Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kayıt: Jul 24, 2003 Mesajlar: 139 Nerden: İstanbul
Tarih: Pzr Şub 25, 2007 1:31 pm Mesaj konusu:
Sevgili aydınbeyhan.. GEcen sene yapmış oldugum GT 250 testini aşğaıya kopyalıyourm.. yeterince fikir edinmenizi sağlayacaktır..
Saygılar..
Global Motor A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Cengiz Özkul'dan bir telefon geldi. Bana, piyasaya yeni giren ve herkeste merak uyandıran Hyosung GT 250 R ı test edip edemeyeceğimi sordu.. Ben de gönül rahatlığıyla tabiki ederim bende merak ediyordum o motoru, hazır olunca haber verin gelip alayım dedim. 1 hafta sonra motorun hazır olduğu haberi geldi. Buyuk bir heyecan ve merak içinde bayiden gidip teslim aldım motoru. Gittiğimde motorun renginin sarı olduğunu gördüm ve sarı rengin bu motora çok yakıştığını düşünüyorum. Hafiften metalik bir boya var üstünde. Işık vurduğu zaman simlerin parladığı görülüyor.
Motoru teslim aldığımda odometre 00000 ı gösteriyordu. Henüz 1 km bile yapmamıştı. Motoru alıp ilk benzinciden benzini doldurdum ve ofise getirip detayları incelemeye başladım.
İlk olarak gözüme takılan şey kontak anahtarında "park" pozisyonunun olmayışı idi. 2005 ten sonra imal edilen tüm motosikletlerde far açık kalma zorunluluğu getirilmiş olmasına rağmen, bu motorda far on/off switchi mevcut. Bu durum bana göre iyi kimine göre kötü. Ben olmasını tercih ederim her zaman. Hatta bir çok motorda yok ve sinir oluyorum. İstediğim zaman farı kapatma hakkım olmalı Ayrıca 4 lü flaşör olmaması da küçük bir eksiklik.
Digital LCD gösterge panelinde, 8 kademeli ve kırmızı rezerv ikazlı bir benzin seviyesi, sürat, toplam yol odometresi ve 2 ayrı benzin ve seyahat tripmetresi, digital zaman saati, boş vites uyarı ikazı, sağ ve sol sinyal ikazı ve uzun hüzmeli far ikazı mevcut. Gece ve gündüz sürüşü için 4 ayrı ışık şiddeti ayarı var. Motosiklette ayrıca bir benzin musluğu bulunmuyor.
Motosikletin sele altı bölmesi oldukça geniş.
Hemen bölmenin ön tarafında bulunan kırmızı yuvarlak kolu öne çekip ön seleyi açmak çok basit.
Aşağıdaki resimde görüldüğü üzere, ön selenin altında, marş far vs röleleri, akü ve takım çantası bulunuyor. Yeri gelmişken, 12 V 12 Ah bakımsız aküye sahip motosiklet.
Aküye ulaşmanın kolay olması çok sevindirici bence. Bazı motorlarda aküye ulaşmak için depo, yan grenajlar vs sökmek gerekiyor. Ve olası bir takviye veya akü değişimi durumu eziyet haline geliyor. Bunun önüne gecilmiş olması güzel.
Arka sele altı bölmesi konusunda dikkat edilecek çok önemli bir husus var, seleyi açmak için anahtarı çevirdiğinizde hareketi selenin kilidine ileten çelik bir tel var. Ve bölmeye koyacagınız sert cisimler yol şartlarından dolayı içerde hareket ederse, teli yerinden çıkartabiliyor ve böylelikle seleyi anahtarla açmanız mümkün olmuyor.
Bu duruma düşmemek için oraya koyacagınız malzemelerin teli yukarıya dogru itecek şekilde olmamasına veya yolda hareket edip o hale gelmeyecek şekilde konmasına dikkat etmelisiniz.
Motosikletin kontrol düğmeleri ve sistemi bilindik motosikletlerle tamamen aynı.
Sağ kolda marş, engine run/off switch ve far açık/kapalı switchi mevcut.
Ön fren manetinde mesafe ayarı olmasını beklerdim. Zira çok küçük elli insanların ön freni dozajlaması için alışma sürecine ihtiyacı olabilir.
Sol kolda ise yine alışılmış şekilde selektör, sağ-sol sinyal, korna ve far uzun/kısa hüzme secenegi ve jikle mevcut.
