Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kayıt: Jun 22, 2004 Mesajlar: 542 Nerden: ISTANBUL
Tarih: Prş Tem 14, 2005 11:18 am Mesaj konusu:
Ben okuduklarimdan bir seyler cikarttim ancak yariscilar yangi hızda, kacinci vitese geciceklerini bilen adamlar.Sirayla dusurmelerine ihtiyac yok.
Viraja mumkun oldugunca yakin mesafede hiz kesip uygun vitesle cikmalari lazim.O yuzden en etkili hiz dusurme bu yolla yapilir.Duracaksa bir yerden sonra da debriyaj ve frenle durursunuz.
Motorda bu uygulanabilir mi bilmiyorum.Ben arabadaki gibi bunu motorumda uygulayamiyorum ancak motsiklet yarislarinda da bunu gordum.Durmak icin etkili ve en kisa surede hiz dusurmek en onemlisidir.Bunun icinde kullandiklari yontem hep ayni hep ayni.Tamam uygun bir vitese dusmek istemeleri dogru o zaman debriyaja basarak dussun vatandaslar.Bunun iki nedeni var.Etkili ve kisa surede hiz dusurebilmek ve uygun vitesle cikabilmek.
Denemesi bedava arkadaslar.Binin arabaniza ve 100 km hiza cikin. dediginiz gibi yapın ve sonra da benim dedigimi yapin tabi yapabiliyorsaniz.5 ten hemen 4 dusunve 3 yapin bakin o zaman mesafeye yada size verdigi ivmelenmeye.O zaman bana hak vereceksiniz.
Herkesin uygulama sekli farkli olabilir.Ben bunun yararini o kadar cok gordum ki.Siz nasil rahat hissediyorsaniz oyle yapin.
Bunlar benim dusuncelerim.Dusuncelerimden dolayi kimse beni yargilamasin.Ben sizin dedikleriniz yillardir denedim ama ise yaramadi.
O yuzden kendi bildigimle daha guvenli gidiyorum.
Saygilarimla _________________ Serrex
Honda CBF 600 S '06 (Afalina)
Ben okuduklarimdan bir seyler cikarttim ancak yariscilar yangi hızda, kacinci vitese geciceklerini bilen adamlar.Sirayla dusurmelerine ihtiyac yok.
Denemesi bedava arkadaslar.Binin arabaniza ve 100 km hiza cikin. dediginiz gibi yapın ve sonra da benim dedigimi yapin tabi yapabiliyorsaniz.5 ten hemen 4 dusunve 3 yapin bakin o zaman mesafeye yada size verdigi ivmelenmeye.O zaman bana hak vereceksiniz.
sırayla düşürmenin mantığı olmasa sırayla düşürmeyiz vitesleri. eğer 2 vites birden düşersen otomobil kompresyona kalır (motor freni yapar ama bu istenmiyor neden acaba) motor devri tekerlek devir ile aynı olmadığından itişin olduğu tekerler kitlenecek ve stabilite problemleri ortaya çıkacaktır. Bir de yarış pistinden bahsediyoruz. Devriler genelde 7 - 8 bin. F1 ise 17-18 bin. İki vites düştün mü şanzımanı eline alırsın. ha bir de çoğu yarış arabası sıralı vites kullanır zaten teker teker düşüyorsun.
denemesi elbette bedava ama frene basmaktan kormamak lazım. sen dediğin yöntemle aynı aracı kullanıyorsak 10-15 metre benden ileride durursun. ben bunları Ford Ka kit car ve Palio kit car ile uyguladım hem de defalarca. zaten olay fizik. 2*2 her yerde 4 eder. _________________ Kayıhan ZEYBEK
34738
R1200 GS
Kayıt: Jun 03, 2005 Mesajlar: 223 Nerden: İstanbul
Tarih: Cum Tem 15, 2005 12:46 pm Mesaj konusu:
yarışlarda kompresyonda kalıyorsanız yanlış yapıyorsunuz demektir. Temel prensip mümkün olduğu kadar gazla ve mümkün olduğu kadar geç ve kısa frende kal ve tekrar gazladır. lastiklerin korunması amacıyla frenleme zamanı erkene alınarak fren dosajı nispeten düşük tutlabilir ama makinayı kompresyonda tutmak sadece zaman kaybıdır. Gazlayacaksan gazlarsın, yavaşlayacaksan frenlersin. Frenlerkende viraj dönerken gerekecek güce uygun vitese düşersin. Çizgiye oturduktan sonra kademeli olarak gaz verileceğinden güce ihtiyac olacaktır.
Hatta amatör rallilerde 3.cü vitesin üzerinde gazı verip verip makinayı kompresyona bırakanlar alay konusu bile olur _________________ 1200 GS
Tolga Saraç
Kayıt: Dec 20, 2004 Mesajlar: 2345 Nerden: Istanbul, Şişli
Tarih: Cum Tem 15, 2005 4:49 pm Mesaj konusu: yorumum
Kişisel fikrim, bu işin burada teorik anlamda anlatılmasının yanlış olacağı yönünde. Aynı şehirde yaşayan insanlar var ise, bahsedilenleri birebir motosiklet üzerinde uygun bir alanda denesinler derim. Anlatımlar iyi güzel ama, deneyip uygulamadıktan sonra bunun pek bir yararı yok. _________________ Metehan YILMAZ
Kayıt: Non 0, 0000 Mesajlar: 3352 Nerden: New York
Tarih: Cum Tem 15, 2005 6:03 pm Mesaj konusu: Re: yorumum
HANLAR_HANI_METEHAN demiş ki:
Kişisel fikrim, bu işin burada teorik anlamda anlatılmasının yanlış olacağı yönünde. Aynı şehirde yaşayan insanlar var ise, bahsedilenleri birebir motosiklet üzerinde uygun bir alanda denesinler derim. Anlatımlar iyi güzel ama, deneyip uygulamadıktan sonra bunun pek bir yararı yok.
Yahu Metehan, hanlarhani kardesim... Bakma efendilik edip alttan aliyorum, birakiyorum arkadaslar tartissin, gercekleri kendileri gorsun, biraz arastirsin filan diye..
Bunda denenip bulunacak bir sey yok. Bu deneyler atarabasinin icadindan beri yapilagelmis sonuclari bilinen seyler zaten. Bazi kalin kafalilara anlatmakta zorluk cekilmesinin sebei Turk milletine ozgu "birisi bir kural koymussa bunun muhakkak Turk zekasi ile ustesinden gelinen bir acigi vardir" gercegi yatar...
Bazi seyleri basimiza bir musibet gelip "HaaAAaaaaaaaaaaa" demeden anlamayiz. Bu aslinda butun insanliga yayilmis embesil bir gen...bizde daha bir inatci iste.
Bu sorunun yaniti aslinda sorulmasina bile gerek kalmayacak kadar aciktir. "Otomobilin hizlanmasi icin hangi peadal basilir?" gibi bir soru bu...
Motor tahrikini iletim organindan ayirirsin (debriyaja basarsin), frene de "allah ne verdiyse" basar kitlersin tekerlekleri arac -ister supermarket arabasi ister F1 otomobili ister tren lokomotifi olsun en kisa mesafede durur. Bunun baska bir yontemi henuz bulunamadi.
Ama hayiiir.... Kafasi basmasa bile ille dunya alemin bildiginin disinda birsey uydurup cikintilik yapacak, ortaligi karistiracak... Lahavle...
Buyrun, gunesi balcikla sivamaya calisin bakalim ne oluyor.
Motor tahrikini iletim organindan ayirirsin (debriyaja basarsin), frene de "allah ne verdiyse" basar kitlersin tekerlekleri arac -ister supermarket arabasi ister F1 otomobili ister tren lokomotifi olsun en kisa mesafede durur. Bunun baska bir yontemi henuz bulunamadi.
Sanırım başka yöntem henüz bulunamadı değil, sen öyle olduğunu düşünüyosun,
Alıntı:
Bazi seyleri basimiza bir musibet gelip "HaaAAaaaaaaaaaaa" demeden anlamayiz. Bu aslinda butun insanliga yayilmis embesil bir gen...bizde daha bir inatci iste.
Bahsettiğin genlerinden kaynaklanan bişey olmasın sakın. Çok değil, biraz statik ve dinamik sürtünme ortamlarının hangi koşullarda meydana geldiğini araştırsan kanun gibi arkasında durduğun şu teker kitlemenin aslını öğrenebilirsin.
Alıntı:
Ama hayiiir.... Kafasi basmasa bile ille dunya alemin bildiginin disinda birsey uydurup cikintilik yapacak, ortaligi karistiracak... Lahavle...
Daha sonra da bu konuma asıl kendinin düştüğüne üzülmek yok _________________ İsmail HATİP
DeeLee6yüzeLLi
Masanızın üzerindeki bir cisme ilk hareketi kazandırmak için uyguladığınız yatay doğrultudaki F kuvveti, o cismin yüzey ile temasından ileri gelen sürtünme kuvvetine Fs eşittir;
Fs=k1.m.g (Statik Sürtünme)
Bu cisme ilk hareketini kazandırdıktan sonra sabit hızla hareketine devam ettirebilmesi için ise F kuvvetinden daha az bir kuvvetin yeterli olduğunu gözlemlersiniz (Örneğin 0,9F), bu da dinamik sürtünmedir.
Fs=k2.m.g (dinamik sürtünme)
Zemin ya da etki edilen cisim ne olursa olsun bir gerçek vardır ki o da k1 in her zaman k2 den büyük olacağı (k1>k2) yani statik sürtünme kuvvetinin dinamik sürtünme kuvvetinden büyük olacağıdır.
Bunları niye anlattım? Motosiklete geçersek;
Sabit V hızıyla giden bir motosikletin tekerini incelersek;
Tekerin iki vektörel hızı vardır, 1. motosikletin V hızı, 2. kendi döüşünden kaynaklanan V hızı.
Tekerin en üst noktasında bu iki hızın yönü aynı olduğu için toplam hız 2V dir.
En alt noktada ise zıt yönlü oldukları için V+(-V)=0 dır.
Bu nokta çok önemli çünkü hareket halinde olarak düşündüğünüz tekerin asfalta değdiği noktada hızı aslında 0 dır, yani durağandır. Bu koşullarda frenleme yaptığımızda yalnızca statik sürtünme kuvvetinde söz edebiliriz.
Peki tekeri kitler isek ne olur? cevap basit dönme hızını sıfırlamış ve tekeri zemin üzerinde kaydırmaya başlamış oluruz, aynen masa üstünde sabit hızla çektiğimiz cisim gibi ve bu sefer dinamik sürtünme katsayısı devreye girer yani asfalta göre teker hareketlidir
Yazının en başına döner isek değişmeyen ve kesin olan tek şeyde dinamik sürtünme direncinin statik sürtünme direncinden daha az olduğudur
Ne yapıcakmışız? Tekeri kitlemiyecekmişiz. 2*2=4.
Alıntı:
Bunda denenip bulunacak bir sey yok. Bu deneyler atarabasinin icadindan beri yapilagelmis sonuclari bilinen seyler zaten.
Bütün bunları aslında benim anlatmamam lazım, DrDakar ya da sportster in anlatması lazım velakin sanırım onları küstürdük ve ne haliniz varsa görün diyorlar.
Sportster demiş ki:
Gelelim dönen tekerleðe. Kaymadan dönen bir tekerleðin, yere temas noktasýnýn hýzý "sýfýr"'dýr. Yani yer ile tekerleðin temas noktasýnýn birbirine baðýl hareketi yoktur. Bu durumda fren kuvvetini kayma noktasýna kadar arttýrdýðýmýzda hala duraðan sürtünme geçerli olduðundan olabilecek en yüksek sürtünme kuvveti dolayýsýyla en yüksek negatif ivme elde edilir. Ancak tekerler kaymaya baþlarsa statikden dinamik sürtünmeye geçilir. Aralarýnda da ciddi fark olur misal olarak %10 azalma.
Sportster in de tüm anlattığı bu gibi geldi bana, galiba işin ehlini dinlemedik, aynen benim daha önce DrDakar ı dinlemediğim gibi _________________ İsmail HATİP
DeeLee6yüzeLLi
Tarih: Cmt Tem 16, 2005 1:47 pm Mesaj konusu: bir de ben açıklama göndereyim dedim.
başından beri iki ana teori karşılaşıyor.
1. en çabuk durmak için motorun araç üzerindeki etkisini kaldırmak ve frene basmak gerekir. bu her zaman doğrudur.
2. bazı durumlarda debriyaja basmayıp motor kompresyonu (tabiki vites düşürmek gerekir) ve frene basmak gerekir.
bence her iki önermedede şartlar açıkça ortaya konulmalıdır.
burada herşeyden önce bahsettiğimiz şey içten yanmalı ve pistonlu motorlardır... misal jet motorlarını tartışmıyoruz...
zira alana iniş yapan bir yolcu uçağı önce motorlarını terse çalıştırır ve bununla birlikte de fren yapmaya başlar.....
neyse gelelim pistonlu ve aktarmalı kara taşıtlarından olan motosiklet ile nasıl durulur.. zira bana göre iki önermedede eksik kalan yerler var ve bazı durumlar altında ikiside doğru iken kesin durma şartı var ise birinci önerme doğruya en yakın...
özellikle sport motosikletlerde motor devri her zaman bulunulan sürate göre biraz fazla kalır... şöyle örnekleyelim. bir 1150 gs de 180 ile son viteste gider iken gazı sonuna kadar kapatın (dikkat vites küçültmüyoruz) yine aynı anda benim kullandığım motor olan vfr dede aynı şartlarda gazı kapatın.. vfr kesinlikle gs den çok daha hızlı olarak yavaşlıyor.. (birebir denenmiş ve sonuçları şüphe götürmeyecek kadar deneysel gözlem yapılmış bir durumdur)
sebebine gelince bu hızdaki 1150 gs sanırım 7-8 bin devirlerde gidiyor iken vfr 10 kusur bin devirdedir .. ve birinde varolan iki silindire karşılık diğerinde dört silindir vardır. ayrıca silindir çapları ve toplam yanma odaları hacimleri birbirlerinden epeyce farklıdır. (gs inki daha büyük )
ama kompresyon dediğimiz şey gazın sıkışması ile açıklanacak ise vfr nin hem sıkıştırma oranı yüksek hemde sıkıştıracağı alanı daha ufaktır. dolayısı ile çok daha güçlü bir kompresyon elde edilerek daha kısa sürede bir yavaşlamaya sahip olunmaktadır.... bu yavaşlamanın sürati her iki motorda kompresyondan çıktıktan sonra nerede ise eşitlenmektedir ( halen vites ile işimiz yok)
şimdi ben altımdaki vfr ile motoru kompresyondan çıkartacak kadar yavaşlayana kadar motor freni ve frenleri kullandığımda (bu sefer vites de düşürdüğümüzü varsayalım) motorda oluşan kompresyon bir noktaya kadar bana yardım eder. ancak kompresyon bittiği anda motorun dönüşünü aktarma organlarına iletmeye devam ediyor isekl (debriyajı sıkmadık) artık ben motosikleti durdurmanın yanında birde dönen motoru durdurmaya çalışmaya başlıyorum.
bu bağlamda şöyle bir düstur edindim.
1. özellikle yüksek süratlerde ama genel olarak tüm sürüş içerisinde asla acil durmak gerektirecek durumlara kendini sokma.
2. acil yavaşlama ihtiyaçlarında önce kompresyon ile birlikte frenleri kullan sonrasında debriyajı çek ve frenleri test et
3. acil yavaşlama ihtiyacı doğuran duruma kendini soktuğun için bir daha düşün nerede yanlış yaptım diye. iyi düşünki bir daha böyle bir ihtiyacın oluşmasın. ayrıca bir daha fizik kurallarını zorlamak zorunda da kalma...
neyse konunum özüne döner isek tartışmanın tamamında benim fark ettiğim şey bazılarımızın acil duruşu bazılarımızın acil yavaşlamayı modellemesi.
ama unutulan nokta acil durmanın acil yavaşlama ile başlaması gerekliliği.
bence kısa mesafede durmak kısa mesafede sağlıklı olarak durmaktır. bu bağlamda laboratuvar şartlarını umursamam. ve acil durma ihtiyacım oluştuğunda motor kompresyonu ve frenler ile acil yavaşlama sonrasında ise debriyaja basarak acil durmayı tamamlarım.. zira kompresyon yardımı alarak yavaşlama deneyimlerime göre sadece fren kuvveti ile yavaşlamaya göre çok daha stabil.
ancak açıktır ki kompresyon yardımı sona erdiği anda frenler sadece ilerleyen motosiklet için değil devinim halinde olan ve gücünü arka tekerleğe aktaran motoru da yavaşlatmak zorundadır.
Arkadaşlar madem fizik kurallarında var bu olay yazın da biz de öğrenelim. Lütfen formülleri ile anlatın madem bu kadar eminsiniz. Biz de bakalım gerçekten öyle miymiş. Belki bir şeyi kaçırıyorsunuz onu söyleriz. Ne bileyim belki asfaltın sürtünme katsayısını yanlış alıyorsunuz.
Bir de şuna açıklık getirelim belki burada takılıyorsunuz. Misal 100 km hızdan 0 km e hıza aracın duruş süresi ölçülecek. Bilgisayarı, gps i kurdunuz. 100km/sa ile giderken bütün gücünüzle abandınız frene. (Bütün gücünüzle diyorum bir çok firma artık fren destek sistemi BAS ile donatıp veriyor araçları neden acaba). Bazı arkadaşlar anladığım kadarıyla aracın lastiklerinin o an kitlenip buz üzerindeki gibi kayıp gittiğini düşünüyor olmalı ki henüz yazamadıkları formüllerde arıyorlar sorunu. Biz bütün şartların iyi olmasından bahsediyoruz. Yani düzgün asfalt, uygun hava, yeni lastikler.... Yani kilitlenme durucağına yakın meydana gelecektir. Araç 40m de duruyorsa belki son 10 m iz bırakacak yerde. O 10 m içinde manevra yapmasını gerektirecek bir cisim de yok haliyle ABS bu durumda bizim için önemsiz.
Bir de motorda freni kademeli sıkmanın mantığı (DD yanılıyorsam beni düzelt) motorun öne dalıp bütün yükün ön tekere binmemesi.
Bir de şunu anlamadım. bazı arkadaşlar tekerin tam kilitleneceği araya geldiğinde frene basmayı bırakmak. Peki bunu kim ayarlayabiliyor. Zaten elinizle ya da ayağınızla bu hassasiyeti ayarlayabiliyorsanız siz bir çeşit ABS olmalısınız. Bas frene aa bak kitleniyor lastik az gevşet sonra yine bas kitleniyor mu azıcık gevşet. Şimdi illaki aa ben bunu yapıyorum pompalayarak aracımı çok kısa zamanda durduruyorum diyenler çıkacaktır. Bravo diyorum ama 20-30 metre arkalarından. Ben durdum kahvemi içtim bile hadi bana müsade. _________________ Kayıhan ZEYBEK
34738
R1200 GS
En son CesteniBey tarafından Cmt Tem 16, 2005 9:26 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Masanızın üzerindeki bir cisme ilk hareketi kazandırmak için uyguladığınız yatay doğrultudaki F kuvveti, o cismin yüzey ile temasından ileri gelen sürtünme kuvvetine Fs eşittir;
Fs=k1.m.g (Statik Sürtünme)
Bu cisme ilk hareketini kazandırdıktan sonra sabit hızla hareketine devam ettirebilmesi için ise F kuvvetinden daha az bir kuvvetin yeterli olduğunu gözlemlersiniz (Örneğin 0,9F), bu da dinamik sürtünmedir.
Fs=k2.m.g (dinamik sürtünme)
Zemin ya da etki edilen cisim ne olursa olsun bir gerçek vardır ki o da k1 in her zaman k2 den büyük olacağı (k1>k2) yani statik sürtünme kuvvetinin dinamik sürtünme kuvvetinden büyük olacağıdır.
Bunları niye anlattım? Motosiklete geçersek;
Sabit V hızıyla giden bir motosikletin tekerini incelersek;
Tekerin iki vektörel hızı vardır, 1. motosikletin V hızı, 2. kendi döüşünden kaynaklanan V hızı.
Tekerin en üst noktasında bu iki hızın yönü aynı olduğu için toplam hız 2V dir.
En alt noktada ise zıt yönlü oldukları için V+(-V)=0 dır.
Bu nokta çok önemli çünkü hareket halinde olarak düşündüğünüz tekerin asfalta değdiği noktada hızı aslında 0 dır, yani durağandır. Bu koşullarda frenleme yaptığımızda yalnızca statik sürtünme kuvvetinde söz edebiliriz.
Peki tekeri kitler isek ne olur? cevap basit dönme hızını sıfırlamış ve tekeri zemin üzerinde kaydırmaya başlamış oluruz, aynen masa üstünde sabit hızla çektiğimiz cisim gibi ve bu sefer dinamik sürtünme katsayısı devreye girer yani asfalta göre teker hareketlidir
Yazının en başına döner isek değişmeyen ve kesin olan tek şeyde dinamik sürtünme direncinin statik sürtünme direncinden daha az olduğudur
Ne yapıcakmışız? Tekeri kitlemiyecekmişiz. 2*2=4.
Alıntı:
Bunda denenip bulunacak bir sey yok. Bu deneyler atarabasinin icadindan beri yapilagelmis sonuclari bilinen seyler zaten.
Bütün bunları aslında benim anlatmamam lazım, DrDakar ya da sportster in anlatması lazım velakin sanırım onları küstürdük ve ne haliniz varsa görün diyorlar.
Sportster demiş ki:
Gelelim dönen tekerleðe. Kaymadan dönen bir tekerleðin, yere temas noktasýnýn hýzý "sýfýr"'dýr. Yani yer ile tekerleðin temas noktasýnýn birbirine baðýl hareketi yoktur. Bu durumda fren kuvvetini kayma noktasýna kadar arttýrdýðýmýzda hala duraðan sürtünme geçerli olduðundan olabilecek en yüksek sürtünme kuvveti dolayýsýyla en yüksek negatif ivme elde edilir. Ancak tekerler kaymaya baþlarsa statikden dinamik sürtünmeye geçilir. Aralarýnda da ciddi fark olur misal olarak %10 azalma.
Sportster in de tüm anlattığı bu gibi geldi bana, galiba işin ehlini dinlemedik, aynen benim daha önce DrDakar ı dinlemediğim gibi
Öncelikle bir aracı harekete geçirmek için güç kullanırsın doğru mu? bu güç bütün dirençleri yendiğinde araç hareket eder. Bunların başlıcaları yuvarlanma direnci, hava direnci, eğim direnci, eylemsizlik direnci ve kurba direncidir. gelelim yuvarlanma direncine. Taşıt lastiklerinin kaplamayla temas ettikleri noktalarda meydana gelen şekil değişiklikleri, kasisler, çakıl parçaları, gevşek satıh taşıtın aktarma organlarına ait dişlilerde meydana gelen sürtünme sonucu oluşur. Direncin miktarı yol yüzeyine, lastiklerin esneklik derecesine ve iç basınçlarına, taşıtın hızına göre değişir.
‘Kinetik sürtünme kuvveti’ ‘statik sürtünme kuvveti’nden değil, ‘kinetik sürtünme katsayısı’ ‘statik sürtünme katsayısı’ndan daha küçük. Çünkü; kinetik ve statik sürtünme kuvvetleri, temas halindeki iki cismin temas yüzeyinde, farklı koşullar altında oluşan kuvvetler.
Buradaki Ks ve Kd, statik ve dinamik sürtünme katsayılarını temsil ediyor olsun. Tabii ki, bu katsayıların büyüklükleri, temas halindeki iki yüzeyin mikrogeometrileri, yani mikroskobik girinti çıkıntı yapısı ve elektrokimyasal etkileşimlerine bağlı olarak değişiyor. Bizim örneğimizde temiz asfalt ve yeni lastik. Kinetik sürtünme katsayısının, statik sürtünme katsayısından genelde küçük olmasının; temas yüzeyleri üzerindeki pürüzlerin, hareket nedeniyle kısmen de olsa törpülenmesidir. Tıpkı, birbirine sürtülen iki zımpara arasındaki sürtünme kuvvetinin, zımparalardaki pürüzler aşındıkça azalmasında olduğu gibi. Ya da temas yüzeyi üzerinde, hareket bir kez başladıktan sonra devamını kolaylaştıran yağ veya benzeri yabancı unsurların bulunması ve yüzeydeki girintileri doldurmasıdır. Tıpkı, birbirine sürtülen iki sünger taşı arasındaki sürtünme kuvvetinin, gözenekler tozla doldukça azalmasında olduğu gibi. Bu durumda, ki bu husus çok önemli; temas yüzeylerinde safsızlık veya kirliliklerin bulunmaması ve de geometri düzensizliklerinin olmaması halinde, statik ve kinetik sürtünme katsayılarının farklı olması için ortada neden kalmaz. Nitekim, arayüzeyleri iyice temizlenip parlatılmış metal cisimler arasındaki statik ve kinetik sürtünme katsayıları arasında bir fark gözlenemiyor. Sürtünme kuvveti aslında, hakkındaki genellemelerin her birine istisnalar bulunabilen karmaşık bir kuvvettir. Örneğin, iki cisim arasındaki temas yüzeyinin daha pürüzsüz ve temiz hale getirilmesi, her zaman için sürtünme kuvvetinin azalacağı anlamına gelmiyor. Çünkü bilindiği gibi; aynı metalden iki parça alınıp da, arayüzeyleri yeterince temizlenip, dümdüz hale getirildiğinde; aralarındaki sürtünme kuvveti azalmak bir yana, iki parçayı tek bir metal parçası haline getirecek kadar artabiliyor ve buna ‘soğuk kaynak’ deniyor.
Asfalt ile lastik de Leyla ile Mecnun gibidir. Biribirlerini buldular mı ayrılmak istemezler. Bizimkisi teoridir iyi asfaltta iyi lastikle ABS olmadan daha önce durmak mümkündür. Ama bu pist işidir günlük hayatta öyle asfaltı herzaman bulmayız ve her gün günlük güneşlik sıcak değil. _________________ Kayıhan ZEYBEK
34738
R1200 GS
Tarih: Pzr Tem 17, 2005 10:11 pm Mesaj konusu: fren mesafesine farklı bir bakış açısı
[/code]
Tartışmalar üzerine nette araştırdım birçok yerde benzer grafikler var. Örnek olarak Georgia State University e ait bir sayfadaki grafiği yolluyorum. Burada statiksürtünme katsayısı dinamik ten büyük olarak gösteriliyor. Yani yazar kızaklanma kinetik bir hareket olduğu için sürtünme kuvvetinin azalacağını iddia ediyor. Yine de sürtünmenin basit bir formül ile ifade edilemeyecek çok karmaşık bir olay olduğunu belirtiyor
Ancak kimi özel durumlarda ise northwestern university de yapılan bir çalışmaya göre dinamik sürtünme büyük olabiliyor.(http://clifton.mech.northwestern.edu/~espinosa/Nano_Materials.html) Ve aşağıdaki sonuçlar da elde edilebiliyor.
Bense olaya bir mühendis olarak farklı bir bakış açısı getireceğim:
Frenleme esnasında balatalar fren disklerine kuvvet uygular ve kilitlenme olmadığı takdirde ve lastik de yere basma noktasında sıfır hıza sahip olduğundan W=F x D (1) enerji denkleminde motorun sahip olduğu enerji ısı olarak balatalardan diske aktarılır. balatalar disk döndüğü için ısıyı yayarak diske aktarır ve disk de etrafa yayar. Lastik te ise extra bir ısınma oluşmaz çünkü yere basma noktasında hız sıfır o nedenle (1.) denklemde yayımlanan enerji 0 .
Ancak balatadaki fren gücünün artması ile lastik sürtünme kuvveti yeterli gelmez ve tekerlek ansızın kilitlenir(kızaklanma). Bu nokta dinamik veya statik sürtünme kuvvetinin büyük olması artık önemsizdir. Çünkü balata diske kilitlenmiş ve (1.) denkleme göre balata üzerindeki enerji aktarımı 0 olmuştur. Tekerlek ise kinetik hareket yaptığı için tüm ısı tekerlek üzerinden yere aktarılır.
Dikkat! Tekerlek kilitlendiği için artık hep aynı noktası yere basmaktadır. Bu sebeple balatadaki gibi ısıyı yayma şansı yoktur (1)
denkleme göre oluşan ısı enerjisi ile lastik önce yumuşayarak tutuş biraz artacak ancak ısınma devam ettiği için eriyecek ve lastik asfalt ile eriyen sıvı arasında sanki sudaki gibi kayacaktır ki bu da suda fren yapmak gibi fren mesafesinde düşüşe sebep olur.
Bu sebeple sanıldığı gibi çok iyi frenleme yapıldığından değil aksine tüm ısı balata yerine tekere aktarıldığı için ve erime gerçekleştiği için asfaltta lastik izi kalmaktadır.
Sonuç olarak hangisi doğru olursa olsun, kinetik mi statik mi, frenleme esnasında kitlenmesi arzu edilen veya edilmeyen tekerlek kitlenmesi arkada olmaktadır. Ve ağırlığın %30 u arkada olduğuna ve kinetik statik arasında %10 gibi bir fark oduğu iddia edildiğine göre sonuç olarak %30*%10 = %3 ederki oda 33m yerine 32m gibi %3 lük küçücük bir farktır.
Bunun için kimse kimseyi kırmasın yani.
eline sağlık üşenmeyip yazdıklarımı çizerek bir daha anlatmışsın..
arcangle,
Araştırıp kaynak göstermişsin eline sağlık
Lastik ile asfalt arasında sürtünme ilk verdiğin tablodaki gibidir.
Arka tekerleğe düşen yük ise fren durumuna göre %50 ile %10 hatta stoppiede olduğu gibi %0 da olabilir. (Tabii motordan motora değişir.)
Aslında dediğin gibi birçok farklı malzeme arasında sıcaklık da etken olmak üzere epey değişik sürtünme katsayıları vardır. Hatta akıllara durgunluk verecek olan sürtünme katsayısının "1"den büyük olduğu durumlar bile olabiliyor. Mesela formula 1 arabalarının lastikleri ile asfalt arasında...
Teorik konuşmalardan sıkılan arkadaşlara da birkaç gözlemden bahsedeyim: Neredeyse asfaltta yapılan hiçbir motorsporunda viraj öncesi blok fren yapılmaz. Formula 1, DTM, MOTOGP yarışlarını birdaha seyredin (istem dışı olanlar hariç) hiçbir yarışçı en geç frenajda bile lastik bloke etmez.Aynen teorik izahta olduğu gibi.En iyi frenleme noktasının blokajın azcık altında fren dozuyla elde edilir.. _________________ Engin
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız