Kıştan kalma bir gezi

[umitbaydar]

Bölgemizde kar yağmur ve çamur varken biz dört arkadaş yeni almış olduğumuz motorlarımızla birlikte(taze merak) 25 şubat 2006 günü keşandan yola çıkarak Gelibolu’ya gitmeye karar verdik. Gezimizin iki gün sürmesi planlanmış, tüm Gelibolu ve civarı(şehitlikler dahil) gezilip ada turu yapılıp geri dönülecekti.

(Hazırlık aşaması ; )
[img][/img]

[img][/img]





Son kontrollerde yapıldıktan sonra saat; 14:15 te kontak çevirerek yola çıktık.
[img][/img][img][/img]

Depolarımızı doldurduktan sonra Keşan’dan Gelibolu istikametine doğru tekrar hareket ettik

[img][/img]

Yol temiz görüş açısı mükemmel denebilirdi. Gelibolu/güneyli sapağına gelmeden Ünal’ın motoru arızalandı. Sağına soluna bakınırken motora elektrik gelmediğini fark ettik. Hemen sigortasına el atıp arızanın burada olduğunu tespit ederek yenisi ile değiştirdik.

(teknik ekip iş başında)
[img]

[/img]

Arızanın giderilmesinden sonra, tekrar yola koyulduk.
O büyülü topraklara yavaş yavaş yaklaşmaya başladıkça içimizde bir şeylerin kıpırdadığını hissetmeye başlamıştık
(Gelibolu yolu makineli tüfek yuvası)
[img]
[/img]
Gelibolu/ güneyli sapağından içeri girip güneyliye doğru yol almaya başladık…

[img]

Köyü hızla geçip güneyli sahiline inip hazır gelmişken buradaki limandan balık almaya niyetlendik fakat olmadı. Buradaki balıkçılar birkaç günden beri süren aşırı yağışlar nedeniyle denize açılıp balık tutamadıklarını yeni yeni hazırlıklarını yapıp denize açılacaklarını söyleyip bizi uğurladılar…

[/img]
Hiç ana yola çıkmadan(Gelibolu) güneylinin içinden tayfura doğru yola koyulduk

[img]
[/img]
Staplize köy yolunu geçtikten sonra tayfura ulaşabilmemiz için geçmemiz gereken aslına bakılırsa köylüler tarafından gitmememiz için uyarıldığımız yolun başına geldik.Biraz çamur !!! Birazda ıslak bir yolda yavaş yavaş ilerlemeye başladık…(ah keşke köydeki insanları dinleseydik…! )

[img]

Yol ilk başlarda o kadar kötü durmuyordu… Kendi aramızda şakalaşarak ilk boğuma girdik…Hem bukadarcık çamur bize ne yapabilirdiki…

Yol uzadıkça uzamaya başladı her köşe dönüşümüzde bundan sonra çamur çıkmaz umuduyla gaza basmaya devam ettik fakat nafile… Çamur bitmiyor artarak devam ediyordu. Zaman zamanda motorları altımızda tutmakta güçlük çekip yana çamura devirmeye başlamıştık…

[/img]

[img]

Zaman zamanda yorgunluğumuzu atmak için kısa molalar verir hale geldik. Aslına bakılırsa molalarda dinlenmek yerine lastikleri ve jantları çamurdan temizlemek için daha fazla yoruluyorduk

[/img]

Bizler çamurla uğraşırken havada karamaya başlamış, planladığımız yere gidememenin motivasyon bozukluğu bizi sarmaya başlamışken grup arkadaşımız Oğuz un motorunun çalışmadığını öğrenmek herkeste soğuk düş etkisi yapmıştı….Çamur biryandan bir yandan da çalışmayan motorla uğraşmak kararan havada nasıl olurdu…Bekleyip görecektik…



Karanlık çökmüş beklemekten başka bir çaremiz kalmamıştı. Hep beraber oturup bir durum değerlendirmesi yapma başlamıştık.
Gruptan çıkan sonuç: burada kalıp çadırlarımızı kurup kamp yapıp sabahleyin arızalı olan motoru geliboluya yada en yakın benzin istasyonuna çekmeyi konuşurken uzaklardan ağzında sigarası eşek üstünde bir çobanın bize doğru geldiğini fark ettik.Hepimizin gözleri onca karanlığa inat ışıldamaya başladı…
Göz ucuyla Mehmet , Ünal ve Oğuza baktığımda yüzlerinde kurtulduk dercesine minik bir gülüşün olduğunu fark ettim. Ve bende gülümsemeye başladım… nede olsa şanslıydık ezelden….
Eşek üstündeki çobanı karşılamak için hepimiz yerimizden kalkarak üstümüze çeki düzen vererek karşılama komitesini hazırlamıştık bile….
Birden çoban selam vererek ;
nerden gelip nereye gidersiniz diye sormaya başladı ve o an bizim kurtulmaya başladığımız zamanın tohumları ekilmeye başladı…

Gezmeye çıktığımızı keşandan geldiğimizi fakat burada motorumuzun bozulduğunu ilerleyemediğimizi anlatırken köyden bize yardım edebilecek birilerinin olup olmadığı sorarken eşek üstündeki çoban; siz burada bekleyin ben 30 dk içinde köye giderim oradan birilerini bulmaya çalışırım 1 saat içinde kimse gelmezse bakarsınız başınızın çaresine diyerek eşeğiyle birlikte
Yavaş yavaş yola koyuldu….
Biz beklemeye başladık beklerken de farklı farklı kurtuluş teorileri üretirken uzaklardan iki adet ışığın geldiğini fark ettik.
Kurtarma ekibi geliyor diyerek sevinmeye başladık.20 dk sonra traktör kasasıyla birlikte yanımızda oldu. İlk baştaki amacımız, arızalı olan motoru traktörün kasasına koymak geri kalan yolu da (tayfura kadar) sağlam olan motorlarımızla tamamlamaktı. Fakat bizi çekmeye gelen traktörcüyle konuşmaya başladıkça bunun imkânsız olacağını 200 metre ileriden sonra çamur daha da arttığını kendisinin dört çeker yeni motoruyla bile zor geldiğini bize anlatarak bu sevdadan vazgeçmemiz konusunda bize telkinlerde bulundu. Bizde uyarıları ve görüşleri dikkate alarak motosikletlerimizi traktörün kasasına yüklemeye başladık.

[img]

[/img]

[img]

Yüklenen motorlarla birlikte traktör kasasında geliboluya doğru hareket etmeye başladık…Yol aldıkça traktör kasında gitmenin nekadar doğru bir karar olduğunu çamur deryalarını gördükçe anlamaya başladık…Yaklaşık 45 dk yol aldıktan sonra Gelibolu çıkışı Shell benzin istasyonuna gelebildik. İstasyon köşesine traktörü çektirerek motosikletimizi indirmeye başladık.
İşlem tamamlandıktan sonra oradaki görevlilere motorumuzun arızalandığını diğer motorları da yıkamamız gerektiğini söyleyerek bize yer göstermelerini istedik fakat olumlu bir cevap alamadık saatin geç olduğunu (aslına bakılırsa çok çamurlu olduğumuz için)bahane ederek bizi istasyonun bir köşesine tabiri caizse kışaladılar…
Gösterilen yerde konaklamaya başlamışken istasyonda çalışan biri bize acımış olacak ki yanımıza gelip duvarın yanında bulunan hortumu uzatarak suyu akıtmaya buradan temizlenmemizi söyleyerek manalı gözlerle bizi süzmeye başladı….

[/img]

Tam anlamıyla temizlenme olmasa bile yinede kaba çamurlar akıp gitmişti.Buna şükür….
Ama hala üstümüz başımız çamur……. istasyonun içindeki yemek salonuna uzaktan bakıyoruz karnımız zil çalıyor…. Yanımızdaki istasyon görevlisi niyetimizi hemen anlayarak; isterseniz size ekmek arası köfte yaptırayım burada yersiniz demesiyle birlikte köfte ekmek ve ayran paralarını görevliye indirip bir köşede ekmeklerimizin gelmesini beklemeye başlıyoruz.
Ve nihayet bir poşet içersinde ekmeklerimiz geliyor…
Mis gibi köfte ekmek….
Bir köşede karnımızı doyurmaya başlıyoruz…

[img]

Yemiş olduğumuz yarım ekmek yorgun ve aç olan midelerimizi doyurmaya yetmiyor. İkincileri söylemek için istasyon görevlisini arıyor gözlerimiz.Oda ortalıklarda gözükmüyor.Bir işi çıktı herhalde !!!
Ben yerimden kalkarak lokantaya doğru yürümeye başlıyorum lokantanın kapısını açarak içeriye giriyorum. Elimde para doymadığımızı tekrar köfte ekmek almak istediğimi söylüyorum. Garson parayı alarak siparişleri hazırlamaya koyuluyor…
Biraz orada durduktan sonra garsonun bana beklemeye gerek olmadığını köftelerin hazır olduğunda bize getirileceğini söyleyerek oradan dışarıya çıkıyorum.
15 dk sonra adının Gökhan olduğunu sonradan öğrendiğimiz lokantanın sahibi elinde poşetlerle birlikte beliriveriyor.
Ekmeklerimizi yerken biryandan da Gökhan ile sohpete koyuluyoruz.Bizim geldiğimizi gördüğünü bukadar çamuru nerden bulduğumuzu merak ederek soruyor. Bizde başımızdan geçenleri ona anlatıyoruz. Sohbet ilerledikçe birbirimize kanımız kaynıyor, birde bizim Keşanlı olduğumuzu öğrenince lokantanın ve benzin istasyonunun kapıları sonuna kadar açılıyor. Ve bizi oturduğumuz yerden kaldırıp kolumuzdan çekerek lokantanın içine sokuyor.

[/img]

Üstümüz çamurlu olduğu için biz yine tedbiri elden bırakmayarak oturduğumuz koltukların altına gazeteleri yaymayı ihmal etmiyoruz. Şömine başında çay meğerse ne güzelmiş…


[img]

[/img]

Çaylarımızı yudumlarken laf lafı açıyor sohbet uzuyor geliboludan ve keşandan tanıdığımız ortak arkadaşlara selamlar alıp selamlar iletiyoruz.
Dinlendik sayılır gökhandan yardım istiyoruz.Arızalı olan motoru yaptırmak için…. O bu saatte sanayinin kapalı olduğunu açık olsa bile bu tarz motorlardan anlayan ustanın olmadığı pazartesinden önce bir çözüm üretemeyeceğini söyleyerek aklına bir şey gelmiş olacak ki telefonla bir arkadaşını arıyor.
Görüşme bittikten sonra Ahmet adında bir arkadaşını aradığını kendisinin uzun yıllardan beri motorcu olduğunu belki onun bir şeyler yapabileceğini söyleyerek ahmeti beklemeye başlıyoruz.
Ahmet 15 dk sonra açık kasa kamyoneti ile birlikte yanımıza geliyor. Tanışma ve konuşma faslı bittikten sonra motora el atıyor… ama işlem sonuçsuz… Motosiklet çalışmıyor…
Şimdilik gezinin bugünkü bölümünün bittiğine kanaat getirerek
Arızalı olan motoru istasyonda bırakarak kamp yapmak için uygun bir yer aramaya karar veriyoruz. Biz bu telaşla hazırlıklarımızı ve yola koyulmayı düşünürken Ahmet gelibolunun çıkışında ana yoldan 5 km içeride kendisinin bir çiftlik evi olduğunu burada konaklama yapabileceğimizi söyleyerek bizleri oraya davet ediyor. Davete icap etmek gerekir felsefesinden yola çıkarak çiftlik evine doğru yola çıkıyoruz. Gecenin bir karanlığında nereye gittiğimizi bilmeden çiftlik evine geliyoruz…

[img]

Sohbet güzel… laf lafı açıyor…. Zaman ilerliyor…

[/img]

Sohbetin bir anında konuşulanlara yavru kuzuda ortak oluyor…. Acıkmış ölen annesinin yerine Ahmet ağabey ona annelik edip karnını doyuruyor…( yok yok bira şişesinde süt var…)

[img]

Bizim ünalda ahmetten özeniyor… ama kuzu onu pek sallamıyor istemiyor ondan süt emmek. Öyle yapıyor olmuyor böyle yapıyor olmuyor yavru kuzu bir türlü plastik memeye yapışmıyor…

[/img]

Gözlerimiz kapanmak üzere hepimiz yorgunuz… Uyuma vakti geldi.. Ahmet’in bize gösterdiği karavana geçip uykuya dalıyoruz.

Sabah 10:30 da kuş sesleriyle uyanıyoruz.Her yer cıvıl cıvıl doğanın sesi bu zamanlarda ne güzelmiş…
Doğada uyanıyor bizimle usul usul…

[img]

Ahmet ağabey bizden önce kalkmış kahvaltı ve çayı hazırlamış… nekadar iyi bir misafirperver…
Kahvaltımızı ettikten sonra bizimle işi olduğunu öylece alaylı bir gülümsemeyle bizi bahçeye davet ederek yardım etmemizi rica ediyor… Olur mu ya nasıl yardım etmeyiz

[/img]

[img]

Burada işlerimizi, hazırlıklarımızı tamamladıktan sonra Ahmet ağabeyden tarif alarak kömürcü limanına oradan da ece limanına gitmeye karar veriyoruz.
Ve yola çıkıyoruz…
İlk konaklayacağımız yer kömürcü limanı

[img][/img]

Bayır aşağı düzgün sayılabilecek bir yolda ilerliyoruz

[img]

Burunu döndükten sonra liman gözükmeye başlıyor…

[/img]

[img][/img]






Bu görüntü bize iyikide buraya geldik dedirtiyor… her şey çok güzel…
Limana indikten sonra usul usul burayı terk etmeye başlıyoruz….

[img]

Burada ihtiyaçlarımızı karşıladıktan sonra ece limanında yolunu tutuyoruz…
Ece limanına giderken sol tarafta kendiliğinden oluşan gölete göz atıp motorlarımızı burada yıkayabileceğimizi en azından suyun içinden geçersek kalan çamur parçalarının düşebileceğini tahmin ederek dalıyoruz suyun içine….

[/img]


[img]

Motorlarla birlikte biraz bizde yıkanıyoruz ama yok zarar….




Islanan çamaşırlarımızı değiştirdikten sonra ece limanına varmak için tekrar yola koyuluyoruz…
Yolda görüntüler muhteşem….Saklı bir cennet gibi…

[/img]

Ve ece limanına varıyoruz….

[img]


Hava kararmak üzere….
Bir an önce yola çıkmamız gerektiğini konuşarak basıyoruz motorlarımızın gazlarına…..
Gelibolu Keşan arasını hiç durmadan giderek….
[/img]

[furiousangel]

Harikasınız hatta harika üstüsünüz..
Kutlarım çok güzel bir gezi. Ben Çanakkale'de yaşadığım halde yarımadayı böyle dolaşmamıştım.

Raporda ayrı güzellikte, teşekkürler.
Bir dahaki sefere haber verin.

[AytacDundar]

Hayretler içerisinde izledim.Tebrik ediyorum.Siz de bu teşlikat oldukça daha nice gezilerinizi buradan takip ederiz.

[alamurat]

gerçekten çok güzel bir gezi olmuş keyifle okudum çok eglendim teşekkür ediyorum gezilerinizin devamıı bekliyoruz


-------------------------saygılarımla
_________________
motorsuz motorcu (sen sen ol asla biz olma)

[zepco]

Hakkaten muhteşemsiniz!

Bizde yazın bir Çanakkele (hatta birkaç defa) yapmayı düşünüyoruz.

Kömürcü koyuna özellikle gitmek istiyoruz. Koy veya yakınlarında konaklama / yeme içme ile ilgili bilgisi olan varmı acaba?
_________________
Q VICY
YBR 125
16 DJ 272
B+

[JethroTull]

Valla agzım acık okudum. Roman gibiydi. Bol camurlu ve bol macera Yurdum insanı ne kadar yardımsever ve misafirperver. O coban yardım getirmese haliniz ne olurdu gecenin bir vakti camurun icinde.

Kuzuya da once bira iciriyorsunuz sandım, ödüm koptu sütmüş megersem oyy ne sirindi o oyle.. buyumeyecegini bilsem eve bir kuzu alırım valla

Bir de farkettim ki beyler dogaya biraz daha kanaatkar mı ne.. yani söyle ki ; biz hanımlar oyle bir camur deryasından sonra temiz bir mekan, ertesi gun temiz kıyafetler vs vs isteriz o halde bir gun konaklayıp, devam etmek.. biraz depresyona gireriz yani yalan yok
_________________
Aynı dili konuşanlar degil, aynı duyguyu paylaşanlar anlaşır.

[zepco]

[harun-efe]

çok güzel bi gezi olmuş

[kawa500]

valla arkadaslar sızı gorunce kıskanmadım dersem yalan olur aynı motordan bende de var. motorları bayagı bır zorlamısınız gorulen memnun kaldınızmı? ayrıca arıza yapan motor ne tıp bır arıza yaptı. bır hafta sonu ramzey lerle bulusalım. bız de burda 4-5 arkadasız. ayrıca rapor cok guzel olmus emegınıze saglık....

[JethroTull]

[umitbaydar]

[umitbaydar]

[coolboy]

Tebrik etmek istiyorum. Sanırım daha kötüsü zor olur. Ramzey'in size onur plaketi vermesi gerekir.
_________________
HAKAN LİK
KEEP IT COOL
HONDA ST 1300
Pan Eurepean

[andackaracan]

Tebrikler süper olmuş devamını bekliyorum...
_________________
Andaç Karacan
andackaracan@yahoo.com
İstanbul
BMW 1150GS Adv. 2005

[dominator]

Arkadaşlar helal olsun diyeceğim, başka söze gerek yok...

Bazen içinden çıkılmaz zor durumlar, gelecekte çok hoş anılar bırakır. Sizin gezinizde de bunları yaşamışsınız. Gittiğiniz yerlere bu sene yapmayı düşündüğüm Edirne-Kırklareli gezisinde uğramaya çalışacağım...

Yeni gezilerinizi sabırsızlıkla bekliyoruz...

Sevgilerimle,
Ahmet YILMAZ
Dominator NX-650
Çanakkale-Çan