Kornanın değiştirilmesinde fayda var çünkü 100 km nin üzerinde iken sizi diğer araçların duyması çok zor. Avrupada belli bir desibelin üzerinde korna kullanımı yasak. O yüzden diğer tüm japon motorları gibi bu motosikletinde kornası zayıf kalıyor TR şartlarına göre.
Motosikletle birlikte Shinko marka SR 741 tipli, 110/70- 17 ölçüye sahip ön lastik ve yine aynı marka 150/70 - 17 ölçüye sahip arka lastik gelmekte. Her iki lastiğin de tarihi Ağustos 2005. Lastiklerin güvenli olarak çıkabileceği max sürat 210 Km/h. Lastikler kuru yolda gayet başarılılar. Fakat yağmur yeni başladıgında ve yol kayganlaşmaya başladığı ilk zamanlarda oldukça dikkat etmek gerekiyor. Ani gaz kesmelerde bile yanlamak mümkün. Fakat tam olarak ıslanınca eski yol tutuş özelliklerinin %70 ine geri dönüyor lastikler. Yani kısacası tüm araçlarda olduğu gibi bu motosiklette de ıslakta biraz dikkat..
Motosikletin oturuş pozisyonu, tam bir race gibi olmasa da racing motorda oldugunuzu fazlasıyla hissettiriyor.
İlk motoru teslim alıp yola çıktıgımda frenler neredeyse hiç tutmuyordu. Yeni disk ve yeni balatanın birbirine alışıp, üzerindeki koruyucu maddenin yokolmasını müteakip tam performans vermesi ~100 km yi buldu. Sıfır bir motosiklete bindiğinizde, lastiklerin alışması frenlerin alışması gibi süreçler bana çok keyif veriyor. İnsan pek dikkatli oluyor bu zaman zarfında. Ama nedense o pür dikkat gidiş çok çabuk unutuluveriyor herşey rayına oturunca.
Hazır lastiklere inmişken, frenlere de değinelim, motosikletin frenleri beklediğimden çok daha iyi çıktı. Zaten 150 Kg. lik bir motosiklette oldukça büyük iki tane disk varken başarılı olmazsa ayıp olur. Rakiplerinden önemli bir farkı frenlerde yatıyor desem yeridir. TCTC marka çift pistonlu kaliperlere sahip fren sisteminde, önde 300 mm çaplı iki adet disk, arka frende ise yine çift pistonlu 230 mm çapında bir disk mevcut. Her iki freninde dozajlaması gayet güzel. Arka fren siz istemedikçe kilitlenmiyor.
Motosikletin dizaynı göreceli bir kavram olmasına rağmen benim hoşuma gitti. Özellikle Grenajlardaki hava akım yerleri motoru daha sportif bir hale sokmuş. Boyası tek renk ve sade olmasına rağmen, sportif duran bir makine.
Eksozun bitişinin yere dik gelmesi değişik ama hoş duran bir ayrıntı.
Far aydınlatması gayet yeterli. Uzun ve kısa hüzmeler görevini başarıyla yerine getiriyor. Motosikletin ön far bölümünde park lambası yok. Far düğmesini açtığınızda kısa far arka park ile birlikte direk yanıyor.
Uzun ve kısa farların üst üste durması bana İtalyan stilini anımsattı.
Amortisörler bozuk ve stabilize yolda da, düzgün asfaltta da hiç bir sorun yaşatmadı. Sportif ya da konforlu kullanımlar için optimum bir sertlik seçilmiş. Upside-down (ters) amortisörlere sahip ön süspansiyon başarılı olmasına rağmen hiç bir şekilde ayar sunmaması üzücü. Ne rebound ne de damper ayarı mevcut.
Aklıma gelmişken oldukça yüksek bir süratte bir viyadüğe girdim ve gelen yan rüzgarlardan hiç rahatsızlık duymadım.
Artçının konforu bir race motorda olacak kadar yeterli düzeyde. Ekstra bir rahatsızlık veya fazladan bir konfor sözkonusu değil. Ön sele de oldukça geniş ve sertliği uygun. Rahatsız edici bir durumla karşılaşmadım.
Ön cam benim gibi 1.90 lık insanlar için yeterli değil. Fakat bu tip bir motosiklete daha uzun cam olmaz zaten. Eger camla konfor arıyorsanız ve boyunuz 1.80 + ise biraz hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz. Zaten race tarz bir motosiklette çok da konfor aranmamalı. Ama 1.80 lik kişilere kadar sorun yaşatacağını sanmıyorum. Herhangi bir türbülans olayı yaşamadım yüksek hızlarda.
Motosikletin aynaları dizayn olarak çok güzel görünmekle beraber görüş alanında kısıtlılık hissettim. Dizayndan ödün vermemek için ölü noktadan ödün vermişler sanki. Sabit olarak ön kafaya baglı olması da + puan bence.
Aynanın alt yarısı üst yarısından daha dar oldugu için, alt yarıda aslında arkada olan ama aynada gözükmeyen araçlar mevcut olabiliyor. Bu sebeple başınızı oynatarak ölü noktayı kendinizin gidermesi gerekmekte. Ayna performansını tamamen kişisel görüşüm olarak pek sevmedim. Ama kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Alışkanlıklar bunu etkileyebilir.
Motosiklete benim gözlemlediğim kadarı ile herhangi bir düşme takozu veya koruma demiri gibi şeyler takılacak yer göremedim.
Yan sehpada iken debriyajda olsanız dahi motor viteste ise stop ediyor ve marş basmıyor.
17 litrelik benzin deposunun menzili akıllı bir kullanımla 400 km nin üzerinde. Sakin kullanımda 3.2-3.5 redline kullanımda 4 litre gibi bir değer elde ettim. Benzin deposu yapısı oldukça geniş. Suzuki GSF 600 Bandit'i andırıyor. Artçının destek alabilmesi kolay. Üzerindeki marka yazısı vernikle örtüldüğünden, herhangi bir şekilde yazıların çıkması söz konusu değil.
Ayrıca depo kapağının menteşeli ve yayla depoya baskı yapan lastik contaya sahip olması avantaj. Menteşesiz depo kapakları benzin alımlarında kapağı çıkarıp koyacak yer bulma sorunu yaşatabiliyor veya koydugunuz yerde para çıkartırken motosiklet sallanınca yere düşmesi gibi olasılıklar mevcut. Bunların önüne geçilmiş.
Motosikletin boyutları Türk insanının aradığı gibi fazlasıyla büyük. Zaten kasası ve diğer aksamlar GT 650 R ile tamamen aynı. Sadece GT 650 de şase biraz daha güçlendirilmiş.
Motorun boyutunu karşılaştırmak için bilinen bir motor olan CBR 125 li bir arkadaşım uğradığında yan yana getirdik.
Gelelim motorumuzun karakteristik özelliklerine.
Motosiklet, üstten çift eksantrikli 8 supaplı, 2 adet Mikuni BDS 26 karbüratörle donatılmış, hava ve yağ sogutmalı 90 derece V2 motora sahip. Motor 10.000 devirde 29 HP güç üretirken, 7300 devirde 20.5 NM tork üretmekte.
Kağıt üzerinde torku düşük gibi görünse de kullanırken bunu hissetmiyorsunuz. Her viteste ~3500 devrin üstünde motorda hayat var. Performans değerlerine gelince, motosiklette görebildiğim en yüksek hız düz yolda 165 km/h. Fakat uzun ve dik rampalarda 140+ hızlarda hiç zorlanmadan tırmanabilmekte. Zaten bunları mesajın en sonundaki videoda göreceksiniz. Performans değerleri 250 cc lik bir motordan beklenenin üzerinde bence. 5000 devrin altında rahatsız etmeyecek kadar az bir titreme mevcut fakat 5000 üstüne çıktıgınızda çok güzel bir ses size eşlik ediyor ve biraz ruhunuzda delilik varsa sizi gaza getirmesi işten bile değil. Özellikle 7000 devirden sonra oldukça keyifli.
Vites geçişleri ilk zamanlarda biraz kemikliydi, ama 300 km den sonra şu anda gayet yumuşak ve sessiz. Vites oranları ne çok kısa ne çok uzun. Şanzıman 5 vites fakat 6. vitese gerek duymuyor. 5. viteste 7000 devirde 103 km hızla gidiyor araç. 11.000 devirde 165 yapıyor daha da üstüne çıkacağını sanmıyorum. 11.300 gibi kesiciye giriyor.
Debriyaj maneti göreceli olarak biraz sert gelebilir. Kavramada herhangi bir hissiyat sorunu yok, titreme ileri atılma vs yok. Gayet kararlı bir debriyaja sahip.
Motosikletin motoru çok geç normal çalışma sıcaklığına ulaşıyor. Neredeyse 8-10 km sonra optimum sıcaklığa erişiyor. Tabi bu süre yazın azalacaktır. Bu süre zarfında 90-100 km yi gecmek mümkün değil. Motor tam ısısına ulaşmadan performans beklememek gerekiyor. Bu kış için bir dezavantaj gibi görünse de, yazın ve güneyde sogutma sorunu olmayacağının bir göstergesi. Çünkü hava sogutmalı olmasına rağmen oldukça başarılı bir soğutma sistemine sahip. Park halinde gören ve inceleyen bazı insanlar soru sorarken motorun hava soğutmalı oldugunu söylediğimde, "e bu öndeki kocaman radyatör nedir" diye sordular. Gercekten de çok buyuk bir yağ radyatörü mevcut ve yazın 40 derece sıcakta bile sogutma ile ilgili bir sorun olmayacağının garantisi. Tabi kışın ilk 20 dk biraz tatsız geciyor. Ama hepsi bir anda olamıyor işte. Yazın sorun yaşamamak için kışın 20 dk keyifsizliğe katlanmak gerek.
Genel resimler
TEKNİK ÖZELLİKLER
Motor: 90 derece V-2 silindirli, Hava + yağ sogutmalı, DOHC, 8 supaplı
Yakıt sistemi: 2 adet MIKUNI BDS26 Karburator
Çap: 57.0 mm
Strok: 48.8 mm
Max Güç: 29 HP @ 10.000 RPM
Max Tork: 20.5 NM @ 7300 RPM
Silindir hacmi: 249 cc
Çalıştırma: Elektrikli marş
Kavrama sistemi: Islak, çoklu disk.
Aktarma sistemi: Zincir
Vites kutusu: 5 ileri vites
Vites oranları: 1. : 2,46
2. : 1,56
3. : 1,19
4. : 0,96
5. : 0,84
Ön çatal açısı: 25,5 derece
Akü: 12V 12 Ah
Ön lastik: 110/70 - 17
Arka lastik: 150/70 - 17
Ön fren: Çift piston kaliperle donatılmış 300 mm çapında çift disk.
Arka fren: Çift piston kaliperle donatılmış 230 mm çapında tek disk.
Uzunluk: 2,080 mm
Genişlik: 760 mm
Yükseklik: 1,120 mm
Aks aralığı: 1,455 mm
Yerden yükseklik: 180 mm
Kuru ağırlık: 150 Kg
Yakıt deposu: 17 litre
Sonuç olarak, fiyat/performans ilişkisi oldukça başarılı bir motosiklet bana göre. Global motordan aldığım bilgiye göre yedek parça sıkıntısı kesinlikle olmayacak. Ben konuşmalardan parça ve servis durumunun ciddiyetinin farkında olduklarını anladım.
Ayrıca Global motora buradan, motosiklet camiasına böyle bir fırsat verdiği için de teşekkür etmek istiyorum. Yaklaşık 600 km dir motosiklet bende ve benzinleri dahi şirket karşılıyor. Umarım diğer motosiklet firmalarına test sürüşünün önemini anlamaları adına fikir verir bu durum. Motosikleti cuma günü teslim edeceğim. Eger görmek isteyen sesini dinlemek isteyen olursa motosiklet hala bende. Kısmet olursa Çarşamba toplantısına götürmek istiyorum motoru.
Önemli: Yukarıdaki yazı, yorumlar ve kamera çekimleri tamamen bana aittir. Başka bir yerde izinsiz veya kaynak göstermeden yayınlanmamasını, çekimlerin içeriğindeki kullanımla ilgili yorum yapılmamasını şiddetle rica ediyorum. Ayrıca videolar küçültülürken ses ve görüntüde bozukluk oldugunu unutmamak gerek.
Şimdiye kadar bekleyen arkadaşlarıma teşekkür ederim. Elimde olmadan 1 hafta kadar gecikti yayınlamam kusura bakmayın. Ama beklediğinize değdiğini umuyorum. Motosiklet hakkında bayağı bir fikir vermiş olduğumu ve bir çok kişinin kafasındaki soru işaretlerinin cevaba ulaştığını düşünüyorum.
Saygılar. _________________ Eralp TEREM
www.motogiyim.com Türkiye'nin en büyük ve bol çeşit içeren online motosiklet aksesuar magazası.
Kayıt: Jan 20, 2007 Mesajlar: 80 Nerden: istanbul/maltepe
Tarih: Pts Şub 26, 2007 5:50 pm Mesaj konusu:
arkadaşım ben sana tavsiye etmiyorum .nedenmi ,çünkü dün e kadar deseydin .tavsiye ederdim.dün bu motorun üstüne oturdum .ve kağıt üstünde yazan değerlerin daha üstünde bi güce sahip oldugunu gördum ve korktum yaklaşık 6000 km suzuki gn125 kullanıyorum .ve hala bana göre güçlü bi makina ilk başlama ya üygün görmedim tamam 600f le fazer başlıyanlarda gördüm .iyide sürüyorlar fakat şahsi görüşüm sana hayır demekten yana git cbr125 ,ybr125.titan al biraz deneyim edin sonra geçersin .hadi aldın beni dinlemedin kabul edelim .bari naked modeli alda yan yatarsan masrafın az olsun . ve şimdiden ne alırsan hayırlı olsun montsuz kasksız eldivensiz binme ,dizlikte unutma
Kayıt: Jan 12, 2007 Mesajlar: 132 Nerden: istanbul
Tarih: Pts Şub 26, 2007 6:50 pm Mesaj konusu:
walla geçen sana bişeyler yazdım ama bir turlu gelmiyo siteye bişeyler oldu 10 larca yazım ve ve bir topik yok oldu valla
arkadaşım o motorla kaza yaptı ve kaza sebebi eksozunun alev alması idi bir kere daha düşün derim _________________ Honda Transalp l love enduro...
AYDİNBEYHAN ve merak edenler sıkı durun;
oğluma aldığım gt 250 r modeli şu anda 2800 km de olması
gerekiyordu,ama olamadı çünki yaklaşık 1 ay önce arıza başladı
göstergeler yolda giderken off oluyordu. Sonunda olan oldu
artık km göstergesi 840 ' ı gösteriyor, diger bilgi araçlarıda saçmalıyor
inşallah teknik bir hata değilde bizim garajdaki fındık faresinin marifetidir.
pzt si günü servise gidince neyle karşılaşacağız bilmiyorum ama
seni haberdar ederim.
severek beğenerek aldığım son derece esnek,şık,az yakan bu
makinada kalite sorunu yaşamak beni üzecektir ,onun için farenin
marifeti olmasını umuyorum
Öncelikle Eralp TEREm beye teşekkürler, ilgiyle okudum testini. GN125 arkadaşa da teşekkürler, motorun güclü olması çok sorun değil yaklaşık 3500 km VFR-800 gezi tecrübem var. Yaşırm geriği duzgün giderim. Benim daha çok merak ettiğim motorum ne ölüçüde sağlam ve dayanıklı veya narin olması durumu. Arıza çıkartıyorsa daha çok ne tür arızalar. Bu açılardan metyus ve trainersoner'e de teşekkürler. Özellikle gösterge sorununun farelerin işi olup olmadığını bende merak ettim.
Birde bu motoru anck ikinci el alacak kadar param var. İkinci eli için yorum yapabilecekler varsa yine sevinirim.
bu motosikletin motor yapısıyla ilgili bazı soru işaretleri vardı bi zaman okumuştum...
hatırladığım kadarıyla endişe edilen durum şu. çift V silindir ve havasoğutmalı bir motorun bu kadar çok beygir ama bu kadar düşük tork vermemesi yani durumun ters olması gerektiği yönündeydi..
beygir gücü almak için motor devrinin yükseltildiği buna mukabil torkun düştüğü açık, bu durumda da motorun dayanıklılığıyla ilgili soru işaretleri oluyor. 650cc lik modeli için yanlış yorum yapmak olmaz zira kendisi suzuki vstorm un makinasıyla aynı. ama bu makinanın bir hava soğutmalı olarak ne kadar dayanıklı olabileceğini kestirmek zor. biraz km yapmış olanları kompresyon, dinamometre testlerine sokmak lazım aslında.
tip olarak benim hoşuma gidiyor, 650 cclik modeli düşünmeden alırım mesela. ama 250? _________________ http://serhatgursoy.com
r1200GStar
İkinci elde çok uygun fiyatlara bulunabiliyor.
Şu ana kadar sürekli yüksek devir çevirtenler dışında büyük sorunla karşılaşan olmadı.
Sahibinden.com'da çok uygun fiyatlara örneklerine rastalamak mümkün. Alan kişiler ya geçiş, başlangıç motoru olarak aldıkları ya da ekonomik sebeplerden satıyorlar.
Keşke XRX 450 endurosu da gelse.
GT 250 veya R modeli ilk geldiği zamandan bu yana oldukça kafa kurcalayan alımlı, piyasadaki ekürilerine göre daha güçlü bir makine ama kafamın almadığı tek şey bu motorun fiyatı..? Daha ülkem topraklarına yeni düşmüş fuar standlarında boy gösterirken bile 250cc bir makina için oldukça pahalı geldi bana, üstelik hiçmi hiç tanıtım fiyatı kampanya gibisinden şeyler de duymadım. Başlangıç için düşünenleri ayrı tutarsak biraz daha bütçe ayrılarak ikinci elde daha ciddi şeyler düşünülebilir. Piyasa, kamuoyu ve güvenilirlik gibisinden kavramlara zaten hiç dem vurmayayım, onlar henüz muamma. Gözardı edilebilecek bir fiyatı olmadığından iki kere düşünmek gerekiyor sanırım. _________________ '03 BMW R1150R
'02 Suzuki GSX 750 F
'04 Kawasaki KLE 500
'06 Zealsun ZS200GS
0 Rh (+)
Kayıt: May 31, 2005 Mesajlar: 272 Nerden: Istanbul
Tarih: Cum Mar 09, 2007 11:48 am Mesaj konusu:
funkstar demiş ki:
beygir gücü almak için motor devrinin yükseltildiği buna mukabil torkun düştüğü açık,
Bu motosiklet modelinden bağımsız olarak, bu yorum tamamen yanlış..
Yanlış, kulaktan kulağa dolanarak doğru halini alıyor yine..
Motosikletin devir aralığı yükseldi diye torku düşecek diye bir şey yoktur..
Motosiklet motoru da içten yanmalı bir motordur ve silindirin içerisinde yakıt hava karışımını patlatarak bunun sonucu ortaya çıkan basıncı pistona ileterek çalışır.. 4 zamanlı bir motoru ele alırsak da, o 4 zamanın üzerinde etken olan tüm parametrelerin de motorun performansı üzerinde etkisi vardır..
Silindir tasarımı, valflerin alanları, hava kutusu tasarımı ve rezonansı, valf kamlamalarının zamanlamaları, yine valflerin açılma kapanma ve eşdüşüm açıları, egzost tasarımı, rezonansı, uzunlukları, birleşim noktaları, header'ların çapları, susturucunun açıklıkları, ateşleme zamanlamaları, enjektörlüyse püskürtme zamanlamaları, enjektör tasarımı ve konumu, hatta valflerin çevresindeki soğutmanın yoğunluğu.. ve belki de en önemlisi motorun silindir ve soğutma geometrisine göre sıkıştırma oranına bağlı olarak motor belirli bir devirde belli bir yanma karakteri sergiler ve buna bağlı olarak da yine belirli performans değerleri gösterir..
Yukarıda saydığım ve sayamadığım bir çok etkenin motorun torku üzerinde değişik devirlerde değişik etkileri vardır.. Kabaca da her hangi birinin en yüksek yanma verimliliğini sağlayabileceği bir noktası vardır.. Bu da o motorun torkunun o etkene bağlı tepe noktasıdır..
Geniş devir aralığı olan bir motorda tüm bu değişik etkenlerin tepe noktalarını dar bir devir aralığına sıkıştıracak şekilde tasarlarsan motoru- ki tasarlayabilirsin-, tork eğrisi de o devir aralığında tepecikli olur.. Başka devirlerde motor başka bir karakter gösterir.. Optimizasyon işidir.. Bu etkenleri devir üzerine dağıtırsan, farklı şekilde optimize edersen daha yayvan bir tork eğrisine, yani hemen her devirde benzer tork değeri veren bir motor tasarlamış olursun..
Piyasada bu ikisine de örnekler var..
...
İkincisi.. Torklu motor nedir?.. Sağda solda adı torklu motor olarak geçen motorlar aslında tork eğrisi yayvan olan motorlardır.. Her devir aralığında motor iyi tepkiler verir.. Beygir gücü eğrileri de genelde doğrusal artan bir grafik çizerler.. Bu motorlar da son derece yüksek devirler çevirebilirler..
Torksuz olarak adlandırılan motorların da genelinin aslında maksimum torku yukarıdaki tip motorlardan yüksektir.. Sadece optimize edildikleri devir aralıklarının dışında genelde ölmüş eşek gibidirler..
Bu torksuz olduları anlamına mı gelir?.. Sanmam..
..
Bunların hepsi bilgiden uzak hislere yakın yargılar..
Algılar ve hisler iyidir hoştur ama, yetkin olmayan kişilerde yanılgıya da yol açarlar sıklıkla..
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız