Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Tarih: Prş Ksm 09, 2006 8:34 pm Mesaj konusu: Hatay Seldiren Çayı Turu
Yavru Kaplan’ımı yeni almışım, içim içime sığmıyor, sürekli bir yerlere gitsem diye düşünüp duruyorum. Bir ara düşüncemi Hasan Çolak’a açtım.
O da PanEuropanıyla tur atmak istiyo, ama paydalar eşit değil. Oğlu Kerem için diye aldığı enduroyu denemek ve benimle birlikte çıkmak
için “İyi olur, ben de zaten bunaldım” dedi. Ama bu heyecana birkaç kişiyi daha davet etmek istiyordu. Hemen, Antakya’nın hızlı yarışçısı Gökhan Tecirli’yi aradı. O da bu işe dünden razı, tamam, Pazar günü
gelin sizi dağlara götüreyim, dedi.
Pazar günü geldi ama, yağışlı hava da beraberinde geldi. Ertesi haftaki Pazar’a kaldı. Hasan burnundan soluyo. “Abi, yağmur da yağsa, taş da
yağsa, ben gideceğim, sen geliyor musun?” dedi. “Elbette geliyorum, benim de artık canıma tak etti” dedim.
Derken Pazar günü geldi, ama ne yazık ki, yine yağış, bu sefer, geçenkinden daha şiddetli, duyduk ki Antakya’yı nerdeyse sel götürecek.
Amaaa, derken Çarşamba günü artık sabretmemizin mükâfatını aldık. Hava günlük güneşlikti. Gökyüzü masmavi; hava sıcaklığı 18-20 derece
cıvarıydı. Hemen anında bir plan, derken yola çıktık. Antakya’da Gökhan bizi Sarı Suzuki endürosuyla karşıladı ve dağlara doğru çıkmaya başladık.
Antakya’dan Samandağ istikametine doğru gittik, Batıayaz denilen bir mesire yeri var, o yola döndük. Dağlara doğru tırmanıyoruz.
Batıayaz’ı geçtikten sonra tırmanışlar önce tırmandık, sonra inişe geçtik.
Derken bu nefis manzara
Buraya daha önce arabayla geldiğim için, biliyorum. Yazın sıcak günlerde
Antakya çevresinden gezmeye gelen gençler bu köprünün üstünden, Gökhan’ın sarı kuşunun bulunduğu yerden, yaklaşık dört metre aşağıya,
köprünün hemen altındaki suyun derin kısmına doğru atlıyorlar
Bu köprüden sonra yeniden keskin virajlı asfalt yoldan yukarılara doru tırmanıyoruz, iniyoruz, bu şekilde bir yirmi dakika kadar gittikten sonra
nihayet Gökhan durup motorundan iniyor, beni takip edin diyor. Ağaçların arasından onbeş-yirmi metre yürüyünce, bu gizli cennete erişiyoruz.
Abi, yazın beni ararsanız, ben hep çocuklarla buraya gelirim diye açıklıyor. Burada oturup kafamı dinlerim, balık tutarım diyor Gökhan
Bir ara yanımızdan ayrılıyor Gökhan. “Acaba bu adam ırmağın
bu tarafından öbür yakasına motorla zıplamayı mı düşünüyo?” diye aklımdan geçiriyorum. Ne de olsa adam hızlı motorcu
[/URL]
-“Sizi bir başka sefere de suyun kaynağına götüreyim, suyun yerden fışkırdığı yere” diyor Gökhan.
Hasan Çolak; hem “Pan”cı, hem de krosçu, gitmiş, kaşla göz arasında yeşil çekirgesini alıp getirmiş, taşların arasından hoplata
hoplata “Bakalım, bizim çekirge buralarda da zıplıyor mu?” diyerek
--“Yahu manzaraya diyeceğim yok. Manzara süper ama,
benim Minik Kaplan buralara nasıl gelsin, o ancak şehirlerde gezer, haydi seninki çekirge” diyorum. Gülüşüyoruz.
Hasan Çolak, bize çay yapmaya hazırlanıyor. Irmağın o el değmemiş, insanlarca kirletilmemiş, tertemiz, cam gibi berrak,
binbir çeşit minerallerle dolu suyundan, kendi elleriyle bize çay demleyip içirecek, takmış kafaya
Eveeet, çayı da ocağa koyduğumuza göre, şimdi buraya geldiğimizi resimleyebiliriz --“Hocam, beni şu
noktadan bir çekebilir misin? İşte bu yaaa! “
Çocuğun heyecanı ortada
Evet, çay demini almış arkadaşlar. Haydi dolduralım bardaklara.
Tüh bee, Hasan Çolak’ın o minicik çaydanlık ve demliği ile yapılan mis gibi çayları içerken resim çekmeyi unuttuk
Yengeye nispet yapardık. Zaten, yenge bizi oraya yollarken gönülsüz gönülsüzdü. “Niye ben de gitmiyorum sanki?” Dercesine
Havanın bize azıcık güler yüzünü göstermesiyle apar topar çıktığımız geziyi bitirmek zorundaydık, hava kararıyor, soğuyordu.
Dönüş yolundayız. Ama, motorlarla biraz daha birlikte olabilmek adına, yolda gelirken bir köy yoluna saptık, eski zamanlardan kalma
yığma tepelerden (Amik Ovası’nda bunlardan çok var)
birinin üzerine tırmandık. Ağzımız kulaklarımızdaydı.
Nihayet, küçük de olsa bir gezi yapabilmiştik
Yavru Kaplanım ve Yeşil Çekirge sanki büyük bir iş başarmışçasına gururlu, sevinç içinde, oracıkta bizim yeni gezi planlarımızı dinliyorlar
Bre Yavru Kaplanım, seni büyütmek için ben ne yapayım. Mevsim kış, sana yem alıp besleyemiyorum, sen de büyüyemiyorsun.
İnşallah seneye beni daha uzak gezilere götürebilecek kadar büyürsün de adını ya Fazer 6, ya da Suzuki DL650 koyarız,
ne dersin ha “İnşallah” dediğini duyar gibiyim. Kısmet.
Çok çok güzel resimler,di ellerinize sağlık hataya selamlar. _________________ Musa KAYAOĞLU
musakayaoglu@hotmail.com
R1200 GS Kadıköy_İstanbul
<img src="http://www.dalishaber.net/babam.jpg">
Teşekkür ediyoruz. Plansız ve zamansız, havanın bize tanıdığı fırsattan istifade yaptığımız bu gezintide farklı yerlere ait resimler çekemediğimiz için alabildiğimiz görüntülerin aralarını ancak lafla doldurduk, gelecek sefere yurdumuzun bu bölgesinden, hepsi birbirinden güzel resimler yollayacağız inşallah Sağlıcakla kalın Ahmet bey ve Musa kardeşim. Serhat şehrimiz Hatay'dan herkese iyi günler dileriz. _________________ C.SÜĞÜRTİN__
Paylaşım için teşekkürler...
Samandağ, Batıayaz dediniz ama, niyeyse benim aklıma künefe ve sac oruğu geldi...
Acıktım galiba...
Dilerim bol bol gezer ve paylaşırsınız bizlerle ve bir de geleneğimiz var onu hatırlattım aslında, Antakya yemekleri resimleri de bekliyorum ben.
Nefis manzaraların ve dünyanın sayılı lezzetlerinin içinde yaşıyorsunuz.
Keyfiniz bol olsun.
En iyisini yapmayı gönülden isteriz, ancak, başta da dediğimiz gibi, bu bir fırsat gezisiydi. Yemeklerin resmi yerine gerçeğini ikram etmek isteriz şayet yolunuz düşerse _________________ C.SÜĞÜRTİN__
Kayıt: Aug 01, 2003 Mesajlar: 185 Nerden: İstanbul
Tarih: Cum Ksm 10, 2006 11:00 am Mesaj konusu:
Merhaba arkadaşlar,
bu güzel yerleri bizimle paylaştığınız için teşekkürler.
Geçen yıl Gaziantep'e geldiğim kısa sürede günübirlik gezi yapmıştık Hatay'a.
Kısa ve hızlı olunca yeterli göremedik çevreyi, sizin yazdıklarınızı be bölgeleri not alacağım. Bir kez daha daha uzun niyetimiz var. Kesinleştirince sizlerle de haberleşiriz.
Görüşebilmek üzere hepinize selam, daha güzel yerlere ve notlara ve raporlara devam... _________________ PUHU
Kenan BALDOGAN
MotorhaN, Puhu, Abramis ve Serif arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Biz motorcular, Evliya Çelebi gibi, rüyasında "Şefaat ya Resulallah" yerine "Seyahat ya Resulallah" diyenlerdeniz. Gezip görmeyi seviyoruz. Bu ortak noktamız, bizleri insan olarak birbirimize bağlıyor, uzaklarda, MotorhaN (Orhan) adında bizimle aynı yolda, aynı heyecanı paylaşan kişinin de yaşadığını öğreniyoruz, Puhu nikli, Abramis nickli, Serif nickli birilerinin olduğunu öğreniyoruz. Onlarla aynı heyecanı paylaştığını bilmek, insana büyük mutluluklar veriyor. Kimilerine göre, motorsiklet sürmek, bir çılgın işi. Aklını kaybetmiş, düşünme melekelerinden yoksun kişilerin işi. Bir elmayı, üzümü, eriği yemeyen bunların tadını ne bilir ki?
Selamlar. Kazasız belasız sürüşler. _________________ C.SÜĞÜRTİN__
Suyun sesini duyar gibiyim. Bana yaz sonu gittiğim ''Ballıkayaları'' hatırlattı. Ellerinize, gazınıza sağlık. _________________ murtisi68@yahoo.com
Honda CBR 600 RR' 07 (satıldı)
Kimilerine göre, motorsiklet sürmek, bir çılgın işi. Aklını kaybetmiş, düşünme melekelerinden yoksun kişilerin işi. Bir elmayı, üzümü, eriği yemeyen bunların tadını ne bilir ki?
Hem çok güzel bir hava estirdiniz forumda, hem de ortak dertlerimizi çok güzel dile getirmişsiniz.
Umarım sık sık yaşatırsınız bize bu esintileri, sağlıkla kalın, tekerleriniz keyifle dönsün.
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız