Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Kayıt: May 05, 2004 Mesajlar: 1614 Nerden: İstanbul
Tarih: Çrş Hzr 30, 2010 8:02 am Mesaj konusu:
Ben bu "şükretme" işine çok başka açılardan ve kökünden karşıyım , hatta şükretmenin yeryüzünde insanlığın başından gelmiş geçmiş en büyük kötülüklerden biri olduğunu da düşünüyorum ama sadece bu başlığa konu olan kızın anlattıklarıyla tam bir ironi yaratan, başlıkla ilgili şeye değinmeden edemeyeceğim. Engellilerin ençok canlarını yakan şeylerden biri de kendilerine bakılarak şükredilmesi. Nereden mi biliyorum ? Engelli arkadaşlarım var. Böyle benim gibi çokbilmiş tipler. Yıllar önce bunu tartışırken ben "ya işte yok yanlış anladın , ben acımaktan değil.." bilmemne falan diye kıvırma payı ararken susturmuşlardı. En sonunda dedim yahu tamam haklısın. O zamandan beri de şunu düşünürüm , bu acıma duygusunu yenmeden o kızın söyledikleri ve istekleri asla mümkün olmayacak.
Topal birinin yanından hızla yürüyüp geçerken neden bilmem sağlam bacağım beni sanki rahatsız eder ama onun olmayan bacağı yüzünden ona asla acımam. Bacağı yoksa yoktur. Onun bacağı yok diye benim bacağımın veya varlığımın kıymeti artmaz, ya da bacağı yok diye onun değeri azalmaz. Şükretmek başka birşeydir, bunun felsefi temelleri başkadır diyene de asla inanmam. Acınası insanlar gördüğümüzde veya acınası hallere düştüğümüzde şükrettiğimizi bilirim, şükretmenin sıklıkla kendini kandırma biçimlerinden biri olduğunu bilirim ve kendi kendimi kandırmaktan kurtulmaya çalışırım. Öteyandan hep daha fazlasını istemenin ve hırsın zıddı olduğu için de saygı duyduğum birşey şükretmek.
Ancak buradaki nokta bunlardan farklı. Adam sana bacağım yok diye acınacak adam değilim diyor. Bacağı olmayan adam onun yanından geçerken şükretmemi istemiyor, bundan hem mutsuz oluyor, hem de bunun haksızlık çeşitlerinden biri olduğunu düşünüyor. Bence sonuna kadar da haklı. Acınmak istemeyen, hayattaki en temel sorunu sahip olduğu engeli değil de insanların bu yaklaşımı olan adama acımaya benim ne hakkım var ? Veya onun öyle algıladığı şeyi yapmaya. Ve bunun üzerinden bir nevi tatmin yaşamaya. Evet, asla kötüniyet taşımadan ama bir nevi acıma ve bir nevi tatmin yaşıyoruz. Bunu ille yapacaksak da onlara farkettirmeden içimizden gizlice yapmak zorundayız. Hoş gizlesen da bilecek, hissedecek.. Temel problem onlara bakıp şükrediyor olmamız.
Sevgiler...CeM... _________________
En son ilyada tarafından Çrş Hzr 30, 2010 8:11 am tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Çok güzel bir ses... Allah herkesi belli meziyetlerle süslemiş.
Şükretmek sadece engelli birini görüp "oh şükürler olsun rabbime" temeline dayanmamalı tabi ki ya da yemek yedikten sonra geğirip "yarabbi şükür" demek de değil. Cem'in söylediği gibi birinin engelini görüp kendi haline şükretmek de bir nevi psişik rahatlama nedeni.
Ancak şükretmeyi tavsiye eden ilahi dinler, şükrü bir söylem değil davranış olarak tavsiye etmişlerdir. Şükür; verilecek bir sadakadır, kendi karnını doyurabildiğin için bir yoksulun karnını doyurmaktır; bir yaşlının elinden tutmaktır; yürüme zorluğu olan bir engelliye tekerlekli sandalye almak veya alınmasına bir şekilde vesile olmaktır... komşusu açken tok yatmamaktır, kendi karnının tokluğunu düşünmeyip, başkalarının açlığını düşünebilmektir. Dolayısıyla şükrü böyle değerlendirmek lazım, en azından teolojik olarak böyle. _________________ v-strom 650
emreboztekin@hotmail.com
532 336 36 79
Seyahat Ya Rasulallah (Evliya Çelebi)
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız