Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kayıt: Aug 19, 2003 Mesajlar: 816 Nerden: Istanbul
Tarih: Çrş Ksm 08, 2006 10:05 am Mesaj konusu: Esya nasil tasinir bu meretle?
Arkadaslar
Oncelikle guzel dusunce ve temennileriniz icin tesekkurler. Ben alete alismaya calisiyorum. Daha fazla binemedim ama bugun hava guzel bir kac isimi de halletme bahanesi ile cikarir gezdiririm diye dusunuyorum. Ancak LC4 de esya tasimak tam bir dert bir poseti yada ufak bir kutuyu koymaya yer bulamiyorum. Ahtopotu tutturacak tutamak yok. Iki yandaki el tutamaklarina ahtopotu baglayamiyorum. Bakiyorum ediyorum altidan saginda solunca kancalari takmaya yer bir turlu bulamadim. Acaba diyorum arkaya bir topcase braketi http://www.ktmcyclehutt.com/ktmstore/950_640_adventure/60012027250.jpg taksam cok mu ayip etmis olurum cihaza?
Bana pratik bir kac oneri verebilirmisiniz? _________________ I need your boots , your clothes and your motorcycle.
Gayet de güzel olur. Ne kadar dengeyi bozza da şehir içi kullanımda topcase büyük rahatlık. Ama alışkanlık yapıp araziye de onunla çıkmamak lazım. Yakış maz mı..? Yakışmaz. _________________ Tolga Demirel
AfricaTwin
KTM EXC 450
bberksan, ahtapotu çamurluğun altından geçirebilirsin. Arazidehoplayıp zıplamadıkça arka teker ahtapota ilişmeyecektir. Malum amortisör mesafesi oldukça yüksek. Onun dışında yan çanta ve arka çanta hatta depo çantaları bağlama konusunda bir ara detaylı yazarım sana. Ekstra parça almana bence gerek yok. ama takmak istersen de bir arkadaşım resmini gösterip aynısını ucuza demirciye yaptırdı, sen de deneyebilirsin.
Havalar güzel bu sıralar binmişizdir biraz değil mi? İzlenim bekleriz foto bekleriz? _________________ Uğurcan
Bizim gibi kaşifler burjuvalara otel parası ödemektense ölmeyi tercih ederler.
E.C.Guevara
Kayıt: Aug 19, 2003 Mesajlar: 816 Nerden: Istanbul
Tarih: Çrş Ksm 15, 2006 5:29 pm Mesaj konusu: re
Arkadaslar
Aldigimdan beri yaklasik 700 km binebildim. Dun 18 lt'lik depo ve arka baglama demiri taktik bir arkadasimla beraber.
Izlenimlerimi ve olcumlerimi toparliyorum , light bir test haline getiriyorum. 3-5 gun sonra.. _________________ I need your boots , your clothes and your motorcycle.
Benim durumumdaki bir adamın bu topiği okumaması gerekiyordu
ilk önce KLR takıldı kafama ama yetmiyeceğini düşünerek maddi olarak
gözümüde karartarak XTyi taktım kafama ama bu KTM hakkında yazılanlar
kafamı öyle bir karıştırdıki KTM
Benim durumumdaki bir adamın bu topiği okumaması gerekiyordu
ilk önce KLR takıldı kafama ama yetmiyeceğini düşünerek maddi olarak
gözümüde karartarak XTyi taktım kafama ama bu KTM hakkında yazılanlar
kafamı öyle bir karıştırdıki KTM
XT660 tavsiye edilir hava filtresi kabına yapılacak ufak bir modla 55hp ve 60NM+ veriyor _________________ Engin
Kayıt: May 27, 2005 Mesajlar: 1900 Nerden: Istanbul
Tarih: Prş Ksm 16, 2006 5:08 pm Mesaj konusu:
opensea demiş ki:
turist demiş ki:
Benim durumumdaki bir adamın bu topiği okumaması gerekiyordu
ilk önce KLR takıldı kafama ama yetmiyeceğini düşünerek maddi olarak
gözümüde karartarak XTyi taktım kafama ama bu KTM hakkında yazılanlar
kafamı öyle bir karıştırdıki KTM
XT660 tavsiye edilir hava filtresi kabına yapılacak ufak bir modla 55hp ve 60NM+ veriyor
XT660 da yaman bir makina olmakla beraber burada KTM üzerine hayaller kurmak daha güzel çünküüü KTM KTM'dir, artısı eksisi başka ama KTM bu adından söz ettiriyor. _________________ 950 ADV
LC4'lerin titreşimi ile ilgili olarak yapılabilecek bir kaç şey var ama garantisi dolmamış motorlara önermem... www.advrider.com'da thumpers'ın altında LC4'lerle ilgili çok detaylı bilgiler bulabilirsiniz. Yazacaklarımın çoğunu oradan öğrendim. Çoğunuda denedim..
Gelelim titreşim konusuna ilk olarak LC4'lerde rodaj'ı bitine kadar bolca titrer, rodajı bitincede biraz azaltıp titremeye devam eder. Subap ayarları bozulduğunda titreşimi daha da artar.
Genelde fabrika çıkısı olarak Avrupa Egsoz Emisyon Standartlarını tutturmak için üzerinde bir bize titreşim olarak geri dönen parçalar var. İlk olarak karbüratörü 152,5 jet kullanıyor bu da fakir karışım olmasına neden oluyor ve tecrübe ettiğim kadarı ile fakir karışım titretiyor. Doğru jet biraz deneme yanılma yolu ile bulunuyor... Karbüratörün üzerinde ulaşılmaz bir yerde Idle Mixture Screw diye bir vida var. (Teknik olarak yanlış bir çeviri olmasın diye çevirmedim kusura bakmayın.) Bu vida normalde 2.25 kez döndürülmüş durumda ama bununla oynayarak titreşimi azaltabiliyorsunuz. Ama dediğim gibi erişilmez bir yerde ve de motor sıcakken sakın uğraşmayın.. Bolca yanığınız olur.. Stenhouse veya ktm-sommers.de 'de o vidanın yerin kullanılabilecek vidalar satılıyor..
İkinci bir sistemde SAS (SLS) Secondary Air System. Bu da egsoz gazları manifold'dan çıkarken valfli bir sistem ortama temiz hava veriyor. Bunun iki faydası varmış.. birinci CO gibi gazların CO2 ye dönüşmesini sağlıyor.. vede egsoz bulunan convertör'e giden gazın ısısın düşmesine neden oluyor. Bu sistem yüzünden egsoz'dan sürekli "pop,pop,pop" sesi geliyor ve fazla geri basınç oluşturduğu için bayağı titremesine neden oluyor. Bu sistem Amerika'da ki LC4'lerde yok. Bir tapa ile hava girişi kapatılmış durumda. Tabii Amerika'ya giden LC4'lerin egsozları da farklı... Bu sistemi çıkartınca egsozuda değiştirmek lazım yoksa orjinal egsoz zarar görüyor.
Bir de ikinci vites'de LC4'ler fazlaca kötü gaz çıkarıyormuş gazı acınca, bunuda engellemek için bir sistem koymuşlar. Karbüratör'e hava basıyor bu yüzden daha yavaş oluyor geçiş (ikiden üçe). Bunuda çıkarmak iyi geliyor.. Özellikle gaz tepkisine...
Bunları kaldırınca cidden (şu an öyle kullanıyorum) titreşim bayağı bir azalıyor... Bunun yanı sıra gidonun içine bir miktar ağırlık eklemek titreşimi azaltıyor ama ağırlık taraf başına 300 gr geçmemeli (gidon aluminyum olduğundan) ve iki tarafda eşit olmalı. Ben Amerika'da bir yerden getirttim.. Tecrübelerimce titreşimin frekansını değiştirdi ağırlıklar. Bir de gidonun içine silikon sıkmanın işe yaradığını söylüyor ama denemedim birşey diyemem...
LC4 ile ilgili bir iki not aktarayım. Yağ değiştirmesi alengirli bir iş ve de yağın şase'nin içine konulan yerinden havasını almayı unutmayın. Servise götürürseniz dikkat edin yapsınlar. Altda bir süzgeç olan bir de mıknatıs olan yağ tapası var. Bunların arasında Allen başlı bir tapa daha var. Onu sakın sökmeyin söktürmeyin.. Kullanım kılavuzu özellikle buna dikkat çekiyor...
Sele çok serttir... Bununda içinden bir miktar sünger alarak yumuşatabilirsiniz.. Nasıl yapıldığını anlatan belgeyi size gönderebilirim. Bu anlattıklarımın çoğunu ve daha fazlasını advrider'da bulabilirsiniz... Ön suspansiyonlara toprak parçacıkları kaçabiliyor bu da yağ akmasına neden oluyor... Keçesini değiştirmeden önce bir kartviziti keçeni arasına sokup temizlemeyi deneyin..İşe yararsa ne ala...
18 L depo almanız iyi olmuş. Küçük depo takarsanız düştüğünüzde (İnşallah ciddi düşmezsiniz) radyatörleri kontrol edin. Grenajların bağlandığı yerden dolayı radyatörleri eğebiliyor.
Bir de Sw-Motech diye yan çanta için taşıma demirleri var.. Bence KTM için en iyi yan taşıma demirleri. 2 dakika da sökülebiliyor.
Hemen bir alt koruma (skid plate) alın. Ben de termoplastik olanı var. Şu ana kadar iyi iş gördü.
LC4 zamanla sevilen, zaman geçtikçe aşık olunan bir makina. Nazar değmesin benimki kesin çalışmaz dediğim zamanlarda yola devam etti ve de beni bir dolu dertten kurtardı. Zamanla, toprağa girip çıktıkça makinayı çok daha fazla seveceğiniz düşünüyorum.
Şimdilik aklıma gelenler bunlar.. Umarım bir faydam dokunur.
Kayıt: Aug 19, 2003 Mesajlar: 816 Nerden: Istanbul
Tarih: Sal Arl 05, 2006 6:46 am Mesaj konusu: KTM
Motoru aldığım 1000 km'ye yakın oldu. otoban uzun yol şehir içi ve son olarak bu hafta sonu arazide kanırttık. Tecrübelerimi KTM almayı düşünen arkadaşlar için aşağıda özetlemek istedim. Zaten bu topic amatörü profesyoneli ile tam bir KTM tecrübe topic'i oldu. Umarım faydalı olur. Düşüncelerimi paragraflar halinde sıralamasız yazıyorum.
600 km’nin ortalaması olan 4,93 lt/100 km’lik tüketim bence çok iyi. Arazide olmasa da bir hayli agresif şehir içi ve uzun yol kullanımında elde edilen değerler bunlar.
Performans motoru olmasa da gerçekten çok kuvvetli.Debiryajı ilk bıraktığınız anda altınızda faklı bir makine olduğunu hissediyorsunuz. 5 sn’nin altında 100’e çıkabiliyor. Ben 173’e kadar gördüm. Bence rahat 180+ yapabilir ama biraz eğime ve arkadan esen rüzgara ihtiyacınız var.
Gösterge elektronik ve bir çok veri görebiliyorsunuz hatta 2 tripmetre bile konulmuş. Kontağı ilk açtığınızda 21” yazısı ekrana geliyor. Bu motorda 17 19 ve 21” ön janta göre ayrı ayrı sürat mesafe bilgilerini görmek mümkün. Tek yapmanız gereken 17” supermoto jantı taktığınızda km sayacını 17”’e göre başlatmak. 21” e geri döndüğünüzde tekrar 21” e ayarlatmak. Bu çok güzel bir detay.
Ergonomi konusunda Allah’tan Avusturya’lılar Alman kuzenlerine özenip bu motora BMW’deki saçma sapan korna sinyal ve selektör düzenini koymamışlar. Japon standartlarına göre dizayn edilmiş sistem son derece ergonomik ve kullanışlı. Sinyal korna farlar tam olması gerektiği gibi ve gözü kapalı buluyorsunuz hepsini.
148 kg kuru ağırlık esasında çok çok hafif sayılmaz. Ancak motor inanılmaz hafif hissediliyor sanki olduğundan da hafif. Şöyle bir gidona seleye elinizi atıp yan ayaktan aldığınızda gerçekten de şaşırıyorsunuz. Motoru aldığım ilk gün sıkışık trafikte ani fren yapınca acemilikten arka freni dozajlayamadım ve tatlı bir düşüş yaşadım. Motoru yerden kaldırırken inanamadım sanki motosiklet değil de bisiklet gibi geldi. Motoru canhıraş öyle bir çekmişim ki nerdeyse öbür tarafa üzerime devrilecekti. Bu özellik hafiflik insanı motora çok bağlıyor çok cazip geliyor. Açıkçası beni motora bağlayan en önemli etken bu özellik idi .
Hafiflik ve 21” ön jantlar birleşince normal bir enduroda acaba jantı kırarmıyım dediğiniz bir kaldırıma inip çıkarken hiçbir şey hissetmiyorsunuz. Çukur ve merdivenlerin sizin için düz yoldan farkı yok.
Motorda Whitepower ayarlanabilir amortisörler var. Hakkında yorum yapamıyorum çünkü kıyaslayabilecek bir veri yok elimde. Ancak araştırdığım kadarı ile profesyoneller tarafından kullanılan pahalı ve kaliteli bir sistem. Hem ön hem arka amortisorler basitçe ayarlanabiliyor.
Frenleri Brembo ama haklarında çok kaliteli şeyler söyleyemeyeceğim kötü de değil ama bildiğimiz enduro freni işte… Amortisörlerin yumuşak ve yüksek strok’lu olmasından dolayı frenleri dozajlamak kolay değil.
Sele göründüğü kadar rahatsız değil. Ancak 50 km’yi geçince uyuşma başlıyor tabi. Ben XT600 veya KLR650’ye göre sele rahatlığı olarak bariz bir fark göremedim. Selenin enteresan bir özelliği de kesinlikle üzerinden kaydırmıyor. Selenin kaplaması özel ve ne kadar sert fren yaparsanız yapın kaymıyorsunuz sele üzerinden.
Motorun çok sıkıcı bir özelliği çok gürültülü olması .Rölantide çalışırken motoru ilk kez dinlerseniz jigle açık motor 3000 devirde zannediyorsunuz. Ben motoru aldığımda üzerinde Dragon’un Carbon egsozu vardı. Müthiş rahatsız oldum ve derhal orijinal egzozunu taktırdım. Şikayetimin biteceğini düşünüyordum ama orjinal egsoz ile de çok gürültülü.
Vibrasyon çok fazla . Ayaklıklar ve elcikler 120 km’den sonra çok titriyor.
110 -120 kmh’dan sonra rüzgar boyun ve göğüs bölgesine çok büyük kuvvet uyguluyor. Kollarınızla vücudunuzu devamlı çekmeniz gerekiyor ve bu da bir süre sonra yoruyor ve ağrılara sebep oluyor. Ama 100 kmh süratle seyrederken ne vibrasyon kahredici boyutta ne de rüzgar fazla rahatsız ediyor . 100 kmh sabit süratle 100’lerce km yolu huşu içinde yapabilirsiniz. Bu sorunlar anlık hızlanmalarda fazla hissedilmiyor yani bir an için 160-170 çıkıp inecekseniz sorun değil. Ama bir otobana çıktığınızda devamlı 100’le yol bitmek bilmiyor , altınızdaki makinede gaz kolunu çevirir çevirmez 150-160 gibi süratlere çıkabildiğinden 100’le gidemiyorsunuz 140-160 arası süratlerde gidince de hali ile çok yoruluyor insan. En iyisi bu motorla otobana hiç girmemek.
Motorda eşya bağlayabileceğiniz hiçbir yer yok. Tabi böyle bir motora topcase ayıp olur gerçekten ama motora bindiğiniz kask’ı indiğinizde bağlayacak bir kask kilidi olsa fenamı olurdu motor ağırlıktan yarış mı kaybederdi? Hadi onu geçelim, yanınıza aldığınız bir poşeti, uyku tulumu , mat’ı bağlamak için çok aktrobatik hareketler yapmanız elinizi kolunuzu egsoza sürüp yakmamak için özel çaba göstermeniz gerekiyor. Arkada her iki tarafta elcik var ama bu elcikler sadece motoru tutmak için düşünülmüş. Ne ahtopotla ne de lastik’le kolay bir şekilde hiçbir şey bağlayamıyorsunuz. Depo üzeri çanta bağlayabilirsiniz ancak depo plastik olduğundan mıknatıs özelliği bir işe yaramayacaktır. Kayışla da uğraşılmayacağına göre bu motoru alan kişinin ya hiç eşyası olmayacak ya da sırt çantası taşımak için güçlü sırt kasları olacak.
Deposu 11 lt. Çok az. 150 km’de rezerve girebiliyor da girmeyebiliyor da. Ancak benim gibi garantici iseniz 100 km’de bir benzin almanız gerekecek. Şimdi diyebilirsiniz ki bu motorla kalkıp günde 500 km yol yapmayacaksın zaten 100 km’de bir durup dinleneceksin. Burası doğru ama motoru şehir içinde kullanacaksanız ve günde 60-70 km yol yapıyorsanız (35 gidiş 35 dönüş) her gün benzin almak gerekiyor (Veya 1,5 günde bir diyelim). Sizi bilmiyorum ama her gün benzinciye gir boş bir pompa bul doldurt kk çektir vs vs bana çok zor geliyor. Eğer depo 18 yada 24 lt olsa daha az benzinciye gireceksiniz. Ben hemen 18 lt’lik bir depo alıp taktım çok rahat ettim.
Motorun parça fiyatlarını bilmiyorum şimdilik ancak aksesuarlar bayağı ucuz. Komple grenaj takımı 140 € , Metal çok yakışıklı kartel koruma 120 € , komple kilit (Kontak depo) takımı 100 € civarı. İmmobilizer’siz motor kalmamalı artık bu dünyada ama bu motorda yok
Motorun bakımlarının 7.500’de bir olması gerçekten de çok iyi. Kendinden çok daha az agresif mülayim motorlar olan XT KLR gibi motorların bile 5000’de bir.
Debriyaj çok hafif çünkü hidrolik . Çok rahat kullanılıyor.
Tek silindirli bu tip Motorların tork’unun iyi olduğu söylenir. Ama ben öyle hissedemedim. Tork yüksekliği ne demektir? Düşük devirde rahat ilerlemesi üst viteste iken vites düşürmeye gerek bırakmaması değil mi? Bu motor 2.viteste 25 km’nin altına düşünce zıplamaya vites düşür diye yalvarmaya başlıyor. Ya tork eğrisi düzgün değil yada dişli oranları iyi optimize edilmemiş. Devamlı vites değiştirmek gerekiyor. Özellikle 1. ve 2.vites arasındaki boşluk şehir içinde sıkışık trafikte sürüşü zorlaştırıyor. Ya 1.vites çok yüksek devirde gitmek gerekiyor ya da 2.viteste hoplayıp zıplamak ve stop ettirmeyi göze almak. Söylendiğine göre 1.viteste 50’ye kadar çıkılabiliyormuş. Ancak zaten rölantide bile gürültü rahatsız edici iken 1.viteste 50 ile gitmeyi düşünemiyorum, devir göstergesi de olmayınca benim açımdan olay can sıkıcı bir boyuta gelmiş oluyor.
E start yanında Kick start olması her zaman güven vermiştir bana. Motor sürmenizi engelleyen aylar süren yağış kar fırtına bitmiş güneş yüzünü göstermiş siz motorunuzu çıkaracaksınız ama marş basmıyor…düşünsenize ne kötü kabus değimli? Eminim bu kabus çoğumuzun başına gelmiştir. Kick start demek böyle sorunlar yaşamayacaksınız demektir. Ne yazık ki günümüzde 100 cc’lik scooter’larda bile maliyet indirmek amacı ile bu güzel özellik esirgeniyor. Ayrıca manuel dekompresyon da var. Bu sayede kick’mek de kolaylaşıyor. Yalnız kick start’ın sol tarafta olması çok saçma keşke special motorlarında olduğu gibi sağ tarafta yer alsa idi.
Motorun arazi performansına gelince…
Motor ayakta dururken ağırlık merkezinin aşağıda olmasından dolayı 125-200 cc’lik Çin malı cross motorlarından daha hafifmiş gibi duruyor. Ancak iş arazide itmeye götürmeye geldiğinde 150 kg’lık kuru ağırlık bir anda sırtınıza yük olabiliyor. Fabrikasyon dişli oranları çok uzun bu sebeple toprak da olsa yol izi olmayan yerlerde devamlı 1.vites gitmek gerekiyor. Daha kısa bir dişli oranı ile 2.viteste kullanılabilir. Yol izi olmayan ağaçların ormanların arasındaki arazide düz ve yokuş aşşa inerken bir sorun olmuyor. Ancak yokuş yukarı çıkmak istediğinizde (Ciddi eğimlerden bahsediyorum) lastikler yeri tutamıyor motor çok yüksek ve çok sorun yaşanıyor. Ben 1.84 boyundayım buna rağmen ayaklarım yetmiyor . Devrildiğinde kapaktan az da olsa benzin sızması da kötü bir puan . Tabi bu gibi ortamlarda dişli arazi lastikleri olmalı diyeceksiniz fabrikasyon üzerindeki yol arazi karışımı lastiklerin kifayetsiz kalması normal diyeceksiniz … Bir yerde haklısınız ama sizin gidemediğiniz yerlerde önünüzde çifti 50 YTL olan adi lastik takmış ,1.5-2 milyarlık bir Çin malı motor gittiği zaman kendinizi iyi hissetmiyorsunuz. Tabi o motorun ömrü ne kadar nereye kadar gidecek arazinin ortasında bir yerlerde bozulup kaldığından ne yapılacak araziye giderken 80-90’la yol biter mi bitmez mi gibi sorular sorup kendimizi avutuyoruz….
Sonuçta
Bu motor normal bir enduro ile hayal bile edemeyeceğiniz şeyleri yapabiliyor. Otobanda asfaltta çok fazla yorulmadan 100-200 km yol yapıp , hedeflenen arazide fazla abartmamak şartı ile kurtlarınızı döküp , akşam evde uyuklamadan günü tamamlayabilirsiniz.
Ne yapamazsınız ?
1 Günde 700 km , artçınızla 50 km’den fazla , Kazanmayı hedefleyenler için yarışmak , anlık da olsa 190 km/h , devamlı 160+ km/h , eğer boyunuz 190+ değilse ve özel lastikleriniz yoksa aykırı eğimli arazilere girmek . _________________ I need your boots , your clothes and your motorcycle.
Kayıt: Aug 19, 2003 Mesajlar: 816 Nerden: Istanbul
Tarih: Sal Arl 05, 2006 9:47 am Mesaj konusu: re
2006'larda bayagi bi degisiklik var. Bisey sorucam hidrolik debriyaj 2005'lerde de varmi? Ya 2005 ya 2006 da degisti diye biliyorum.
İnternetde arastirdigim hem de super motodaki arkadaslarin soyledigi kadari ile bakimlar 7500'de bir. 1000-7500-15000-22.500-..... diye gidiyor. _________________ I need your boots , your clothes and your motorcycle.
Bilidigim kadarı ile hidrolik debriyaj 2003'den beri var. 2003'den beride büyük bir değişiklik olmadı diye biliyorum. Bundan sonraki değişiklik gelecek sene veya sonraki sene olacak sanırım. LC4 motorunu tamamen değiştirip enjeksiyonlu yapıyorlar. Benim kullandıgım 2005 (2005 Aralık'da aldım) 640 LC4 Enduro'da Magura Hidrolik debriyaj var.
KTM'lerin frenleri ile ilgili KTMTalk'da Tips & Tricks kısmında bir sürü yazı var. Orada hafif olan KTM frenleri için bir çok öneri var.
Bakımlar konusunda bence kullanım kılavuzunada bir bakın derim. Motosiklet ile beraber gelen kılavuzun 18. sayfalarında ilk 1000 km'de ve ondan sonra her 5000 km'de yazıyor.
Kayıt: Aug 19, 2003 Mesajlar: 816 Nerden: Istanbul
Tarih: Prş Arl 07, 2006 10:25 am Mesaj konusu: re
Kullanma klavuzu ve bakim karnesini arayip istememe ragmen satici arkadastan alamadim ne yazik ki. Almadan evvel sifirina da bakmistim ve o zaman spormoto'ya sordugumda bana 7500'de bir demislerdi (Ozellikle bu soruyu sorarim cunku special motor almak istemiyordum yani 15-20 saatte bir bakim olayi beni bayar). Aldiktan sonra kontroller orjinal egsozun ve alt karter korumasini takilmasi icin gittigimde de sordugumda bana 7500'de bir dediler. Arcd arkadasimizin uyarisi uzerine telefonla spormoto'yu tekrar aradim 7500'de bir ama aralarda gelip yag degisimi olsa iyi olur gibi bi laf soylediler...... Yani 5000'de bir diyemediler de .... dediler. Sonucta ARCD arkadasimiz bu konuda cok tecrubeli ve beni uyardigi icin tesekkur ediyorum.
Arcd'ye bisey daha sormak istiyorum. Yan canta baglama demirleri ve cantalar ile araziye girilemeycegi asikar. Diyorum ki uzun yol geziler icin yan canta baglama demiri takilabiliyorsa on cam da takilabilir ne dersiniz? Ben KLR650 ve XT600'ume hep on cam taktim. Bu on camlar universal olan Kappa yada Givi olabilir gidona kollar ile monte edilen cinstendi. Gorunum cok cok guzel olmamakla beraber cirkin de degildi ve motoru bir anda turing motosiklet konforuna yaklastirabiliyordu. Ancak bu cami gidon cok kalin oldugundan su an takilamiyor ve ben alternatif cam pesindeyim.
www.ruzgaresmez.com sitesinde hazirlik asamasi sonra da uzun yol ruzgarligi derseniz arkadasimizin uzun guneyamerika gezisinde KTM motoruna taktigi on cam gorulebilir. _________________ I need your boots , your clothes and your motorcycle.
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız