Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kayıt: Mar 20, 2007 Mesajlar: 957 Nerden: 34FB6606
Tarih: Cum Şub 15, 2008 11:07 pm Mesaj konusu: yazılar nasıl yazılmalı
cbftürk(santıgo) demiş ki:
... Büyük harfle yazılmamalı. Unutmayınız büyük harf bağırmak anlamındadır.
Tümce başında büyük harf kullanmalı.
Tümce sonundaki nokta, son sözcüğe bitişik olmalı. İkinci tümcenin ilk sözcüğüyle nokta arasında bir boşluk olmalı. Aynen bu tümcede olduğu gibi.
Bolca üç nokta kullanımı anlatım bozukluğunun belirtisidir.
Harfler düşürülmeden yazılmalı.
"de" ve "mi" bağlaçları doğru kullanılmalı. Örnekler:
Bu ev de mi senin?
Evde mi kalacaksın?
Evimi seviyorum.
Evde de kalabilirim.
Ev mi alacaksınız?
Evimi de satabilirim.
Evimi mi alacaksın?
Forumları izleyen çocuklarımızın olduğu da unutulmamalı.
YAZIM KURALLARI
Nasıl yazacağım?
Yazmaya başlarken bunu sorarız kendi kendimize. Çok basit kurallar, iyi yazmanızı sağlar. En azından yazdıklarınızın iyi görünmesini, iyi okunmasını sağlar. Bu iyi okunma ve görünme, kuşkusuz içerikle ilgili değil. Burada kastedilen biçimsellik. Yazarken biçimle ilgili uymamız gereken belli başlı bazı kurallar var. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
BUNLARI YAPIN
# Mutlaka sık sık paragraf yapın. Paragrafsız bir yazı upuzun ve ürkütücü bir duvara benzer. Böyle bir duvarı kimse görmek istemez. Yazınızı da kimse okumak istemez.
# Her noktalama işaretinden sonra, (yani virgül, nokta, üst üste iki nokta, soru ve ünlem işaretleri gibi) bir boşluk (yani espas) bırakın. Bunu yapmazsanız cümleleriniz ve sözcükleriniz karmakarışık bir koyun sürüsüne benzer. Hiç birini diğerinden ayıramazsınız.
# Ne kadar sade yazarsanız o kadar güzel görüneceğinden emin olun. Yani mümkün olduğu kadar az noktalama işareti kullanın. Gereksiz tırnaklardan, parantezlerden, çizgilerden, şapkalardan kaçının. Noktalama işaretlerini sadece gerektiğinde ve zorunlu olduğunuzda kullanın ki onların da kıymeti bilinsin.
# İmla kurallarına mutlaka uyun. O kurallar dilin birliğini ve düzenini sağlar. Yazdıklarınızın okuyan herkes tarafından anlaşılmasını sağlar. Bilmediğiniz bir imla kuralı olursa diye, yanınızda bir "imla kılavuzu" bulundurmanız sizi küçük düşürmez.
# Kısa cümleler okunma açısından büyük avantaj sağlar. Tamam, uzun cümleler kurup ne kadar usta yazar olduğunuzu göstermek isteyebilirsiniz. Ama art arda sıralanmış onlarca sözcüğün insan beynine anlamlı bir mesaj göndermesi, birkaç sözcüğün göndermesinden daha zordur.
# Artık çoğumuz bilgisayarlarda, klavyeleri kullanarak yazıyoruz. Yazı büyüklüğünüzün (yani punto) ve yazı karakterinizin (yani font), kullandığınız dile uygun olmasına özen gösterin. Çok küçük de olmasınlar, çok büyük de. Unutmayın yazınız binlerce bilgisayarda açılacak. Her yerde aynı düzenlilikte görünmesi, sık kullanılan yazı tipleri (font) ve normal ölçülerde bir punto seçmenizle mümkün olabilir.
# Boşluklar çok önemlidir. Yukarıda her noktalama işaretinden sonra boşluk bırakmanız önerildi. Yazınızın bütününün biçimsel olarak sıcak görünmesi için, yanlardan, alt ve üstten de uygun boşluklar bırakmalısınız. Derli toplu bir görüntü, karmaşa karşısından her zaman avantajlıdır.
# Yazıda bazı durumlarda başlık (yani belirleyici, vurgulayıcı sözcük ya da sözcükler) kullanırız. Bunların dikkat çekmesi için yazının bütününden farklı bir font ve punto ile yazılmaları gerekir.
DOĞRU SÖZCÜKLER
# İmla kurallarına mutlaka uymalısınız. Türkçe’de bazı sözcükler söylenişlerindeki kolaylık ve alışkanlığın yazı diline de yansıması sonucu yanlış yazılıyor. Bunları yaparsanız, yazınızı okuyan sizin için “acemi” diye düşünür. “Acemi” bir yazar olarak adlandırılmamak için şu sözcüklerin yazılışına mutlaka dikkat edin:
# Yanlız değil yalnız yazmalısınız
# Yalnış değil yanlış yazmalısınız
# Çünki değil çünkü yazmalısınız
# herkes değil herkes yazmalısınız
# Kurdela değil kurdele yazmalısınız
# Meyva değil meyve yazmalısınız
# Makina değil makine yazmalısınız
# Sarımsak değil sarmısak yazmalısınız (Kaynak TDK Türkçe Sözlük)
# Fasulya değil fasulye yazmalısınız
# Ambülans değil ambulans yazmalısınız
# Akedemi değil akademi yazmalısınız
# Deklerasyon değil deklarasyon
# Papuç değil pabuç yazmalısınız
# Otobos değil otobüs yazmalısınız
# Orjinal değil orijinal yazmalısınız
# Konservatuar değil konservatuvar yazmalısınız
# Alimünyum ya da aliminyum değil alüminyum yazmalısınız
# Sovan değil soğan yazmalısınız
# Kapora değil kaparo yazmalısınız
# Prosedir değil prosedür yazmalısınız
# traş ve heykeltraş değil tıraş ve heykeltıraş yazmalısınız
# dokuman değil doküman yazmalısınız
# Labaratuvar veya labaratuar değil laboratuvar yazmalısınız
# Acenta değil acente yazmalısınız
ESPAS
# İmla kurallarımızın en çok ihlal edilenlerinden ya da yanlış kullanılanlarından biri ayrı yazılması gereken eklerin bir türlü yazılmamasıdır. Dahi (üsteleme) anlamına gelen de’ler, da’lar ve ki’ler kullanıldıkları sözcükten bir boşlukla (espas) ayrılır. Yani “Ben de geleceğim” yazmalısınız. “Bende geleceğim” yazarsanız yanlış olur. “Ben de” deki bu de eki dahi anlamındadır. “Öyle sevdim ki, kimse inanamadı” yazmalısınız. “Öyle sevdimki kimse inanamadı” yazarsanız yanlış olur.
# Soru ekleri de bağlı oldukları sözcükten bir boşlukla ayrılır. Bu ekler mi, mı, mu şeklinde olabilir. Yani şöyle: “Ben de geleyim mi?” Burada “mi” bir soru ekidir. Yapayım mı, seveyim mi... Gibi...
ÜNLÜ VE ÜNSÜZLER
# Türkçe’de bazı harflere ünlü, bazılarına ünsüz denir. Sesli ve sessiz harfler tanımı da kullanılır. Sesli harfler a, e, i, ı, o, ö, u, ü’dür. Sessiz harfler ise kalan 21 harf. Sessiz harfler kendi aralarında "sert" ve "yumuşak sessiz" olarak ayrılırlar. f, ç, h, p, k, s, ş, t sert sessiz harflerdir. Kalan sessizler ise "yumuşak sessiz". Sert sessizlerle biten sözcüklere bir ek yapılacaksa, bu ek de mutlaka sert sesiz bir harfle başlamak zorundadır. Örneğin “otobüsdeki” sözcüğü yanlıştır. Çünkü otobüs'ün son harfi s sert sessizdir. Bu nedenle de ekinin "te" şeklinde kullanılması gerekir. Yani doğrusu “otobüsteki”. Peki, sert ve yumuşak sessizleri nasıl ayıracağız? Kullanabileceğiniz en basit yöntem “FISTIKÇI ŞAHAP” yöntemidir. Bu iki sözcükteki sesli harfleri çıkarın. Yani I’ları ve A’ları. Kalan harflerin tümü sert sessizlerdir. Eğer ekleyeceğiniz sözcüğün son harfi fıstıkçışahap’ı oluşturan sessizler arasında varsa, ek de sert sessizlerden, yani fıstıkçışahap içindeki harflerden (f. s, t, k, ç, ş, h , p) biri ile başlamalıdır.
ŞAPKA VE ÜNLEM
# Şapka inceltme ya da uzatma işaretidir. Bazı sesli harflerin üzerine konur. A, u, i gibi. Amacı, bu harfin uzatılarak ya da iki taneymiş gibi okunması gerektiğini göstermektir. Yani şapkalı bir a harfi gördüğünüzde bunu aa gibi okursunuz. Türkçe’ye özellikle Arapça ve Farsça dillerinden giren sözcüklerdeki anlam karışıklığını önlemek amacıyla uzatma işareti kullanmak gerekiyor. Hala yazdığınızda bu sözcüğün babanın kız kardeşini kastettiği anlaşılır. Ama hâlâ yazarsanız bu devam eden, süregelen, devam etmekte olan anlamındadır. Aynı şekilde kar yazarsanız, meteorolojik bir olay anlaşılır. Kazanmak, çoğaltmak, artırmak anlamına gelen kâr’ı kastediyorsanız kâr yazmalısınız. Uçurum anlamındaki yar ile sevgili anlamındaki yâr’i de bir şapka ayırır. Genel kural olarak şapka bu üç sözcükte kullanılır. Çünkü hala ile hâlâ'yı, kar ile kâr'ı, yar ile yâr’i birbirinden ayırmak gerekir. Ama örneğin reklam yazarken şapkalı da yazsanız, şapkasız da o sözcüğün reklam olduğu anlaşılır. Yazının sade olması bakımından gereksiz ve sık şapka kullanılmaması yerindedir. Yazıyı illa "süslemek" istiyorsanız kullanın.
# Yine yazının sadeliği, kolay okunması bakımından sık sık ünlem işareti (!) ve soru işareti (?) kullanmak da gereksizdir. Kurduğunuz cümle zaten bir vurgu içermiyorsa siz sonuna istediğiniz kadar ünlem işareti koyun istediğiniz etkiyi sağlayamazsınız. Ama yeterli vurgu varsa, ünlem işareti koymaya bile gerek kalmaz.
ŞU HAİN EKLER
# Özellikle yabancı sözcükler ve kısaltmalara yapılan eklerde hatalı kullanım çok yaygın. Örneğin IMF kısaltmasına den, ye, nin benzeri ekler yapıldığında bu kısaltmanın orijinal okunuşuna göre mi, yoksa Türkçe okunuşuna göre mi ek yapılacağı kestirilemiyor. Doğrusu eki Türkçe okunuşuna göre yapmak. Yani IMF kısaltmasının son harfi "f" olduğuna göre yapılacak ekin de bu yumuşak sessiz harfe uygun olması gerekir. IMF’e (okunuş şekli orijinal ef’ten) yazılışı ya da söylenişi yanlıştır. Doğrusu IMF’ye (okunuş şekli Türkçe fe) olmalı.
NE ZAMAN AYRI NE ZAMAN BİRLEŞİK ?
# Türkçe’de 1980 döneminde başlayan ayrı mı yazmalı, birleşik mi yazmalı konusundaki kaos hâlâ sürüyor. Örneğin "karabahtım" mı yazılmalı, "kara bahtım" mı yazılmalı gibi. Bu tartışmanın temelinde sözünü ettiğimiz dönemde ülkemizdeki dilbilimciler arasında ortaya çıkan "öztürkçe", "canlı ya da yaşayan Türkçe" bölünmesi yatıyor. Öztürkçe’yi savunanlar genellikle birleşik, "yaşayan Türkçe"yi savunanlar ise ayrı yazımdan yanadır. Genel kural olarak, eğer iki ayrı sözcük birleşip yeni ve bambaşka anlamlı bir sözcük oluşturuyorsa birleşik yazılmalıdır. Örneğin, sivrisinek, anamuhalefet, karabasan, kardelen, tümdengelim, ortaokul, altyapı, üstgeçit, karadelik gibi...
GELİYİM Mİ, GELEYİM Mİ ?
# Sık yapılan yanlışlardan biri de bu. Yani soru eklerindeki ilgeçlerin (edatların) yanlış kullanımı. Geliyim mi, söyliyeyim mi, ağlıyayım mı, başlıyayım mı, yatırıyım mı demek ya da yazmak yanlıştır. Doğrusu geleyim mi, söyleyeyim mi, ağlayayım mı, başlayayım mı, yatırayım mı olmalı...
ŞİİR VE NOKTALAMA İŞARETLERİ
# Sık yapılan bir başka hata şiirlerde dize sonlarında virgül kullanılması. Yapısı gereği şiirde bir dize ya bir cümledir ya da alt dizelerde tamamlanacak olan bir cümlenin parçasıdır. Bir cümle olması halinde dize sonuna virgül değil nokta konulur. Ki bu da şiirin görselliği, estetiği ve anlatım kaygısı bakımından illa gerekmez. Ustaların noktalama işareti kullanmadan yazdığı pek çok güzel şiir olduğunu hatırlayın. Bir cümlenin parçası olması halinde ise her dizenin sonuna virgül koymak, bir yandan anlamı karmaşıklaştırır, söylemi zayıflatır, bir yandan da görselliği içinden çıkılmaz hale getirir. Eğer şiirde bölünmüş bir cümleden oluşan birden çok dize varsa, anlamı zayıflatmamak, söylem kaybının önüne geçmek amacıyla virgül kullanılabilir. Ama "bu dize bitti, cümle bitmedi, alt dize ya da dizelerde sürüyor" mantığıyla her dize sonuna virgül koyarsanız estetikten, içerikten ve okuma kolaylığından ödün vermiş olursunuz.
BOL NOKTA BOL HATA
# Türkçe imla kılavuzunda "yan yana iki nokta" şeklinde bir noktalama işareti yok. Ama "yan yana üç nokta" Türkçe imlasında yer alan bir noktalama işareti. Bunu unutmayın. Milli edebiyat akımının ilk dönemlerinde Latin alfabesine geçişin karmaşası içinde kimi yazarların kullandığı "yan yana iki nokta" yanlışı kısa sürede düzeltildi. Çoğu zaman düzyazıda, özellikle şiirde yapılan bir başka nokta hatası "yan yana üçten çok nokta" ya da "sıralı nokta" koymak. "Sıralı noktalar", kural olarak, bir metinde "bilerek ya da eksik bilgilenme nedeniyle" atlanan veya çıkarılan bölümleri belirtmekte kullanılır. Ya da bir yazının içine herhangi bir metinden bir bölüm alındığında, alınan bölüm metnin başından değil başka bir yerinden başlıyorsa, bunu belirtmek için "sıralı nokta" kullanılır. Siz, şiir ya da düzyazınızdaki cümlelerin sonuna "anlamı ve söylemi güçlendirme" kaygısıyla "üçten fazla" noktayı sıralarsanız, ortaya çıkan anlam budur: Yani kastınızdan çok uzak ve tümüyle yanlış bir anlam.
NİDÂ'YI NÂDİM ETMEYİN
# Nidâ, bildiğiniz gibi, ünlem işareti. Cümlelerin sonlarında korku, şaşkınlık, hayret, üzüntü benzeri güçlü duyguları belirtmek için konulur. Bağırma, haykırma, isyan etme, zafer düzeyindeki bir sevinci belirtme gibi güçlü duguysallık ve şiddet içeriği bulunan cümleler de ünlem işaretiyle bitirilir. Bilinmeyen, belirlenemeyen, anlam verilemeyen durumların ifade edildiği cümlelerin sonuna bunu vurgulamak amacıyla yine ünlem işareti konulur.
# Sık yapılan bir hata, ya da yanlış anlama nedeniyle başvurulan bir yöntem, bu tür cümlelerde güya anlamı güçlendirmek, vurguyu artırmak amacıyla art arda ünlem işaretinin kullanılması. Oysa art arda iki ya da üç ya da dört ya da daha fazla ünlem işareti Türkçe'nin noktalama işaretleri arasında yer almaz. Ünlem işareti bir kez kullanılır ve istenilen vurguyu yapar. Eğer cümleniz zaten doğuştan vurgusuzsa sizin art arda ünlem işareti koymanız onu ne güçlendirir ne de kurtarır. Olsa olsa zayıflığını iyice ortaya çıkarır. Bir yandan da bu kadar kalabalık "nidâ" bir "nidâ"yı "nâdim" eder. Yani üzer.
Kayıt: Feb 16, 2004 Mesajlar: 224 Nerden: İstanbul
Tarih: Cmt Şub 16, 2008 4:51 am Mesaj konusu:
Ellerine saglik, hic usenmeden yazmissin uzun uzun. Bu kurallarin coguna uyulmuyor, hatta bu sekilde elestirdim ama ben de uymuyorum.
Forumlara yazarken satirbasi ve imla kurallarina pek dikkat etmiyoruz, konusuyormus gibi yaziyoruz.
Su kurallardan birer kopya da buyuk gazetelerimizin elinde olsa da beni cildirtmasalar. Forumlarda okurken pek batmiyor ama gazetede gorunce cahilliklerine inanamiyorum.
Ellerine saglik bu guzel calisma icin. _________________ 1sin
Yamaha Drag Star 650
Sadik'cigim, bu son derecede kiymetli ve gerekli bilgileri aktardigin icin cok tesekkurler.
Son zamanlarda maalesef her kesimde dejenere olan Turkce'mize, bir nebze yarari olacaksa; ne mutlu sana, bana, bize... _________________ Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli
Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal).
beyler bu normal.ülkemizde bu işler yapılırken ehliyetli kişilere danışılması günah sayılıyor.böyle oluncada deneme yanılma yoluyla bu işlere çözüm bulunuyor.
Bu yasa çıkar.çıktıktan sonra yollarda bır kaç motorcu arkadaş maalesef hayatını kaybeder,arkasından insanlar sesleri çıkabildiği kadar sokaklarda bağırır sonra bu yasayı yapan çok bilmişler çıkar aaaaaaaaa.bu yasa zaten taa baştan yanlıştı doğrusu budur diye bir yasa daha yapar,en sonunda doğru bulunur ama bu meyanda bir çok insan bu işten zarar görür.
her platformda avazları çıktığı kadar avrupalılaşma diye bağıran bu zatlar hiç bir zaman avrupalının bu işi nasıl yaptığı ile ilgilenmez.
çünkü ülkemizde ben yaptım oldu.mantığı işlemektedir ve işleyecektir.
hoşgörünüze sığınarak..
edit: özen gösterilmesi gereken bir konu olduğunun ..edit.. ben de farkındayım.. kırılmamanız ümidi ile.. _________________ Halil Keçeci
R1100R
- - - - - -
Berbat sesle ağıt söylenen bir ortamda, cenaze olmak en güzelidir. (Şaduman Ağabey)
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
En son halilkececi tarafından Sal Şub 19, 2008 11:33 am tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Kayıt: Mar 20, 2007 Mesajlar: 957 Nerden: 34FB6606
Tarih: Cmt Şub 16, 2008 10:12 am Mesaj konusu:
halılkececi demiş ki:
... sevgili kanarya üstadım,
bir önceki yazınız:
kanarya demiş ki:
beyler bu normal.ülkemizde bu işler yapılırken ehliyetli kişilere danışılması günah sayılıyor.böyle oluncada deneme yanılma yoluyla bu işlere çözüm bulunuyor.
Bu yasa çıkar.çıktıktan sonra yollarda bır kaç motorcu arkadaş maalesef hayatını kaybeder,arkasından insanlar sesleri çıkabildiği kadar sokaklarda bağırır sonra bu yasayı yapan çok bilmişler çıkar aaaaaaaaa.bu yasa zaten taa baştan yanlıştı doğrusu budur diye bir yasa daha yapar,en sonunda doğru bulunur ama bu meyanda bir çok insan bu işten zarar görür.
her platformda avazları çıktığı kadar avrupalılaşma diye bağıran bu zatlar hiç bir zaman avrupalının bu işi nasıl yaptığı ile ilgilenmez.
çünkü ülkemizde ben yaptım oldu.mantığı işlemektedir ve işleyecektir.
hoşgörünüze sığınarak.....
Sevgili Halil ne demek istediğini daha açık yazarsan sevinirim. _________________ Şeytana uymak istemiyorum ama,İbnenin fikirleri hoşuma gidiyor.
Kayıt: Mar 20, 2007 Mesajlar: 957 Nerden: 34FB6606
Tarih: Pzr Şub 17, 2008 11:34 pm Mesaj konusu:
hapysoldıer demiş ki:
...Sevgili Sadik Halil demek isterki son yazdigin yazida yazim kurallarinin hic birine uymamissin. ...
Ben bu yazıyı imla kurallarını en iyi uygulayan biriyim diye yazmadım.Geçenlerde bazı arkadaşlar sitedeki yazıların geyik boyutunu ileri geçmediğini,bu sitenin bilgi içerikli yazılarla dolu olması gerektiğini vurgulamışlardı.
Buna istinaden karar alıp yazmaya başladığım ikin'ci yazım.Yazmayada devam ediceğim.
Yukarıdaki duşuncede olan arkadaşlardan yorum bekliyorum.
Ama yavaş yavaş şu kanıya varıyorum bilgi içerikli yazı yazmamızı isteyen arkadaşlar dahil hepimiz biraz geyik muhabbetini seviyoruz galiba. _________________ Şeytana uymak istemiyorum ama,İbnenin fikirleri hoşuma gidiyor.
Aramızda Türkçe ve imla kuralları hakkında çok fazla bilgisi olmayan ancak iş motosiklete geldiğinde alayımızı cebinden 2 şer 2 şer çıkartacak arkadaşlar olduğunu biliyorum. Bu yüzden kasıtlı olarak yanlış ya da eksik yazmanın dışında bilmeden yazılanlar da olduğunu tahmin ediyor ve bu yüzden biçime değil de daha çok içeriğe bakıyorum..
Saygılar
(Özellikle hatalı kullanımları ben de kınıyorum. Örnek selam-slm,merhaba-mrb.gibi)
Sevgili Utku; boylesi yararli bir konuyu arastirip gundeme getirdigin icin ve Sadik'cigim sana da bir kez daha, buraya bizlere tasiyip paylastigin icin ben sahsim adina coook tesekkurler ediyorum... _________________ Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli
Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal).
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız