Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kayıt: Non 0, 0000 Mesajlar: 3352 Nerden: New York
Tarih: Sal Şub 03, 2004 5:34 am Mesaj konusu: 125cc ile uzun yol - Soru / Cevap
Anet ten bir arkadasimiz hava sogutmali ve/veya kucuk hacimli motorlarla ilgili bir soru sormus, ben de cavapladim. Buraya da postaliyorum belki ilgilene olur, baska yanitlar/tecrubeler paylasilabilir diye.
------------------------------------
Hava sogutmali motorlar surekli yuksek devirde uzun sure, yada tikali trafikte, yeterli hava akiminin olmadigi dusuk hizlarda kullanildiginda asiri isinma yapabilir/yapar da. Uzun yol - sicak hava da bu yol 200 - 250 km civarindadir, ve zaten benzin, icecek tuvalet vb. mazeretlerle bu mesafelerde duruyoruz. Isterse motor 1250 cc cift fanli nitrojen sogutmali uzay araci da olsa, biz etten kemikten yapilma insan oglu olarak, seyahatin tadini cikartma pesinde uzun yol surucusu olarak duruyoruz. Motor da soguyor bu arada, ozel bir sey yapmaksizin, ve yola devam ediyoruz. Yani hava sogutmali motorlar icin uzun yol konusunda soylenenlere pek kulak asmamak gerek.
125cc "cross" dediginiz "enduro" olmali, yani fari-sinyali-trafik plakasi-asfalta uygun lastikleri filan var degilmi ...neyse, bu konuda da pek sorun yok. Ayrica hafif motorla kelebek gibi uzun yol yapmanin keyfi bambaskadir.
Mahzurlari sunlardir...hiz sinirina uymayan otomobiller surekli sizi sollayip itip kakip rahatsiz edebilirler. (herkes bu sinirlara uysa 125cc nin boyle bir sorunu olmaz) Ruzgarli hava ve Kamyon-otobus vb. hacimli araclarin yol actigi basincli hava darbeleri/vakum/turbulans hafif motorlar icin keyifsiz bir suruse neden olabilir.
Bu motorlarin buyuk hacimlilara nazaran daha yuksek frekansli motor sesi uzun saatler sonunda siddetli kulak cinlamasina neden olabilir. (motorunuz buyuk ve sessiz de olsa kulak tikaci her zaman kullanmalisiniz). Ayrica motor daha titresimli olabilir. Bu ellerinizin, kollarinizin ve kicinizin uyusmasina sebep olup gittikce konforsuzlasan bir seyahate yol acabilir.
Kisaca yeterince mola verip, tabakhaneye bir sey yetistiriyor gibi gitmezseniz benim bir zamanlar yaptigim gibi 50cc lik scooter le de 500 km yaparsiniz, 0cc bisikletle de...
Martın 20 sinde benim XLR 125 ile Samsuna gideceğim yaklaşık 750 km yol. Bi de dönüşü ekleyin 1500. Motorun şişeceinden felan hiç korkum yok. 200 km de bir mola vereceğim benzin alamk için, tuvalet için, ayrıyetten durup güzel resimler de çekmek lazım. Sorun olacağını sanmıyorum.
Yolculuk sona erdiğinden inşallah resimler ve tecrübelerimi anlatırım.
Kayıt: Oct 23, 2003 Mesajlar: 208 Nerden: istanbul
Tarih: Sal Şub 03, 2004 2:27 pm Mesaj konusu:
www.horizonsunlimited.com da 50cc lik honda ile dünya gezisine çıkmış bir seyyahtan bahsediliyordu.
Xlr ile Samsun yolunda tek cansıkıcı olan sert esen rüzgarlar ve ağır vasıtaların türbülansları olabilir. Bundan dolayı 5. viteste uzun süre gidemiyebilirsin.1993 de 150cclik MZ ile izmirden alanyaya gitmiştim. Bu muhteşem yolculuktan hatırladıklarım bunlar.
Tarih: Prş Şub 05, 2004 4:26 pm Mesaj konusu: Uzun yol-kucuk hacimli motor
Daha once de yazdigim gibi, eger sabriniz varsa kucuk hacimli motorla yol yapmak cok keyiflidir. 2000 senesinde aldigim ve 2 yil boyunca hic uzerinden inmeden kullandigim Aprilia scooterim, sadece 150cc. hacminde... Bu motorla Gokceada, iki kisi Kutahya, defalarca Bursa gibi uzun sayilabilecek yollar yaptim. Motorla en uzun yolum ise 15 Mart 2002'de 1 hafta suren Istanbul-Amasya-Istanbul oldu. Yolculuk boyunca hic sorun yasamadim, sansim yaver gitti, hic yagmur yemedim. Sabir dedim ama aslinda karayollarimizin ve trafik kurallarinin bize izin verdigi limit olan 70-80km/s. i ortalama hiz olarak kullandim, yani cok yavas oldugum da soylenemez.
Hikayesi soyle, meraklilara duyurulur:
Calistigim ITU'den bir otobus ogrenciyi Amasya'ya bir workshop'a goturecektik. Benim de otobusle gitmekten zevk aldigim soylenemezdi. Aa benim guzel bi motorum vardi neden onunla gitmiyordum? Hemen planimi uygulamaya koydum ve Istanbul-Ankara arasi otoyol oldugu icin, bu sıkıcı bölümü trenle asmaya karar verdim.
Bu sayede hem ben, hem de motor yorulmayacaktik. Her neyse, motoru bir sekilde trene yukledim, kendim de yatakli vagona kuruldum. Giderken kendime ziyafet cektigim tren restorani anilarim hala tazedir. Gun isidi, vardik Ankara'ya, motoru trenden indirmek zor oldu:
Bir takim amcalar omuz verdi, motor indi, tren de gitti zaten:
Ankara Garı
Sonra "hadi bakalim" deyip ciktim yola. Kac saatte ve nasil varacagim konusunda hic bir fikrim yoktu. Kırıkkale uzerinden yol aldim, Corum'dan gecip Samsun yoluna ciktim.
Arada saga sola telefon edip "Ben yasiyorum" dedikten sonra, Mecitozu'nu gecip Amasya-Tokat ayrimina vardim:
Amasya'ya vardigimda 1 saatlik mola ve benzin alma zamanlari toplamlari haric yol 5 saat surmustu. 350km gitmistim ve bu da gosteriyor ki 70km/s'lik bir ortalama tutturmustum.
Yazinin daha uzun bir versiyonu Ikiteker Dergisi'nde yeralacak, Amasya cok guzel bir sehir, hemen bir ani fotografi cektim:
Bu da Ozhan'dan Amasya, oraya kadar gidip de Ozhan'a cikmadan donmeyin, guzel kebap ziyafeti cekin(Ozhan=kebapci)
Bu da Amasya'nin sirtini yasladigi Harsena dagindan Amasya, kucuk motorla buraya kadar da ciktim:
Bi tane de bizim olsun degil mi? Motorum ve ben Kaya Mezarlari onunde:
Neyse 1 hafta cabuk gecti, butun cevreyi dolastim, Amasya muhakkak gidilip gorulesi bir sehir. Gectim donuse, Ankara'ya kadar ayni yol:
Ankara'ya yine ayni surede vardim. Planim Baskent Ogretmenevi'nde kalip Ankarali dostlarla bulusmak...
Ankara ile ilgili bundan baska kanit yok, motor en asagida solda:
Aksam Bora, Okan, Mehmet, Murat ve Baran ile bulustuk. Beni Mehmet Binli almisti, Bora Mika Hakkinen versiyonu arabasiyla birakti. 1 haftadan beri 100km/saati asmayan biri icin heyecan verici bir deneyimdi.
Donus yolum bir isim oldugu icin kalacagim Bursa uzerindendi:
Bursa'ya gitmek epeyce zamanimi aldi, ozellikle Sivrihisar-Eskisehir arasinda az daha benzinim bitiyordu. Bu yolda 50km boyunca benzinci yok haberiniz ola..., neyse benzin bitmeden vardim:
Yolculuk boyunca tren ve Yalova'dan feribot haric 1273 kilometre yapmis, 66,4lt benzin tuketmisim.
Kucuk motorla her yere gidilir, buyukle gitmekte ne var ki
Kayıt: Sep 16, 2006 Mesajlar: 558 Nerden: Yaşayan Ölüler Ülkesi
Tarih: Sal Arl 25, 2007 7:15 pm Mesaj konusu:
Honda cbf150 ile İki kez İstanbul - Sakarya(biri artçılı), bir kez İstanbul - İznik (artçılı) yapmış biri olarak çok büyük bir sorun yaşamadığımı söyleyebilirim. Tek sorun artçımın benden fazla yorulması olmuştu. Bir de otobandaki 100km üstü uçmaya çalışan kamyonlar. Yoksa her yere gidiliyor küçük cc ile de. Bu sitede başlıklarım da mevcut.
Mesela önümüzdeki yaz 250cc ile çok daha uzun mesafeler yapacağım. _________________ Göremiyor musun? At gözlüklerini çıkartmayı dene!
merhaba arkadaşlar
Bende tek başıma çanakkaleye gittim.
Benim de 200cc su sogutmalı beverly 200 motorum var. Her ne kadar uzun yıllar motor üstünde büyüsek uzun yol sayılabilecek ilk tecrübemdi. Gayet keyifli oldu. Fazla problem yaşamadım bir kere mola verdim ve hatırladıgım kadarıyla da 2 kere benzin almak için durdum. Yalnız şu konuda bi tedirginlik yaşadım. Gözüm devamlı benzin ibresindeydi. Her ne kadar benzin bitmeyeceğinin bilsemde kendimi huzursuz hissetmiştim.
HERKEZE KAZASIZ SÜRÜŞLER DİLİYORUM
YENİ YILINIZ ŞİMDİDE HAYIRLI VE UGURLU OLSUN
Kayıt: Sep 16, 2005 Mesajlar: 486 Nerden: İstanbul
Tarih: Sal Arl 25, 2007 9:39 pm Mesaj konusu:
Büyük motor (en az > 650cc) olmadan uzun yola çıkılmaz mantığı nedense bize özgü bir anlayış sanırım... geçen sene ağva -kandıra yolunda bir İrlandalıyla tanışmıştım... 93 model bir NX250 ile çıkmış yola Moğolistana gidiyor... Olimpos'ta 95 model klr 250 ile İtalya'dan İran'a giden bir adama rastlayıp şaşırmıştım...
Ama her ikisinde de ortak nokta bol zamanları olması ve yavaş yavaş yol almalarıydı...
Ben Falcon'la (400cc tek silindir hava soğutmalı bir motor) iki kere bir günde 800-900km civarında yol yaptım. vücünda ki uyuşmalar 2-3 günde ancak geçti.
Donald Duck'ı görünce nihayet geri döndü diye sevinmiştim. Yazısını keyifle okudum, anlatımındaki tadı nasıl özlediğimi fark ettim. Sonra Metehanın "başlık yukarı" uyarısını görünce yazı tarihine baktım. Boşuna sevinmişim. Hay allah dedim, bi tuhaf oldum.
Sevgili DD, duyuyorsan bi ses ver. Buraya dönmeyeceksen nerelerde yazıyorsun bildir ki seni takip edebilelim. Bana motor kullanmayı sen öğrettin yahu.
Hani belki anlamana yardımcı olur. Türkiye'de bugünlerde Fazıl Say'ın ülkeyi terketmesi polemiği yaşanıyor. Arkamda bırakacağım kimse yok nasılsa demiş. Bir izleyici de cevap döşenmiş: "Ya biz neciyiz"...
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız