Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Tarih: Cum Hzr 16, 2006 6:48 am Mesaj konusu: TÜM BABALARA..
HAYATIMIZDAKİ KAHRAMANLAR (Berna Sağlam-Dünya Gazetesi)
Çocukluk yıllarımızdan beri hep bir kahramanımız olmuştur. Bu kahramanı çok özel bir koltuğa oturtururuz ve ona örnek aldığımız, hayranlık duyduğumuz bir kişi olarak dokunulmazlık payesi veririz.
Kimse onu geçemez. Kimse ondan daha hoş bir görüntüye sahip değildir. Her şeyi en iyi o bilir. O ne giyse her zaman en şık kişi olur.
Ne der ise doğrudur. En güzel veya en yakışıklı, aynı zamanda da en kuvvetli odur. Bu "en"ler imparatoru veya imparatoriçesi, herkes için farklı biri olabilir. Bazen bir star, bazen bir politikacı, bazen Robenson Crusoe gibi bir masal kahramanı, bazen bir yazar veya düşünür, bazen de aile, iş gibi yakın çevreden biridir. Bizler hep kahramanımız gibi olmak istemişizdir.
Hepimizin kahramanları farklı olsa da en azından bir sıfat vardır ki sanırım hepimiz için aynı kahramanı tanımlar. O sıfatın altındaki her kişi çocuklarının gözünde en büyük kahramandır.
Babalarımız. ilk kahramanlarımız.
Nedense anneler daha baskındır. Babalarımız bazen ikinci planda kalabilir. Lütfen şöyle bir düşünün. İlk andan itibaren anne diye ağlayan, korkunca anne diye bağıran biz değil miyiz? Anne ve babanızın evine gideceğiniz zaman hep "annemlere" gidiyorum demez miyiz? Ya da onlarla yaptığımız herhangi bir iş için "annemlerle hallettim" deyip geçmez miyiz? Burada babamız, annemler lafının çoğul takısı olan "ler-lar" kısmında gizlidir. Babalarımız da haklı olarak bu durumdan hiç hoşnut değildir. Laf arasında "Bir kez de babamlar desen ne olur?" diye tatlı tatlı sitem ederler.
Baba sıfatı bana her zaman olumlu ve güçlü duyguları çağrıştırır. Çünkü Allah'a şükür böyle bir babaya sahibim. Kendimi her zaman babamın küçük kızı gibi hissederim. Bu, bana daima kendimi iyi hissettiren de bir duygudur. Her defasında "Benim küçük kızım, canım kızım, güzel kızım" diye hitap eder de kim havaya girmez? Sıfat kısımlarını hep net olarak vurgulayarak söyler. "Canım" diyorsa bilirsiniz ki canısınızdır. Çocukluktaki ihtiyaçlarım tabiki farklıydı. Her çocuk gibi ister dururdum. Ama ancak tutturmadan, rica ederek istediğim zaman kazanırdım. O günlerde başka değerlerin ve konuların peşindeydim. Babam bunları bana dozunu ayarlayarak sağlayan kişiydi. Yıllar geçip ben büyüyünce ise yoğun ve zor hayatın temposunda herkes gibi benim de moral en büyük ihtiyacım oldu. Buna sahip olmamı sağladı yıllar boyu. Ancak bu sağlayış şeklinde çocukluğumdan bugüne dek değişen şey, artık bir doz tutturmaya çalışmadığı gibi abartıyordu bile diyebilirim. Yani eskiden şımarmamama çalışıyordu, sonra ise tersine şımartmaya çalıştı yapabildiğince.
Ama artık roller değişti. O yaşlandıkça ben büyüdükçe istekler değişti. Artık o benden şımartılmayı bekliyor. Bir hediye aldığımda dünyalar onun oluyor. İş hayatında gösterdiğim ufacık bir başarıdan gözleri doluyor. Ufacık şeylerden bir çocuk gibi mutlu olurken, bir diğer taraftan da olmadık sebeplerden darılıyor. Tıpkı benim çocukluğum gibi. Doğum gününde, Babalar Günü'nde hediyesini sipariş bile ediyor. "Boşyere masraf yapma. Hediye alma ama illa alacaksan şunu al" cümlesi hiç değişmiyor. Umarım daha nice sağlıklı yıllar geçirir ve siparişlere devam eder.
Hadi gelin bu sene babalarımıza unutamayacakları bir "Babalar Günü" yaşatalım. Hep "babamlar" diyelim. Telefon edeceksek, bu defa konuşmadan sonra hemen annemizi istemeyelim ve "Ben sadece seni aradım" diyelim.
Ziyarete gidebiliyorsak, hep onun istediği konulardan konuşalım. Araya da "arkadaşlarım annemden daha çok sana benzediğimi söylüyorlar" diye bir cümle sıkıştıralım.
Mümkünse o günümüzü onlara ayıralım.
Babası hayatta olmayanların ise, mutlaka baba kadar sevdiği, saydığı aile ve iş yaşamından bir büyüğü vardır. Onları da arayalım ve kutlayalım.
Kendisi baba olanlara gelince, çocuklarına iş yoğunluğu sebebiyle çok isteyip de bir türlü yeterli vakit ayıramayıp paylaşım keyfini doyasıya yaşayamamalarının acısını çıkartmayı önerelim.
Başta kendi babam olmak üzere tüm babaların ve babalarımızın bu özel günü kutlu olsun.
BABACIM SENİ ÇOOOOOOOK SEVİYORUM.. _________________ Yapamayacağın şeyler için söz verme, söz verdiysen yap!
Ben de tüm Babaları ve Baba adaylarının bu gününü kutluyorum ve yılın geri kalan 364 gününün de "Babalar Günü" gibi mutlu gecmesini diliyorum. _________________ Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli
Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal).
Kayıt: Mar 04, 2006 Mesajlar: 272 Nerden: istanbul
Tarih: Cum Hzr 16, 2006 4:41 pm Mesaj konusu:
9 yıl önce kaybettiğim babamın anısına;
Sevgili babacığım, seni en çok özlediğim ve yokluğunu farkedip eksikliğini hissettiğim bir babalar günü daha geldi.
Aynı zamanda benim en iyi arkadaşımdın. Hayatta bir çok şeyi seninle birlikte tattım. Ozaman, hep ya ne kafa bir babam var her türlü haytalığı babamla yapıyoruz diye düşünürdüm fakat bilmezmişim ki haytalığın bile kuralları olduğunu ve bu kuralları doğru öğrenip yoldan çıkmamam için yanımda olurmuşsun.Yani bunu bana hissettirmeden beni kontrol edermişsin. Nezaman kuralı öğrenirsem ( rakı içipde sapıtmamak gibi )için rahat edermiş. Fakat bizde her iyi iki arkadaş gibi devamlı sürtüşür hırlaşırdık. Tabii ben herzaman en sonunda sesimi keser kendi kendine söylenerek yanından ayrılırdım. Fakat biliyomusun ne zaman anladım daima senin haklı olduğunu ve daha ötesi daima benim iyiliğimi istediğin için takıştığımızı; evet tabiki tahmin ettiğin gibi bende baba olunca. Hep derdin ya, baba olunca sende anlarsın diye valla onda da haklıymışsın çok iyi anladım.
Sana ömrünün son yıllarında hakettiklerini verememenin ezikliğini ve üzüntüsünü herzaman duyuyorum. Ama bir avuntum var kendimce biliyorum sen beni affedersin çünkü babamsın.
Son olarak , yattığın yerde rahat uyu çünkü benim tek arzum çocuklarıma senin kadar mükemmel bir baba olabilmek.
Babalar günün kutlu olsun babacığım mekanın cennet olsun. _________________ MEVZUBAHİS VATANSA GERİSİ TEFERRUATTIR.
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 2535 Nerden: İstanbul
Tarih: Cmt Hzr 17, 2006 8:08 pm Mesaj konusu:
Çok sevdiğim iki şiir var babalara ilişkin, tüm babalara hediye olsun
Ben Hayatta En Çok Babamı Sevdim - Can Yücel
Ben hayatta en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpı bacaklarıyla -ha düştü ha düşecek
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bilmezdi ki oturduğumuz semti
Geldi mi de gidici - hep , hep acele işi
Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi
Atlastan bakardım nereye gitti
Öyle öyle ezber ettim gurbeti
Sevinçten uçardım hasta oldum mu,
Kırkı geçerse ateş, çağırırlar İstanbul'a
Bi helallaşmak ister elbet , diğ'mi oğluyla!
Tifoyken başardım bu aşk oy'nunu,
Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu,
En son teftişine çıkana değin
Koştururken ardından o uçmaktaki devin,
Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için
Açıldı nefesim, fikrim, canevim
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Sizin Hiç Babanız Öldü Mü? Cemal Süreya
Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü kör oldum
Yıkadılar aldılar götürdüler
Babamdan ummazdım bunu kör oldum
Siz hiç hamama gittiniz mi?
Ben gittim lambanın biri söndü
Gözümün biri söndü kör oldum
Tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak
Soylemesine maviydi kör oldum
Taslara gelince hamam taslarına
Taslar pırıl pırıldı ayna gibiydi
Taslarda yüzümün yarısını gördüm
Bir şey gibiydi bir şey gibi kotu
Yüzümden ummazdım bunu kör oldum
Siz hiç sabunluyken ağladınız mi? _________________ Ümit Yayla
İstanbul
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız