırlayarak.
John un yeni motoruyla görsem tanıyamazdım belkide, malum hazirandaki eğitimde hala kawasakisi vardı _________________ Osman UYAN
BURSA
Kayıt: Mar 08, 2006 Mesajlar: 185 Nerden: Bursa - FENERBAHCE CUMHURIYETI
Tarih: Cum Ağu 01, 2008 11:02 am Mesaj konusu:
V-Strom demiş ki:
Bursa atılımda istanbulu geçti geçecek
"geçti" daha doğru bence. Neden mi?
Bursa da İstanbul da olmayan çok güzel bir ruh var desem umarım çoğunuz yanlış anlamaz. Bursa Enduro grubu birbirine bağlı, destek olan bir grup. Her çarşamba biraya geliriz sayımız 70-80 den aşağı olmaz, 100lerin üzerine sık sık çıkar. Yeni ve acemi arkadaşlarımıza eğitim için destek, önayak oluruz, sürüşlerde yol gösteririz. Burda böülnmede fazla olmayınca keyifli sürüşlere imzalar atıyoruz.
Bekleriz .. _________________ Osman UYAN
BURSA
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 2535 Nerden: İstanbul
Tarih: Cum Ağu 01, 2008 11:48 am Mesaj konusu:
Woz16 demiş ki:
V-Strom demiş ki:
Bursa atılımda istanbulu geçti geçecek
"geçti" daha doğru bence. Neden mi?
Bursa da İstanbul da olmayan çok güzel bir ruh var desem umarım çoğunuz yanlış anlamaz. Bursa Enduro grubu birbirine bağlı, destek olan bir grup. Her çarşamba biraya geliriz sayımız 70-80 den aşağı olmaz, 100lerin üzerine sık sık çıkar. Yeni ve acemi arkadaşlarımıza eğitim için destek, önayak oluruz, sürüşlerde yol gösteririz. Burda böülnmede fazla olmayınca keyifli sürüşlere imzalar atıyoruz.
Bekleriz ..
Gıpta ettim, darısı bizlere ! _________________ Ümit Yayla
İstanbul
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız