Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kayıt: Oct 17, 2005 Mesajlar: 22 Nerden: Windsor, ON
Tarih: Cmt Ksm 12, 2005 1:11 am Mesaj konusu: bir kaza hikayesi...
"ilk kazamı yaptım" cümlesi ile başlayan başlıklar aslında canımı sıkan, "okumayayım şimdi boşver" dediğim başlıklardı, ta ki, iki akşam önce, kendimi de asfaltta bulana kadar, hem de henüz trafik ışıklarından kalkıp (hızım en çok 15 km), sola virajı alırken (sola dönüş daha kolaydır), motorumla benim, çevredekilere "bakın lastikler yolda değilde havada iken, biz nasıl oluyoruz" görüntüsünü verene kadar...
neyseki ikimizde hafif sıyrıklarla atlattık, ama kazanın nedenlerine gelmek gerek ki, dersler çıkarabilelim. Eğer yazdıklarımda yanlış ya da eksik olduğunu düşündüğünüz konular var ise, lütfen paylaşınız.
9 kasım 2005, saat: 19:00 civarı, yer: tepe nautilus trafik ışıkları, güzergah: iş - koşuyolu - tepe nat. - acıbadem dörtyol ışıklar - hasanpaşa - ev. kısaca son 2 küsür aydır her gün kullandığım yol.
kaza olmadan, olurken ve sonrasındaki düşünceler:
1) Trafik ışıklarına gelmeden önce: Nautilus'un bahçesini şantiye alanına çeviren ve şantiyeye (Anadoluray ya da tüp geçit)
gelip giden kamyonlar nedeni ile koşuyolu tarafından gelirken ışıklara yaklaşık 70 - 80 m. kala asfaltın yüzeyi, artık yağmurda çamur, kuru havada ise toz olmakta. Bu nedenle de o bölgede ani frenlemeden kaçınarak kullanmam gerektiğini düşünerek, sağlıklı bir şekilde kırmızıda duran araçların yanına geldim, şeridimi ortaladım.
2) Işıklarda beklerken:
Sola döneceğim, velhasıl en sol şeritteyim. 4 şeritli yolda, ışıklar yeşile döndüğünde soldaki 2-3 şerit sola, diğer 2-3 şerit de sağa dönme arzusundalar. En içeride olmanın verdiği, durumua hakim olma isteğim ile, yanımda beklemekte olan araç sürücüsüne baktım. Bir bayan olduğunu gördüm, ama üzerime kırabilir düşüncesini de aklımın biryerlerine kazıyarak, dikkatli ve sakin kullanmaya özen gösterme kararındayım.
Bu arada son haftalarda kendiliğinden yükselen güven duygumu törpüleme konusunda mücadelemi sürdürüyorum.
3) Yeşile dönen ışık:
Yeşile dönmesi ile kullanmaya ilk başladığım zamanlarda yaptığım, yola fırlamak konusunda kendimle mücadelemde başarılı olmuş biri olarak, durması gereken araçların durduklarını ya da hızlarını düşürdüklerini gördükten sonra, diğer araçlardan çok az fark ile ilerledim.
4) Sola dönüş:
kırmızıda bekleyen araçların önünden düz geçerek, sola dönüşümde çizgimi şeridin dışına kaçırmadan dönmeyi düşünürken, sağımdaki diğer arabaların beni dikkate almadıklarını hissettim. Önümdeki boş yolu da görerek (içimden de sitemli saygılarımı onlara sunarken) gazı açmayı ve o sırada, kaza yapmamayı düşündüm.
5) Gazı açış:
Gazı açmaya başladığım anda, hiç istemeden, motogp yarışlarında gördüğümüz ve de severek ve de takdirle takip ettiğimiz üstadlarımızın, virajın içerisindelerken, bir anlık neler yaşadıklarını gördüm.
6) Asfalt ile kavuşma:
Motorum ve ben asfalt ile kavuştuğumuz an ve sonrasındaki 2 - 3 sn içerisinde herşey olup bitmişti. Motoru yere yattığım anda bırakmam gerektiğini düşündüğümü hatırlıyorum. İkinci düşüncem ise, arkadan ya da sağımdaki şeritten gelen araçların altında kalmamak için bir an önce toparlanmam gerektiği.
7) Toparlanma:
Arkamdaki trafiğin durduğunu gördükten sonra (asfaltta henüz doğrulamamışken) önce vücudumda olası bir hasar olup olmadığını kontrol ettim. Üzerimde botlar, bellik, mont ve de kaskımdan oluşan ekipmanım, içerisinde olan tüm uzuvlarımı korumuşlar. (Ekipman çok önemli)
Ancak, sağ dizimin iç alt tarafındaki sızı, çok derin olmasa da, bu olayın bende izini bırakacağını müjdeliyordu.
Doğrulduktan sonra, arabalarından inen vatandaşlarımız ve de o an trafikte olan Kızıltoprak İstanbul Motor'dan Mert arkadaşımız da bana yardım için koştular.
Yerdeki motoru kaldırarak, yol kenarına götürmemizin akabinde de benim iyi olduğuma ikna olduktan sonra yine onlar yollarına devam ettiler. Herkese çok teşekkürlerimi tekrar sunarım.
Çıkardığım dersler:
Yaptığım ve de olması gerektiği ya da daha ucuz atlattığımı düşündüğüm kazamda, ilkin kendi sorumluluğumu almam gerektiğini düşündüm. Kendi hatam diyebileceğim en önemli konu, zaman içerisinde artan kendime güvenme neticesinde, hissettiğim ama doğrulamasını yapmadığım bir anda, kaçış yoluna odaklanarak gazı açtım. Bu benim acemiliğimdi.
Ama aylardır, şehrin göbeğinde kamyonlarla taş, toprak, zemin malzemesi taşıyan kamyonların tekerleklerinin şantiye çıkışında yıkanmaması neticesinde asfalt özelliği kaybolmaya başlayan yol ve de ona uygun viraj hızımı ayarlayamamak da mı benim acemiliğim?
Sağımdan gelerek beni sıkıştıracağını düşündüğüm araç sahipleri; trafikte giderken kuralsızlıkları ile minibüs ve taksi şoförleri, reflekslerini ve de tecrübelerini geliştirmeden trafiğe çıkarak, ayna kullanmadan seyreden acemi bayan sürücüler, tv ekranının köşesinde ya da muhabbetlerinde hiç eksik etmediği kırmızı noktayı, yolda yandığını gördüğü halde gaza basan aceleci yurdum insanının, trafikte motor kullanırken beni zaman içerisinde paranoyaklaştırmış olması ihtimali de mi benim acemiliğim?
(son iki paragraf acılı arabesk koktu)
Sonuç:
Kaza hiç ummadığınız anda yanıbaşınızda olabiliyormuş. O nedenle, rahat sürüş sırasında bile olsak, en yüksek dikkatle motorun üzerinde olunması gerekli.
Uzun oldu biliyorum, umarım sıkılmamıssınızdır, sürçü lisan ettiysem affola...
Bulent arkadasim, cok gecmis olsun. Sorunun olusunu ve sebeplerini cok guzel irdelemissin, sagolasin ve Allah beterinden korusun. _________________ Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli
Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal).
Kayıt: Jul 26, 2003 Mesajlar: 248 Nerden: ISTANBUL
Tarih: Cmt Ksm 12, 2005 9:14 am Mesaj konusu:
Sıkma canını.Sana birşey olmamış olması olayın en güzel yanı.Bu arada tam giyimli olmanın faydaları bir kez daha gündeme geldi.Bu da önemli.Bilbo makinan spor mu??
Geçmiş olsun Bilbo,
Ne sıkması?. Yazınızı ilgiyle ve gözümde canlandırarak okudum. Bu tür kaza raporlarını veya yazılarını hep takip etmeye çalışıyorum. Çünkü herbiri bir şekilde hepimizin karşılaşabileceği türden olaylar. Hepimizin her an başına gelebilir.
Ancak sizin olayınızda düşme nedenini tam olarak anlayamadım. Sanki diğer araçların sizi sıkıştırma ihtimalinden kaçmak isterken ani gaz açışı ile kaygan yolda lastik kayması neticesi düştünüz. Doğru mudur?
Tekrar geçmiş olsun. Korumalı kıyafet sayesinde ucuz atlatılmış bir kaza. Gerekli dersleri hem çıkarmış hem de bizlerle paylaşmış olmanızdan dolayı teşekkürler.
Civan Poyrazoğlu
...asfaltın yüzeyi, artık yağmurda çamur, kuru havada ise toz olmakta. Bu nedenle de o bölgede ani frenlemeden kaçınarak kullanmam gerektiğini düşünerek...
...kaçış yoluna odaklanarak gazı açtım.
Dusmenize sebep olan etken, benim fikrimce varyator kurbani olmaniz. Sanirim Liberty ile dustunuz.
Bu otomatik vitesli araclarin debriyaji olmadigi icin santrifuj ile kavramaya gecen bir guc aktarimina sahiptirler. Araci hareket ettirebilmek icin, vitesli bir motora oranla cok daha fazla gaz vermek gerekir. Debriyajin yavasca birakildigi vitesli bir motora oranla, ilk hareket cok hizli olur. Bunu biraz acayim:
Gosterilebilecek asiriliklar disinda vitesli bir motorla kalkis yaparken debriyaji yavasca birakir ve rolanti devirinden baslayarak kalkis yaparsiniz. Yer kaygansa kalkisi dikkatli yapar, sag salim kalkarsiniz. Ancak otomatik-varyatorlu bir motorda varyatorun genlesip kayisi yukseltmesi icin gaz verilir, ilk hareket ancak 2000-3000 devir civarinda saglanir.
Bu kalkis esnasinda yer yuzeyi tutunmaya musait degilse cok rahat patinaja dusulur. Sizinki de buna bir ornek.
Daha dikkatli nasil kalkilir?
Kalkis yapacak arabalardan geri kalmayi goze alarak normalden daha az gaz verilir. Tekerlekler kalkisi yapip yavasca yol almaya basladiktan sonra rahatca hizlanabilirsiniz cunku bu araclarda kalkistan sonra patinaja dusmek de aksine zordur. Eger yer cok kaygan ise her iki ayakla denge korunarak kalkilmali. Cok bilimsel bir aciklama olmadi ama bunu scooterda 5 yildir uyguluyorum, sonuclarindan memnunum...
Kayıt: Jun 09, 2005 Mesajlar: 680 Nerden: İstanbul-Çanakkale
Tarih: Cmt Ksm 12, 2005 7:15 pm Mesaj konusu:
Ne diyelim, büyük geçmiş olsun... O kavşağı çook iyi biliyorum. Benimde asvaltla aramdaki ilişkiyi bir kaç kez test etmişti... Malum akşamları Kızıltoprak yönündeki yol yıkanıyor... _________________ Vural Çelikoğlu
-. MOTOZAR .-
"hoc volo, sic iubeo, sit pro ratione voluntas"
bilbo büyük geçmiş olsun. Benim deen büyük korkum düstügümüz seritteki sürücünün dalgın olması ve ani fren yapamamasıdır. Sen de bir sey yok,önemli olan bu; libertiye de ufak cizikler yakısır ondan büyük geçmiş olsun tekrar _________________ Cem Temir
buyuk geçmiş olsun arkadaşım..
.
şimdi bana buyuk kısım kızacak ama ben genelde makina yı dusunmeden iç gudulerimle kullanıyorum. yani düşünmüyorum (bunu dönerken şu bana çarpar yada ben buna çarparım olarak söyledim. saygısızlık anlamında değil..) öte yandan trafikte kafa çıkarıp yanındaki vasıtayı bile umursamayan zihniyet zten ikitekeride umursamaz düşüncesi ile hareket ederim hep..
bunu uzun uzun yazma gereğini şimdilik hisstmiyorum. kısacası gelmek istediğim sonuç şu.. belkide çok düşündüğün için bu olaya maruz kalmışsındır.. bunu sakın yanlış anlama ama ben nezaman düşünerek hareket ettiysem asfalt kardeşle samimi oldum. hatta akraba bile olacaktık nerdeyse içgüdülerim bana daha samimi davranıyor makina üzerindeyken.. ve şu ana dek yanılmadım..
Bu benim yaptığım ve hissettiğim bir şey.. eleştirmiyorum ama yazdıklarına bakınca çok düşünerek hareket ettiğini farkettim.. küçük bir nuans belki ama kendini motorla bir hisstmeyi düşünce engeller.. (en azından bende öyle oluyor..)
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız